1276
sinirlerini düzeltmek adına galatasaray sözlük'ü açtı. ne zamandır giriş yapmadığı hesabıyla giriş yapıp, gstv butonuna tıklamasıyla beraber, ekranda ayhan akman'ı gördü.
sarı kırmızı roman
-
-
1277bi ara star'a baktı. ben efsaneyim filmini görünce yemek yemeye karar verdi. yemekten sonra bütün spor kanallarına baktı ancak hepsi maçtan bi haber gibi davranıyordu. vakit geçsin diye yaktı bi sigara daha. hayalini kurdu sonra skorun: 3-1.
-
127820 kasım 2012 galatasaray manchester united maçı izledikten sonra galibiyetin sevinciyle bir sonraki maçın hayallerine daldı gitti. işin ilginç yanı artık burak yılmaz'ın kafa gollerini anlamaya çalışmıyordu burak'ınkinin aksine kendi kafası rahattı çünkü.
-
1279o sabah istanbul'da hava rakı içmeye elverişliydi. maçın heycanından kafasını rahatlatmak için sabah kahvaltısını 1 kadeh viski ve camel ile yapmıştı. saatler ilerledikçe 5 aralık 2012 sporting braga galatasaray maçı için nevizadeye doğru yol alma vakti geldiğini anlamıştı.
-
1280dışarısı çok soğuk olduğundan içine 2 kat lisanslı t-shirt onun üstüne de parçalı forma ve en üste de yeni sezon nike marka sarı kırmızı montunu giymiş ve dışarı çıkmıştı.
-
1281dışarıya adım attığı her andan itibaren herkesle göz göze gelmeye çalışıyordu, formasını göstererek, aslan logosunu gösteriyordu adeta, içindeki o top16 gururunu herkese gözleriyle anlatıyordu. yolda attığı her adımda ceza sahasına yaklaşıyordu, her durakda selçuk inan'ın frikik atışını beklercesine bekliyordu otobüsü.
-
1282gelmisti otobus, binmisti otobuse. kaptan galatasarayli cikmisti. baslamisti eskilerden anlatmaya efsanelerden. ama gencin akli orda degildi, olaylari duyuyordu ama isimler farkliydi. kaptan bulent diyordu o semih anliyordu, kaptan hagi vurdu diyordu o selcuk'un fuzesini goruyordu. kesisen 2 sey vardi hikaye de. parcali ve fatih terim.
-
1283otobüsün son durağı mecidiyeköydü...indi ve ali samiyen'in önünde durup saygı durusuna geçti...
-
1284sene 2007 idi. yer ali sami yen, maç vestel manisa maçıydı. biletler tükenmişti. stada girmek için aklına polislere para teklif etmek gelmişti. lise öğrencisiydi o zamanlar ve cebinde 13 lira para vardı. polis teklifi beğenmemişti. giremedi maça, ama dönmedi de evine, eski açık kapıları önünde tek başına sevindi 4 gole de. 4 ümit karan golü!
-
1285sonra durup neden aklına o anın geldiğini düşündü. yoksa bugün 4 mü atacaktı galatasaray? hayal ettiği şey tam da buydu. maçı aklında oynamaya başlamıştı ve golleri kimlerin atacağını tahmin etmeye çalışıyordu. galibiyetten hiç olmadığı kadar emindi.
-
1286derken braga'dan bir haber geldi.
-
1287
-
1288ertesi gün sabah, geceden kurmuş olduğu alarma uyandı. erteledi, erteledi, tekrar erteledi. beş dakika sonra bir daha ertelemek istediğinde yanlış tuşa basıp alarmı kapattığını farketmemişti. bir anda kendisini londra'da galatasaray-adana demirspor şampiyonlar ligi final maçını izlerken buldu. eboue yaşlanmış, saçlarına morgan freeman misali ak düşmüş olmasına rağmen hala sağ bekte çatır çatır top oynuyor, adana demirspor'un sol kanadını koridor yapıyordu. bu yaşlı kurt topu almış yine sağdan sağdan bindirirken arkadan birilerinin kendisini çekiştirdiğini farketti. döndü, izbandut gibi iki ingiliz polisini karşısında görünce şaşırdı. içinden ''eyvah pasaportum nerede ki?'' diye geçirdiğinde başının altındaki yastığı ve ağzından damlayan salyaları farketti. ''amına koyim sınavı kaçırdık!'' diyerek yataktan fırladı.
-
1289sonra bir bardak yardımıyla ağzından damlayan bir kaç damla salyayı biriktirerek kızıltoprak'ta ki meşhurkanarya salyacısı'na götürdü. o yıllarda salya bulmak, hele hele kaliteli bir salya bulmak çok zordu. ve ancak hasta bir galatasaraylının ağzından dökülen salyalar her derde deva oluyordu. 3250 dolara sattığı salyaların parasını sayarak türk telekom arena kombine satış merkezine doğru harekete geçti.
-
1290...haftalardır dillendirilen ama inanmak istemediği olay gerçekleşmiş ve imparator yuvadan uçmuştu. bir baba gibi gördüğü hocanın bu şekilde gönderilişi ona çok dokunmuştu. en son ne zaman ağladığını bile hatırlamıyor iken şimdi göz yaşlarına engel olamıyordu. ama hayat devam ediyordu ve ortada kazanılacak bir şampiyonluk daha vardı..
-
1291rakipleri ona gülüyor o ise gözleri buğulu dik durmaya çalışıyordu...
-
1292drogba iskemlesinden doğrulmuş, küsküyü yağlamakla meşguldü... akşam kendisine büyük iş düşeceği için mesir macunu ve mavi hap gibi takviyeleri de hazır etmişti. muslera ise dua edip konsantrasyonunu korumaya çalışıyordu. mancini gözünü italya haritasına dikmiş, torino'dan başka bir şey görmüyordu. vakit git gide yaklaşıyor, dakikalar birbirini kovalasa da zaman sanki geçmek bilmiyordu.
-
1293sonra melo geldi yanlarına,yanında selçuk da vardı ve "rahat olun beyler, biz de yanınızdayız" dediler. melo'nun diktiği çadır ise gözlerden kaçmadı, :(
-
1294
-
1295çadırkente dönmüş olan mekanda muhabbete dahil olmak isteyen dany'i ise takımın kaptanı selçuk ve drogba durdurdu ve ikisi de aynı anda aynı şeyi söylediler: sen gelme ulan ayı
-
1296derken bir juventus yetkilisi geldi ve "maçı verin, bu iş burda bitsin, telef olmasın bunca babayiğit" dedi.
-
1297bunu duyan mancini ''hasiktir lan ipneye bak'' dedi... takımın motivasyonu gözlerden kaçmıyordu.
-
1298ve tam o anda sabri içeri girdi...
-
1299mancini'nin tepkisiyle iyice küstahlaşmaya başlamıştı juventus yöneticisi. yanında getirdiği çantasını masanın üzerine koydu ve çantanın kilitlerini açtı.
-
1300çantanın içinden emenike'nin para sayma görüntülerini içeren bir cd ve delil niteliği taşıyan siyah bir poşet çıktı. devreye hemen sneijder girdi...
