• 1
    yeni stadımız türk telekom arena'da kesinlikle olması gereken oluşum. ultraslan'dan rahatsız olan bir ben miyim bilmiyorum ama kesinlikle alternatif bir oluşum şart. hatta sözlük yazarlarından çekirdek kadro oluşturularak büyütülebilir.

    edüt: şimdi alternatif oluşum dedik diye gazetelere manşet olmak, tribün lideri olmak istemedik, bize düşmez zaten. ha zaten ultraslan'ı da kimsenin tribünden silmeye gücü yetmez. zaten kimseninde öyle bir şey istediği yok. benim dikkat çekmek istediğim nokta, ultraslan'a bir kontrol mekanizması oluşturmaktır. yeri geldiğinde ultraslan'ı frenlemek, yer geldiğinde gazlamaktır. amaç tribünü ultraslan tekelinden kurtarıp, krallıklarını ilan edip, kafalarına göre hareket etmelerini engellemektir. eğer alternatif bir oluşum olursa, ultraslan bilecektir ki, yaptıkları herşey koşulsuz desteklenmeyecektir. - protestolar vs.. -

    hepimiz sözlükte bas bas bağırmıyor muyuz. bayık tezahurat, bayık tezahurat diye...

    hangimiz çıkıpta gs sözlük olarak bir tezahurat besteleyelim dedik. bayık tezahurattan kurtulmak için ne yaptık?

    kurulmasını istediğim, hemde sözlük tabanıyla kurulmasını istediğim oluşum bunları yapacak. katkı, kontrol mekanizması vs...

    gazete manşetlerine yine ultarslan çıksın.. problem değil...
  • 4
    şöyle 17-18 yaşlarındaki çocuklar her şeyden habersiz başlıklar açıp entryler giriyorlar ya ölüyorum. bir de başlık altında gaz vermeler falan. ilk kendisi düşünmüş gibi altına doldura doldura yazmaya çalışmalar. e hadi kurun aslanım. kurun bakalım tt arenaya gidecek ve güçlü bir oluşum. tribünde kral olacaksınız, gazetelerde adınız çıkacak, örnek gösterilen taraftar olacaksınız değil mi?

    bakın gençler anlatayım size;

    siz veya biz veya başkaları en fazla 10-15 arkadaş yanyana izleriz maçları. onun da adı tribün grubu ya da taraftar oluşumu olmaz. 3-5 arkadaş maçları hep beraber izliyoruz olur. ne zaman ki o 15 kişi her deplasmanda boy gösterir, engelsiz aslanlar, bayan basket ve voleybol, erkek basket ve voleybol maçlarına aralıksız aynı sayıda ve sağlam şekilde gider o zaman bir şeyleri konuşmaya hazır olabilecek seviyeye yakınlaşırsınız. ancak yakınlaşırsınız. kimse kusura bakmasın da ''hadi bu hafta pazar konya'ya, ardından salı günü bayan baskete, ardından çarşamba erkek baskete, cuma engelsiz aslanlara, pazar da sami yen'e gidiyoruz, gelin bakalım'' dendiğinde gelebilecek 10-15 kişi bulabilyorsanız ancak konuşmaya başlayabilirsiniz bunları. yine yapamazsınız bir şey.

    1-maddiyatınız yetmez
    2-zamanınız yetmez
    3-sizinle aynı kafada 15 kişiyi zor bulursunuz

    o sebepten ''hadi yapalım'' yada ''bunu yapmak çok da zor değil'' minvalinde şeyler yapmayın. biz dünya kadar zirve yaptık hala daha perşembe akşamında yapılacak galatasaray-fenerbahçe basket maçını yan yana izleyecek 5 tane sözlük yazarı yok. başta ben gitmeyeceğim işlerimden dolayı. hayat; dizilerde ya da filmlerde olduğu gibi değil. insanlar zamanlarının ve enerjilerinin çoğunu para kazanmaya harcıyorlar. o dizilerde izlediğiniz adamlar-kadınlar bir günün tamamını değil ayrıntılarını gösteriyor. uyanın canım kardeşlerim ultraslan'dan farklı ya da daha iyi bir grup yapmak istiyorsanız aylık çalışmadan sabit bir geliriniz ve bolca zamanınız olmalı ve aynı kafada 15-20 kişi olmalısınız. aksi takdirde hiçbir şey olmaz.

    hadi biraz daha örnek vereyim size. feanor dün bana anlatıyordu;

    -----feanor'dan gerçek kesit-----

    ben 0-0 biten gaziantep maçında yeni açığa girmek için 5 saat ayakta bekledim, girerken polisten cop yedim, içeri girdim ve içerde yer kavgası yüzünden bir araba dayak yedim. ben trabzon maçının çıkışında, o çıkmaz sokakta kafamıza taş yağdığını bilirim.

    -----feanor'dan gerçek kesit-----

    bunların %20'sini yaşasanız aynen geri vites. neticede sevgilileriniz var, anneniz-babanız var. siz gitseniz onlar razı olmaz, izin vermez falan.

    yani işin özü bu işler 2 tane klavye tuşuna basmakla olsaydı, herkes tribün lideri olurdu. o yüzden sakin olun, gelin sözlükte yazın, maçlara gidin, zirvelere gidin ama dünyayı değiştiricem ben demeden önce soluklanın, sorun ve öğrenin.
  • 6
    ultraslanın yozlaşmasının asıl nedeni insanların maddi çıkar gözetmesidir. türkiyede yaşam standartları o kadar aşağıdaki, klubun her branşında bulunacak 20-25 kişi bulmak, klup yöneticilerinin takviyesi olmadan imkansıza yakındır. yani bir destekci olmadan 20-25 kişinin her branşın musabakasında bulunması türkiyede çok zor. tabi yöneticiler olaya el atınca, ortada bağımsızlık diye bir şey kalmaz. hadi birileri kendi maddi durumlarıyla her branşın musabakalarına gitsin, bir kere yol parası yetiştiremezler ve zaten haftada 5 musabakası olan bir klubun her musabakasına gittiğin zaman, çalışmaya para kazanmaya fırsatın olmaz, çalışamazsın yani. o yüzden bu gibi taraftar oluşumları her zaman klubun piyonu olmaktan kurtulamaz. ha şöyle olur, senin işin futbolsa yani bu gibi işlerden para kazanıyorsan(bkz: alpaslan dikmen) o zaman başka. ama o kadar adamıda bir araya toplamak zor iş.
  • 10
    kimseye alternatif olmaya gerek yok, kendimiz olsak yeter. bu konu ile ilgili bu sözlükte en 5 6 tane başlık okudum, 2 gün sol framede kalır daha sonra unutulur gider. toka’nın dediği kadar umutsuz olmaya gerek yok. onun çizdiği çizgide olmaya da belki gerek yok, her deplasmana her branşın maçlarına gitmeye gerek yok. olayı bu kadar abartıp milletin gözünü korkutmaya da gerek yok. reislerin olduğu ast üst ilişkilerinin konuşulduğu bir oluşuma da gerek yok. sopa yeme, emanet olması, sağlam göt olması gibi durumlara da gerek yok
    kendi paralarımızla aldığımız biletlerimiz ile gidip maç izleyen gönülden bu takımı karşılıksız seven mantıklı yürekli adamlara ihtiyaç var.

    siz bir oluşum içindesiniz diye kimse gelip kimseyi dövemez, o verdiğiniz örneklerin çoğu 2 3 kişinin tartaklanmasından ibarettir. siz 15 20 kişi birlik olup arkasında durabiliyorsanız taleplerinizin sorun yok demektir. (tecrübe ile sabittir)

    yine toka’nın dediği gibi zirvelerde, içki sohbetlerinde konuşulursa bu konular temenni olmaktan öteye gitmez maalesef. sadece oluşum üzerine bir toplantı yapılır, herkes ne düşündüğünü söyler, olur olmaz ayrı bir konu ama en azından sözlüğün ve gsuser’lerin gündeminden de çıkar.

    bu işler de samimiyet, sabır inat, çok önemlidir. (tecrübe ile sabittir) sözlükte iki yazı yazıp sonra unutulan bir konu olmaktan çok önemlidir. bir gruba üye olmak, onun devamlılığı sağlamak, tavır alabilmek, arkasında durabilmek iki yazı yazıp sonra unutulan bir konu olmaktan çok önemlidir. takımda, statta, yönetimde, teknik kadroda sorun olduğu zaman konuşulması gereken bir konu olmaktan çok önemlidir.

    yeni oluşum isteyen herkes godot’u bekler gibi aslantepe’yi bekliyor. sadece sanal ortamda tartışmaya devam ettiğiniz sürece sami yen’deki çürümüşlüğü de yanımızda aslantepe’ye taşıyacağız.

    son söz toka’ya fransa’nın cezayir’i sömürgeleştirmesi sırasından jean paul satre sessiz kalan fransız aydınlarına şöyle seslenir; “ hepimiz katiliz, bu savaşı yargılıyoruz ama hala cezayirli savaşçılarla dayanışma cesareti gösteremiyoruz.” o halde hepimiz katiliz.
  • 11
    başlığı iyi anlasak süper olur bence. ultraslan'a alternatif diyorlar. ve bunlar bir-iki kişinin güncel durumları bilmeden yazdığı entryler, açtığı başlıklar. güncel durumları en iyi bilen, birçok şeye şahit olan, durumumuzu bilen adamların da bizi direkt eleştirmesi üzücü. biz kimseye durun-yapmayın demedik ki. ama herkes galatasaray sözlük adını bir şeye dahil ederken, topluluğun fikrini almalı ve danışmalı dedik. biz boş muhabbet üzerine döndürmüyoruz ki işleri. çok aktif değiliz ama pasif de değiliz.

    neticede bu sözlüğün tanınan yüzleri belli. captano'dur, toka'dır, hagi'dir, wasabi'dir. dışarıdan ilk iletişime geçilen insanlar biziz. bize sorarak yapın diye despot bir tutumumuz da yok. sadece bir şey söylerken o konuda bilgimiz ve hareketimiz var ise, siz de bizimle fikirlerinizi paylaşarak daha profesyonel bir şeye imza atabilirsiniz. yılma gibi bir şey asla söz konusu değil zaten. ama kimseyi de düşman bellemiyoruz.

    şu sözlükte fenerbahçe taraftarına, beşiktaş taraftarına yapılmayan eleştiriler, hakaretler, sözler rahatça galatasaray taraftarına söyleniyorsa biz ''adil olun biraz'' deyince kimse de üstümüze gelmesin. bu sözlükte bazı eleştiriler acımasızca ve cahilce yapılmakta ve buna maruz kalan tekyumruk da olsa, ultraslan da olsa, mustafa sarp da olsa, frank rijkaard da olsa, hakan şükür de olsa biz biraz sakin olmayı öğütlediğimiz zaman taraf olarak gösterilmemeliyiz. bu kutuplaşmaya iter, hedef gösterir.

    bizim samimi olduğumuzdan kimsenin şüphesi yotur. biz kendi fikrimizden başka fikir beyan etmeyiz, etmedik de. ama bir şeyleri söylerken, sakin olun derken sözlerimiz boş değil, her şeyi ben biliyorumculuk değil. sadece sizin ve buraya verilen emeklerin iyiliği için. yoksa kim ne kurarsa kursun, bana ne? ben sadece maça beraber gittiğim tayfaya da bakarım ama;

    (bkz: milan baros return of the king) başlığını okuyunca burası için bir şeyler yapmak isteği bizi kendimizden geçiriyor.

    yine ajitasyon yapıyor diyenler çıkacak ama; babanem öldü arayan-soran sözlükten. doğumgünüm oldu, arayan-soran sözlükten. dara düştüm yardım eden sözlükten, sıkıntım oldu arkamda duran sözlükten. burası benim vefa borcumun olduğu yer, bırakın burayı, buradaki hiç kimsenin kötülüğünü istemem ben. kimseyi durdurmam ya da buraya zarar veren adamı ısrarla burada tutmaya çalışmam. bizim tepkimiz sözlüğü bir işin içine dahil edince fikir almadan yapanların bedel ödemeyeceği, ödese de o işin sonunda sözlüğe patlayacağıdır.

    yoksa herkes kardeşimiz, herkes abimiz/ablamız. kim ne derse destek vermeye hazırız, engel olmayız. bir telefonlarına bakar...
  • 15
    her kulübün taraftarlarının bir ya da bir kaç tribün grubu vardır. hepimizin bildiği gibi bu gruplar yönetimce desteklenirler.

    bazen yönetim bu gruplara savaş açar. bu savaş kanlı da olabilir. örnek vermek gerekirse, güven sazak fb'ye başkan seçildiğinde dereağzı tesislerinde o zamanki bazı fb taraftarlarının bizzat başkanın adamları tarafından sopalanması. bu olayı eskiler bilir. bu, istanbul için bir örnek.

    anadoludan bir değişik örnek ise mersin idman yurdu taraftarlarıyla ilgili. bir dönem şeytanlar grubuyla imparatorlar diye bir grup fena halde kapışmışlardı kendi aralarında. hatta bir gaziantep bşbspor maçında bu iki grup hem de deplasmanda birbirlerine girmiş, çok sayıda yaralanan olmuş, polis tarafından göz altılar olmuştu. olaya bizzat şahit olmuştum. iş nedeniyle gaziantep'teydim, maça gitmiştim ve o zamanlar mersin'de ikamet ediyordum. yılını tam hatırlamıyorum ama bu bahsettiğim olay en az 7/8 senelik olay.

    bu iki değişik örneğin de olma sebebi tribündeki rant olaylarıydı.

    şimdi ultraslan'a bakacak olursak, malesef bazılarının kişisel çıkarları -açıkçası para kazanma olayları- öne çıkmaktadır.

    yaşım itibariyle (40 yaşındayım), akran olduklarım var ve çokça onlarla tribün yapmışlığım var. daha ultraslan kurulmamışken tivoli meydanında ingilizlerle sebo reis ve bir çok başka arkadaşla omuz omuza cenk etmişliğim var. marifet diye anlatmıyorum bunları. ama o zamanlar ben sadece o maça (bkz: 17 mayıs 2000 galatasaray arsenal) gidebilmek için arabamı satmış, evden çıkıp tekrar geri gelmem bana tam 1500 amerikan dolarına mal olmuştu. etrafımda gördüğüm bir çok arkadaşınsa o paraya kendi paraları olarak asla sahip olamadıklarını biliyordum.

    o çok eleştirip beğenmediğimiz ultraslan'ın kafa adamları o zamanlarda vardı, şimdide varlar.

    olay derin devlet diye adlandırdığımız şekle bürünmüştür. günümüzde hiç ama hiç kimse stadımızda (bkz: ali sami yen) ultraslandan habersiz pankart açamazken alternatif tribün grubu kurmaktan mı bahsediyoruz? söz konusu bile değil! çok fena olur sonu.

    beğenir ya da beğenmezsiniz, galatasaray tribünlerinin tek taraftar oluşumu ultraslan'dır.

    ben şahsım adına o'na alternatif oluşum yapmak yerine sahip çıkıyorum. hiç bir alt grubunun kayıtlı üyesi değilim, ama şunu söylüyorum; galatasaray'lıyım, ultraslan'ım. belki ben fazla romantik bakıyorum ama benim düşüncelerim bu. şu ana kadar tek deplasmana bile beraber gitmedim. gidersek kendi arkadaş grubumuzla beraber gittim. tek bir bilet dahi almadım, kendi paramla aldım. bu son belirtmeleri, hakkımda "sen de nemalanıyorsundur birader" düşüncesi olmasın diye yazdım.

    nihayetinde, hepimizin ortak paydası galatasaray. galatasaray sözlük tribün grubu yapabiliriz. pankartımız olabilir. illa emanet taşımamız, cenk yapmamız gerekmez. bunun içinde gereken tek şey yapmak istemektir.

    not : son olarak, bu başı sonu belli olmayan yazı için özür dilerim. malum burada (afganistan) şu an saat 02:00, sabahları 06:00'da kalkıyoruz, uykusuzluk var alkol var. (u: az daha durursam "öpücem abi moduna geçebbilirim)

    ekleme : yok yazmazsam eğer rahat edemem, arkadaş kendimden şüphe ettim. acaba mı dedim! ben afganistan'da tribün grubu kurduk mu yazmışım? var olanı koru, elindekinin değerini bil demeye çalışmışız! ya neyse, kime ne anlatıyoruz....
    #503974 nolu yazısında arkadaş ayakta alkışlamış ve alkışlatmış! yetmez, amuda kalk ok?
  • 17
    bunları galatasaraytarihininenuzunniki'ni ayırarak söylüyorum;*

    3 kişi keyfiyetten toplanmıyorken siz neden bahsediyorsunuz? kendi aranızda arkadaşlarınızla gittiğiniz maç varsa gitmeye devam edin. türk telekom arena güney tribünde biz yer alacağız zaten ama yine de kimsenin alternatif gibi bir iddiası yok. madem somut adım atmak isteyen var; gitsin güney tribün 4 ten asın kombinelerini ama 1-2 maça es kaza gelen adamlar bir daha bu başlığa bir şey yazmasın. hele ki sözükten ayrı her maça gidiyorum ben diyen varsa uzak dursun fena yaparım. daha sözlükle beraber bir tane zirveye-maça gelmemiş adamlar bu konuda bir şey yazmasın. ben lider değilim. bu konuya karışmamın sebebi galatasaray sözlüğün dışarıdaki adına zeval gelmesini engellemek. yazdıklarınız uzaya gitmiyor babacım okunuyor. medyanın bile takip ettiği yerde yazı yazıyorsunuz biraz dikkatli olun bir şey yazarken. alternatif ne arkadaş ya?? hali-hazırda her maça, baskete-futbola-kadın takıma-erkek takıma her maç 1 bilet alıp yol parası veririm diyen varsa yanına 15 kişi daha alsın aynı kafada ve yapsın ama rica ederim yeni isim de bulsunlar. he 15 i de sözlükten olur sonra kurarlar. sonra biri çıkar başka bir grup kurar onlardan ayrı ne olur? iki ayrı sözlük tribün grubu olur. daha bir konuda ortak hareket edemiyorken, her gün birbirinizi yiyorken, ortak hareket mi edeceksiniz? bırakın lütfen.

    arkadaş başlığı okuyorum, entrylere bakıyorum, daha 1 tane sözlük zirvesine maça gelmemiş adamlar sözlüğü alternatif grup kurmaya davet ediyorlar. misal veriyorum; ''knell'i nasıl bilirdiniz'' -zirveye gelmedi ki nereden bilelim. bu sadece benim fikrim ve ben fikrimi söyledim diyenlere sözüm var okusun anlasın ve sinir bozmasın artık;

    bazı konular vardır ki karşıt görüş bildirmek için zeka yeter ama bu konular zekanın yeterli olacağı konular değil. bilgi ve tecrübe gerek. önce birkaç zirveye gelin, ortamı görün sonra yazı yazmassınız bile. duyana davulun sesi uzaktan hoş tabi. öyle her aklına gelen galatasaray sözlük adını kendi kafasında kurduğu projelere alet etmesin. içerde istediğinizi yapın da dışarıda tepki göreceğiniz, etkileşimde bulunacağınız hareketleri yapmadan önce bir danışın bakalım. bana danışmayın. bana ne sorarsanız sorun ''yokum'' diyeceğim. gidin bilenine sorun. ama yazarken de mantıklı yazın, bilgi ve tecrübe gerek diyorum anlatamıyorum.

    bu yazıya cevap vermeyin rica ederim, çünkü bu yazı zekayla değil bilgi ve tecrübe ile yazılmıştır.

    edit: adamlar afganistan'dan tribün grubu kuruyorlar arkadaş vay anasını be. biz hiçbir bok değilmişiz demek. hepimiz malız. adam ta oradan ''yapılabilir tek gereken şey istemek'' diyor. ayağa kalktık seni alkışlıyoruz.
  • 18
    fatih terim derdi ya yenilmek kolay, yenmek olay diye. aha bu alternatif oluşumu da "düşünmesi kolay, yapması olay"dır.

    kimseyi suçlamıyorum uçuyorsunuz, kaçıyorsunuz diye. sonuçta herkes galatasaray'ın, galatasaray tribünün iyiliği peşinde. ama bu böyle olmaz. bırakın alternatif oluşumu, galatasaray sözlük tribün grubu'nu kurmak bile zordur. ilk konuşulmaya başladığında da demiştim. bir şekilde tribünde yer edilecekse bu 2 haftada bir iç saha maçlarına gitmekle olmaz. onu herkes yapar. deplasman yaparsın veya amatör kovalarsın veya bir gece kömürlükte pankart boyarsın vs. ama ekstra bişeyler yapman lazım. bir farkının olması lazım. eski açık'taki üni oluşumundan yıldızlı aslanlar'ı, beykentli aslanları ayıran ne? niye kimse boğaziçili aslanlar demiyor? çünkü bu adamlar uğraşıyor, basket maçlarına gidiyor, elinden geldiği kadar deplasman yapıyor, pankart desen ayrı. yıldızlı aslanlar ilk kurulduğunda orta bahçede yaptırdığımız kartları 2-3 milyona dağıtıyorduk. hala da saklarım o kartı. oradan buralara geldiler. resmen didinerek, peşindeyiz diyerek.

    şimdi sen bunları yapabilecek misin? böyle kaç kişi bulabileceksin? istanbul'un kaç farklı yerinden gelecek bu adamlar, nerede buluşacak? maç öncesi zirvelerden gördüğüm kadarıyla çoğumuz iş güç peşinde koşturan kişileriz. bunları yapmaya ne yazık ki ayıracak vakti yok. dün toka, (bkz: #503660) no'lu entrysinde pazartesi konuştuklarımızdah bahsetmiş. yaş itibari ile captano kadar olmasa da sözlük ortalamasının üstündeyim. * ben maça giderken biletix falan yoktu. kombinen yoksa sabah 11'de sıraya girerdin, leş kokulu gişeden bilet alıp 16.00'da açılan kapıdan girip 3 saat içerde beklerden. bazen paf maçı olur onu seyrederdin. trabzon'a gidip taş yiyip 20 saat otobüs yolculuğu ile döndükten sonra pazartesi bütün gün uyuyabiliyordum. ben ilk basket maçlarına gittiğimde ömer büyükaycan oynuyordu. yabancılarımız jevon crudup ve gaily nickerson'dı. yavaş yavaş gidememeye başladığımda ise matej mamic, gundars vetra falan vardı.

    bunları yaşım ortaya çıksın diye yazmadım. o zamanlar bunları yapabilecek hadi parayı geçtim, vaktimiz vardı. parayı da bir şekilde bulabiliyorduk. 2001'de 3-2'lik real maçına bilet almak için telefonumu satmıştım. tabi turkcell faturasını ödemeye çalışmamın da bir etkisi vardı. * ama şimdi anca 2 haftada bir maça gidebiliyoruz. bide fener, beşiktaş deplasmanı. pazar günü akşam 7'deki deplasmana gidip, pazartesi sabah 9'da toplantıya yetişecek vaktim yok. dediğim gibi maça giden çoğumuzun da durumu bu. demin saydığım bu farklılığı nasıl yaratacaksın?

    tribün grubu konusunda en heyecanlımız olan toka bile alternatif oluşum konusunda "bir durun soluklanın abi" diyorsa bir düşünmek lazım. ha ama biz böyle oluşum yaptık feanor; şunları şunları yapıcaz, şöyle maddi desteğe, böyle manevi desteğe ihtiyacım var diyen herkese de elimden gelen yardımı yaparım.
  • 22
    türkiye'nin genelindeki eğitim sistemi, spora bakış açısı değişmediği sürece imkanı yok ultraslan'dan daha iyisi gelsin.

    daha iyisi gelebilir, daha iyi kareografi yaptı deriz, daha iyi bağırdı deriz...

    ama genel olarak ele aldığımızda ne yapıcak ? 20 kişinin arasına 1 ultraslan üyesi alıp, futbolcuya küfür etme, destek ol gibilerinden bilgilerde mi bulunacak ?

    malesef bu bir türkiye gerçeği, eğitimsizliğimizin bir parçası, yine söylüyorum tabiki daha iyisi gelebilir ama bir yere kadar sınırlı olacaktır.
  • 23
    mesele ultraslan'a alternatif taraftar oluşturmak değil. mesele baştaki zihniyeti değiştirmek.

    misal ultraslan koordinatörü ua uni'den arkadaşlar olsa, tüm o şikayet ettiğimiz tayfa gitse ultraslan çağ atlar, daha elit, daha aydın olur karografi'nin de alasını yaparlardı. zaten bildiğim kadarıyla da beyin gücü uni tayfası.

    yani işin temeli zihniyet değişmediği sürece gelenler de aynı olacaktır. nacizane önerim hayatını karaborsa bilet satarak otopark mafyacılığı yapanlar yerine daha ileri ve kapsamlı düşünen elit arkadaşların gelmesi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın