• 379
    19 nisan 2013 galatasaray elazığspor maçı ile ilgili yazısı.

    --- alıntı ---

    ''geçtiğimiz hafta karabük’ün galatasaray sınavına 1 saat kala bursa’nın mersin’i yenmesi muhtemelen bakkal’ın talebelerinin hedefini değiştirmişti. bursa mersin’i yenip ligden fiilen düşürünce, bu hafta mersin’i ağırlayacak karabük artık galatasaray önünde 1 puanı yeterli görüyordu. sonuç hezimet oldu.

    bu galatasaray’a karşı tt arena’da ayık olsanız da işiniz zor ama zafer sarhoşu olunca işler iyice zorlaşıyor tabii. ikinci dakikada ivesa, ilk yarım saatte de bilica’nın savrukluğu zaten 3 gole mâl oldu. gerçi dany de skora tesir etmek konusunda bilica’yla yarıştı, ama brezilyalı bir adım öndeydi, kamerunlu’yu 2-1’le geçti!

    bu görüntüye bakılırsa hem galatasaray hem de fenerbahçe, 12 mayıs kadıköy randevusuna kadar puan kaybetmeden gelip kozlarını orada paylaşabilirler gibi.''

    --- alıntı ---
  • 381
    an itibari ile lig tv de canlı yayında ağlıyor. galatasaray'ın fikstür avantajı varmış ibb'yi takip ettiği için. sebebi de ibb düşme hattındaki rakiplerine yenildiği için galatasaray'ın karşısına rakipler daha rahat çıkıyorlarmış.

    sevgili uğur ordu maçını izledin mi canım? çok rahattılar gerçekten. efsane bir geri dönüş yapmasak lig ne hale gelirdi bir düşün bakalım.

    bi bok sandıklarımızdan
  • 382
    polise verdigi ayarla takdirimi kazanmis yorumcu. "bu polisin elinden artik alsinlar biber gazini" aciklamasini yanindaki ligtv muhabiri "ama sahte biletcilere sikmislar" felan diye kivirtmaya calissa da lafinin arkasinda durdu. acik havada kontrolsuz sekilde sikilan biber gazi ruzgarin etkisiyle yuzlerce metre otedeki masum insanlari bile etkiliyebilecegini bilmeyen, astim hastasi birini rahatlikca oldurebilecek bu gazi olur olmaz sikan polislere birsey demiyorum. zaten guvenligimizi emanet ettigimiz kitlenin ne kadar egitimli(!) oldugunun farkindayiz. ama o biber gazini onlarin eline verenleri en hafif tabiriyle allaha havale ediyorum. butun ligtv spikerlerinin konuyu kapatmaya calismasina ragmen polisi elestirme cesareti gosterdigi icin ugur meleke'yi takdir ediyorum.
  • 383
    ' bir sezonda 18 gurur verici maç oynadığı için, marsilya, gladbach, lazio gibi devleri geçip hanemize 22 puan yazdırdığı için, türkiye’yi avrupa’da 10’uncu basamağa tırmandırdığı için, mutluluk için, hüzün için, heyecan için, herşey için teşekkürler fenerbahçe.'

    son virgülden önceki cümleleri kendisine hangi kafanın yazdırdığını merak etmekteyim. herşeyi geçtim, lazio ve marsilya'ya bile eyvallah da 'gladbach gibi dev takım' nedir abi? ben de fenerbahçeli arkadaşlarımı tebrik ettim ama bu lirik & epik edebiyatı aynı fenerbahçe'ye parçalamış ise hakikaten eyvahlar olsun. ha eğer dalga geçme amaçlı yazdıysa ki hiç sanmıyorum, pek bi komik. diğer türlü; gladbach, gibi, dev ve takım kelimelerinin akıl ve mantık sınırları içinde yanyana gelip de bir anlam ifade etmesinin mümkünatı yok çünkü.
  • 385
    lig tv'ye geçişi öncesi ve sonrası olarak iki ayrı kategoride değerlendirilmesi gereken futbol yorumcusu. bu adam lig tv'ye geçmeden önce, şike konusunda yazdıkları ile ''helal olsun, çok iyi yazıyor'' gibi şeyler dedirtiyorken, malum kanala geçince o kendi yazdığı bataklığın içine girince mecburen! kendisini değiştirmiştir. yoksa bir insan, böylesine kısa bir zaman içerisinde bu kadar değişemez. yok selçuk sneijder'e pas atmıyor, yok şu yok bu. sen böyle şeyleri köşene taşıyacak adam mıydın? çok bozdu, bayağı bozdu yani, inanılmaz bozdu yani, çok fazla bozdu. normal öyle böyle bozmadı yani kendini.

    ne diyelim;

    (bkz: şimdi sen de herkes gibisin)
  • 387
    yazısına göre bu sezonki başarısıyla fenerbahçe türkiyeyi avrupada 10.basamağa çıkarmış. ulan onun bunun evlatları, bilmemkimin çocukları bak zor tutuyorum kendimi küfür etmemek için, şampiyonlar liginde çeyrek finali oynayan kimdi? fenerbahçenin uefada 543636435435 maç yaptığı ve malum rekorunu kırdığı halde galatasaraydan 0,01 puan bile fazla puan almadığını neden yazmıyorsun? kim izin vermiyor buna? kime hizmet ediyorsunu açıklarmısın? aldınmı ödülünü yazdıkların karşılığında? beğenmişmi sahibin yazdığın yazıyı?
  • 388
    fenerbahçe'nin basarisiyla turkiye'yi avrupa'da 10. basamaga cikardigini iddia eden yazar. saglamasini yapmak hiç zor degil aslinda. bakalim gerçekler ugur bey'in soyledigi gibi mi?

    uefa kulupler siralamasinin sayfasi surasi; http://www.uefa.com/...ings/club/index.html

    acip baktigimizda 2012-2013 sezonu bakimindan galatasaray'in da fenerbahçe'nin de 24040 puan topladigini goruyoruz ve bu sezon itibariyle bu iki takim 10. sirayi paylasiyorlar. uefa siralamasi bildiginiz gibi 5 sezon uzerinden hesaplaniyor. bu hesaba gore galatasaray'in 54400 fenerbahçe'nin ise 46400 puani var ve galatasaray 41. sirada yer alirken fenerbahce 47. sirada.

    ugur meleke'nin soylediginde teorik olarak bir yanlislik var mi? yok aslinda. evet fenerbahce'nin kazandigi puanlar elbette ki turkiye'ye yaramistir. ama en çok puan toplayan kimdir sorusunun cevabi verilmezse, bu bilgi parçacigi pek bir ise yaramaz. en çok puan toplayan galatasaray'dir.
  • 390
    yalakaydi, fenerliydi galatasarayliydi filan onlar bir tarafa da...

    duzgun bir insana benziyor, kimseye saygisizlik yapmiyor, holiganlik da yapmiyor. yazilarini da okurum, standardlarin disina cikmaz. sayilari ve istatistikleri de bu normlara uyacak sekilde soyler.

    nasil ligtv'de her mac heyecanlidir her sey cok guzeldir, sike yoktur ve digiturk turk futboluna babasinin hayrina yatirim yapiyordur, ugur melek'nin futbolu boyle yorumlamasi da budur. ne guzeldir aykut'un garip demecleri! ne kadar hostur salih ucan'in bir bacak arasi! top aglarla bulustugunda karnimizda kelebekler ucusur. abdullah avci'nin vizyonu da pek hostur azizim...

    geciniz.

    ugur meleke hic bir zaman iyi bir futbol yorumcusu olmadi. duzgun bi insan oldu sadece, ve sansina turkiye'deydi, az birraz duzgun bir insan olmak isinde basarili olmaktan one koyulur burada. ugur meleke de onlardanm "adam gibi adam" yaftasi yapistirilip 1 basarisi 10 yapilanlardan.

    vizyonu acacak, "iste budur!" dedirtecek kac tane yazisi vardir? yoksa cok kelime soyleyip az laf edenlerden midir? bilgin gokberk, ali ece gibi adamlar meleke'ye kiyasla daha "kadin gibi adam"ken nedense duzenli bicimde bir kivilcim iceren yazi yazabiliyorlar. meleke ise "yasattiginiz heyecan, zart, zurt icin nice tesekkurler ey fenerbahce!" gibi osuruktan bir cumleyi bir kulubun tarihi bir avrupa kupasi macindan sonra yazdigi 20 cumlelik yazinin ortasina koyuyor. al sana keciboynuzu... tatsiz, yavan, nicelikli ama niteliksiz.

    ah benim guzel memleketim, ve vasat insanlara gosterilen anlamsiz ihtimam.
  • 396
    --------alıntı------------

    mayıs 1985’te brüksel’de oynanan şampiyon kulüpler finali maçı öncesi liverpoollu bir grup taraftar, juventuslu sporseverlerin bulunduğu bölgeye saldırdı. yaşlı heysel’in bir duvarı yıkıldı, 38 kişi hayatını kaybetti. olay sonrası uefa, ingiliz kulüplerini 5, liverpool’u 8 yıl avrupa kupalarına katılmaktan men etti.

    ingilizler utandı…
    uefa, cezasının 2 yılını doldurmuş ingilizler’i tekrar avrupa kupalarına katmayı düşündü. ama bu teklifi başbakan thatcher reddetti. 1985-1991 arası tam 20 farklı ingiliz kulübü hak ettiği halde avrupa kupalarında yarışmadı.

    liverpoollular utandı…
    hakemin (ceza alanı dışından içeri taşıdığı) yanlış penaltı kararına bile itiraz etmediler.
    hazin olaydan tam 20 yıl sonra anfield’da juventus’u ağırlayan kop tribünü, “amicizia (dostluk)” pankartıyla rakip sporseverlerden af diledi.
    ***
    şubat 2007’de catania ile palermo arasında oynanan sicilya derbisinde catanialı bir grup holigan polise saldırdı. olayda 40 yaşındaki masum memur filippo raciti hayatını kaybetti.

    italyanlar utandı…
    hükümet, ülkedeki bütün futbol müsabakalarını süresiz durdurdu. ilgili güvenlik kriterlerine uymayan statlar hemen kapatıldı, birkaç yüz milyon euroluk takımlar bile başka sahalara taşındılar. italyan senatosu, mevcut şiddet yasasını elden geçirmek için acil toplandı.
    catanialılar utandı…
    olaydan sonra kulübün sahibi pulvirenti, futboldan tamamen soğuduğunu ve bu işten bütünüyle çıkmak istediğini ifade etti. catania tribünleri açtıkları “catania svegliati, catania sdegnati (catania uyan, catania kına!)” pankartıyla şiddete karşı öfkelerini gösterdiler.
    ***
    türkiye’de son 5 yıl içinde 3 hakem başından ciddi şekilde yaralandı. yaralı tarık ongun’a kafasına dikiş attırılarak maç yönettirildi…
    bir hakem sahaya giren onlarca seyirci tarafından linç edilmek istendi. 43 taraftar stadyuma bıçak sokmak isterken yakalandı. 42’si aynı gün salıverildi.
    bir antrenör saha içinde bıçaklandı. ameliyat sonrası hasta yatağından canlı yayına bağlanıp hesap verdi…
    milli futbolcular maç esnasında yumruk yumruğa kavga ettiler. bir seyirci, öldüresiye dövülerek tribünden aşağı atıldı.
    önce diyarbakırlı futbolcular, şimdi de siyahi konuklarımız ırkçı tacize maruz kaldılar.
    tribünde kafasına viski bardağı isabet eden 10 yaşındaki batuhan ağır yaralandı.
    kadıköy ve antep’ten sonra beşiktaş’ta da masum vatandaşa biber silahı sıkıldı (lütfen artık o alete, biber gazı demeyin. insan öldüren şeyin adı silahtır. o alet, benim gözümde biber silahıdır).
    ve nihayet geçtiğimiz hafta sonu 19 yaşında gencecik bir vatandaşımız bıçaklanarak hayatını kaybetti.
    ***
    türkler utandı mı?
    hayır…
    tam aksine, söz konusu facianın paydaşları, ucuz numaralarla suçu rakibine yüklemenin çarelerini arıyorlar hâlâ...
    ***
    bir insan sağlığını kaybedebilir… işini kaybedebilir… ailesini kaybedebilir… hatta onurunu, şerefini dahi kaybedebilir…
    her birimiz onurumuz için yaşadığımızı her fırsatta söyleriz, ama hayat öyle acımasızdır ki bir gün insana o cümleyi bile kurduramayacak hale getirebilir.
    lâkin bence bir insanın esas kaybettiği an, utanma duygusunu yitirdiği andır. başına her ne geliyorsa, her ne suç işliyorsa, her ne akıl almaz belaya bulaşıyorsa bulaşsın; o insan hâlâ utanabiliyorsa, onda hâlâ umut vardır.
    bu öyküyü iki buçuk yıl önce de yazmıştım: nerde kaybettik, ne zaman kaybettik bilemiyorum. ama biz bir ara, bir yerlerde utanma duygumuzu kaybetmişiz. ulusal ar damarımız çatlamış. maalesef bu aralar hiçbir şeyden utanmaz olmuşuz. insanlar ölüyor, utanmıyoruz. televizyonda aleni hırsızlık izliyor, sokak kavgası izliyor, utanmıyoruz. emre webo’dan, sabri selçuk’tan utanmıyor. “ya o, ya da ben yanlışım” demiyor.
    ve galiba yeniden milli bir ar damarına kavuşmak için radikal hamleler gerekiyor.

    ne yapmalı

    a)beş yıl önce aynı ricayı o günkü lig tv genel müdürü büyüka’ya yapmıştım, şimdi de 3 spor kanalı yöneticisine çağrım benzer: provokatif kulüp yöneticilerine yayın ambargosu koyun. kerametleri kendilerinden menkul, zengin ve holigan olmaktan başka bir özelliği olmayan bu kulüp yöneticilerine mikrofon uzatmayın, açıklamaları kurumsal bir meseleyle (ekonomiyle, yönetimle) ilgili değilse bültenlerinizde yer vermeyin.
    b)spor programları için tam yetkili bir denetleme kurulu oluşturun. rtük etik kurulu’nda yaptığınız gibi denetçilerin içine spor terörünün baş müsebbiplerini koymayın, kendinize güldürmeyin.
    c)polisin elinden biber silahını alın. kadıköy’de de, antep’te de, inönü’de de bizzat yaşadım: sıktığınız gaz, 2-3 kilometrekare etraftaki masum vatandaşın nefesini kesiyorsa, bunun hesabı bugün sorulmasa bile yarın sorulacaktır. bir vatandaş bu yüzden öldüyse, bu artık masum bir gaz değil, öldürücü bir silahtır. merak ediyorum, bir gün bir cumhurbaşkanının ya da başbakanın tribünde biber gazı nedeniyle nefesi kesilir, gözleri yaşarırsa o silah bir daha kullanılabilir mi? peki sokaktaki vatandaş, cumhurbaşkanından başbakandan daha mı değersiz ki önlem almak için olayın ucunun protokole dokunması bekleniyor?
    d)bir sonraki derbinin santrasını can bartu, turgay şeren veya süleyman seba’dan ikisi yapsınlar. volkan’a, eboue’ye, emre’ye, sabri’ye, melo’ya, meireles’e giydikleri formanın değerini hatırlatsınlar. taktıkları pazubendinin manasını izah etsinler. “sen benim giydiğim o forma üstündeyken, pazubent kolundayken rakibine küfür edemezsin, boğazına sarılamazsın, mahrem yerini tutamazsın” desinler.
    e)sezonun sonuna doğru, hatta mümkünse fenerbahçe-galatasaray derbisinin 1-2 hafta öncesinde bir all-star maçı organize edin. bu maçlarda melo ile emre, volkan’la terim aynı formayı giysinler. fikret orman, cüneyt çakır’a orta yapsın; aziz yıldırım, ünal aysal için ofsayt bayrağı kaldırsın. maçta futbolun tüm paydaşları bir araya gelsin, hem tanışsın hem de aynı forma için mücadele edebileceklerini ispat etsin.
    ya da tüm bunları yapmıyorsak, birbirimize, formaya, tv başındakine saygımız yoksa, lütfen durduralım ligi, unutalım futbolu bir-iki yıllığına... bu sürede belki biraz düşünür, belki biraz utanır, belki biraz toparlanırız.
    milletçe, ivedilikle, yeni bir ar damarına kavuşma umuduyla. mutlu haftalar.

    ----------alıntı---------

    bu yazıya ancak imza atılır.
  • 399
    "aziz yıldırım, ünal aysal için ofsayt bayrağı kaldırsın" cümlesini kurmuş şahıs başka açıklamaya gerek yok sanırım ama ben birde tanım yapayım; polyanna. eğer gerçekten bu işin bitmesini türk futbolunun temizlenmesini istiyorsan erkek gibi şikenin, ırkçılığın karşısında duracaksın gerekirse en yüksek makama bile çatır çatır yazılar yazacaksın ama nerde sende o yürek? anca heysel faciasında onlarca masum insan öldü :/ liverpool 28 yıldır şampiyon olamıyor ne kadar ironik :/ barcelona tiki taka xavinista :/ türkiye'de altyapı yok :/ endüstriyel futbol ve n.forrest :/ bunları yazıyorsun üstelik nerede; şikeyi aklayan federasyon başkanının gazetesinde.
App Store'dan indirin Google Play'den alın