• 3651
    gün geçtikçe, fatih terim ve ali dürüst gibi içten pazarlıklı insanların, fb medyasının, şike çetesinin, kendi içimizde ki derin liselilerin ve kulüp batıyor/ iflas ettik gibi şeylere tutunan münferit galatasaray'lıların ünal aysal'ı nasıl yediklerini daha iyi anlıyorum. yapılacak bir şey yok beyler, ünal başkanın gidişinden sonra mum yakıp bir dilek tutun artık.
  • 3654
    eyyyyy yönetim dinle burayı:

    "bak yönetim, sana iki çift lafım var. koskoca galatasaray yönetimisin. paran var, pulun var, herseyin var.milyonlarca taraftarın senden takıma katkı verecek transfer bekliyor. yakışır mı size taraftarın duygularıyla oynamak? yakışır mı bunca günahsızı, emektar taraftarı, galatasaray'ı süper ligde zora sokmak? ama nasıl yakışmasın! siz değil misiniz öz evladım diye sabriye 5 dakikada 5 milyon veren ancak hala sneijder ile sözleşme yenilemeyen, hunteları bile almayan, bir damlacık mutluluğu çok gören. anlamıyor musun yönetim, bu taraftar galatasarayı seviyor. ama ben boşuna konuşuyorum. sevgiyi tanımayan adama, sevgiyi öğretmeye çalışıyorum. hıh, sen, büyük patron, milyoner, oteller sahibi dursun bey! sen mi büyüksün? hayır, biz büyüğüz! biz, galatasaray taraftarı! sen bizim yanımızda bir hiçsin, anlıyor musun, bir hiç! gözümüzde pul kadar bile değerin yok. ama şunu iyi bil, ne bu kulube ne de taraftarın akıl sağlığına hiçbir şey yapamayacaksın. yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi. çünkü biz birbirimizr parayla pulla değil, sevgiyle bağlıyız. bizler birbirimizi seviyoruz. biz bir aileyiz. biz güzel bir aileyiz. bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun? dokunma artık bize! dokunma galatasaraylılara! dokunma sneijdere! dokunma musleraya! eğer onların kılına zarar gelirse, biz, ömründe karıncayı bile incitmemiş olan bu tarafftar,büyük galatasaray taraftarı, hiç düşünmeden çeker vururuz sizi! anlıyor musun, vururuz ve dönüp arkamıza bakmayız bile!"
  • 3656
    her gün bir yöneticisinin çıkıp saçmaladığı yönetimdir. hala sabri'ye yapılan zammı savunurlar ve taraftara merak etmeyin çalışıyoruz deme ihtiyacı hissederler. öte yandan ezeli rakibimizin hiçbir yöneticisinin sesi çıkmamakta ve sadece işlerini yapmaktalar. yaptıkları transferler ve gönderdikleri oyuncular ortadadır.

    (bkz: az konuş çok iş yap)
  • 3662
    yani susayım konuşmayayım diyorum. bir kısım galatasaray taraftarı tarafından transferci taraftar olarak ötekileştirilsek de susamıyorum.
    az önce okudum. cüneyt tanman efendi sneijder'e 1-2 yıllık sözleşme önermeyi düşünüyoruz demiş. lütfetmiş allah razı olsun. böyle bir karar ve hareket işin sonu olur benden söylemesi.

    her gün ama her gün 3'ünüz birden konuşmak zorunda mısınız? susun işinize odaklanın biraz zaten onu da doğru düzgün beceremiyorsunuz ne yaptığınız belli değil. taraftar olmasa aydın yılmaz ile sözleşme imzalayacaktınız utanmadan.

    bir an önce silkinip kendilerine gelirler umarım. sneijder ve muslera olmasa bu takım 4. falan olur adam kalkmış 1-2 yıllık teklif etmeyi düşünüyormuş. peh.
  • 3663
    sanırım fenerbahçeliler aziz yıldırım'ın ajanımız olduğunu anladı ve karşılığında bizim yönetimimizi ele geçirdi, yani düşünüp taşınıyorum ama yaptıklarını başka türlü açıklayamıyorum. şuanda galatasaray tarihinin en kötü yönetimleri arasına giriş yapmak için hızlı hızlı adım atıyorlar ve eğer durdurulmazlarsa bunu başaracaklar.
  • 3670
    bu kadar açık bir şekilde hata yapıyor olmalarına dayanamıyorum. seçimden sonra yapılacak şeyler belliyken hala bunları -bırak uygulamayı- görememeleri canımı sıkıyor. şuan taraftara sorsanız büyük çoğunluk yapılması gereken işler üzerinde hemfikirdir. bunları şöyle bir toparlarsak:

    1-bekleneni veremeyen ve artık gönderilmesi gereken oyuncularla yolları ayırmak.(yekta kurtuluş, eray işcan, aydın yılmaz...)

    2-takımın eksik olduğu belli olan bölgelere transfer.

    3.yabancı kuralının kalkmasıyla, gerçekten ümit veren bir veya iki genç oyuncu transferi.

    4-gsstore'a çeki düzen verilmesi.

    bunlar ilk aklıma gelen konular. ilk maddeden başlayacak olursak, bırak bu oyuncularla yolları ayırmayı, hala medyada kiralık gönderme gibi seçeneklerin gündemde olduğunu gördük. belki birçok kişinin tepkisini çekecek ama bu transfer sezonunda fenerbahçe'ye imreniyorum. ellerindeki yaşlı oyunculardan kurtuldular, yeni bir imaja sahip olmaya çalışıyorlar. ne kadar tutar bilemem ama bunu radikal bir şekilde uzatmadan uyguladılar. peki biz neden yapamıyoruz? işte bunu anlayamıyorum. 4 yıl boyunca iyi bir kemik kadroya sahiptik. bu sayede 3 şampiyonluk ve şampiyonlar liginde başarılar elde ettik fakat o jenerasyon yaşlandı. bu adamlar geldiklerinde 20-21 yaşında olsalar, evet hala çok sağlam bir kemik kadroya sahip olurduk ancak zaten geldiklerinde 25-26 yaşlarındaydılar ve artık başarıya doydular diyebilirim.
    2 sezondur takımın ritmi hemen hemen aynı. artık bu, radikal değişikliklerle ya tekrar yukarı çekilecek ya da 8. olduğumuz sezon gibi dibe vurmayı bekleyeceğiz.

    transfer ettiğimiz(podolski haricinde) ve etmeye çalıştığımız oyuncular takımın şu anki seviyesine uyum sağlayacak oyuncular değil, seviyeyi yukarı taşıyacak oyuncular olmalı. jem karacan, bilal kısa faydalı olmasına olur, bilemeyiz. ancak takımın temposunu, seviyesini artıracak oyuncular değiller. zaten performans olarak düşüşte olan bir takımız, bunu artıracağımız yerde aynı şekilde devam etmek zor da olsa belki bizi tekrar şampiyon yapar ancak avrupa'da başarılı olmamız çok zor.

    diğer bir konu, gsstore. hala taraftarı tatmin edecek ürünler piyasaya sürülmüyor ne yazıkki. galatasaray futbol takımı türkiye'de ilk kez 4. yıldızı kazanan takım durumunda ve çıkarılan ürünleri hepimiz gördük. hele hele şampiyonluk sevinci daha tazeyken çıkarılan ürünlerden bahsetmek bile istemiyorum. tam da bütün taraftarların bir coşkuyla ürünlere saldıracağı dönemde çıkarılan ürünler ortada. gsstore yıllardır bir türlü belli bir düzene oturtulamadı, kulübe -özellikle 4. yıldızdan sonra- büyük kazanç getirebilecekken yine bekleneni veremedi.

    özetle, yönetimin işi gerçekten çok basitti. en başta 4. yıldız sloganı çok daha iyi kullanılabilirdi. şampiyonluk kutlamaları bittiği gibi yeni sezon çalışmalarına başlayacak, kesin bir kararla belli isimlerle yollar ayrılacak ve felipe melo kesinlikle takımda tutulacaktı. oyuncu sayısını makul seviyeye çektikten sonra, takımın seviyesini yükseltecek ve 4. yıldız zaferine yakışacak çapta iki veya üç oyuncu transfer edilecekti. (podolski, bir santrafor ve stoper). daha sonra sağbek mevkiine piyasası düşmüş ancak kumaşı iyi bir oyuncu getirecek(bu konuda çoğu kez başarı sağladık), bunu da halledip takımın iskeletini sağlamlaştırdıktan sonra 1-2 rotasyon oyuncusuyla anlaşıp transfer sezonunu kapatacaktık.

    kulübün maddi sıkıntıları mı var? o zaman başkan çıkacak ve bunu söyleyecek, fazla transfer beklentisi yaratılmayacak ve bu sezonun böyle geçeceği taraftara bir şekilde anlatılacaktı. o zaman sizden kimse huntelaar, ibrahimovic vs. gibi transferler beklemez, bu kaos ortamı da oluşmazdı.

    ancak hiçbiri yapılmayarak, 4. yıldızı takmış, şuan müthiş pozitif bir havada olması gereken camia resmen olumsuzluğa, karmaşaya sürüklendi. tabii her başarılı sezonun ardından bunları yaşamaya alıştık fakat buna artık bir son verilmesi gerekiyor.

    umarım yönetim geç olmadan bu gerçeklerin farkına varır ve doğru kararlara imza atar, yoksa yine sıkıntılı bir sezon bizi bekliyor.
  • 3674
    dursun özbek başkanlığında olan için konuşmak gerekirse seçim vaatlerinden biri olan basketbol takımı için büyük sponsor hala bulunamamıştır. tekrar ediyorum seçim vaadi. galatasaray tarihinin en büyük basketbol takımı sponsorluğu için ufak pürüzler kalmıştı sadece. bu açıklamanın üzerinden 3 ay geçti. hiçbir gelişme yok.

    galatasaray futbol takımının 4. yıldızı da takmasıyla forma satışlarının tavan yapması olasıydı. fakat şampiyonluktan sonra 2 ay geçti piyasada forma yok. zaten forma alacak adam yine alacak, asıl olay forma almayan adama da 4 yıldız gazıyla forma aldırmaktı fakat bu fırsat öldürüldü. sebebini bilmiyorum ama sonuçta problem çözülemedi. rakip transferlerinden sonra kimsede 4.yıldız heyecanı da kalmadı. muhteşem bir gelir kaybı.

    armanın, galatasaray'ın pazarlanması konusunda yine oldukça yetersiz kalındı. galatasaray forması sponsorsuz kaldı. ne sırtta, ne göğüste, şortta bile sponsoru olmayan güçsüz bir galatasaray'a evrildi. 2000'lerden sonra gelen o kötü galatasaray'a gidiyoruz gibi görünüyor. çok üzücü. belki de tarihin en güçsüz, en vasıfsız yönetimiyle karşı karşıyayız. allah sabır versin.

    her zaman ilkleri yaşayan takım olmayı başarıyoruz fakat buna o kadar hazırlıksızız ki nasıl yöneteceğimizi bilemiyoruz. galatasaray galatasaray'ı yönetenlerden çok çok daha büyük olduğu için yöneticilerin küçüklüğünde nefes alamıyor.
  • 3675
    15/16 sezonundaki transfer inatları çok şeyin değişmesine sebep olacak belki de.

    transfer sezonunun bir iki tane daha saçma oyuncu alınarak kapanacağı varsayımı ile yazıyorum bu entryi.

    takım olmak önemli lafları hikaye. iyi ve birbirini tamamlayan futbolculardan kurulu bir kadro isen kısa zamanda takım olursun. 3. fatih terim dönemini hatırlayın. en yakın örnek o. melo, selçuk, riera, elmander, eboue, muslera, ujfalusi, engin baytar, necati ve ek olarak ilk kez forma giyen semih... zaten hemen hemen galatasaray ilk 11'iydi. yani diyeceğim bu sezon fenerbahçe ortalığın tozunu attırır gibi duruyor benim nazarımda.

    bu ders galatasaray'ın türk futbolcu inadını bitirecektir sezon sonunda. mesele sadece parasızlık değil çünkü. mevcut bütçemizle şu anda taş gibi sağ bek oyuncusu beck'i ve mbia'yı biz transfer etmiş olurduk istesek. buna ek olarak bir orta saha oyuncusu daha alsak podolski ve carole transferleri ile şu an hepimiz mutluyduk. çünkü takımın performans veren yıldızları zaten var.

    ancak galatasaray yönetimi bunu yapmayı tercih etmedi. evladım dedi, türk dedi ve gidip sabri ile, bilal ile, jem karacan ile saçma sapan sözleşmeler imzaladı. melo'nun gideceği belliyken kapımızın önünde yatan mbia'ya dönüp bakmadı. üstelik adam tam aradığımız oyuncu. dinamik, hava toplarında melo'dan bile iyi, tempolu...

    üstelik bu transferler olsa şampiyonluğu kaptırsak bile önümüzdeki sezon ufak tefek rötuşlarla çok iyi bir takım olabilirdik.

    bana göre bu sezon oynanacak futbol yönetimi de, teknik direktörü de, bir çok oyuncumuzun kariyerini de alıp götürür. çünkü artık ligde çoğu takımın karşımıza süreceği vitaminsiz türk oyuncu sayısı ciddi şekilde azalacak. geçen sezon ite kaka, göt zoruyla aldığımız tek farklı galibiyetlerin bir çoğunu alamayacağız.

    üzüldüğüm şey sneijder'in bir sezonunu heba ediyoruz. bu tarz adam az bulunur çünkü.

    oğlum nasıl böyle bir akıl tutulması yaşadık biz camia olarak anlamıyorum.

    artık galatasaray'ın bir futbol aklı olmalı. gelen her yönetimin değiştirmediği bir futbol komitesi... yönetimlerin başarısını transferler değil kaynak yönetimi ve tesisleşme gibi konular belirlemeli. transferde teknik direktör tek söz sahibi olmamalı. anlaştığın teknik adam da bunu bilerek galatasaray'a gelmeli. son 2-3 senede yapılan saçma sapan transferlerle fenerbahçe'nin bu gün kurduğu kadrodan fazlasını kurardık. işte o saçma sapan transferleri yapmamanın yolu da yönetimlere göre değişmeyen istikrarlı bir yapıdan geçiyor. artık denize düşmüş fındık kabuğu gibi savrulmamalı transfer politikalarımız. sezonun bütçesi değişir, oyuncunun maliyetleri değişir ama transfer politikan değişmez.

    malesef türkiye'de düzeni devam ettirme diye bir kültür yok. bu gün çok başarılı bir futbol komitesi kurulsa yarın gelen yönetimin yapacağı ilk iş o komiteyi değiştirmek olacaktır zira.

    neyse ligde yabancı sınırı bu sezon kalktı.
    galatasaray için ise malesef önümüzdeki sezon kalkacak gibi duruyor...
    ancak umarım değişiklik bu kadarla sınırlı kalmaz. galatasaray'ı yöneten dinazorların artık istikrar sağlayan bir futbol aklını oluşturma kararını vermesi gerekiyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın