67
hakem* kötü, eyvallah. art niyetli, doğru. takdir haklarını galatasaray futbol takımının aleyhinde kullanıyor, doğru. takımın sabrıyla oynadı, dengemizi bozdu, doğru. rakibin faullerinde var'dan çağrılmadı; bizim pozisyonda çağrıldı, doğru. organize kötülük falan, hepsi doğru.
peki biz böyle hakemleri ilk defa mı görüyoruz? bu hakemler 20 senedir böyle. hep bizim sinirlerimizle oynuyorlar. ilk defa mı organize kötülük? hayır her sene var alışkınız. galatasaray'ı winner yapan şey tüm bu oyunları, sahadaki iyi futbolu ve üst düzey psikolojik reaksiyonlarla aşması idi. bu sene neden onu göremiyoruz, mesele bu. galatasaray kötü oynadı hakemi eleştirmeyelim demiyorum. hakeme de sıra gelir, ama önce bi kendimiz olmamız gerektiği gibi olalım diyorum şahsen. bu durumda da hakem konuşmak zaman kaybı. hakem çok müthiş maç yönetmiş olsa idi dahi bugün* puan kaybı kaçınılmazdı, çünkü rakibi sahanda evire çevire yenemiyorsun. hem de iki as oyuncusu yok. bu şartlarda şampiyonluk konuşmak beyhude. hele hakem konuşmak çok gereksiz. o konuları yönetim mikrofonlara konuşmalı, konuşmuyorsa taraftarın bunu konuşmasının bir etkisi yok, boş muhabbet.
takım futbol oynamıyor, ortada hücum organizasyonu yok. futbol adına ortada ümit veren hiç bir şey yok. bu durum yaklaşık 2.5 senedir bu şekilde. ocağı bekleyelim, hele bi yazın kamp geçirelim diye diye ilerliyoruz. takımda sistem namına hiç bir şey yok. her hafta kadro sansasyonu, her hafta geç gelen oyuncu değişiklikleri, bağıra bağıra giden maçlar... kazandığımız maçlarda bile 2-0 öndeyken son on dk gol yiyip son dakikalarda kalp krizi eşiğinde izliyoruz. geri düştüğümüz maçlarda isyan etmiyoruz, ne futbolcular ne teknik ekip... sonra yeni hafta geliyor, ümitleniyoruz bu sefer emre akbaba ile falan başlamaz hoca diyoruz, bakıyoruz aynı. ilk yarı çöpe gidiyor, devreye değişiklikle gireriz diyoruz yok. dk 70 maç 0-0 gidiyor değişiklik yok, ben çıldırıyorum sizde aynısı olmuyor mu? ikinci yarı bir tane yiyoruz reaksiyon yok. aynı tas aynı hamam, ders alma yok her hafta aynı rezaleti yaşıyoruz. önce bunları ortadan kaldırıp ilk yarıda evimizde galatasaray gibi oynayıp 2-0'ı bir bulalım, sonra hakemleri darağacına alırız. biz fener taraftarı değiliz her puan kaybından sonra hakem diye ağlayalım, önce kendi takımımıza bakalım. bize hakem diye ağlamak yakışmıyor, o konuda yaptırım gücü yönetimdedir. düdük astırmaya kadar işi götürmek yönetimin elinde, yaparlar mı bilemem, güçleri yeter mi, bilemem.
ayrıca 10 nisan 2021 galatasaray fatih karagümrük maçı için konuşmak gerekirse, hakemin her türlü rezalet yönetimine rağmen, duraklama dakikalarında luyindama'nın mevlüt'e ceza sahasına gelen korner atışında dirseği net kırmızı kart+penaltı idi. hakem vermedi, veremedi. ben hakem olsam şu taraftar halimle vicdan meselesi yapar verirdim. ali p. verse bir şey diyebilir miydik? hayır. onca skandal kararına rağmen buna haklı derdik, vermedi. bana göre kerem'in pozisyonunda da darbe çok küçük, galatasaray futbolcusu o topu kaleciyle beraber içeri sokmalı. ben hakem olsam ben de var'dan çağrılsam izler iptal ederdim, temas belli belirsiz. fotoğraflar dönüyor sosyal medyada, yuvarlak içinde temas gösterilmeye çalışılmış falan, bunlar fenerli adetleridir. futbolda pozisyonlar fotoğraftan doğru tahlil edilemez, video akarken bakmak lazım. hakemler konusunda ağlayarak bir şeyleri düzeltemeyiz. yönetimin masaya bir şeyleri vurarak çözeceği konular hakem konuları. çıkarır masaya bir şeyleri vurursun, bak bakalım bir daha atayabiliyorlar mı böyle hakemleri...
taktik ve teknik olarak disiplin ve sistem olarak çok eksiğimiz var. karagümrük'ün bugün* korner atışlarındaki yaptığı gibi bir organizasyonu 4 senedir bizim takımda görmedim. sahi bizim takım antrenmanlarda ne çalışıyor, neden yeni gelen oyuncular ilk iki üç maç çılgın atıp sonra sönüyor? hadi onyekuru monaco'dan geldi, fransa ligi tempolu antrenmanlar sıkıdır. mısır takımından gelen mustafa muhammed'in bile temposu düştü bizim takımla antrenmana çıktıktan sonra ya hu, ben bunu kabul edemiyorum. bunu hoca ve teknik ekip görüyordur değil mi? şüphesiz görüyorlar, peki neden reaksiyon gösterilmiyor? işte esas sorun bu gibi sorular.
peki biz böyle hakemleri ilk defa mı görüyoruz? bu hakemler 20 senedir böyle. hep bizim sinirlerimizle oynuyorlar. ilk defa mı organize kötülük? hayır her sene var alışkınız. galatasaray'ı winner yapan şey tüm bu oyunları, sahadaki iyi futbolu ve üst düzey psikolojik reaksiyonlarla aşması idi. bu sene neden onu göremiyoruz, mesele bu. galatasaray kötü oynadı hakemi eleştirmeyelim demiyorum. hakeme de sıra gelir, ama önce bi kendimiz olmamız gerektiği gibi olalım diyorum şahsen. bu durumda da hakem konuşmak zaman kaybı. hakem çok müthiş maç yönetmiş olsa idi dahi bugün* puan kaybı kaçınılmazdı, çünkü rakibi sahanda evire çevire yenemiyorsun. hem de iki as oyuncusu yok. bu şartlarda şampiyonluk konuşmak beyhude. hele hakem konuşmak çok gereksiz. o konuları yönetim mikrofonlara konuşmalı, konuşmuyorsa taraftarın bunu konuşmasının bir etkisi yok, boş muhabbet.
takım futbol oynamıyor, ortada hücum organizasyonu yok. futbol adına ortada ümit veren hiç bir şey yok. bu durum yaklaşık 2.5 senedir bu şekilde. ocağı bekleyelim, hele bi yazın kamp geçirelim diye diye ilerliyoruz. takımda sistem namına hiç bir şey yok. her hafta kadro sansasyonu, her hafta geç gelen oyuncu değişiklikleri, bağıra bağıra giden maçlar... kazandığımız maçlarda bile 2-0 öndeyken son on dk gol yiyip son dakikalarda kalp krizi eşiğinde izliyoruz. geri düştüğümüz maçlarda isyan etmiyoruz, ne futbolcular ne teknik ekip... sonra yeni hafta geliyor, ümitleniyoruz bu sefer emre akbaba ile falan başlamaz hoca diyoruz, bakıyoruz aynı. ilk yarı çöpe gidiyor, devreye değişiklikle gireriz diyoruz yok. dk 70 maç 0-0 gidiyor değişiklik yok, ben çıldırıyorum sizde aynısı olmuyor mu? ikinci yarı bir tane yiyoruz reaksiyon yok. aynı tas aynı hamam, ders alma yok her hafta aynı rezaleti yaşıyoruz. önce bunları ortadan kaldırıp ilk yarıda evimizde galatasaray gibi oynayıp 2-0'ı bir bulalım, sonra hakemleri darağacına alırız. biz fener taraftarı değiliz her puan kaybından sonra hakem diye ağlayalım, önce kendi takımımıza bakalım. bize hakem diye ağlamak yakışmıyor, o konuda yaptırım gücü yönetimdedir. düdük astırmaya kadar işi götürmek yönetimin elinde, yaparlar mı bilemem, güçleri yeter mi, bilemem.
ayrıca 10 nisan 2021 galatasaray fatih karagümrük maçı için konuşmak gerekirse, hakemin her türlü rezalet yönetimine rağmen, duraklama dakikalarında luyindama'nın mevlüt'e ceza sahasına gelen korner atışında dirseği net kırmızı kart+penaltı idi. hakem vermedi, veremedi. ben hakem olsam şu taraftar halimle vicdan meselesi yapar verirdim. ali p. verse bir şey diyebilir miydik? hayır. onca skandal kararına rağmen buna haklı derdik, vermedi. bana göre kerem'in pozisyonunda da darbe çok küçük, galatasaray futbolcusu o topu kaleciyle beraber içeri sokmalı. ben hakem olsam ben de var'dan çağrılsam izler iptal ederdim, temas belli belirsiz. fotoğraflar dönüyor sosyal medyada, yuvarlak içinde temas gösterilmeye çalışılmış falan, bunlar fenerli adetleridir. futbolda pozisyonlar fotoğraftan doğru tahlil edilemez, video akarken bakmak lazım. hakemler konusunda ağlayarak bir şeyleri düzeltemeyiz. yönetimin masaya bir şeyleri vurarak çözeceği konular hakem konuları. çıkarır masaya bir şeyleri vurursun, bak bakalım bir daha atayabiliyorlar mı böyle hakemleri...
taktik ve teknik olarak disiplin ve sistem olarak çok eksiğimiz var. karagümrük'ün bugün* korner atışlarındaki yaptığı gibi bir organizasyonu 4 senedir bizim takımda görmedim. sahi bizim takım antrenmanlarda ne çalışıyor, neden yeni gelen oyuncular ilk iki üç maç çılgın atıp sonra sönüyor? hadi onyekuru monaco'dan geldi, fransa ligi tempolu antrenmanlar sıkıdır. mısır takımından gelen mustafa muhammed'in bile temposu düştü bizim takımla antrenmana çıktıktan sonra ya hu, ben bunu kabul edemiyorum. bunu hoca ve teknik ekip görüyordur değil mi? şüphesiz görüyorlar, peki neden reaksiyon gösterilmiyor? işte esas sorun bu gibi sorular.