• 51
    çok yanlış düşünen topluluktur.
    adalet başka kötü futbol bambaşka. adil olmak için meydana çıkanlar adaleti sağlamadıktan bunu oynamanın ne anlamı var. ben istersem rezilleri oynarım yerlerde sürünürüm. kimse bu takım kötü diye hakkını yiyemez.

    ben işçi olayım herhangi bir sebep ile işveren ile mahkemelik olayım. mahkeme bana sen haklısın ama hakkını iyi aramamışsın bu zamana kadar neredeydin işveren haklı mı diyecek?
    ya da ben trafikte defalarca ufak tefek kazaya sebebiyet vermişim. sonra hiçbir suçum yokken birisi gelip benim aracımı hurdaya çıkarmış. trafik polisi gelip senin burdan bir şey çıkmaz sen zaten defalarca kaza yapmışsın haksız sensin mi diyecek?
  • 52
    takımın her maç hakederek kazanmasını isteriz, o ayrı. ama bazen hakem tarafından o adar ince doğranırsın ki, kötü olduğuna sende inanırsın. olgunlaşmamış, önemli atak olacak posizyonların kesilir, tehlikesiz yerde göstermelik fauller alırsın, rakibin sertliğine daha çok göz yumulur ve futbolcu bunu hisseder. sonuçta genellikle maçı kaybedersin. takımın buna reaksiyon gösterip hakemide yendiği maçlar çıkar tabi ama çok nadir olur böyle şeyler.
  • 56
    bazen hakem öyle bir yönetir ki senin iyi oynama şansın yoktur. dövdürür seni, üzerine her reaksiyon gösterdiğinde faul verir, her sesini çıkartmaya çalıştığında bakışlarıyla söver cebini işaret eder. hata yapan hakemi yenersin, eyyam yapan hakemi yenersin. baştan sona kadar seni doğramaya and içmiş ve bunu hem senin futbolcularına hem de rakip futbolculara hissettiren bir hakeme karşı yapabileceklerin fazlasıyla sınırlı olmakla birlikte iyi futbol beklemek de fazla iyi niyetli.
  • 57
    bazen kötü giderken gelen bir üç puan takımı toparlar, antrenmanların daha iyi geçmesini sağlar, psikolojik olarak iyi gelir. bu yüzden asıl kötü oynarken hakemlerin adil ve dürüst yönetim göstermesi gerekmektedir. demem o ki başlıktaki gruba dahil şahıslar iyilik değil, kötülük yapıyorlar. kötülük yaptıkları da çocukluk aşkları.

    iyi oynayan, rakibi ezen takımı biçmeye de çok affedersiniz ama güven, özveri ve tecrübe gerekir. hakemleri salak zannediyorsanız, yanılıyorsunuz. malumunuz takım iyi olunca milyonlarca kişinin galibiyet beklediği ve pür dikkat izlediği maçlar oluyor. o zaman hakemler tepkilerden çekiniyor. ancak düşene bir tekme de hakemler rahatça vuruyor. çünkü bu başlıktaki gruba dahil birçok insan olduğunu biliyorlar. çok fazla yangın çıkmayacağını biliyorlar.
  • 60
    masaya yumruğunu vurmaz, nihat denen şikeci ve ahlaksız fenerl şahsı başkan yaptırırsan, sahada dövülen oyuncuna sahip çıkmazsan böyle olur işte. böyle yönetim olmaz. çok kızdığım rahmetli canaydın bile hakeme düdük astırdı haklı olarak. tek konuşan hoca ona da hemen bas cezayı sustur. bu ahlaksızlar ile mücadele edeceksin saha dışında da. şimdi kolay lokma beşiktaş kaldı. seyredin bak neler yapacak nihat feneri şampiyon yapmak için.
  • 63
    çok uzun süredir takip ettiğim ve çaylak olmaya hak kazandığım sözlük ile diğer büyük takım taraftar platformu arasında seviye farkı arşı aşmış durumda. biz gsliler önce sahaya bakarız efsanelerimizi bile eleştiririz ama bu hakemlerin bize karşı kötü niyetini, her türlü fırsatı değerlendirdikleri gerçeğini göz ardı etmez tam tersi olumlu destek rakiplerimize yapılıyor 3 büyüklerin tüm maçlarını izleyen birisi olarak bize yapılan hakem yönetimi onlarada yapılsa emin olun puanları ancak bizim kadar olurdu. şu kötü halimiz bile onlara yetiyor ama şampiyonluk için herkesi herşeyi yenmemiz lazım.
  • 64
    illallah ettirir. kolaya kaçmaktır. galatasaray net bir şekilde saldırı altındadır. takımı eleştir, hocayı eleştir eyvallah. ama galatasaray düşmanlarını da gör.

    edit: başlık değişince entry anlamını da yitirmiş ve haklı olarak en ofsaty entrylerime girmiş. bu başlık ile tabi ki önce oyun eleştirilmeli ama hakemde unutulmamalı.
    eski başlık şöyle idi "galatasaray kötü oynadı hakemi eleştirmeyelimciler". hakemi de yeneceksin zihniyeti vardı bu da mümkün değil şu gücümüzle. dünyada ki hangi takım her maçını iyi oynuyormuş? hakemler adil olacak önce.
  • 65
    galatasaray'ı şampiyonlukları ya da büyüklüğü için değil, gerçek anlamda seven insanlardır. her şeyden önce başarıdan önce inançlı bir futbolcu grubu ve teknik kadro isterler. bahsi geçen kişilerin gözlerinde ve demeçlerinde kazanma arzusunu gördüklerinde, sahada alınan kötü sonuçları sineye çekerler rahatlıkla.

    inançsız, ruhsuz ve emek verilmeyen oyunun en büyük düşmanlarıdırlar. sesleri fazla çıktığı için, doğru noktada eleştirmeyi bilen bir yapıda olurlar ve pesimist tavırları, galatasaray'ın her zaman iyi olmasını istemeleri motivasyonunun bir sonucudur.
  • 66
    kötü oyun, kötü tercihler, kötü mücadele, kötü oyuncular; teknik direktör ve taraftar dışında başka hiç kimseyi ilgilendirmez. ancak her kesimi etkileyecek doğru ya da yanlış kararlar herkesi ilgilendirir.

    bunun neresini anlamıyorsunuz tam olarak?
    yani sistemimiz olmayabilir. oyun tempomuz olmayabilir. ortaya bir şey koyamıyor olabiliriz. kötü oyun var diye kötü yönetilmek de nerden çıkıyor? ne zaman kötü oyun oynamak kötü yönetilme tezini doğurdu?

    bu düz mantıkla da o zaman önümüzdeki haftalarda zor ama yıllarda iyi bir oyun oynarken kötü yönetilirsek de iyi oynuyoruz hakem konuşmaya gerek yok deyip geçeceğiz. doğru mudur?

    gerçekten anlamlandıramıyorum. ya ben bir şeyler içtim kafam iyi ya da böyle düşününler çok farklı kafa yaşıyor.

    he önce kendimizi eleştirelim mantığı ile bakanlar için de konuşacaksak, galatasaray'ın hakkını savunması gereken yerde savunmayın yönetimi ve beyaz sayfa açalım diyen yöneticileri ne zaman aştık da sıra takımın oynamamasına geldi?
  • 67
    hakem* kötü, eyvallah. art niyetli, doğru. takdir haklarını galatasaray futbol takımının aleyhinde kullanıyor, doğru. takımın sabrıyla oynadı, dengemizi bozdu, doğru. rakibin faullerinde var'dan çağrılmadı; bizim pozisyonda çağrıldı, doğru. organize kötülük falan, hepsi doğru.

    peki biz böyle hakemleri ilk defa mı görüyoruz? bu hakemler 20 senedir böyle. hep bizim sinirlerimizle oynuyorlar. ilk defa mı organize kötülük? hayır her sene var alışkınız. galatasaray'ı winner yapan şey tüm bu oyunları, sahadaki iyi futbolu ve üst düzey psikolojik reaksiyonlarla aşması idi. bu sene neden onu göremiyoruz, mesele bu. galatasaray kötü oynadı hakemi eleştirmeyelim demiyorum. hakeme de sıra gelir, ama önce bi kendimiz olmamız gerektiği gibi olalım diyorum şahsen. bu durumda da hakem konuşmak zaman kaybı. hakem çok müthiş maç yönetmiş olsa idi dahi bugün* puan kaybı kaçınılmazdı, çünkü rakibi sahanda evire çevire yenemiyorsun. hem de iki as oyuncusu yok. bu şartlarda şampiyonluk konuşmak beyhude. hele hakem konuşmak çok gereksiz. o konuları yönetim mikrofonlara konuşmalı, konuşmuyorsa taraftarın bunu konuşmasının bir etkisi yok, boş muhabbet.

    takım futbol oynamıyor, ortada hücum organizasyonu yok. futbol adına ortada ümit veren hiç bir şey yok. bu durum yaklaşık 2.5 senedir bu şekilde. ocağı bekleyelim, hele bi yazın kamp geçirelim diye diye ilerliyoruz. takımda sistem namına hiç bir şey yok. her hafta kadro sansasyonu, her hafta geç gelen oyuncu değişiklikleri, bağıra bağıra giden maçlar... kazandığımız maçlarda bile 2-0 öndeyken son on dk gol yiyip son dakikalarda kalp krizi eşiğinde izliyoruz. geri düştüğümüz maçlarda isyan etmiyoruz, ne futbolcular ne teknik ekip... sonra yeni hafta geliyor, ümitleniyoruz bu sefer emre akbaba ile falan başlamaz hoca diyoruz, bakıyoruz aynı. ilk yarı çöpe gidiyor, devreye değişiklikle gireriz diyoruz yok. dk 70 maç 0-0 gidiyor değişiklik yok, ben çıldırıyorum sizde aynısı olmuyor mu? ikinci yarı bir tane yiyoruz reaksiyon yok. aynı tas aynı hamam, ders alma yok her hafta aynı rezaleti yaşıyoruz. önce bunları ortadan kaldırıp ilk yarıda evimizde galatasaray gibi oynayıp 2-0'ı bir bulalım, sonra hakemleri darağacına alırız. biz fener taraftarı değiliz her puan kaybından sonra hakem diye ağlayalım, önce kendi takımımıza bakalım. bize hakem diye ağlamak yakışmıyor, o konuda yaptırım gücü yönetimdedir. düdük astırmaya kadar işi götürmek yönetimin elinde, yaparlar mı bilemem, güçleri yeter mi, bilemem.

    ayrıca 10 nisan 2021 galatasaray fatih karagümrük maçı için konuşmak gerekirse, hakemin her türlü rezalet yönetimine rağmen, duraklama dakikalarında luyindama'nın mevlüt'e ceza sahasına gelen korner atışında dirseği net kırmızı kart+penaltı idi. hakem vermedi, veremedi. ben hakem olsam şu taraftar halimle vicdan meselesi yapar verirdim. ali p. verse bir şey diyebilir miydik? hayır. onca skandal kararına rağmen buna haklı derdik, vermedi. bana göre kerem'in pozisyonunda da darbe çok küçük, galatasaray futbolcusu o topu kaleciyle beraber içeri sokmalı. ben hakem olsam ben de var'dan çağrılsam izler iptal ederdim, temas belli belirsiz. fotoğraflar dönüyor sosyal medyada, yuvarlak içinde temas gösterilmeye çalışılmış falan, bunlar fenerli adetleridir. futbolda pozisyonlar fotoğraftan doğru tahlil edilemez, video akarken bakmak lazım. hakemler konusunda ağlayarak bir şeyleri düzeltemeyiz. yönetimin masaya bir şeyleri vurarak çözeceği konular hakem konuları. çıkarır masaya bir şeyleri vurursun, bak bakalım bir daha atayabiliyorlar mı böyle hakemleri...

    taktik ve teknik olarak disiplin ve sistem olarak çok eksiğimiz var. karagümrük'ün bugün* korner atışlarındaki yaptığı gibi bir organizasyonu 4 senedir bizim takımda görmedim. sahi bizim takım antrenmanlarda ne çalışıyor, neden yeni gelen oyuncular ilk iki üç maç çılgın atıp sonra sönüyor? hadi onyekuru monaco'dan geldi, fransa ligi tempolu antrenmanlar sıkıdır. mısır takımından gelen mustafa muhammed'in bile temposu düştü bizim takımla antrenmana çıktıktan sonra ya hu, ben bunu kabul edemiyorum. bunu hoca ve teknik ekip görüyordur değil mi? şüphesiz görüyorlar, peki neden reaksiyon gösterilmiyor? işte esas sorun bu gibi sorular.
  • 68
    süper lig 2020-2021 sezonu boyunca sanki rakiplerimiz m.city gibi oynamış da biz bir tek kötü oynuyoruz.

    bize verilen sarı/kırmızı kartlar rakiplerimize verilmediği gibi aleyhimize de, bizimle oynayan takımlar bizi sürekli doğradı, cezasız kaldı.

    sonra iş bizim kötü oyunumuza kaldı.

    tamam kötü de oynadığımız mac çok da rakiplerimiz kötü oynarken 15-20 puan alırken biz niye her kötü oynadığımız maçta puan kaybediyoruz?

    rakip yumruk atar kart yok, bileği kırar kart yok 80 dk, 70 dk, bir devre eksik oynaması gereken takımlar bizi yenince kötü oynadık. e her şey normal olsaydı bir de öyle baksaydık...

    ligde şampiyonluk yolundaki rakiplerinden daha fazla 10-11 eksik oynayıp, rakiplerinden daha az 11-10 fazla oyuncu ile oynayan takım olarak bizim hakkımızı savunan bir yönetim de yok. etkisi olmayan, çapsız adamlar başımızda. hoca hakkımızı savunursa da zaten ceza alıyor.

    2 yıldır galatasaray'a yapılmayan kalmadı ama nerede kulübün etkisi?

    en çok da taraftar+yönetim buna çanak tutunca üzülüyorum.
  • 70
    hakemler bizi bir maç doğuramıyor ki? sistemli olarak son 2 sezondur nerdeyse her maç doğruyor. tam tersine rakiplerimizi kolluyor. bu kadar futbolu takip ediyorum ama bu kadar açık düşmanlık yapılmadı. doğru kelime düşmanlık. adamlar bize düşmanlar düşman. bu bir paronaya değil, bir dij güçler meselesi de değil. biz zaten takımda ,yönetimde ve camiada olan problemleri görüyoruz . dillendiriyoruz. bizim en büyük sorunumuz futbol ortamı. bu böyle devam etmemeli.
  • 74
    galatasaray kötü oynayabilir. galatasaray rezil oynayabilir. galatasaray pozisyona giremiyor, hatta şut çekemiyor olabilir. kusura bakmayın da hangi hakemin haddineymiş, benim maçımı katletmek? hangi hakem var olmuş ki, ben kötü oynadım diye o maçı katledince ben ona sesimi çıkarmayacağım. böyle ''aman biz kötüyüz, hakeme ne çemkiriyorsunuz''cular var ya, işte asıl problem bunlar. elalem bir faulu çalınmayınca bin gün onu konuşturuyor. hakemi galatasaray kötü oynadı diye eleştirmeyenler; katledilen tüm haftaları tek celsede unutup beyaz sayfa açanlarla akrabadırlar. net.
    takımın kötü olması, organize bir yapıda devam edememesi hakemin göz göre göre galatasaray'ı doğramasına sessiz kalmayı gerektirmez.

    takım eleştirilir, teknik direktör eleştirilir. olmalıdır da. ancak ele karşı evini savunursun. kötü oynadım diye de, kimse maçı kötü yönetmesin. oyunum benim sorunum, maçı adil yönetmek senin görevin.
  • 75
    yeri geldiğinde hakemi de yeniyoruz çok da yendik evelallah. ancak hakemi de bir yere kadar yenersin.

    bjk denen takım sene başında küme düşme hattında iken tekme tokat futbol oynayarak lider oldu. aynı şekilde biz oynasak her maç 9 kişi kalmış ve şu an küme düşme hattındaydık. sadece o maçlarda alınan puanlar değil kazandırdığı özgüven ve momentum da önemli.

    fb'nin kaybederse helva gibi dağılacağı dönüm noktası olan başakşehir ve trabzonspor maçlarında hayat öpücüğü ile nasıl yarışta tutulduğunu gördük.

    e bir de bunları yanına adil yönetimi bırak en ufak müdahelede, itirazda sarı ve kırmızı kart gören, rakiplerinden dayak yiyen futbolculara ben de çok fazla bir şey diyemiyorum. bunu gören futbolcu da bir yere kadar direnir. robot mu bunlar. bjk'ye sağlanan momentum ve özgüvenin tam tersi bize veriliyor.

    sezon başından beri en başında kartlarda yaşanan standartsızlık tam tersi olsa bjk yine önümüzde mi olurdu yoksa 8-10 puan gerimizde mi?

    memleketteki adaletsizlik ve yandaşlık her yerde olduğu gibi futbolda da var. fatih hoca zamanında referandumda evet deseydi ya da mütemadiyen saraya çıkıp poz verseydi bunların hiç birini yaşamazdık.

    açın gözünüzü başka galatasaray yok. bunun hesabının sorulacağı yerler de belli. hala hatayı önce kendimizde arayalım diyenler galatasaray'ın sırtında destek değil köstektir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın