resim
Igor Tudor
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:46
Uyruk:Hırvatistan
  • 3452
    takım defans yaparken 4-1-4-1 taktiğini öne sürüyor ki öndeki 5 li hücum presin ilk basamağını oluşturuyor. hücum yaparken ise 3-4-3 gibi duruyor takım. maicon adeta bir sağ bek, mariano ise adeta bir kanat gibi davranıyor. bunu aksayan kimse olmadan yaptığında ise takım tadından yenmiyor. bu bana göre tudorun başarısı.
    kendisinin de belirttiği gibi duran topa çare bulabilirse bu takım ya ancak bireysel hatadan ya da yorgunluğa gelip salaklaştıkları an gol yiyebilir.
    inşallah bundan sonraki işlerden alnının akıyla çıkar.
    maç içinde oyuncularla arasının da iyi olduğunu, diyaloglarının güzel olduğunu gördüm.
    belhandanın serdar'ın kucağına bombayı bıraktığı an belhandayla konuşması ve vücut dilleri gayet iyi geldi. oyundan çıkan oyuncularla da aynı şekilde.
    bizi sevindir biz de seni sevelim. yolun açık olsun.
    düzenleme: imla.
  • 3453
    hocanın asamoah'ı linnes yerine değil tolga yerine düşündüğünü sanıyorum. tolga, hücum ve savunmada değişen formasyonların her ikisinde de sol iç oynadı. fakat kanada kayması gerektiği kadar kaymadı. ilk kez oynadı çünkü bunu. tudor'un tolga'yı asamoah'ı oynatmayı düşündüğü rolde kullandığını düşünüyorum. feghouli de oyunu yanlış okumadıysam garry yerine yazılacak. sanıldığı gibi bir kanatta garry diğer kanatta feghouli olmayacak. şu an en büyük soru işareti asamoah tolga yerine mi yoksa linnes yerine mi yazılacak. bakalım.
  • 3454
    sezona süper bir giriş yapan takımımızın teknik direktörü. bu tarz baskılı bir futbol oynatmak istediği geldiği andan itibaren fiziksel yükü ağır idmanlar yaptırmasından belliydi. sürekli pres yapıp ısıran bir takım hepimizin hayali ve iki maçtır bu hayali yaşıyoruz. ancak benim kafamda hocayla ilgili hala soru işaretleri var. takım süper gidiyor ve önümüze geleni devirmeye muhtemelen 5-6 maç daha devam ederiz. ancak takım elbet kaybedecek. işte bu kaybedilen, düşülen durumlardan takımı nasıl kaldıracağını çok merak ediyorum. gelmesini çok istedim, hep söyledim, 10 sene sonra çok büyük hoca olacak diye, geldi ve geldikten sonra o kadar saçma sapan işler yaptı ki hoca, doğal olarak ben dahil çoğu insan bu sezonun ilk yarısını takımın başında bitiremeyeceğini düşündü. ancak eline inanılmaz kapasiteli ve kaliteli bir kadro verildi, yani türkiye liginde ölüsüyle maç alabilecek bir kadromuz var. benim kafamı kurcalayan durum da bundan dolayı. kadro mu kazanıyor yoksa tudor stratejisini gerçekten iyi mi belirliyor? şüphesiz durumun ne olduğunu zaman belirleyecek. kendisine güvenmiyorum ancak kenarda gördüğümde mutlu oluyorum çünkü yanında oturan leşlerin yiyemeyeceği karakterde bir adam ve bir otorite olduğu net bir şekilde belli. umarım çok başarılı olursun hocam.
  • 3456
    kendisine teşekkür edeceğim en büyük nokta; takımdaki bütün çöpleri temizlemesi ve formayı hakedene vermesi. önceki entrylerimde açıkça görülebilir kendisine karşıyım. yeterli olmadığı düşüncesindeyim. ama takımı böyle oynatsın ben tükürdüğümü yalamaya razıyım. desteklerimiz seninle hocam inşallah altından kalkarsın bu işin.
  • 3457
    hep gol atip one gectigimiz maclarda kenarda olan hocamiz.

    bir de one gectigimiz maclarda sahaya girip defans oynadigi zamanda gorelim bakalim takim mi oynuyor yokda kendisi mi oynatiyor.

    bir de oyundan atildiginda anlayalim bakalim kendisi kenardayken mi oynuyor takim yoksa yokken mi ?

    bir de bizden gittiginde anlayalim bizim takim mi oynuyor yoksa gercekten kendisi gittigi yerde oyun felsefesini mi asiliyor.

    hadi bakalim ? takim 8-9 kisi kalinca gorelim o zaman hoca derim ben ona.
  • 3459
    kendisinden iki tane isteğim olan teknik direktör.

    birincisi takımın yaptığı presler çok hoşuma gidiyor ama sanki bu presler furbolcuların daha az efor sarfedeceği şekilde sistemli olmalı ki bunu 90 dakikaya yayalım ve takımın temposu düşmesin.

    ikincisi savunmada daha oturaklı olmamız ve daha net bir görev paylaşımına sahip olmamız gerekiyor gibi gözüküyor.

    belki de topçularımız bunlara henüz tam anlamıyla alışamamıştır ve taktik disiplinleri tam anlamıyla oturtamamıştır bilemiyorum. ama iyi yoldasın hocam..
  • 3460
    hala daha eleştirilecek bir sürü şey sayılabilir. ama düzgün insanlardan, ahlaklı ve işine saygılı adamlardan oluşan kadro kuracağız gibi bir şeyler demişti. yapılan transferlere bakıyorum da hakikaten dediğini yapmış. benim izlenimlerim şöyle:

    - belhanda. alışılmış 10 numaraların aksine hareketli, koşan, pres yapan bir oyuncu. güler yüzlü bir insan.
    - maicon. çok sert görüşünüşlü. kel, boylu, kalıplı. fakat güler yüzlü. yumuşak huylu birine benziyor.
    - mariano. işini çok iyi yapan ağırbaşlı, düzgün bir insan.
    - fernando. fizikli, kuvvetli, sert fakat pislik bir adam değil.
    - n'diaye. hareketli, koşan, mücadele eden takımı için canını verecek gibi performans sergileyen biri. hukuk okuyan, güler yüzlü, pırıl pırıl bir senegalli.
    - feghouli. kuzey afrikalı futbolcuların kötü şöhretinin aksine hucüm yönünün yanında takımına defansif katkısıyla bilinen bir kanat oyuncusu.
    - bafetimbi gomis. çalışkan, ayağından roket atan, kuvvetli, mücadeleci, pres yapan, iyi bir golcü. bunların yanında sürekli gülen, insanlara sıcak ve samimi davranan, sempatik, yakışıklı, beyefendi bir adam.

    inşallah bu görüşlerimde yanılmam. ama oyunculardaki bu birliktelik, bu aidiyet ve mutluluk yanılmadığımı gösteriyor. umarım tudor bu duyguları besler. devam ettirir. lütfen hepimizi mahcup et hocam. sevinmeye, en çok da oyuncularımızla gurur duymaya inanılmaz ihtiyacımız var.
  • 3461
    yangıncı taraftarımız tarafından itibarsızlaştırma çalışmasına devam edilmesi garibime giden teknik direktör. ligin zayıf takımlarını yendi, bir de şurda görelim falan diye, ezeli rakip taraftarlarının kullandığı cümlelerin birebiri kullanılıyor. galatasaray'ın son yıllarda ilk kez genlerimize uygun futbol oynuyor oluşundaki her gram katkısı için kendisine teşekkür ediyorum. hoş, takım iyi, kendisinin bir etkisi yok diyenler var. 2-0 önde olduğun deplasmanda, kendisinden ayrılan bölgenin dışına çıkıp önde pres yaptıran da o değildi galiba.

    tuttuğun takımın hafta sonu maçı var. ve ilk kez maçları sabırsızlıkla beklenecek bir takımımız var uzun bir zaman sonra. şundan keyif almak yerine hala açıklar aramak, birilerini gömmeye çalışmak tam da bu yangıncı tayfaya göre bir iş. hani diyorlar ya egolu diye. bence asıl ego kendilerinde. arada bir dönüp aynaya baksalar iyi olur.

    neyse. bu sezon oynattığı hybrid formasyonuyla beni şaşırtan hocamızdır. kağıt üstünde asimetrik bir 4-3-3 gibi duran taktik, biz hücumdayken 3-4-3'ümsü bir dizilişe dönüşüyor. fernando regista rolüyle stoperlerin arasına gelirken, bekler birer kanat gibi ilerde. rolü anlaması en zor oyuncu tolga zaten içe kayarken, rodriguez de sağa yakın olsa da serbest bir rolde, yardımcı forvetimsi bir şekilde oynuyor. bunu en iyi maç sonlarında çıkan "ortalama pozisyonlar" çizelgesinden görebiliyoruz. takımın bu asimetrisi ve çok fazla yer değiştirmesi, rakipleri ciddi anlamda şaşırtıp, önlem almalarını zorlaştırıyor. yıllardır oynadığımız statik 4-2-3-1'e iyi çalışan her anadolu takımı bizi kitleyebiliyordu. ama bu bahsettiğim hybrid sistemde belirli bir odak noktamız olmadığından, rakip kimi tutacağını, neye önlem alacağını çözene kadar zaten 2-3 tane sallamış oluyoruz. lig devam ettikçe ve oyunumuz görüldükçe daha dikkatli olacaklardır ama bizim de her geçen maçla uyumumuzun artacağı, yeni önemli parçaların takıma gireceği düşünüldüğünde gerçekten epey can yakabiliriz gibi görünüyor.

    bir de şunu görelim, bir de amuda kalkarken maç alabiliyor mu onu görelim nedir abi ya. tabii ki farklı senaryoda maçlarda puanlar kaybedilecek. sonuçta sıfırdan kurulan bir takım var ortada. unutmayalım ki bu kulübü, camiayı, ülkeyi avcunun içi gibi bilen terim bile 2011'de yeni kurulan takımıyla ilk 10 hafta bir sürü puan kaybetmiş ve takımı oturtamamıştı. fener maçıyla birlikte o baskılı 4-4-2'ye geçebilmiştik. kolay değil yani, zaman alıyor böyle şeyler. o yüzden bu takım da illa ki bir yerlerde puan bırakacak. gelip de "aha bak ben demiştim, bu adam hoca değil!!!" muhabbeti yapmak için pusuda beklemek yerine futbolumuzdan keyif almayın deneyin derim ben.

    yolumuz uzun, güveniyoruz hoca.
  • 3462
    kendisine karabükten galatasaray yolunu açan şey 1-kompakt ve mücadeleci bir karabük oluşturması 2-diğer süper lig hocaları gibi 4-5-1 daya 3 ön libero koy kafasında olmaması 3-çağdaş taktikleri her an deneyebilmesi

    şimdi bu taktiksel konuyu birazcık açalım

    geçen sene karabük ile seyircisiz maçta ilk defa izledik biz tudoru. karabükte bulunduğu sürece oynattığı 3-4-3'ün verimli olduğunu gördük. kalabalık orta saha ve uygulanan pres 3 defansif orta saha ile maça çıkmaya çalışan, ziya doğan kafasındaki süper lig hocalarını zor durumda bıraktı. 2 merkezi orta saha 2 kanat bek 2 forvet arkası ile orta saha egemenliği çoğu maçta anadolu ekiplerine karşı başarılı oldu ve bu başarı galatasaray kapısını kendisine açtı

    ilk geldiği maç için- yanlışımız olmasın varsa affola- perşembe gelmiş ve mecburen maça az taktiksel antreman ile çıkmış, taktiksel varyasyonlarını görememiştik. takımın 4-2-3-1 ile puan kaybetmesi mevcuttu. gençlerbirliği ve beşiktaş maçlarında iyi uygulanan 3-4-3 ancak uygun olmayan oyuncu profilleri ve talihsiz goller sebebiyle 3-4-3 rafa kalkıp, kendisi sezonu 4-2-3-1 ile bitirmişti.

    arkadaşlar galatasaray futbol takımının 4-2-3-1 denen illetten bir an önce kurtulması lazımdı ve tudor belki avrupa liginden elendikten sonra belki de istediği oyuncu profili değiştikten sonra buna karar verdi.

    4-2-3-1 tarihçesi: 92 dünya kupasından sonra düşüşe geçen 3 defanslı taktikler, yerini hızlı bir şekilde 4lü taktiklere bıraktı. ingiliz futbolunda her zaman en popüler taktiklerden olan 4-4-2 hem 2 forveti ile yeterince gol izlettiriyor, hem de çift yonlu oynama işini yeteneksiz kenar beklerden alıp, kısmen daha teknik olan kanat oyuncularına yüklüyordu. 2000ler ilerlerken ise başarılı 4-4-2 durdurulmalıydı ve antitez bulundu. orta sahadaki kişi sayısını forvetten bir kişi düşmesini göze alarak arttırdılar ve 4-4-2 oynayan takımların forvetlerinin top hakimiyetinde gözle görülür düşüş oldu. düşüş olmayan takımlar ise yeterince teknik ve dirençli orta sahaları olan büyük takımlardı.

    türkiyede alexli fenerbahçe dışında hiç bir zaman efektif bir 4-2-3-1 oynanmadı. galatasarayımızın en iyi kanat oyunculu zamanlarında bile(arda-kewell-keita vb..) 4-2-3-1 ister istemez 4-5-1e evriliyor. orta sahadaki top yüzdeleri yalnız kalan tek forvetle yapılan set oyunlarında gol olarak skorborda yansımıyordu.
    2007-2008:kalli. lincolnün oynayıp,oynamamak arasında kaldığı, taktik olarak 4-2-3-1 ve 4-4-2 görülüyor.sonuç:şampiyonluk
    2008-2009: skibbe-bülent k. arda-lincoln-kewell-baros(nonda)'lı sene.4-2-3-1 ana taktik. skibbe sene sonunu göremiyor, bülentle olmuyor. ancak set oyun oynamak zorunda kalmadığımız avrupa maçlarında başarılı bir performans vardı.sonuç:(bkz: skib bıraktı)
    2009-2010: rijkard.total futbol olarak geldi. arda-elano-keita-baros(jo-dos santos-nonda). bakınca tank gibi hücum hattı ancak 4-3-3 ve elanonun arkası dolu değil. bir sene daha devam dendi.
    2010-2011: rijkard-hagi-bülent ünder. aslında bu üçlü o yaşta sahaya çıkıp oynasa gs daha başarılı olurdu. taktik bilmiyoruz öyle kara delik bi seneydi. ben kafamdan sildim o seneyi. sonuç: (bkz: kara delik)
    2011-2012: terim. belki de türkiyede uygulanan en başarılı 4-4-2. sonuç:şampiyonluk
    2012-2013: terim. sneijder ve drogba öncesi 4-4-2, sonrasında 4-3-1-2. sonuç: şampiyonluk
    2013-2014: mancini. bol varyasyon, sneijderin trequartista olduğu zamanlar. 3lü ve 4lü bi sürü taktik gördük. çok etkili oyunlar seyrettik. sonuç: gs 2.
    2014-2015: prandelli-hamza. prandellinin başta gsye 4-2-3-1 oynatmak zorunda hissetmesi. sonrasında 3lü uygulamaya çalışırken herkesten 4 yememiz. sonuç: hamza bey ile gelen şampiyonluk ama nasıl oldu hala şaşkınım.
    2015-2016: hamza-m.denizli-riekerink. sonuç:(bkz: kara delik reloaded)
    2016-2017: riekerink-tudor. sonuç: (bkz: kara delik revolution)

    şimdi son on seneye bakarsak, gelen şampiyonluklar ve en başarısız olduğumuz seneler incelenirse ne demek istediğim daha net anlaşılacaktır. türk futbolundaki bir çok stoper, sırf fiziği ve staminası var diye oynayan ortalama 70-80 futbol iqsuna sahip, yenice budaksız odundan evrilmiş kişiler. eğer sen bu iki budaksız odunun kucağına, tek forvetini koyarsan, kanat oyuncuların ceza sahası çaprazlarında(köşelerinde ya da yayda) değil de taç çizgisinde beklerse, on numaran dribbling ile içe katatebilen ya da 2. santrofor özellikleri olmayan biri ise başarılı olman imkansız. bu durumda yapılabilcek 2 şey var

    1)4-4-2ye dön. 2 defansı 2forvetle eşle. illa ki adam paylaşım hatası olacaktır.
    2)tudorun şu an yaptığını yap...
    peki tudor şu an napıyor
    mariano-maicon-serdar-linnes
    ndiaye-fernando-tolga
    garry-belhanda
    gomis
    aslında şuan gs 4-3-2-1 formasyonu ile sahaya çıkıyor. kağıt üzerinde la bu çam ağacı ne işe yaricak noelde keseriz en fazla diyorsun, bu taktikle noeli de göremez tudor diyorsun ama olayın trik noktası rakamlarda değil felsefede. defans çizgisinin önde olması, takım boyunun kısaltılmasına, 3 merkez ortasahanın top rakipteyken omurgayı sapasağlam tutmasına yol açıyor. gomis belhanda ve garrynin takım presine katkısı ile yaklaşık 6 kişilik bir grup sahanın 40 metresini defansif manada parselleyebiliyor. peki atakta durum nasıl
    maicon-fernando-serdar
    mariano-ndiaye-tolga-linnes
    garry belanda
    gomiş
    fernandonun başarılı top çıkarma, kesicilik ve sertlik özellikleri sebebiyle iki stoper arasına gömülmesi, önceden stoperlerden pas bekleyen beklerimizin orta saha çizgisinin 15 metre geride durmasına sebep olurken, şimdi orta saha çizgisinin 5 metre önünde durmasına sebep oluyor ve orta saha 2 bek 2 merkez orta saha ile dörtleniyor. 2 b2b orta sahamızın dinamizmi, 2 forvet arkası sarkık oyuncumuzun rakip stoper ve bekleri arasındaki koridorları doğru değerlendirmesi sebebiyle galatasaray bir anda hücumları 6-7 kişi yapar oluyor, tek forvet (gerçi gomise tek forvet demek ayıp olur) olmanın dez avantaji bir anda 3 forvet 4 orta sahalı bir avantaja dönüyor. ataklardaki bu diziliş tudor beyin karabükte başarılı ile uyguladığı 3-4-3ün örneğidir ve şuan işlemektedir. kendisinin bu taktikte devam etmesi ile birlikte daha iyi yerlere geleceğimizi ümit ediyorum.
  • 3463
    alkollüyken araç kullanmamak gibi, duygusal olarak yüksekken klavyeden uzak durmamız gerektiğini gösteren hoca. bu takımın kurulmasında ve bu futbolu oynamasında en büyük pay sahibidir. en ufak hatasında yangına vermeniz bu kulübe ve oluşan atmosfere büyük darbe vurur. sizin demediğinizi bırakmayarak oluşturduğunuz kamuoyu aradan geçen 2 haftaya rağmen hala takımın üzerine yapışık vaziyette. zamanı geldiğinde bakalım tudor nasıl batıracakçıların özür dilemesi ve aşk mektubu yazmaları ise 30 saniyelerini alacak. safi rüzgarsınız.

    onu bunu geçtim her şeyden öte, galatasaray futbol takımı hocasıdır.
  • 3465
    daha önce kendi istediğimiz oyunu oynayamıyorduk, şimdi kurduğumuz kaliteli takım ile istediğimiz ve beklediğimiz oyunu oynayabiliyoruz diyen teknik direktörümüz. burada aslında ben hep orta saha istedim en başta demeye çalışıyor. çünkü orta sahan iyi ise gerisi geliyor. omurga sağlam olacak arkadaş. bak tolgaya ulan geçen sene tukaka dediğimiz adam bile parlıyor resmen. keza linnes de öyle. bu sebeple kendisine saygım var. eksisi çok. ama başarılı olacaktır. haydi tudor!
  • 3466
    üç buçuk ay önce #2158676 numaralı yazımda, ne dediysem, hemen hemen hepsini yaptı tudor,
    ve şimdi haklı olmanın gururunu yaşıyorum.

    sadece östersunds maçından sonra, artık ben de tahammül edemiyorum dedim çünkü o bir facia idi.
    şimdi herkes hem takıma, hem de tudor'a destek olmalı.

    ali ece'nin de dediği gibi, diğer takımları bekleyen en büyük tehlike, galatasaray taraftarının takımı ile bütünleşmesi.
  • 3467
    sırf kendini haklı çıksın diye, tudor'un başarısız olmasını isteyeceklerin varolduğuna malesef inanıyorum.

    yeni kültür, yeni anlayış bu şekilde, o kişilerin kabahati yok. ben hep haklıyım, diğer herkes haksız ve hatalı düşüncesi yapılan doğru şeyleri görmeyi engelliyor. hata yapmak, dünyanın en kötü ve korkutucu olgusuymuş gibi lanse ediliyor yıllardır. kurtlar vadisinda hata yapanın canı alınıyor, arka sokaklarda hata yaparsanız vuruluyorsunuz, işler güçler de hata yaparsanız işsiz kalıyorsunuz, kardeş payında hata yaparsanız kimse sizi ciddi almıyor, leyla ile mecnunda leyla gidiyor gibi popüler dizilerde bile hatanın cezası kesiliyor.

    aslında olması gereken şu diye düşünüyorum, hata mı yaptık, o hatayı kabul ettik mi, kendi payımıza dersimizi aldık mı, hatayı tazmin ettik mi, gönüller alındı mı sıkıntı kalmaz. ben igor tudor'u hata yaptığında hep bir özür ve telafi peşinde gördüm. östersund elendiğinde bizi o saygısız basın mensuplarının iğrenç bir üslup ile sordukları soruları yine de efendi efendi cevapladığını gördüm.

    igor tudor bu bakımdan hep yapıcı biriydi, sıra kendisinin başarısız olmasını sırf ben dedim demek icin isteyen taraftarda. elinizi vicdanıza götürün ve dürüst olun.
  • 3468
    tudor'un en ağır şekilde eleştirenlerden biriyim bu sözlük özelinde. çünkü tarzı ve tavrını doğru bulmuyordum geçen sene. o kadar bariz hatalar yaptı ki, şampiyonluk yarışından çok çabuk kopmamıza neden oldu. o dönem için içinde bulunduğu şartlardan da dolayı başarısız bir performans ortaya koydu. ama yeni sezonun ilk iki maçında bambaşka bir takım izletiyor bize. 96-2000 ve 2011-2013 arasındaki terim dönemlerinin heyecanını tekrar hissettirdi bana. kendisi ile kişisel anlamda hiçbir problemim olamaz, dolayısı ile galatasaray'ın menfaatine olacak şekilde oynatıyorsa takımı, elestirilerimizi iyi yönde de yapmayı biliriz. ahlaki ve vicdani olan da budur zira. iki haftadır sahada rakibini adeta nakavt eden bir takım olacak ve ben kendisine hala mesnetsiz eleştiriler getireceğim öyle mi? tabii ki de doğru olan neyse onu yapacağız. iki hafta içinde bizi gerçekten mutlu etti ancak bu sadece iyi bir başlangıç olarak değerlendirilebilir. yetenek bazında bir miktar daha eksik olan bu yeni takımın fizik gücünü mutlaka yüksek düzeyde tutması gerekiyor. çünkü öyle haftalar, öyle maçlar gelecek ki fizik gücümüz geçtiğimiz iki haftadaki gibi 60'da tükenirse, nispeten daha güçlü bir ekiple oynadigimizda başımıza bela açılma olasılığı epey artar. o yüzden vur kırbacı hocam diyorum. :) bir de serdar aziz mevzusu başını yakmadan bir stoper transferi daha yapıp, huzura kavuştur bizi hocam. sonra hepimiz geriye yaslanıp, rahatça izleriz zaten maçları.
  • 3469
    geçen sene eleştirenlerin de, şuan da övenlerin de çok haklı sebepleri olan teknik direktör. o sebeple kimse kimseye laf sokmasın bence.
    2017 - 2018 sezonu için doğruları yanlışlarından fazla. bugünlerin keyfini çıkartalım. kadro yapımız ve buna bağlı oyun sistemimiz, kabuk değiştiriyor.
    öyle 30+ yaş bir kadro yapılanmamız da yok. en az 4 - 5 sene ekmeğini yiyeceğimiz bir yapılanma var ortada. ufak tefek dokunuşlarla daha da mükemmel olabilir.

    ben bu seneyi bu yapılanmaya kurban vermeye bile hazırken, takım istim üzerinde bir oyunla ilk iki haftayı geri de bıraktı, eğer ki aynı oyun ile devam eder ve büyük maçları / derbileri de aynı düzen ile oynar kazanırsak, nirvanaya ulaşmış oluruz.
    bu sene ki şampiyonluk, 96 - 97 sezonu şampiyonluğu gibi bir avrupa kupasının habercisi de olabilir, o kadar kritik.
  • 3470
    hakkında hep olumsuz şeyler yazdım, çok fazla olumsuzluk gördüm kendisinde zira.
    yaptığı saçmalıkları 2 galibiyetle unutacak değilim ancak kendisi galatasaray'ın hocasıdır ve eleştirsem bile desteklemek durumundayım.
    mevcut kadroda tudor'un payı olduğu fikrine pek katılmıyorum. dursun götü kurtarmak için harcayacaktı, harcadı.
    geleyim tudor ile ilgili olumlu bulduğum noktaya. galatasaray'ın genlerinde vardır presle oynamak, önde basmak, coşkuyla saldırmak.
    kadro çok iyi ama ben topun gerisinde kalacağız, topa sahip olup, pas oyunu oynayacağız diye korkuyordum.
    bu kadro aykut'ta falan olsa olacağı o idi.
    önümüzdeki dönemde de yapacağı hataları galatasaray'ımın iyiliği için eleştirir, katacağı iyi şeyler için de destekler, teşekkür ederim.
    bir an önce şu duran top işini halletmesi gerekiyor, kendi yapamıyorsa kapris yapmasın yardım alsın.
    mevzu bahis galatasaray'sa gerisi teferruttır.
  • 3472
    oyuncu değişiklikleri konusunda çok çalışması gereken hoca. çünkü kenarda mbappe, dybala, pogba, ronaldo, pirlo ayarında oyuncular var. örneğin pirlo selçuk'u ne zaman hangi durumda oyuna sokmalı ya da ronaldo yasin'i rakibin gardının düştüğü bir zaman aralığına denk getirip takıma almalı mıdır bu konuları acilen ve de ivedilikle halletmelidir. ne değişik adamlarsınız olum. sabahtan akşama şu çöp bu çöp diye kadronun altından girip üstünden çıkarsınız sonra da oyuncu değişiklikleri konusunda çalışması gereken hoca dersiniz. ne desem ne yapsam hangi taşı bağrıma bassam bilemedim ki.
App Store'dan indirin Google Play'den alın