resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:84
Uyruk:Türkiye
  • 9331
    zamanında tarzını ve icraatlarını beğenmiş olmakla otomatikman fatih terim düşmanı olmak zorunda olmadığımız eski başkanımız.

    özellikle son 10 senedir futbolda ronaldo-messi rekabeti üzerinden yaratılan abartılı “versus” kültürünün izdüşümü olarak da değerlendirebiliriz bu durumu. ikisinden birini seçmek zorunda değiliz; hatta bu düalizme hapsolmak vizyonumuzu genişletici de değildir.

    halbuki ünal aysal gibi bir başkan ve fatih terim gibi bir hocanın uyumlu çalıştığında kazananın galatasaray olduğunu gayet iyi gördük. geçmişten ders almayacaksak geleceğe dair konuşmamızın da çok anlamı olmaz.

    kısacası fatih hoca’ya sallamak(!) için ünal başkan’ı yüceltmenize ya da tam tersini yapmanıza gerek yok, yaparsanız zekanızı sorgulatmaya mahal vermiş olursunuz...
  • 8115
    şu noktalardan;

    https://www.youtube.com/watch?v=BDhHzSpeVpw

    maalesef şu noktaya geldik;

    http://cdn1.galatasaray.org/.../komisyon-sunumu.pdf

    böyle bir raporu ben okula teslim etsem o dersten net kalırım lan. keşke yanına biraz süsler çiçekler böcekler de çizilseymiş.

    şu gün yemeye başlasa sonunu getiremeyeceği bir serveti, her şeyden önce şanı ve şöhreti var. bu serveti elde ederken iktidarı arkasına alıp elde etme gereği de duymamıştır. onu belkide özgür yapan en önemli etken de budur. ancak maalesef bugünlerde galatasaray'ın geleceği 2-3 adamın kendi menfaatleri için devlete yem olamak üzere.

    neyse ya kime anlatıyorum, birazdan biri çıkar hajrovic falan yazar zaten. aynen kardeşim sana da burdisso.
  • 9799
    sadece başarısız olunca ortaya çıkıyor diye eleştiri almasının şaka olduğunu sanıyorum. başarılı ortamda zaten neden ortaya çıkılsın ki? he çıksalar da yine bu sefer galatasaray’ın kötülüğünü istiyor olacak.

    son galatasaray başkanı kendisidir. ondan sonra başarılı olanlar çıkmıştır da ancak benim için galatasaray başkanı bbc’yi çıkıp konuşma yapabilen biri olmalı. (bbc yayını örnek olarak verilmiştir)
  • 10125
    ünal aysal'ın başkanlığı hakkında, özellikle ocak 2014'ten sonraki dönemi için, olumlu bir şeyler söylemem mümkün değil. ocak 2014'te yapılan ve pek çok soru işareti barındıran dokuz transfer, haziran ayında aniden mancini ile yolların ayrılması, anlamsız bir prandelli tercihi, kurulan kötü bir kadro, bütün branşlarda sezon açılmışken ve işler galatasaray için kötü giderken sudan sebeplerle alınan ani bir seçim kararı vs. bunlar hiç güzel şeyler değildi. ünal aysal futbolda ve basketbolda 2014-2015 sezonunda başarılı olamayacağını eylül 2014'te anlamıştı. yolun sonuna gelinmişti. "başarısız başkan" yaftasını yemeyi gururuna ve kibirine yediremediği için, ani bir manevra ile istifa etti. galatasaray'ı çok zor bir durumda bıraktı. o günden sonra da, başta ekim 2014'te kulübe hediye edeceğine söz verdiği "galatasaray global" projesi olmak üzere, hiçbir konuda galatasaray'a en ufak bir desteği olmadı. ekim 2014 - mayıs 2024 arası on yıllık dönemde ünal aysal seçim zamanlarında düzenlediği yemeklerden ibaret bir kuru gürültüdür sadece. bu meselenin benim açımdan bir tarafı. bu değişmez benim gözümde. ünal aysal çok da doğru bir insan değildir galatasaray için.

    meselenin üzerinden seneler geçmesine rağmen hala epikleştirilmeye çalışılan bir de fatih terim tarafı var. aysal'ın fatih terim ile ve hatta o olaydan bir sene öncesinde oktay mahmudi ile yol ayrılığına gitmesinde benim açımdan hiçbir sıkıntı yoktur. her iki yol ayrılığında da sergilediği yöntem hoş değildi, nezaket barındırmıyordu ama galatasaray spor kulübü başkanlarının futbol gibi, basketbol gibi temel branşlarda çalışacağı insanları seçme özgürlüğüne sahip olmaları en doğal haklarıdır. fatih terim ağustos 2013'te türk milli takımı teknik direktörlüğü pozisyonu için bir teklif almıştır. teklif bir süre için kısa vadeli ama esasta uzun vadeli bir teklifti. bunu teklifin gerçekleştiği gün de bütün futbol kamuoyu biliyordu. ünal aysal için fatih hocaya söz gelimi ınter kulübünden bir teklif gelmesi ile, milli takım'dan teklif gelmesi arasında bir fark yok. bu aysal'ın hocayı sevip sevmemesinden bağımsız bir durum; aysal için konu profesyonel bir iş teklifinden ibaret, duygusal bir yönü yok. bu duygulardan arınmış tamamen profesyonel bakış açısına katılırsınız katılmazsınız; ben de konuya aysal gibi bakanlardanım, ama farklı yaklaşanlara da saygı duyarım. aysal türk milli takımının teklifi hakkında fatih hocayla görüştü ve hocaya ne yapmak istediğini sordu. hoca da "ben galatasaray'da devam etmek isterim" dedi. bu görüşmeyi, bu görüşmenin içeriğini her iki taraf da pek çok defa doğruladı. ama hocanın planında türk milli takımı ile galatasaray'ı birlikte çalıştırmak vardı. 4 maçlığına veya 4 aylığına değildi bu plan, hocanın düşüncesi uzun vadeliydi. fatih hocanın o dönemki düşüncesine saygı duymakla beraber, bir galatasaray başkanı bu plana uymak, sadık kalmak zorunda değil. fatih hoca böyle olsun istiyor diye, galatasaray başkanı da aynı şekilde düşünmek veya davranmak mecburiyetinde değil.

    2012-2013 sezonunda "galatasaray'da bana 24 saat yetmiyor", "mevzu galatasaray ise gerisi teferruattır" diyen fatih hoca milli takımın teklifinden sonra "aslolan galatasaray'sa, var olan da türkiye'dir" gibi garip, anlamsız metaforu ortaya atmıştı hatırlarsanız. bu noktada sözleşmeli teknik direktörünün milli takım ile galatasaray'ı aynı anda çalıştırma fikrine karşı olan bir başkanın bir karar vermesi en doğal hakkıdır. hatta haktan öte mecburiyetidir. milli takımın görev teklifini kabul eden, göreve başlayan, milli takımın başında euro 2014 eleme maçlarına çıkan, bir yandan da galatasaray'ı çalıştıran bir teknik direktör var ortada. bu tablodan ben de hiç memnun değildim açıkçası o dönem, galatasaray part-time çalışılacak bir kulüp değildir çünkü. ben ve birçok galatasaraylı ne olacak, ne yapılacak diye düşünürken; aysal icraata geçti ve konuyu kesti attı. yapılması gerekeni yaptı. tekrar söylüyorum, üslup ve yöntem hiç hoş değildi, ancak kararda bir yanlışlık yoktu. karar alınması zorunlu bir karardı. "terim demirören'e şunu demişti", "aysal terim'e eleman demişti", "o şunu yapmıştı", "bu bunu yapmıştı" gibi detaylarda boğulmanın hiçbir gereği yok konuda. fatih hoca galatasaray'da iki sene üst üste şampiyon olduktan sonra ve kulüp ile bir sene daha sözleşmesi mevcut iken, başka bir yerden teknik direktörlük teklifi aldı. bu teklif italya'dan, ispanya'dan veya başka bir avrupa ülkesinden gelse idi, hocanın "ben galatasaray ile x takımı beraber çalıştırmak istiyorum" demek gibi bir hakkı olacak mıydı? olmayacaktı. ama teklif milli takımdan olunca, hocanın 2009'lardan beri dillendirdiği fikrini hayata geçirme şansı ortaya çıktı: milli takım ile galatasaray'ı birlikte çalıştırmak. ben bir taraftar olarak bu düşünceye kesinlikle katılmıyorum örneğin. katılan galatasaraylılar olabilir elbette. ama başkan da fatih hocanın bu fikrine en başından beri karşı idi. hoca o noktada bir tercih yaptı, milli takımın teklifini kabul etti. teklifin uzun vadeli olduğunu, milli takımdan ayrılamayacağını bile bile kabul etti (bu gerçeği kendimize itiraf etmemiz lazım). hoca galatasaray'daki gücünün, hatrının ve taraftarın oluşturacağı baskının ünal aysal'ın direncini kıracağını düşündü muhtemelen. aysal'ın rest çekeceğini öngöremedi sanırım. aysal ise başka bir yolu seçti ve hocaya rest çekti. hoca ile yolları ayırdı. hoca milli takıma gitti, sudaki bulanıklık ortadan kalktı, galatasaray da önüne bakmaya çalıştı. tablo bu kadar net, bu kadar açık. bu tabloda nasıl ünal aysal hain, fatih terim kahraman oluyor ben anlamlandıramıyorum. ortada iki tane kendi doğruları doğrultusunda hareket etmek isteyen birey var. ikisi de kendi bildiğinden, inandığından şaşmadı. ortaya da bir takım sonuçlar çıktı. bu kadar basit. aysal'ı bu konu üzerinden itibarsızlaştırmanın veya taşlamanın bir gereği yok.
  • 7443
    eger sermaye artirimi karari spk tarafindan engellenmeseydi ve yine eger riva projesi derin galatasaray tarafindan veto edilmeseydi su anda "efsane basgan coq osledik kibs" falan yazilacakti.

    buyuk sieketlerin gelir ve giderleri buyuk olur. sen bir bakkal olarak ulkerin odedigi milyon tl vergiyi cok bulursun onlar ise kazancin bi kismi der. baskan zamaninda onune tas koyulmayacagini dusunerek harcamadan kacmamis ancak 100 milyon tl borc olunca gelir yaratmak istemesi reddedilmistr. tek hatasi dusmanlarini dostlarini ayiramamasidir.

    yillar sonra anlasilmasini bekliyorum degerinin.
  • 5369
    ne garip şekillerde kendisini eleştiren taraftarın olduğunu bize göstermiş başkan.

    prandelli bir fırsattı ve değerlendirdi. çok da iyi etti. italya'nin bu kadar erken elenecegini ve prandelli'nin istifa edeceğini hiçbirimiz beklemiyorduk. oldu ve değerlendirildi. sanki başkan yalan söylemiş gibi. ya ne yapsaydi mustafa denizli'yi mi istiyorsunuz?

    - "abi ben clio ya da linea alacağım kesin! "
    - "abi bak aynı paraya golf var. adam ihtiyaçtan satıyor gel bir bak. "
    - "yok abi ben ille ya clio alacam ya linea. eşime söz verdim."

    taraftar böyle bir başkan istiyor sanırım.
  • 4037
    kim ne yazarsa yazsın fatih terim'i göndermiştir. yerine mancinigelmiştir. nokta isteyen destekler, isteyen desteklemez, çok gülüyorum ama düşmanı bile olabilirsiniz. bravo! sizler vefalı taraftarsınız biz galatasaray'lı değiliz. arkadaşlar bu olayı geçtik artık milli ara bitiyor lig devam edecek ve bu saatten sonra beğenin beğenmeyin destek olmak zorundasınız hani derler ya bi bitmediniz diye, lütfen bitin! sıktı. tamam tüm suçlu ünal aysal onu affetmiyeceksiniz ühühüh gibi, ben gibi düşünenler terim'i sevmiyor gibi. he. velhasıl herkes geride bıraktı hatta sevdiğimiz imparator fatih terim2 maç bile geçirdi bu arada maç bitiminde düşmanım dediğitff başkanı hakkında beni tebrik etmek için koridora geldiler diye demeç verdi, hani o da galatasaray'lı, metin oktay'da, ben de, sizler de. aranızda ünal aysal başarılı olmasın diye galatasaray başarılı olmasın diyen miğdesizler mevcut onları çıkartıyorum, sizler süreçte 0 günahı olan mancini ve galatasaray futbol takımı için artık vızıl vızıl vızıldamadan gür ve emin bir sesle şampiyonluğu isteyin. hani desek konuşuyoruz, imparator geri gelecek okey, kaldı ki bana göre bu süreçte kimse suçsuz değil o ayrı ama artık susun yeter, sıktı, baydı, yok mu başka bir meşgaleniz yahu.
  • 8272
    gördüğüm en kaliteli, en doğru düzgün, en gurur duyulası galatasaray başkanıydı. şu anki çapsız başkan ünal başkanımın adındaki bir harf bile olamaz. öyle büyük bir adamdı. umarım geri döner, yine başımızı kaldırır yukarı. sportif başarısızlıktan değil, vazıfsız yönetimden dolayı eğdik başımızı yere. galatasaray yerde kalmaz demişti bir başka büyüğümüz de. ayağa umarım sen kaldırırsın yine ünal başkan.
  • 9546
    türkiye'de kimseyi sevabıyla günahıyla değerlendiremiyoruz. bizim hastalığımız da bu.

    ünal aysal.
    ya başarılı, ya başarısız. ortası yok.
    fatih terim. hakeza...

    halbuki aysal-terim ikilisi birbirini tamamlayan, ortak başarı yakalayan bir ikiliydi. aysal'a sorsan, evet, terim'den sonra florya'daki boşluğu dolduramadığını itiraf eder. terim'e sorsan, aysal'ın şimdiki cengizyönetimine göre sorunlara daha efektif çözümler bulduğunu itiraf eder. sonuçta bu adam döneminde dolar borçlanmasından kulüp kurtulunca bile on milyonlarca dolar kar edildi. burada bonservis harcamları üzerinden eleştirilmesi komik. yeri gelince droğba-sneijder üzerinden böbürlenmeyi biliyorsunuz ama...?

    şunları söyleyebilmek zor olmamalı. herkes ya seviyor ya nefret ediyor. ortası yok.
  • 9862
    ibra konusundaki görüşlerine katıldığım eski başkanımız. ibra konusu derneklerde kullanılan bir yöntem olabilir ama bizimki gibi idari ibrasızlık, mali ibrasızlık diye ayırarak değil. mali ibrasızlık varsa zaten ortada bir suç şüphesi var demektir ve konu yargısal sürece taşınır. yargı sürecinde de somut delillerle ispatlanması gerekir mali ibrasızlığın.

    ama bizimki gibi ben senin yönetim şeklini beğenmiyorum idari olarak ibra etmiyorum dersen ibra edilmeyen taraf da neye göre bu değerlendirmeyi yaptığını sorar. zaten bunun hukuksal bir karşılığının olmadığı daha önce 2 kez ispatlandı.

    biraz mübalağa olacak ama bunun yerine tüzüğe mali genel kurula futbol takımı ilk 10 sırada giremezse yönetim düşer ve tekrar seçim yapılır yazılsa bile bundan daha fazla karşılığı olur.

    keşke bunlar yerine başkanın başarısızlığı kabul ettiği ve istifa ettiği bir kültürümüz yerleşmiş olsa. çünkü diğer yandan gerçekten galatasaray'ın 2 sene daha burak elmas başkanlığını kaldıracak dinamikleri yok.
  • 3798
    galatasaray başkanıdır. fatih terim'i yemek gibi bir düşüncesi olduğunu sanmıyorum. belli sebeplerle fatih terim'le yollarını ayırma kararı almıştır. eğrisi doğrusu tartışmaya açıktır elbette. fatih terim'le gelinen noktada kabahati büyük olsa da, fatih terim'in kabahati de onunkinden az değildir.

    kendisine ''dünkü bok'' ve daha bilumum hakaretlerde bulunanlar bilsin ki, kendisi bu kulübe dün adım atmış değildir. aksine, uzun yıllardır başı sıkışan başkanların yardım istemekte sakınca görmediği bir galatasaraylıdır.

    elbette ki taraftar ve camianın gözünde hiçbir başkan, bir fatih terim değildir. fatih terim bu sporun asli unsurlarından biri olarak, en büyük efsanelerden biridir. ikisi kıyas dahi kabul etmez. ancak fatih terim savunulurken, ünal aysal'a hakaret etmek, her ikisin de açıkça ortada olan yanlışlarını görememek, ancak kör fanatizmle açıklanabilir bir durum.

    hem başkan, hem de imparator, bu kulübün birer parçası. ikisinden birisinin tarafını tutmak yerine, galatasaray'ın tarafını tutmak, her ikisine de objektif bakmak konusunda faydalı olacaktır.

    fatih terim yüzünden ünal aysal'ı artık başkan olarak görmek istememek, çok doğal bir yaklaşım. ancak ünal aysal'ı daha haklı bulanlar da galatasaray taraftarı, çatladıkkapısporlu değil.

    şahsen ortam bu denli bulanıkken; tüpçüler, goygoycular ortalıkta başkan'ı asma yarışına girmişken (fatih terim'i kopardıkları için artık onu asmak istemiyorlar zira), ünal aysal'a hakaret etmek konusunda elimizi bu kadar çabuk tutmayalım derim. en azından fatih terim de, ünal aysal da eteğindeki taşları döksün. saflarınızı ona göre belirleyin.
  • 2158
    bu taraftar ne ister hala anlamadım. şike yapan başkan mı, yoksa kulübü avrupa kupalarından men edilecek şekilde borç batağına sürükleyecek bir başkan mı ?

    nedir abicim sizin kriterleriniz ?

    ne yapması lazım bu adamın sizin gözünüzde başarılı bir yönetici olması için ?

    geçmiş yönetim sporcu transfer edildikten sonra borsaya bildiri yayınlıyordu, zaten bu sebeple bir çok kez ceza yedi.

    yeni yönetimin suçu kurallara uymak mı ?

    daha yazılacak o kadar çok şey var ki !

    oktay mahmuti de oktay mahmuti. adam başkana sövmüş ulan var mı ötesi. başkan bu küfürü yok sayar ise kim sallar onu bu kulüpte. ne çok seviyoruz deli gibi saplantıları. evet duruşu, adamlığı vs.. her yönüyle tam bize göre birisiydi mahmuti. hatta parkelerin mourinhosu derdim hep ona. ama yanlış yaptıysa cezası kesilir ve kesilmelide.

    hem eminim ki ünal aysal o küfürü yutup mahmutiyle devam etseydi buralar entryden geçilmezdi. olmadı başkan, o lafı nasıl yuttun başkan, şöle başkan böyle başkan.

    taraf olmayan bertaraf olur sözü ile icraatlerini gözler önüne seren bir iktidar partisi ile nasıl başa çıksın bu adama söyleyin allah aşkına ?

    ne desin mesela ? elime konuş desin mi başbakana yada suat kılıça ?

    yönetici olmak, hele hele 35 milyon taraftarı olan, sayısız başarıları bulunan bir spor kulübünü yönetmek öyle fm oynamaya benzemez.

    ünal aysal gayet profesyonel, soğuk kanlı, başarılı, zeki, çalışkan ve zengin birisi. bulunduğu yere de öyle silah kaçırarak, çeşitli cemaatlerin arkasına sığınarak gelmiş birisi değil.

    biraz sakin olun, biraz güvenin, birazda susun...
App Store'dan indirin Google Play'den alın