• 2326
    mevcut 14 yabancı sayısı kuralının gelişinden sonraki süreçte, ligi genellikle 7.sıra ve altında bitiren takımlardan, mali açıdan zarar edenlerin(ki bence neredeyse hepsi), şapkasını önüne koyup düşünmesi lazım. böyle bir kuralda bile neredeyse yok parasına 3-5 adet 24 yaş altı oyuncu getirip en azından 1ini 2sini 2-3 milyon eurolara satabilecek konuma kendini getiremiyorsan, sürekli daha fazlasını isteyip, daha yaşlısını daha maliyetlisini buluyorsan, türk futbolunda var olmanın hiç bir anlamı yok.
  • 2327
    birçok sıkıntısının yanında, galatasaray'a olan etkisi nedeniyle de şu aşamada rahatça "kısıtlanırsa kısıtlansın" diyemeyeceğimiz garabet.

    mert hakan'ın yanı sıra emre kılınç'ın da fenerbahçe'yi tercih edeceği söylentileri var. bu durumda gelecek sezon ilk 11'e oynayacak düzeyde bonservissiz yerli alma şansımız kalmayacak gibi. bonserviste de açılamıyoruz. peki ne yapacağız?

    ligde kimle anlaşsak ya başkanları fenerli çıkıyor bize zorluk çıkarıyor, ya da oyuncu serbestse rakip çok daha fazlasını teklif ediyor ve bizimkiler de haklı olarak sidik yarışına girmeyip oyuncuyu rakibe teslim ediyor. mevcut transfer piyasasında galatasaray olarak rakiplerden bir adım öndeysek, ya da eşitsek diyelim; bu kural sonrası belli ki bir adım geride kalacağız. daha önceki sınırlarda da geride kaldık. 90'lardan beri ligin iyi yerlileri genellikle bize kalmıyor. selçuk inan gibi istisnai örnekler büyük karakter sergiledikleri ve daha fazla parayı ellerinin tersiyle ittikleri için bize geliyor. herkesten de bu fedakarlığı bekleyemeyiz. yani bekleyelim de 10 oyuncudan 1'i yapar bunu. o halde her fenere giden oyuncuya "kendi kaybeder" demek yerine yeni yerli düzeni için bir eylem planı yapmamız şart. onlar kaybetsin okey ama biz nasıl kazanacağız? bizim bu döneme ait bir yolumuz bir rotamız olması lazım. bunda ısrarcı ve istikrarlı olmamız lazım. her yıl anadoludan düzenli 20 yaş altı oyuncu mu alıyoruz, her yıl almanya'da scout yollayıp gurbetçi mi topluyoruz, ya da altyapıdan her yıl en az 3 oyuncu çıkarma kotası mı uyguluyoruz bilmem ama bir eylem planımız yoksa, bir tarzımız oluşmayacaksa, akışına bırakacaksak 3 yıl sonra dara düşeceğimiz neredeyse kesin.

    ben sınır gelirse şahsen futboldan uzaklaşacak ve aboneliklerimi iptal edeceğim ama galatasaray'ın böyle bir vazgeçişte olma şansı yok. "her yıl ligde beğendiğimiz yerli topçuları alırız nolacak" dersek ileride çok sıkışacağımızı ve yüksek paralar vermemize rağmen ligin baş altı yerli topçularına kalacağımızı şimdiden görür gibiyim.
  • 2329
    covid-19 sebebiyle liglerin programlarında oluşan sıkışıklıktan dolayı yeni yabancı oyuncu sayısı kurallarının 2020-2021 sezonunda uygulanamayacağına inandığım, galatasaray başarılı oldukça azaltılması konuşulan yabancı futbolcu kontenjanıdır.

    yaklaşık 33 saat sonra 2020-2021 sezonu yaz transfer dönemi başlıyor. transferler başladıktan sonra sayıyı kısıtlamak çok büyük saçmalık olur.

    yeni sayı en geç 2020-2021 sezonu ortasına kadar belirlenmeli ve 2021-2022 sezonundan itibaren uygulanmaya başlanmalı. tabi eğer illa değiştireceğiz diyorlarsa. bana kalsa değişmesin hatta 12+2 kuralı kalkıp doğrudan 14 olsun.
  • 2331
    pandemi sürecinin bize bağğzı şeyleri öğretmiş olmasını bekliyorum.

    hepimiz evlerimizde oturduk. düşünme fırsatı bulduk. kapital dünyanın dayattıklarının aslında çok da gerekli şeyler olmadığını test etme fırsatı bulduk. o kadar da kıyafet almaya gerek yokmuş meğer. gereksiz yere harcanan bir sürü zaman ve para varmış meğer. sürekli işe, okula gitmemizi sıkı çalışmamızı isteyen, dayatan sistem hepsini çarkı döndürebilmek için istiyormuş meğer...

    işe git ki, yan dükkan yemek satabilsin. o yemek satsın ki, iş yeri sahibine kirayı ödeyebilsin. o kirasını alsın ki araba, kıyafet, ev alabilsin. o alsın ki devlet vergi toplayabilsin. devlet vergi toplasın ki birilerini zengin edebilsin, birilerine yedirebilsin...

    örgün eğitim yapılmasını çevre esnafı kalkınabilsin diye istiyorlarmış meğer. esnafı düşündüklerinden değil haa... o esnaf da diğer dişlileri döndürecek çünkü.

    sıkı çalış ki çok para kazan safsatasını yedirmişler bize yüzyıllarca. iyi okullarda oku iyi bir işin olsun diye pompalamışlar. aslında hepsi kapital çark için gerekli olan dişlilermiş...

    insanlar bir ay evde kaldı. devlet iban numarası atmak durumunda kaldı.

    sporu, futbolu eğlence diye yutturuyorlarmış. insanlar işte, okulda çok yoruluyor. stres atmak için kapitalizmin sunduğu bir fırsat olarak lanse ediliyormuş. meğer yine her şey kapital içinmiş. iki ay futbol olmaz ise binlerce ne işe yaradığı belli olmayan spor yorumcusu, tek yapabildiği iyi top tepmek olan futbolcu ordusu, bu seyirlik cümbüşü evimize sokan medya kuruluşları çarkı döndüremeyecekmiş meğer...

    aslında işe gitmeyince, okul için her gün otobüse binmeyince, o hengame o patırtı olmayınca futbola da onu yorumlayan cambazlara da ihtiyaç yokmuş.

    bütün bunlar ayyuka çıkınca, ammaaan anlaşılmasın numaramız dercesine apar topar hepsini eski düzene "yeni normal" olarak geri getirdiler.

    baktık ki insanlar yavaş yavaş eski çarka dönüyor. yine bu koca yalan silsilesinin içine girmiş canhıraş tartışmalara giriyor. yeniden sistem içerisinde debelenip duruyor. o atanmış hakem, bu yabancı sınırı...

    yorulduğumuzu anlamış olmalıyız bu süreçte. artık bir şeylere dur demenin yollarını tartışmalıyız. her şeyden önce pasif direnişin bu süreçte ne kadar etkili olabileceğini anlamış olmalıyız. biz bir şey yapmaz isek o devran dönmeyecek ve durumu bizim istediğimiz şekle sokabileceğiz.

    pınar firması yönetim kurulu üyesi karşıyaka halkının oy tercihlerine müdahale etme cürretini gösterdiğinde "gerekirse pınar karşıyaka'dan sponsorluğumuzu çekeriz" tehditini savurduğunda kaçımız pasif direniş sergileyebildik? pınar ürünlerini boykot edebildik mi? konfor alanımızdan çıkıp sırf bu direnişe bağlı kalmak adına beynimizi bu işe yorduk mu? bakkalda yalnızca pınar su varmış. iki adım yürüyüp başka marketi zorladık mı?

    bunlar hep konfor alanımızı zorlamakla alakalı. kafa yormak, düşünmekle alakalı. bizi biraz zorlayacak belki ama en azından konfor alanımızın dışına çıkarak kafa yorduğumuz, bizi biz yapan değerlere sahip çıktığımız huzuruna kavuşabileceğiz.

    kaçımız yabancı sınırı geldiği andan itibaren bu düzene dur demek adına ligi izlemeyi, futbolu takip etmeyi tamamen bırakabliecek? bu kokuşmuş düzene seyirci kalmak konfor alanımız dahilinde. o alanın sınırlarını zorlamak adına futbol ve türevlerini takip etmeyi bırakmak en güzel pasif direniş olacaktır. pandemi sürecinde de gördüğümüz gibi bunu yapabilecek gücümüz var. bu çarkın parçası olmayı kabul edemeyen bünyelere tavsiyem uzak durun. geri kalmışlığın, çağ dışılığın, hilenin hurdanın, ayak oyunlarının yandaşı olmayın.

    biraz gayret...
  • 2333
    emir tek bir şahıstan gelmiştir ve dillendirildiği gibi bütün mesele paranın ülke içerisinde dolaştırılmasıdır. sadece galatasaray'ı durdurmak için çıkarıldığını düşünenler büyük resmi kaçırıyorlar. dolar 7 tl'ye, euro 8 tl'ye doğru giderken dövizin ülkede kalması isteniyor. ülke futbolu ya da kulüplerin kurtuluşu değil. aksine yabancı sınırı ile yetersiz yerlilere daha fazla para verilip kulüpler ekonomik olarak daha kötü duruma düşecek ama bununla ilgilenen yok.
  • 2334
    bunu aşmanın tek yöntemi alt yapı ve pilot takım. yani bir oyuncu yetiştirme planının olması. biz rotasyona bile adam yetiştiremiyoruz. o zaman ya oyuncu seçemiyoruz ya da akademi ve oyuncu yetiştirmekle gorevli kişiler işlerini doğru yapmıyor. türkiye gerçeklerine uygun 3 senelik bir altyapı planı yapsan (örneğin oyuncunun evdeki beslenmesine karışmak, takip etmek gerekirse aileye gida yardımında bulunmak) bile 2. sene sonunda meyve vermeye başladığını göreceksin. burası hollanda değil o yüzden ajax modeli ile değil galatasaray modeli ile ilerlemeliyiz. 2 as bir rotasyon çıkar, birkaç yıl ambargo koy, anadolu klüplerinden oyuncu alma veya az al, bak konuşuluyor mu bir daha bu sınır.
  • 2335
    benim fikrim kesinlikle 11 olmasından yana. ne 14 ne 8 ne de başka bir sayı. kesinlikle 11.

    ligin kalitesinin artması için kaliteli yabancı şart oğlu şart ama yedek oyuncu olarak yabancı çok yanlış. gelsin 11 kaliteli oyuncu, yerliler de rekabete girsin ve kendilerini geliştirsinler.

    burada düzenlenmesi gereken oynamayan faydalı olmayan fakat sözleşmesi olduğu için takıma kene gibi yapışan futbolcular için yasalar güncellenmeli. tarık çamdal gibi oyuncuların eline mahkum kalmamalı kulüpler. faydalı olmayan yerli ya da yabancı oyuncuya kulübün istediği an sezon sonuna kadar olan parasını verip yol vermenin bir yolu açılmalı. bu görev fifa'nın. 2020de söylüyorum 2025te gerçekleşir. 2005 yılında var sistemi gelmeli dedim, 2020 oldu inşallah gelecek. yeri geldiğinde uzaktan eğitim olmalı dediğimde yıl 2010'du o da bir salgın sayesinde gelecek. mesela ileride futbol müsabakaları 60 dakikaya düşüp basketbolda olduğu gibi skorbord ile salise salise tutulacak fakat vasıfsız liderler yüzünden tarih 2030u gösterecek. kıçı kırık aptal bir telefon uygulamaları her ay güncelleniyorsa neden spor, eğitim sanat kendini güncellemekte bu kadar aciz.
  • 2336
    ulkedeki futbol dunyasinin bu tarz bir konuda amaci sadece para kazanmak olan insanlara karsi bu mucadeleyi kaybetmesi beni asil uzen nokta. ki isler dogru gittiginde para kazananlar da daha fazla kazanabilecek muhtemelen. geri kalan kisimlar sadece ici bos tartismalar, pozisyona gore arguman uretmeler.
    +2 gibi sacmaliklardan da kurtulup su anki haliyle kalmasini diledigim sayi.
  • 2337
    futbolun içinde olup da bu yabancı sayısının azaltılmasını isteyen kişi ya futboldan anlamıyordur ya da komisyoncunun tekidir. tabi ülkemizde futbolu, futbolun içinde olanlar yönetmediği için 2020 yılında konuşulan yabancı sayısının 14'ten her sene kademeli olarak 12-10-8 diye azaltılması planı tamamen üst bir aklın döviz yurtta kalsın düşüncesinin tezahürüdür.
  • 2338
    hayatta en fazla değer verdiği şey kolay para kazanma olan devlet destekli ve hükumet kalkanları ile korunan müteahhitlerin yönettiği futbolumuzda yüksek komisyonlu menajer teşvikçisi bir mevzuatın yapılanması son derece olağan olup, bu kişilerden futbol tutkusunu tercih etmesini istemek ise bir ütopyadan fazlasıydı. bu sebeple düşürülmesi ile elde edilmek isteneni aşikar olan sayı yabancı oyuncu sayısıdır. şimdi sahte bir piyasa oluşacak, tıpkı konut ve araba kredisi ödemekten 10 yıl günyüzü görmeden çalışan insanların bu yapay piyasa için harcadıkları işgücü gibi emekler kolay para isteyenlerin cebine gidecektir.
    türk futbolcusuna da, kulübüne de, milli takımına da zerre katkısı olmayacak bir uygulamadır.
  • 2339
    yerli oyuncu zorunluluğunu, yabancı oyuncu sayısı seklinde lanse ederek gercekleri saklayan federasyonun 2020-2021 sezonundan itibaren degistirdigi sayidir.

    madem bu kadar türk futbolunu ve türk futbolcusunu düşünüyorsun, o zaman de ki, (tamamen farazi sayilar)

    --- alıntı ---

    yabancı-yerli ayrımı yapmıyorum.

    ancak; ilk 11'de kulübün altyapisindan yetişmiş en az 3 oyuncu, yedeklerle birlikte mac kadrosunda altyapidan yetismis 7 oyuncu zorunludur. (11'de 3, 21'de 7)

    --- alıntı ---

    simdi altyapidan yetisen oyuncularin yata yata para kazanma durumu suphesi ortaya cikacaktir, ancak kazin ayagi oyle degil.

    kulupler bakacak yetismesi gereken belli pozisyonlar var, zorunluluk var, hepsi altyapi hamlesi yapmak durumunda kalacak. belki de altyapi hocalarına saglam paralar odemek durumunda kalacaklar, ancak, altyapidan deli gibi oyuncu basacak kulupler. zira gereken onemi vermezlerse dandik 3 oyuncu butun takimi batirabilir.

    bu yerli yabanci meselesinin tek sebebini soyluyorum!

    kendini gelistirmeyen, araba-kadin-gece kulubu mesaisinin arasinda top tepen, kultursuz, analitik dusunce yoksunu, çoğunlukla is ahlakindan yoksun birtakim zerzevat* daha cok daha cok para kazansin diye yapilacak bir hamledir. hic kur etkisi falan demesinler. 100-200bin euro'ya da tas gibi yabanci futbolcular var. yeter ki hoca, başkan ve hatta malzemeci dahi komisyon almasin. ama yok, o komisyon dönecek, o peskes cekilecek.

    gercekten ulke ekonomisi ve türk futbolu düşünülüyorsa; o zaman cozumu yukarida yazdim. benzer sartlarla, cok rahat turk futbolu cag atlayabilir. yabanci serbestisinden sonra milli takimimiz takir takir top oynamaya basladi, disariya ihracat bile yapmis olduk. takimlarimiz bir nebze olsun arşa cikan kalite farkini azaltmaya baslamisti.

    ama simdi bu fark daha da acilacak. su acidan da bakalim, acikcasi 2 adet kuzenim var, bunlar yillik atiyorum 1 milyon euro alabilecekken bu yerli zorunlulugundan dolayi 3 milyon euroya para demeyecekler. cunku kuluplerin eli mahkum.bana giren cikan yok, herkesin kazanci kendine ama soz konusu ulke ise, daha bilimsel daha mantikli daha tutarli cozumlerle gelinmesi sart.
  • 2340
    hiç bir argümana dayanmayan tamamen bilinçsiz insanların alacağı kararlardır. futbol evrensel bir oyundur. içinde rekabeti barındırır. bu kararı kim aldırıyorsa türk futbolculara diyor ki oturan yerlerinizi büyütün biz size oynama ve iyi para kazanma fırsatı vereceğiz. oh miss gibi dünya yabancı oyuncular bir yerini yırtsın bizim türk oyuncular yatsın milyonlar kazansın. bu kararları alacak kişilerin futbol bilgisi şüphelidir. birde servis yapılan haberlerde şenol güneş konu ile ilgili çalışma yapıyormuş. yav şenol güneş kim ki bugüne kadar hazıra konmaktan başka ne yapmış.
  • 2341
    ligde rekabetin arttığını, anadolu takımlarının bile çok iyi kadrolar kurarak rekabetçi hale geldiklerini, iyi oyuncular sayesinde iyi futbol izlediğimizi, ayrıca yurt dışına hiç olmadığı kadar futbolcu ihraç etmemiz sayesinde milli takımın da bu yabancı serbestliğinden aslında katiyen olumsuz etkilenmediğini düşünecek olursak tüm bunlara rağmen yabancı sınırını düşürmeye çalışmak ülke futbolunu gram düşünmüyor olmak demektir.

    ayrıca tüm kulüpler yabancı sayısı olduğu şekli ile kalsın derken buna rağmen düşürmeye çalışmak sözün bittiği yer. o federasyon ülke futbolunu kulüplerin istek ve temennilerine göre yönetmek için orada. 18 kulüp de yabancı sayısı değişmesin derken kalkıp "ben bunu düşürüyorum demek" bile başlı başına ortalığı yangın yerine çevirmeye yeterli.

    umarım bu konudaki diretmeleri sonları olur.
  • 2343
    az da olsa engel olabilecek tek kişi fatih terim. yönetimimizden ses çıkmadı. medya da aşağı yukarı herkes karşı ve hala inadına padişahımız önceden istediği için bu kural getirilecek. sizlerinde söylediği gibi iki büyük sebebi var. menajerlere olan borçlar, bu yüzden menajerlerin kucağında resmen herkes ve ikincisi ise dövizin ülkede kalması.

    söylenecek çok şey var. pilot olmalık. azıcık insan olsanız serbest bırakırsınız ama 20-23 yaş altı katı kurallar getirirsiniz. ilk 11 ve sezon boyunca maç/dakika performansı olarak. bak nasıl oyuncu havuzu oluyor. ama olmaz. diğer tüm alanlar gibi burayı da ele geçirdiler. yok edecekler.
  • 2344
    paranın yurtiçinde kalması isteniyorsa transfer edilecek yabancıya yaş sınırı ve maksimum ucret ve bonservis sınırı koyarsın, bu koşullarda bulabilen yabancı alır bulamayan türk oynatır. ücret sınırını yabancı oyuncu ile ilk sozlesmesinin bitimine bir yıl kala yeni sözleşmeden geçerli olmak üzere %50 kadar artırabilirsin dersin. yani 2 milyon limiti olan bir oyuncudan çok memnunsan ve satmamışsan sözleşme yenilerken 3 milyona kadar çıkarsın. zaten bu sırada oyuncu en az 3 yıldır senin takımında oynuyor olur. hem takımları scout ve ucuz oyuncuya yonlendirirsin hem türk oyunculara biraz daha yer açmış olursun. posası kalmış yabancıları 2.5 - 3 milyon euro ödenmesini engellersin. bir de 30 yaş üstü yeni yabancı transfer hakkini 1 ile sınırla. olsun bitsin. böyle insanları futboldan soğutmak ne hükumetin işine gelir, ne de ülkenin.
  • 2345
    sen 40 sene maaşlı işte çalışıp ancak arka sokaktaki bir dairenin taksitini ödeyebiliyorsun. yabancı 3 yıllık maaşı ile gelip deniz kenarındaki en güzel daireyi alıyor ve senede 1 kez geliyor ya da gelmiyor, buna bir sınırlama yok. bir avuç sporcu kalite kattığı zaman, yerli ve milli olsun deniyor. araplara üç kuruşa satılan hektarlarca arsa vatan toprağı değil, vatan uğruna feda edilen de şehit değil sanki. ben bugün filisitin'e acımıyorum çünkü yahudilere topraklarını para ile sata sata ülkelerini kaybettiler ve belki de hak ettiler. herkesin adaleti şaşar, allah'ın adaleti şaşmaz. sadece bir avuç kaliteli futbolcu geleceği zaman milliyetçi olmamak lazım. eflatun der ki ''küçük şeylere gereğinden çok önem verenler, elinden büyük iş gelmeyenlerdir.''
  • 2346
    konuya girmeden önce başımdan geçen bir anektodu emsal olması açısından buraya yazacağım.

    bizim köy ile komşu köyü birbirine bağlayan bir tane anayol, 3-4 tane tali yol var. komşu köyden kendi köyümüze dönerken, dayım, çekirge diye bir bölgede kestirme bir yol olduğunu, yolun görsel olarak da güzel olduğunu söyledi. yönümüzü o yola çevirdik. çok gitmeden çamura battık. sonra öğrendik ki o yol araç yolu değilmiş. tabii, aklı başında insanlar olduğumuz için o yolu bir daha kullanmadık.

    futbola dönüp baktığımız zaman bu yabancı oyuncu konusunu farklı şekillerde denedik. en faydalı sistem şu an yürürlükte olan sistem gibi görünüyor. faydadan kastım; oyuncu satışı, genç oyuncu gelişimi, milli takım başarısı vs. şimdi bu sistemi değiştirmek istiyorlar. bu sistemi değiştirmek isteyenlerle ilgili iki tahminim var.

    1- aklı başında insanlar değiller.
    2- türk futbolunun iyiliğini istemiyorlar.

    biz taraftarlar ise bu garabate sesimizi çıkarmak yerine, gelecek ucube sisteme karşı hazırlık yapmaya başladık bile. iyi uykular.
  • 2347
    gelmesini hiç istemiyorum. ancak biraz düşününce de acaba diyorum. biz avrupa’da üstün başarılar yakaladığımız her dönemde üst seviye yabancı ve bir o kadar türk oyuncumuz vardı. hatırlayın 1996-2002 dönemini. hatırlayın 2009’u 2011-2014 dönemini. dikkat edin kalite yerliler vardı bu dönemde takımımızda hep. son 2 yıldır şampiyonuz evet ama gümbür gümbür olamadık. tatmin olmadık, doyurucu olamadık. tekrar ediyorum bu zamanda hala sınır diye bir şey olmaması lazım. ancak türkiye’yi çiftlik gören pek çok yabancı oyuncu var ne yazık ki. sınır gelirse bizim aleyhimize görünebilir durum ancak ben genel kanının aksine bu durum olursa bizim avantajımıza olacağını düşünüyorum. tekrar kendi ruhumuzu bulabiliriz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın