• 151
    soğuyamam asla. benim için hayat neyse galatasaray da odur. ancak son 2 sene içerisinde gerçekten zor zamanlar yaşıyor taraftar ve takım. ne hikmetse yönetimden hocasına kimse de bu zor zamanları yaşamıyor gibi görünüyor. saçma sapan beyanatlar ve sözleşmeler ise bunun açık kanıtı. yaşanan transfer skandalı da bonus olarak yanında geliyor.

    dediğim gibi ben gidişatı iyi bulmuyorum sadece takımın içerisinde bulunduğu durum endişe veriyor o kadar. yoksa insan sevdiğinden ne soğur ne vazgeçer.
  • 154
    haddime değil tabii ki kimsenin galatasaraylılığını sorgulamak. ancak hep dediğimiz gibi aşkımız renklere ve o şanlı armayadır sadece. futbolcusu, yönetimi, hocası hatta taraftarı olan bizler dahi geçiciyiz aslolan her zaman galatasaraydı öyle kalacak. her ne kadar bu kulübü bizim düşündüğümüzün milyonda biri kadar düşünmeyen, şovenist beyinlerin elinde olsa da küsmedim, soğumadım takımıma bugüne kadar. bundan sonra da mümkün değil. ne demiş atalarımız "gavura kızıp oruç bozulmaz".
  • 156
    http://strawpoll.me/6033742/r

    olay aslında en kısaca böyle anlatılabilir. kalecisi de ayı olsun hatta. bunların üstüne hala soğumayan varsa o midesini güle güle kullansın diyecek bir şey yok.

    4 yıldır nerdeyse arenada maç kaçırmadım. en sikindirik, soğuk, metro bile olmayan türkiye kupası maçına da gittim. ilk yıl ki hezimeti de görmeye koşa koşa gittim. prandelli denen adamın oynattığı boku da izlemek için vizeye çalışmadım maça gittim. bir kere bile soğuduğumu hissetmedim. başarı falan zerre sikimde değil. en tepeyi, real maçında beş beş diye haykırdığımı da gördüm, en beterini de.

    ama ilk defa bu kadar midemi bulandıran, görmeye dahi katlanamadığım bir tablo söz konusu. hem de sneijder gibi sevgilimden bile çok sevdiğim bir adama sahipken yaşıyorum bu hisleri. o bile kurtaramıyor beni bu illetten.

    takım şu anda sonuç olarak başarısız mı? hayır. hamza ile şl de zaten olsak olsak anca 3.olurduk, olacağız. liderden sadece 5 puan geridesin. kapanır mı? kapanır. ama bunlar benim zerre umrumda mı? maalesef değil. hamza denen zat öyle bir noktaya getirdi ki, kazanınca sevinmiyorum, kaybedince üzülmüyorum.

    diğer yandan ekrem hocamı görüyorum, sinan'ı görüyorum, ergin hocamın salona girişini görüyorum. içim huzurla doluyor. "işte bu ya işte bu" diyorum. isterseler çıktığı her maçı kaybetsinler, unrumda değil. ben bu galatasaray arması altında doğru düzgün "adam"ları görmek istiyorum. başarı ya da başarısızlık sonra tartışılacak konu.
  • 158
    benim başıma hiç gelmeyen durum ve geleceğini de hiç sanmıyorum. kendimi bildim bileli bu kulüple yatıp bu kulüple kalkıyorum. yeri geldi çok üzüldüm, yeri geldi çok güvendiğim kişiler ümitlerimi yerle yeksan etti, yeri geldi bu nasıl olur dediğim skandallarla sarsıldım ama ben hiç soğumadım ya. soğuyamadım. içten gelen bir şey bu. soğuyanlara da bir şey diyemiyorum ama dediğim gibi bana hiç olmadı. bu saatten sonra da olması mümkün değil.

    2010-11 sezonunda üniversite'deyken bir cuma akşamı okuldan çıkmış maça gidiyordum. iyi galatasaraylı bir arkadaşım yoldayken beni gördü. * nereye gidiyorsun dedi, nereye olacak maça dedim. olm sarp'ı, barış özbek'i mi izleyen aq dedi. yok ben galatasaray'ı izlicem dedim. bir şey diyemedi, yoluna devam etti. olaya hiç kişiler üzerine bakmadım kısacası. stada bu camiaya hizmet eden çok eleştirdiğim, çok savunduğum kişi ya da kişileri değil galatasaray'ı desteklemeye gittim hep. bunu kesinlikle "her galatasaraylı'nın görevi budur" minvalinde söylemiyorum , bu benim hayattaki en büyük keyfim. sebebi bu. maçın önemi tabiki önemli bir unsur ama takımın kulvar farketmeksizin hayatımda canlı izleyemediğim maç sayısı 4-5'i geçmez. yeri geldi iş saatine denk geldi, yeri geldi şehir dışındaydım, yeri geldi kız arkadaşımlaydım vsr. bir yolunu bulup hep izledim maçları. son 10 yılda iç sahada oynadığımız maçların da %90'ına gitmişimdir. 30'a yakın da deplasmanım var. bunların tek sebebi galatasaray'ı izlemek ve desteklemekten büyük mutluluk duymam. nolursa olsun hiçbir şey değiştirmiyor bunu.
  • 159
    ne oynan kötü futbol ne alınan kötü sonuçlar hiç biri zerre soğutamaz beni galatasaraydan ancak son 2 yılda yaşadıklarım ve duyduklarım kulübün içinin boşaltılması liseci zihniyetin kulübü tam anlamıyla sömürmesi gerçekten inanması güç şeyler öncedende duyardık ama hiç ihtimal vermez uydurma dedikodular derdim liseyi'de bi gurur kaynağı olarak görürdüm ama herşey çok çabuk değişti ve şimdi kendimi enayi gibi hissediyorum bileklik muhabbetleri falan zerre ilgimi çekmiyo gerçekten soğumak bu olsa gerek.
  • 160
    galatasaray'dan değilde, daha farklı adlandıramayacağım. saçma sapan şeyler oluyor. kaç kere söyledim yine söylüyorum.

    4 senede 3 şampiyonluk 4 şampiyonlar ligi direk katılım, 1 çeyrek, 1 son 16 ya katılmış bir takımdan bahsediyoruz.yani bu başarılarla para kazanıp üstüne koyması gereken bir yapıyken, daha çok fakirleşip zarara girdiği için soğudum. galatasaray'dan değil yanlış anlaşılmasın.

    galatasaray'ın sahip oldukları, yada bazılarının galatasaray'ı olduğu için soğudum. başarı kazanan bir yapı nasıl zarara gider abi ?

    kazanabileceği max parayı kazanırken borçlarınız artıyorsa bir yerde yanlışık var demektir. ve yanlıştır olur ancak o yanlışı düzeltmedikleri için soğudum.

    aslında soğumak ta değil kızmak. bizim borç işlerini de düzeltecek gibi de durmuyorlar. kızgın kalacağım sanırım. ha kimin umrunda ? benimde onlar umrumda değil.
  • 163
    galatasaray'dan soğuyamayız, bizi enayi yerine koyan ve karşılıksız sevgimizi sömüren insanların galatasaray'ı esir almasından karamsarlık hissederiz sadece. hepimiz gayet iyi biliyoruz ki, divan kurulu'ndaki kalpsizlerin hepsi aynı gece kalp krizi geçirse kulüp bir ay içinde şaha kalkar. onbinlerce insan aynı anda üyelik başvurusu yapar, riva kısa süre içinde hakkıyla değerlendirilir, geçmiş yönetimlerde takımı hortumlayan isimler tek tek tespit edilip mahkemeye verilir, galatasaray store satış rekorları kırar, hak etmediği parayı alan futbolcular transfer dönemi başladığı anda kapının önüne konur. galatasaray kulübü, adeta kralını tahttan indirdiği bir fransız ihtilali yaşar.

    ama bu ihtilal yapılmadıkça biz de galatasaray'a kırgınkalacağız. keşke elimizde kulübümüzü kurtarmak için bir imkan olsaydı...
  • 165
    neden olmasin. aslinda hepimize olan $eydir. sadece dürüst olup bunu itiraf edemiyoruz. lakin biz ona sogumak degil de, ilgimizin azalmasi diyelim.

    çok degil, 3-4 yil önce, pe$ pe$e $ampiyon olup, çeyrek finalde real madrid e elendigimiz yillardaki seyrici tepkilerine bakin, bir de $imdi.

    oynanamayan pozitif futbol, yapilmayan transferler, mücadele etmeyen futbolcular, kötü idare edilen kulüp, borç, vs. vs.

    bu negatif etkenler takimimiza olan ilgimizi hep ilgimizi.

    dünyada kar$ilik beklemeden sevebilen tek varlik annedir! sevgisi, ilgisi, alakasi ne olursa olsun, hiç azalmaz!

    ama bizler öyle degiliz. olamayiz da zaten.

    bir beklentimiz var elbet ve hep de olacak, fakat sevgimiz asla azalmayacak.

    hep sevecegiz, daima destekleyecegiz ama sevgilimizin yanli$larini söyleyecegiz.

    söylemenin de bir adabi var elbet. bunu söylerken, onu üzmeyecegiz.
  • 166
    galatasaraydan soğumak olmaz ancak;
    *liselilerden soğudum
    *dedelerden soğudum
    *kaç senedir takımda olup orta yapamayan tek vasfı taraftara üçlü çektirmek olan top tepicilerden soğudum
    *asgari ücretle çalışanların parasına göz diken bileklik car curt çıkaran vizyonsuzlardan soğudum
    *baş şikeciye dava açmaya korkan yönetimden soğudum.

    son olarak galatasaray lisenin değil halkındır.
    galatasaray maaşından harçlığından para arttırıp maça giden halkındır.
  • 167
    futbol takımından şu sıralar soğudum doğrudur ama bu yönetimle değil oyuncuların bu kadar ruhsuz oynaması yüzünden. aslında ben genel olarak ülkedeki futboldan soğudum. passolig yüzünden o eski atmosferini kaybeden tribünden tut bir sürü etken var.

    ama galatasaray'dan nasıl soğuyabilir bir insan aklım almıyor. belki ben galatasaray'ı sadece futbol takımı olarak görmediğim için olabilir. cumartesi 15-20 kişi olduğumuz burhan felekteki galibiyetimiz olsun, pazar günü efes deplasmanında yaşadığım keyif olsun daha fazla kenetleniyorum ben abi armaya.

    bu gün galatasaray'ın 25 milyona yakın seyircisi varsa o güzel tellerin arkasında o güzel betonların üstünde maçı izleyen insanların sayesindedir.

    (bkz: ne transfere nede bilete bizim aşkımız bu renklere)
  • 168
    bir kere taraftar ve genel kurul üyelerinin galatasaray algısı farklı.

    biz taraftarlar: çocukluk aşkı, yeri gelince sevincimiz yeri gelince huznumuz olarak gördüğümüz takım.
    liseli kurul ise; liseden eğitim almış abi-kardes muhabbetine sadık kalan, bir kültür, bir sanat eseri gibi görüyorlar.

    o yüzden bunun ayrımına varmak lazım. biz aşk olarak gördüğümüz galatasaraydan soğuk muyuz? asla.
    ama oburunden felaket sogudum.

    galatasaray iyi gidince galatasaray liselilerin, kötü gidince taraftarin. yemezler ihtiyarlar yemezler.
  • 169
    başlığı görünce bile içinin "cız" etmesidir.

    hayatın getirdikleri ve götürdükleri ayrı kefeye koyulduğunda, muhakkak götürdükleri daha ağır basan tarafta yer alırız. çünkü hayatın genel kuralıdır bu. yazısız anayasa misali. bir şeyden ya da bir olgudan soğumak illaki vardır, ki olması da gerekir. işten soğursun, hayattan soğursun, sevgiliden soğursun, eşinden soğursun ve dahi anadan/babadan bile soğursun zaman zaman. hayat böyle bir şey işte. gerekli-gereksiz bir ton olay yaşarsın kısacık ömründe. bazen mutlu olursun bazen mutsuz. ama iyi-kötü bir şekilde yaşarsın. bazen düşersin, tökezlersin bu boktan hayatta. o zaman bir ele ya da omuza ihtiyaç duyarsın, seni düştüğün yerden kaldırması için. bizler için de galatasaray birazcık böyle işte.

    senelerdir can hıraş şekilde takip etmeyi bıraktım galatasaray'ı ama asla ve asla soğumadım. galatasaray'dan soğumak bence namümkün. böyle bir olgu ya da düşünceyi ne tanrı yarattı ne de insan böyle bir duyguyu buldu. çok defa kızdığım, arada siktiri çektiğim oldu ama bunu arma'ya değil de o'nu taşıyanlara yaptım. hani metin oktay'ın meşhur ama bir o kadar da güzel bir sözü var ya; "bence galatasaraylılık din gibi, mezhep gibi yerleşmiş, köklü bir inançtır. galatasaray'ı işte bunun için tercih eder ve galatasaraylılığımla her zaman gurur duyarım" şeklinde, bizim için de durum aynen böyle. zaman zaman kızar, sinirleniriz. takip etmeyi bırakırız, küfür de ederiz ama asla galatasaray'dan soğumayız. soğuyan varsa da zaten hiç bir zaman galatasaray'ı istenildiği gibi taşımamış demektir. o kişiye de söz söylemeye gerek yok. her şeyden soğuyan soğusun lakin galatasaray'dan soğumayın dostlar. üzmeyin ali sami bey'i, üzmeyin baba gündüz'ü, üzmeyin coşkun özarı'yı, üzmeyin turgay şeren'i, üzmeyin metin oktay'ı...

    edit: imlâ
  • 170
    yok öyle bir şey.yani benim için yok.içinde bulunduğumuz berbat duruma,teknik direktörsüz olmamıza,kadrodaki çöp futbolculara,terelelli yönetime rağmen galatasaray'dan soğumadım.şu durumda bile 18 şubat galatasaray-lazio maçını iple çekiyorum.beklentim çok düşük ama avrupa takımlarını yenmek genlerimizde var.belki takım o güne kadar farkına varır,belki kafalarına saksı düşer.umut fakirin ekmeği.ama soğumadım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın