resim
Igor Tudor
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:46
Uyruk:Hırvatistan
  • 6818
    marsilya'nın başında fransa ligine iyi bir başlangıç yapan eski teknik direktörümüz.

    taraftarımızdaki tudor sevgisini oldukça iyi anlamakla beraber bu özlemin/övgünün sebebinin tudor'un sadece yapabildikleri değil de vadettikleri olduğunu düşünüyorum.

    1-) kadro mühendisliği: yeni kurduğu kadronun maaş skalası ne olursa olsun oynatmak istediği oyuna uygun, tempolu ve aynı zamanda bunu oyun aklıyla birleştiren oyunculardan oluşması. belhanda, feghouli, mariano vs. hatta sol stopere ısrarla acerbi istemişti ancak bonservisi fazla geldiği için maicon'u alabilmiştik.

    2-) taktik bilgisi: italyan ekolünden geliyor. maç içinde duruma göre değişken formasyonlar kullanabiliyordu. 3'lü savunma ile ilgili eleştiriler geldikten sonra kağıt üstünde 4'lü gösterip sonradan eleştiriler kesildiğinde tv programında "aslında biz 3'lü savunma oynamaya devam ettik" diye medyayla dalga geçmişti.

    3-) fiziksel dayanıklılık: o sezonki tempo ve fiziksel dayanıklılığı sonraki senelerde gördüğümüzü hatırlamıyorum. bol presli ve tempolu oyun hala hepimizin aklının bir köşesinde.

    taraftarın tudor ideasındaki en çok öne çıkarılan veriler bu üç madde olsa da benim aklıma kazınan diğer bir nokta östersunds faciasından sonra medya mensuplarına karşı sabırla ve tek tek cevap verdiği basın toplantısıydı. o dönemlerde diğer rakip yerli teknik direktörler gibi basın toplantısından kaçmamıştı.

    peki bu yukarıdaki özellikler başlı başına başarılı olmak için yeterli miydi? futboldan duygusal zekayı, adam yönetimini, insani faktörleri çıkarırsak yetebilirdi ancak öyle bir dünya yok. tudor bir kere duygusal zekasını her zaman iyi kullanamayan bir adam. ikili ilişkilerde bolca sorun yaşayabilen, karşısındaki oyuncu grubunun makine gibi duygusuz olmasını isteyen biri. bu da onun teknik adamlık kariyerinde istikrarlı bir grafik çizememesine sebebiyet veriyor bana kalırsa. karşısındaki grubun insan olduğunu, insanların duygularının olduğunu ve farklı karakter yapılarına sahip olduklarını idrak edemezse işi oldukça zor. şu an marsilya kariyeri de bunun net örneği. ilk başta taraftar ve oyuncu grubuyla yaşadığı problemlerle gündeme geldi. sonrasında aldığı başarılı sonuçlarla gündemde. korkarım ki sırada yine bir ikili ilişkide veya oyuncu grubuyla yaşayacağı bir sorun var ve ardından marsilya kariyeri de inişler çıkışlarla sonlanacak.
  • 582
    isterseniz morinhoyu getirin takımın başına sabri yine taç bile atamayacak , semih yine sağına pas veremeyecek ,selçuk yine yalandan top çevirecek yasinlere tolgalara cavandalara hiç girmiyorum bile arkadaşlar kabullenin veya kabullenmeyin işin aslı 4-2-3-1 veya 3-5-2 değil oralara gelene kadar galatasaray antrenmanına alınmayacak adamların bu kulübü bol sıfırlı kontratlarla sömürmesi var bu tablo yönetimin eseridir.
    şimdi podolskiyi ahmet çalık fiyatına satıp (ahmet'e yeteneksiz demiyorum burada)yerine yeteneksiz yerli futbolcu almaya niyetli zihniyet öncelikli konuşulması gereken yoksa tudor 3 puan almış 2 puan bırakmış linnesi çıkarmış çok önemli değil .benim görüşüm sezon sonu bunlara kapı önünü gösterebilecek irade koyacaksa sonuna kadar desteklerim tudor'u kaçan şampiyonluk olsun zaten galatasaray gibi oynamadıktan sonra zulüm oluyor maçları izlemesi.
  • 5174
    bazı oyuncularla problem yaşadığını basın söylüyor. bunun ne kadarı doğru bilemem. ama tudor'un geleceğinde bu durum son derece etkili olacak. futbolcuya dayalı düzen dünyanın her yerinde geçerlidir. bu işin tabiatında vardır. bundan ancak alex ferguson gibi tanrı teknik direktörler kurtulabilir. * mesela oyuncular istemedi, mourinho chelsea'den gitti, mesela oyuncular istemedi, ancelotti bayern münih'ten gitti. tudor'u da oyuncular istemezse tudor gider. bizde de hamza'nın sonu aldığı kötü sonuçlardan olmadı. hamza umut bulut'a fazla takınca bazı oyuncuların şikayetiyle teknik direktör gitti. bizde de yaşanıyor böyle olaylar. ayrıca bu durum maç satmayla eşdeğer bir durum değil. teknik direktörle her kavgalı futbolcu maç satar diye bir kaide yok. sadece bazı oyuncuların performansları doğal olarak düşer.

    dediğim gibi akıbeti aldığı sonuçlardan ziyade oyuncu-yönetim-taraftar arasındaki güven ilişkileriyle ilgili. futbol böyle bir şey. 1 hafta önce derbide 3-0 yeniliyorsun, taraftar tesislerde istifa diyor. sonraki maçta devre arasına 0-2 yenik giriyorsun, bütün stat istifa diye bağırıyor. maç çevriliyor, sonra bir bakıyorsun galatasaray hala lider. ama tudor'a lider takımın hocası gözüyle kimse bakmıyor. en ufak sallantıda yine kendisi tartışılacak. buradaki sorun aldığı alamadığı sonuçlar değil. tudor'un kredisi yok. ayrıca sezon ortasında hoca kovma gibi bir alışkanlığımız var. bundan kendimizi alamıyoruz. bugün burada herkes tudor'u destekleyelim diyor. 2 hafta sonra ne yazacağımız ise meçhul. ben tudor'u beğenmiyorum ve desteklemiyorum da. ben sezon sonunda şampiyon olamazsa kovalım diyorum. ama bir kez daha belirtiyorum ki eğer tudor'un oyuncularla ve taraftarla güven ilişkisi bitmişse kendisiyle devam etmenin de bir manası kalmaz.
  • 2714
    bu senenin kaybedilmemesi için acil gönderilmesi gereken teknik direktörümüz;

    normalde teknik direktörlere zaman verilmesi gerektiğini düşünüyorum. ancak normal zamanlardan geçmediğimiz aşikar. tudor ile olmayacak bu anlaşıldı. sebeplerime gelince:

    1- snejder süreci hocayı oldukça yıprattı. östersund a karşı tur geçilse bile hocanın kredisi bir hayli azaldı ve ilerleyen süreçte işi zor.

    2- hocanın oynattığı oyun, oyuncu seçimleri ve oyuncu değişiklikleri tam bir felaket. misal östersund karşısında sinan hangi akla hizmet forvet arkası oynatılır? ikinci yarıda oyundan çıkana kadar sinan’ı göremedik. ayrıca sahada olmayan sinan'ın ancak 89. dakikada oyundan çıkmasına ne demeli?

    bir diğer misal; geçen sezon şampiyonluktan kopmamıza neden olan beşiktaş maçı. durduk yerde büyük macera aramış ve kritik derbiye takımın hiç alışık olmadığı üçlü defans uygulaması ile çıkılmıştı.

    hoca daha önceki açıklamalarında riekerink zamanında g.saray'ın tek oyun planı olduğunu söylemişti. önde baskı yapan östersund karşısında ben doğru düzgün bir oyun planı göremedim. oyunun neredeyse bir 75 dakikalık bölümünde rakibin ceza alanına girmeyi başaramadık. hani senin b planın, hani c planın?

    3- hocanın oyuncu yönetimi de bir felaket. elinde sneijder gibi bir oyuncu varken neden oyuncunla ters düşersin? aynı şekilde brumayla yaşadığı sıkıntılarda hala hafızalarda. hayatımda ilk kez bir oyuncunun sakatlık vs dışında daha 17. dakikada oyundan alındığını gördüm. bumu dur yani hocalık? ayrıca yeni gelenlerle hocanın sorun yaşamayacağı ne malum?

    kısaca lucescu'da boştayken hiç zaman kaybetmeden takımın başına getirilmeli. yanına hatırladığım kadarıyla a.demirspor ile anlaşamamış hasan şaş cuk oturur. futbolculuğu zamanında 2006 ve 2008 şampiyonluklarında takıma ağabeylik yaparak olumlu etki yarattığı çok konuşulmuştu. ayrıca şampiyon olduğumuz 2011-12 ve 2012-13 sezonlarında teknik heyette idi. lucescu ile de geçmişte iyi bir ilişkileri vardı.

    bizi silbaştan bir kadro kurulurken ve bu kaos ortamından ancak kurt bir hoca çıkarabilir. lucescu aradığımız adam.
  • 2096
    hocanın ntvspor'daki yayında söylediği en önemli şeylerden biri, hücum futbolu oynayan ve ileride basan bir takım yaratma isteğiydi.

    bunun için de elinde ileride basarken dönen ribaundları alacak, atakları kesecek, adam kovalayacak orta sahalar lazım. selçuk inan'ın bu işi gölgelerin gücü adına yaptığını biliyoruz. sevimli hayaletimizle bu sistemi oynamak zor ve defolu olacağından en az bir tane adam yiyen orta saha aldırması şart oğlu şart. hatta ideal olanı 2 tane aldırması. böylece orta ikili için 2 transfer ve tolga, selçuk'la iyi bir rotasyon sağlayabiliriz. uzun bir sezon olacak çünkü.

    riekerink'ten ağzı yanan biz, bu sebepten henüz kendisini ispat çabasında olan ve geldiği günden beri istediği skorları alamayan tudor'a karşı biraz mesafeli duruyoruz. bir de sneijder ve bruma'yla yaşadığı sorunlar hocanın yıldız oyuncularla problem yaşama ihtimali bizi tedirgin eden şeylerden diğeri.

    dilerim yönetimi doğru transfer konusunda sıkıştırır ve iyi bir kadro planlaması ile iyi de bir kamp dönemiyle lige hızlı bir giriş yapar, taraftarı da arkasına alır.

    artık bizimle büyüyen ve bizim simeone'miz olacak, bizim conte'miz olacak adamı istiyoruz.
  • 1132
    bu maç özelinde eksileri var bence.. josue ve garry ile maça başlamalıydı. sneijder'i son yarım saat değerlendirebilirdi. sakat oyuncuların eksikliği, bazı oyuncuların 1-2 antreman ile maça çıkmaları etkilemiştir. ancak şu var, doğru düzgün stoperi ve orta sahası olmayan takımda yerden yere vuruluyor. ts'un baskı yaptığı anda 2 orta sahamız top çıkartamadılar. çünkü ikisi de ağır oyuncular, dönemiyorlar. o baskıdan çıkmak için yetenekli bir oyuncuya ihtiyaç var. defanstan top çıkartacak stoper yok. oyunu kanatlara indiriyoruz, içerde santrafor yok. poldi sürekli dışarı çıkıyor. bakın takımın beki vasat olur ve bu bir şekilde idare edilebilir. ama iskelet kötü olunca, her yer dökülür. o yüzden hocaya bugün için bazı şeylerden dolayı kızabilirsiniz ama şunu unutmayın, bizim sorunumuz hoca değil.. en önemli sorun yönetim ve oyuncu grubudur.
  • 1076
    ağır idman yaptırıyor olması nedeniyle eleştirilen, uzun zaman sonra kavuştuğumuz, saha kenarında maçı yaşayan hocalardan. nitekim uzun süredir maç sırasında maçı yaşayan bir hocamız yoktu.

    şimdi gelelim ağır idman konusuna.

    adamın taktiksel anlamda belli bir plan ve programı var. bu plan ve programın tutması için de belli ki sürekli koşan adamlara ihtiyacı var. mustafa denizli ilk geldiğinde "hamza'nın takımını hamza taktiği ile oynatmaya çalışıyo başarılı olamaz" demiştim; nitekim de olamadı.

    riekerink bey de benzer bir plan denedi ancak o da tutmadı. takımın dirençsiz olduğunu, ağır tempoda takıldığını ve pozisyon üretmek yerine yan pas geri pas yaptığını gördük.

    şimdi bu adam bir yenilik getirme çabası içinde. diyor ki takım koşsun, bassın, ısırsın. bunu biz de istiyoruz. şimdi elinde sihirli değnek olmadığından, mevcut antrenmanı ile bu takım koşamaz. koşabilse idi bu durumda olmazdık. adam bunun için takıma yükleme yapıyor. takımın daha çok koştuğunu ve dönen, boşta kalan topları kovaladığını görüyoruz. hatta geçen sporxte sanırım bir haber vardı rebound sayısı arttı dönen topları alıyor artık galatasaray diye.

    neyse; özet şu: eğer karabüktekilerin götü başı atmıyorsa, chelsea'li topçuların adeleler kopuk değil ise, atletico madrid sakatlıklar yüzünden kadro kuramayacak seviyede değilse sorun hocada değil oyuncudadır. mal belli; bir aksilik olmazsa tudor seneye bu takımın başında olacak. eğer halen götü başı atan topçu varsa, belli ki bu hocayla ondan faydalanamayacağız. bu halde topçuyu göndermemiz lazım.

    bir de şöyle düşünmek lazım; bu tahta at planı tutar da bu takım koşabilir hale gelirse ne olur? mesela koşu mesafesi artmış, güçlü ve dinamik bir de jong rakiplere sahayı dar edebilir. gençken premier ligde eden şimdi türkiyede de edebilir.
  • 4585
    bariz şekilde kurulan kadroya göre 2-3 beden bol gelen bir hoca. ancak liderken teknik direktör yollamak da çok nadir görülen bir durumdur dünya'da.

    o yüzden kafamda deli sorular var. futbolu bizden çok çok daha iyi yönettiği aşikar olan bayern munchen bile sezon ortasında jupp heynckes'i göreve getiriyor apar topar. benzerini biz fatih terim ile yapmalıyız diye de düşünüyorum ama mevcut duruma bakınca takım lider, başarısızlık yok ortada.

    ancak büyük maçlardaki berbat futbol falan da ayrı bir tartışma konusu. adamda öyle bir kredisizlik var ki istesende güvenemiyorsun. kendisi de bu kredileri zaten tüketeli çok oldu.
App Store'dan indirin Google Play'den alın