• 23207
    ilk yarıda nakoulma’nın sabri-semih arasına yaptığı çok etkili sızmaların galatasaray’ın başını ağrıtmamasının tek sebebi muslera’nın yarattığı hiç de nedensiz olmayan korku ve tabii akıllara zarar performansı. aynı şekilde pedriel’in de telles-hakan arasına kaçışları benzer bir sonuç yarattı.

    hamza hocanın sihirbazlık sınıfına girebilecek yasin dokunuşuyla gelen gol işi değiştirdi tabii. messi’nin geçen hafta boateng’e yaptığına benzer felç edici bir çalımla servet’i dondurup oyunun stratejisini değiştirdi.

    galatasaray gol aramaktan vazgeçip 2 ağır miy stoperinin büyüsünün de etkisiyle kontraya yattı. 4-1-4-1’le kendi sahalarına yerleştiler. nakoulma ve pedriel koşu kanallarına çıkmayarak tıkadılar ama bu yerleşimden kontra da üretemediler.

    rıza hoca direkt oyuna geçmek için futacs’ı oyuna alırken halili’yi çıkarınca galatasaray’ın orta sahası bir fazla oyuncuyla çıkmaya başladı. bunun etkisi kompakt oyunun bozulması oldu. nakoulma rahatlayıp alan buldu. rıza hoca tita’yı da oyuna sürünce top iki kutu arasında gidip gelmeye başladı. ancak pozisyon üretemediler. iki takım da...

    mersin açısında problem uzun toplarda futacs’ı pivot olarak bir türlü kullanamayışıydı. galatasaray’ın da durumu çok farklı değildi doğrusu. burak bayağı düşüktü.

    bundan dört hafta önce bana ‘galatasaray bundan sonraki 4’ün 3’ünde sadece bir gol atacak’ deseniz, ‘şampiyon beşiktaş mı fenerbahçe mi oluyor?’ diye sorardım. o savunma ve bu kanatlarla hücum 2’den az atmadan maç kazanması olanaksızdı çünkü. ama hamza hoca ve öğrencileri olağanüstü bir dönüşüm gerçekleştirdiler. ve dün en önemli virajı geçtiler.

    mehmet demirkol

    (bkz: 12 mayıs 2015 mersin idmanyurdu galatasaray maçı)
  • 23208
    "oyun son haftalardaki beklediğimiz oyun. daha fazla skoru beklediğimiz bir oyun. yasin'le iyi bir gol attık ve kontrollü oynadık. ona rağmen kalemizde çok fazla pozisyon verdik. oyuncularımı tebrik ediyorum, mersin'i tebrik ediyorum, inanılmaz oynadılar bugün. 1-0 da olsa kazandığımız için mutluyuz. emin adımlarla zafere yürüyoruz."

    "muslera önemli bir oyuncumuz ve kendini de gösteriyor. haftaya cezalı, ama eray da, sinan da iyi çalışıyor ve muslera kadar olmasa da, ona yakın performans sergileyeceklerdir."

    hamza hamzaoğlu

    (bkz: 12 mayıs 2015 mersin idmanyurdu galatasaray maçı)
  • 23210
    "galatasaray şampiyon olursa bir numaraya hangi futbolcu yazılır?" sorusuna, "muslera yazılır. diğer oyuncuların primlerinin yarısını da alması lazım. futbolcular, muslera'ya vermeli... (gülerek) bugün mükemmeldi. kalede muslera'nın oluşu çok etkili. dipten yemiyor; vederson da gitmiş 30 metreden şut deniyor."

    sarı-kırmızılıların efsane kalecisi faryd mondragon ile muslera'yı kıyaslarken, "muslera bu sezon net 6-7 maça etki etmiştir. mondragon'un birkaç maçı var ama muslera gibi değil. birkaç maçını hatırlıyorum onun... muslera gerçekten çok ilginç."

    hasan şaş

    (bkz: 12 mayıs 2015 mersin idmanyurdu galatasaray maçı)
  • 23211
    "golde top önümdeydi pas atmayı düşündüm ama kimseyi görmedim. kale de önümdeydi ben de vurmayı düşündüm. çok da güzel bir gol oldu 3 puanı getirdi. benim atmam önemli değil buradan 3 puan almamız daha önemliydi. kazandığımız için çok mutluyum."

    "son haftalarda çok heyecanlıyım. gerçekten şampiyon olmak istiyorum. 3 tane final maçımız var ve ikisini evde oynayacağız. herkes çok istiyor şampiyonluğu. taraftarlarımız bizi desteklesinler. inşallah kazanıp şampiyon oluruz."

    yasin öztekin

    (bkz: 12 mayıs 2015 mersin idmanyurdu galatasaray maçı)
  • 23212
    "çok iyi bir oyun sergileyemedik ama mücadele örneği gösterdik. arkadaşlarımız tebrik ediyorum. artık 3 maç kaldı. biz tüm maçlarımızı kazandığımız takdirde şampiyon olacağız. inşallah şampiyon oluruz."

    "muslera ligin en iyi kalecilerinden. sarı kart pozisyonunda topu atmaması için uyarmaya çalıştım ama o yanlış anlamış. ben hakemi görmedim dedi. korneri kullanması için attım dedi. önemli değil eray ve sinan var arkada bekleyen. iyi iş çıkaracaklardır."

    "her an hey şey olabilir. önemli olan bizim yaptıklarımız. maçlarımızı kazanırsak şampiyon zaten biz olacağız. önümüzdeki maçları kazanırsak şampiyonuz. düğüm belki beşiktaş maçında çözülür belki de son hafta. biz kazandığımız sürece sorun yok."

    "şu anda sözleşme konuşmak istemiyorum. önümüzde önemli maçlar var. şampiyonluk ve kupa mücadelemiz sürüyor. ben burada kalırım kalmam. yeni gelen yönetim benimle sözleşme yeniler yenilemez bilemem. ben kalan maçlarda elimden geleni yapacağım. karar yeni gelen yönetimin."

    sabri sarıoğlu

    (bkz: 12 mayıs 2015 mersin idmanyurdu galatasaray maçı)
  • 23213
    "soyunma odasındaki mutluluk, birlik beraberlik bizi hedefimize ulaştıracak. rakiplerimiz de bizim gibi çalışıyor. onlara da saygı duyuyoruz. en zor maçımız bu maçtı. artık 270 dakika kaldı. futbolcu kardeşlerimiz olsun, biz görüyorsunuz neler çekiyoruz. taraftarlarımıza seslenmek istiyorum. gençlerbirliği ve beşiktaş maçında herkesi işi gücü bıraksın bir tane koltuk boş kalmasın. 4 tane ilaçla bitirdim bu maçı. şimdi tek düşüncemiz gençlerbirliği maçı"

    abdürrahim albayrak

    (bkz: 12 mayıs 2015 mersin idmanyurdu galatasaray maçı)
  • 23214
    "oynanmamış maç kazanılmamış maçtır. o da gençlerbirliği maçı. böyle deplasmanlardan sonra bu maçlar çok önemli. rakiplerimiz de şampiyonluğu hedefliyorlar. artık futbol konuşmaya başladık. son haftaya kadar bu yarış devam eder. muslera'nın performansı sürpriz değil ama bu maçta çok fazla ön plana çıktı. onun yerine oynayacak arkadaşımız da iyi bir performans gösterecektir"

    ali dürüst

    (bkz: 12 mayıs 2015 mersin idmanyurdu galatasaray maçı)
  • 23215
    "inanılmaz derecede mutluyum. artık şampiyonluk havasına girdik. bu maçta da bunun verdiği bir stres vardı. ister istemez sahaya yansıdı. golü allah'a şükür erken bulduk. skoru koruma avantajı ve stres vardı. bütün takım arkadaşlarımı kutluyorum. inanılmaz bir mücadele sergiledik bugün takım olarak. önümüzde gençlerbirliği, beşiktaş maçları var. taraftarımızın desteğiyle ipi göğüsleyeceğiz. "

    "şampiyonluk havasına girdiğimiz için herkes ceza sahası içinde varını yoğunu gösterdiği için şans da yanımızda oluyor bazı pozisyonlarda. özellikle bütün takım arkadaşlarımın şampiyonluğa inandığını gösteriyor bugün verdiğimiz mücadele. herkesi tebrik ediyorum"

    umut bulut

    (bkz: 12 mayıs 2015 mersin idmanyurdu galatasaray maçı)
  • 23216
    uyarı! rıdvan dilmen'in mersinn maçı yazısıdır, buna göre okumak isteyen okusun...

    1-0'lık galibiyet için "golü atıp üzerine yattı" yaklaşımı doğru değil. galatasaray, attıktan sonra oyunu tuttu demek daha doğru. belki iyi oynamadı galatasaray ama istediğini aldı. 27 haftada 34 gol yemişsiniz, 31 maçta yine 34 gol var... bu önemli bir başarı. iyi futbolun karşılığını tanımlarken farklı cümleler kurabiliriz. galatasaray, ilk yarıda pozisyon verdi ama ikinci yarıda sadece bir pozisyon verdi.
    burak'la iki net pozisyon da buldu ancak atamadı.
    hamza hamzaoğlu'yla takımın teni uyuştu. galatasaray'ın oyun şablonu melo döndükten sonra daha belirginleşmeye başladı. takımın o dağınık görüntüsü yok artık. herkesin oynadığı pozisyonlar belli, 4-2-3-1'e alışıldı. öne geçtikten sonra kontrollü oynadılar. selçuk daha iyi oynayabilirdi, oynayamadı. muslera her hafta maçı etkiliyor. rakip kaleci muammer, yasin'den golü yedi, daha zor pozisyonu muslera çıkardı. devleşiyor kalesinde. rakip oyuncuya da "atamayacağım" gibi geliyor.
    ceza sahasına yaslandığında çıkıp kafayı vuruyor. tıpla ilgili ukalalık yapmak istemem ama mucize yaratmış gibi gözüküyorlar melo üzerinde. galatasaray doktorunu arayıp soracağım, gerçekten ameliyat oldu mu diye! kötü oynarken melo'yu gördüm ama mücadele etmezken hiç görmedim onu. olağanüstü yürekten oynuyor. biliyor kıymetini...
    hem ülkenin, hem kulübünün... juventus'ta bu kadar kalamadı belki ama melo'nun kalitesi juventus'ta kalabilecek düzeyde. yataktan kalktı, geldi oynadı. fair play adına birçok oyuncuyla aynı kefeye koyarsın, az kart görüyor diyebilirsiniz ama galatasaraylıların çok sevmesi gereken, saygı duyulmayı hak eden bir oyuncu.
    sneijder'e de ihtiyaç duyulan zamanlar bunlar... o da 3 maçta elinden geleni yapacaktır. o da lider bir oyuncu, dünya çapında bir isim.
    galatasaraylı oyuncuların artık motivasyona ihtiyacı yok. onlar artık biliyor ki artık sona geldiler, "bu saatten sonra bırakmayayım" diyorlar.
    doğru oynamaya çalıştılar. daha fazla üretebilirler miydi, evet ama istediklerini aldılar. gençlerbirliği maçında böyle olmaz.
    daha baskılı oynarlar.
    deplasman şartlarında doğru oynadılar ve kazandılar.

    rıdvan dilmen

    http://www.sabah.com.tr/...elo-juventusta-oynar
  • 23217
    1992-93 sezonunun 2’nci haftasıydı. galatasaray altay’ı ali sami yen’de ağırlıyor, alman teknik adam feldkamp da sonradan defalarca geleceği istanbul’da ilk resmi maçına çıkıyordu. altaylı ramazan maça müthiş başlamıştı, bir gol attırmış, ikinciyi kovalıyordu sürekli. bir ara kameralar feldkamp’ı gösteriyor, alman hoca da tam o anda oyuncularına elleriyle “8” işareti yapıyordu: “8 numaraya dikkat” diyordu kalli. günün sonunda o 8 numara, bir gol-bir asistle dağıttı galatasaray’ı.

    istanbul’a henüz gelmiş kalli’nin belki o 8 numarayı tanımaması doğaldı, ama hamza hamzaoğlu’nun mersin’in 22 numarasına karşı aynı sezonda ikinci kez çaresiz kalması pek anlaşılır değil. nakoulma, ligin ilk yarısında tt arena’da telles’i darmadağın etmiş, galatasaray sezonun en zorlu galibiyetlerinden birini almıştı. aynı nakoulma, aynı galatasaray’a karşı yine aynı modda başladı düne. bu kez şanssızdı, arkadaşları onun çalımlarını, gol paslarını sayıya çeviremediler mersin’de.

    defansif olarak galatasaray mersin’e hazırlıksız gözükmesine rağmen maçı kazanabilmesinin altında hamzaoğlu’nun bu kez “şapkadan tavşan çıkarma” girişiminde bulunmaması, formda emre-yasin ikilisine 11’de yer vermesi yatıyordu. 16’ncı dakikada galibiyet yolunu açan golü de onlar ürettiler zaten.

    galatasaray zor bir takvimi aştı, bu galibiyetle zirve yarışında bir adım önde olmayı sürdürdü... ama 31 mayıs’ta şampiyonluk ipini kim göğüslerse göğüslesin, bu sezonun başka kazananları da var: birisi mersin idmanyurdu takımı. bence kadro kaliteleri, balıkesir’den, erciyes’ten, rize’den çok üstün değil. ama hem doğru kadro mühendisliği hem de olumlu niyetleriyle ligin en eğlenceli takımlarından biri oldular. yıllar önce gary lineker’e ingiltere’nin mi yoksa ispanya ligi’nin mi daha kaliteli olduğu sorulduğunda, “bir turnuvanın kalitesini zirve yarışçıları değil orta sıra takımları belirler. la liga, o yüzden bizden daha iyi bir şampiyona” demişti düşünen adam. bu ligin de kalitesini şampiyonluk yarışçıları değil, daha fazla mersin temsil etmeli. türk futbolu, “yenemiyorsan yenilme”cilerden, “belki pozisyon bulamadık ama iyi mücadele ettik”çilerden kurtulmalı. rıza çalımbay gibi her maçta kazanmayı hedefleyen teknik adamlar çoğalmalı.

    uğur meleke

    http://www.milliyet.com.tr/...skorer-yazar-yazisi/
  • 23218
    artık bu saatten sonra şampiyonluk kovalayan takımlardan kimse iyi futbol beklemesin. çünkü isteseler de başarmaları kolay değil. sebep çok açık: baskı. dün gece mersin'deki maça bakıyoruz, galatasaray, oyunun ilk 15 dakikasında aradığı golü buldu. yasin öztekin öyle güzel bir gol attı ki alkışlamak lazım. topu alışı, gider gibi yapıp servet çetin'in yanından sıyrılışı ve çaprazdan çok sert ve düzgün vuruşu, galatasaray'ı öne geçirdi. ligin başı ya da sezonun ortası olsa galatasaray skor avantajını bulduktan sonra çok daha iyi oynayabilecekken bu dakikadan sonra oyuncularda haklı olarak skoru koruma gerginliği vardı. özellikle ilk yarıda sağda sabri sarıoğlu solda da alex telles çok çok aksadı.
    dün gece şunu gördük ki şampiyonluğa oynayacaksanız fernando muslera gibi bir kaleciniz olacak. dün gece belki de maçı kurtaran isim oldu. ilk yarıda mersinli oyuncuya çarpıp kaleye giden topa adeta uzadı. sonrasında ise birkaç metreden mutlak golü önleyiverdi.
    ikinci yarı galatasaray'da aynı tedirginlik devam etti. fazla risk almadan rakibi ve oyunu kontrol ederek oynamaya çalıştılar. bu yarıda mersin idmanyurdu oyuna hükmediyormuş gibi görünse de pozisyonları bulan taraf galatasaray oldu. ikinci yarının hemen başında burak yılmaz topu kapıp bir mersinli'yi geçerek çaprazdan kaleciyle karşı karşıya kaldı ama atamadı. ilerleyen dakikalarda da wesley sneijder'den istemeden gelen pas yine burak'ı kaleciyle karşı karşıya bıraktı. ama burak onu da atamadı. ama ne olursa olsun sezonun bitmesine çok az hafta kala böylesine bir galibiyet altın değerinde. kimse de artık hiçbir takımdan iyi oyun ya da başka şeyler beklemesin.
    rıza çalımbay'ın idaresindeki mersin idmanyurdu ısırgan bir takım değil. yaratıcı ve kaliteli oyuncuları olsa bile dün gece tempoları çok düşüktü. fazla da pozisyon bulduklarını söyleyemeyiz.

    gelelim mücadelenin hakemine... hakem ali palabıyık kelimenin tam anlamıyla mükemmel bir maç yönetti. neredeyse bir taç hatası bile yapmadı. oyunu kontrolü, futbolcularla diyalogları ve faul tespitleri çok başarılıydı. böylesine önemli, şampiyonluk yarışını yakından ilgilendiren maçta böylesine başarılı bir genç hakemi izlemek bana türk hakemliğinin geleceği adına güven verdi.

    ahmet çakar

    http://www.sabah.com.tr/...o-musleranin-gecesi#
  • 23219
    cim bom bu sezon 4. yıldızı takacaksa bunda muslera’nın katkısı ilk sıraya yazılacaktır. sarı kırmızılı takımın rekor denecek kadar çok gol yediği bir dönemde bile onu ayakta tutan ve şampiyonluk potasında kalmasını sağlayan adam uruguaylı idi. dün akşam mersin idmanyurdu karşısında da inanılması güç golleri kurtararak başroldeki yerini kimseye bırakmadı.

    tabii ilk 45 dakikada sneijder’in serbest atışı ve yasin’in golü dışında hiçbir hücum etkinliği gösterememiş olmak galatasaray için biraz korkutucuydu. üstelik bu durum ikinci yarıda daha feci bir hal aldı. telles’in savunma yetersizliğinden doğan iki müthiş pozisyon ve hakan balta’nın gördüğü kart da endişe doğuran öteki noktalardı. servet’in markajında bunalan burak ancak ikinci yarının başında görünebildi. hepsi de o olarak kaldı.

    nakoulma-sabri eşleşmesindeki dengesizlik ve telles’in savunma yetersizliği, evsahibinin iki kanattan da rahat gelmesini sağlayan temel etkendi. hamza hoca, önlemde gecikmenin gole malolacağını gördü. emre çolak’ın çıkıp olcan’ın girmesi, takım savunmasını güçlendirecek bir hamleydi. fakat oyun pek değişmedi. bunda yasin-sneijder-burak üçlüsünün oyuna çok az katılabilmesi etkendi. sneijder’in sürüklediği pozisyonda burak’ın birkaç metreden topu ağlara yuvarlayamayışı, hemen her maçta yaşanan ve bedeli çok ağır olabilecek bir kayıptı.

    doğrusunu isterseniz sarı kırmızılı takım rakibi karşısında yadırganacak kadar çok büzüldü. neredeyse tek atak dışında bütün ikinci yarıyı da savunma yaparak geçirdi. bunu başarmak da önemsiz sayılmaz ama şampiyon olacak takımın herhangi bir rakibi karşısında bu kadar geride kalışını kabullenebilmek de kolay değil. ayrıca gol sıkıntısı da başa dert olabilecek kadar büyüyor...

    melo ile selçuk’un savunmanın önünde kalmaları ve üstelik orada da katkılarının fazla olmayışı, galatasaray’ın çektiği sıkıntıyı büyüttü. evsahibi tek kale oynarken, sarı kırmızılı taraftar da maçı yüreği ağzında izlemek zorunda kaldı. tek başarı, gol yememekti ve o da dünyalara değerdi! ne olursa olsun bu maçtan 3 puanla dönmek, şampiyonluk yolunda en önemli dönemeçlerden birinin aşılması anlamına geliyordu.

    maçı kazandıran yasin’in golü ‘yetenek ne işe yarar?’ sorusunun da yanıtı gibiydi. bu oyuncu özgüveni arttıkça fazlasını veriyor ve hem kendisi hem takımı kazanıyor… toparlayalım: bu güzel akdeniz akşamında sarı kırmızılı takım istediğini elde ederken, ‘mersin’i şimdi fener düşünsün’ diyerek eve döndü.

    ahmet çakır

    http://www.zaman.com.tr/...muslera_2294210.html
  • 23220
    galatasaray yönetiminin teklif gelse bile; bırakın satmayı pamuklar içinde saklaması gereken bir adam muslera...
    eğer bugün galatasaray zirvede oturuyorsa ve şampiyonluk yarışını sürdürüyorsa hamza hocadan tutun da futbolcusundan yöneticisine kadar herkes yatıp kalkıp muslera'ya dua etmeli.. galatasaray'ı mersin'de ayakta tutan isim muslera'ydı. uruguaylı yıldız müthiş kurtarışlar yaptı. hele hele melo'nun uzaklaştırmak istediği ama vederson'a çarpan ve kesin gol olacak topu yerden kalkıp müthiş bir refleksle tokatlaması galatasaray adına kırılma noktasıydı. kendisine bayern'in kalecisi neuer'i örnek alan muslera maçta sadece ellerini kullanmadı. topu kullanacak alanı bulamayan ve baskıyla bunalan arkadaşları sıkıştıkları anlarda hep muslera'ya pas yaptı. muslera eliyle oyunu çabuk başlatırken bazen de alışılan uzun degajlarıyla galatasaray'ı hücuma kaldırdı. hep mi muslera? evet.. eğer bir kaleci maç içinde 15 futbolcudan daha fazla topa hükmediyorsa galatasaray'da snejder-
    selçuk-telles üçlüsünden daha fazla topla oynuyorsa maçın şeref kürsüsüne çıkmayı hakediyordur. muslera övgülerinin dışında maçta ne oldu diye soruyorsanız; galatasaray golü attı oyunun temposunu düşürüp, güvenli oyuna döndü ve zamanı öldürmeye çalışarak oynadı.
    bu arada 'atan' konumundaki burak kaçırmaya devam etti. burak üç tane net golü yanlış vuruş tercihlerinden dolayı harcadı.. burak rakipten topu çalıyor, ikinci rakibine müthiş bir çalım atıyor, kaleciyle karşı karşıya kalıyor ama topun dibine girmeyi düşünemiyor.. gol kralı apoletli burak bu zaafiyetini artık gidermeli..
    galatasaray kalesine ciddi baskılar kuran mersin adeta zirveye oynayan takım görüntüsü verdi. özellikle nakoulma hem sabri'nin hem de telles'in bölgesini müthiş yıprattı. g.saray ise yasin'in attığı gol sonrası, "sonuç önemli, oyun değil" felsefesine dönüp skoru korumanın yollarını aradı. yasin'in gol vuruşu kadar emre çolak'ın pası da akıl doluydu. gecenin kahramanı muslera'nın dışında semih-
    hakan ikilisi de hatasız oynadı. maçın havasını ve rakibin oyun tarzını iyi koklayan melo ikinci yarı öne çıkmayıp savunmaya ciddi katkı sağladı.
    not: çok iyi maç yöneten hakem ali palabıyık her türlü övgüyü hakediyor. bu palabıyık türk hakemliğinin parlayan yeni yıldızıdır.

    en yüksek not 10 muslera

    en düşük not 5 burak yılmaz

    levent tüzemen

    http://www.sabah.com.tr/...3/neuer-gibi-muslera
  • 23221
    hadi diğerlerini, ‘normaldir’ deyin, bir yana bırakın. öylesine kritik, öylesine mükemmel iki top çıkardı ki muslera...

    takımını adeta ipten aldı. hele ilki... önce pedriel’in vuruşunu çeldi, melo uzaklaştırmak isterken nakoulma’ya çarpıp kaleye yönelen topu inanılmaz bir hamleyle kornere gönderdiği o müthiş uzanış... kim bilir, belki de galatasaray’ın şampiyonluğa uzanışını sağlayacaktı bu kurtarış.

    galatasaray, şayet şampiyon olursa bilin ki muslera’nın dünkü performansı, özel olarak anılacak, ayrı bir yerde duracaktır.

    muslera’nın tuttuğu, yasin’in attığı zor bir oyunu tek golle geçip zirvedeki yerini korudu galatasaray.

    tıpkı geçen haftaki konyaspor maçında da olduğu gibi... ilk yarı yine kötü savunma yaptı. sağdan pedriel, soldan nakoulma’yla gelen rakip atakları durdurmakta zorlandı. savunmanın arkasına yapılan koşulara önlem alamadı. ilk yarıda dört gol girişimi geldi mersin idman yurdu’ndan. her defasında da galatasaray savunmasında ilk müdahale, yerleşme, adam paylaşma hataları vardı.

    hücumda da etkisizdi lider. yasin’in bireysel çabasıyla golü kazandı. alan değiştirerek sağ kanada geçen yasin, emre’den aldığı topla servet’i geçti. dar açıdan vurdu ve fileleri havalandırdı. bunun dışında iki de etkisiz dış şut. galatasaray’ın hücuma dönük oyunda bütün yaptığı bu kadardı.

    ikinci yarıda savunma biraz olsun toparlandı. ama galatasaray’ın oyunda aman aman bir yeterliliği yine olmadı. hücumda yine etkisiz oynadı. tek pozisyon, daha doğrusu en net pozisyon burak’ın 67’de çok elverişli durumda auta vurduğu andı. burak yeterliliğinde bir golcünün, üstelik de bu denli kritik evrelerde böylesi pozisyonları gol yapması ve takımını rahatlatması gerekiyor. gelin görün ki burak, son vuruşlarda sakin kalamıyor, isabetli vuramıyor.

    şampiyonluk yarışının tabii ki kendine özgü bir baskısı var. hele hele üç takımın kıyasıya rekabete girdiği şu ortamda. lakin o baskıyı abartarak yaşamak ve doğru bildiklerini de uygulayamamak, dikkat ederseniz son haftalarda yarışçıların bıçak sırtı maçlar oynamalarına neden oluyor.

    tamam üst düzey bir oyun beklemiyoruz. kaliteden zaten söz edemiyoruz. ancak doğru oyunu oynamak, hücum-savunma dengelerini oluşturmak, takım bütünlüğünü sergilemek ve yalnızca skorda değil, oyunda da varlığını, ağırlığını hissettirmek gerekmiyor mu?

    üç takıma da bakıyorum. sorunları ortak. baskıyı yenemedikleri için, oyunda sürekli gel-gitleri yaşıyorlar. dünü o gel-gitler içerisinde muslera sayesinde kurtardı galatasaray. yarıştaki avantajını sürdürdü. yarın ne olur? bu kısır oyunlara bakıp bir şey demek gerçekten zor. tamam, heyecan dozu yüksek, çekişmeli bir yarışa tanıklık ediyoruz. ancak futbol hasreti çekerek.

    zeki çol

    http://www.zaman.com.tr/...leranin_2294211.html
  • 23222
    maçın sonucunu bırakıp maçın içine bakalım… başlangıçtaki senaryo çabuk ve patlayan sprinterleri olanlarla, manevra sıkıntısı çeken ikinci oyuncu grubu arasında galatasaray'ın birinci bölgesindeki bir maçtı. bu sorun galatasaray'ın kalesine daha yakın oynandığı için sıkıntı da kaçınılmazdı. ama ilk çeyrek biterken biraz kıpırdanan galatasaray önde sneijder ile bir ihtar çekti rakip kaleye sonra da yasin'in bir tornavida gibi içeriye burgu yapıp attığı golle skoru cebine koydu.
    arayan buldu golü…
    sonra oyun uzun bir süre muslera ile mersin idman yurdu arasındaki bir maça dönüştü. ancak uruguaylı kaleci bir refleks harikası olduğunu gösterdiği dakikalarda takımı adına skoru tutmayı başardı.
    ikinci yarıda mersin idman yurdu'nun mutlak hakimiyeti vardı. galatasaray'ın direnci ise sorunu çözmeyi kalecisine bırakmayacak kadar özverili ama hiçbir hücum aksiyonu yapmayacak kadar da yakışıksızdı.
    hani hamza hoca demişti ya; "bundan sonra iyi oyun değil, skora oyun önemli" işte o oynandı ikinci yarıda. yüksek topların tamamını veren galatasaray, son dakikalarda yine bütün taraftarlarına efor testi yaptı. ve sonuçta bu testlerden sağlıklı çıkan galatasaray taraftarı dördüncü yıldız yolunda çok önemli bir adım atmış oldu.
    bana göre galatasaray'ın farkı şurada; bir takımın oynayanlarının attığı gole, oynamayanlar bu şekilde seviniyorsa o takım işin yüzde 80'inini halletmiş demektir. gerisi kalır yüzde 20'ye.
    onun da üç haftası var.
    gerçekten iyi oynamanın ötesinde skora göre oynamanın avantaj sağladığı şu fırtınalı günlerde üçüncü haftadır gol yemeden geçen galatasaray yine çok zorlandı ama usta işi bir galibiyet almış oldu. eleştirilebilecek çok yanı var ama buna da tabela ve puan cetveli engel oluyor.
    maçin adami
    muslera
    kirilma ani
    yasin'in o inanılmaz driplingi ve gol vuruşu…

    ümit aktan

    http://www.turkiyegazetesi.com.tr/...it-aktan/586176.aspx
  • 23223
    23 mayısta yapılacak genel kurul öncesi maç yazılarını kısa tutarak küçük mesajlar vermek daha anlamlı diye düşünüyorum. çanakkale zaferi’nin 100’üncü yılında sayın dursun özbek ile beraber galatasaray liseli öğrenciler, hocalar, vakıf ve dernek yetkilileri, vakıf başkanı sayın inan kıraç’ın da katıldığı ziyaretten ve oradaki törenden bahsetmemek mümkün değil. avustralya’dan gelip ölülerine saygı gösteren anzak yakınları varken, galatasaray lisesi’nin şehitlerini hatırlamaması da mümkün olamazdı. bu direnişte galatasaray lisesi’nden çok değerli komutanlar ve üst sınıf talebelerinin olması, içinden çıktıkları okul ve kulüp tarafından onları her yıl hatırlamak çok doğal, gerekli bir insanlık görevi. (gbkz: defalarca çanakkale’yi ziyaret etmiştim ama beyoğlu’ndaki kulüp binasının olduğu sokağa verilen ismin galatasaray’ın futbolcusu, ‘893 numaralı’ mehmet hasnun galip olduğunu bu son seyahatte öğrendim.)

    maça gelince, dün galatasaray alışık olmadığımız kadar çok durgundu, mersin’in baskısı karşısında defans yapmaya çalıştı. hücuma çok çıkamadı. telles son konya maçında oynamamasına rağmen çok yorgun, güçsüzdü. emre ve sabri de farklı değildi. hücumda çıkış denemeleri oldu ama nakoulma’ya karşı çok sıkıntı çekti. melo bile durgundu dersek durum daha iyi anlaşılabilir. muslera yine maçı kurtaran isimdi. yılın en müthiş iki kurtarışına imza attı. maçı tek farkla götürmek büyük riskti, ikinci yarıda mersin daha etkiliydi. galatasaray’ın böyle bir maçta 3 puan alması muslera gibi kalecisinin olmasıyla mümkündü.

    belki sıcak etkilemiş olabilir ama galatasaray şampiyonluk için kalan son üç maçta daha coşkulu, dirençli, hızlı olmak zorunda.

    cüneyt tanman

    kaptan hasnun galip'i bilmemen de senin ayıbın olmuş kusura bakma :(
  • 23224
    galatasaray bir maç daha kazandı. hem de gol yemeden. ama hemen söyleyeyim… bu bir mucize... muslera mucizesi. başka bir anlatım şekli yok dünkü maçın, hatta ondan önceki üç 90 dakikanın…

    wesley sneijder var. burak yılmaz var. umut bulut var. baktığında forvet hattında yıldız çok. ama maalesef elleri ayakları birbirine dolaşıyor bu yıldızlardın. baskı altında yanındakine bile pas veremiyorlar. takımda ujfalusi, elmander, drogba, necati, hamit gibi bir ağabey yok. böyle olunca sahadaki kakofoniyi izliyorsunuz. ama inanın bu durum normal değil. siz bu oyunculara bu kadar yatırım yapıyorsanız, astronomik fiyatlar ödüyorsanız, karşılığında, şampiyonluk yolunda böyle etkisiz futbol almamalısınız!

    yasin öztekin gol attı. o kadar. başka ne yaptı sahada? söyleyemezsiniz. çünkü bir şey yapmadı. emre çolak ne yaptı? sıfır. bir pas verdi yasin’e. oyundan çıkarken suratı, tavırları ne kadar kötü oynadığının farkında olmadığının göstergesi. sneijder kayıp. ayakta duramıyor. burak şaşkın.

    hal böyleyken hamza hamzaoğlu’nun sahaya müdahale etmesi lazım. ama edemiyor. korkuyor. “yasin çıkarsa, gol yersem”, “sneijder oyundan çıkar mı?”, “ya burak’a dokunursam, ya kaybedersem?” korkularıyla yanıp kavruluyor kenarda. takım ile ilişkisi gergin belli ki! emre bile eline vurmadan kenara çıkıyorsa, artık iyi adam olmanın gereği yok. üç hafta var bitime. biraz kötü olsan hocam inan bir şey kaybetmezsin. şampiyonluk giderse de “aslan gibi kaybettim” dersin.

    beyler muslera olmasa ne yapacaksınız? bir düşünsenize… taraftar bu ruhsuzluk, akıldan yoksun futbol karşısında nasıl karşılar sizi arena’da? biraz hayal etsenize. kovayı doldurmuşsunuz! niye tekme atıp sütü devirmeye çalışıyorsunuz? şampiyon olmayı istemiyor musunuz?

    bir muslera bir de melo… o kadar! iki kişiyle şampiyon olunur mu? bence zor! galatasaraylılar kendilerini bu futbol ve saha içi sefaletle kötü bir sona hazırlasınlar.. ve hiç üzülmesinler.

    şampiyonluğun bir ruhu vardır. ama o ruh galatasaraylı futbolcularda yok ne yazık ki! bugüne geldilerse, şampiyonluk yolunu 270 dakikaya kısalttılarsa yatsınlar kalksınlar önce muslera’ya sonra sevmedikleri melo’ya dua etsinler.

    kazanan haklıdır diye yazdım konya maçı sonrası… ama açık ve seçik yazıyorum. galatasaray kalan 3 maçta bu haliyle 9 puan alamaz! gençlerbirliği maçında muslera da yok! onu da hatırlatayım

    gökmen özdemir

    http://www.millet.com.tr/...a-var-yazisi-1267261
  • 23225
    galatasaray, mersin idmanyurdu’nu yenerek ligin bitmesine 3 hafta kala liderliğini devam ettirdi. tamam, artık bütün maçlar böyle zor geçecek.

    geçen hafta torku konyaspor karşısında da 85 dakika herkes öldü öldü dirildi. dün gece maçın başlama düdüğünden bitiş düdüğüne kadar hangi skorla biteceği belli değildi. bilhassa ilk yarı mersin idmanyurdu, galatasaray’dan daha çok ve net gol pozisyonuna girdi. golü atan sarı-kırmızılılar olmasına rağmen muslera kalesinde devleşmese maçın ilk bölümü mersin idmanyurdu’nun lehine 3-1 biterdi. burada önce galatasaray’ın iki bekini sorgulamak lazım. sağda sabri, solda telles, şampiyonluk yarışında son haftaya girilirken bir futbolcunun bu kadar kötü oynama hakkı yok.

    nakoulma, sabri’yi, pedriel de telles’i resmen dümdüz etti, oyundan düşürdü. önde oynayan emre çolak ve yasin’den de yardım gelmeyince galatasaray’ın iki kenarı çöktü.

    inanın muslera öyle toplar çıkardı ki dünyada bu topları kurtaracak kaleci yok. bu çocukla bir yere kadar, bir teklerse, bunu samimi söylüyorum; galatasaray maç kazanamaz. o da bu kadar stresi bir yere kadar kaldırabilir. melo kendini öldürüyor. her tarafta melo. muslera’dan sonra 2. kahraman da melo... selçuk da iyi mücadele ediyor ama bir yerde fiziği süratli futbolda iflas ediyor.

    her şeye rağmen, galatasaray’ın bütünlüğünü kaybetmesine rağmen yakaladıkları net gol pozisyonlar var. burak, boş kaleye topu yuvarlayamıyor. bir kere 90 dakika, mitrovic ve servet’in arasında resmen bunaldı, boğuldu. 2 tane gol pozisyonuna girdi, 2’sinde de 18 dışından çektiği şutları kaleci muharrem gol olmasına izin vermedi. burak’a birilerinin yardım etmesi lazım. yasin mi olur, sneijder mi olur, umut mu olur ama birileri burak’la daha yakın oynamalı.

    emre çolak, bir bakıyorsunuz, oynadığı futbolla zirve yapıyor. bir hafta sonra takıma katkısı neredeyse hiç yok denecek kadar azalıyor. hocası kendisini oyundan çıkarıyor, emre isyanları oynuyor. kendinin ne oynadığını zannediyor, bilmiyorum ki... galatasaray’ın oynadığı futbolda sıkıntı var. bu futbolu yetmez galatasaray’a. oyuncular o kadar stresli ve kopuk ki sneijder bile istediğini yapamıyor. melo ‘her yere ben mi koşacağım?’ diyor. sonuçta bu takımın sakinleşmesi lazım.

    osman şenher

    http://www.milliyet.com.tr/...skorer-yazar-yazisi/
App Store'dan indirin Google Play'den alın