• 401
    bu sezonun şampiyonlar ligine müthiş başladı premier league temsilcileri. geçen sene avrupada olmayan son şampiyon chelsea karabağ'ı 6-0 gibi sıra dışı bir skorla yenerken manchester city feyenoord'u 4-0, manchester united basel'i 3-0 ve tottenham da dortmund'u 3-1 ile geçti. liverpool ise son dönemin formda kulüplerinden sevilla ile 2-2 berabere kaldı. ilk maçlar sonunda ingiliz takımları toplam 18 gol atarken kalelerindeyse sadece 3 gol gördü.

    özellikle tottenham'ın dortmund karşısında aldığı ezici skor ise ingiliz futbolu adına en sevindirici durum oldu denebilir zira epeyce bir süredir almanya ve ispanya futbolu karşısında aciz kalan, çare üretemeyen, bu boyunduruktan kurtulamayan bir ingiltere futbolu vardı. dortmund maçıyla görüldü ki artık bir şeyler olumlu anlamda değişmeye başlıyor. yine formsuz liverpool'un sevilla karşısında aldığı beraberlik de esasında onlar için olumlu bir gelişme diyebiliriz. ispanyolların akıcı ve modern futboluna ayak uyduramıyorlardı. şimdiyse hiç değilse kafa tutmayı başarabiliyorlar ki manchester city veya tottenham gibi daha kaliteli oyunu olan takımlar sevilla'yı rahat geçerdi.

    bu olumlu değişiminin nedenleri ne peki?

    1) eskiden ingilizler sadece fiziğe bakarlardı. en küçük takımından en büyüğüne hemen hepsi fizik kapasitesi iyi futbolcuları tercih edip teknik ve fiziki düzeyi düşük oyuncularaysa üçüncü sınıf vatandaş muamelesi yaparlardı. hatta mesela beklerini sırf uzun taç atabilsin diye uzun boylu ve servet çetin hantallığında seçen teknik direktörleri vardı. orta sahada tekniği daha iyi olanı değil fizik kapasitesi iyi olanı oynatırlardı. artık yavaş yavaş bu zincirlerini kırmaya başladılar. teknik futbolcunun futboldaki önemini anlamaya başladılar.

    2) daha modern teknik direktörleri ülkeye getirip istikrarlı bir düzen ortamı oluşturdular. pochettino, klopp, conte, guardiola, mourinho ve daha bir sürü modern ve kaliteli teknik direktör... hemen hepsi kendine has imzası olan, avrupa'nın formda ülkelerinden gelmiş, modern futbolu ve modern futbolun nasıl dizayn edileceğini bilen teknik direktörler. klopp almanya'da mainz ile bir düzene son verip bir düzeni başlatan adam. conte juventus projesinin ilk meyvelerini olduran isim. guardiola rijkaard sonrası tiki taka'nın koruyucusu ve geliştiricisi. mourinho porto, inter, chelsea gibi kulüplere imkansızları kazandırmış teknik direktör. yani müthiş kaliteli bir teknik kadro oluşturdular.

    3) premier league yayın gelirleri aldı başını gitti. ligten düşen takımların gelirleri bazı üst düzey liglerin şampiyonlarından dahi fazla olur oldu. böylelikle de ellerinde ''kaliteli olanı'' kapmak adına çok önemli bir silah buldular. son dönem transferlerle de görüldüğü üzere bu silahı çok iyi kullanıyorlar. (tepeye oynayanları)

    kabaca bu şekilde söyleyebiliriz, dallandırmak istenirse bin bir tane daha neden çıkabilir. dediğim gibi kabaca bu şekilde.

    şahsen çeyrek finalde en az iki premier league takımı göreceğimizi düşünüyorum bu sezon. çok büyük kura şanssızlıkları olmaz veya sahada sürprizler yaşanmazsa başta chelsea ardından da manchester city, tottenham ve manchester united'ın çeyrek final ve daha ilerisini görebileceğini öngörüyorum. iki minimum gibi duruyor da bu dört takım birden çeyrek final görse kimse de şaşırmaz sanırım. ha bakmayın çeyrek final dediğime, ilerisi de olabilir.

    gönlümden geçense belli: https://i.hizliresim.com/NO9Vya.jpg
  • 402
    çok rekabetçi bir lig. bir kere kafadan 6 net şampiyon adayı var. diğer takımlar da boş değil, orta sıra takımı olup transfere 100 milyon euro harcayan kulüpler var. diğer liglerde ise şampiyonluk adayları çok az ve hatta aşağı yukarı kimin şampiyon olacağı belli. bayern, juventus, psg gibi takımlar için lig şampiyonluğu artık büyük başarı değil.

    ama öte taraftan bu ligde bu çekişmenin olması direk kalite anlamına gelmiyor. ingiliz kulüpleri bütün maddi imkanlara rağmen hala etkili transferler yapamıyor. ve istikrarlı kadrolar kuramıyor. bu durum leicester city gibi nispeten vasat bir takımı bile zamanında şampiyon yaptı. ingiliz kulüpleri kaç senedir avrupa kupalarında başarısız. ingiliz kulüplerinin kadro gücü bayern, r.madrid, barcelona, psg ve juventus beşlisinden daha iyi değil. ve bu saydığım takımlar premier lig'de oynasalar şampiyonluğu kimselere bırakmazdılar. bu da madolyonun öteki yüzü.

    ingiltere premier ligi'ni abartıldığı kadar iyi bulmasam da bu ligi izlemek gerçekten büyük keyif. çünkü ingiltere'de futbol atmosferi bambaşka bir güzel...
  • 406
    basketbol için nba ne ise, futbol için premier lig o düzeydedir. değişmez. overrated falan değildir. mücadelenin, tutkunun bu kadar üst düzey olduğu başka bir lig yok. yeri gelir leicster diye bir takım çıkar şampiyonluğu alır, yeri gelir ligin son sırasında yer alan takım lideri tokatlar. jurgen klopp, pep guardiola gibi adamlar döndü, dolaştı buraya geldiler ve fazlasıyla zorlanıyorlar. çünkü premier lig tek takımın, parası olanın domine edeceği bir lig değil. örneğin manchester city takımını düşünün, aynı örneği psg var fransa'da. manchester city asla domine edemedi bu ligi, edemez de, psg gibi şampiyonluk serileri yapamaz, çünkü bu ligin yapısı, takımları buna izin vermez. istediğiniz kadar harcama yapın, bu ligin dinamiklerini değiştiremezsiniz. öyle olsa chelsea denen takım abramovic sonrası her yıl şampiyon olurdu, alınmadık avrupa kupası bırakmazdı. bu yüzden dolayı premier lig dünyanın en rekabetçi ligidir.
  • 408
    futbolun nba'i değildir. nba'in basketbol için ifade ettiği en büyük anlam en iyi oyunculara ve en iyi takımlara sahip olmasıdır.

    premier league ise şu anda ne en iyi takımlara ne de en iyi oyunculara sahip. avrupa'nın en iyi beş takımı arasına sokabilecekleri bir takımları yok şu an için. dünyanın en iyi oyuncularından kurulu bir ilk 11 yapılacak olursa da epl'den girebilecek oyuncu sayısı en fazla bir ya da ikidir.

    epl'nin en önemli özelliği rekabetçi yapısı ve bu özelliğinden doğan seyir zevkidir.
  • 414
    yaptıkları "rainbow laces" etkinliği tam bir saçmalık olan lig.

    ingiltere, amerika veya bunların türdaşı olan başka bir kapitalist ekonomi herhangi bir yaraya merhem sürecek politikalar üretmez. sınıfsal sorunların dolayısıyla da etnik ve cinsel kimlik sorunlarının kaynağı zaten kapitalizmin kendisidir. yarayı iyileştirmek bir yana dursun tam aksine kaşır. kaşır ki buradan rant elde etsin. hatta liberal ve bazı anarşist kesimlerce türkiye'de de lgbti kişilerin "seks işçiliği" yapması hak ve zorunluluk olarak görülüyor. hatta bu işe "onurlu meslek" yakıştırması yapanlar da az değil. bu şekilde lgbtiler'in kayıt dışı ve insan onuruna yakışmayan bir biçimde para kazanmaları hedefleniyor.

    konuyla dolaylı olarak alakalı bir tweet zincirini paylaşayım, umarım okursunuz: https://twitter.com/...s/928560270355640320

    edit: lgbti bireylerin yaşadıkları ekonomik sorunların temelinde kapitalizmin kültürel bakış açısı yatmaktadır, tıpkı kadınların yaşadıkları sorunların temeli gibi. varolan ekonomik sistem erkeklik ve heteroseksüellik merkezli olduğu için lgbtilerin ekonomik yaşamda söz hakkı yoktur.

    ben böyle düşünüyorum diye değil, durum bu. zaten önemli olan da kimsenin düşüncesi değil somut durumdur.
  • 415
    yararlı bir etkinliğe imza atmış lig. ezilen tüm insanların olduğu gibi lgbt bireylerinde haklarını almaları gerektiğini düşünen biriyim. lgbt bireylerin sorunlarının kapitalizmle pek alakası olduğunu düşünmüyorum çünkü kapitalist düzenin içinde kendilerine yer bulamıyorlar ama bunun sebebi kapitalizm değil kapitalizmin çarkını döndürenlerde aramak lazım. bu gün herhangi bir lgbt bir iş yerinde iş aramaya kalksa onu geri çevirecek olan düzen değil düzeni idare edenlerdir. bununda altında din ve sosyolojik nedenler yatıyor. bahsi geçen ülkeler(örneğin amerika ve ingiltere) lgbt bireylerin kısmende olsa daha aktif oldukları tek imkanlarının seks işçiliği olmadığı ülkeler. asıl sorun bizim gibi çoğunluğun ortadoğu zihniyetine sahip olduğu ülkelerde yaşanıyor lgbt'ler için.

    iş imkanı tanınmayan lgbt'ler çareyi seks işçiliğinde buluyor malasef. avam bir örnek olacak ama kendilerine iş vermeyen,hor gören,aşağılayan adamlar geceleri kapılarında sıra oluyor çoğu travestinin bu da çok büyük bir ironidir.premier league gibi büyük organizasyonlar bu tarz etkinliklerde bulunursa (sadece lgbt için değil dünyada ki tüm sorunları olan gruplar içinde) insanların farkındalıkları kısa vadede olmasada uzun vadede daha da artar diye düşünüyorum.
  • 416
    ingiliz kültüründe normal sayılan lgbt için destek veren lig. ingiltere çoğu batı ülkesinden önce gay evliliğini resmileştirmiş bir ülke. kısaca orası öyle, başta twit altında ki çadır giymiş araplar olmak üzere rahatsız olanlar kendi leş ülkelerinin işleriyle ilgilenecek o zaman. ingiltere de yaşayacak veya kültürleriyle ilgilenecek olan herkes saygı duymak zorunda. bize saygı duyulmasını istediğimiz gibi.
  • 418
    hak savunuyorum çekilin edesıyla ortalığıa dalıp "malum dinin sevgi pıtırcıkları tarafından tepki görüyor" gibi şeyler ile devam etmek için ciddi problemler yaşamış olmalı insan yok şimdi o bireylere toplumun nasıl baktığını anlamak istiyorsan "o malum dinin bireylerine baktığın gibi bakıyorlar" diyeceğim ama anlaşılacak mı emin değilim, nefret söylemini farklı şekillerde söyleyince çok bi modern olduğunu düşünüyor olmalı birileri.

    yahu çok şey yazarım ama yazıp zayi etmek istemiyorum.

    kendi cinsine değil isterse fritöze ilgi duysun ya da günde 5 vakit fritöze secde etsin umurumda bile değil ama birilerinin hakkını savunuyorum, ay çok modernim diye bikbik edip başka bir kesime nefret saçarken cidden iticiliğin doruk noktasına çıkıyorsunuz.

    ekleme : malum tiplerin geneli nefret söylemini kullanır veya inançlı insanlara hakaret eder demedim, aslında her türlü nefret söylemi, ırkçılık ve dini inançları olan insanlara hakaret eden bireyler genelde göt olur demek istedim, e üstadın dediği bizim oralarda da göte göt denir.
  • 419
    birinci dünya içinde anlamlı liberal kokuşmuşluğun reklamını yapan lig. başka coğrafylardan bakınca yaptıkları lgbt desteğinin iki yüzlülükten başka bir anlamı yok.

    kısa bir tarih: avrupada başta üniversite gençliği olmak üzere bir nesil 60'ların sonunda daha özgür daha demokratik bir dünya için kurumsal tahakkümlere ve kapitalizme karşı bir savaş verdi. dedelerinden miras kalan üç sınıflı avrupa toplumunu (aristokrasi, burjuvazi, proletelerler) hedef aldılar. onlarınki insanlık erdemine yakışan ilerici bir hareketti. üzerinden 50 sene geçti. 68 kuşağının ilerici taleplerini sümen altı eden avrupa rejimleri hala aşırı sağ, ırkçılık, göçmen düşmanlığı ve islam korkusu ile gündeme geliyor.

    gelelim futbola. futbol herkes içindir diyen premeir league'de futbol büyük sermayedarların oyuncağı. sistematik olarak fakir bırakılan kesimler (göçmenler, eğitimsizler, öğrenciler, işçiler ve işçi çocukları) bilet fiyatları nedeniyle yapısal olarak dışlanmış durumda. tüm bu arka plandan bakılınca ligin "lgbt bireyler"e desteğinin ayrımcılığın insan hakları gibi hümanist değerlerle çeliştiğinden kaynaklandığını iddia etmek gülünç oluyor. aksine, lütfettikleri bu vicdan kırıntısı homofobinin liberal dünyayı tehdit etmeyen sonlandırılabilecek tek ayrımcılık rejimi olması ile alakalıdır. neticede liberal hareketler birinci dünyaya ait, 7 milyar arasından sadece 300 ila 400 milyon insanın hayatına temas eden, ve hiç bir egemeni rahatsız etmeyen "duyar"ları severler. liberal dünya egemenleri ağzına sıçtıkları yoksul sınıflara ve ateş çemberine çevirdikleri üçüncü dünyaya karşı işledikleri suçları lgbt gibi akmaz kokmaz konulardakı duyarlarıyla maskelerler. hepsi bu.

    ek: çadır giymiş arap falan gibi bir ırkçı zırva okudum az evvel. malum ırkçı kafaların lgbt hareketlere destek amaçlı yağlı bir arap çadırına oturması çok seküler ve modern bir jest olacaktır. bunu bekliyoruz kendilerinden.
  • 420
    17-18 sezonu şampiyonlar liginde devam eden 5 takıma sahip lig. uzun yıllardır şampiyonlar liginde başarıya hasret bir lig görünümündeydiler. cl'ye giden takımlar dökülüyordu. peşinden aslında ingiltere ligi local başarılı aslında her takım dandik vs yorumları yapılıyordu.

    bu sene ise 5 takım gruplardan çıktı ve 4'ü 1. olarak çıktı.

    takımlar özelinde duruma bakarsak;
    tottenham; büyük başarı real madrid ve bvb'li grubu lider tamamladı yenilmedi 16 puan aldı.
    manu; kolay bir grup çekti. sadece 1 mağlubiyet ile 15 puan topladı. sadece basel'e kaybetti.
    manc; kolay bir grup çekti ama manu'ya göre 1 tık daha zordu. 15 puan topladı. sadece shaktar'a kaybetti.
    liverpool; kendi seviyelerine göre orta düzey bir kuraydı. ama 12 puanla lider tamamladı. 3g 3b aldı namağlup bitirdi.
    chelsea; süpriz şekilde 2.oldu. zor bir grubu vardı. iyi başladılar ta ki roma koyana kadar. sonra ise zaten roma liderliği aldı gitti.

    sonuç olarak bu sene baya başarılılar cl açısından. 5 te 5 büyük başarı.

    tabi birde bu takımların uefa kısmında olanları var ama orası için pek başarı söz konusu değil.
    takımlar özelinde duruma bakarsak;
    arsenal; 1.sırada grubunda. 10 puan topladılar 1.lik garanti ve üst turdalar. he arsenal'ın uefada işi yok ama kupayı almak isteyeceklerdir. direk cl var.
    everton; rezalet sezon geçiriyorlar. hem ligde hem uefa da rezil durumdalar. uefa da 1 puan ile sonuncular ve elendiler. atalanta, lyon kafa takımlar oldu ki atalanta süprizdi bence.

    şu anlık durumlar bu şekilde. en azından bu sene iyi ülke puanı kastılar biraz everton götürdü ama yinede baya iyi iş çıkardılar. bakalım nereye kadar gidecekler.
  • 423
    bugün oynanan 10 aralık 2017 manchester united mancester city maçı manchester city'nin ligde 2.olan manchester united takımına 11 puan fark atmıştır.

    acaba merak ediyorum; 'diğer takımların city takımının açtığı puan farkına suni puan farkı diyorlar mı? city taraftarları galeyana gelip takımın üzerine baskıda bulunuyorlar mı? yada federasyon puan farkı kapansın diye talimat ile hakem atayacaklar mı? ingiltere milli takım hocası yabancı sınırı kalkmalı diye beyanatta bulunacak mı acaba?'
App Store'dan indirin Google Play'den alın