resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:84
Uyruk:Türkiye
  • 9612
    ünal aysal döneminde de yine kimsenin ne olduğunu tam anlayamadığı yine birtakım dedikodular üzerinden dönen ve yine takım 2 sene şampiyon olmuş şampiyonlar liginde çeyrek final oynanmış bi' senenin hemen ertesindeki sezonun başlarında yaşanan bi' kriz nedeniyle apar topar gönderilmişti hoca. bugün sözlüğe bakın en fatih terim destekçisi ''öl de ölelim'' modunda olanlara sorun en azından tüpçüyle verilen o pozu kendilerine yediremiyorlardır. hafızaları tazelemek adına, hocanın ismini isabetli şekilde kendisi koyduğu amatör ancak organize bir kötülüğün-ki daha sonra yine hoca tarafından evrilmiş şekliyle profesyonel bi' kötülüğe dönmüştür- başlangıç dönemlerinde, kulübün neredeyse (o dönemki uygulamaları, galatasaray'a verdiği cezaları nedeniyle) savaş halinde olduğu, sanki bir an evvel bu anın gelmesi bekleniyormuşcasına, tüpçüyle karşılıklı imzalar atıldı objektiflere gülüşerek pozlar verildi. o dönem galatasaray almış başını giderken -galatasaray'ın önünü kesebilmek adına- dünyada sanki hiçbir hoca yokmuşcasına milli takım hocası olarak fatih terim düşünülmüş yok 3-5 maç milli takımı yönetsin yok hem galatasaray hem milli takım gibi formüller üzerinden gündem oluşturulmuştu. o gün hocadan yapması beklenen milli takımı şu aşamada düşünmüyorum deyip olayı kestirip atmasıydı fakat yapmadı. başkan ünal aysal olaya son noktayı koymuşken bence hoca, ünal aysal'a başka çıkar yol bırakmadı. ünal aysal'ı sev ya da sevme, başarılı ya da başarısız bul ancak bu gibi (iş hayatıdan çok başarılı olmuş. hiçbirimizin tahmin bile edemeyeceği fonları yöneten, paralara sahip olanlar) insanlar iş hayatında duyguları tamamen devre dışı bırakmış kişilerdir. bu kişiler profesyonel hayatta birinden gram hazzetmese de eğer o kişi onun işine yarıyorsa ona kazanç, başarı sağlıyorsa dediğim gibi o kişiden nefret de etse onu elinden çıkarmak istemez. tek bir istisnası vardır bunun o da patronu boşa düşürmeyeceksin. yok saymayacaksın. eğer o gün ünal aysal o kararı vermeseydi başkanlığı sadece kağıt üzerinde kalmış bi' kuklaya dönüşürdü. ben ünsal başkanın o gün verdiği kararın doğru olduğuna inanıyorum.
  • 6327
    --- alıntı ---

    gezi olaylarında medya önünde destek veren başka bir büyük kulüp yöneticisi yoktur.

    takım şampiyon olduğunda erdoğan huzuruna da çıkmamıştır. şikenin ahlaksız bir hareket olduğunu tüm gücüyle söylemiştir lakin bu orta doğu ülkesinde kamuoyu yaratamamıştır. şikeden en çok mağdur olan kulübün başkanı akp mitinglerinde fink atarken, şikeden hiç etkilenmeyen ünal aysal bütün yüksek sesiyle şikenin ve teşviğin karşısında durmuştur.

    daha önce de söylediğim gibi sadece mali yönden eleştiririz ancak siyasi erklerin baskıları ve onların yanında duran açıklamaları pek göremedik. sadece bir kez sporla alakalı bir toplantısına katılmıştı erdoğan'ın hepsi o kadar. o da kulüp yönetimlerinin en üst düzey yöneticileri çağrıldığı için gitmek zorundaydı. tabi senin gibi bi gerizekalının protokolden haberi yoksa orada yapacağım bir şey yok. yoksa bu adamdan "başbakan adam gibi adamdır", "şike operasyonunda aslında hedef erdoğandır" gibi laflar duymadık. mitinglerde fink atan osmanlı torunu başkanı söylemiyorum bile.

    sonuçta karşımızda "bana muhalefet ederseniz stadınıza metro getirmem, çatınızı yapmam, maliye bakanlığını iki ayda bir üstünüze salarım" diyen birisi var. o kadar dik duruş olmuyor maalesef. sonuçta fransız kulübüysek de bu orta doğu liginde mücadele ediyoruz:)

    --- alıntı ---
  • 9842
    yasi ilerledigi icin ben tekrar aday olacagini dusunmuyorum. bu arada kendisinin basarisini sadece sportif olarak degerlendirmemek gerekiyor. bence toplama bakildiginda sportif olarak basariliydi ancak galatasaray'in hakkini savunma konusunda cok ama cok basariliydi. unal aysal baskanken ne siyasi erk, ne tff, ne feneri, besiktasi ne de capsiz rizesi bize boyle diklenir boyle asagilardi. egilip bukulen adamlar yuzunden geldigimiz hal, sportif basari ya da basarisizligin onune gecmistir.
  • 8695
    amrabat'ı terim çok istediği için aldığımızı abdürrahim albayrak anlatmıştı. fatih terim hatta karşı çıkmış o bedele ama abdürrahim albayrak ikna ederek bu transferi fatih terim'e jest için yaptırmış.

    dany tamamen fatih terim'in istediği bir oyuncuydu zaten.

    tarık çamdal da tff'nin çıkardığı 5 yabancı oyuncu kuralından sonra ilk onbirden eboue'nin kesilmesi sebebiyle, onun yerine alınan genç ve potansiyel görülen isimdi. yabancı sınırı gelince fahiş fiyatlar oldu tabii, içlerindeki en saçma şey bu oldu keşke sabri'yle devam edilseydi ki zaten sonra öyle oldu. sağ beke türk koymak için ayrıca veysel sarı, salih dursun gibi isimleri de aldık işte burada en büyük hatası şener özbayraklı'yı almamasıydı. alsaydı şimdi en azından sağ beke bir alternatifimiz olurdu. biz şener hariç herkesi aldık, olmadı. ontivero, hajroviç falan değil ünal aysal'ın en büyük hatası bu tercihtir. bir de selçuk ve burak'a yaptığı akıl almaz sözleşmeler.

    bunun dışında 40 ayda 27 kupa kazanmasını, şampiyonlar ligi çeyrek final ve son 16'sını, bayanlar euroleague'i ve diğer kupaları falan saymıyorum.

    17 haziran duruşu ise bence en büyük olayıdır. kupalardan çok daha değerlidir.
  • 9757
    karar adamıydı popülist şeyler söyleyip uygulamaya geldiğinde üç maymunu oynamadı. işin siyasi boyutunda mevcut iktidarın en güçlü olduğu 2011-2014 yılları arasında dik durmuş bir başkandır. şike sürecinde bu ateş üflüyerek sönmez diyen, süper final saçmalığında oyun oynanırken kural değiştirilmez diyen, basketbol şubesinde final maçına şaibeli hakem çıkınca maça çıkmama dik duruşunu göstermiş bir başkandır. ondan sonra gelen hiçbir başkan bu kadar sert ve muhalif açıklamalarda yer almadı. hükümet bugünlerde çok daha güçsüz ve yakında gidecekleri herkes tarafından ön görülüyor buna rağmen ünal aysal’ın yaptığı muhalifliği yapabilecek bir isim yok. fenerbahçe maçından sonra tff’ye gideceğim deyip hakem hakkında 6 hafta konuşmama gibi saçma bir karar alan, üzerine ertesi hafta takımı malatya’da doğranan galatasaray’ın haklarını ne kadar savundukları ortada. en ufak bir olayda bizim takıma yağan cezalar örneğin marcao, fatih terim cezaları rakiplerde olduğunda alt limitten veriliyor. kulübün yek vücut olup, ciddi kararlar alması gerekiyor.
  • 4524
    fatih terim döneminde kesenin ağzını açarak 10 milyona bruma'yı, 8 milyona amrabat'ı, 6 milyon+cana'ya muslera'yı, 3.5 milyon'a dany gibi bir adamı, 6.3 milyona chedjou'yu, 7.5 milyon'a sneijder gibi oyuncuları almış olan başkan bunun yanında yine fatih terim'in isteyip de oynatmadığı yiğit gibi yerli bir adama 2.75 milyon euro vererek transfer eden başkan. milyon dediğime bakmayın aynı diğer oyuncularda da döviz cinsi yiğit'te olduğu gibi eurodur yine.

    şu adama terimciliğiniz yüzünden vurmanız da yetti siz de yettiniz! sıktınız da artık!
  • 9447
    hataları olan bir başkandı, ancak nefretle anılacak birisi kesinlikle değildir. sırf bu döviz kurunu sabitleme hamlesi bile bizi şimdikinin 2-3 kat borçla bırakmaktan kurtardı. bu bile büyük bir başarıdır. ayrıca futbolda tekrar avrupa fatihi olduğumuz. kupalara ambargo koyduğumuz. basketbolda yıllar sonra şampiyon olduğumuz bir dönemi ilk elden yürütmüştür ünal aysal. oyuncu portföyü olarak yaklaşık 23 milyon dolar gibi bir zararla; barış özbek'li mustafa sarp'lı aldığı galatasaray kadrosunu sneijder, drogba gibi dünya yıldızlarıyla dolu bir kadro halinde bırakmıştır.

    meşhur fener'in şampiyon yapıldığı sezonda tff'nin bize uyguladığı operasyonda bir kere oturup konuşsalardı fatih terim'le şu an; biz türkiye juventus'u olmuştuk, fb stsl 1. ligde, jimnastik istanbul bölgesel amatör ligdeydi. olan gene koskoca camiaya oldu, ama biz gene ayağa kalktık. bizi büyük yapanda bu aslında. kenetlenip ona buna laf atmak, hedef dağıtmak, geçmişin otuna bokuna takılmak yerini yolumuza bakarsak kimse bizi hedefimizden saptıramaz.

    daha dün akşam tff şikeci şerefsizlerin harcama limitini dalga geçer gibi arttırdı, cezalı oyuncusunu resmen affetti. ve biz 5 yıllık mevzuyu tartışıyoruz. afferim bize.
  • 8592
    o kadar küçük kafalarca eleştiriliyor ki, akıllara ziyan. burada küçücük rumuzlarının arkasından 75 yaşında enerji devi şirketin sahibi (bakın ceo'su değil; bizzat sahibi) bir insanın galatasaray kongresine gelerek ilgi çekmeye çalıştığını düşünüyorlar. işte "vizyon" dediğimiz şey tam da bu aslında. bunu söyleyen adamın vizyonunda galatasaray başkanlığı şan, şöhret ve ilgi. bu kadar düşünebiliyor çünkü.

    galatasaray kongresinde kürsüye çıkmak dursun özbek için çok büyük bir reklam olabilir. ama ünal aysal için değildir. zira ünal aysal'i sen bilmiyordun galatasaray başkanı olmadan önce. ama adamın zaten oldukça büyük bir ağırlığı var tüm dünyada. cnn international'a bağlanıp ekonomi yorumu yapıyordu bu adam. galatasaray başkanı olduğu için değil.

    bir de sene olmuş 2017 hala "galatasaray'ı batırdı" diyen var. adamın döneminde gelir patlaması yaşamışız. ama deniyor ki "çok harcadı". yahu adam harcamasa sen o parayı kazanamayacaktın. bir şey değişmeyecekti yani. marka değeri nedir, ne değildir biraz araştırın allah aşkına. bir futbol takımının marka değeri artmadıkça gelirlerini artırması imkansız. alın işte size dursun. hani gelir, nerede? yok. anca riva'yı ve florya'yı yok pahasına satarak gelir elde edecek, inşallah. belirsiz bir gelecekte. o yetki ünal aysal'a verilseydi şu an riva'nın geliri gelmeye başlamıştı.

    hırsınızı anlıyorum. terim'e hak ettiği muameleyi göstermesini, ali dürüst, abdürrahim albayrak ve adnan öztürk'ün foyalarını ortaya çıkarmasını sindiremiyorsunuz. ama artık komik oluyor. o kadar komik ki, rahatsız ediyor.

    ekleme:

    25 mart 2017 galatasaray mali genel kurul toplantısında çıkıp başkanlığa adaylığını koymadığı için kendisini eleştirenler var. pardon ama hangi seçim için? açın artık gözlerinizi. ayılın.
  • 8766
    şu sözde "dışarısını gerçekten bilen", "romantik olmayan", "komik olmayan" yazarlar bir söylesin,
    katledilen berkin elvan'ın cenaze törenine, adını soyadını gizlemeden, hiçbir çekingenlik göstermeden çelenk gönderen kaç kulüp başkanı var?

    bayılıyorum bu "her şeyin fakında olan, her boku ben bilirim" havasındaki adamlara...

    ünal aysal, bu toprakların biat odaklı kültürünü benimseyen bir adam değildir.
    gayet de ipi çekilmiştir.
    dursun'a verilen izinler kendisine verilmemiş, devlet de aysal döneminde her atılımın önüne taş koymak istemiştir.

    "20 milyon oy" meselesi aba altından sopa göstermektir aslında ama bunu anlamak için konjonktüre hakim olmak gerekir.
  • 10141
    bir zamanlar çok desteklediğim ama şimdiyse niyetini görüp sevmeyi bıraktığım eski başkan. kendsinin süheyl batum’un kanatları altında görmek üzdü zira kendisi bir zamanların vizyoner başkanıydı. bir kısım galatasaraylı için efsane başkan idi. işte böyle insanlardaki para hırsını anlamıyorum. yaş 82 olmuş ve yakın zamanda baba da oldu bu insan. şu yaşına kadar oldukça kaliteli yaşadı. etin en güzelini yedi, şarabın en eskisini içti, peynirin en elitini yedi, arabanın en kralına bindi, teknenin en âlâsını kullandı, işine helikopterle gidip geldi, kadın desen istese isveç prensesi ile takılacak kadar lüks bir hayat yaşadı. fakat gel gör ki hâlâ sportif a.ş peşinde.
  • 9592
    hayatta bazen ne kadar doğru yaparsan yap, yaptığın bir yanlış tüm doğrularını götürür. terim'i kovarak daha doğrusu idare edemeyerek en büyük yanlışını yapmış başkanımız.
    ha bana göre terim-aysal yol ayrımında hoca da en az kendisi kadar hatalıdır.
    bu ayrılık yaşanmasaydı 2010 lu yıllara çok daha büyük damga vurabilirdik.
    işte o zaman ne çakma filozof kendini tekrar milli takım hocası yapacak şampiyonlukları kazanabilirdi ne de ali koç etrafında umut zerreciginin peşinde koşan fenerbahçe camiası ağzını açabilirdi.
  • 9789
    bir öküz sürüsü varmış, çevredeki birkaç kurdun asla erişemediği. sonra bir gün, kurtlardan biri bir hinlik düşünmüş ve sürü başına gidip, “biz aslında sizi rahatsız etmek istemiyoruz ama şu sarı öküz çok dikkatimizi çekiyor; onu verirseniz siz de kurtulursunuz, biz de rahatlarız” demiş. sürünün önde gelenleri toplanıp “sürünün âli menfaatleri adına” sarı öküzü kurban etmişler. tabii kısa bir süre sonra benzer bir bahaneyle kapılarına dayanıp başka bir kurban isteyene kadar… ”âli menfaatler adına” kurban vermede öyle bir noktaya gelinmiş ki, sürü küçülmüş ve sonunda kurtlara tamamen yem olmuş. o son anda, kurtlara sürekli kurban vererek kurtulacağını zanneden sürü liderleri, “biz bu savaşı ne zaman kaybettik?” sorusuna cevap aramış. ve bu savaşı “sarı öküzü verdikleri gün” kaybettiklerini anlamışlar.

    peki biz “sarı öküzü” ne zaman verdik? işte ünal aysal o sarı öküzdür. terim'i de verseniz doymazlar artık.
App Store'dan indirin Google Play'den alın