uzun yıllardır bu kadar
favorisi olmayan bir sezon görmemiştim.
tüm takımlar maddî darboğazda, doğru dürüst transfer yapabilmiş tek takım yok:
*
fenerbahçe hem fazla oyuncu transfer edemedi(mantıklı davranıp ucuza genç oyuncu aldılar,
cocu başarısız olsa bile oyuncularda ve sistemde ısrar ederlerse birkaç yıl sonra belli bir yerli oyuncu iskeletine kavuşma olasılıkları var en azından), hem de
cocu'yla yeni bir yapılanmaya girdi.
*
beşiktaş'ı uzun süredir bu kadar kaotik ve belirsizlik içinde görmemiştim.
şenol güneş'in geçen sezondan beri fazlasıyla yıpranmış olması ve
fikret orman'la olan görüş ayrılıkları bir yana, yaşlı oyuncular diğer yana. üstelik hangi oyuncular gidecek, kim kalacak tamamen soru işareti. bir bakıyorsunuz
quaresma satıldı deniyor, diğer yanda
babel ya da
vida gidecek deniyor vs.
talisca'nın boşluğu zor dolar, eldeki forvet hattı da geçen sezon bekleneni veremedi.
anlaşılan kaynak yaratabilmek için takım iskeletinden fedakârlık etmeye hazırlar, ancak gidenlerin yeri dolar mı? burası da meçhul.
*
galatasaray'da ise hiçbir boşluk dolmamış vaziyette: güven veren bir
stoper ve
sol bek rotasyonu var yok, takım hâlâ 8 numara(ya da iki yönlü
orta saha)sız oynamaya çalışıyor, forvette
gomis alternatifsiz ve tek tip, ön taraftaki yaratıcı oyuncu sayısı az, olanlar da(
belhanda ve
feghouli) istikrarsız ve belirsiz, sahada kayboluyorlar. üstelik geçen seneki gibi tek kulvarda mücadele etmeyecek bu takım; çok zorlu bir şampiyonlar ligi macerası da bizi bekliyor.
açık söyleyeyim: kaliteli bir 8 numara bulunmadan
galatasaray'ın şampiyonluk şansı çok düşük(takımda 8 numara olmadığı için hem
belhanda ve
feghouli'ye, hem de
donk ve
fernando'ya yapmaları gereken işlerin dışında yükler biniyor ve takım organize olamıyor.
fernando'dan hücum seti kurmasını,
feghouli'den adam kovalamasını beklemek saçma). 8 numara bulunması hâlinde gözler forvet hattında ciddî bir alternatif yaratılması yönünde olacak. zira
gomis tıkandığı an alternatifi şu anda
eren derdiyok(birinin boyu 1.85, diğerinin 1.91 olmasına rağmen ikisi de şaşırtıcı şekilde kafa golü atan oyuncular değiller, ikisinin de pas futboluyla ilişkisi kısıtlı, ikisinin de adam geçebilme meziyeti yok).
şampiyonlar ligi standardında(ki bu üç takımdan birisi bu sezon şampiyon olup
ucl'ye gidecek neticede) herhangi bir takım mevcut değil. oysa geçen sezonlarda, mutlaka 1 takım
şampiyonlar ligi standardında bir takım olurdu genelde: 2007 civarı
fenerbahçe, 2012 ve sonrasında
galatasaray, 2015'ten beri ise
beşiktaş. şimdi ise öyle bir durum yok, üç takımın da değil rotasyonu veya
alternatifi, as oyuncusu belli olmayan(hatta direkt
as oyuncusu olmayan) mevkileri mevcut; ki ligimiz bu haftasonu başlıyor.
mevcut durum değişmezse, şampiyonluğu şu faktörlerin belirleyeceğini düşünüyorum:
*oynanan maç sayısı(
avrupa ya da
türkiye kupası macerasını noktalayan takımlar, geçen sene
galatasaray'ın olduğu gibi)
*yerli oyuncu faktörü(maddî olarak sıkıntılı süreçte sanıyorum yerli oyunculara daha fazla iş düşecek, ödemelerde aksama olması hâlinde yabancılar problem çıkaracaktır); özellikle kaliteli ve tecrübeli yerliler teknik direktör ve kulüplerin işlerini kolaylaştıracaktır. ör:
emre belözoğlu,
volkan demirel. (
selçuk inan'ın böyle bir etkisi yok): bu anlamda özellikle
anadolu kulüplerinden yerli oyuncu kalitesi iyi olan bir ya da iki sürpriz takımın da ciddî anlamda üst sıraları zorlayacağını düşünüyorum.
*genç oyuncu kalitesi: 3 takımın da eksiksiz şekilde lige girmesi imkânsız. bu artık belli oldu ki bazı mevkilerde alternatifsiz, bazı mevkilerde de doğrudan o mevkinin oyuncusuna sahip olmadan oynamaya çalışacaklar. tüm açıkların kapanabilmesi 3 takım için de çok çok zor. mutlaka, her takımın zayıf karnı olacak. bu durumda bir şekilde -sakatlıkları da katarsak- gençlere ya da altyapıya yönelmek zorunda kalacaklar. şampiyon olacak takımın sezon sonunda 1 ya da 2 tane sürpriz, beklenmeyen ve patlama yapmış genç oyuncusu olacaktır.
sezon sonu umarım kazanan ve gülen taraf
galatasaray olur.