resim
Hamza Hamzaoğlu
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:54
Uyruk:Türkiye
  • 5826
    kendi ödelekliğini takıma da enjekte etmeye çalışan teknik direktör. zamanında real madrid'e 4.yü atmaya çalışırdık, o arada 2 yi 3 ü falan yerdik yine de çok mutlu olurduk başımız dik olurdu çünkü, şimdi bu şahsın sayesinde bozkır takımının birinden savunma bile yapmayı beceremeyerek ikinci golü yiyoruz, avrupa fatihi takım sikindirik bir köy takımına karşı 5 dakika gol yemeden savunma yapamıyor, en kısa zamanda defolman ümidiyle!!!
  • 5828
    önündeki fikstür düşünüldüğünde;

    başakşehir(d)
    gençlerbirliği
    benfica
    fenerbahçe(d)

    ekim ayından sağ çıkma olasılığı çok düşük teknik adam. birkaç maç ittire ittire gitse bile peş peşe gelecek benfica ve fenerbahçe hüsranlarıyla galatasaray'daki görevinin sonlanacağını düşünüyorum. transfere pek gerek görmedi bari oturup elindeki malzemeyi en iyi nasıl kullanacağını çözseydi. hazırlık maçlarında deneyeceği şeyleri resmi maçlarda deneyerek oluşan kayıplarla hem kendisinin, hem takımın hem de taraftarın moralini, motivasyonunu ciddi şekilde bozmuştur ve bedelini bizzat kendisi ödeyecektir.
  • 5830
    sabri sarioglu'nun sozlesmesinin otomatik olarak uzamasi icin bilincli caba sarf eden, takimdaki bazi futbolculara kulubun kendisinden daha fazla deger veren kisi.

    kendisine adam gibi adam falan fistik denilerek savunulmaya calisiliyor da hak yiyene adam denilir mi? sinan gumus'un sadece bir tanecik firsat almasi icin ne yapmasi gerekiyor? sinan'i oynatmak icin kesecegi futbolcu da galatasaray tarihinin gormus oldugu en buyuk kazma, umut bulut. haftalardir takimin en iyi futbolcusu olan rodriguez yerine selcuk inan israri nedir? haksizlik, adaletsizlik ne zamandan beridir adamlik diye aniliyor ey hamzaseviciler?
  • 5833
    8 aralık 2015 galatasaray fc astana maçı günü, sabah tuvalete kalktım ayıptır söylemesi. uykulu gözlerle girdim ve tuvaletimi yaptım. zihnim hala kapalı. elimi yıkıyorum. elime iki fincan verseler biri kahve dolu, birinde zarlar olsa. kemal sunal'ın filmindeki gibi zarları içip kahveyi tavlaya atarım o derece zihnim kapalı, gözlerim kapalı. neyse elimi yıkıyorum, bir yandan da kendi kendime konuşuyorum: "abi bu takımda ilk yazacağım adam jose rodriguez'dir. adamda her şey var. top kapıyor, iyi pas atıyor, dikine oynuyor, oyunu açıyor. en efektif adamımız. sneijder bile değil, ilk yazacağım rodriguez'dir." dedim kendi kendime. sonra tekrar yatağıma girip uyudum. akşamüstü ise pek de şaşırtıcı olmayan kadro haberimizi aldım. rodriguez yedekmiş... şaşırmadım. şaşırmıyorum artık. bana hamza hamzaoğlu kötü teknik direktör ama iyi adam demeyin. iyi adam hakedenin hakkını yer mi? emre çolak'ı ateşe attı. jose bir var bir yok. gelmeden bok attığı sneijder geçen sene kendisini şampiyon yaptı. şimdi podolski'ye sıra geldi, çeşitli imalarla onu da bitiriyor. sinan gümüş'e şans vereceğiz dedi. sinan 5 dakikalığına oyuna sonradan giriyor. sinan'ı da ümitlendirdi ama oynattığı yok. oyuna aldığı maçlarda da sinan sanki süper kahramanmış gibi gir kurtar misyonunda görev buluyor. çocuğu ne zaman düzgün oynattın da sonradan girip oyun çevirmesini bekliyorsun?

    biz yaz dönemi boyunca yazdık. galatasaray taraftarı skor taraftarı değil. bu kafayla başlarsak olmaz dedik. biz fenerbahçe transfer yaparken, transfer yapalım derdine düşmedik. eksikleri giderin. ismini duymadığımız adam gelsin ama eksikler giderilsin yeter dedik. o yüzden rodriguez, carole ve denayer transferlerine deli gibi sevindik. eksik bölgeleri söyledik durduk ama içimizden çıkaracağız diyip durdun. millet enayi çünkü transfere, scout'a dünya para akıtıyor. biz akıllıyız ya içimizden çıkarıyoruz. içimizden çıkarmak demek şu olsa, gençler oynayacak, altyapıdan çıkaracağız olsa tamam. hayatı boyunca orta saha oynamamış adamlar orta sahaya, sağ açık oynamayan adamlar sağ açığa, dünyada herkesin nerede oynadığını bildiği sneijder sol kanada. halı saha takımını bile biz böyle kurmuyoruz. galatasaray böyle kurulabilir mi?

    sağ bek lazım değil, defansın ortasına adam lazım dedin. defansın ortasına alınan adam sağ bek oynuyor. sağ bek olarak çok beğendiğin adam sabri, sol açığa giriyor oyun kurtarmak için. podolski bir sağda, bir solda. takımda forvet zaten yok. çünkü gerek duymadın. orta sahaya savaşçı adam, top kapacak adam lazımdı. aldırmadın. hala eldeki kırıntılarla iş yapabilecek bir kadro var ama ya iyi oynayanlar yedek ya da oynayanlar yanlış mevkide oynuyor.

    çok yazılır daha. herkes yazıyor. hepimiz yazıyoruz. ama yönetim adam almadı, hamza hamzaoğlu ne yapsın demeyin. çıkıp kendisi dedi içimizden çıkaracağız, bu çocuklar oynayacak, takımdan memnunum. kendisi 140 röportaj yaptıysa hepsinde takımdan memnunum dedi. bir kere bile deseydi; "eksikler var, transfer yapmamız lazım". o zaman derdim ki yönetim suçlu. kadrodan memnun olmayan adam çıkıp derdi. kimse de ona yüklenmezdi. gördüğüm en kötü başkan ve gördüğüm en kötü teknik direktör şu zamanda başımızda. allah hepimize sabır versin. kimsenin bu kadar üzülmeye hakkı yok.
  • 5838
    hoca hakkında ne zamandır görece uzun bi yazı yazmak istiyorum ama gerek twitter'da gerek başka yerde ne zaman bi laf etsem; bi yandan hakaret etmeden nefes alamayanlar, diğer yandan yeni gezegen keşfetmiş gibi bi coşkuyla aynı yorumları bin kez tekerleyenler akın ediyor ve bu durum yaşamdan aldığım lezzeti azaltıyordu. bu yüzden de uzak duruyordum yazmaktan ama şimdi yazayım, en azından kafam rahatlasın. hem de yaz boyu “hamzacı” şeklinde anılan biri olarak kaçtığım, sustuğum sanılmasın. ha bu kimin umurunda diyeceksiniz ama benim umurumda en azından. hiç umurunda olmayanlar çoktan yazıdan çıktı bile.

    ben hocayı severim. hala da severim. büyük bi karakter yanlışı yapmadığı sürece de sevmeye saymaya devam edeceğim. galatasaray tarihimin en umutsuz sezonlarından birinde devraldığı takımı, herkes "4" "4" diye dalga geçerken tutup şampiyon yaptığı 2014-2015 sezonunun anısı bende asla silinmeyecek.

    hoca efsane bir sezon sonucu art arda alınabilecek 3 kupayı da aldı. ancak daha şampiyonluk sonrası değişen profil fotoğrafları eski halini almadan eleştiriler başladı.
    eleştirilir.
    ilk yaptığı "fazla transfere gerek yok" açıklaması yadırgandı.
    yadırganabilir.
    çok ve gereksiz konuştuğu söylendi.
    dileyen katılabilir.

    bu evrede kimse takımı şampiyon yaparkenki hocalık katkısına ve takıma kat ettirdiği gelişime ses çıkartmıyordu. sonra onlar da başladı.
    takımın şampiyon olması sadece sneijder ve muslera'ya bağlandı.
    bağlanabilir.
    hiçbir maçta iyi oynamadığımız, şampiyonluğu şansa bala gelen gollerle kazandığımız söylendi.
    söylenebilir.
    seneye böyle giderse perişan olacağımız, gelenden geçenden 5 yiyeceğimiz söylendi.
    valla bu da olabilir.

    çoğuna katılmasam da, yaz döneminde yapılan bütün bu eleştirilerin doğru olma payı vardı. binlerce ihtimali olan bi oyun izliyoruz, art arda 20 maç bi insanın şansı yaver de gidebilir, her şey olabilir.

    burada bir parantez açayım. biz 2014-2015 sezonunda cidden şahane oynayarak maçları kazanmadık. ama zaten o haldeyken hocanın önceliği, bitmiş haldeki oyuncuları kendine getirip taraftarı takımla barıştırmak ve takımı tekrar maçlara favori çıkacak hale getirmek olmalıydı. getirdi de. kimse beklemiyorken, fenerbahçe çoktan 4 yıldızlı ürünlerin siparişini vermişken 4 yıldızı da getirdi. bunu bi de şahane futbol oynatarak yapsaydı, ben şu an hoca hakkındaki eleştirileri değil, guardiola’nın hocamın hangi pabucunu silmesi gerektiğini konuşuyordum.

    devam edelim. hocayla ilgili eleştirilerin hepsi, ciddi ciddi haklı olabilirdi. ve hocanın ciddi ciddi aslen berbat bir hoca olduğunu 2015-2016 sezonunda görebilirdik.
    yazın bu eleştirilerle ilgili çeşitli çözüm önerileri de vardı. işte burada “olmaz”lar başlıyor benim için.
    hocayı hemen hazır sözleşmesi bitmişken gönderelim dendi.
    gönderilmez.
    iyi bi hoca alıp hamzaoğlu’nu yardımcısı yapalım dendi.
    yapılmaz.
    hocanın önerilerini dinlemeyip yönetim taraftarın istediği transferlerle takımı kursun dendi.
    kurulmaz.

    benim futbol anlayışımda, hamzaoğlu kendi takımıyla 2. sezona başlama hakkını sonuna kadar hak etmiştir. şu an ligde ve avrupa’da 0 puanla -50şer averajda olsaydık bile, yine de hocaya kendi takımıyla başlama şansı vermek doğru karar diyecektim.

    hepimiz futbolu bildiğimizi düşünüyoruz. işte ikili orta sahanın biri sert ve dinamik, diğeri daha pasör ve yaratıcı olmalı. tamamı hücumcu kanatlarla 4-2-3-1 zor, 3’lü orta sahanın hücum defosu, statik forvetin deplasmanda zorlanması… biraz futbol muhabbeti yapmış herkesin ezberlediği şeyleri büyük sırmış gibi yıllardır birbirimize anlatıp duruyoruz. bu gayet normal çünkü bunlarla zaman geçiriyor, bunla keyif alıyoruz. herkes sezon başında kafasındaki ideal 11’i yazıyor. bazılarını seviyor favlıyorum. bazılarında herkes hemfikir oluyor. ama mesela timeline’da galatasaray hakkında güzel konuşan birini takımın başına geçireceğiz deseler, orada dur derim. çünkü burada temel futbol bilgisinin ötesinde bir şey daha gerekir: referans. sırf benim sevdiğim gibi 11 kuruyor diye bir kişiye takımımın emanet edilmesini istemem. beni ikna edecek bir referans isterim. geçmişte barcelona, italya milli takımı, leverkusen gibi referanslara sahip hocalarla bile ne durumda olduğumuzu görmüşken, türkiye liginde hali hazırda galatasaray’ı şampiyon yapmak, benim için iyi bir referanstı ve daha iyisinin kolay kolay geleceğini düşünmüyordum.

    hocanın takımda kalmasının sonuna kadar destekçisiydim ama birçok konuda kendisine katılmıyordum. mesela bence takım yeterli değildi, sağ bek şarttı, sağ açık farzdı, melo’ya yedek orta saha lazımdı. kafandaki plana uymadığı anda hocaya sövmek, belki akil yol. ama ben hoca dediğim insana, beni aşma şansı verme taraftarıyım. ne gerets’in 2006’daki mleda boleslav kadrosu, ne de fatih terim’in 2011’deki fenerbahçe maçı kadrosu, futbolu bilen taraftarın beklediği kadrolardı. terim de, gerets de kimsenin beklemediği kadroları sahaya sürdüler ve takıma altın değerinde oyuncu, oyun formatı ya da sezon kazandırdılar. bu doğrultuda hamza hocanın hiçbir hareketine katılmasam dahi, yapmasını saygıyla bekleyecektim. çünkü hoca takıma senden benden daha hakimdi, ve bizim ezber futbol 101 bilgimizle kurduğumuz kadroyu, kağıda dizdiğimiz düzeni aşabilirdi. çünkü hocanın bu takımla bir şampiyonluğu vardı, senin ve benim ise bu takımla bir şampiyonluğumuz yoktu.

    bu düşüncelerle hem aşırı tepkilerde hem de dezenformasyon haberlerde hocanın yanında yer aldım, birçok kişiye tepki verdim. hiçbir zaman hamza hoca muhteşem bir takım kuracak, göreceksiniz demedim. hamza hoca bir takım kuracak, görelim dedim.

    bu süreçte hocanın bana göre çok bariz hataları oldu. madde madde yazayım zaten yazı kontrolden çıktı:
    1- aslında hemen her demecinde transfer istediği halde, “olmasa da olur” kapısını hep açık bırakarak oyuncu istemiyor izlenimini verdi.
    2- bir yönetici gibi oyuncu maliyetlerine dikkat ederek takımın bütçesini düşündü. bu da ardı arkası kesilmez “hoca veto etti” haberlerini getirdi.
    3- yönetimi savunmak adına istediği transferler olmayınca bile “zaten bizim takım yeterli” diyerek realist durmayan bir görüntü çizdi.
    4- takımın yeterli olduğunu iddia ederek kendini dipsiz bir kuyuya attı. artık avrupa dahil her maçı kazanmak, en azından her takımla başa baş oynamak zorundaydı. çünkü “kadro yeterli idiyse niye kazanamadın. eğer yetersiz idiyse niye yeterli dedin.”
    5- takımda eksikler gören taraftarı da karşısına alarak sırtındaki yükü bin kat artırdı.
    6- geçen sezon şampiyonluğu getiren kenetlenmeyi, istemeden bile olsa, bozan yönetim ekibinin bir parçası oldu.
    7- bu kopmayı bitirip, bir seri yakalayarak taraftarla barışabileceği ilk haftalarda bir anda taktiği değiştirerek aldığı kötü sonuçlarla geçen sene yaptıklarını sorgulattı. güven erozyonu yaşattı.
    8- eleştirilerle arası çok kötü, genel olarak taraftar ve basınla iletişimi faciaydı. kendisine yapılan eleştirileri, taraftarlarla tamamen cepheleşmeye çekebilecek kadar kişisel algıladı.
    9- geçen sene müşfik ve iyi niyetli tavırlarıyla oyuncuların kalbini kazanmışken, bu sene yerli oyuncuların suiistimaliyle birlikte aynı tavırları kendi aleyhine işlemeye başladı.

    neyse bu kadar yeter. hoca bu sene kötü gidiyor. ama ben bir “hamzacı” olarak hocaya sezon başında verdiğim destekten dolayı pişman değilim. geçen sene kötü bir oyunla şampiyon yapmış olsa bile bu sene kendi takımını kurması ve nasıl oyun oynatacağını göstermesi haktı, hak yerini buldu. yaz boyunca hep bunu savundum, yine olsa savunurum.
    lakin takım cidden çok kötü oynuyor. değişiklikler, hamleler, kadroya alınan oyuncular vs bunlar bin tane değişkene bağlı olabilecek şeyler. bunlara takılma yanlısı değilim. daha genel bakma taraftarıyım ve genel olarak baktığımızda da takım çok kötü oynuyor. şu an takımın, geçen seneki ruh haline doğru sürüklenebileceğini gözlemliyor ve üzülüyorum. bana göre, 2014-2015’teki hamza hamzaoğlu gibi biri gelmedikçe, mevcut hamza hamzaoğlu görevine devam etmeli. hamzaoğlu “takımım şampiyonlar ligi için yeterli” tezini kanıtlayamadı, yönetimini transfer başarısızlığını üstüne aldı ve haliyle şu anki durumun sportif açıdan tek sorumlusu. ben yine de takımı ligde zirveye yürütecek ve avrupa’da en azından uefa’da yolumuza devam etmemizi sağlayacak formüle diğer adı geçen hocalardan daha yakın olduğuna inanıyorum. yapamayacağına emin olduğum yerde elbette çok sevmeme rağmen takımdan gitmesinin iyi olduğunu söylerim. çünkü hamza hocayı formamın arkasına adını yazdıracak kadar çok sevsem de, formamın önündeki armayı daha çok seviyorum.

    umarım işler iyiye gitmeye başlar ve böyle bir ayrılık yaşamayız.
  • 5839
    seni uyarmistik, yonetim sucu senin ustune atacak. sen cik televizyonlara eksik bolgeleri soyle topu onlara at diye. sen yapamadin simdi onlar senin ustune atacak ve seni kovacak. uzuluyor muyun? artik zerre kadar uzulmuyorum. sana bu gomlek fazla geldi. televizyonlara cikip artistlik yapmayi iyi biliyorsun ben kotu hocayim diye. yapsana o artistligi astana macindan sonra. agzima neler geliyor ama soyleyemiyorum. bizlere bu gunleri yasattigin icin hakkimi helal etmiyorum.
  • 5840
    30 eylul 2015 astana galatasaray macini aslinda bir once oynanan gaziantep macinda umut gol attiginda kaybetmistik. sahadaki futbola zerre bakmayan, basari kistasi tsl maclarindaki galibiyet olan hamza ve taraftar umut gol attiginda sevinirken basireti baglanmamis olanlar sampiyonlar liginde alinacak yaraya uzuluyorlardi. cunku skor hamza icin yeterliydi. forvette umut oynayacakti. o 3 kupa almisti. cok biliyordu ya, cok iyi hocaydi.

    30 eylul 2015 astana akhisar pardon astana galatasaray macindaki oyuncu degisikliklerine bakin allah askina. astana lan astana!!! mac 1-0 podolski cikiyor 3. onlibero rodriguez giriyor. rakip astana ve biz yaslaniyoruz. gol yesek kimle atacagiz dedik? hamza ise yine evliyalara sigindi. onu gecen sene koruyan evliyalara. peki ne oldu? yedik. denize dusen sinan gumus'e sarilir. cocuk da golu agzina atti hamza'nin. al ulan dedi korkak anadolu hocasi, bana guvensen belki de maci cok daha once koparacaktik dedi ama sen inat ugruna umut'a guvendin dedi. ne oldu peki? 89'da yedik. oyuncu degisikligi belli ki golden once hazirlanmisti. yani ben oyle olduguna inanmak istiyorum. sabri mac basini almak icin girmis olsun. yapilmamis sey degil. cunku melo galatasaray'dan buyuk degil ama sabri mac basini almazsa sikinti. kimse bana sabri'yi kurtarici olarak aldi demesin. benim basimda sabri'yi kurtarici olarak alacak adam diye birsey yok, olamaz.

    simdi sahne "astana maci hedef mac degil", "hamza hoca sezon sonu gitmemeliydi cunku 3 kupasi vardi", "hedef uefa" kafasinda. gelsinler erkek gibi savunsunlar hocalarini. astana'dan iki gol yiyen, 1 gol atinca yaslanan zihniyet uefa'da ne yapacaksa artik. asla! onlar sadece skorlarin arkasina saklanip hakaret etmeyi bilirler.
  • 5843
    şu takım ne oynar deseler. 4-3-1-2, 4-1-2-1-2, 4-1-3-2, 4-3-2-1, 4-3-3, 4-2-3-1, 4-4-1-1 falan dersin, 3'lü bile dizilip oynamaya çalışır dersin.

    bu kadro yapısıyla ne oynamaz dersen klasik 4-4-2 oynamaz. hele solda sneijder, sağda podolski, ileride umut ve yasin'li hiç oynamaz. oynatmaya çalışıyor hamza hoca. helal olsun.

    sonra maç içinde 4231 dizildiğimizde de yasin mi solda, podolski mi solda, wes mi solda belli değil. bir bakıyorsun forvetin arkasında podolski, solda wes var. wes bekle birlikte geri geliyor. be amına koyayım bu adam trabzon maçında kendi ceza sahamıza yakın yerde kayarak müdahale yapacak oyuncu mu? bu adamı ya amc'ye koyarsın yasin'le, podolski'yle paslaşır, şut atar, araya adam kaçırır. ya da sağa sola uçan kanat koyarsın, mc'den ileriye uzun paslarla kanat adamlarını kontraya çıkarır. hamza hocam ne yapıyor? bekle geri gel oğlum. e iyi amına koyayım.

    büyük takım hocası değil. bir yaz transfer döneminde eleştirilerden bu kadar etkilenip de dengesi bu kadar kayan stresin altında bu kadar ezilen adamın büyük takım hocası olması da mümkün değil. geçen sezon gelip yaptığı doğruları bu sezon yapamıyor bile. podolski transferi hücum oyuncularında kararsız kalmasına neden oldu adamın. sanırım gerçekten transfer istemiyormuş. bir de gerçekten eksik bölgelere iyi oyuncular alınsa ne yapacaktı acaba? umut, burak yedekte. gignac ilerde. aman allah'ım burak yedek kalamaz hemen taktik değiştireyim falan diyecekti heralde. inanılmaz ya.

    deplasmanda ortayı 3'le, yasin'i kes. ne olacak sanki. antep maçında orta sahayı tutamadın, astana'ya mı tutacaksın.
  • 5844
    son 10 yılda galatasaraya onlarca teknik direktör geldi ben genel kani olarak en kotulerini sayıp aslında düşündüğümüz kadar kötü olmadıklarını söyleyeceğim.

    gheorghe hagi: ilk döneminde feneri biri kupa finali olmak üzere 2 kere tokatlamis ki o zamanin fenerbahçe kadrosunun on liberosu appiah forveti anelka filandi. oynattigi futbol gayet de iyiydi. ikinci dönemi gs tarihinin en rezalet kadrosuydu.

    michael skibbe: evet galatasaray kendisine bir kac gömlek fazla gelmiştir ama oynattigi futbolun ne olduğunu gorebiliyorduk hiç değilse takımın ne yaptığını anlayabiliyorduk.

    frank rijkaard: kadrosu iyi iken sahada ne oynadığını.bilen rakibi isiran bir galatasaray vardı. o senenin uefa şampiyonu atletico madride deplasmanda yenilmemis rövanşta ise hakem yüzünden elenmistir.

    roberto mancini: galatasarayi tarihin en zor grubundan selçuk, semih,burak, umut gibi bitik oyuncular kadrosunda mevcutken cikartmistir. oynattigi futbol avrupa icin en isabetli futboldur. taktige olabildiğince önem verir, gunde 3 ogun defans calismaliyiz diyerek dogru teshisi koymus, kapandik mi gol yemeyecek bir takım yaratacakken maalesef takımdan ayrılmıştır.

    hamza hamzaoglu: geldik kendisine.. avrupa futbolunu bilmez, izlemez atleticonun ne kadar iyi bir takım olduğunu anca maçtan sonra öğrenir, hatta benfica'nin da ne kadar kuvvetli bir takım olduğunu da muhtemelen maç yaptıktan sonra görecektir. kendisi maçı sen ben gibi adeta halktan biri olarak izler, müdahele etmez etse de artık hersey için gec olmuştur. yerli sevicidir. takımın iskeletini oluşturan en temel oyuncunun yeri dünya üzerinde herhangi bir oyuncu ile dolacakken sabri gibi burak gibi evlatlarinin yerini dolduracak futbolcular daha analarinin karnından doğmuştur.

    takımı futbol adına dışardan izlesen bu takım ne oynuyor anlayamazsin. alan savunmasi yapip kapanmaya çalışıyor ama sürekli alan verip kalecisinin yıldız olmasını sağlıyor. rakibe topu verip arkada bekleyen bir futbol anlayasina sahip ama takımın da adı galatasaray.benim bildiğim galatasaray önde basan bir takım olmuştur.

    aklı başında insan grcen sene sampiyonluga giderken bu takımın hiç bir şey oynamadigini görüp hamza'dan bişey olmayacağını anlamistir. girin eski entrylerime bakın bu sözlükte benim gibi o dönemde hamzayi yeren onlarca insan var.
  • 5846
    ben hep savundum kendisini.

    ama göz göre göre yakıyor takımı.

    tamam grosskreutz transferinde hata kendisinde değil. transfer döneminde yapılan hataların açıklaması olabilir ya da mazur görülebilir. zira hem içerde dönenleri bilmiyoruz, hem de takımın alacağı ve satacağı oyuncuları tamamen teknik adam insiyatifine bırakmak saçmalık. bir yönetici de çıkıp deseydi ki galatasaray dingonun ahırı değil. sabri sözleşme yenilemiyor. bilal gelmiyor. daha iyilerini alıcaz. bu haktır, doğrudur. çünkü yarın hamza hamzaoğlu istifa etti? ama sözleşme imzalattığı oyuncular 2 sene 4 sene neyse kontratları bitene kadar senle... parasını sen ödüyorsun.

    ama arkadaş bu selçuk ısrarını anlayamıyorum.
    adam defansif anlamda tam bir mustafa sarp'a evrildi. ofansta etkisiz. elinde bilal ve jose gibi çok daha iyi oynayan bir ikili var.
    sonra bu emre çolak düşmanlığını anlamıyorum. emre hamza hoca'ya her zaman faydalı olmuş bir oyuncu. 30.09.2015 astana maçı'nın son 10 dakikasında bile skora katkıda bulunabilirdi.

    oyuncu değişikliklerinde de psikolojisi bozulduğunda mıdır bilmiyorum çok yetersiz kalmaya başladı. mesela astana karşısında dün denayer düştü kanatta. semih zaten dökülüyor stoperde. ulan geldiğin günden beri kullanıyosun sabri'yi sağ tarafta. tecrübeli de oyuncu. çek denayer'i stopere. al sabri'yi beke. merak etme 10 dakika kalmış maçın bitmesine. atağa çıkmasını yasaklarsın, pozisyonunu kaybetmez. böyle tecrübeli oyuncular dayanman gereken 10 dakikalık baskıda sana faydalı olurlar.

    neyse işte astana. astana karşısında baskı yemek. herkesin çıkması ama umut ve selçuk'un sahada kalması.
    olmuyor...
  • 5850
    kendisine sövenin değil artık kendisini övenin sözlükten uçurulması gereken, galatasaray tarihine gelmiş geçmiş en yeteneksiz en bilgisiz teknik direktörler sıralamasında kafadan ilk üçe yazılacak teknik taktik bilgisi sıfırın altında eksi beş olan anadolu takımı teknik direktörü.

    adamlar gelmiş hala hamzasson'a yeni sezon için şans verilmesi lazımdı bekleyip görmemiz gerekirdi diye uzun uzun döktürmüşler entryleri. hamza benim gözümde şampiyon takımı koruduk transfer yapmasak da olur bu çocuklara güvenin dediği gün bitmişti zaten siz hangi şanstan bahsediyorsunuz hala?

    geçen sene oynadığımız leş futbolu ve diğer iki takımın beceriksizlileri sayesinde ite kaka nasıl şampiyon olduğumuzu ilkokul ikiye giden bir çocuk bile biliyorken bu kadroya yeterli gözüyle bakan şahıs benim gözümde bir hiçtir. olaya bu şekilde bakan birine kusura bakmayın ama bakkal dükkanının anahtarı teslim edilmez ki siz milyon euroluk takımı emanet ediyorsunuz.

    bunun dışında, her basın toplantısında bir kurban seçiyor ama bu kurbanların adı hiç bir zaman selçuk inan ya da umut bulut olmuyor nedense. hayırdır agalar bu iki yeteneksiz dün ne top oynadı da eleştirilmeyi haketmediler, pozisyon pozisyon anlatacak biri varsa yeşillendirse ya beni, ki kendisi umut bulut'tan memnun olduğunu ima eden "umut bulut elinden geleni yapıyor" tarzı bir cümle kurdu dün basın toplantısında. akıl alır gibi değil arkadaş.

    gaziantep maçında öyle ya da böyle kurduğun kadroyla vasatın üstü bir oyun izletmişsin, en önemlisi orta sahandaki oyuncular özellikle jose rodriguez martinez aldığı topları dikine kullanarak orta sahandaki verimi arttırmışken hangi akla hizmet hiç bir bok oynamayan prensin selçuk inan'ı ilk onbir başlatırsın. anlat da bilelim yahu. nedir bu herifin oynadığı top, takıma kazandırdığı? defans desen rakibi kız gibi iteklemekten başka yaptığı bir şey yok, hücum desen defansa kadar geliyor topu öyle bir alıyor ki sanırsın lionel messi gerçekte ne mi yapıyor, ya defansa topu geri veriyor ya yana veriyor ya da götünü rakibe dayayıp topun üzerine atlıyor ve faul almaya çalışıyor ki bu harekete faul veren hakemin fifa kokartına tüküreyim çünkü böyle pozisyonların % 90'ı faul maul değil ki hakemler bazı durumlarda dün olduğu gibi buna faul çalmıyor ve kalemizde tehlike yaşıyoruz.

    evet gençler bundan sonra hamzassonun takımın başında olduğu selçuk inan'ın orta sahada olduğu ve burak yılmaz ya da umut bulut'un forvette olduğu hiç bir maçta aldığımız galibiyete sevinmeyeceğim. sevineni siksinler.
App Store'dan indirin Google Play'den alın