4139
uc transfer sezonu boyunca podolski disinda katki veren transfer yapamayan yonetimdir. baskan dursun ozbek olur duygun yarsuvat olur, isimler onemli degil.
gecen sezon ara transfer doneminde takima transfer lazim degil, birlik beraberligin asilanmasi lazim denildi. sezon sonuna kadar muslera'nin insan ustu performansi, sneijder'in muthis katkisi, melo'nun sakatliktan formda donusu ve yasin'in ekstra isleriyle bir sekilde kazanildi o kupa. fakat herkes hem fikirdi takimin artik misyonunu doldurduguna. yaz transfer doneminde ilk 11'e girecek bir forvet ve sag bek ile avrupa'da bile is yapabilecegimizi dusunurken, o donem kadromuzdaki tek gercek defansif orta saha melo ve takimin bir numarali sol beki telles'ten olduk transferin son gununde. gelen isimler podolski disinda maliyeti minimumda olan isimlerdi. jpk, bilal, carole, jose, cenk vs. takimin eksiklerini gidermekten cok, minimum maliyet ile kadro kalitesini artirma amacliydi hepsi. sezon basindan itibaren gordukki kadro genisliginden de once takimin ihtiyaci olan bolgelerin eksiginin giderilmesi gerekiyordu. orta sahada melo da olmayinca, cokus kacinilmaz oldu. 2015-2016 ara transfer donemini ise donk ve linnes'e toplamda 4.5 milyon euro odeyerek kapattik
yani baktigimizda, bu takima uc transfer donemi boyunca en onemli eksiklik olan golcu transferi yapilmadi. aksine elimizdeki saglam omurga da dagitildi. 3 transfer sezonunda toplam harcagimiz bonservis 4.5 milyon euro linnes ve donk ve 3 milyon euro podolski en buyuk kalemler olmak uzere toplamda 10 milyon euro'yu gecmemekte. tekrarlamak istiyorum, 3 transfer sezonunda toplam harcama en fazla 10 milyon euro. bu sirada, duzenli olarak gelen sampiyonlar ligi geliri ve lig sampiyonlugu gelirleri mevcuttu. bu donem icerisinde, mevcut borc bir turlu azalmadi. sponsorluklar yapildi, kombineler satildi, gs store gelirleri kasaya girmeye devam etti, hatta gs tv'nin ajansa kiralanmasi gibi uber fikirler bile(!) gundeme geldi fakat borclar azalmadi., aksine uefa'dan ceza ile burun buruna geldik.
anlatmak istedigim asil kisima geliyorum. genele baktigimiz zaman, klupteki sikintilarin sayin isbecer'in bahsettigi gibi taraftarin ekonomik destegi ve organizasyon yapisindaki ozellestirmeler ve sponsorluklar ile asilacak turden olmadigi anlasiliyor. dogrulugundan emin olmamakla birlikte ufak bir hesap yapalim ve sonuca ulasalim. takim 200 bin forma satsa, her forma alan bir de atki alsa, yani ortalama 200 lira harcasa, 40 milyon lira yapar, bu paranin yuzde 20'si klubumuze kalsa (emin olmadigim kisim burasi) 8 milyon lira eder, bu da yaklasik 2.5 milyon euro'dur. simdi futbolcu sozlesmelerini ele alirsak, garanti parayi da gectim, hamzaoglu'nun ve denizli'nin bol bol yaptigi gibi sabri ve umut 10 mac (veya baska bir futbolcu, isim burada da onemsiz) 80. dakikada oyuna girse, mac basi 10-15 bin euro'dan 300 bin euro gibi bir ucrete denk geliyor. bunu sezon boyuna ve tum futbolculara yaydigimizda sadece mac baslarindan bile satilmasini dusundugumuz 200 bin formanin fiyatini bir guzel yemis oluyoruz.
o zaman su anki oncelikli sikintimiz gercekten unal aysal doneminde yapilan harcamalar icin aglayip, basin mensuplarina surekli sikayette bulunmak mi, yoksa artik bu evreyi gecip gercekci cozumler icin arayislarda bulunmak mi? takimin maas yuku bu kadar yukseklerdeyken, mevcut borcun kapanmasi sahsi gorusumce mumkun gozukmemekte. buradaki amacim feda kampanyasi baslatmak degil, takimdaki futbolculara hakettikleri sozlesmeleri imzalatmak. bizden 10 puan fazla toplayan besiktas'in en yuksek maasli 3. oyuncusu umut'un aldigi paradan az aliyorken, bizim ekonomimizi duzeltmemiz mum-kun de-gil. o yuzden, sayin isbecer'in ve ozbek'in bahsettigi etik olarak indirim isteyememe durumu onlarin orada bulunma nedeni olan ekonomik durumun duzelmesi amacina tamamen zit dusmektedir.
tek cumleyle ozetlemek gerekirse, taraftarin alacagi iki forma bir kombineyi takimdaki yeteneksiz ordusuna milyon eurolar olarak odemeyecegimiz gun bu takimin kurtulus gunudur. ornek olarakta, 3 yil sozlesmesi daha bulunan burak'i satmayip 3 milyon olan sozlesmesinde de indirim istemeden, 9 milyonluk kulfetine katlanmaya devam etmek klube ihanetten baska birsey degildir, kimse lutfen kusura bakmasin.
gecen sezon ara transfer doneminde takima transfer lazim degil, birlik beraberligin asilanmasi lazim denildi. sezon sonuna kadar muslera'nin insan ustu performansi, sneijder'in muthis katkisi, melo'nun sakatliktan formda donusu ve yasin'in ekstra isleriyle bir sekilde kazanildi o kupa. fakat herkes hem fikirdi takimin artik misyonunu doldurduguna. yaz transfer doneminde ilk 11'e girecek bir forvet ve sag bek ile avrupa'da bile is yapabilecegimizi dusunurken, o donem kadromuzdaki tek gercek defansif orta saha melo ve takimin bir numarali sol beki telles'ten olduk transferin son gununde. gelen isimler podolski disinda maliyeti minimumda olan isimlerdi. jpk, bilal, carole, jose, cenk vs. takimin eksiklerini gidermekten cok, minimum maliyet ile kadro kalitesini artirma amacliydi hepsi. sezon basindan itibaren gordukki kadro genisliginden de once takimin ihtiyaci olan bolgelerin eksiginin giderilmesi gerekiyordu. orta sahada melo da olmayinca, cokus kacinilmaz oldu. 2015-2016 ara transfer donemini ise donk ve linnes'e toplamda 4.5 milyon euro odeyerek kapattik
yani baktigimizda, bu takima uc transfer donemi boyunca en onemli eksiklik olan golcu transferi yapilmadi. aksine elimizdeki saglam omurga da dagitildi. 3 transfer sezonunda toplam harcagimiz bonservis 4.5 milyon euro linnes ve donk ve 3 milyon euro podolski en buyuk kalemler olmak uzere toplamda 10 milyon euro'yu gecmemekte. tekrarlamak istiyorum, 3 transfer sezonunda toplam harcama en fazla 10 milyon euro. bu sirada, duzenli olarak gelen sampiyonlar ligi geliri ve lig sampiyonlugu gelirleri mevcuttu. bu donem icerisinde, mevcut borc bir turlu azalmadi. sponsorluklar yapildi, kombineler satildi, gs store gelirleri kasaya girmeye devam etti, hatta gs tv'nin ajansa kiralanmasi gibi uber fikirler bile(!) gundeme geldi fakat borclar azalmadi., aksine uefa'dan ceza ile burun buruna geldik.
anlatmak istedigim asil kisima geliyorum. genele baktigimiz zaman, klupteki sikintilarin sayin isbecer'in bahsettigi gibi taraftarin ekonomik destegi ve organizasyon yapisindaki ozellestirmeler ve sponsorluklar ile asilacak turden olmadigi anlasiliyor. dogrulugundan emin olmamakla birlikte ufak bir hesap yapalim ve sonuca ulasalim. takim 200 bin forma satsa, her forma alan bir de atki alsa, yani ortalama 200 lira harcasa, 40 milyon lira yapar, bu paranin yuzde 20'si klubumuze kalsa (emin olmadigim kisim burasi) 8 milyon lira eder, bu da yaklasik 2.5 milyon euro'dur. simdi futbolcu sozlesmelerini ele alirsak, garanti parayi da gectim, hamzaoglu'nun ve denizli'nin bol bol yaptigi gibi sabri ve umut 10 mac (veya baska bir futbolcu, isim burada da onemsiz) 80. dakikada oyuna girse, mac basi 10-15 bin euro'dan 300 bin euro gibi bir ucrete denk geliyor. bunu sezon boyuna ve tum futbolculara yaydigimizda sadece mac baslarindan bile satilmasini dusundugumuz 200 bin formanin fiyatini bir guzel yemis oluyoruz.
o zaman su anki oncelikli sikintimiz gercekten unal aysal doneminde yapilan harcamalar icin aglayip, basin mensuplarina surekli sikayette bulunmak mi, yoksa artik bu evreyi gecip gercekci cozumler icin arayislarda bulunmak mi? takimin maas yuku bu kadar yukseklerdeyken, mevcut borcun kapanmasi sahsi gorusumce mumkun gozukmemekte. buradaki amacim feda kampanyasi baslatmak degil, takimdaki futbolculara hakettikleri sozlesmeleri imzalatmak. bizden 10 puan fazla toplayan besiktas'in en yuksek maasli 3. oyuncusu umut'un aldigi paradan az aliyorken, bizim ekonomimizi duzeltmemiz mum-kun de-gil. o yuzden, sayin isbecer'in ve ozbek'in bahsettigi etik olarak indirim isteyememe durumu onlarin orada bulunma nedeni olan ekonomik durumun duzelmesi amacina tamamen zit dusmektedir.
tek cumleyle ozetlemek gerekirse, taraftarin alacagi iki forma bir kombineyi takimdaki yeteneksiz ordusuna milyon eurolar olarak odemeyecegimiz gun bu takimin kurtulus gunudur. ornek olarakta, 3 yil sozlesmesi daha bulunan burak'i satmayip 3 milyon olan sozlesmesinde de indirim istemeden, 9 milyonluk kulfetine katlanmaya devam etmek klube ihanetten baska birsey degildir, kimse lutfen kusura bakmasin.