• 4127
    galatasaray futbol takımının öz be öz gerçek orjinal problemidir.
    ne teknik direktör, ne futbolcular, hele hele tek tek futbolcularda problem aramaya çalışıyor insanlar.
    ulan sneijder gibi world class bir oyuncunun bile kötü oynadığı ortamda yasin ne kadar oynayacak ? rodriguez ne yapsın ? hoca hamza olsa ne olur denizli olsa ne olur favre olsa ne olur ?
    senin idman tesislerin menajerlerin ve yönetici ahbaplarının lokali olursa,
    söylediğin sözlerine yüzde 150'si yalan olursa,
    daha da yazarım da neyse işte bir sürü sebep daha...
    taraftar da bölünür, topçu da kötü oynar, hoca da yanlış karar verir.

    enerjimizi buraya yönlendirmemiz lazım, galatasaray tarihinin açık ara en berbat yönetim kuruluna ve başkanına denk geldik. şu an mahalle takımından halliceyiz.
    doğru düzgün adamların taşın altına elini sokmasını sağlamamız lazım.
  • 4132
    işin fanatizm boyutunun dışındaki düşündüklerimden bahsetmek istiyorum ve bunların sportif başarıyı tamamen dışında bırakıyorum en başta belirteyim bunu.
    kendimi bildim bileli her zaman para büyük sıkıntı olmuştur.her gelen bir kaç kelam edip şöyle halledeceğiz böyle halledeceğiz deyip,daha fazla borca sokup kaçma veya gönderilmek suretiyle yönetimler değişti.
    senelerdir riva ve ada için bir çok proje söylenir dillendirilir ama ortada yine bir şey yok.
    arada bir futbolcu alacakları sorun olur ve işte o zaman yerli ağabeylerimiz çıkar takımın içinden ve kendi cebinden parasını verir,yirmi sene de bunu konuşur.sanki zorla ver diyen olmuş gibi.herkes senin kadar sevmeyebilir,herkes senin kadar vefakar olmayabilir,ki bu doğaldır.
    kendimi bildim biledi yerli-yabancı ayrımı olmuştur.düşünün hasan şaş hagi için diyor ki:"hagi 100 şut çeker bir şey yok,biz bir şut çekeriz auuu!" e iyi de kardeşim sen kendine sormaz mısın hagi kaç defa oradan taktı sen kaç defa atabilirsin bir sor kendine?ama yok. niye birisi hagi'ye bir şey desin ki?
    lincoln banyolarda su kireçli diye duş almaz özel su şişeleri getirirdi vs.
    yerliler açısından sürekli olarak kullanılan argümanlar:
    -biz bu camia'da gözümü açtık.
    -biz galatasaray'ın evladıyız.
    -en çok fedakarlık yapan bizleriz.
    -en çok vefakar olan bizleriz.
    -paramızı alamadığımızda dert etmeyiz gerekirse cebimizden veririz.
    -sahada varını yoğunu veren bizleriz.
    -sahada en çok koşan biziz.
    -türk teknik direktör dilimizden anlıyor kesinlikle türk olsun.
    -biz zam istemeyiz,istemişsse menajer istemiştir biz istemeyiz.
    -avrupadan envai çeşit teklif vardı gitmedik galatasaray'da kalmayı tercih ettik.
    liste uzar.tabiki de haklı oldukları da yönler vardır.ama benim takıldığım bunun sürekli dillenmesi.sinir bozucu.gereksiz bir faşistlik var.
    gelelim rakiplerimize,kısa bir kıyaslama:
    -fenerbahçe yıllardır en kötü ikinci olan bir takım.şike falan ayrı konudur.anlatacağım bunlar da dışındadır.
    -harcaması çok,futbolculara belki bizden bile fazla para veriyordur.ancak hiçbir zaman maddi sıkıntılarla bizim kadar uğraşmaz,uğraşsa da medya lobisi sayende sessiz sedasız işlerini yüzdürürler.
    -çok ama çok çok nadir yerli-yabancı ayrımı olur.
    -biz sportif başarı da her zaman daha iyi olduk bu bir gerçek ama diğer konularda fenerbahçe bizden çok daha kurumsal.
    -aziz yıldırım'dan nefret eden biri olarak söylüyorum.kendisi türk futbolunun katili olmasına rağmen fenerbahçenin kahramanıdır.sportif olarak eksileri tamamen ona aitse,diğer konulardaki başarı da ona aittir.(bkz: itin hakkı ite) tabiki de bunu kendi kulübü gibi işletmesinin nedeni en büyük etkendir.
    -gelelim beşiktaş'a.hem sportif hemde maddi olarak daima bizden çok geride kalan bir kulüptür.
    -fikret orman'ı çok eziklemişliğimiz olmuştur.ancak son 1.5 yıldır transferlerde inanılmaz az para ve kısmen iyi oyuncu olarak geçiriyor.yavaş yavaş topluyorlar.tabi stad'ın ekmeğini şimdiden yememişlerse,o konu hakkında fikrim yok.
    -yönetim olarak iyi veya kötü istikrar vardı beşiktaşta.
    -yerli-yabancı ayrımı bizdeki kadar olmadığını biliyorum.
    şimdi özete gelirsek.kulübün yukarıda bahsettiğim bir çok özelliği göz önünde bulundurursak futbolcular ve yönetimle alakalıdır.ve yönetim yapısı takımın kültürünü oluşturuyor.yani işin özü yönetimde bitiyor.bu da kesinlikle kulüplerin derneklerden çıkıp şahıslara verilmesiyle olunur.(bkz: ingiltere)
    siz kendi şirketinizi hiç bir zaman zarar görmesini istemezsiniz.yoksa bizde istediği kadar yönetim değişsin.fakirleşen her zaman galatasaray,zenginleşen kişiler çok fazla olacaktır.artık kulüplerin şahıslara ait olması ciddi anlamda tartışılması gereken bir konudur.
  • 4136
    2015-2016 sezonu boyunca en doğru iki aksiyonu devre arasında almışlardır. bak transfer demiyorum sadece. ne yaptılarsa olağanüstü yanlışlıklarla doluydu. aldıkları tüm idari kararlar saçma sapan ve acemiceydi yalnız;

    ryan donk ve martin linnes transferleri için kendilerini ayakta alkışlıyorum. bu kadar sancılı iki bölgeye hem de gayet ekonomik koşullarla bu kadar isabetli transferler olabilirdi ancak.

    yüzde bir milyon bir sol bek, bir sol açık ve bir de forvet lazım tabi ama onlar da finansal fair play e takılmış gibi görünüyor. bize de olcan, burak ve podolski'ye duacı olmak düşecek. her şey iyi olsun inşallah.
  • 4138
    masrafları kısmak için bir kaç öneri sunmak istediğim aciz, çapsız, iş bilmez, zavallı yönetim.

    1- bir önceki günden kalan ekmekleri atmamak ve onlar bitinceye kadar taze ekmek almamak,
    2- suyu şaşal değil çeşmeden kullanmak. bunun için florya musluklarına 3.sınıf filtreler takılabilir.
    3- antrenman sahasında patlayan topları atmamak. içlerine plastik top koyarak kullanmaya devam etmek.
    4- şampuanları sulandırıp sulandırıp kullandırmak.
    5- "elektriği lüzumsuzsa söndür" eğitimi vermek.
    6- florya'nın wi-fi şifresini kimseye söylememek. isteyen olursa ücret mukabilinde kullanımına izin vermek.
    7- federasyondan rica edip iç saha maçlarını gündüz oynamak. böylece stat ışıklandırmasını kullanmamak.
    8- deplasmanlara uçakla gitmek yerine, futbolculara otostop çektirmek.
    9- profesyonel sağlık ekibi ile çalışmak yerine stajyerlerle çalışmak. böylelikle sağlık ekibine daha fazla mesai yaptırıp maliyetini minimuma düşürmek.
    10- forma ekipmanlarını futbolculara yıkattırmak. böylelikle malzemecileri kovmak.
    11- çayı her gün birine yaptırmak. böylelikle çaycıları kovmak.

    bu reçeteyi kullanırsak, birbirinden yıldız futbolcularımızın maaşlarına dokunmadan mali anlamda düzlüğe çıkarız. köşeyi bile döneriz. dönmeyi de bırak tavaf ederiz tavaf.
  • 4139
    son dönem yaşanılanlardan ( özbek v.s ) sonra herhangi bir taraftarın saatlerce kulaklarını çınlatmasının gayet normal olduğunu düşündüğüm içinde, görüp görebileceğimiz en rezil yöneticikleri barındıran oluşum.

    inşaallah, tez zamanda allah müstehakınızı verir .

    not: hamit denen fazlalığı ikna edip bir şekilde göndermeyi beceremeyen bu reziller, kulüp kanalını kiraya verecek kadar da düşmüşler !
    bunlara küfür bile edilmez.
  • 4141
    uc transfer sezonu boyunca podolski disinda katki veren transfer yapamayan yonetimdir. baskan dursun ozbek olur duygun yarsuvat olur, isimler onemli degil.

    gecen sezon ara transfer doneminde takima transfer lazim degil, birlik beraberligin asilanmasi lazim denildi. sezon sonuna kadar muslera'nin insan ustu performansi, sneijder'in muthis katkisi, melo'nun sakatliktan formda donusu ve yasin'in ekstra isleriyle bir sekilde kazanildi o kupa. fakat herkes hem fikirdi takimin artik misyonunu doldurduguna. yaz transfer doneminde ilk 11'e girecek bir forvet ve sag bek ile avrupa'da bile is yapabilecegimizi dusunurken, o donem kadromuzdaki tek gercek defansif orta saha melo ve takimin bir numarali sol beki telles'ten olduk transferin son gununde. gelen isimler podolski disinda maliyeti minimumda olan isimlerdi. jpk, bilal, carole, jose, cenk vs. takimin eksiklerini gidermekten cok, minimum maliyet ile kadro kalitesini artirma amacliydi hepsi. sezon basindan itibaren gordukki kadro genisliginden de once takimin ihtiyaci olan bolgelerin eksiginin giderilmesi gerekiyordu. orta sahada melo da olmayinca, cokus kacinilmaz oldu. 2015-2016 ara transfer donemini ise donk ve linnes'e toplamda 4.5 milyon euro odeyerek kapattik

    yani baktigimizda, bu takima uc transfer donemi boyunca en onemli eksiklik olan golcu transferi yapilmadi. aksine elimizdeki saglam omurga da dagitildi. 3 transfer sezonunda toplam harcagimiz bonservis 4.5 milyon euro linnes ve donk ve 3 milyon euro podolski en buyuk kalemler olmak uzere toplamda 10 milyon euro'yu gecmemekte. tekrarlamak istiyorum, 3 transfer sezonunda toplam harcama en fazla 10 milyon euro. bu sirada, duzenli olarak gelen sampiyonlar ligi geliri ve lig sampiyonlugu gelirleri mevcuttu. bu donem icerisinde, mevcut borc bir turlu azalmadi. sponsorluklar yapildi, kombineler satildi, gs store gelirleri kasaya girmeye devam etti, hatta gs tv'nin ajansa kiralanmasi gibi uber fikirler bile(!) gundeme geldi fakat borclar azalmadi., aksine uefa'dan ceza ile burun buruna geldik.

    anlatmak istedigim asil kisima geliyorum. genele baktigimiz zaman, klupteki sikintilarin sayin isbecer'in bahsettigi gibi taraftarin ekonomik destegi ve organizasyon yapisindaki ozellestirmeler ve sponsorluklar ile asilacak turden olmadigi anlasiliyor. dogrulugundan emin olmamakla birlikte ufak bir hesap yapalim ve sonuca ulasalim. takim 200 bin forma satsa, her forma alan bir de atki alsa, yani ortalama 200 lira harcasa, 40 milyon lira yapar, bu paranin yuzde 20'si klubumuze kalsa (emin olmadigim kisim burasi) 8 milyon lira eder, bu da yaklasik 2.5 milyon euro'dur. simdi futbolcu sozlesmelerini ele alirsak, garanti parayi da gectim, hamzaoglu'nun ve denizli'nin bol bol yaptigi gibi sabri ve umut 10 mac (veya baska bir futbolcu, isim burada da onemsiz) 80. dakikada oyuna girse, mac basi 10-15 bin euro'dan 300 bin euro gibi bir ucrete denk geliyor. bunu sezon boyuna ve tum futbolculara yaydigimizda sadece mac baslarindan bile satilmasini dusundugumuz 200 bin formanin fiyatini bir guzel yemis oluyoruz.

    o zaman su anki oncelikli sikintimiz gercekten unal aysal doneminde yapilan harcamalar icin aglayip, basin mensuplarina surekli sikayette bulunmak mi, yoksa artik bu evreyi gecip gercekci cozumler icin arayislarda bulunmak mi? takimin maas yuku bu kadar yukseklerdeyken, mevcut borcun kapanmasi sahsi gorusumce mumkun gozukmemekte. buradaki amacim feda kampanyasi baslatmak degil, takimdaki futbolculara hakettikleri sozlesmeleri imzalatmak. bizden 10 puan fazla toplayan besiktas'in en yuksek maasli 3. oyuncusu umut'un aldigi paradan az aliyorken, bizim ekonomimizi duzeltmemiz mum-kun de-gil. o yuzden, sayin isbecer'in ve ozbek'in bahsettigi etik olarak indirim isteyememe durumu onlarin orada bulunma nedeni olan ekonomik durumun duzelmesi amacina tamamen zit dusmektedir.

    tek cumleyle ozetlemek gerekirse, taraftarin alacagi iki forma bir kombineyi takimdaki yeteneksiz ordusuna milyon eurolar olarak odemeyecegimiz gun bu takimin kurtulus gunudur. ornek olarakta, 3 yil sozlesmesi daha bulunan burak'i satmayip 3 milyon olan sozlesmesinde de indirim istemeden, 9 milyonluk kulfetine katlanmaya devam etmek klube ihanetten baska birsey degildir, kimse lutfen kusura bakmasin.
  • 4142
    sağır sultanın bile duyduğu ekonomik çıkmazımızın büyük bir kısmını oluşturan futbolcu maaşları için oyunculara herhangi bir indirim talebiyle gitmeyeceğini söyleyen yönetim. ben de kendilerine şu soruyu sormak istiyorum; hayatınızda "benim maaşımı indirin, ben çok kazanıyorum" diyen herhangi bir çalışan gördünüz mü? tabiki de görmediniz. o zaman ne yapacaksınız? sneijder harici herkesi tek tek çağırıp diyeceksiniz ki "maaşınızı %25 düşürüyorum. nasıl ki iyi olduğunuz zaman gelip rahat rahat yüksek maaşlı sözleşme istiyor ve alıyorsanız, bok gibi oynadığınız ve kulübün ekonomik olarak çıkmazda olduğu bu dönemden sonra maaşınızı efendi gibi indireceksiniz. gerçek galatasaraylılık bunu gerektirir". bu kadar basit...

    he kabul mu etmiyorlar? o zaman da çağıracaksın menajerini, "kardeşim, müvekkiline acilinden yeni bir kulüp bul, bak çin'de transfer sezonu şubat sonunda sona eriyor, elini çabuk tut, yoksa oyuncunun euro 2016 öncesini paf'ta geçirmesini sen de istemezsin" diyeceksin. zor şeyler değil bunlar. olması gerekenler. ama bu aymazlar yapabilirler mi, cesaret edebilirler mi, maçaları yeter mi? büyük soru işareti. 1 yıl önceki seçimde alp yalman gelecekti işte, hepsini sözleşmeleriyle silkeleyecekti de görecektim ben o zaman gerçek galatasaraylıları. ama olmadı işte, getirmediler.
  • 4143
    --- alıntı ---

    "tek bilek, tek yürek"
    bu sloganla 10 ile 20 tl arasındaki fiyatlarla satışa çıkacak sembol bileklikler, galatasaray camiasını birleştirecek.

    finansal fair-play kriterlerine uygunluk göstermediği için avrupa’dan 1+1 yıl men tehlikesiyle karşı karşıya kalan ve uefa ile şubat ayı içinde son görüşmesini yapacak galatasaray’ın hazırladığı önemli bir projenin detaylarına cumhuriyet ulaştı.

    sarı-kırmızılı yönetimin planı doğrultusunda, son dönemde kâr oranını artıran “galatasaray store” mağazaları üzerinden “galatasaray” bileklikleri satışa çıkarılacak. 10 - 20 tl’lik fiyata satılacak sarı-kırmızı renkteki bileklikler, “tek bilek tek yürek” sloganıyla camianın beğenisine sunulacak.

    tanitim 8 şubat'ta
    bileklik için 8 şubat’ta point otel’de yapılacak tanıtıma, galatasaray’ın sembol isimleri, efsane oyuncular, eski başkanlar, teknik adam ile sporcuların yanı sıra sarı-kırmızılı renklere gönül veren ünlü sanatçılar katılacak. galatasaraylı futbolcuların, bilekliği tanıttığı video ve fotoğraflı mesajlar kulübün twitter, facebook ile instagram’daki sosyal medya hesaplarından paylaşılacak.

    sosyal medya ataği
    galatasaray mağazacılık aş yetkilileri türk telekom arena’da tüm gs store temsilcileriyle buluşup projenin detaylarını paylaştı. türkiye ile avrupa’daki 100’e yakın mağazada ve internette 10-20 tl’den satılacak bilekliklerle mali anlamda sıkıntı yaşayan

    galatasaray’ın camia içindeki birlikteliği yeniden yakalaması amaçlanıyor.

    --- alıntı ---

    http://www.cumhuriyet.com.tr/...lek__tek_yurek_.html

    gelir elde etmek amaçlı taraftara başvuracak olan yönetimdir.

    ancak kimse kusura bakmasın hamit yattığı yerden para alacak, sabri yatarak sözleşmesini yenileyecek eray forma giymeden o paraları kazanacak sonra ben bileklik alacağım.

    almıyorum arkadaş. almıyorum.

    ortalama 250.000 bileklik 15 tl' den satılsa 3.750.000 tl ediyor ki buda hamit'in 1 yıl yattığı yerden aldığı parasını karşılamıyor.
  • 4146
    cennetten tapu satsa gidip gene almam bunlardan...
    çünkü ne yazık ki taraftarın inancı kalmadı bunlara...
    benim aldığım formanın montun çorabın parasını oynamayan hamite kaprisli qral yılmaza gideceğini biliyorum...
    sene başında antreman topçusu diye aldığım jpk'nın cebine girdiği gibi...
    mali yükü fazla olan futbolculardan kurtulmak yerine onların maaşını taraftar ödesin diye birşeyler satmak salakçadır...
  • 4147
    mali krizden çıkabilmek için en önemli gider kalemi olan eşek yüküyle para verdikleri çöp yerli oyuncuların yıllık ücretlerinde indirime gitme talebi yapmak yerine, çözümü taraftarın ürün satın almasında arayan beceriksiz yönetim.

    mevcut durumda yüksek tutarlı sözleşmelerin önceki yönetim tarafından yapılmış olduğu doğrudur fakat (bkz: #1896587) no'lu entryde yoldaş brohom'un da gayet güzel bir şekilde belirttiği üzere, bu yüksek tutarlı sözleşmelerden kurtulmanın yolunu da o koltuğa oturmadan önce düşünecektiniz kardeşim.
  • 4148
    burada zorla bana dursun özbek yönetimini savunduracaksınız ya, helal olsun hepinize be.

    oyuncu sözleşmeleri düzletilmeden bu ürünü ben niye alacakmışım da yok 28472910 tane bileklik almam hamit'in maaşını anca karşılayacak da yok gitsin ultraslan alsın da... ya allah aşkına o sözleşmeler imzalanmış mı? imzalanmış. sike sike ödemek zorunda mı yönetim? evet zorunda. eee daha neyin davası bu? siz bu oyunculara indirime gidin denilmediğini mi sanıyorsunuz? bunların hiç biri kabul etmez lan o indirimi. etmez. etmeyince de o parayı sike sike ödeyecek yönetim.
    bileklik olayı gayet makul. 10-20 lira verip bir çok taraftar alabilir hatta ikişer üçer tane alınabilir. çok mu seviyoruz takımı, destek mi olmak istiyoruz alın bize fırsat işte. burda her gün methiyeler düzülen fikret orman yönetimi feda diyip uyduruk feda tişörtlerini kapış kapış satmadı mı? burada çoğunuz çok büyük iş helal olsun fiko büyük adam demediniz mi?
    al kendi yönetimin yapıyor, kendi mağazan yapıyor. git al takımına sahip çık. bizim maalesef bu kulübe destek olabileceğimiz tek yol bu. he sen yine oyuncu sözleşmeleri riv riv diyeceksen o sözleşmeler bitene kadar takımı da destekleme olsun bitsin. senin lig tv üzerinden maçı izlemen bile o oyuncunun alacağı paraya katkı çünkü.
  • 4149
    özbek yönetiminin diğer israf yapan yönetimlerden pek de farkı olmadığını sabri'nin yenilenen sözleşmesinde, jem karacan ve bilal transferlerinde, üzerine para vererek kiraladığımız ve yok pahasına sattığımız futbolcularda gördük. ayrıca grosskreutz olayında ifşa ettikleri beceriksizliklerine hiç değinmiyorum.

    e burak'ı 10 milyon eu'ya satmadıklarını, umut bulut'u devre arası transferinde bile fırsat varken göndermediklerini biliyoruz.
    bıçak kemiğe dayandı. hala donk gibi 29 yaşında, sözleşmesinin bitmesine 6 ay kalmış ve bizden başka talibi olmayan adama 2,5 milyon eu sayıyoruz.

    artık galatasaray düzelmek zorunda. amk beşiktaş'a bak. en son ersan'ı 7 milyon eu'ya okuttular. yabancı sınırı varken, yurt içinde bile o para etmez ersan denen kazma.

    tabi uefa allahtan yazıyı yazmış. yoksa gidip benitez'e de 8-9 milyon eu'yu sayacaklardı.

    ama hala çıkıp fatih işbecer galatasaray taraftarı alışkanlıklarını değiştirmeli diyor.
    gerçek galatasaray taraftarı diye aptal aptal tweetler atıp bir özür bile dilemiyorlar.
    ben ne değiştirecem amk. önce dedeler değiştirsin. galatasaray adasının yıllık kirası 4 milyon eu. bileklikle toplanacak paradan çok daha fazla.

    ben lisanslı ürün fazla fazla alırım. ama önce kulüp bunu haketmeli.

    - adayı kiraya versinler.
    - yasin gibilerin menejeri çıkıp konuşamasın diye selçuk, burak, umut gibi oyuncuları satsınlar. satamadıklarını kadro dışı bırakıp artık o bol kepçe devrin geçtiğini dosta düşmana göstersinler. varsın oyuncuların parasını yine ödeyelim. ama haketmediği parayı kazanan adam takımda barınmasın.
    - mustafa denizli gibi bir dinazor ve yerli sevici yerine adam gibi bir teknik adam bulsunlar.
    - ultraslan denen satılık köpeklerle işbirliği yapmaktan vazgeçsinler.

    transfer yapmasalar bile ürün alırım.
    afedersiniz ama şu an 1(bir) kuruş harcamam galatasaray için.
    kim isterse savunur.
    bu dejenerasyonun devam etmesi için kaynak yaratacak halim yok.
App Store'dan indirin Google Play'den alın