• 220
    istanbul'un tam olarak neresi bilmiyorum ama çok nezih bir yer olduğu belli olan bir semtinde burak yılmaz ile beraber yürüyoruz. tahminimce nişantaşı ya da bebek falan.

    benim böyle bir yerde burak yılmaz olmasa bile yürüyor olmam rüya olmasına yetecekken yanımda bir de burak yılmaz var. şaka lan şaka o kadar da ölmedik. bi keresinde kiralık arabayla bebek'ten geçmiştik o kadar da değil yani. neyse nerden geliyoruz, ben burak'ı nerden tanıyorum çok pardon daha doğrusu o beni nerden tanıyor bilmiyorum ama beraber kanka gibi yürüyoruz. şakalaşıyoruz falan hatta. o kadar yakınız ki kolunu bana doğru uzatıp mucckk çekse şaşırmicam yani öyle samimiyiz. kahkahalar havada uçuşuyor. bende bi taraftan sanki yıllardır burak yılmaz'ı tanıyormuş gibi bir rahatlık, doğallık var ama bi taraftan da göz ucuyla burak'ı kesip içten içe "ulan yanımdaki baya baya burak yılmaz" diye heyecanlanıyorum.

    derken bi tane ateş kırmızısı hayvani bi arabaya yaklaşıyoruz. tabi bu arabanın benim olabileceği rüyamda bile mantıklı gelmediği için hemen anlıyorum burak'ın arabası olduğunu. arabanın yanında da bi adam bekliyo büyük ihtimal burak'ın menajeri falan. o da beni görünce hiç garipsemiyor. adam beni garipsemeyince nedense rahatlıyorum. "ulan bu adam da tanıyosa beni demek ki gerçekten bi yerden tanıdıkları oluyorum ben bunların, belki de altyapı topçusuyumdur* kim bilir." falan diye düşünüyorum heralde. adam, burak için şoför kapısını açıyor, kendi de yan koltuğa oturuyor. ben de kendi kapımı kendim açarak(u: :() arka koltuğa geçiyorum. yalnız arabayı görmeniz lazım gençler ateş atıyor. o kadar gaza bastı gram ses gelmedi içeriye. belli baya para bayılmış. belki de kulüp hediye etmiştir bilmiyorum sormadım.

    herneyse bir müddet gittikten sonra arabadan indik biz burak'la. yine yürümeye başladık. ben tabi yine hiç bozuntuya vermiyorum "ortamlarda kuzeniyim derim kim bilcek amk" kafasındayım. tabi böyle kuul takılırken aklımda hâlâ bi fotoğraf çektirme derdi de var yani yok değil. koskoca burak yılmaz'la alemlere akıyorum aklımda hâlâ instagram'a koysam kaç like alırım derdi var. fakirin rüyası bu kadar olur. en sonunda dayanamadım "burak abi bi selfie çekilebilir miyizz ehe ehe??" diye sordum. inanın kendisi hiç öyle kameralarda göründüğü gibi artist, havalı falan değil. gayet kibar bi biçimde gülerek "tabi" dedi. gayet iyi niyetli bi insan. tanısanız siz de çok seversiniz. nasıl mutlu oldum anlatamam. dünyalar benim oldu. sanki az önce arabada arka koltukta oturan ben değilim. birden içimdeki çocuk çıktı ortaya. göz bebeklerim kalp şekline dönüştü. o an kesin uykumda "burakkkk, burakk'ımmmm" diye sayıklamışımdır. öyle bi şey olduysa inşallah bizimkiler duymamıştır.

    elimin titremesinden net bi fotoğraf çekemediğimi hatırlıyorum. fotoğraf faslı bittikten sonra biraz yürüyüp bi atm'nin yanına geldik. işte arkadaşlar olay burada koptu benim için. atm'yi görünce her şeyin bir rüyadan ibaret olduğunu anladım. fakirlik bilinçaltıma nasıl işlemişse amk koskoca burak yılmaz'a bildiğin vakıfbank atm'sinden para çektirdim. fakat asıl olay bu değil, asıl olay burak'ın hesabının ekside olmasıydı. adam bildiğin maaşı gömmüş bi de maaş arkası hesabındaki parayı sıfırlamış. işte o anda kafamda şimşekler çaktı. neden orada bulunduğumu şimdi daha iyi anlamıştım. burak yılmaz benden borç isteyecekti. inanır mısınız gözlerim karardı. bildiğin rüyada gözlerim karardı. ulan mahalleden arkadaşın ömer değil bu. koskoca burak yılmaz. gelip de benden 20 tl istemez, hoş onu da istese veremem de. ya şimdi bana "hacı hesapta para kalmamış bana bi 2 yüz bin fişekle de söz sezonlar açılsın gol primleriyle öderim sana şimdi biraz sıkışığım kıza hediye alıcam ayıp olmasın." derse ne yaparım?? nerden bulur denkleştiririm o kadar parayı? tabi bu düşüncelerin yanında acaba ne bahane bulsam da tüysem diye de düşünüyorum. kırk yılda bir rüya da olsa yıldız bi futbolcuyla yanyanayım ve ne desem de kaçsam diye düşünüyorum. kendi rüyamda acı çekiyorum resmen. ben bunları düşünürken burak "tüh ya hesapta para kalmamış." dedi.
    ilk defa hislerimde yanılmamıştım ve burak kartını atm'den alıp bana doğru dönerken tam da beklediğim şey gerçekleşti, bu kadar heyecana kalbim dayanamadı ve ter içinde uyandım. uyanır uyanmaz ilk işim cüzdanımı kontrol etmek oldu. nüfus cüzdanımın arkasına sakladığım 5 tl oradaydı ve derin bir oh çektim. o benim "zor gün" param, daima orada durur. zaten başka da para yok cüzdanda. para koyulan yerde de bereket getirsin diye hurma çekirdeği bulundururum her zaman için. çok faydasını gördüm onun da. onu oraya koydum koyalı allah için cüzdanımdaki para 20 tl'yi geçmedi.

    bu da böyle bir anımdır. burdan sevgili burak'a seslenmek istiyorum. burak'cım valla son anda işim çıktı ayrılmak zorunda kaldım yoksa vericektim parayı. aramızda lafı olmaz biliyosun :(
  • 384
    (bkz: sakatlık)
    (bkz: çok sakat var)
    (bkz: radamel falcao garcia)
    (bkz: mario lemina)
    (bkz: christian luyindama nekadio)
    (bkz: florin andone)

    başlıklarında car car car konuşarak bilinç altımı tepe taklak ettiniz lan köfteler.

    velhasıl kelam dün gece aldığım bilgiye göre 22 kasım 2019 galatasaray istanbul başakşehir maçını 2-0 alıyoruz. buraya kadar her şey güzel. fakat detaylara gelirsek rüyamın gerçekleşme şansı birazcık, ufacık zor. şöyle ki forvet olarak bafetimbi gomis var. rüyamdaki futbol kurallarına göre tek maçlığına oynatabiliyormuşuz. spiker bundan bahsediyor. arabistan federasyonundan ve tffden onay alınmış vs. falan. yani sığır gibi rüya görmüyorum. rüya içinde mantıksız şeylerin nedenini sorgulayıp kendime cevaplar falan buluyorum. bu ayrıca not edilsin. hadi bu da tamam ama gollerin ikisini de sağ kanattan gönderilen toplara mükemmel vuran gheorghe hagi'den geliyor. görüntüsü olsa da göstersem adam ne vuruyor birader. bu yaşında hala zımbalıyor. peki 2 golün de asistini yapan sağ kanat kim mi? evet işlerin sıvama noktasına geldiği nokta. fatih terim. hocayı bu yaşındaki gibi hayal eden ama mbappe gibi hızlı hareket ettiğini düşünün. işte öyle bir şey. akıyor maşallah. otoban yapıyor sağ kanadı.

    rüyalarım genelde gerçeğe yaklaşık olurdu ama sizin yüzünüzden bu seferki boka sardı. yok iç yan bağı gerilmiş, yok beli ağrıyor, yok aşil tendon. yeter kardeşim ortopedi bölümüne çevirdiniz burayı. sağ kalanlarla çıkıp oynayacağız işte. bir keyfimiz var onu da mundar ettiniz. gerçi şöyle bir bakınca fena rüya da değilmiş ha.*
  • 333
    özel bir insan için yazacağım bugün.

    hepimizin galatasaray’lı rüyaları olmuştur. kendimi hiç türk telekom arena’da görmedim tıpkı rahmetli anacığımı uzun zamandır rüyalarımda göremediğim gibi. ali sami yen’de ise bir şampiyonlar ligi maçında gol atıp ağlayarak tribünlere koştuğumu görmüştüm yıllar önce.

    bir arkadaşım iş yerinde şöyle bir şey anlatmıştı. arenada gol vuruşu yaptığını, şut atarken gerçek hayatta da uyku halinde şut atarak bacağını yatağına bitişik duvara vurmuştu. :) iş yeri hekimine girmişti o gün ayağı şiştiği için. belki hava topuna çıkıp kafasını vuran bile vardır bu satırları okuyanlar arasında. kısacası çoğumuz bu tip şeyler görüp buraya yazıyoruz. uyandığımıza rüyaymış deyip üzülüyoruz, gerçek olması için neler vermezdik.

    işte bu rüyalarını gerçekleştirmek için uzun süre mobbinge ve türlü kepazeliğe direnen bir kardeşimiz bugün hayallerine kavuştu. o sahadaki biz olacak.

    hoşgeldin emre akbaba. inşallah allah hepimize rüyalarında görse bile mutlu olduğu şeyleri gerçekte yaşatır. göreyim benim aslanımı. allah yardımcımız olsun.
  • 431
    (bkz: rüyada ali koç'u görmek)

    ben hayatımda böyle saçma rüya görmedim.

    galatasaray kafilesinin olduğu bize ayrılan bir uçakta takımla ve yönetimle birlikte bir yere uçuyoruz. rüya ya ben de yönetimdeymişim.

    (bkz: turkish airlines)

    ulan rüyaya sponsor aldım resmen, yönetimdeyim ya ondan herhalde, çalışıyoruz olm teknelerde tavla oynamıyoruz herhalde. (belki de teknem olmadığındandır bilemiyorum :( )

    o da nesi?

    ali koç da bizim yönetim ve takımın olduğu bölümde tek başına aynı uçakta. bize de oldukça yakın ama küs galiba selam sabah yok. mecburiyetten binmiş. jetine ne olduysa artık bizimle geliyor, artık transfer duyumu mu kovalıyor napıyor bilmiyorum :p

    ben ve yönetimden başka bir arkadaş ise tav oluyoruz duruma. adama bak allah'ın her günü bize sallayıp bizim uçakla seyahat ediyor, böyle de yüzsüzlük olmaz gibilerinden birkaç sesli cümle kuruyorum, bizzat ben sırf duysun diye.

    bu da duyuyor ve galiba zoruna gidiyor.

    bana sesleniyor,

    ben de "buyurun başkan" diyorum. saygımızı bozmadan, sonuçta elit bir galatasaraylıyım.

    o da "az önce bana sallıyordun, şimdi başkan diyorsun" diyor.

    bak bak laflara bak, kalabalıkta ayrı tenhada ayrı diyor bana :p

    ben de diyorum ki sizin olmadığınız ortamda sizden bahsederken başka, kulübü temsil ettiğim şu ortamda başka davranmam gerekiyor deyip göz kırpıyorum böyle, anladın mı koçum gibilerinden.

    diyorum asıl siz hayırdır? daha yeni (derbiden bahsediyorum) bir dünya olay yaşandı hâlâ bizim uçakta geliyorsunuz, ne ayak? falan çekiyorum o ara uyandım.

    rüyada ali koç'a racon kesmek de varmış :p

    hayır olsun diyor, seçim öncesi listelere göz kırpıyorum...

    aha da kırptım ;)

    :(
  • 285
    (bkz: halil umut meler/#2367204)

    (bkz: mete kalkavan/#2371569)

    şu iki mal rüyadan sonra bu gece de 17 mart 2018 fenerbahçe galatasaray maçını rüyamda gördüm, amk böyle işin.

    rüya dediğin çeşitli atraksiyonları yaptığın(u: (;), fantaziden fantaziye koştuğun, sınır tanımadığın, uçtuğun, kaçtığın, ne bileyim galatasaray'da forvet olduğunu, şampiyonlar ligi'ni getiren golü attığını gördüğün bir şey değil midir ya?

    anasını skym ben rüyamda kadıköy'de gerim gerim gerildiğim, sürekli atak yapıp goller kaçırdığımız, 64. dakikada belhanda'nın kırmızı kart gördüğü, 80. dakikada kovaçiç diye fenerbahçe'de oynamayan bir stoperin duran toptan attığı golle 1-0 kaybettiğimiz bir maç görüyorum.

    sikerim böyle fenerbahçe'yi de rüyayı da!
  • 331
    televizyonu açmış galatasaray kasımpaşa maçını izliyorum. kaçak yayından izliyorum ama ruhum fakir sanırım. maçın 16. dakikasında yayın kesildi. hemen stada koştum. bir oyuncu sakatlanmış o yüzden yayını kesmişler. hemen giydim formamı fatih hoca beni oyuna aldı. neyse başladık oynama derken dev ekranda alt yazı geçti. 'istanbulda sağanak yağış sel'e yol açtı' gibi bir şeydi. kendimi bir anda taksinin içinde ana yolda giderken buldum. şoför bas bas bağrıyordu. 'abi öndeki ambulansta emre akbaba var abi emre akbaba var' diyerek ambulansı takip ediyoruz. 'çocuk sıfır model hiç kullanılmamış abi sakatladılar adam sıfır model abi sıfıııır' bağırışları devam ediyordu.* tam ambulansa yetişecekken uyandım tabi.

    emre akbaba hayırlı olsun diyebilir miyiz sayın üründül :)
  • 287
    gaziantepspor ile maç yapıyoruz. maçın oynandığı saha futbolcuların yarı beline kadar su ve halısaha boyutlarında. antep maçta 5-1 öne geçiyor, daha sonra biz 7-5'e çeviriyoruz maçı. hakem halil umut meler bizim takıma 4 kırmızı kart birden veriyor ve antep 8-7 öne geçiyor. maçın bitmesine saniyeler kala hakeme yüzüne doğru bağırarak ana avrat sövüyorum. bir kadın polis küfür ettiğimi görüp beni stadyum koridorlarından kovalarken birden altıma büyük abdestimi yapmaya başlıyorum.
    tam bu esnada uyandım. bu ne biçim rüya böyle amk. resmen kabus...

    edit: yazmayı unuttum, maçın devre arasında da fatih hoca ve donk sırf şamata olsun diye suda boğulma numarası yapıyorlar.
  • 441
    biz denizli'yi 5-0 yeniyoruz, karagümrük ise 1-0 önde ama son dakikalara doğru bjk larin'le akıllara zarar pozisyonlar kaçırıyor. diğer maçta ise fb 1-1 berabere durumda aynı şekilde onlar da net pozisyonlar harcıyor. evde hop oturup hop kalkıyorum derken karagümrük kontradan atıyor ve 2-0 alıyor. diğer maç ise 1-1 bitiyor. volkan demirel ağlıyor maç bitiminde. umarım gerçekleşir bu rüya.

    (bkz: 11 mayıs 2021 denizlispor galatasaray maçı)
    (bkz: 11 mayıs 2021 fenerbahçe sivasspor maçı)
    (bkz: 11 mayıs 2021 beşiktaş fatih karagümrük maçı)

    en son rüyamda fener'i 32-0 yenmiştik. o gerçekleşmemişti.*
  • 421
    galatasaray-fenerbahçe derbisi.

    kale arkasında yerimi almış maçı izliyorum. dk 88 garry rodrigues kanattan deparını atıyor köşeye temiz bir vuruş ile topu gönderiyor ve öne geçiyoruz. golden sonra sahaya atlayıp garry'nin yanına koşuyorum. bir yandan da ulan biz bunu ne zaman aldık diyorum. yanına vardığımda yere emrah gibi oturmuş üzülüyordu adam. ulan dedim adam fenerli herhalde ama profesyonel çıktı helal olsun.

    hakem 2 dk uzatma verdi bende o arada kale arkasındaki yerime geçtim. fener sağlı sollu korner kullanıyor muslera tutuyor, direğe çarpıyor falan derken en son fener golü atıyor. bizim oyuncular el var diyerek hakeme tepki gösteriyor. fatih terim riera falan derken herkes kale önünde toplanmış kavga kıyamet aldı başınk gidiyor. indim sahaya musleraya geri çekil dedim. kavgayı ayırmaya çalışıyorum. fatih terimle göz göze geldik. hocam yerinize geçin yoksa ceza yeriz diyorum. yok yaaa zaten yerde çöp vardı oyunculara engel olmasın diye onları almaya geldim dedi ve yerine geri döndü.

    sonraso bende de yok .
  • 264
    gündüz niyetine
    rüyamda erkek basketbol takımımızın bir maçı vardı. 10 sayı kadar gerideydik. "ulan gene mi?" diye hayıflanıyordum sonra russ smith olduğumu ve patır patır sayılar attığımı gördüm. murat kosova coştu.
    "russ smith sakin evladım bu ne hırs? motorun soğusun." dedi. düşünün artık. rakibi rencide ediyordum bildiğiniz. en son potaya smaca kalktım rus smith olarak. bir yandan da "ulan bu herifte boy yoktu nasıl smaç vurur ak" dedim kendime. neyse renktaşlar müsterih olun. ellerine verdik. gene veririz. :)
  • 537
    yine yeniden içten içe galatasaray'ı dert ettiğimi ve haberlerden etkilendiğimi gösteren bir rüya gördüm. hava da soğuk zaten *

    rüyamda sanchez için real madrid ve manchester united çekişiyordu. sanchez en son real madrid de karar kıldı. 65 m€'ya real'e gitti.

    icardi real madrid'e gitti. real taraftarları nihayet forvet diye sokaklara çıkmıştı. * bonservisine 45 m€ verdiler.

    osimhen takımda kaldı. bonservisi ucuza geldi diye konuşuluyordu. yanına da atalanta'dan ademola lookman alındı 35 m€'ya.

    barış alper yılmaz 25 m€'ya nottingham forest'a gitti.

    sag beke boey geri döndü kiralık olarak.

    takım ilk maçına muslera, boey, nelsson, abdülkerim, jacobs, kaan, sara, ademola, yunus, osimhen, sallai olacak şekilde çıkıp 9-1 kazandı :)))

    soğukta kombiyi açmadan yatmayın gençler. sonra böyle oluyor.
  • 505
    eski futbolcumuz yaser yıldız 29 yaşında atletico madrid'e transfer olmuş. sözlükte bir şaşkınlık hakim. bu bir trollük çalışması mı yoksa cidden oldu mu bu transfer diye herkes hayret içinde. yazarlar atletico madrid yaser yıldız gibi bir futbolcuyu niye transfer etsin diyor. o esnada sözlüğe yaser yıldız geliyor. benim kişilik haklarımı zedeleyici yorumlar yapıyorsunuz, hepinizi tek tek dava edeceğim diyor. evet insanlar rüyasında icardiyi, muslerayı, mertensi falan görür bizim gördüğümüz rüyaya bak.
  • 387
    sabaha karşı sözlüklü halini gördüğüm düş çeşidi.

    normalde pek rüya gören bir insan değilimdir. dün tam anlamıyla yappprak gibi bir gün geçirmiş olmamdan mütevellit olsa gerek tuhaf tuhaf şeyler gördüm. bunlardan birinde sözlükçe bizim evdeymişiz, 15-20 kişi maç izliyoruz, bulaşıklar da bana kalıyor falan. sizler kakara kikiri maç izlerken ben bulaşık yıkıyordum kitapsızlar! işin tuhafı, fabricius ile hagi bulaşık yıkamama yardım ediyordu? benim kıçım açıkta kalmış aga. :(
  • 326
    hiç bitmesin dedigim bir rüyayı paylaşmak istiyorum.
    fenerli bir arkadaşım "ulan sizinkiler ne transferler yaptı öyle, yer yerinden oynadı " diyerek evime geliyor. nasıl heyecanlandim sözlük anlatamam. " olim, kimler geldi soylesene ?" diyorum ama nafile hatırlamıyor. evde elektrik yok , telefonumda sarj. hemen nefes nefese sokağa atıyorum kendimi. yaşlı, genç demeden " nolur cevap verin, galatasaray kimi transfer etti ? " diye soruyorum ama kimse bana cevap vermiyor. öyle köşeye sıkışmış hissediyorum ki sanki ben bu haberi duymasam transfer gerçekleşmeyecek. neyse çevre dükkanlara , bakkala, kasaba koşuyorum ümitsizce. bir anda hayatımdaki yegane amaç oluveriyor. sonra bir anons duyuyorum, bilmem ne avmde, saat bilmem kaçta dev ekranda galatasaray transferleri aciklanacaktir. çevremde nasıl oluştuğunu anlamadığım kalabalığın sevinç çığlıkları ve koşmaya başlıyoruz. avm kapısı, güvenlik araması vs derken icerdeyim. içerisi tiklim tiklim dolu. atkililar, parcalililar derken taraftar orada ve evet kocaman bir ekran. haberi küçücük bir altyaziyla geçmelerine rağmen görüyoruz çünkü olay büyük . galatasaray , 57 milyon euroya harry kane'yi bitirdi. aklima muslera geliyor. gitti diyorum kedicik , sattik yoksa nasil buluruz bu parayi. neyse bitmedi ikinci transferi geliyor. galatasaray 35 milyona ...... derken uyandım sözlük. hep o ruyada kalmak istedim ama uyandım. ama sözlük, nasıl tarif edilemez bir mutluluktu anlayamazsiniz, sanırım bir süre daha da anlayamayacaksiniz.
  • 395
    tatlı bir bahar akşamı deplasmanda, kadıköy’de fenerbahçe ile oynuyoruz. muazzam baskın bir oyunla ilk yarıda fişi çekiyoruz, devre bitmeden skoru 0-3 yapan golü atıyorum. kimden geldiğini hatırlayamadığım nefis bir ara pasıyla ceza sahasına girerken yerden sert, düzgün bir vuruşla tam köşeye. kadıköy’de bir galatasaray yedek kulübesi’nin, bir de galatasaray taraftarı’nın sesi duyuluyor. önce fener tribününe yöneliyorum, sonra vazgeçip cimbom taraftarının önüne kayarak varıyorum. yolda formayı çıkarsam mı acaba diye düşünüp, bu işin bir de ikinci yarısı var dedim. durduk yere fatih hocam sövmesin bir de. taraftarımıza armayı gösteriyorum ve uyanıyorum. tekrar, detaylı görmek için para veririm.
  • 459
    rüyamda kulübün başkanı burak elmas ve ekibi oluyordu. burak elmas fatih terim'e gidiyordu hocalık için ama hoca "beni anlayın kariyerimde hayal ettiğim bir kupa var ve bunu alabileceğim bir kulüp bana yakın zamanda teklifte bulundu" diyordu.
    ertesi gün fatih terim real madrid ile anlaşırken, takımın başına reiner hollmann'ın * danışmanlığında okan buruk geçiyordu. fatih terim'in raporuna göre transferler yapılacağı açıklanıyordu.
    hakkımızda hayırlısı olsun ey ahali. sabahta uyanınca azıcık üşümüştüm, nerem açık kaldı bilemiyorum.
  • 320
    ergün penbe'yi gördüm geçenlerde. yeni teknik direktör olmuş. panathinaikos ile yapılan hazırlık maçı sonrasında demeç veriyor. ben de muhabirim, mikrofon tutuyorum. alakasız şekilde çok zayıflamışsınız, kemik gibi olmuşsunuz diyorum. alın şu lakayt adamı şuradan diyor.* maç 1-1 bitmişti. ilk golü ali lukunku atmıştı. uzay, zaman, mekan.. her şey bükülmüş. allah uzun ömürler versin ergün hocama :)
  • 379
    falcao kardeşim ile birlikte askere teslim olmaya gidiyorduk... bedelli askerliği 4 ayla kaçırdım. erken seçim olmasaydı bu sene seçim olacaktı ve belki de 15 bin olarak yararlanabilecektim. her neyse işte falcao ile gidiyoruz nizamiye'nin kapısına gelene kadar 30 bin de bulamadık ya diyodum belki verir diye vermiyordu pezevenk. ulan 30 bin senin çocuğunun bez parası be çok fena bilendim zaten 28 eylül'de en az 2 gol atmazsan instagramdan unf edicem seni.
  • 393
    rüyamda işe gelmişim. hep yaptığım gibi ilk sözlüğe giriyorum. sol frame coşmuş, çünkü 10'da 10 yapmışız. herkes mutlu, sözlük çiçek bahçesi gibi. hatta mocuishle galatasaray sözlük başlığına çiçek resimleri doldurmuş. hemen sırıtmaya başlıyorum ama bir yandan da kendime kızıyorum; sivas ve beşiktaş maçlarını nasıl kaçırırım diye. olsun, demek ki kazandık diyorum içinden. sonrasını hatırlamıyorum. bu rüya da böyle dursun. *

    (bkz: süper lig 2019-20 zorlu center sezonu)
  • 422
    22 aralık 2020 galatasaray göztepe maçı

    sol kanatta ilk onbir başlamışım maça. kanattan yardırıyorum. rakibe bir vücut çalımı, ceza sahasının önüne doğru dönüyorum topla beraber derken, indiriyor rakip. ben hala yerdeyim, diagne gelmiş almış topu frikik için yerleştiriyor. "bu işte bende bu iş bende" diyor. dakika 13. yanına gidip "diagne oğlum penaltı değil bu diyorum." dinlemiyor. sonra tribüne bakıyor, çekiliyor topun başından. belhanda "sen vur" diyor. acayip gaza geliyorum. bize göre ceza sahasının sol ön tarafından kullanacağım frikiği.

    sağ ayakla sağ çatala doğru vuruyorum. direğe vurup giriyor içeri. ortalık bağrış çağrış. tribüne koşuyorum, drogba gol sevincimle yıllardır frikikten gole sevinememiş taraftarıma koşuyorum. maçta seyirciler var, rüya işte. takım üstüme koşuyor, sarılıyoruz. diagne "biliyordum, biliyordum." diyor. manyak. sevinç bittikten sonra orta sahaya doğru ilerliyoruz, rakip santra yapacak. işaret parmağımla yedek kulübesinin üstündeki tribünü işaret ediyorum, bu gol senin için diyorum imparatora. o da gülümsüyor bir elini yumruk yapmış baş parmağı havada "süper" diyor. aşırı mutluyum o an.

    maçı 3-0 kazanıyoruz. diğer iki golü diagne atıyor. maç sonu soyunma odasındayız, terim geliyor diagne ile ikimizin sırtını sıvazlıyor, "aferin çocuklar iyi işler yaptınız bu akşam." diyor. aklımdan şunu geçiriyorum: "yaza belhanda gidecek, 10 numara boşa çıkacak. birkaç maçta daha güzel goller atsam terim belki verir bana 10 numarayı.".

    frikik golü hasreti, 10 numaralı formanın hayali, güzel gollere olan özlem ve imparator sevgisiyle dün gece sabaha karşı gördüğüm rüya.
  • 344
    inanılmaz derecede garip bir rüya gördüm.
    şöyleki; fatih hoca ile beraberiz, idmanı izliyoruz. hocam elini omuzuma atmış, babacan babacan bana bir şeyler anlatıyor ama hiç susmuyor hiç es vermiyor. ardından ben bir boşluk buluyorum ve hocaya soruyorum;

    +hocam mariano'yu neden kestin?

    -martin linnes'i ben de hiç sevmiyorum ama mecbur kaldım işte.

    +nasıl bir mecburiyet bu hocam, mecbur kaldım derken?

    -şimdi eren ileride, alevi bir çocuk. sanki hz. ali'nin kılıcı elinde gibi oynuyor. ortasahada n'diaye zaten afrika kabilelerinin yabani kültürü biliyor, avcı çocuk. defansta nagatomo da elinde katana mıdır takana mıdır o varmış gibi saldırıyor. linnes'i de bu yüzden aldım 11'e. vikingler gibi saldırsın diye aldım. yoksa inan ben de hiç sevmiyorum linnes'i.

    not: böyle saçma sapan bir rüya idi. bu arada ben linnes'i seviyor ve beğeniyorum. yanlış anlaşılma olmasın.*
  • 451
    dün akşam benim de gördüğüm rüya türü.

    renktaşlarım size güzel bir haberim var;

    rüyamda süper lig 2020-21 sezonu son hafta maçları galatasaray-malatya 2-2, göztepe-beşiktaş 1-2 şeklinde neticeleniyor ve ben "ah be beşiktaş şampiyon olmuş" diyordum.

    güzel olan şu ki benim rüyalarımın hep tersi çıkar.

    ben aynı rüyanın benzerini 7 mayıs 2006 beşiktaş galatasaray maçıdan sonraki gece de görmüş, son hafta gazetede puan durumunu fenerbahçe 83 galatasaray 81 şeklinde görüp "ah ya fener şampiyon olmuş" diye kahrolmuştum. uyandığımda oh çok şükür rüyaymış demiştim. malum şampiyon galatasaray oldu o sezon* biliyorsunuz.

    bunun bir işaret olduğunu düşünüyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın