• 37
    kesinlikle yanlış yaklaşım sergileyen kişiler. ama selçuk'un oynadığı maçlarda puan kaybedince diğer sebepleri konuşasım gelmiyor. hata yapıp maçı kaybetmek başka göstere göstere maçı kaybetmek için uğraşıp sonra hakemi suçlamak başka. hem hoca hem futbolcular sezon başından beri öyle işler yapıyorlar ki sanki hakemler bize 5 gol hediye etseler biz rakibe 6 gol hediye edeceğiz. özetle ne hakemler kendi hatalarımızı konuşmamıza engel olmalı ne de kendi hatalarımız hakemlerin hatalarını konuşmamıza.
  • 52
    takımın her maç hakederek kazanmasını isteriz, o ayrı. ama bazen hakem tarafından o adar ince doğranırsın ki, kötü olduğuna sende inanırsın. olgunlaşmamış, önemli atak olacak posizyonların kesilir, tehlikesiz yerde göstermelik fauller alırsın, rakibin sertliğine daha çok göz yumulur ve futbolcu bunu hisseder. sonuçta genellikle maçı kaybedersin. takımın buna reaksiyon gösterip hakemide yendiği maçlar çıkar tabi ama çok nadir olur böyle şeyler.
  • 84
    fenerbahce taraftari-camiasi biz kac senedir sampiyon olamiyoruz; hakemler bize karsi cephe almis durumda; 3 temmuzdan beri beli dogrultamadik vs modunda. onlara sorsan onlar da her mac katlediliyor, bunu soyledikleri zaman burada el birligiyle dalga geciliyor.

    bjk keza sergen ile hakem de hakem diyor. hakemler onlari da dogruyor, onlarin da aleyhine maclarin kaderini etkileyen kararlar veriyor kendi soylemlerince.

    bunun trabzon'u var, diger anadolu takimlari var.

    bunlarin hemen hepsine gulup geciyoruz; neden? cunku hayir dunya uzerinde munhasiran dogranan tek takim hep bizdik ve su anda da biziz.

    soyle bir donup objektif bakinca (ben galatasaray taraftariyim arkadas objektif bakamiyorum tavrina ayrica uyuz oluyorum) herkes hakemden sikayetci oldugu icin, haklilik olgusu tuttugun ve duygusal bag kurdugun takima gore degisiyor. biz kendi takimimiz haricindeki herkesi alaya aliyoruz. cunku onlar yanlis bir tek biz dogruyuz.

    bu boyle olmaz. matematiksel olarak sampiyonluk sansinin devam ettigi durecte bu kadar ruhsuz, arzusuz, koyvermis oynamak kabul edilemez. hakemin katletmedigi maclarda takim olarak ne yaptik? ne oynadik da hakemin katletmemesinden medet umuluyor? ya, bu takim denk gelir de falcao kafayla atar, babel uzaktan vurur, mohammed sekeni tamamlar gibi plansiz kaotik beklentilerle mi ilerlemek zorunda?

    10 nisan 2021 galatasaray fatih karagümrük maçında, lens orta acarken yedlin'in ayagina basiyor. herkes agliyor kirmizi diye. alakasi yok. onyekuru orta actiktan sonra ayagini yere indirirken ayni bu sekil basiverse de oyundan atilsa yine hakeme kabahat bulunur. hadi diyelim karagumruk 10 kisi kaldi. 11'e 10 ustunlugunu hissettirdigimiz mac oldu mu? takim olarak neyi hak ediyoruz allah askina? pozisyonumuz yok, onde top tutamıyoruz.

    gelelim donk'a. bu sozlukte donk'un pozisyon sari, lens'inki kirmizi diyen oldu. yuh, cus, pes vallahi. hepimiz galatasarayliyiz, ama duygusal bag var diye at gozluguyle de bakmamak, mantigi disarda birakmamak elzem. stoperin sari kartin varken cok gereksiz ve lakayit bir hareketle gidip adama takiyor ve takim 10 kisi kaliyor. stoperin bunu olcmesi, bicmesi lazim.

    özellikle son 6 maca bir bakalim. hakem dogramasa (!) hangi maci kazanabilecegimiz soylenebilir? gerçekten bu plan-program eksikliginde, evimizde rize'den 4 yerken, sivas'i yenemezken, hatay tarafindan parcalanirken hakem hatasi olmasa ne yapabilirdi takim?

    3 nisan atakaş hatayspor galatasaray maçında rakip elle aldi diye golleri iptal olsa, kim bizim o macta bir sey yapacagimiza, puan alacagimiza inaniyordu?

    hakem de hakem diye kendimizi kandirmayi birakmamiz gerekiyor. zira gercekten disaridan komik gorunuyor. fenerbahceli'yle, besiktasli'yla nasil agladigi soylenerek dalga geciliyorsa, iste biz de tam ayni durumdayiz. mevzu algida secicilik, bizim taraftar onlarin lehine bizim aleyhimize hatalara odaklaniyor; onlarin taraftari da kendi aleyhine bizim lehimize hatalara odaklanıyor. aradan 20 sene de gecse bu kafa degismeyecek.

    takim olarak once gidip, kotu bir sonucun meydana gelmemesi icin gerekli tum calismayi yapmak gerekir. yani planli programli, arzulu, hirsli, motive ve istikrarli oynamak gerekir. ondan sonra celme yenirse gidilirr hakem hakkinda konusulur, yakinilir. ancak bir kimse, arabanin anahtari uzerinde birakildiginda arabayi calip goturen adama; evinin kapisini acik birakarak yattiginda evine giren hirsiza "hirsizin hic mi sucu yok?" diye cemkirecek ve kendi hatalarini gormezden gelecekse, ayni hesapla biz de bu ligde/bu hayatta zerre yol alamayiz.
  • 124
    galatasaraylıların "eğer hakem kararları farklı şekilde olsaydı bu takım bu sezon*/geçen sezon* şampiyon olabilir miydi ve avrupa'da başarılı olabilir miydi ?" sorusunu kendilerine sorup cevabını alması gereken önerge.

    yanlış anlaşılmasın bir şey ima etmiyorum, bu soruya " evet olabilirdi "diyenler de olacaktır "hayır olamazdı "diyenler de. benim kişisel görüşüm avrupa'da yine fark yerdik, lig için de kesin şampiyon olurduk diyemiyorum.

    hakemlerin bu başarısızlık arasında çok büyük faktör olduğunda zaten hem taraftar arasında hem de sözlükte herkes hemfikir, asıl sorun abi hakemler olmasa var yaa zihniyetiyle galatasaray'ın başarısızlığını eşit dağıtmak yerine bir yerden alıp bir yere veren zihniyette. aynı kişiler türkiye kupası'ndan elendiğimizde hocaya da rahat oldu lige odaklanabilir yazıyordu. bu kadar başarısızlığı ve kötü futbolu kabullenmeyin rica ediyorum.
  • 111
    fatih terim'in teknik direktörlüğünü yaptığı 2011-2012 model galatasaray futbol takımının; hakemlere ve oyunun ortasında yapılan kural değişikliklerine rağmen nasıl da organize kötülüğün canını yaktığına şahit olan taraftarlardır. bu taraftarlar farkındadır, adil bir yarışın bizim ülkemizde daha uzun süreler olmayacağının.

    fatih terim'in şu anda galatasaray futbol takımının başında olması da bu yüzdendir. bu kötülüklere karşı toy bir teknik direktör rüzgarda savrulur gibi savrulur çünkü. ama ne yazık ki son 3 yıldır organize kötülüğün elini kolunu bağlayacak, çaresizce bize kupa vermek zorunda bırakacak bir oyun görmüyorum sahada. asıl acı olan şu ki, bunu fatih terim'in yapamamış olması.

    hakeme rağmen dominant oyun mümkün. bu semih ve dany tandemi ile mümkün oldu mesela. bunu mümkün kılan fatih terim oldu. övdüysek yermesini de bileceğiz. 3 senede bir arpa boyu yol ilerleyemedik ve organize kötülüğün ekmeğine yağ sürdük. fatih terim'in de bu konuda ciddi payı var.

    yönetimler şimdiye dek hiçbir zaman hocaların istediği oyuncuları tam anlamıyla takıma kazandıramadı. bu yeni bir şey değil, türkiye'deki futbol kulüplerinin başka bir problemi. ama buna rağmen başarılı olan takımlarımız, hocalarımız oldu. haklı bir isyan ama türkiye özelinde umutsuz bir haykırış. elde olan bu, elinde olanla ortaya güzel bir yemek çıkaracaksın. her şeye rağmen bizi rezil eden anadolu takımlarında bulunan malzemeden daha fazlasına sahip olduğumuzu düşünüyorum.
  • 42
    21 haziran 2020 galatasaray gaziantep fk maçı'nda da hakem alper ulusoy, bir önceki maçta yaşar kemal uğurlu'nun yaptığı gibi galatasaray'ın aleyhine bir maç yönetmiştir.

    galatasaray'ın arkasında hükümet yok
    galatasaray'ın arkasında tff yok
    galatasaray'ın arkasında medya yok
    galatasaray'ın karşısında ise bütün bu unsurların desteğini alan malûm takımlar var.

    tekrar soruyorum:
    galatasaray bu ligde bu kadar hakem hatasına ve tff cezasına maruz kalmasaydı yarışta bu denli geriye düşer miydi?
    galatasaray iyi oynamıyor zaten diyerek algıyı yönetip, hakemlerle cezalarla önünü kestiler ve maalesef buna çanak tutan galatasaraylılar var.

    galatasaray bu kadar öğe ile mücadele ediyorken, taraftarın bütün olarak bu konuda kulübe destek olmaması dolayısıyla daha çok canı yanar tff'den, hakemlerden galatasaray'ın.
    fatih terim ağzını açamaz hale geldi.
    yöneticiler keza öyle...
    zaten geçtiğimiz yıllardan beri artan bir galatasaray karşıt cephesi vardı bu sene artık hiç arlanmadan her şeyi yaptılar.
    galatasaray taraftarı bir bütün halinde durabilse işte o zaman hepsini aşar.
  • 41
    sabaha kadar da eleştirsen hakemi, karşında muhattap olmadığından bize zerre kadar faydası olmaz bu işlerin.

    kimi kime şikayet edeceksin mesela? iktidarın gözbebeği, güzide kulübün başkanı meşhur hakem bildirgesi olayının kahramanı göksel gümüşdağ'ı yine iktidarın başka bir gözbebeği olan yine belli otoritelerin ataması ile federasyon başkanlığı koltuğuna getirilmiş ünlü iş insanı nihat özdemir'e mi şikayet edeceksin? yine iktidara ve cumhurbaşkanına yakınlığı ile bilinen rize başkanı hasan kartal'ı , alanyaspor başkanı mevlüt çavuşoğlu'nun abisi olan hasan çavuşoğlu'nu, sedat peker'in yakın dostu sivasspor başkanı mecnun otyakmazı, berat albayrak'ın takımı olan kulübün başkanı ahmet ağaoğlu'nu mu şikayet edeceğiz veya onlara mı anlatacağız derdimizi? kaldı ki zaten daha önceden söyledik hakemler ile ilgili problemleri ve onlar da hakem bildirgesi olayı ile cevap verdiler bize.

    hala şunu göremiyor mu kimse, belli ki bazı siyasi otoritelerin oyuncağı haline gelmiş türk futbolu. futbol haricinde her şeyi konusuyoruz artık. hatta yine keşke sadece hakemlerle sınırlı kalsa bu iş. yahu ikisi de iktidara yakınlığı ile bilinen trabzonspor ve başakşehir şampiyonluk yolunda çekişiyorlar diye birbirlerine girdiler. bu iş iyice mide bulandırır oldu kendi adıma futboldan soğuma noktasına geldim.

    burada oyunumuzu eleştiren arkadaşları anlıyorum ben. bu kadar bokun püsürün olduğu yerde iyi kötü bir oyunumuz vardı biz de ona sarılıyorduk ve şimdi insan kötü oyunu görünce tahammül edemiyor. bizim burda yapabileceğimiz tek şey iyi oynamak hatta iyi de değil çok iyi oynamak yoksa başka türlü bu cendereden kurtulamayız.
  • 112
    oyunu eleştirelim sonra hakem eleştiririz diyen arkadaşlar hayatlarında hiç hakemi olan bir resmi müsabaka oynadılar mı merak ediyorum. bazen hakem oyunu direkt etkiler. mesela mostafa mohamed ahmed; taktik yüzünden kötü değil mi? ya da mısır liginde süper antreman yapıyordu burada antreman yapılmadığı için formu düştü. hiç alakası yok. bu adam takımın kötü olduğu maçlarda bile iyiydi. peki sonra ne oldu? bir maç topu kontrol ettiğinde yandan gelen oyuncu doğrudan dirseğine gitti ve sonra kendisini yere attı. sonuç; kırmızı kart. üzerine 2 maç ceza. o günden beri düşük bu adamın performansı. kendinizi bu adamın yerine koyun. o kırmızı karttan sonra bir daha içiniz rahat bir şekilde top kontrol edebilir misiniz? yoksa hep aha biri gelip dirseğime vuracak oyundan atılacağım şimdi korkusu mu yaşarsınız. mohamed bunun ürkekliğini yaşıyor, yaşamakta da haklı.

    10 nisan 2021 galatasaray fatih karagümrük maçına dönelim. 15 dakikada gördüğü sarı kart. kafaya çıkarken sarı kart görüyor. bu kartlar sadece bize çıkıyor. kasti vurup rakibinin elmacık kemiğinin üstünü şişirip kart görmeyenler var. ama bizimkiler vurmasa da görüyor. o kartın anlamı mücadele etme, kafaya falan çıkma atarım seni oyundan demek. futbol oynayan herkes o kartın anlamına bilir. lens'e çıkmayan kartların anlamının sıç ağızlarına ben arkandayım demek olduğunu da. ryan donk'a geçiş hücumunu nicami şekilde kestiği halde çıkan sarı atak kesme seni de atarım demek. sonrasında attı da zaten. etebo'ya çaldığı emre akbaba'nın sarı kart gördüğü faul mesela. başlatma şok presine rakip oynasın sen izle demek. mesela taylan antalyalı. 2 metre önünde koşan oyuncu çime takılıp yere düştü diye sarı kart gördü.

    güzel kardeşim maçı iyi yönetip penaltını vermeyen hakemi yenersin. sürekli sana ve rakibine mesaj veren kararlara imza atan bir hakemi öyle sandığın gibi kolay yenemezsin. adamın her düdüğünün her kartının bir amacı var. birinde rakibine daha çok yap diyor. birinde senin adamına bak mücadele etme seni atarım diyor, birinde topu tereyağından kıl çeker gibi kapabiliyorsan kap yoksa nizami kapsan bile seni atarım diyor. bu adam ürker, %100 ünü vermez, atılma korkusu yaşar, sakatlanma korkusu yaşar.

    olayı hala basit bir penaltı verilmediye indirgeyenler var. olay bundan kat kat daha ciddi ve direkt oyununu, sahadaki futbolcuların özverisini etkileyecek noktaya gelmiş. hakem konuşmayalım aynen. gördüğü kırmızı karttan sonra ayarı bozulan mohamed'in mısır'da daha iyi antreman yaptığı için performansının düştüğünü iddia edip kendimizi kandıralım burada. takım top mu oynuyormuş. daha 10 dakikada oynayanı atarım sineceksiniz mesajı vermiş bir hakem var sahada. cidden böyle bir hakem varken takım top oynayabilir mi sanıyorsunuz. öyle bir takım varsa beni de tanıştırın onlarla?

    beşiktaş neden bu kadar iyi? rakiplerini hakemi arkalarına alıp döve döve sindirdikleri için olabilir mi mesela?
  • 113
    işte tam da bu ayrımı yapmak araya bir çizgi koymak bizi biraz daha ayrıştırıp rakiplerin de ekmeğine yağ sürüyor. elbette ki hem oyunumuzu da hem hakemi de eleştirebiliriz eleştirmeliyiz de. çoğu kişinin dilinde abi ne oynuyoruz ya ne top oynadık da hakemi konuşalım. iyi ya da köyü oyundan bağımsız bir hakem maçı tarafsızca yönetmek zorundadır, asli görevi budur, bu cümleyi kurmak çok mu zor allah aşkına? kötü oyunu eleştirmek ya da oyunumuzu avrupa seviyesine çıkartmak için gereken mücadeleyi yapmak bu camianın zaten genlerinde var. bu cümlenin herhangi bir tarafında olan taraftar diğer tarafı yok saymamalı. bana hakem deme ne oynadık da yanlış, abi bana oyundan bahsetme her şeyin sorumlusu hakem ve diğer unsurlar da yanlış. tekrar ediyorum ayrıştırmaktan başka hiç bir işe yaramıyor.

    sezon bitince oyunumuzu günahıyla sevabıyla tartışalım, ne gerekiyorsa camiaya baskı yapıp düzelmesi için elimizden geleni yapalım ama şu an yarış devam ediyor ve hoca yalnız. hem de hiç olmadığı kadar yalnız.

    evet son maçımızda '10 nisan 2021 galatasaray fatih karagümrük maçı' oyun olarak dominant ve rakibi sahadan silen bir oyun ortaya koyamadık hepimiz zaten hem fikiriz ama yine de adil bir hakem yönetimi ile maçı alıp sonraki haftalar için iyi oyunun başlangıcı adına o enerjiyi yakalayabilirdik. dün akşam rakibimiz de '11 nisan 2021 bb erzurumspor beşiktaş maçı' iyi ve baskılı bir oyun ortaya koymadı hani hep diyoruz ya ne oynadık diye, arkadaş rakibin de iyi oynamadı mesela, ama kazandı. işte bahsettiğim de tam olarak bu.
  • 130
    23 kasım 2020 galatasaray kayserispor maçı çok güzel bir futbol ile 1-1 berabere kalmıştık. maçın başlarında kayserinin brezilyalı forvetine kırmızı verilebilir bir pozisyon vardı, onu geçtim son bölümde linnes'in düşürüldüğü pozisyonda penaltımız verilmedi. bu maçtan sonra hakem hakkımızı yedi yazan 1 kişi bile yoktu. bunun yanı sıra bu bugün iyi oynayalım yeter yenilmeye de razıyım hakkımızı da savunurum o zaman ama yeter ki iyi oynayalım biz ne oynuyoruz yazan tayfa bu maçtan sonra takıma antremanlarda bitiriclik çalıştırılmıyor, rezalet falan şeklinde entryler girmişti sözlüğe. yani iyi oyun beklentisi de biraz bahane.

    gel gelelim biz de o gün bu kadar yüksek ses çıkartmadık. çünkü hakemin 1-2 hatası olmuştu ama genelinde art niyetli bir yönetim göstermemişti. o yüzden kazabileceğimiz bir maçtı, kazanmalıydık dedik geçtik. ancak bazen art niyetli bir hakem gelir size iyi bir oyun oynama şansı bile vermez itici güç olan tribünlerin boşluğunu da fırsat bilir oyuncularınızı sindirir art niyetli düdüklerle. işte bugün sesimizin bu kadar yüksek çıkmasının sebebi de bu.
  • 57
    bazen kötü giderken gelen bir üç puan takımı toparlar, antrenmanların daha iyi geçmesini sağlar, psikolojik olarak iyi gelir. bu yüzden asıl kötü oynarken hakemlerin adil ve dürüst yönetim göstermesi gerekmektedir. demem o ki başlıktaki gruba dahil şahıslar iyilik değil, kötülük yapıyorlar. kötülük yaptıkları da çocukluk aşkları.

    iyi oynayan, rakibi ezen takımı biçmeye de çok affedersiniz ama güven, özveri ve tecrübe gerekir. hakemleri salak zannediyorsanız, yanılıyorsunuz. malumunuz takım iyi olunca milyonlarca kişinin galibiyet beklediği ve pür dikkat izlediği maçlar oluyor. o zaman hakemler tepkilerden çekiniyor. ancak düşene bir tekme de hakemler rahatça vuruyor. çünkü bu başlıktaki gruba dahil birçok insan olduğunu biliyorlar. çok fazla yangın çıkmayacağını biliyorlar.
  • 86
    hakem maçı düzgün yönetsin, ben ondan sonra takımıma her lafı söylerim. futbol, iki takım ve hakemle oynanan bir oyun, rakibi yenmek üzerine kurgulanir, hakemi değil. sahada hakem ,art niyetli ise takıma laf edilmez. 10 nisan 2021 günü oynanan galatasaray karagümrük maçında hakem art niyetliydi. fenerbahçe'yi yendiğimiz maçtan bu yana hakemler art niyetli düdük çalıyor. bütün maçları izliyoruz, aynı hakemlerin ne karar verdiğini görüyoruz. bize karşı ellerinin ceplerine ne kadar kolay gittiğini de görüyoruz. hakem maçı katlettikten sonra, lehimize bir karat verince, vay efendim gs kollaniyor diye rakip takım taraftarları ortalığı ayağa kaldırıyor. bizim.taraftar terim'e laf ediyor. terim gidince yedlin'e yapılana kırmızı, donk'a uyarı verileceğini mi saniyorsunuz.
  • 109
    bana elma ile armudu karıştıran taraftar gibi gelmektedirler.

    takımın kötü oynamasını eleştirdiğimiz gibi hakemin yanlış kararlarını da eşleştirebilmeliyiz. takım kötü oynadı diye hakemi konuşmazsak bu arsız hakemler iyi oynadığımız maçta da benzer şeyler yapacaktır.

    hatayspor maçında* şener'in ensesine tokat atılan ve kırmızı kart çıkmayan pozisyonu kötü top oynadık diye konuşmayalım mı ya da rakip dirsek atınca kart görmemesini, bizim oyuncumuzun ise direk kart ile cezalandırılmasını sahada istenen oyunu sergilemediğimiz için unutalım mı? bunun dengesi, ayarı nedir? o kadar iyi olacaksın ki hakemi de yeneceksin sözü sizce de garip değil mi? hakem yenilmesi gereken bir rakip mi sahada mesela?

    galatasaray'ın oyun olarak 2020-2021 sezonunda şampiyonluğu hak ettiğini düşünmüyorum. ancak sergilenen hakem performansları ile hava yakalama şansının da elinden alındığına inanıyorum. bazen bir maçta yaşanan olumlu bir durum sezonun geri kalanı için bir başlangıç olabilir. bunu sanırım hepimiz biliyoruz. sezon boyu bu başlangıç şansları hakem hataları ile elimizden alınmış gibi hissediyorum. kazandığımız ya da kaybettiğimiz neredeyse her maçta bir hakem faciası mutlaka var. en güncel örnek 10 nisan 2021 galatasaray fatih karagümrük maçından. lens bileğe basıyor var devreye girmiyor, donk basınca devreye giriyor. bu maçta olaylar tersten işlese ve rakibin maçın başlarında 10 kişi kalsa bu başlangıcı yapma şansın olmaz mıydı? belki yine kazanamazdık ama benim hakkım olan bu şans neden benden çalınıyor? sahada adaletli bir yönetim olsun, takım kötü oynadı kaybetti diyelim. hakemi de yeneceksin sözü ile neden berbat hakem yönetimlerini kabullenerek yola çıkıyoruz?

    demek istediğim aslında bu taraftar grubunun olmaması gerektiği değil. demek istediğim sahada kötü futbol ve kötü hakem varı beraber söyleyebilmek. çıkmayan kırmızıyı, verilmeyen penaltıyı kötü futbola bahane değil, kötü futbolun yanında sonuca etki eden bir unsur olarak değerlendirebilmek bence olması gereken.
  • 87
    ben bir taraftarım, klubün şampiyonluğu, para/ödül/kupa kazanması beni mutlu eder ama doğrudan bir faydası yoktur. iyi yönetilen bir klüp, bu faydaları kullanarak daha iyi oynayan bir takım yaratmakta kullanırsa dolaylı yoldan bana da fayda sağlar.

    ben 90 dakikamı ayırdığımda bu süreye değecek bir şeyler izlemek isterim. sahada oynanan oyundan keyif alan varsa fikirlerini dinlemeye açığım. ancak her maçın ilk yarısının sanki maç golsüz biterse tur atlayacakmış gibi mıymıy oynanmasını kaldıramıyorum artık.

    hakemmiş federasyonmuş, bunların hangi niyette olduğunu görmemek mümkün değil. hakemden önce oyunu eleştirmek, hakemi eleştirmemek demek de değil. hakem maçta alınan puanı etkiliyor, şampiyonluğu etkiliyor kabul. ama oyunun bu denli kötü olması hakemin etkili olmadığı maçlarda da devam ediyorsa önce oyunu eleştirmemiz lazım. en azından maçların ilk yarılarını neden ısınma idmanı gibi geçiriyoruz onu anlasam bana yeter.
  • 138
    haklılar bir şey diyemem.

    ama öyle hakem yönetimleri gördük ki, özellikle 2019-20 ve 2020-21 sezonlarında, futbol alt yapı eğitimi almış olan kimse takıma laf söylemeye kıyamaz.

    galatasaray’ın dna’sına işlemiş olan futbol karakteristiği agresiftir. içinde yoğun presle top kaparak atak sürekliliği sağlamak gibi öğeler vardır. ancak hakem nizami top çalmaların tamamına faul verirse hem oyun soğur, bu da savunma takımının oyunun boşluklarına sığınması için gereken fırsatı verir, hem de galatasaray’ın momentumunu ve motivasyonunu yok eder.

    hakem yaptığımız hatta yapmadığımız halde verdiği her faule kartlarını zeyna misali fırlatmaya başlarsa, oyuncumuz artık rakibe müdahale edemez hale gelir. bir bek bir de stopere maçın başına ucuz sarı kartı yapıştırırsan, oyuncu salak değil senin niyetini hemen anlar, o takımın bireysel hatadan gol yeme şansını oldukça arttırırsın. oyunun defans yönünden kalitesi de böyle düşer.

    hadi rakibi geride karşılayayım bari, kontraya çıkayım dedi galatasaray. aynı rakip oyuncu atağa kalkacak ya da hızlı oyun kuracak adamını 4 kere üst üste yugoslav faulüyle durdurup 1 tek sarı kart almadığında, dayak yemekten iflahı kesilmiş kanat oyuncun kırk yılın başı kaleciyle karşı karşıya kalabildiğinde menenjit geçirmesine ramak kaldığından topu dağa taşa diktiğinde, bunları seyretmekten başka bir şey yapamayan fatih hoca taşşakları portatif buzdolabına dayayıp surat beş karış kaldığında her şey o kadar saçma geliyor ki eleştirmeye sıra gelmiyor. yanlış bakıyorum olaya belki; ama başka türlüsünü yapamıyorum. kendimi futbolcunun yerine koyuyorum. buna sürekli sürekli maruz kaldığımı düşünüyorum. dilim varmıyor söz söylemeye.

    öte yandan maç hazırlığımız kesinlikle daha iyi olmalı. zaman zaman çok zayıf takımlara karşı alabora oluyoruz. bocalama olur ama biz mahvoluyoruz baya. o da tartışmasız olarak katıldığım bir görüş. hem bizim takımı hazırlamamızda hem de hakem yönetimlerinde fazlasıyla sorunlar mevcut.
App Store'dan indirin Google Play'den alın