resim
Igor Tudor
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:46
Uyruk:Hırvatistan
  • 3426
    takımı çok erken yoruluyor: kendisinin takımının yaptığını başka bir takım yaparsa 45. dakikadan sonra soyunma odasından eve giderler, bu pres ve bu baskıyla 60 dakika oynamak çok iyi. bunu 90 dakika yapan takımlar şampiyonlar liginde son 8'den çıkmıyor zaten.

    oyuna müdahale yok: oyuna müdahale etmek için oyuncusu yok. geçen yılın çöpleri var. elindeki imkanlarla çok fazla giden oyuna müdahale şansı yok.

    özdursun maçından sonra çok alevlendik lakin ben bu arkadaşa bir şans daha vermek gerek diye düşünüyorum. iyi işler yaparsa ettiğim tüm lafları a4 kağıdına yazdırıp fiziken yemeye hazırım. takımı şampiyon yapsın, kendisi hakkında girdiğim kötü entry'leri yazdırıp ilgili kağıdı yiyeceğim. sözüm söz
  • 3427
    östersunds travmasından sonra kendisinden çok umutsuzdum ama takımda birşeyleri değiştirmişe benziyor. özellikle fernando ve n'diaye gibi kilit isimlerden sonra takım iyi bir ivme yakaladı. bu güzel oyun yeni oyunculara ilk maçların verdiği bir heyecan bir gaz olabilir. burada önemli olan hocanın bu havayı devam ettirebilmesidir. ilk 5 haftadan sonra hakkında daha sağlıklı yorum yapabileceğimizi düşünüyorum. umarım bu işi becerirsin uzun yıllar beraber devam ederiz yoksa kimsenin hocaya garezi olduğunu düşünmüyorum. ilk 5 hafta bilançosunu merakla bekliyorum.
  • 3429
    (bkz: #2122886)

    yukarıdaki entry ilk maçı olan 18 şubat çaykur rizespor galatasaray maçı'nda tarafımdan yazılmış bir entry. dikkat çekmek istediğim bölüm ise;

    "salı günü oynanan psg-barcelona maçını izlerken dikkatimi çekmişti emery takımı ilk 25 dakika önde deli gibi koşturdu bastırdı sonraki 20 dakika ise defansa çekti ve dinlendirmeye başladı. ikinci yarı yine aynı şekilde 25 dakika baskı pres, 20 dakika defans şeklinde geçti. tudor ise bunu 55 dakika koşturup sonraki 35 dakika dinlendirme şeklinde denedi ki bize problem yaratan bu tercih oldu."

    hala hoca hakkında bunu düşünüyorum. takım bütün pilini maçın ortasında tüketiyor. bunu devre içinde aktif dinlenmeye çevirmemiz lazım. tempo yaptığımız her an gol bulma ihtimalimiz çok yüksek bugün bunu gördük. topu döndürecek, maçı rölantiye alacak kaliteli ayaklarımız da var çok şükür. artık hocanın golü bulduktan sonra tamamen defansa çekilmek değil ama ilk devrenin son 15-20 dakikasında takımı dinlendirmesi lazım. yoksa 3-0 öne geçtiğimiz maçta olmasa bile 1-0 veya 2-0 götürdüğümüz maçta başımıza iş alabiliriz.

    bunun dışında bu takım tabii ki onun eseridir ve ilk 2 maç itibariyle kendisine dair negatif düşünceleri azaltmaya başlamıştır. tamamen bitirmek ise kendisinin elinde. duran top sorununu ve takımın tempoyu ayarlama sorununu çözerse sezon sonu şampiyonluk kutlamalarında en büyük alkışı kendisi alır ki bu kadar dibe vurmuşken yukarı çıkmak her babayiğidin harcı değildir.

    (bkz: 19 ağustos 2017 osmanlıspor galatasaray maçı)
  • 3430
    şimdilik bende fazlasıyla kredi kazanmış teknik direktör. oyuncular iyi bu takıma bir şey katmıyor diyenler ellerini vicdanlarına koysun. ligin ilk maçı öncesi teknik direktör olarak fatih terim ya da lucescu gelseydi ve bu futbolu oynuyor olsaydık herkes "işte teknik direktör farkı" diyecekti.
    oynadığımız oyunun eksikleri var, rölantiye alma konusunda sıkıntılar yaşıyoruz. bu da biraz takımın coşkusuyla alakalı, duracağımız noktayı bilmiyoruz. oyuncular sürekli daha fazlasını istiyor şu an.
    duran top problemimizin artık psikolojik de olduğunu düşünmeye başladım. bunu zaman içinde çözeceğimize inanıyorum.

    örneğin şenol güneş'in sürekli övülen bir özelliği de vasat bir futbolcuyu daha iyi göstermesidir. şu an linnes ve tolga geçen seneki seviyelerinin çok üstünde gözüküyor.

    oyuncu değişikliği eleştirilerine de katılmıyorum, en azından şimdilik. 2 maçı da erken kopardık ve değişiklikler sadece yedeklerin de takımın bir parçası olduğunu göstermeye yönelikti. kritik giden maçlarda bu konuyu daha iyi göreceğiz.

    son söyleyebileceğim şunu gördük ki tudor'un çok net bir futbol felsefesi var ve elindeki kadro buna uygun olmasa da tudor'un felsefesi net. bunu oynayamayan oyuncular olunca döküldük ama kendi kurduğu kadro sistemine çok uygun. bu futbol galatasaray'ın karakterine de çok uygun. bu takımın çok yeni bir takım olduğunu da unutmamak lazım. şanssız puan kayıpları yaşamadan biraz daha ilerlersek takım iyice oturacak.
  • 3432
    yaptığı en olumlu şey hücumdayken 3lüye döndürmesi olan td. hala güvenmiyorum o ayrı ama bunu akıllıca yapıyor. bunu yapınca çok boş alan bulunuyor. bir anda 7 kişi hücumda oluyor ki maicon,fernando ise iyice orta çizgiye yaklaşan oyuncular oluyor. bunu dezavantajı ters toplarda defans ölüyor resmen bunlara önlem şart ama genel manada bu sistemle iyi akın ediyor gs.

    hatalar olarak ise çok çabuk pili tüketiyor ve geç değişiklik yapıyor. ayrıca maalesef oyun içinde müdahalede edemiyor. yani bazen oyuncu yeri değiştirmesi gerekirken sistemde dönmesi gerekirken sabit kalıyor ve gol yiyince değiştiriyor işi bunları düzeltmeli.
  • 3433
    oyun dizilişi olarak 3-4-3'ten vazgeçtiğini sanmıyorum. takım oyun içinde sıklıkla kaydırmalarla üçlüye dönerek oynuyor. 4-1-4-1 gibi dizilen başlangıç kadrosunun asimetrikliğinden belli bu zaten.

    takım şöyle başlıyor gibi

    gomis
    tolga-belhanda-ndiaye-rodri
    fernando
    linnes-serdar-maicon-mariano

    mariano-linnes bütün maçı kanat gibi oynadığı ve fernando geriye geldiği için maç içinde sıklıkla şu oluyor

    belhanda-gomis-rodri
    linnes-tolga-ndiaye-mariano
    serdar-fernando-maicon

    tolga'nın "solda oynamalı" versiyonu şeklinde çıkan aşırı mantıksız kadro bu kaydırmaları yapınca anlam kazanıyor işte. böyle bakınca neden tolga ve ndiaye'ye ihtiyaç duyulduğunu anlayabiliyoruz ayrıca, şu kadronun yükünü çekecek 2 ciğersize ortada ihtiyaç var çünkü.
  • 3436
    şu kadroya dokunmayıp selçuk, yasin ve sinan'ı kesmeli tamamen.

    sol tarafa 2 transfer geleceğini varsayarsak linnes, garry, tolga, koray gibi hamle yapabileceğimiz yedekler bulunacak.

    selçuk ve yasin'i oyuna almasına bir şey diyemeyiz çünkü takım yoruldu ve başka hamle şansı yoktu, koray'ın da niye kadroda olmadığını anlamadım.

    bu kadroyu kötü oynatmak cidden maharet ister inşallah bu ahengi bozmaz.
  • 3437
    ne kadar eleştirmiş olsam da, ne kadar küfür etmiş, yeteneksiz, yetersiz, vasıfsız demiş olsam da ben sözlerimi yutmaya hazırım. seve seve göt olmaya razıyım. yıllardır yüksek seviyelerde top koşturmuş maddi ve manevi hemen hemen doymuş bu oyuncuları bu kadar hayvansı bi pres yapmaya ikna edebilen bir teknik direktöre ben şapkayı çıkarırım. bakın saygı duyarım demiyorum. önünde eğilirim. zira istediğiniz kadar taktik dehası olun, istediğiniz kadar kariyerli bir teknik direktör olun, oyuncuyu saha içinde bu kadar pres yapmaya, hırslı istekli oynamaya ikna etmek ayrı bir beceri ve adam yönetimi ister.

    futbolcular böyledir, yemişim teknik direktörünü der hayalet gibi dolaşır sahada. ya da taraftarı arkasına almıştır 90 dakika boyunca tek bir hareket yapıp yine alkışlanabilir. resme geniş çerçeveden bakmak lazım. iyi güzel kadro kalitesi arttı, herkes futbolu biliyor hepsi harika oynuyor tamam da, bu adamlar nasıl oluyor da böylesine saldırabiliyor kaybettikleri topu hemen geri kazanmak için. işte orada tek bir isim var; igor tudor. yiğidi öldürün ama hakkını da verin.
  • 3438
    türkiye'deki kaotik ortamı çözdü mü bilemem lakin akıllı adammış dediğim teknik direktör.

    kendisi ntvspor'da güntekin onay'ın programına katıldığında kendisine sorulan ''seneye hangi dizilişte oynayacaksınız?'' sorusuna, ''üçlü değil, dörtlü başlayacağım'' cevabını vermişti. oysa galatasaray top kendisindeyken çok net üçlü oynuyor. iki stoper kenarlara açılıyor, araya fernando giriyor. bunu görmek için fazla detaycı olmaya gerek yok zaten. muhtemelen o programda bu durumu anlatmaya çalışsa ve hem hazırlık maçları hem de avrupa kupası maçında alınan kötü sonuç sonrası direkt bu mevzu üzerinden eleştirilecekti. muhtemelen bunu gördü ve uzatmadan soruya herkesin istediği cevabı vererek kestirip attı.

    zaten olaylı geçen östersunds maçı sonrası basın toplantısında da ''üçlü oynasam neden üçlü oynadınız, dörtlü oynasam neden dörtlü oynadınız diye soracaktınız'' şeklinde bir çıkış yapmıştı. bu da açıkçası düşüncemi güçlendiriyor.

    19 ağustos 2017 osmanlıspor galatasaray maçında yapmış olduğu oyuncu değişiklikleri de tatminkardı nazarımda. bir teknik direktördeki en önemli özelliklerden biri oyunu okumadır. bu karşılaşmada oyundan çıkan iki isim de doğruydu. problemi yaratan yerine giren isimlerdi. feghouli ve asamoah transferleri sonrası bu sıkıntı kısmen azalacaktır. yeter ki tudor, oyunu doğru okumaya devam etsin.
  • 3440
    kendisine karşı duygu değişimim olmadı hala aynı şeyleri hissediyorum fakat, selcuk gibi dokunulmaz adamın yerine adam aldırdığı için, iyi futbol için, 1 ay sonra galatasarayi göreceksiniz sözünü tuttuğu icin kendisine teşekkür ederim. umarim böyle gider ve ben ve benim gibi düşünen taraftarlar olarak kendisini destekleriz. doğruları yapsın yeter.
  • 3441
    19 ağustos 2017 osmanlıspor galatasaray maçında 1-0 öndeyiz ve 2. golü tam tamına 10 kişi hücum yaparak (muslera hariç, serdar, fernando, maicon dahil) atıyoruz. golden çok öndeyken bu kadar kalabalık hücum yapabilmek inanılmaz bir şeydi.

    bir de geçen sezondaki ankara deplasmanlarını hatırlamak lazım. 15 ekim 2016 gençlerbirliği galatasaray maçı zar zor 1-0 kazanabildiğimiz ve son dakikalarda ciddi terlediğimiz maç. (kimsenin bir şikayeti yoktu.)

    18 aralık 2016 osmanlıspor galatasaray maçı ise podolski'nin de oynayamaması sonucu kesin yenildik dediğimiz bir maçtı ve çok kötü bir zeminde 2-2 bera berabere kaldığımızda da yeterli bulunmuştu. riekerink, iki maç sonunda da övülmüştü.

    ancak, son yıllarda hiç bu kadar ezici görmediğim bir deplasman performansı yeterli bulunmuyor. yine, tudor takdir edilmiyor. adam resmen lucescu'nun ikinci sezonu gibi muamele görüyor şuan. bu daha inanılmaz bir şey.
  • 3442
    kafasındaki oyun felsefesini, ne yapmak istediğini daha önce ntvspor'da anlatmıştı. ben de kendisiyle ilgili notlarımı almıştım. (bkz: #2184688)

    fakat kayserispor maçı ve osmanlıspor maçının ilk yarısı özellikle ne istediğini herkese çok net göstermiştir diye düşünüyorum. ilk iki maç ve oynanan futbol için tebrik ederim kendisini. (osmanlıspor maçının 2. yarısındaki düşüş doğaldır. hem fiziksel yorgunluk hem de 3-0'ın verdiği rahatlıktır sebebi.)

    takımın kurulması, yani gelenler ve gidenlerin belli olmasından önce iki konudan ötürü çok eleştirmiştim. 1. sneijder meselesi 2. oyuncu değişiklikleri ve oyuna müdahalede başarısız oluşu.

    1. sadece sneijder mi bu sisteme uymuyor, neden ve nasıl sneijder gider? diğerleri nolacak dedim ve tüm nefretimle eleştirdim ki, bahsettiği sisteme uymayan diğer oyuncular da nerdeyse ya gitti ya da yedekler. takım komple değişti. o zaman bu konu benim için artık kapanmıştır. umarım hem sneijder hem de bizim için en iyisi olur.

    2. yaptığı saçma oyuncu değişiklikleri ve oyuna iyi müdahale edememesine gelirsek. bu konuda hala eksik noktalar var. bana kalırsa hazır bir feghouli + 3 net transfer daha oldu mu bahanesi kalmaz. çünkü mevcut kadro dahi işler kötü giderse müdahale gerektirecektir.

    buna rağmen şimdilik herşey iyi gözüküyor. takıma yeni katılacaklar ve gidecekler olduğunu da düşünürsek, zamanla herşey daha iyi olacaktır. yalnız muslera ve gomis bölgelerinde tek adamlar. yoklukları bizi çok üzer. alternatifleri de güven vermeli. unutulmasın.

    umarım özlenen galatasaray ha geldi ha gelecek. görüntü o yönde.
  • 3443
    gelişmemiş, hatta gelişmekte olan kategorisine bile girememiş, üçüncü dünya ülkesi konumunda olmamızın bir sonucu olarak, eleştirinin ne olduğunu anlayamamış, eleştirinin faydasını algılayamamış güruhların varlığı maalesef sözlükte de çok net gözüküyor.

    eleştiriyi .öt olup olmama sığlığına hapsetmiş, haklı çıkmak ya da .öt olmak dışında başka bir ihtimal tanımayan kısır beyinleri aşabilen toplumlar bugün modern, gelişmiş ve mutlu ülkeler kategorisine yükselmiştir. bizim gibi ülkeler ise akrep kazanında debelenip durmaktadır.

    insanlar .öt olurum korkusuyla eleştiriden kaçınsaydı belki de hala orta çağı yaşıyor olurduk.

    bazı bağnaz kafalar, eleştiren insanlara saldırmayı ilke edinmişler. halbu ki övgü de eleştiri de art niyetsiz ve başarı hedefli yapılır. kişiler değil, yaptıkları eleştirilir. hatalara ayna tutmak için yapılır. insanlık bu eleştirler sayesinde ilerleme göstermiş iletişim ve uzay çağına ulaşmıştır.

    igor tudor ile ilgili, hamza hamzaoğlu, selçuk inan ya da sabri sarıoğlu ve diğerleriyle ilgili tüm eleştiriler bu amaçla yapılır. bu eleştirilerde ya yanılırsam korkusu olmamalı. bazı bağnazlar ya bana saldırırsa korkusu olmamalı. saldırgan tipler her toplumda vardır ve onlar tedaviye muhtaç hastalar konumundadır. onlara aldırış etmenin anlamı yoktur. onları yok saymak en doğrusudur.

    eleştiri kutsaldır ve bilimsel gelişmenin, sosyal ve kültürel gelişmenin motor gücüdür. alay, hakaret ve küfür etmemek kaydıyla eleştiren her insan da kutsaldır. çünkü insanlığa katkıda bulunmaktadır.

    igor tudor'u eleştirenler, haklı çıkmak için galatasaray'ın başarısız olmasını istiyormuş. bu vebalı düşünce tarzıdır. çünkü bir galatasaraylı herhangi bir şeyi eleştiriyorsa, asıl amacı galatasaray'ın başarılı olmasını sağlamaktır. hele hiçbir menfaat beklentisi olmadan, sadece aşkı (hobisi) nedeniyle bunu yapan sözlük yazarlarının böyle düşünmesi mümkün müdür? tabi ki hayır. biz yıllardır sabri'yi, selçuk'u, umut bulut'u ve daha nicelerini eleştirdik. bunları eleştirirken haklı çıkmak için galatasaray'ın başarısız olmasını mı istedik? asla.

    defalarca yazdım söyledim yine yazıyorum; sözlük yazarlarını hedef almak, eleştirilerinden dolayı onları suçlamak geri kafalılıktır. hakaret ve alay etmiyorsa buna hiç kimsenin hakkı yoktur.

    birtakım yazarlar var ki hamza hamzaoğlundan tutunuz, mustafa denizli'ye, umut bulut'a hatta sabri sarıoğlu'nu ve daha birçoğunu canhıraş savundular. şimdi bunların bazılarının çıkıp igor tudor bahanesiyle yazarlara saldırması çok komik değil mi? üstelik östersunds'a elenen bir teknik direktör, yerine getirebilecek birisini bulamadıkları için hala görevine devam eden bir teknik direktör ve henüz hiçbir şeyi kanıtlayamamışken.

    aldığımız galibiyetlerin sevincini yaşamak için böyle tatsız entryler girmemek için çok direndim ama bazı saldırganlar yüzünden bunları yazmak zorunda kaldım. moralini bozduğum okurlardan özür diliyorum.
  • 3444
    ilk iki haftadaki performansıyla kredisini birazcık arttıran şahıs.

    ama unutulmasın ki; bu maçlardan birini evimizde, bir diğerini ise deplasmanda fazlasıyla eksik bir osmanlıspor'a karşı oynadık. ayrıca osmanlı maçının 60.dakikadan sonrası da pek tat vermedi.

    hâlen bir şeyleri kanıtlamak zorunda. özellikle daha zorlu maçlarda, derbilerde kendisinin hocalığını görmek gerek.
  • 3448
    beni düşündüren bir konu...
    5 ağustos 2017 galatasaray hertha berlin maçı'na kadar, yani 15 gün öncesi, hatta o maçın ilk yarısı boyunca; bu takım hiçbir şey vaat etmedi. ne bir oyun anlayışı, ne o bahsettiğiniz varyasyonlar...
    ta ki; uçaktan ineli bir gün olmuş iki adamın oyuna girişine kadar... n'diaye, fernando.

    şimdi...
    tudor için erken. methiyeler düzmek için hele, hücum presi görüp gaza gelmek için çok erken. taktiksel kabiliyetlerini tartmak için, oynatmak istediği oyunu süzebilmek için...

    ben en kaba tabirle erken diyorum. tudor önemli bir oyuncu seçicisi olabilir belki, bilmiyorum. kim seçti bu oyuncuları falan filan... tudor'un ortaya koyduğu bir şey göremediğim için, tudorseverlerden özür dilemek isterim.

    diyorum ya kafamdaki soru...
    uçaktan ineli bir gün olmuş iki futbolcunun sahaya girmesine kadar, ne gördük bu takımda?
    temkinli olmakta fayda görüyorum.
  • 3449
    ilk iki hafta itibariyle oynattığı futbol geçer not almıştır. hepimiz sneijder ve osterduns meselelerinden ötürü kendisine kızgınız ama yiğidi öldürüp, hakkını teslim edeceksiniz. ilk iki hafta için gayet olumlu bir takım izledik. şu aşamada en önemli eksiklikler duran top savunmamız ve takımın düşen temposu . bunların üzerine gitmek gerekiyor.

    son olarak en kötü tudor'u biatçı terim'e tercih ederim arkadaşlar. buradan terim güzellemelerine devam edebilirsiniz ama artık bu kapıdan içeri giremez kendisi, bunu kabullenmeniz gerekir.
  • 3450
    (bkz: yılanların mahallesinden sağ çıkan iguana)

    kendisinin galatasaray'ın başında kalması için bütün olasılıklar tükenmiş gözükürken,şimdi maçlardan önce adına tezahürat yaptıracak bir konuma ulaşmıştır. şikayetçi değilim ama buradan şansıyla mı kurtuldu yoksa başından beri çıkış yolunu biliyor muydu merak ediyorum,eğer öyleyse ciddi ciddi dahi bir adamla karşı karşıyız demektir.

    geçen sezonun sonundan başlayıp,bu sezonun başından beri kendisiyle alakalı tespitim teknik olarak kafası karışık,takıntılı ve büyük ihtimalle transfer sezonunu bolca komisyonla geçirecek biri olduğuydu. dolayısıyla bir kaç konuda kendisinden özür dilemem gerek diye düşünüyorum; birincisi teknik olarak rüştünü ispatlamamış olabilir ama ciddi ciddi takıma bir rota koyup,kişilik kazandırdığı ortada. mariano'yu hücumun bir parçasına dönüştürüp,ndiaye,tolga ve belhanda'yı gomis'in arkasında birer tehdit unsuru olarak kullanması çok iyi iş. ayrıca top rakipteyken yapılan şuurlu pres ve daha önemlisi bu oyuncu kadrosunu o baskıya ikna etmesi yine önemli. ikinci olarak transfer dönemi boyunca cenk ergün ile birlikte beni büyük g.t etmiş durumdalar. geçtim komisyon transferlerini, bu kadar hedefe yönelik ve akılcı bir transfer politikasını daha önce görmemiş olabilirim. şimdi tek eksiği bir derbi galibiyeti ama ben bu filmi hatırlıyorum,içerde fenerbahçe'yi mariano,gomis ve ''küçük'' fernando'nun atacağı gollerle 3-1 yenecek,bunu hepimiz biliyoruz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın