• 351
    konu fatih terim olduğu zaman istediği gibi eleştirir, aykut kocaman için ise sürekli methiyeler düzer.

    --- alıntı ---

    peki ya bir gün abay, terim’in üstüne yürürse kim onun arkasında olacak? hiç kimse... sizin adalet dediğiniz bu mu sahi? yazık...

    --- alıntı ---

    diye buyurmuş. korkma uğurcum, serkan abayın arkasında fenerbahçe ve tff camiası var, yanlız kalmaz meraklanma.

    (bkz: yıldırım demirören'den önce, yıldırım demirören'den sonra)

    edit: süleyman abay
  • 352
    --- alıntı ---

    "futbolcu insandır, sinirlenebilir. antrenör insandır, sinirlenebilir. peki hakem insan değil mi? sinirleri çelikten mi yapılmış ki sinirlenmeye hiç hakkı yok?"

    "abay orada görev icabı sakin kalmak zorunda, çünkü terim’e azıcık mukavemet gösterse bütün bir galatasaray camiası onun üzerine gelecek ve (geçmişte örneklerini defalarca gördüğümüz gibi) hakemliğini bıraktıracaklar. abay, 40 yaşında, çoluk çocuk sahibi, iş sahibi, sosyal hayatta belli bir statüsü olan yetişkin. herhangi bir antrenörün onun sosyal hayattaki statüsünü zedelemeye nasıl hakkı olabilir ki? terim rahatlıkla abay’ın üstüne yürüyebiliyor, çünkü alacağı en büyük cezanın maçları süper konforlu locasından izlemek olduğunu biliyor"

    "sizin adalet dediğiniz bu mu sahi? yazık..."

    --- alıntı ---

    bence kuzeni yazmış. inanamam başka türlü. zeki bir adam bu. okunacak, dinlenecek bir iki adamdan biri spor basınında belki. fakat hakemin zaten otorite sahibi olduğunu, sahada desteklediği bir takım olmadığı -olmaması gerektiği- için duyguları ile hareket etmeyeceğini, bu yüzden otoritesiyle verdiği karara gelen duygusal reaksiyonları sakinlikle karşıladığını nasıl düşünemez bilemedim. hakemler çelik gibi sinirlere sahip olduğu için sakin değiller, işin doğası öyle olduğu için öyleler. sen gidip seni kovan patronuna bağırıp çağırsan hakaretler etsen, adam da sana karşılık verir mi? vermez. kovmakta yüzde yüz haklı olsa bile vermez. güvenliği çağırır, muhasebeden de çıkışını verin der, döner gider. burda güvenlik tff oluyor uğur bey. ki süleyman abay, topu yere vuran rakip takım futbolcusuna sarı kart veremediği bir maçta fatih terim'i aynı sebeple tribüne yolladığı için haklı olduğuna inanmıyordu bile.
  • 357
    --- alıntı ---

    "futbolcu insandır, sinirlenebilir. antrenör insandır, sinirlenebilir. peki hakem insan değil mi? sinirleri çelikten mi yapılmış ki sinirlenmeye hiç hakkı yok?"

    "abay orada görev icabı sakin kalmak zorunda, çünkü terim’e azıcık mukavemet gösterse bütün bir galatasaray camiası onun üzerine gelecek ve (geçmişte örneklerini defalarca gördüğümüz gibi) hakemliğini bıraktıracaklar. abay, 40 yaşında, çoluk çocuk sahibi, iş sahibi, sosyal hayatta belli bir statüsü olan yetişkin. herhangi bir antrenörün onun sosyal hayattaki statüsünü zedelemeye nasıl hakkı olabilir ki? terim rahatlıkla abay’ın üstüne yürüyebiliyor, çünkü alacağı en büyük cezanın maçları süper konforlu locasından izlemek olduğunu biliyor"

    "sizin adalet dediğiniz bu mu sahi? yazık..."

    --- alıntı ---

    beyin ölümü gerçekleşmiş köşe yazarı.
  • 359
    soft spor yazaridir. ne bekliyorsunuz arkadas ugur melekeden? ugur meleke sebebi ne olursa olsun imparatorun hakemin üzerine yurumesine hak vermez. baskasi da yapsa bunu hak vermez. adamin düsünce tarzi bu. hakli da olsa kavgadan, gürültüden, siddetten hoslanmıyor adam. ugur meleke hep buydu. böyle devam edecek.

    abartmayin su tepkilerinizi amk. mantik cercevesinde soylediklerinde hakli adam. tek ve buyuk eksigi hakemin terimi haksız yere atmasi, hakemlerin terimi atmayi marifet saymaya baslamalari. onun disinda kendi cizgisinde guzel konusmus adam. bakın kendi cizgisinde diyorum. bana gore demiyorum.
  • 360
    fatih terim'in taşeron dediklerinden biri de bu adamdır. bugüne kadar iyi gizlemiş kendisini. daha önce söylediğimde zoruna giden arkadaşlar olmuştu, bu adam art niyetli dedik dedik ama dinletemedik. alın size yere göğe sığdıramadığınız uğur meleke. konuşacak konun mu kalmadı lan malak, boş zamanlarında fatih terim'e galatasaray'a mı sarıyorsun sen. aşortmanlı sahaya daldığında neden aynı hassasiyeti göstermedin hakemle ilgili, bugün mü aklına geldi. satılıksınız olum sen de satılmışsın...

    (bkz: #1205931)

    takip ettik ve gördün sonraki yazılarını...haklı çıktık, çıkmaya da devam edeceğiz...
  • 361
    yazısında çok güzel bir noktaya değinmiş. süleyman abay pat diye tek kararıyla fatih terim'i tribüne yolluyor, dany'yi oyun dışına gönderiyor.

    peki fatih terim neden abay'ı atamıyor, dany neden hakem'e kırmızı kart gösteremiyor?

    sizin adalet dediğiniz bu mu sahi? yazık..

    adaletli olan, süleyman abay'ın kafasına göre insanların istikbaliyle oynaması, haksız kararlar vermesi ve bir de üstüne üstlük fatih terim'in üstüne yürüyüp ona dalaşmasıdır. uğur meleke'yi bu ince noktayı es geçmediği için tebrik ediyorum.
  • 362
    büyük bir hızla osman tanburacı kafasına evrilmekte olan yazar. daha hala ''bu kadar kolay harcamayın'' cılar mevcut şu sözlükte. biz harcamıyoruz, beyefendi kendisini harcıyor.

    aykut kocaman için yazamadıklarını, fatih terim için rahatlıkla yazabiliyorsa, burada bir sıkıntı var demektir. ama ben son yazısında asıl şu noktaya takıldım: ''terim rahatlıkla abay’ın üstüne yürüyebiliyor, çünkü alacağı en büyük cezanın maçları süper konforlu locasından izlemek olduğunu biliyor"

    ahahahahaslsdişfdlşgf! yahu bunu ercan saatçi falan yazsa bu kadar gülmezdim de, uğur meleke yazınca...

    ligin bitmesine altı hafta kalmış, fatih terim'in de en büyük isteği süper konforlu locasında maç izlemek çünkü... olmadıysa tek kişilik hücreye kapatalım sezon sonuna kadar? süper konforlu da olmasın ama bak...
  • 363
    efendim tek entry uğur meleke'nin müthiş adalet tespitine gereken hakkı vermediği için biraz daha derinine inmek gerekiyor.

    olay, uğur meleke'nin 4-5 yıl önce başına gelen bir durumla ilgili:

    meleke, zamanında kendisini hapse atmak için an kollayan bir kamu görevlisine "size beni içeri attıracak malzemeyi vermeyeceğim" dediği için hapis cezası almıştır. hukuk çerçevesinde hakkını aramak için mahkemelere çıkan, temyizlerde bulunan meleke, tüm itirazlarının mahkeme tarafından reddedildiğini görerek şoke olur ve cezasını çeker.

    aylar sonra, bu kez başka bir kamu görevlisinin önünde elindeki tenis topunu yere vurduğu için 4 ay hapse mahkum olur. daha önceki deneyimlerinden, hakime de gitse, temyize de ulaşsa cezasının değişmeyeceğini bilir. kendisinin ulaşabileceği tüm kurumların kadrosu, rakip gazetenin sahibini koruyan birisi tarafından belirlenmiştir. hukuki olarak hiçbir şansı kalmayan, hakimlerin, kamu görevlilerinin, kafalarına göre ceza verebildikleri meleke, yapabildiği tek şeyi yapar ve isyan eder. sinirlenir, çılgına döner. kimseye zarar vermese de ortaya asabi bir görüntü koyar.

    bunun üzerine mahkeme salonunda bulunan bir entelektüel kendisine şöyle der: neden sinirleniyorsun meleke, hakim sana hiç sinirleniyor mu, onun sinirlenmeye hakkı yok mu, o insan değil mi? bu durumu onaylayan hakim, sinirlendiği için meleke'nin cezasını ikiye katlar. meleke de ibret alır ve entelektüel adama hak verir. adaletsiz davrandığı için hakimden ve tüm kamu görevlilerinden özür diler.

    başına gelen bu olaydan çok etkilenen uğur meleke, adalet ve hak kavramlarına dair eşsiz bir fikir edinmiş olur, ve bundan böyle gördüğü tüm adaletsizliklerin karşısında yer alır.
  • 364
    kendisine haksız yere trafik cezası kesen trafik polisine sinirlenip bağırıp çağırdığında, karşısındaki polisin de sinirlerine hakim olamayarak(!) kendisine kafa-göz dalmasını temenni ettiğim köşe yazarı. yahu insan biraz mantık sahibi olur. hakem hükmetme mevkiindedir ve yaptırım sınırları bellidir. eğer o görevi üstlenmişse (ki fazladan tetikçilik görevini de üstlenmiş bu hakem) sinirleri çelikten olmak zorundadır ve öfkelenip karşısındakinin - teknik direktör,futbolcu,antrenör,taraftar vs- üzerine yürümeye hakkı yoktur. zira o sahada yasa ve yönetmelikler kendisine zaten sınırsız hak tanımıştır. bu yüzden kuralları uygulayacak kamu görevlilerinin yaptırım sınırları yasalar,yönetmelikler ve talimatlarla belirtilmiştir.
    mahkeme salonunda haksızlık yapna hakime itiraz ettiğinizde, kızıp sinirlendiğinizde hakimin üzerinize yürüdüğünü,hakaret ettiğini düşünsenize!..
    eğer bir ülkede ciddi anlamda takip edilen köşe yazarı isen bazı basit mantık kurallarını düşüneceksin kalemini eline almadan. yoksa böyle tevil götürmez zırvaları mantıklı imiş ortaya sürer ve rezil odluğun ile kalırsın.
  • 367
    tarih: 17 kasım 2012
    maç: eskişehirspor - fenerbahçe.

    olay: fenerbahçe'de oynayan caner hakem fırat aydınus tarafından kırmızı kart ile cezalandırılmış ve bunun üstüne aykut kocaman sahaya girerek fırat aydınus ile bir diyalog yaşamıştır.

    bakalım bu konu hakkında uğur meleke ne yazmış? acaba aykut kocaman'ı eleştirmiş mi?

    http://www.meleke.com/?p=5246
  • 369
    blogunda bir okur kendisine gereken ayarı ziyadesiyle vermiştir. ha, yazısının altındaki yorumları okumaya cesareti veya yüzü var mı orasını bilmiyorum.

    --- alıntı ---

    allah aşkına siz bu yazıları yazarken hiç yüzünüz kızarmıyor mu? ciddi olarak merak ediyorum bunu. 3 temmuza kadar “dürüst”, “ciddi” ve “adil” diye takip ettiğim bir kaç spor yazarından biriydiniz.

    fakat o süreçle birlikte kimlerin ne kadar spor gazetecisi olduğu ortaya çıkınca sizin de aslında öyle “dürüst” ve ciddiye alınabilecek biri olmadığınız ortaya çıktı. bir kulüp bir sürü maçı manipüle ediyor, oyuncunun biri itiraf ediyor siz “efendim ahlakımız bozulmasın” gibi nereye gittiği de tam olarak belli olmayan sırf söylenmiş için söylenmiş olan bir kelamdan başka bir şey etmiyorsunuz.

    tff değişiyor, mevcut patronunuz sırf bir takım küme düşmesin diye tüm kurulları ayarlayıp rapor çıkarttırıyor, sonra disiplin talimatını sırf o takımlar küme düşmesin diye değiştiriyor, şike var ama sahaya yansımamış gibi utanç abidesi bir karara imza atıyor. uğur beye bakıyoruz, ses yok.

    şikeyle trabzon’un şampiyonluğu alenen çaldığı mahkeme ile tescillenmiş rakip antrenörü sahaya dalıp (eskişehir maçı) hakem kararı kovalıyor. ses yok.

    şike yaptığı mahkeme kararı ile sabit olan ( yargıtay aşaması yargılama değil usul aşamasıdır) bir başkan gidip hakem odası basıyor, onu tehdit ediyor. uğur beye bakıyoruz, ses yok.

    lig tv nin şike yaptığı mahkeme kararı ile sabit olan takıma gs takımının kadrosunu aktardığı mahkeme ortaya çıkıyor. uğur beye bakıyoruz, ses yok.

    yani ahlak deyince, siz, gerçekten ahlaki ilkelere uygun hareket ettiğinizi mi sanıyorsunuz? yoksa insanları salak mı sanıyorsunuz? uğur bey sizin yazdıklarınızın ( aslında yazamadıklarınızın) herkes farkında. insanları aptal yerine koyup ilkeli duruş dersi vermekten vazgeçin bence. gelecekte ve şimdide, utanılacak spor medyası güruhuna zaten siz de katıldınız yazamadıklarınızla. terim’in yaptığı sportmenlik dışı son derece yanlış harekete gelene kadar, yazmanız gereken onlarca yazı vardı. o kadar asli olay yanında bu hareketler oldukça tali kalır. fakat siz hiç birini yaz(a)madınız. dolayısıyla böyle yazılarınız ne samimi oluyor ne ilkeli. önce şampiyonluğunun çalındığı mahkeme kararı ile sabit olan trabzon hakkında bir iki kelam edin. dürüstlüğünü gösterin.(eğer öyle bir şey varsa tabi.)

    --- alıntı ---
  • 370
    kendisinin bugüne kadar yazdığı tüm yazılarını okumuş biri olarak ülkede hayran olduğum tek spor yazarıdır. bugüne kadar kimsenin söylemediği ya da söyleyemediği bir çok şeyi söylemiştir. hatta iddia edilenin aksine patronu olan yıldırım demirören'i bile yeri geldiğinde eleştirmiştir. hele hele aziz yıldırım'ın kalemşörlüğünü yapacak son adamdır bana göre. fatih terim'in mersin maçında yaptıklarının hiç bir mazereti olmadığına inanlardan bir olduğumu da belirteyim. bu olayla ilgili yazısını ben de garipsedim. hakemin sinirlenme hakkı mevzusu çok romantik kaçmış. ama bugüne kadar olan yazıların içinden iki cümle seçip hakkında ağır ithamlarda bulunmak bence büyük saygısızlık. ülkede zaten doğru dürüst çok az adam var, onları da yok etmeyelin. zaten sözlüğün antu'dan az biraz bir farkı kaldı, bu kafayla o farkı da kapatacaksınız yakında.
  • 371
    uğur meleke takip ettiğim ender spor yazarlarındandır , onun hakkında bir şeyler yazmak için değil blogundaki bir yorum için bu başlığa geldim. birisi uğur meleke'nin fatih terim'in atılmasıyla ilgili yazdığu bloga şu yorumu iliştirmiş ;

    --- alıntı ---

    fatih terim televizyona çıkınca oğlum görmesin ve kendine örnek almasın diye kanal değiştirmek zorunda kalan bir futbolsever olarak yazınızda paylaştığınız ana fikre katılıyorum

    --- alıntı ---

    allah aşkına bu nedir artık ? zannedersiniz ülke olarak televizyonlarda yararlı programlardan geçilmiyor , spor programlarımızda iş bütünüyle teknik açıdan ele alınıyor , her şey güllük gülistanlık ve fatih terim her televizyona çıktığında küfürler edip insanlara şiddet uyguluyor. bu artık nedir yahu , yuh.
App Store'dan indirin Google Play'den alın