aynı anda fransa'da haim fresco 4 aydır transfer işlerine burnunu sokamadığı için çıldırıyordu.
- özhan başkan gitti, biz bittik oğlum. zaten senden sonra iyice şüphelenmeye başladılar benden.
o anda karşısındaki "döner siyah müdür koltuğu" yavaşça fresco'ya doğru dönmeye başlamıştı. o koltukta hiç beklenmeyen biri oturuyordu. kedisini seviyor, burnunu karıştırıyordu.
- öyle deme haim'ciğim, gün gelir elimize düşerler yine. kardeşini 35 yaşında katar'a göndermiş adamım ben.
- ama frank'çığım sizin alemde namınız var,
de boer soyadı benim mi allaşkına ?
bu arada istanbul'da...