• 201
    fikri hür vicdanı hür! (yersen) galatasaray kongre üyelerinin florya ile birlikte birilerine yok pahasına satışına onay vereceği arazi.fenerde olsa bu arazi en az 800m euroya verirlerdi adım gibi eminim.biz iktidara ya da birilerine höt dedikleri an domalıyoruz.sorarlarsa fikri hür vicdanı hür galatasaray genel kurulu üyeleri verdi dersiniz.
  • 202
    yukarıda bir arkadaş uzun uzun açıklamış aslında ama ben de birkaç ilave yapmak isterim. öncelikle galatasaray'ın bir spor kulübü değil de sıradan "kurumsal" nitelikli bir anonim şirket olduğunu varsaysak ve bu bilanço ile benim karşıma gelse, 10 tl para vermem. zaten çoğu banka, spor kulüplerinin bu borca batıklığından dolayı çalışmıyor spor kulüpleriyle.

    bilançoya baktığınızda duran varlıkları şişkin, ancak kısa vadede gelir yaratamayan, kısa vadeli borçları inanılmaz meblağlara erişmiş (uzun vadeli borçların 1 yıl içerisinde ödenecek taksitleri dahil), müthiş bir faiz yüküne katlanan bir firma görürsünüz. galatasaray gibi bir spor markası, duran varlıklarıyla değil, dönen varlıklarıyla sürekli gelir elde etmeli. yatırım yapsın, arazi, arsa ya da bina gibi şeylere de yatırım yapsın ama bilançosunun güçlü yanı bu olmasın.

    bakın türkiye'de büyük bir emlak balonu var. dutch disease denilen bir olgu var. ekonomi ile alakalı arkadaşlar açıp okuyabilir. zamanında hollanda'nın "curse of natural resources" sebebiyle başına gelen bu bela, kısa-orta vadede bizim "inşaat" sektörü sebebiyle başımıza gelecek. geçen gün çok büyük bir inşaat şirketiyle toplantıdaydım, ki bence türkiye'de bu işi layıkıyla en iyi, en kalifiye yapan firma, adam türkiye'de arsa fiyatlarının olması gerekenden 3 kat pahalı değerlendirildiğini, aslında bu kadar etmeyeceğini ve yakın zamanda bunun patlayacağını söyledi. hatta öyle ki adamlar 3-4 yıldır bunu fırsat olarak görüp beklediklerini söyledi.

    bakın bugün inşaat firmaları, en baba dedikleriniz dahil, mallarını satamıyorlar. borçlarını ödeyemeyecek, taahhütlerini yerine getiremeyecek kıvama gelmiş durumda. kaldı ki mevcut konjonktürde ekonominin hiçbir dalında iyi gitmiyoruz. yaşanan son olaylar, bayan clinton'ın başkanlık sonrası yaşayacağımı sorunlar, suriye, şudur budur derken daha da kötü olacak.

    bakın kurlar yükseliyor. usd için yıl sonu kapanış kur tahminlemesi 3,25. şu an kur farkı ve faiz giderimiz 40 milyonken seneye 50 milyon olmuş olacak.

    bütün bunları neden anlattım. yukarı da dediğim gibi bugün 40 milyon eur olan faiz ve kur farkı giderimiz seneye 50 milyon olacak. üstelik galatasaray ürettiği 150 milyon euro'luk gelirini de alamıyor. çünkü bunlar da borca karşı temlikli. bilmiyorum 6 aylık bilançoları gördünüz mü ama galatasaray her zaman olduğu gibi yine zararda. belki yanlış hatırlıyorumdur ama 60 milyon tl gibi bir şeydi. (atıyor da olabilirim) bu daha 15 temmuz önceki bilançolar tabi.

    şimdi bu bekleyelim değerlenir denilen riva var ya. değerlenmeyecek iki gözüm. olmayacak öyle bir şey. bugün reel değeri 500 milyon euro'ysa 5 sene sonra 750 milyon euro olmayacak. tam tersi 300 milyon euro olacak. kim derse ki 750 milyon euro olacak, asıl kazığı onlar atacak galatasaray'a. bu balon bir süre sonra patlayacak.

    kimseye vermeyelim, arsanın üstünü biz değerlendirelim diyen arkadaşlar var. valla ben de çok isterim ama galatasaray'ın 10.5 tl'ye bir damacana su bile alacak nakit parası yok amk. millet musluktan arıtıp su içiyor. mecidiyeköy'de bir otel var bildin mi? 3-4 yıldır orada öyle beton olarak bekliyor. galatasaray daha o oteli bitiremedi. proje yapacak da o proje kaç yıla bitecek. 15 yıla anca bitirir. o zaman da tren çoktan kaçmış olur.

    riva 5 senede 250 milyon euro değer kazanacak diyelim. e biz 5 senede toplamda 250 milyon euro kur farkı ve faiz ödeyeceğiz zaten. hiçbir işimize yaramaz. 5 yıl çektiğimiz o ekonomik çile ile kalırız. dediğim gibi tek derdimiz bu faiz değil, elde ettiğimiz gelirlerin kasamıza girmemesi. maalesef, dursun özbek'in de dediği gibi bu gelirler temlikli ve çok uzun bir süre de temlikli kalmaya devam edecek. 50 milyon eur'luk faiz yükünün yanında bir de her seneye elde edemediğimiz 50 milyon eur'luk geliri düşün. astarı, kumaşından pahalı.

    şu an bu arsanın değeri 500 milyon mu? devlet sana 400 milyon mu verecek? ver abicim. borçlarını kapa, düzenli gelirine geri dön, finansman giderin olmayacağı için artıda kapat. zaten her sene düzenli gelir elde ettikçe bambaşka yatırımlara girecek fırsatın da olacak. belki o yatırımlar, projeler 10 sene sonra aynı riva gibi yine 400 milyon euro edecek.

    kaldı ki bok gibi olan bu bilançoda allah korusun zora düşersek, yarın bir gün gerçekten de "iflas" konumuna gelirsek o zaman "aç satıcı" titriyle senden bunu en fazla 150 milyona alırlar.

    dursun özbek'ten dinlemek lazım projesini. bana satılması mantıksız gelmiyor. çok eleştirdim ancak eğer gerçekten de mantıklı bir proje sunabilirse dursun özbek galatasaray'ın efsane başkanlarının arasına girer. hatta bu borç kapanırsa ali sami yen'den sonraki efsane olur. bakalım, göreceğiz.
  • 203
    ne pahasına olursa olsun dursun özbek ve yönetimine teslim edilmeyecek derecede değerli olan arsadır.

    af edersiniz ama iki eliyle bir şeyi doğrultamayan daha doğru düzgün bir futbolcunun transferini bile yapamayıp babasının çiftliği gibi florya ya akrabalarını dolduran bir kişiden söz ediyoruz.

    ben size kısaca söyleyeyim, bu sene yapılan transferlerin tamamı sırf riva arazisi için göz boyamaktan başka bir şey değildir.

    bizim borcumuz var çok şükür borcu karşılayacak gayrimenkulümüzde, peki rakiplerimiz neye güveniyor ? en az bizler kadar bataktalar, satacak arazileri vs. de yok. o zaman bizim zorumuz ne de ? yangından mal kaçırır gibi elden çıkarmaya çalışıyoruz. hemde kuzey otobanı daha yeni hayata geçirilmiş üçüncü köprü yeni hizmete açılmışken.
  • 206
    galatasaray kendi kendini yönetebilseydi "değerini bulmadan satmayalım" diyebilirdik ama bu araziyi önümüzdeki sene içinde -çok afedersiniz- seve seve satmak zorundayız. çünkü bu takım 20 senedir "seher yıldızı iç giyim a.ş." kadar dahi yönetilemiyor.

    bunun sorumlusu maalesef bir kişi de değil. uefa kupası'nı anlamlı bir gelire çeviremeyen faruk süren de bunun sorumlusu, görev süresi içinde mali açıdan tamamen çöktüğümüz rahmetli canaydın da bunun sorumlusu, 8.5 milyon euro'ya aldığı misimovic'i altı ay sonra 4.5 milyon euro'ya satan adnan polat da bunun sorumlusu, kulübün gelirlerini rekor biçimde artırırken giderlerini üç kat daha fazla artıran aysal da bunun sorumlusu.

    kısacası galatasaray'ın son 20 senesinin faturası şişti, şişti, şişti ve en sonunda dursun özbek'in masasına geldi. işin kötüsü bu faturayı ödemeyi daha fazla erteleyemiyoruz, önceki yönetimlerin basiretsizliği sebebiyle kulübün kaderi tamamen dursun özbek'in ellerinde. elimde bir sihirli değnek olsa bu adamın hemen yarın istifa etmesini sağlarım ama riva arazisi'nden kulübe maksimum gelirin akacağı projeyi yaptıracağından da şüphe etmiyorum.

    evet dursun özbek belki de dünyanın en beceriksiz başkanı, ama riva arazisi'ni birilerine peşkeş çekecek kadar hain olması bence mümkün değil. adam galatasaray lisesi'nden mezun bir galatasaraylı, bütün ömrü galatasaraylıların arasında geçmiş. galatasaray kulübü'nün 40 küsür yıldır koruduğu en değerli malvarlığını kullanarak kendisine menfaat temin etmesi, bütün geçmişine ve bütün değerlerine ihanet etmesi demektir. böyle korkunç bir şeyi yapacak biri de insanlık namına hiçbir erdem taşımıyordur zaten.

    beceriksizlik ayrı, hainlik ayrı. o kadar da değil.
  • 207
    burayı borçlarımız kapatıp, borç yükü ve faiz yükünden kurtulma amaçlı satacağız. çok mantıklı bir proje kanımca. zaten gayrımenkul sahibi olma amacı da budur. fakat burdan sonra nasıl yönetileceğimiz kısmı en önemli kısım. çünkü tekrardan borçlanırsak o borçları kapatmak için bir riva arazimiz daha olmayacak. belki yönetimin borçlanmasının kolay olmaması için tüzük değişikliğine gidilebilir. uefa'nın finansal fair play uygulaması gibi biz de yönetimden ayrı; yönetimi finansal açıdan denetleyecek bir finansal denetçi birimi kurulabilir. şunu da şöyle organize edebiliriz. mesela her sene başı tahmini bütçeler ortaya çıkarılıyor ya, bunun gibi her sezon başı futbol takımı için harcanabilecek maksimum maaş bütçesi ve maksimum transfer bütçesi çıkarılabilir. eğer bu bütçeyi aşan bir yönetim olursa bu yönetimi doğrudan feshetme yetkisi bulunmalı bu denetçi birimin ve yönetime girecek kişilerin de oluşabilecek plansız fazla harcamaları da yönetimdeki kişiler öder diye madde koyulabilir. ve 1 boyut daha atlayıp yönetime giren her bir kişiden depozito gibi 5'er milyon dolar alınır ve yönetimdeki görevleri bittikten sonra mali olarak şaşma olmamışsa bu paralar kendilerine geri iade edilebilir. bütçe aşılmışsa bu depozito olarak yatan paradan kesilebilir.

    tabi bu önerilerim arasında saçma olanlar olabilir fakat burada galatasaray'ın geleceği söz konusu ve bir riva'mız daha yok. ona göre adımlar atılmalı ve oldu bittiye getirilmemeli.
  • 208
    (bkz: #2042493)
    yönetimler bu renkdaşın düşündüğünün çeyreğini düşünse bu hallere düşmezdik zaten. fakat malesef kimse gelecekte ne olacağını umursamıyor, "o sene" transfer yapayım, başarı gelsin de ne olursa olsun mantığı var. tabii ayrıca cebe indirmeler cabası. "o sene" kulübe haciz de gelmediği sürece hiçbir sıkıntı yok düşüncesi hakim.

    rivayı satıp borçları ödemek, faizlerinden kurtulmak güzel gözükse de korkuyorum ben. satmadan, biz bir şeyler yaparak değerlendirebilirdik de. gelir sağlamak için illa ki satmak mı gerekiyor?
    neyse hadi diyelimki sattık, borçlarımız kapandı. ve birdahaki seneden itibaren sadece ve sadece gelirimiz kadar harcama yapılacak olsa yine kabülüm. ama ne yapılacak? hazır borçlar kapanmış, hali hazır gelir de var, bankalar kredi kolaylıklarını sağlayacak. şimdiye kadar vermediği kadar yüksek kredi olanakları sunacak. şampiyonlar ligini alacağız bahanesiyle bir anda uçuk yıldız transferleri yapılacak. borç ise birkaç yıl içerisinde tekrar eski haline gelecek..... o zaman neyimizi satacağız ?

    korkuyorum sözlük, korkuyorum...
  • 210
    kaç gündür bir şeyler yazacağım, yazamıyorum fırsat bulup. öncelikle bazı yorumlar için bir kaç cümle kuracağım.

    - neden emlak konut ile ortaklaşa yapıyoruz, kendimiz yapalım tüm gelir bize kalsın diyen var.

    + biz bugünlerde 40 milyon euro faiz ödüyoruz derken, bir adet oteli bile tamamlayamıyor iken, kalkıp 850 tane villa için şantiye kuracak parayı nereden bulacağız? ayrıca ülke de yapılan tonlarca projenin reklamlarında şu cümle geçiyor "emlak konut güvencesi". bu demek ki insanlar bir güvence istiyorlar. bizim borçlu bir kulüp olduğumuzu dünya alem biliyor. kim kalkıp bizim yapacağımız, hele ki bu yönetimin yapacağı emlak projesine güvenip paralarını yatıracak? o yüzden emlak konut ile anlaşmak gelir olarak kayba neden olsa da en mantıklı, en sağlıklı yöntem bana göre.

    - bekleyelim değerlensin öyle satalım diyorlar. florya yı niye karıştırıyorlar ayrı ayrı anlaşsınlar diyorlar.

    + bir çok yorum da gördüm. değerlenince satalım evet bekleyelim bende bu fikirdeyim. ancak yine bir çok yorumda gördüğüm bir fikre bende katılıyorum. değerlenince rivayı da floryayı da bize yedirmezler. ilk olarak verdikleri imar iznini iptal ederler ardından biz burayı kamulaştırıyoruz yeşil alan yapacağız diyerek kendilerinin belirlediği fiyattan satın alırlar. biz beklediğimizle kalırız. hak hukuk mahkeme açarız alırız diyenler olursa da öncelikle kimi kime şikayet edeceğiz? ha ettik diyelim yine onlar için herşey çok kolay. hemen çıkarırlar bir kanun yada kanun hükmünde kararname sonra çık işin içinden çıkabilirsen.

    sonuç olarak, florya ve riva emlak konut ile yapılan antlaşma ile satılsın ve borçların hepsi kapatılsın. kalan para olursa riva gibi bir arazi alınsın. ardından başkanın dediği gibi, her yönetim kendi borcundan sorumlu olsun. en kötü bize şuan kar gibi gözükecek olan senelik 40 milyon euro faiz ödememiz var.

    borçlar kapatıldıktan sonra, gelir - gider dengesini çok bozmadan, alt yapıdan oyuncu çıkararak, çöp oyuncular ve sözleşmelerden kurtularak bu işler çok güzel noktalara gelecek inşallah.
  • 212
    "bacağını kesmezsek öleceksin ne diyorsun?" denilen galatasaray'ın , "biraz daha bekleyelim belki bacak düzelir" diyerek cevap verebileceği bir durumdan çıktığı bir dönemde , satışa konu olmuş arazi. bizim bir narenciye tarlamız var yıllardır satılmıyor, buralara fabrika yapılacakmış , yol geçecekmiş falan diye bekleyerek. ama zerre değer kazanmadığı gibi tam tersi her sene daha düşük fiyat veriliyor. bu riva için de benzer bir durum olabilir, onu da geçtim, artık kulüp mali açıdan kanser olmuş ve acil müdahale edilmesi gerekiyor. 10-20 yıl bekleyecek durumumuz yok. her sene oyuncu kiralayarak falan bu gemiyi yürütemezsiniz. normal gelir - gider döngüsüne dönmek zorunda bu kulüp artık ve riva satılmalı.

    dursun başkan'ı begeniriz , begenmeyiz, yapacak bir şey yok şu anda başkan o. ve bu proje yapılacaksa onun döneminde yapılacak. kulüp bu denli zor durumdayken zaten başkan bile bulamayabiliriz önümüzdeki seçimlerde. ayrıca şu borcu aşan yönetimlerin borcu üstlenmesi ile ilgili tüzük değişikliği de gayet güzel bir hamle. başkan olan, populizm uğruna kulübün paralarını har vurup harman savuramasın artık.
  • 213
    benim anlayamadığım riva'da diğer araziler çok daha fazla değerliyken bizim arazimiz niye bu kadar düşük fiyata gidiyor? bunun dışında neden riva ile florya'yı da veriyoruz? florya inanılmaz değerli bir arazi, oldu bittiye getirip orayı almaya calısıyor devlet. kaldı ki sadece riva'dan gelecek para bile borçları kapatmamıza yarar. dursun özbek'in tüm geliş amacı buraları devlete satmaktı, istifa etmemesinde eminim devlet baskısı vardı, projeler bitsin bakalım görüyor muyuz dursun'u bir daha?
  • 214
    burayı değerlendirip borçlarımızı kapattığımızda devlet muhtemelen yeni bir yasa çıkarıp kulüplerin borçlarını yapılandıracak hatta ve hatta 0 lamayı filan taahhüt edecektir. sanmıyorum ki bir tarafta 2 milyar tl borçlu ''büyük takımlar'' varken diğer tarafta borcu harcı olmayan bir camia bırakılsın.

    edit: http://www.milliyet.com.tr/...2182042-skorerhaber/

    geçtiğimiz yıl böyle bir şey çıkmıştı zaten. burası değerlendirildiğinde muhtemelen hayata geçer.
  • 215
    faiz yükü denildiği gibi yılda 40 milyon euro civarlarındaysa zarar etmeden satabiliyorsak satmak çok mantıksız görünmüyor hakkaten ama diğer yandan da bu satışı düzenli bir gelir elde edebileceğimiz bir proje dahilinde gerçekleştirmemek ya da gelecek paranın bir kısmıyla riva benzeri yeni bir yatırım yapmamak da kulübün geleceğini büyük tehlikeye sokar gibi geliyor. arazide yapılacak bir projeye bir şekilde ortak olma şansımız yok mu mesela atıyorum senede 10-20 milyon neyse gelir elde etme şansımız hiç yok mu acaba, umarım etraflıca değerlendiriyorlardır böyle ciddi kararları verirken. yoksa satmak kolay, satarsın kaparsın borcunu ama ilerde bir daha böyle bir şansımız olmayacak, umarım en doğru karar verilir.
  • 216
    riva değerlendirilmeli ama elden çıkarılacak şekilde değil. sürekli gelir getirecek tarzda değerlendirilmeli.

    florya zaten kullanılıyor, şimdilik oraya dokunulmamalı. havalimanı oradan kalktığında değeri 3'e katlanacaktır. şimdilik yeşil alan olmasına bakmayın yarın neler olur neler.

    kaldı ki a takım ile u21'in sürekli florya'da kalmasının bir sakıncası da yoktur.

    diğer yaş gurupları için avrupa yakasında ulaşımı kolay bir yer daha temin edilebilir. çünkü alt yaş gurupları için istanbul'da en önemli kriter ulaşımdır.

    bu ulaşım kriteri nedeniyledir ki şu anda istanbul avrupa yakasının 3/4'ü galatasaray alt yapısını beslemektedir.
  • 217
    dursun özbek yönetimi'ne ve icraatlarına güvenmemekle birlikte, bu işi yapacak olanın onun olmasından duyduğum kaygıyı da belirterek şunu söylemek durumundayım:

    basit bir hesapla neden "harekete acilen geçilmesi gerektiği" anlaşılabilir,

    galatasaray'ın yıllık finansman gideri 40 milyon euro civarında. bununla birlikte yıllık zararımız, finansman gideri olan borçların faizi ve yeni kaynak arayışları sebebiyle 30 milyon euro'dan fazla...

    riva arazisi ve florya'nın değerlendirilmesiyle ilgili tartışmalar 15 senedir sürüyor.
    bu 15 sene içerisinde finansman gideri olarak faize ödediğimiz tutar yaklaşık olarak 15*15'ten 225 milyon euro...

    yani galatasaray'a hiçbir faydası dokunmaksızın tamamen bilançonun negatifine yazılmış tutar 225 milyon euro...

    elimizdeki bu iki araziyi şimdi değil de 15 sene önce değerlendirmiş olsaydık kasamızda fazladan 500 milyon dolar + 225 milyon euro gibi bir para mevcut olacaktı.
    diğer bir düşünceyle, bu araziyi bir 10 sene daha değerlendirmeden bekletecek olursak 10 sene sonra 500 milyon dolar + 225 milyon euro zarar edeceğiz.

    yani arkadaşlar, özetle:

    bugün bu araziyi, elde etme ihtimalimiz olan 500 milyon doları bir kenara atarsak galatasaray'a geçmişten bugüne maliyeti yaklaşık 1 milyar dolar seviyesine gelecek.

    dursun başkanın söylediği şu 2 madde hayata geçirilirse, galatasaray tekrardan ayağa kalkabilir:

    - arazilerin değerledirilmesiyle 500 milyon dolar gelir elde etmek ve bunların tamamını borçların sıfırlanmasında kullanmak
    - bundan sonra gelecek yönetimler için tüzük değişikliği yapılarak "kulübü aldığında bilançoya zarar yazarsa bunu gelen yönetime mal etmek"

    kurtuluşumuz maalesef bu formüle dayalı...
    başka kurtuluş yolu yok gibi gözüküyor.
  • 218
    konusulurken onemli bir konuyu surekli atliyoruz. borclarimiz var, bu borclarin buyuk bir kismi yabanci bir para biriminde (euro veya dolar), bu yuzden faiz ve kur farkindan dolayi hicbir sey yapmasak bile buyuk bir giderimiz var. riva degerlendirilince onemli bir kismi faiz yuku fazla olan borclara gidecek ve boylece bu finansman giderini oldukca hafifletmis olacagiz. ancak bu borclarin tekrar artip, bir gun yine buyuk finansman giderlerimizin olmayacagiyla ilgili bir garanti var mi? o gun geldiginde degerlendirilecek arsamiz yoksa cikis yolumuz ne olacak?

    acik olayim, ben riva'nin degerlendirilmesi taraftariyim. bunun en iyi sartlarda yapilmasi onemli. ama daha onemli olan kulupte baskanla beraber degismeyecek finansal onlemlerin ve disiplinin acik bir sekilde olusturulmasi ve bundan sonra uygulanmasidir. yoksa bugun riva'yi satip rahatlariz ama 10 yil sonra daha kotu bir duruma geliriz.
  • 219
    kat karşılığı hasılat paylaşımı sözleşmesiyle elimizden çıkacaktır. biz araziyi emlak konuta devrediyoruz. emlak konut kendi inşaatçı firma olmadığından bir proje hazırlıyor ve ihale açıyor. müteahhitler giriyor ihaleye ve ihaleyi görmemişinoğlu inşaat kazanıyor. emlak konut işi ona veriyor, adam kendi kafasına göre değil, önüne konan projeye uygun olarak inşaata başlıyor. diyelim ki 860 tane villa yapacak. öngörülen sürede inşaatı bitiriyor ve iş satışa dönüyor.

    inşallah çok zaman geçmeden ilk villayı satıyoruz, atıyorum 100tl ye. bunun inşaat maliyeti ne 34 tl, geriye kaldı 66 tl. müteahhit payı ne %10 gitti 6,6 tl daha. ne kaldı net kar olarak 59.4 tl. işte bu net hasılatı biz ile emlak konut %80 - %20 paylaşıyoruz. 47.50 tl ve 11.90 tl olarak. işte bu sistemle galatasaray spor kulübü oradan 5-6 yıl zarfında toplam 280-300 milyon dolar alacağını öngörüyor. keza floryadan da aynı sistemle 200 milyon dolar kazanmayı bekliyor.

    not: arsaya mevcut haliyle 70milyon kadar değer biçilmiş.
  • 220
    kesinlikle değerlendirilmesi gereken fakat bunun galatasaray'ın ekonomisini düzeltmeye yetmeyeceğini düşündüğüm arazi.

    yıllık gideri denildiği gibi 40 milyon avro civarındaysa eminim tüm sözlük bu arazinin bir kenarda bize zarar vermesini değil, değerlendirilmesini isteyecektir.

    ama burada üzerinde durulması gereken husus arazinin değerlendirilip değerlendirilmeyeceği değil, eğer karar alınırsa;

    1-araziden gelen gelirin nasıl değerlendirileceği,
    2-aynı duruma(borç batağına) düşülmemesi için geleceğe dönük alınacak önlemler, tüzük değişiklikleridir.

    zaten yüzdüğümüz borç batağı yüzünden gelen gelirin baya büyük bir kısmının borçların kapatılmasına harcanacağı kesin gözüküyor.

    galatasaray'ın gelecekte ekonomisinin alacağı şekli belirleyecek en önemli hususun yukarıda değindiğim 2.madde olduğunu düşünüyorum.

    başlıkta çoğu girdide de değinildiğini görmeme rağmen bir de ben söylemek istiyorum; satacağımız bir başka riva yok.

    biz bu borç batağının içine bir günde girmedik. yönetime kim geçerse geçsin aldığı günü kurtarmaya yönelik kararlarla biz bu hale geldik ve bu süreç 15 sene civarında. ortada bu soruna yönelik hiçbir önlem yada değişiklik yok.

    böyle bir yönetimin bile arazi satımıyla beraber borçları kapayabileceğini düşünüyorum fakat bu yıllardır süregelen sistem değişmezse bundan 4-5 bilemedin 10 sene sonra yine aynı duruma düşeceğiz ve işte o zaman bizi kim, ne; nasıl kurtarır allah kerim.
  • 221
    (bkz: #2042604)

    florya'ya asla dokunulmamalı, riva ise sürekli gelir getirici mahiyette değerlendirilmeli. gerekirse 500 villa yapılsın. (2.000 m2'ye bir villa) her bir villa'ya 2.5 m $ fiyat biçilse çok büyük gelir demektir. her bir villa'nın maliyeti çıktıktan sonra net 2 m $ kar demektir. 500x2 m $=1 milyar $ toplam gelir demektir.

    dursun başkan ve emlak konut ne diyor; riva'dan 300 bin $ gelir elde edilecekmiş. siz galatasaraylıları aptal mı zannediyorsunuz. 3. köprüye 7 km mesafede artık tam anlamıyla meskun mahal konumuna gelmiştir.

    benim yaptığım hesap çok açık ve net. istanbul'da 2000 m2 arsa içindeki tripleks bir villanın inşaat maliyeti 500 bin $, satış fiyatı asgari 2.5 m $'dır. aksini iddia eden bu işleri bilmiyor demektir. (1 m $'da arsa payı toplam 1,5 m $)

    hatta, siz hiç elinizi sürmeyin %50 kat karşılığı verin yüz tane firma talip olur, hatta %60 ile yapan bile olur. hadi %50 olsun, 250 villa demektir. 250x2.5=625 m $ eder.

    ey genel kurul üyeleri, riva için size 300 m $ taahhüt eden dursun başkan'ı uyarın. uyanmazsa ya ıq'su düşüktür ya da gizli planları vardır. istanbul'un göbeğinde sayılabilecek 1 milyon m2 arsanın tek başına fiyatı bile 500-600 m €'dan aşağı değildir.

    not: kulüplerin borçlarının yapılandırılacağını ve yakın zamanda devlet bankaları vasıtasıyla kredilendirilerek kulüplerin faiz yükünden kurtarılacağını düşünüyorum. ayrıca şu anda gayrimenkul satışlarının dip yapması nedeniyle, riva ve florya projeleri en az bir yıl ertelenmeli. ayrıca yeni yayın geliri 50-60 m $'a, cl'ye katılım payı 45 m €'ya (yaklaşık 50 m $) yükseliyor. iyi bir planlama ile büyük oranda borç ödenebilir. tabi yönetimin iyi niyetli ve akıllı olması koşuluyla.
  • 222
    hala yanlış argümanlarla tartışıldığını düşündüğüm arazi.

    riva ve florya arazileri üzerine yapılan proje, salt satış değil kar paylaşımı modeli olduğunu sanıyorum. bu yüzden "florya dursun, ilerde değerlenecek" fikri taca çıkar. değerlenirse sen de değerini kazanırsın.

    sanırım çarşamba günü bir basın toplantısı olacakmış orda net cevapları alırız.
  • 223
    galatasarayımızın epey önce düştüğü denizde artık çırpınacak gücü kalmadı ve artık ufak ufak yılana sarılıyor.

    arazi üzerine yapılacak villalar için 3 milyon dolar eder diyen bile var aman ne kadar güzel! yalnız bu villanın değerini kaç kat olacağı pek tabii ki etkiliyor ve bu emsal iznini eğer emlak konut ile çalışmazsak biraz zor alırız, bize vermezler diye düşünüyorum. bu noktada devlet/emlak konut bizi köşeye sıkıştırıyor.
  • 224
    villaları biz yapalım diyenlere soruyorum.

    tanesi 2.5 milyon dolar dan satacağımız yapımı için 500 bin dolar para harcayacağımız 500 adet villayı nasıl tamamlayacağız?

    500 bin dolar x 500 villa = 250 milyon dolar demek. orta yada uzun vadede biz bu parayı nasıl bulacağız? yine kredi çekip, gelirleri teminat gösterip bol bol faiz ödeyeceğiz. hadi diyelim kredi çekmeden bu kadar parayı bulabiliyoruz o zaman borcumuzu ödeyelim.

    daha önce de yazmıştım (bkz: #2042523) . biz daha bir adet oteli tamamlayamıyoruz, yapımını geciktiriyoruz!

    biz 500 tane villa için (yada 850 tane kaç tane ise sayısı bilmiyorum bu villaların) büyük bir şantiyeyi nasıl kuracağız? birileri cevap verebilir mi?

    edit : inşaat firmaları ile kat karşılığı yapılacak anlaşmalar içinde emlak konut güvencesi olması gerekecek. o kadar büyük bir projenin güvence olmadan onaylanacağını sanmıyorum.
  • 225
    bu araziyle ilgili bizi bekleyen süreç sırasıyla ;

    satışına onay verilmeyecek
    yönetim istifa edecek,
    seçim sürecine girilecek,
    o sırada geçici bir yönetim gelip şampiyonluk sevinci yaşayacak,
    geçici yönetim gidecek yenisi gelecek,
    rivayı satmak için tekrar çalışmalara başlayacak,
    satışa kurul tarafından onay verilmeyecek,
    yönetim istifa edecek,
    o sırada geçici bir yönetim gelip şampiyonluk sevinci yaşayacak( ya da dibe batacak),
    geçici yönetim gidecek yenisi gelecek,
    birazcık sportif başarı olarak kalkındıktan sonra riva satışı için tekrar çalışmalara başlayacak.......................................

    böyle uzayıp gider riva arazisinin hikayesi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın