2327
birçok sıkıntısının yanında, galatasaray'a olan etkisi nedeniyle de şu aşamada rahatça "kısıtlanırsa kısıtlansın" diyemeyeceğimiz garabet.
mert hakan'ın yanı sıra emre kılınç'ın da fenerbahçe'yi tercih edeceği söylentileri var. bu durumda gelecek sezon ilk 11'e oynayacak düzeyde bonservissiz yerli alma şansımız kalmayacak gibi. bonserviste de açılamıyoruz. peki ne yapacağız?
ligde kimle anlaşsak ya başkanları fenerli çıkıyor bize zorluk çıkarıyor, ya da oyuncu serbestse rakip çok daha fazlasını teklif ediyor ve bizimkiler de haklı olarak sidik yarışına girmeyip oyuncuyu rakibe teslim ediyor. mevcut transfer piyasasında galatasaray olarak rakiplerden bir adım öndeysek, ya da eşitsek diyelim; bu kural sonrası belli ki bir adım geride kalacağız. daha önceki sınırlarda da geride kaldık. 90'lardan beri ligin iyi yerlileri genellikle bize kalmıyor. selçuk inan gibi istisnai örnekler büyük karakter sergiledikleri ve daha fazla parayı ellerinin tersiyle ittikleri için bize geliyor. herkesten de bu fedakarlığı bekleyemeyiz. yani bekleyelim de 10 oyuncudan 1'i yapar bunu. o halde her fenere giden oyuncuya "kendi kaybeder" demek yerine yeni yerli düzeni için bir eylem planı yapmamız şart. onlar kaybetsin okey ama biz nasıl kazanacağız? bizim bu döneme ait bir yolumuz bir rotamız olması lazım. bunda ısrarcı ve istikrarlı olmamız lazım. her yıl anadoludan düzenli 20 yaş altı oyuncu mu alıyoruz, her yıl almanya'da scout yollayıp gurbetçi mi topluyoruz, ya da altyapıdan her yıl en az 3 oyuncu çıkarma kotası mı uyguluyoruz bilmem ama bir eylem planımız yoksa, bir tarzımız oluşmayacaksa, akışına bırakacaksak 3 yıl sonra dara düşeceğimiz neredeyse kesin.
ben sınır gelirse şahsen futboldan uzaklaşacak ve aboneliklerimi iptal edeceğim ama galatasaray'ın böyle bir vazgeçişte olma şansı yok. "her yıl ligde beğendiğimiz yerli topçuları alırız nolacak" dersek ileride çok sıkışacağımızı ve yüksek paralar vermemize rağmen ligin baş altı yerli topçularına kalacağımızı şimdiden görür gibiyim.
mert hakan'ın yanı sıra emre kılınç'ın da fenerbahçe'yi tercih edeceği söylentileri var. bu durumda gelecek sezon ilk 11'e oynayacak düzeyde bonservissiz yerli alma şansımız kalmayacak gibi. bonserviste de açılamıyoruz. peki ne yapacağız?
ligde kimle anlaşsak ya başkanları fenerli çıkıyor bize zorluk çıkarıyor, ya da oyuncu serbestse rakip çok daha fazlasını teklif ediyor ve bizimkiler de haklı olarak sidik yarışına girmeyip oyuncuyu rakibe teslim ediyor. mevcut transfer piyasasında galatasaray olarak rakiplerden bir adım öndeysek, ya da eşitsek diyelim; bu kural sonrası belli ki bir adım geride kalacağız. daha önceki sınırlarda da geride kaldık. 90'lardan beri ligin iyi yerlileri genellikle bize kalmıyor. selçuk inan gibi istisnai örnekler büyük karakter sergiledikleri ve daha fazla parayı ellerinin tersiyle ittikleri için bize geliyor. herkesten de bu fedakarlığı bekleyemeyiz. yani bekleyelim de 10 oyuncudan 1'i yapar bunu. o halde her fenere giden oyuncuya "kendi kaybeder" demek yerine yeni yerli düzeni için bir eylem planı yapmamız şart. onlar kaybetsin okey ama biz nasıl kazanacağız? bizim bu döneme ait bir yolumuz bir rotamız olması lazım. bunda ısrarcı ve istikrarlı olmamız lazım. her yıl anadoludan düzenli 20 yaş altı oyuncu mu alıyoruz, her yıl almanya'da scout yollayıp gurbetçi mi topluyoruz, ya da altyapıdan her yıl en az 3 oyuncu çıkarma kotası mı uyguluyoruz bilmem ama bir eylem planımız yoksa, bir tarzımız oluşmayacaksa, akışına bırakacaksak 3 yıl sonra dara düşeceğimiz neredeyse kesin.
ben sınır gelirse şahsen futboldan uzaklaşacak ve aboneliklerimi iptal edeceğim ama galatasaray'ın böyle bir vazgeçişte olma şansı yok. "her yıl ligde beğendiğimiz yerli topçuları alırız nolacak" dersek ileride çok sıkışacağımızı ve yüksek paralar vermemize rağmen ligin baş altı yerli topçularına kalacağımızı şimdiden görür gibiyim.