5912
geldiğinden beri yarattığı en büyük yanılgı, kendisinden önceki kötü örneklerle kıyaslanması olan hoca.
prandelliler, manciniler vs. ler ile kıyaslanıp , daha kötüleri var şükredin mantıgıyla savunulması çok acizce bir davranış. akhisar'ı sanki şampiyon yapmış gibi galatasaray'a geldi ne alakaysa...
bize en uygun ekol, kısa vadede alman ekolüdür. kadromuzda alman menşeili türk oyuncu da çok. takımı yüksek kondisyona , fizik gücü ve direnci yüksek bir kadroya, ve belli bir sisteme oturtacak bir alman hoca bize yeter. hocaya da yönetime de sabrederiz ama bir proje dahilinde. bu ne idüğü belirsiz vasat adamların günü kurtarmalık çırpınmalarına değil.. ben 3 kupa aldım diye ortalıkta dolanmayla olmuyor bu işler...
baktığımızda son 25 yılda derwall ile başlayan ve onun devamı niteliğindeki mustafa denizli ile çıkış yakalayan takımın daha sonrasında en büyük başarıları alman feldkamp, holmann ve yine bir alman (bkz: sepp piontek) çırağı fatih terim ile yakalandı...her ne kadar skibbe, sigi held gibi başarısız örnekler de mevcut olsa da, bu başarısızlıkları da sadece hocaya bağlamak safdillik olur.
gerek hocalar, gerek sürekli transfer ettiğimiz almancı futbolcular dolayısıyla alman ekolü bize en uygun ekoldür. türkiye'de sistemli ve fizik gücü yüksek bir takımın başarısız olması neredeyse imkansız. bu nedenle artık "haydi oglum, haydi cocugum!" ekolünden biraz daha ileri gitmemiz gerekiyor. avrupa'nın çok gerisinde kaldık. avrupa fatihi denen takım 10 maçtır galip gelemiyor. bu durum takımın karakterini ve imajını da çok kötü etkilemeye başladı. çapsız yönetim, çapsız hoca, çapsız yerli futbolcuları bize "türkiye'nin en büyük markası" diye yutturmaya calısıyorlar. istediğimiz çok pahalı transferler değil. yalnızca bir karakter ve sistem. bunu da türkiye'de yapabilecek türk hoca şu an yok.
prandelliler, manciniler vs. ler ile kıyaslanıp , daha kötüleri var şükredin mantıgıyla savunulması çok acizce bir davranış. akhisar'ı sanki şampiyon yapmış gibi galatasaray'a geldi ne alakaysa...
bize en uygun ekol, kısa vadede alman ekolüdür. kadromuzda alman menşeili türk oyuncu da çok. takımı yüksek kondisyona , fizik gücü ve direnci yüksek bir kadroya, ve belli bir sisteme oturtacak bir alman hoca bize yeter. hocaya da yönetime de sabrederiz ama bir proje dahilinde. bu ne idüğü belirsiz vasat adamların günü kurtarmalık çırpınmalarına değil.. ben 3 kupa aldım diye ortalıkta dolanmayla olmuyor bu işler...
baktığımızda son 25 yılda derwall ile başlayan ve onun devamı niteliğindeki mustafa denizli ile çıkış yakalayan takımın daha sonrasında en büyük başarıları alman feldkamp, holmann ve yine bir alman (bkz: sepp piontek) çırağı fatih terim ile yakalandı...her ne kadar skibbe, sigi held gibi başarısız örnekler de mevcut olsa da, bu başarısızlıkları da sadece hocaya bağlamak safdillik olur.
gerek hocalar, gerek sürekli transfer ettiğimiz almancı futbolcular dolayısıyla alman ekolü bize en uygun ekoldür. türkiye'de sistemli ve fizik gücü yüksek bir takımın başarısız olması neredeyse imkansız. bu nedenle artık "haydi oglum, haydi cocugum!" ekolünden biraz daha ileri gitmemiz gerekiyor. avrupa'nın çok gerisinde kaldık. avrupa fatihi denen takım 10 maçtır galip gelemiyor. bu durum takımın karakterini ve imajını da çok kötü etkilemeye başladı. çapsız yönetim, çapsız hoca, çapsız yerli futbolcuları bize "türkiye'nin en büyük markası" diye yutturmaya calısıyorlar. istediğimiz çok pahalı transferler değil. yalnızca bir karakter ve sistem. bunu da türkiye'de yapabilecek türk hoca şu an yok.
