resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:83
Uyruk:Türkiye
  • 9377
    vizyonunu anlamanın çoğumuz için çok zor olacağı, başarılı başkanlarımızdan biri, bu vizyonu bilmeden ve anlamadan yorum yapmaksa sadece kişisel tatminden başka bir şey değildir. her zaman olduğu gibi, birilerinin işine gelmediğinde aynı akıbete uğrayan önemli sayıdaki kişiler gibi o da pes etmiştir, benim gözümdeki en önemli eksisi mücadeleden kaçmış olmasıdır.
  • 9382
    hataları vardır, kötü yönleri vardır, yanlışları vardır, başarısız sezonları da vardır... ama şunu inkar edebilecek olan yoktur zannediyorum; bu adam kameraların karşısına geçtiğinde tüm galatasaraylılar rahatça arkasına yaslanıp verecegi ayarları bekliyordu. adam gündemi belirleyebilme gücüne sahipti. besiktas'ı zaten muhatap bile almıyordu. fenerbahçe'yi ise hak ettiği şekilde yerin dibine sokuyor, onlara rahat rahat şikeci diyebiliyordu.
  • 9383
    özhan canaydın*, adnan polat gibi basiretsiz yönetimlerden sonra galatasaray camiasında ilk kıvılcım çakan başkandı.
    taraftarın tüm ittirmesine kaktırmasına rağmen öyle bir vasatlığa mahkum olmuştuk ki, kendisi sonrası yaşadığımız değişim bir peri masalı misali tüm galatasaraylıları sarmış, coşkulandırmıştı.

    ancak bu peri masalı pek çok çizgiyi de yok etti. ünal aysal vizyoner bir insandı ama burada ne yaptı da vizyoner diyorsun desek verilecek ilk örnekler sneijder drogba transferleri oluyor.

    ama bu transferleri ve etkilerini bir süreç olarak ele alırsak, hali hazırda gruptan çıkılmış ve görece kolay* bir kura çekilmiş şl'de bir tur atlayarak çeyrek final görmek ve ertesi yıl real-juve grubundan çıkmak bir de lig şampiyonluğu almak sportif olarak iyi dursa da bu süreçte drogba sneijder ikilisine:
    drogba'ya 1 buçuk yıl için 10 milyon €
    sneijder'e 7.5 bonservisi 5 yıl kaldığını hesaba katarsak 3 milyon € + 1 buçuk yıl için yaklaşık 7 milyon €'dan 10 milyon €,
    aynı sezon sonu burak, selçuk ve muslera'ya yapılan anormal zamlı sözleşmelerde en az 1er milyon €'luk zam almaları, bir ara transfer döneminde geri dönüşü olarak yalnızca 13-14 milyon €'luk satış* yapabildiğimiz 44 milyon €'luk transfer furyası da aynı adamın elinden çıkmıştı.

    bunları ünal aysal tü kaka diye söylemiyorum, ünal aysal'ı övmemiz gereken mevzu ne drogba ne sneijder demek için söylüyorum.

    ünal aysal'ın en büyük icraatı, onu bu kulüp için bu kadar değerli yapan şey borçlara yönelik yapılandırmaları ve adımlarıydı.
    örneğin bugün 3 büyükler arasında borç olarak en iyi durumda olmamızın en büyük sebebi ünal aysal'ın %80'i dövize bağlı olan borçlarımızın çok büyük bir çoğunluğunu o zamanki kurda* sabitlemesi. arada d.a.ö. hainliğini yaşamasak belki bugün gerçekten bütün borçlarından arınmış bir kulüp olabilirdik onca transfer yanlışına rağmen, veya bunu ünal aysal gerçekleştirebilirdi eğer riva izinleri verilseydi.

    yanlış doğru farketmez, bu adam elitist düşünce yapısına sahipti. sportif olarak bunu sabaha kadar tartışabiliriz.
    adam drogba sneijder markalarını fatih terim'e rağmen getirebilecek kadar kararlı ve güçlü bir duruşa sahipti. zaten bu ateş üfleyerek sönmez ve basketbol lig finalinde fenerbahçe karşısına takımı çıkarmayacak kadar sert tepki vermekten asla çekinmiyordu. vasatlığa tahammülü yoktu ancak sportif olarak yanlış kişilerin sözünü dinledi.

    yine de, galatasaray'ı fatih terim'den bağımsız başarıya bağlayabilecek nadir kişilerdendi. sisteme inanırdı, terim'le kavgalaşmalarının en büyük sebebi de fatih terim'in olduğu yerde düzenin de sistemin de terim olmasıydı.

    ben severim kendisini, zamanında ilişkimiz çok zamansız bitmişti, bunda ikinci yönetimini çok güçsüz bir kadroyla kurmasının da etkisi büyüktü, ancak en önemli sebep riva işlerine burnunu sokmasıydı.
    hep merak edeceğim o riva üzerinde yetki ünal aysal'a verilseydi neler yapılırdı diye.
    özbeklerden iyi kullanacağı kesin.
  • 9384
    'ünal aysal'ı övme günü' şenlikleri kapsamında övgüye boğulan eski galatasaray başkanı.

    terim'in taraftarla arasında kurduğu bağı fazlasıyla kıskanması nedeniyle hocaya uyguladığı mobbing sonucu hem kendisi hem de galatasaray için şıkır şıkır işleyen düzen alt üst olmuştur.

    çok değil biraz aklını kullansaydı, etrafındaki yancıların gazına gelmeseydi terim ile birlikte bir avrupa kupası daha kazanabilir ve tıpkı faruk süren gibi adını tarihe yazdırabilirdi.

    kendisi döneminde galatasaray tarihi boyunca elde edilememiş gelirlere ulaştı bu kulüp. ama bu gelirlerin tamamı futbolcuların ceplerine girdi.

    'terim de kimmiş? takımda kaliteli futbolcular olduktan sonra ergin ataman bile çalıştırsa biz şampiyon oluruz' kafası nedeniyle drogba'lı, sneijder'li, burak'lı, melo'lu, eboue'li, telles'li kadro kendisinin döneminde fenerbahçe'nin tarihinde ilk kez nisan ayında kutladığı şampiyonluğa tanıklık etmiştir.

    bugün falcao alınamıyorsa bunda sözde 'bay finansal deha'mızın döneminde yapılan harcamaların büyük payı vardır. gelen o inanılmaz geliri daha akıllıca ve galatasaray'a faydalı şekilde kullanabilseydi bugün al-sat belasıyla uğraşmak zorunda kalmazdık belki de.

    benim açımdan yaptığı tüm hatalar bir yana sezona yeni başlamış ve henüz 5-6 hafta geçmişken kulübü seçime götürüp başkanlığı bırakması hepsinin ötesinde bir skandaldır. sen kulüp başkanı olarak o geminin kaptanısın denizin ortasında 'ben gidiyorum arkadaş' diyip çekip gidemezsin. en azından devre arasını beklemeliydi. ama aysal bunu da yaptı.

    gerçi iyi ki yaptı o gitmese ali dürüst - albayrak ikilisi göreve gelmez onlar gelmediği için hamzaoğlu takımın başına geçmez ve 4. yıldızı falan takamazdık o sezon.
  • 9386
    bugün fenerbahçe bu şekilde sürünüyorsa, büyük bir payda aysal sayesindedir.

    basketbol takımını sahadan çekecek kadar billuru,
    cnn international a bağlanıp galatasaray’ı anlatacak vizyonu
    sneijder’i almam 15 dakika sürdü diyecek kadar kalitesi vardı.
    “bu ateş üfleyerek sönmez” ve “şikeden mahkum olmuş, kontrolünü yitirmiş zat” diyerek
    psikolojik üstünlüğü hiç bu kadar kazanmamıştık.

    kadıköy’de kaldırdığımız kupada kendisi zamanındadır. “hiç merak etmeyin kupamızı alıp gidicez” demiştir, kameralara.

    kendisi öncesinde enkaz bir takım devralmıştır.
    kendisi sonrasında da gerek tff, gerek basın-yayın, gerekse hükümetten sopa yer konumundayız.
    sportif başarı elde etmedi demek için kör olmak gerekir ayrıca.

    kendisinin başını o sevmediğiniz liseli tayfa yemiştir. riva ve florya yetkileri dursun yerine kendisine verilseydi 4-5 kat gelir getirecek projeleri vardı.

    not: hükümetten sopa yemek kısmı, riva ve floryanın nasıl elden çıktığını biliyoruz. konuşturmayın beni.
  • 9387
    öyle koç ailesi gibi, sabancı ailesi gibi veya eczacıbaşı gibi, yaratılmış ve yitirilmiş bir burjuvazi ürünü değil; kendi olanaklarıyla sıfırdan kurduğu imparatorluğun başında oturan bir adamdır kendisi.
    “aman şirketlerden uzak dursun da ne yaparsa yapsın” diye gönderilen yalı bebesine veya koca kafalıya benzemez mesela.
    patır patır çek yazdıran “sıyın cımhırbışkınım” fikoya da benzemez mesela.
    ailesinin şirketlerinin neredeyse hiçbirinde imza yetkisi olmayan yağlıya da benzemez.
    mesela nato müteahhidi “son kale” aziz’le de benzeşmez.

    bu başlıkta çok anlattım ama şunu tekrar etmemiz şart;

    - iran’da beş santrali olan, sıfırdan milyarlarca dolar değerinde bir imparatorluk kurmuş bu adama değil aile şirketlerinde imza yetkisi bulunmayan daö’ye verilen yetkiler ve aysal’a muhalefet edip daö’yü destekleyenler araştırılmalı,

    - bağımsız denetleme kuruluşlarına hazırlattığı raporların devamında, net bir şekilde “açıklanamayan giderler” kalemlerine -yanlış hatırlamıyorsam o yılların birinde 15 birinde 12 milyon euro gibi rakamlar çıkmıştı ki bilançolarda da vardır- savaş açtıktan sonra kendisini hedef alan kitle ve bu kitleyle birlikte, sırf o günkü çıkarları örtüşüyor diye galatasaray’ın zarar görmesi pahasına o kitleyle işbirliği yapanlar araştırılmalı ve kamuoyu ile paylaşılmalı.

    ben pek transfer mevzularına girmek istemiyorum açıkçası çünkü ne drogbaları tek başına getirdi ne de ontiveroları. bu kararlar ekip kararları, bu operasyonlar ekip operasyonlarıdır.

    ancak şuna sanırım kimsenin itirazı olmaz; ne öncesinde ne de sonrasında, galatasaray marka değerini hakettiği yere getirebilen ve bu değeri bu denli etkili kullanabilen bir başkan gelebilmiştir.
  • 9389
    dikkat ederseniz övüldüğü o muhteşem zamanlar hep fatih terim dönemidir. fatih terim'i göndermeyi başardıktan sonra yaşadığı serbest düşüş, devre arasında mancini'ye kurduğu 19 milyon euro'luk çöplük, o çöplüğü haklı çıkarmak için kurduğu yıldızlar karması a2 takımı (evet a2 takımında eboue falan vardı...), alacakları ödenmediği için kaçan basketbolcular falan hiç hatırlanmaz.

    büyük başgan.
  • 9390
    ligi 8. sırada bitirmiş ve avrupa' ya gidemeyen takıma avrupa' nın yıldız oyuncularını eveleyip gevelemeden almış ve direk kampa yetiştirmiş, aynı takımın 1 sezon sonra 1 senede 2 kez şampiyon olmasını sağlamış, galatasaray' a karşı en ufak bir kötü söz söyleyene gerekli cevabı, taraftar ağzıyla bizzat kendi vererek başımızın tacı olmuş eski başkanımız. hükümet dahil durdurmak içip topyekün savaşmışlar, önce yabancı sınırı daha sonra da fatih terim hamlesiyle de olası 2. avrupa kupamızla birlikte kendisini de bitirmişlerdir. şimdi bırakın transferleri kampa yetiştirmeyi, yaz transfer sezonunda alınması gereken futbolcuyu, 2 sezon sonraki kampa yetiştirmeye çalışıyor, takımımıza hakaret eden insanlara bırakın cevabı, ali sami yen' de plaket veriyoruz. bunları yazdığımız zamanda, galatasaray tarihinde, pinto, bratu, petre, prates, de boer, almaguer, tamas, lukunku gibi saçma, paraların har vurup harman savrulduğu transferlerin yapılmadığını, ontiverio, tarık çamdal ve hajroviç gibi transferlerin sadece kendi döneminde yapılıp, sonra da ne kadar kötü bir başkan olduğunu öğreniyoruz. çünkü avrupa' ya gidemeyen takıma muslera, elmander, eboue, ujfa, selçuk ve melo' yu, daha sonra rüyanda bile imzasını anca alabileceğin sneijder ve drogba' yı abdurrahim albayrak bir kaç gün içerisinde getirmişti.
  • 9391
    kenisini en büyük vizyoncu ilan edenler kendisinin yönetiminde yer alıp iki şampiyonluk görmüş abdurrahim albayrak ile dalga geçiyor. kendisi belçikalarda iken galatasaray için forma terleten, kupalar kaldırtan fatih terim'e eleman diyerek küçümsemiş, takımla antrenmandayken kovmuştur. yetmemiş rasim ozan kütahyalı gibi ne olduğu herkes tarafından bilinen birine fatih terim ile ilgili özel mesajları vermiştir. kulüp tarihindeki ilk ffp kıskacı kendisi döneminde başlamış kulübe bunun için para cezası verilmiştir. d.a.ö. gibi birini yönetimi altına almayı düşünmüş büyük vizyonerdir kendisi. ocak 2014'te adnan polat yönetimi'ne rahmet okuturcasına yapılan transferlere onay vermiş, basketbol takımlarının maaşlarının ödenmemesi geleneği kendisi döneminde de devam etmiştir. tarihinde ali sami yen'in, alp yalman'ın hatta sevmesem de faruk süren'in başkanlık yaptığı bir kulüpte, vizyon denilince en son akla gelecek kişidir. kendisi kötü bir başkan değildir bunu diyenin aklından zoru vardır. kendisine kadınlar eurolig şampiyonluğu için müteşekkirim ama kendisi olduğundan fazla abartılmış ve abartılmaya devam edilecek bir insandır.
  • 9392
    esteve calzada, thomas kurth ve peter kenyon hamleleri ne yazık ki galatasaray genel kurulu'ndan çok büyük tepki görmüş, sonucunda kendilerini geri göndermek zorunda kalmış başkan.

    daha henüz çok yeni bir başkandı ve baskıya boyun eğdi. o vizyondan sapmayıp, devam ettirebilseydi şu anda çok başka şeylerden bahsediyor olabilirdik.

    (bkz: pazarlama)
    (bkz: yönetim organizasyonu)
    (bkz: denetleme)
    (bkz: scout)
    (bkz: alt yapı)
  • 9395
    adını anmak galatasaray meseleleri özelinde güncel sosyal medya geyiği silivri soğuktur şimdi ile eş değer olan ex başkanımız.

    kendisini övünce ne isa'ya ne musa'ya yaranıyorsunuz.
    kendisini eleştirince yine ne isa'ya ne musa'ya yaranıyorsunuz.

    galatasaray başkanlığı da tam olarak böyle geçmiştir. ne tam doğrudur ne tam yanlış. günahı ve sevabıyla galatasaray semasında hoş bir sada bırakmıştır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın