resim
Hamza Hamzaoğlu
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:54
Uyruk:Türkiye
  • 5851
    "galatasaray yönetiminin elini üç beş ay rahatlatmak adına koca kariyeri çöpe atan galatasaray efsaneleri" * serisinin şimdilik son halkası olan eski futbolcumuz. devre arasına bile gelmeden hocasını göndermek zorunda kalan, sezon içinde iki kere başkan değiştiren galatasaray'da muhtemelen "vefa borcu" muhabbetine ateşten gömlek bir görev almayı kabul etmiştir 2014-2015 sezonunda. istikrar ve başarıdan ziyade kendi işlerinin "tıkırında" olmasını dert eden büyüklerimizin(!) hesabına göre boka saracak sezonun tek sorumlusu olarak tepkileri üzerine çekecek, ölmeyip sağ kalan büyüklerimiz sezon sonu tekrardan bir hal çaresi bulacaktı. tıpkı lig sonuncusundan beş yedikten sonra tereddüt etmeden imza atıp sezon sonu çingene lakabıyla gönderilen büyük kaptan bülent korkmaz gibi, "galatasaray ne zaman kötü, hagi burda" diyen commandante gibi...

    ama işte galatasaray en çok kendine inanmayanları göt etmeyi sever ya, evdeki hesap çarşıya uymadı. emanetçi hocanın çok karışmadığı, prandelli prangasından da kurtulmuş takım bir şekilde kazanmaya başladı. bu çıkış rakiplerin de geri durmasıyla üç kupa olarak geri döndü. hal böyle olunca zaten pek bir planı olmayan büyüklerimiz için yine müthiş bir fırsat doğdu. "üç kupalı takım" zırhının arkasına saklanıp durdular, yetmediği yerlerde "emanetçi hoca"yı da okların önüne attılar...

    tabi yeni sezon başlayınca takke düştü, kel göründü. büyüklerimizin(!) geçen sezon uğraşmak zorunda kalacağı olaylar bir sezon gecikmeli olarak yaşanmaya başladı. hamza hamzaoğlu aslında tek başına kıvıramayacağı bir işin altında ezilip büzülmekle meşgul şu sıralarda. büyük bir takımı yönetecek kalibrede değil tarzı lafları sevmiyorum ama, büyük takım zihniyetiyle oynayabilecek bir hoca değil. bir dolu taktik, dizilim ve benzeri hataların birebir sorumlusu olsa da; büyük resme bakılınca aslında bir fedai olarak tezat bir şekilde belki de en masum olan.

    suçsuz değil, en masum...
  • 5853
    öncelikle kendisine; "efendi", "iyi" diyen insanlar gidip bu kelimelerin tanımına baksınlar.
    yalancı bir insandan,insanları kandırmaya çalışan insandan, küçük hesapların peşinde koşan insandan efendi ve iyi insan olur mu?
    geçen sene bu takım kupayı aldı evet ama hamza sayesinde gelen kupa olmadı bu ya da çok iyi futbolumuz sayesinde olmadı. her maç dökülüyorduk, önde olduğumuz maçlarda da ya gol yemek için uğraşıyorduk ya da kalp krizi geçirttirmek için. ne oldu ama sonunda? "çok iyiyiz.", "şampiyon takımız.", " transfere ihtiyaç yok." vb. zırvalamalar.
    bu zat değil mi bize sene başında: "eksiklerimizi biliyoruz, gereken yerlere transferler yapılacak" diyen?
    "bruma'yı yolluyoruz ama sinan'a şans vermek için yolluyoruz." diyen?
    "sabri ve tarık sağ bek mevkii için gayet yeterlidir. o bölgeye transfere gerek yok. stoper alacağız" diyip aldığı ve takımın en iyi stoperini sağ beke çeken?
    mali kriz diyip jem için yönetime rest çeken, sabri'ye ve kendisine zam isteyen bu değil mi?
    türk futbolcuların kucağında zıplayan, ama yabancı görüce tüyleri diken diken olan, ayrım yapan bu zat değil mi?
    bu egoist değil mi, herkes tarafından söylenen "yasin şampiyon yaptı." lafına bile takan, takımı ben şampiyon yaptım havalarında gezen ve yasin'e takan.

    benim midem kaldırmıyor bu yalancılığa, sahtekarlığa, olmayan beyniyle adam kandırmaya çalışılmasına. hamza'yı savunanlar sizin kaldırıyorsa ne ala.

    sabri'yi neden 90'da oyuna aldı birisi bunu açıklasın? yoksa bu efendi adamın aklından hiç; maç başı, sözleşme falan geçmedi mi?

    bu adam tam bir sinsi, köyden indim şehire modelinde takılan, küçük hesaplar peşinde olan galatasaray'a hiç ama hiç yakışmayan, çok çok kötü bir teknik direktör.

    hissedersem giderim demişti. onur var mı biraz sende be adam? şerefin var mı? daha neyi ne kadar hissedeceksin? ne olur hisset! git!

    seninle gelecek 3 puana da, kadıköy'de galibiyete de, kupaya da, şampiyonluğa da razı değilim ben. benim kriterim başarı değil. hisset git!
  • 5855
    astana maçında umut bulut ile 90 dakikayı tamamlaması,chedjou varken semih ile maça başlaması,her öne geçtiğimiz maçta olduğu gibi takımı savunmaya çekip rakibi cesaretlendirmesi orta kalite bir teknik adamın bile yapacağı hatalar değilken hamza hoca o seviyelerde bile olmadığını bir kere daha kanıtladı.

    1 senedir takımın başında olup bir ara kamp bir de yaz kampı geçirdiğin takıma 1 senedir tek bir maç bile iyi futbol oynatamadıysan hatayı ilk önce kendinde arayacaksın;

    takımla 3 kupa alırken final haftalarında kazandığın her maçı şans ile kazandığının,o son dakika gollerinin olmayabileceğini

    muslera'nın her maç öyle oynamayabileceğini

    stancu'nun başka bir gün 1 metreden topu kalemize rahatlıkla sokabileceğini düşünemiyorsan

    bir yıl boyunca hiç yoksa sadece saha kenarındaki halini izleyip yahu bir maç bile rahat rahat maç izleyememişim diyemiyorsan sen kötü bir hocasın.

    eğer lig biter bitmez ilk işimiz topu tutabilen fizikli bir golcü ve tecrübeli bir stoper almak deyip transferi 3 ay sonunda bunları aldırmadan kapattırabiliyorsan sen ağırlığı olmayan bir hocasın.

    emre çolak gibi bir adam dahil olmak üzere her kenara gelen oyuncu sana trip atıyorsa senin takım içinde bir vasfın kalmamıştır.

    beyefendiliğin,insanlığın konusunda sonuna kadar adamsın belki hamza hoca ama biz kız kardeşimize koca değil takımımıza hoca istiyoruz!.
  • 5856
    kendisini şu konuda eleştireceğim. onu niye oynattın bunu niye oynatmadından ziyade bu takımın en büyük sıkıntısı şu. oyuncular koşmuyor, yardımlaşmıyor. topu ayağına aldığında gelip pas alternatifi oluşturan kimse yok. herkes ince pas bekliyor arkadaşından. hücumda herkes ayrı başına buyruk. takım o kadar geniş alanda oynuyor ki, alan hakimiyeti o kadar zayıf ki 10 kişi gibi oynuyoruz birçok maçta. ve bunun kadro yapısıyla, hasanla, hüseyinle yada jose'yle fabio'yla uzaktan yakından alakası yok. bununla birlikta bu berbat durum stoperlerimizin üzerine aşırı yük bindiriyor. kendisi teknik direktör olarak bu sorunu bir türlü çöz(e)medi ve bu durum başımıza daha çok iş açacak.
  • 5857
    kendisi yeterli olmayan takıma yeterli diyip yönetimin basiretsizliğini üstüne almıştır eyvallah.

    fakat sene başından beri alınan başarısızlıkların nedeni taktik hata ve almancılar hariç yerlileri kayırmasıdır. trabzonspor ve atletico madrid hariç çok zor bir maç oynamadık. adam gibi herkesi yerinde oynatıp, iyi oynayana forma verse kaybettiği puaların %90'ını kaybetmezdi kadroda eksiklikler olmasına rağmen.
  • 5858
    uzun zamandır kendisinin dunku performansı kadar kötü bir hoca performansı görmedim ben.

    semih haftalardır sos veriyor. antep macinda golu yedirdi, sarı gördü, kafası yarıldı, aksadı da aksadı ama hamza hoca ikin yarıya chedjou ile cikmadi. hadi onu geçtik bu maça da cikmadi. sonuç olarak semih dün de sicti batirdi.

    jose son 2 macin en iyilerinden. top kapma ve pas istatistiklerinde döktürmüş. bu mac ortasaha için tahtaya ilk yazilmasi gereken adamken yedek. yerine 32-34 yasındaki iki temposuz ortasaha oyuncusu. bilal güzel gol atti. bilalin gelmesini hep istedim de bilale bu kadar görev biçmek, misyon yüklemek saçmalık. dün tel tel döküldü. her ayagana gelen topu ince pas atma hastalığına yakalanmış gibi oynuyor. kaptirdigi toplardan yediğimiz kontranın haddi hesabi yoktu.

    ikinci yarıya basladik. rakip akın akın geliyor. 60 küsürlere kadar ortasahayı üçlemedi adam. o dönemde 3 tane %100lük pozisyon verdik. sonra 3ledi. yasin, podolski, bilal oyundan düştü. rakip yine akın akın geliyor. podolskiyi cikarmak cabuk aklına geliyor da diğerlerini yine unutuyor. bilali cikarip chedjouyu alsa ortasahaya, yasini cikarip emre colaki alsa takim baskıdan kurtulacak. ama yok. izliyor da izliyor.

    yerli seviciligi ile, taktik bilgisinin eksik olmasiyla, yönetime siper olma cabalariyla tiksindirdi kendinden.
  • 5861
    bugüne kadar kendisi hakkında gördüklerim;

    . adam kayırma
    . ayrımcılık
    . yerli hayranlığı
    . yabancı düşmanlığı
    . genç oyuncu nefreti
    . taraftarla inatlaşma
    . kötü antrenör olduğunu kabul etmemesi
    . istenmediği yerde durması
    . kazanılan maç sonrası taraftara laf sokma çabaları
    . kezban kız tripleri
    . umut bulut'u her halükarda ilk 11'e yazması
    . sabri sarıoğlu ile sözleşme yeniletmesi
    . sabri'yi 90. dakikalarda oyuna alması (maç başı primi?)
    . futbolcularını medya önünde ateşe atması
    . otorite eksikliği
    . vizyonsuzluk
    . adaletsiz olması
    . futbolculara söz geçirememesi
    . taktiksel eksiklik
    . takıma 1.5 senedir iyi futbol oynatamaması
    . yabancı futbolcularla iletişim kuramaması
    . skandal açıklamaları ("her maçta galibiyet bekleniyor")
    . galatasaray'ı çalıştırdığının farkında olmaması
    . takım içi denge saçmalığı
    . yanlış transferler
    . eksik bölgelere transfer istememesi
    . burak yılmaz'ı west ham'a göndermemesi
    . yönetime kendini kalkan etmesi
    . astana faciası
    . bunca hata ve yanlışa rağmen hala istifa etmemesi

    galatasaray'ın başında kaldığı her gün bu listeye yeni maddeler ekleyecek ve bu liste uzayıp gidecektir. tez zamanda gitmen dileğiyle.
  • 5862
    kazakistan dönüşü kaptan pilot sikerim yapacağınız işi deyip uçakta anons yapsa, "90. dakikada sabri'yi neden oyuna aldın, futbol mantığına uygun bir açıklama yap yoksa maslak'taki ikiz kulelere dalıcam" dese muhtemelen bir kaç saat sonra hepimiz faciayı konuşuyor oluruz. bu yetersiz herif o durumda bile açıklayamaz bu değişikliğin nedenini. çünkü zatın kafasında kararları futbol beyni değil, eşi dostu yerliyi koruma ve kollama beyni alıyor.

    kariyerini piç edecek kadar abarttığı bu saçmalıkların nedeni ne peki? çünkü kendisi ülkedeki en ufak bir mantıksal izahı olmayan yerli seviciliğin, ırkçılığa varan bu denyo düşüncenin en büyük olmasa da en çok göz önünde bulunan temsilcisi, yerli lobisinin basın sözcüsü. bu meziyetinin yanında ek olarak da son derece başarısız, ne yaptığını bilmeyen, bir dediği bir dediğini, bir yaptığı bir yaptığını tutmayan teknik direktör. malesef bizim teknik direktörümüz.

    ülkelerin federasyonların yöneticilerin milli kaynakları daha çok kullanma gibi politikalar yapması son derece doğal bir şey. yabancı kısıtlamaları ve yerli teşvikleri gibi türlü yöntemlerle yerlerde sürünen sporumuzu da bu şekilde idare ettirmeye çalışmıyor muyuz zaten? hamzaoğlu sanki başka bir derdi yokmuş gibi bu konuda da belki kendi öz iradesi belki de taklidi olmaya çalıştığı fatih terim'in talimatlarıyla bu yerli koruyuculuğunun bokunu çıkartmış durumda.

    takımınızda aşağı yukarı aynı katkıyı verecek, çok yakın özelliklere sahip birbirinin muadili olan 2 oyuncunuz arasında seçim yapacaksınızdır, bu durumda gidip yerli olanı seçebilirsiniz. iki adet formda, hava toplarında güçlü, ayağında top tutarak hücumu şekillendiren oyuncu arasında seçim yapmanız gerekir, siz gidip yerli olan seçebilir sonuçlarına göre de başarılı ya da başarısız tercihler yapmış sayılırsınız. bence burada bir sıkıntı yok. hamza hoca ise bu durumun tam tersini yapıyor, formda, orta sahadaki sıkıntıları çözemese de bir nebze ilaç olabilecek yabancı rodriguez yerine, formsuz, bitik ve orta sahadaki sıkıntıların nedenini oluşturan yerli selçuk'u oynatıyor. hem de selçuk cezası nedeniyle yokken biraz hızlanan biraz daha pozitife yakın performans gösteren ortasahayı tekrar karanlığa götürmek pahasına yerliden vazgeçemiyor. selçuk kesinlikle sabit, değiştirilmesi teklif dahi edilemez, yanına koyacağı adamı belirlerken bile ispanyolu gömüp gene yerliyi seçiyor. hadi ilk 11 seçimin hatalı olabilir, ikinci yarı maç gümbür gümbür elden kaçarken bile hala yerlilerine toz kondurmuyor, günah keçisi olarak takımdaki pek çok yerli gibi kötü oynayan ama yabancı olduğu için üzerine gitmesinde bir sıkıntı olmayan poldi'yi seçiyor. götü yeseydi wes'i de seçebilirdi. lige bu kadar iyi başlamasa ya da maçta azıcık saçmalasa denayer de yerli tanrılarına kurban verilebilirdi. olcan azıcık ışık verse carole zaten çoktan müzmin yedek olacaktı. semih maçın anasını bu kadar net sikmese, bizim karaoğlan biraz daha dinlenirdi kulübede ileride.

    hamza hoca maç sonrası "bazı oyuncular maçtan düştü, biz de bunun farkındayız" gibi bir laf etti. öncelikle kendisi bu durumu güya(!) farketmesine rağmen önlem almadığı için berbat bir hoca zaten. ama keşke düşüncelerini okuyup, bahsi geçen oyuncuların isimlerini de bilebilseydik. acaba bilal ve selçuk bu isimlerin arasında var mıydı yoksa tüm ihale podolski'ye mi yıkıldı? kötü bir hoca olsa da en azından yerli sevicilik gibi kompleksleri olmayan bir hoca yabancı poldi için de yerli selçuk için de aynısını düşünürdü, hoca başarısız olsa bile en azından bir art niyeti ya da düşünce sığlığı yaşamadan problemi görebildi diye sevinirdik.

    astana maçını en az hamza hoca kadar tecrübesiz ve yetersiz diğer teknik direktörlere staj niteliğinde izletirseniz takımla ilgili hepsi aşağı yukarı 5-10 adet yargıya vararlar, düzeltilmesi gereken noktaları, takıma vurulması gereken neşterleri kendi çaplarında belirlerler. hamza hoca da dışarıdan baksa bu noktaları farkedebilecek nitelikte ancak şu şartlarda gönlü elvermiyor malesef :/ selçuk ne bok yerse yesin ilk 11'e otomatik olarak yerleştirerek zaten hocalık hatası yapıyor bunun üzerine selçuk'un yanına koyacağı adamı belirlerken de yerli seviciliği nedeniyle bu hatanın üzerine tuz biber serpiyor.

    hamza hoca'nın berbat teknik direktörlük kariyeri muhtemelen ekim ayının sonunu göremeyecek, görmemli de zaten. ancak sorun sadece teknik yetersizlik ya da sadece yerli sevicilik olarak görülmeyecek kadar büyük. ikisi birden birleşince ortaya bu ne yaptığını bilmez, tutarsız futbol zihniyeti ortaya çıkıyor. nasıl haşortmanlı alex'i, fatih hoca ve ekibi wes'i dışarıda tutmak için normalde belki yapmayacağı saçmalıklara giriştiyse hamza hoca da kendi adamlarını kollama pahasına zaten yanlış olan doğru bildiklerini bile okuyamıyor.
  • 5863
    bugüne kadar kendimce hep korudum, savundum ya da en azından yangın tayfadan olmamak adına sessizce bekledim. ama dünkü maçta taa 5000 km öteden "beni oyundan alın" diye bağıran bilal'in sesini burdan biz duyarken, hoca duymadı. melo gitti diye burda insanlar ağlarken, ben "melo'suz da bi sistem kurulur, jose'yle daha dikine oynarız belki" diye düşündüm, hoca o ağlayanları haklı çıkardı. belki umrunda bile değil ama benim gibi ona inanan bi çok insanı üzdü. 1 hafta tasarruf modunda takılırım ben şimdi mesela. ve eminim bi çok arkadaşım için de bu böyle olacak. bize yazık edenlere yazıklar olsun.
  • 5864
    prandelli'yi gördüğüm en kötü teknik direktör olarak belirlemiştim ki hamza hoca onun oradan alıp kendisini koydu. maalesef durum bu. prandelli'yi çok eleştirdim ama adamın kötü de olsa bir oyun planı vardı. neydi burak'ı savunma arkasına sarkıtmak. evet anadolu takımının bir planıydı ama vardı. hamza hocada ise böyle bir plan dahi yok. futbolcular sahaya çıktığında ne yapacaklarını bilmiyorlar. kim nereye koşacak kim nereye pas atacak bilmiyor. kime denk gelirse o vuruyor o gol atıyor. tamamen futbolcuların yeteneklerine kalmış durumdayız. 50 maçtan fazla takımın başında olmasına rağmen hala takım savunmasında bir adım yol almış değil.
  • 5865
    geçen sezon vaat ettiği şeylerin hiçbirini bu sezon vaat edemeyen hoca.

    geçen sezon her yanlış kararından sonra bu yanlıştan döner başka bir şey denerdi. problem tespiti genellikle doğruydu. oyunculara uygun sistemi buldu, onlardan verim aldı. terim'inkine benzer bir iskelet oturttu. en zor zamanlarda bile soğuk kanlı kaldı. sakin göründü. dışarı güven verdi.

    şimdi dışarıdan görünen tek şey panik ve güvensizlik. kadro istikrarı yok. kim nerede niçin oynuyor belli değil. hocanın söyledikleriyle yaptıkları ya da saha içi olayları birbirinden hep çok uzak.

    böyle bir yere varabilirmişiz gibi görünmüyor.

    bütün bunlarda suçlu olan ilk grup elbette yönetim, ama hamza hoca elindeki malzemeyi olabilecek en kötü şekilde kullanıyor.
  • 5867
    takımının orta sahasında en az 1 tane sert ve mücadeleci, rakibi yıldıran oyuncu kullanmayı bu aralar düşünmeyen hocadır. jem mi olur, başkası mı olur bilmem. hocam, bu takımın en iyi zamanı okan-emre-suat + davala orta sahası olan zamanıdır. türkiye ligi için değil, bütün dünya futbolunda bu, olmazsa olmaz şart oldu artık, kazma da olsa orta sahada mücadeleci bir futbolcunuz olacak, rakibi bozacak, pas arası yapacak. olmazsa olmuyor işte bu kadar net.
  • 5868
    ışık vermiyorsun hocam. ne oynattığın futbol, ne güvendiğin evlatların, ne de futbola bakış açın bizi heyecanlandırmıyor. geldiğin günden beri oynattığın oyunu beğendiğim tek maç var, o da bu sezon başında gazozuna oynanan deplasmandaki real madrid maçı. ne gariptir ki o maçı da kaybetti takım. insan olarak iyi biri olmak, efendi bir insan olmak tabii ki de galatasaray teknik direktörlüğü için aranan bir şarttır. ama takımı başarısız yapan, oynattığı oyun heyecan vermeyen bir "iyi adam"ın takım yönetmesi ne kadar doğru olur ki? anlıyorum yönetim bütçe anlamında gerekenleri yerine getirmiyor, sen de onları basına karşı satmamak için ses çıkarmıyorsun falan. ama bunu yapmak zorunda değilsin hocam. belki ekonomik kaygıların da olabilir ama sayısı 20 -25 milyon civarında olan bir taraftar kitlesine, her hafta flash tvdeki aile içi şiddet dizileri kadar boktan bir oyun izletmeye ne hakkın var? takım, ilk okul öğrencilerinin 23 nisan şiirlerini ezberlemesi misali, kötü bir oyunu, her hafta ezbere oynuyor. farklı bir pas denemesi, farklı bir hücum çalışması, savunmanın rakibine karşı "hadi gelin bakalım ben buradayım" dercesine agresif bir savunma yaptığını bir kez dahi göremedim sen geldiğinden beri. iyi futbol, iyi futbolcularla oynanır lafını sana öğretecek durumda değiliz hocam ama sabri, umut ve selçuk yerine jose rodriguez, chedjou ve sinan gümüş oynasa, ne kaybedebiliriz ki? bu adamlara evlat muamelesi yapacak kadar hangi pespaye ilişkilerin içine girdin ki, doğru adamların yanında oturduğunu bile bile bunları oynatıyorsun? bir kez dahi makul bir kadro çıkarmadan görevden ayrılırsan, gerçekten üzüleceğim. çünkü taraftar hocalarının iyi insan, efendi adam olmasından değil, işi inada bindirmesinden şikayetçi. birilerinin çıkarlarını gözetmek uğruna kendi işini baltalıyorsun hocam, gel vazgeç bu sevdadan. sinan'ı, chedjou'yu, joes rodriguez'i ilk on bire koy, ondan sonra da doğru dizilişi sahaya yansıt ve bu iş huzur içinde çözülsün...
  • 5870
    "iyi adam" olduğunu düşünmediğim hoca.
    bunu niye söyledim olumlu yanı olarak "iyi adam" diye yazılıyor çiziliyor sürekli sağda solda.
    göz göre göre adam kayırmacılık yapıp, aldığı paranın hakkını verecek insan yerine kendi şahsi düşünceleri yüzünden başkalarını oynatan, senin benim gibi milyonların sinirini bozan ve sürekli kamera karşısında kendinin bile inanmadığı bahanelerin arkasına sığınıp milleti aldatan adam benim gözümde "iyi adam" falan olamaz, kimse kusura bakmasın.
  • 5871
    --- alıntı ---

    dün sabah 04:10'da tarifeli tc-jio (a330) uçağıyla geldi takım. bunu duyunca başteknisyenimden izin istedim uçağı bana yazması için. hani nando ile wesley'i yakalar bir fotoğraf çekilir, fırsat bulur da birkaç şey söylerim diye. yanımdaki çalışma arkadaşım abiyle gittik uçağın arrival ve transitini yapmak için. merdivenden inerken nando, denayer, umut ve wesley haricinde morali bozuk, suratı asık futbolcu yoktu. özellikle emre çolak ve selçuk gülerek bir şeyler anlatıyorlardı birbirlerine. en arkalarda fuat buruk la hamza hoca geliyordu, suratında bunların ifadesini nasıl vereceğim, işin başında kalabilir miyim gibisinden düşünceli bir ifade vardı.

    bunları niye anlatıyorum o sürekli koruduğu yerli çocukları ve kendini önlerine siper ettiği yönetimin zerre umrunda değil hamza hoca ve daha ilk sallantıda hemen taraftarın önüne atıldı. hoca ettiklerini buluyorsun, o kakara kikiri gülen futbolcuların seni daha çok satacak ve yönetim ilk fırsatta seni yollayacak. olan hem sana hem galatasaray sevdalılarına olacak.

    ben fotoğraf çektirebildim mi? o gamsız adamları görünce içimden birşey yapmak gelmedi, merdivenden inip otobüse binene kadar 2-3 metre mesafeyle karşılarında durdum, hepsinin yüzüne baktım. nando bana baktı, surat ifademi görünce kafasını eğdi. bir daha sevdim adamı, her maç gol yesin üzülmem.
    --- alıntı ---

    *
App Store'dan indirin Google Play'den alın