• 76
    ilk 4 haftasının nihayetinde güzel intibalar vermiş sezon.

    bu sezon anadolu takımları çok can yakacak. deplasman fobisi diyoruz sürekli ama lig öyle bir hâle geldi ki ev sahibi olan takımlar rakibi kim olursa olsun yenebilecek güçte. büyük takım dedidiğimiz gs, fb ve bjk'ye anadolu takımlarından çoğu oyuncuyu koyabilirsin; sırıtmazlar ve hatta mevcut oyunculardan da daha iyi oynarlar.

    taraftar sayıları hakkında bir bilgim yok ama 17-18 sezonuna göre öyle aşırı bir fark yok gibi. ankaragücü, erzurumspor ve rizespor taraftarları stadlarını dolduruyor evet ama stadları küçük olduğundan seyirci sayısında çok bir değişiklik. lâkin bu takımlarla oynanan maçların dolu stadlara oynanması tabii ki güzel bir durum.

    sahalar yine rezalet. zaten güzel olsaydı şaşırırdım. tff'nin allah cezasını versin. gerçekten, türk futbolunun gelişmesi için bir şey dahi yaptıklarını düşünmüyorum.

    var sistemi elbette bazı hataların önüne geçti ama bazan öyle pozisyonlar oluyor ki televizyon başında hayret ettirecek şekilde karar veriliyor. yine de var bir sorunu bile çözse kârdır ama göz göre göre yapılmayan doğrular gerçekten olmayan adalete karşı olan güvensizliği daha da artırıyor.

    umarım sezon sonu 22. şampiyonluğumuzu hep birlikte kutlarız. her takıma galatasaray'ın aleyhine olmayacak kayıtta başarılar diliyorum.
  • 79
    bu sezon, futbolculuk hayatının hiç bir döneminde( 15-16 sezonu ikinci yarı demichelis’in yerine oyuna girdiği manu maçı hariç) stoper oynamamış fernandoyu stoperde düşünmek nasıl bir hayal ürünüdür anlamadığım sezon.
    bu sezonda false 9 da oynayabilecek bir forvetimizin olmadığı, contenin kaymalı 2 ye 3 ünü oynayabilecek stoperlerimizin olmadığı-elimizde sanki christensen, rüdiger, azpilicueta var- bir squadla bunları oynayabileceğimizi düşünmek için nasıl bir futbol anlayışına sahip olmak lazım anlamak mümkün değil.

    sanki fatih terim antremanda futbolcuları izlemiyormuş gibi hayatında nerdeyse hiç sc oynamış onyekuru’yu merkez forvete yazmak, dalga geçmek için uydurulmuş ü formasyonunu, ciddi ciddi savunmak nedir buyrun anlatın da anlayalım.

    bu sezon elinizde gerçek anlamda sc oynatacağınız iki adam var birisi eren birisi yarım sinan, başka yok, buraya antremanda dahi denenmemiş futbolcuları yazmak, işte ben de bir dizilim önerdim de öteye geçemez. he canım zaten fatih terim sizin kadar düşünemiyordu.
    şapkadan tavşan çıkarmaya uğraşmak yerine futbolcuları alışık oldukları mevki ve düzende en verimli hallerinde kullanmak daha doğru olacaktır.
  • 82
    şampiyonlar ligi öncesi olan tüm maçlarımız cuma günü. sadece grubun son maçı olan porto maçımızdan* önce cumartesi günü. grupta belki de kaderimizi belirleyecek olan maçtan önce bize daha fazla süre verilmesi gerekmez miydi? bunun dışında cuma oynadığımız için seyirci ortalamamız düşebilir ama ben fazladan dinlenecek günümüz olduğu için olumlu buldum fikstürü.
  • 83
    tff'nin paylaştığı 5-17.hafta programında ekim sonunda avrupa maçlarının 4.hafta itibariyle saatine bakıldığında, türkiye yaz saati uygulamasıyla devam edip saatleri geri almayacakmış gibi yazılmış ama bildiğim kadarıyla bu ekim'den itibaren yine eskisi gibi kışın saatleri geri alacağız. yani avrupa ile saat farkımız sabit olacak ve şampiyonlar ligi maçlarımız her zaman saat 22:00'da oynanacak ya da gruptaki l.moskova yüzünden 19:55'te oynanacak.
  • 84
    bütün maçların cuma günü oynanacak olması seyirci ortalamamızı ciddi anlamda etkileyebilir. iç sahada seyircimizle birlikte oluşturduğumuz ortam bir nebze eksilebilir. ancak genede ortalamamızın 35 ila 40 bin olacağını tahmin ediyorum. oynadığımız futbolun seyirciye ihtiyacı var. özellikle fenerbahçe maçının cuma gününe denk gelmesi biraz içimi burktu.
  • 85
    woaaaaa tff iç saha maçlarını cumaya koymuş bu komplodur hadii twitterdan heşteg kasalım ona buna menşın atalım bu yönetim nasıl buna isyan etmez yönetim çok pasif saldırr

    twitterdaki durum aynen böyle embesil kaynıyor. cuma günkü maçlarımızın ardından salı yada çarşamba şampiyonlar ligi maçlarımız var. tff ilk defa düzgün fikstür ayarlamış.
  • 86
    woaaaaaa!

    cuma günü işten çıkıp saat 20:00'daki maça kaç kişinin gidebileceğini sanılıyor?

    ben bu sezon kombine aldım. benim gibi çok sayıda taraftar var. bu insanlar her cuma çalıştıkları yerden erken çıkış için izin alabilecekler mi? buna bir de 19:55'de oynanacak iç saha şampiyonlar ligi maçlarını da ekleyelim.

    tff göstermelik olarak bizi koruyor gibi gözükse de aslında durum hiç de öyle değil. koyarsın maçı cumartesi saat 14:30 gibi bir saate hem takım en fazla yarım gün eksik dinlenir, hem taraftar desteğini tam alır hem de taraftar mağdur olmaz.

    tamamen saçmalıktan başka bir şey değil bu karar. fakat istediğimiz kadar heşteg * kasalım bu değişmeyecek belli ki.

    2018-2019 sezonu ilk yarısı dikkate alınınca bir çok taraftarın maçlara gidemeyip mağdur olacağı bir sezon olacaktır.
  • 87
    açıklanan fikstür ilk bakışta, "adamlar ne yapsın, şampiyonlar ligi'nde oynuyoruz ya, o yüzden iç sahadaki arka arkaya 5 maçımız cuma günü" şeklinde gayet de mantıklı bir şekilde düşündürebilir insanı.

    lakin ben, işin içinde iş olduğuna inananlardanım. öncelikle şu gerçekleri bir hatırlamakta fayda var, şöyleki;
    kabul, tüm şampiyonlar ligi maçlarımızın arefesinde sami yen'deyiz. yine de 3 maçımızın salı 3 maçımızın da çarşamba olacağını düşünürsek maçlarımızın en azından 3'ünün cuma olmasına hiç bir lafım olamaz (özellikle şampiyonlar ligi maçımızın salı olduğu haftalarda).
    şunu da bir kenara not edelim, ki birazdan aşağıda lazım olacak; bence sanılanın aksine süper lig şampiyonluğunu getiren ana unsur takımların iç saha performansı.
    zira, üç aşağı beş yukarı takımların dış saha performansları yakın, ligin sonuncusunu bile öyle eskisi gibi gidip deplasmanda yenmek kolay değil, bu nedenle içerde maksimum galibiyet, minimum puan kaybı şampiyonluğun kilit noktalarının başında geliyor.
    e galatasaray'in iç saha performansı malumunuz, bunu da sağlamasının baş aktörü taraftarın oluşturduğu atmosfer.
    hal böyleyken böyle bir takımı, şampiyonlar ligini de öne sürerek taraftar desteğinden (artı bunun getireceği maddi destek de cabası) olabildiğince mahkum etmeye çalışmaktır bu yapılan.

    çünkü bunu düşünmeme neden olan unsurlar var;
    1-) bildiğim kadarıyla* şampiyonlar liginde ilk oynayan biz değiliz, hiç uzağa gitmeden geçen yıl beşiktaş arka arkaya 5 maçını cuma oynadı mı? ya da daha önceki yıllarda giden takımlarımız? bilmiyorum, araştırmadım da ama olsaydı tantanası olmuş olacağından aklıma gelirdi sanırım.
    2-) aynı mantıkla maçlarını perşembe oynayacak fenerbahçe'nin tüm dönüşlerde pazartesi oynamasını arıyor gözlerim fikstürde ama maalefef onu da göremiyor, belli miktarda pazartesi, biraz da haftasonu, dengeli bir dağılım söz konusu.
    3-) en önemli unsurlardan biri, onu sona sakladım; (bkz: #2504518).

    kısaca, salı maçlarımızdan önce cuma, çarşamba maçlarımızdan önce de pek tabi cumartesi (hatta cumartesi öğlen saatlerinde) oynayabilirdik.
    özetle, masum bulmuyorum bu dost görünümlü fikstürü...

    edit: imla, ekleme
  • 89
    deplasman sorununu en başından cayır cayır hissettiğimiz sezon. daha çok erken, hiç bir takımın ligi domine edemeyecek oluşu gerek bizim gerekse de rakiplerimizin büyük avantajlarından. hatalar elbet düzeltilir ama şuan yaşadığımız sorunu biz uzun süreden beri yaşıyoruz. dış sahada çatır çatır maç kaybediyoruz, maç kaybetmekten öte oyun olarak saha fazla bir şey koyabildiğimiz söylenemez. iç sahaya bakarsak da ilk gol gelene kadar canımız sıkılıyor. kilit açamıyoruz ve mevcut takım ile de kilit açma işi düşündürücü. ne zaman o ilk golü atıyoruz, takım rakibi anında ekarte ediyor. geçen sene papaza pilavı yedirtmiştik ancak her zaman da o pilav yenmez malum. ahlar vahlar eşliğinde rakiplerimizin başarılarını görmemek için bu kötü durumu çevirmemiz lazım.
  • 91
    sezon oncesi, transfer doneminde sabirsizlikla baslamasini bekledigim ancak forvet transferinin yapilmamasi ile ilk moral bozuklugunu yasadigim ardindan haftalar ilerledikce takimimizin ortaya koydugu oyun ile iyice sogudugum sezondur. an itibariyle 6. haftasini gecirdigimiz bugunlerde takimimiz hala sezon oncesi hazirlik maclarinda oynamasi gerektigi gibi oynuyor. takimda ciddi bir sistem sikintisi var. fatih terim hala kafasinda tam olarak ne oynamamiz gerekir oturtamadi. motivasyon konusunda cok buyuk sikintilar var, hani neden icerde iyiyiz de disarda kotuyuz cevabi iste burada yatiyor, taraftarin motive etmesine ihtiyac duyan bir takimimiz var.

    alinan farkli skorlar suan icin goze hos gelebilir, deplasmanda 2 macta alinan toplamda 7-0 lik yenilgiyi bir nebze unutturabilir ancak su gozden kacmamalidir ki aldigimiz farkli galibiyetler oyuncularimizin bireysel performanslari ile geldi ve rakipler galatasarayi cozdukce buna onlem alacaklardir. yani bir takim oyunu oturtmak zorundayiz.

    yanlis olmasin, elestiriyi galatasarayin sampiyon olamayacagini vs dusundugum icin yapmiyorum, aksine sampiyonluga ciddi anlamda kesin gozuyle bakiyorum. ancak sampiyonluga inanmamin nedeni takimimizin iyi olusu degil rakiplerin kotu olusundandir. buna ek olarak da kadromuz, forvet eksigine ragmen, ligin uzerinde bir kaliteye sahip. benim elestirim bu kadronun hakkini veremememiz ve rakibi sindirecek oyunlar oynayamamamiz uzerinedir.
  • 92
    size de oluyor mu bilmiyorum ama benim next next diye diye 25. haftaya gelesim var :(

    öyle bir sezon ki kazanan nefes alacak ve diğerlerini ateşe atacak.

    biz kazanırsak şampiyonluk sayımızı 22 yapıyoruz ve tarihte ilk kez fenerbahçe ile farkı 3'e çıkarıyoruz ki, aynı zamanda şampiyonlar ligi'ne de direkt katılım demek bu. her ne kadar ffp olsa da eldeki iyi oyuncuları okutabilmek için iyi bir ortamın sağlanması ve uefa gelirlerinin gelecek olması ile maddi olarak oldukça rahat bir nefes almamızı sağlayacak bir durum.

    yeni bir seri ve dominasyon için en uygun şartların yerine gelmesi demek. fener'in 600 milyon euroya yakın borcu varken, beşiktaş'ın da yaşlanan kadrosu ve borçları ile daha da derinleşen kötü mali yapısı ile çarkı çevirmesi çok zor.

    bu sebeple biz şampiyon olursak bir yabancı oyuncu sayısı düzenlemesi çok olası. buna karşılık da 2000 jenerasyonu kozumuz var gibi duruyor. terim'in milli takım havuzundaki isimlere hakimiyeti ile de önümüz açılabilir.

    her seçenek, doğru bir yönetim anlayışı ile bizi öne çıkarabilir.

    bu sebeple bu sezon çok kritik.

    taraftar olarak 21. şampiyonluktaki desteği ve sinerjiyi bu sezona da yayarsak, mutlu sonla bitirmememiz için bir neden yok. rakiplerimizin durumu ortada. az hata yapan şampiyon olacak.

    (bkz: hedef 22)

    (bkz: kon2antra2yon)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 93
    2018 - 2019 sezonu bolca puan kayıpları ile başladı. şu ana kadar kimin kime puan kaybedeceğini tahmin etmek oldukça zor. 2017 - 2018 sezonu gibi bu yılda bolca çetin mücadele olacağını ligin henüz başı sayılabilecek yedinci haftası ile birlikte iyice kendini gösterdi. bunun oluşmasında ki en temel payı yabancı sınırına serbestliğe veriyorum. engellemeye çalışanlar lige kattığı tadı göz ardı etmezler umarım. bunun yanında pek çok şehre yapılan modern statlar ile birlikte insanlar tribünlere daha çok gelmeye ve daha çok ev sahibi atmosferi oluşmaya başladı.

    yabancı sınırı devam ettiği sürece anadolu kulüpleri dediğimiz kulüpler doğru birkaç yabancı ile anlaştıkları anda ligde pek çok takıma diş geçirebilecek duruma geldiler. bununla birlikte ülkemize has, yerli ve genç antrenör furyasına pek çok yeni aday katıldı. bunların pek çoğu yeniliğe ve kendisini geliştirmeye açık durumdalar ve öğrenip, öğretiyorlar. takımları gücü oranında belirli düzenleri kurup, istedikleri oyunu oynatabiliyorlar. okan buruk, kemal özdeş, erol bulut, bülent korkmaz bir çırpıda aklıma gelenler. gelişmeye açık antrenörler ile birlikte artık anadolu' dan puan almak oldukça zorlaştı.

    daha önce yazdığım bir girdide şampiyonluk iç sahadan geçiyor demiştim. ilk yedi haftadaki sonuçları görünce de bu düşüncem doğrulanıyor. biz de dahil diğer on yedi takımın tamamı deplasmanlarda zorlanıp, puan kayıpları yaşıyorlar ve görüntü itibarıyla da puan kayıpları devam edecek gibi duruyor. (bu saatten sonra bir takım ligi süpürüp atmazsa tabi) bu sene de şampiyon olmak istiyorsak gene iç sahada maksimuma yakın puan çıkarmak zorundayız. 70 puanı geçen takım şampiyonluk yolunda çok önemli bir adım atmış olacak. iç sahadan alacağımız 45 ve üzeri puan bizi şampiyonluk hedefine çok yaklaştırır. taraftarımız bunun bilincinde olmalı ve mümkün olduğunca iç saha maçlarına konsantre olmalıdır.

    2018 - 2019 sezonu sonunda alacağımız şampiyonluk, fenerbahçe ve beşiktaş' ı çok ciddi bir maddi krizin içine atacaktır. bizim ise doğru yapılanma ve transfer hamleleriyle bir hatta iki adım öne geçmemizi sağlayabilir. taraftarlarımızdan mini bir ricam olacak sözlükte veya diğer sosyal mecralarda bunu bilerek biraz daha sakin kalarak yorum yapmalarını istiyorum. hepimizin ortak sevdası galatasaray...
  • 96
    ilk sekiz hafta itibariyle tff'nin maç başına dağıttığı 2,6 milyon tl'lik başarı priminden elde edilen kazançlar şu şekilde oldu:

    galatasaray 15,60 tl
    başakşehir 14,30 tl
    beşiktaş 14,30 tl
    kasımpaşa 13,00 tl
    trabzonspor 11,70 tl
    antalyaspor 11,70 tl
    konyaspor 11,70 tl
    yeni malatya 11,70 tl
    göztepe 10,40 tl
    alanyaspor 10,40 tl
    ankaragücü 9,10 tl
    sivasspor 9,10 tl
    kayserispor 9,10 tl
    bursaspor 9,10 tl
    fenerbahçe 7,80 tl
    çaykur rize 7,80 tl
    akhisar belediye 5,20 tl
    bb erzurumspor 5,20 tl

    rakamlar milyon tl'yi ifade ediyor. galatasaray fenerbahçe'nin tam iki katı prim kazanmış durumda.
  • 98
    önümüzde, bir sonraki milli maç arasına kadar şöyle bir fisktür olan sezon,

    19 ekim 2018 galatasaray bursaspor maçı

    24 ekim 2018 galatasaray schalke 04 maçı

    28 ekim 2018 yeni malatyaspor galatasaray maçı

    2 kasım 2018 galatasaray fenerbahçe maçı

    6 kasım 2018 schalke 04 galatasaray maçı

    10 kasım 2018 kayserispor galatasaray maçı

    özellikle şampiyonlar ligi'ndeki geleceğimizi belirleyecek olan fisktür burada. 3. ve 4. maçlarda alınacak 4 puan bizi çok yüksek ihtimalle gruptan çıkaracaktır. bu benim şahsi düşüncem. schalke'ye karşı da ikili averajı alınca kalan 2 maçta 3 puanın yeteceğini düşünüyorum.

    ligde ise beşiktaş ve başakşehir deplasmanları öncesinde sıralamamızı belirleyecek. 5 lig maçında 4 galibiyet 1 yenilgiye* fitim :(

    şaka maka 5 maçta 12 puan 2,4 puan ortalaması demek ki rahat şampiyon yapacak bir ortalamadır.

    tamam lan 5 maçta 3 galibiyet 2 beraberlik olsun :/ *

    inşallah her şey istediğimiz gibi gider ve direkt rakiplerimiz bjk ve ibfk maçlarına avantajlı gideriz.
  • 99
    9. haftasında yapılan hakem atamaları ile birlikte buram buram operasyon kokusu aldığım sezon.

    19 ekim 2018 galatasaray bursaspor maçı: ali palabıyık, yönettiği her maçımızda antin kuntin kartlar çıkarıp rakiplerimize verdiği penaltılarla bildiğimiz ali palabıyık'ın bu maça atanması tesadüf değildir.

    kendisi 3.terim döneminde terim'in haftalarca ceza almasının sebebi olan hakemdir. hem de 4.hakemken. http://gss.gs/cjP

    21 ekim 2018 göztepe beşiktaş maçı: fırat aydınus kısaca beşiktaş'ın çocuğu. http://gss.gs/hbp

    20 ekim 2018 sivasspor fenerbahçe maçı : halis ökhaya asırlardır fene rmaçı alamayan halis bey fener'in lige tutunma maçına atanmış. tam bir barışma maçı.

    20 ekim 2018 başakşehir kayserispor maçı : hüseyin göçek, vasat hakem, bakacağız...

    22 ekim 2018 trabzonspor bb erzurumspor maçı: bülent yıldırım, büyükleri evinde üzmez. *

    milli maç arası boyunca yusuf namoğlu'nu istifaya çağıran tinercilerin ağzına emzik verilip verilmeyeceğini bu hafta göreceğiz. kastıkları algılar işe yaramış mı göreceğiz.

    bir şeyden eminim bu hafta hakemler çok konuşulur.
  • 100
    fotoğrafın bütününe bakarsak:

    başakşehir’in sezon başından beri futbolu iç açıcı değil. fenerbahçe’nin durumu malum. zorlarsa beşiktaş bizi zorlar. biz doğruları yaptığımız sürece, inşallah şampiyon olacağımız sezondur.

    19 ekim 2018 galatasaray bursaspor maçındaki gibi durumlara kaza gözüyle bakmalı ve moral bozmadan, kendimizi yıpratmadan devam etmeliyiz. 40 dakikada üç oyuncusunu değiştirmek zorunda kalmış ve gerçek bir santrforu olmayan ekip için bu tip bir maçta 1 puan da iyi sayılır. değeri sonradan anlaşılabilecek puanlardandır.

    yönetim, hoca, futbolcular, taraftarlar her zaman eleştirilecek konular vardır. eleştirdikçe gelişeceğiz ama kırıp dökmeden. aile olduğumuzu unutmadan.

    şampiyonlar liginde ve ligde kenetlenmeye devam ederek maksimum puanla ocak ayına girdiğimiz vakit, nokta atışı bir santrfor ile seviye atlayabiliriz. ligde liderliğimizi sürdürmeli, şampiyonlar liginde bol puanla (dolayısıyla parayla) kendimizi son 16’ya atmalıyız.

    (bkz: hedef 22)
    (bkz: hayallerimiz var)
    (bkz: kon2antra2yon)
    (bkz: biz bir aileyiz kenetlendikçe büyüyen)
App Store'dan indirin Google Play'den alın