iki sene önce böyle zamanlar. acemi birliğindeyiz. ayaklar şiş, kollar yara-bere, boğazlar tahriş olmuş, vücutlar komple yanık falan...
bir akşam duş alıp yatıyorum, bütün koğuş kikir kokor yaparken uyuyakalıyorum, askerliğim boyunca beni rahat ettirecek olan her gürültüde uyuyabilme özelliğimi yeni yeni farkediyorum o zamanlar. bir an evim ve mahallem beliriyor. bizim bahçeden arka taraftaki boşluğa giden yer rüyada genişçe bir salonun girişi olmuş. giriyorum içeri, kimin olduğunu bile bilmediğim bir düğünün ortasına düşüyorum. tanıdık herkesle selamlaşıyorum teker teker, sanki hiç askere gitmemişim gibi zira kimse askerlikle alakalı birşey sormuyor.
derken birileri omzuma dokunuyor. bir dönüp bakınca
#10 numara ile yüz yüze hatta burun buruna geliyorum. kısa bir şok sonrası konuşmaya başlıyoruz, bir süre sonra "şimdi uyanma zamanı" diyerek uzaklaşıyor ve bir anda bir karanlığa uyanıyorum...
içinde olduğum şeyin rüya, "uyanma zamanı" diye duyduğum şeyin aslında koğuş nöbetini devredecek olan tertibimin "uyansana abi" deyişi olduğunu farkettiğim an gözümden yaşlar süzülüyor. "noldu oğlum" diyen tertibime kötü bir rüya diyebiliyorum sadece...
tabi askerlik bitene kadar kafadaki vidaların çoğu gevşeyecek meğerse. o sadece bir başlangıçmış...