• 26
    türkiye'nin en aklı başında taraftarı olmasından mütevellit olaylara mantıklı ve nokta atış mantığıyla yaklaşıyor galatasaray taraftarı. fenerbahçe'nin şike yapmış ya da yapmamış olması , küme düşmesi ya da düşmemesi birincil olarak bizleri ilgilendirmediği için çıkıp ortalığı ayağa kaldırmanın hiçbir mantıklı tarafı yok. taraftar bulunduğu ortamlarda objektif olarak yorumunu yapmakta özgürdür ve yapıyor da zaten fakat çıkıp sokaklar bağıracak bir ilişki yok bu süreçle galatasaray arasında.

    ha eğer verilmeyen bir ceza sonrası türk takımları ve doğal olarak galatasaray avrupa kupalarına gidemez , üstüne sponsorlar utanmadan fenerbahçe'nin bu süreçte "kaybı" olarak lanse edilen paraları öder o zaman protestonun allahını görürler. böyle bir durumda fenerbahçe taraftarı gibi mantıksız bir organizasyonla hapishane kapılarına yürüyerek değil beyoğlu'ndan başlayıp kadiköy'e kadar yüzbinlerce taraftarın isyanına sebep olurlar. o yüzden şu an için bulunulan durum pasif olmak değil bilinçli olmaktırç
  • 29
    uzaklarda aranmaması gereken pasiflik. yahu göz göre beşiktaş fener'e yatacak ve biz bu konu hakkında hiç bir bk yapmıyoruz. aynı durumda fenerliler olsaydı ne olurdu allah bilir. ama mourinho hakkında konuşmak varken, guardiola'nın adamlıgından bahsetmek varken fener-beşiktaş maçının ne önemi var. ayrıca yazarlarda bir yer de haklı. yataş sponsorluğundaki maçlar diye bir başlık açtım ve fener beşiktaş maçını örnek gösterdim . moderatör görür görmez uçtu. allah bilir bu entryin ömrü kaç dakka olacak.
  • 30
    hiç farketmediğim pasiflik. şike soruşturması, rakip takımların kışkırtmaları ve twitter saldırılarına karşı galatasaray taraftarının erdemli duruşu pasiflik olarak algılanıyorsa biz pasifiz arkadaş. fenerbahçe taraftarının metris'te ''başkan çıkmazsa katliam çıkar'' sloganını mı atmamız lazım aktif olduğumuzu göstermek için. ya da beşiktaş taraftarı gibi ota bokta sahaya atlayıp, futbolcu mu dövmeye kalkalım. o zaman sıçayım böyle aktifliğe afedersiniz...
  • 31
    aktif olduğunu göstermesi için hiç değilse lig tvsini kapattırması gereken taraftardı, yapmadı, şaibeli ligi izlemek tatlı geldi, fedakarlık edemedi. fenerbahçe taraftarı lig tvsini kapattırır korkusu ile oynamadıkları oyun kalmayanlar külahlarını önlerine alırlardı belki binlerce iptal yapılsaydı. ben iptal ettirirken sebebini açıkladığım telefon görevlisinin "ilk defa bu şikayeti alıyoruz lig tvnin şike soruşturması ile play-off oynanması ile hiçbir alakası yoktur, şansal beyin yaptığı açıklamalar kurumumuzu bağlamaz" gibilerinden zırvalamasından belliydi zaten galatasaray taraftarının pasifliği. taraftarın ötesinde bir de yönetim var ki evlere şenlik. abdürrahim albayrak beyefendinin lig tv mikrofonuna allah sizden razı olsun, siz de olmasanız biz ne yaparız lafları da unutulur gibi değil. herkes hakettiğini yaşar. galatasarayın bu taraftar ve yönetimle hakettiği de budur. fener beslemesi basın, fener lehine galatasaray aleyhine gündem yaratan yazarlar, şike yapıp yanına kalan ezeli rakip, o rakiple kendi evinde hangi branşman olursa olsun yaptığın maçların hafta içi çilesine dönüşmesi, şampiyonluğunun play-off denen bir saçmalıkla gaspedilmesi, federasyonun galatasaray düşmanları tarafından gaspedilmesi, olası bir avrupadan men cezası vesaire. biz bunlara layığız. yarın da şikeciler mağdur kılığına bürünüp, bak birşey yapmamışız ne çileler çektik ama aklandık dediklerinde oturur sinirden kendimizi bilmem ne ederiz.
  • 34
    galatasaray'ın an itibariyle en büyük sorunu taraftarının enerjisini doğru kullanamamasıdır.
    taraftar olarak sorunlarımız var mı? varsa kim çözecek? asy arena içinde öyle anlar olmakta ki oyuncular taraftara gaz vermekte.

    henüz asy arena'da krize girmiş bir maçı çeviren bir taraftar performansı hatırlamıyorum. yani oyun içinde yenik durumdayken beraberliği sağladığımızı hatırlıyorum, ancak bir gol yersek seyirci susmakta dakikalar 75 in üstünde ise stadı terk etmeler başlamakta.
    4 taraflı tezahürat galipken yapılmakta ancak kriz anlarında yapılamamakta. 4 taraf arasında koordinasyon sıfır.

    enerji ise çok fazla. inanılmaz bir enerji var ancak çöpe gitmekte. çünkü maalesef ortak akıl eksikliğimiz var.
    bir lafımda golü taraftar mı atacak diyeceklere. golü taraftar atamaz ancak attırır. o attıran taraftar ayrıcalık yaratan taraftardır.
    geçmişten ders alıp geleceğe bakmak için gençlerin sorunları tartışması ve çözümleri araştırıp süreklilikle uygulama yapması gerekir.
  • 35
    şükrü saraçoğlu stadında fenerbahçe aleyhine hakem kararlarından sonra doğru olsun yanlış olsun aşırı bir ıslıklama oluyor. yıllardır hakemleri baskı altına alan bir eylem bu. bizim tribünlerde eksikliğini en çok hissettiğim şey bu. 2 ekim 2012 galatasaray sporting braga maçında felipe melo'nun sarı kart gördüğü pozisyonda rakip oyuncu yerde deli gibi kıvrandı. bizim taraftardan çok az tepki geldi bu pozisyonda. bu karardan sonra yoğun bir ıslıklama olsaydı, maç içinde braga'lı futbolcuların faullerinde de bu ıslıklama şiddetli bir şekilde yapılsaydı braga maçı 11 kişi tamamlamayabilirdi. bu sadece basit bir örnek. hakemleri baskı altına alamıyoruz maalesef.
  • 36
    doğu üst tribünde mümkünse ninni grubundan bağımsız bir örgütlenmenin yapılmasıyla muhakkak çözüleceğini düşündüğüm durumdur. ancak bağırmayan ya da katılmayan taraftarın da liseli yada oraya bile gelememiş kopillerce tehdit edilmesi suretiyle iş yapacak kim gelecekse gelmesin. millet iki üç serserinin esareti altında mı sevecek bu takımı. ben bağırmaktan sesimin kısılmasından hatta ertesi gün yapılacak çok önemli toplantıma sesim kısık gitmekten imtina etmem. ama konuşurken geneli düşünmek lazım. karısı kızı sevgilisi çocuğu ile gelen adama dayılanan kopillere karşıyım. saygılar sözlük.
  • 39
    içinde bulunduğumuz şu günlerde tekrar tanık olduğumuz durum. millet şike gibi yüz kızartıcı bir suçtan tutuklu başkanları için bile on binlerce kişiyle eylemler, yürüyüşler yapar bizimkiler ise 3 yıldır klubün altını oyan, en değerli oyuncularını kovmaktan beter eden, taraftarını bir tarafına takmayan ve daha sayısız falsosu olan yönetimi için ancak twitter hesaplarından #dursunistifa diye hashtag kovalar. acı ama gerçek.
  • 42
    aslında bir şeyler değiştirmek istiyorsa tek yapması gereken pasiflik galatasaray taraftarının. galatasaray taraftarı pasifliği de beceremiyor. sorsan herkes kesin olarak memnuniyetsiz. yani bir şeyler yapalım desen tamam diyecek. iş o bir şeyleri yapmaya gelince ortada tık yok.

    yapması gereken pasiflik dedim, şimdi nedir bu pasiflik?

    1-) stada gitmemek. kombine-bilet almamak. geriye ultraslan'dan başkası kalmayacaktır. onlar da zaten beleşçi olduğundan maddi olarak bir faydaları olmayacak. manevi olarak da dişin kovuğunu doldurmayacaklardır.

    2-) yayıncı kuruluş üyeliği almamak, varsa iptal etmek. zira biliyorsunuz artık tv, futbol izlensin diye değil; futbol, tv izlensin diye var. her şey ama her şey reklam gelirleri.

    3-) gs store'dan alışveriş yapmamak.

    allah aşkına bu 3 maddeden hangisi aktif bir davranış gerektiriyor? hepsi de dibine kadar pasif. size gidip florya'da toplanın, istiklal'de yürüyün diyen yok. zaten onlar, yukarıda saydıklarımdan daha etkisiz yöntemler.

    ben buraya yazdığımda belki yüz kişi okur, on kişi ciddiye alır. çözüm gayet net aslında. sadece kitlelere ulaşabilen insanların hep beraber destekleyip yayması gerekiyor. benim elimden gelen şahsen bu kadar.
  • 44
    direk galatasaray taraftarlığından ayrılarak yönetime en ağır darbe vurulabilir bence. sonuçta 30 milyon taraftar 20 milyona düşse ya da 10 milyona çekilse yönetimi de tudoru da cezalandırmış oluruz. he galatasaray da küçülür ama direniş budur arkadaşlar. yönetim denen zavallılar sürüsünü galatasaraydan ayırmanın yolu direk başkanın otellerine zarar vermek demiştim. bir dünya "ama çalışanların ekmeği ama onlar günahsız" diye kafa sikilmişti burda. dursun özbek denen sayın (!) başkana galatasarayı küçülterek, gelirlerinden ederek zarar vereceğini sanan insanlara laf anlatmaktan ben yoruldum. ne olacak sen almasan yahu. galatasarayın adası var. bahanesi de var satar geçer. kıbrısta arsaları var daha da sıkışırsa onu da satar. çekmecedeki tahsis alanını da haklarını satar. satar oğlu satar. ama iş kendi cebine dokunursa geri adım atar. çünkü yarın başkanlıktan çekilirse hiçbir sorumluluk taşımayacağı galatasarayın malını harcamakla, kendi cebinden yemek ya da kaybetmek bambaşka şeyler. galatasaray taraftarı akıldan yoksun. bir topçunun peşine kombine iptal eden insanlara hapsolmuş. galatasaray 4 yıldır rezalet yönetiliyor. aysalın son dönemi, yarsuvat, özbek. bunları göz ardı edip kombine alıyorsun ( ki bence de almak gerek ) ama sneijder gidince iptal ediyorsun. sonra da topçu için mi aldın diyince kalkıp anlamıyorsun kulüp kötü yönetiliyor diyorsun. e günaydın. 4 yıldır kötü yönetilen kulübün bu sıkıntısını sen sneijder gönderilince görebildiysen bu da sneijderin gönderilmesinin bir artısı olabilir sadece. galatasaray taraftarı pasif falan değil. aşırı duygusal sadece. elbette takımı sevmenin bin bir değişik yolu şekli var. herkes kendisine göre seviyor galatasarayı ama bu işin er meydanı stadyum. internetten yazmayla galatasarayda başkan değiştirebileceğini sanıyorsan sen gerçeklerle bağını komple koparmışsın kardeşim. gelin stada. bangır bangır bağıralım yönetim istifa diye. ultraslan sustururmuş. her yer taksim her yer direnişi ultraslanın olduğu tribünden bangır bangır bağırdık biz. bir sikim de olmadı. bütün stadyum doluydu. kendilerini yırttılar susturmak için ama o kalabalığın önüne geçemediler. güçlü olmak için önce takıma sahip çıkıp bu takım bizim demen lazım. bunun için de kar kış demeden bu kulüp ligi sonuncu da bitirse tribüne gelip şikayetini bağırarak yapabilirsin. galatasaray taraftarı ekseriyetle iyi gün taraftarı. bunu bir galatasaray taraftarı olarak söylüyorum. nasıl bir nimete sahip olduğumuzun farkında değilsiniz. ağlayıp romantizm kasmak hoşunuza gidiyor. daha önce de söyledim. ben bu takımı stadyumda izlemek için anamı babamı 900 km ötede bırakıp istanbula 5 parasız halde geldim. gücüm yettikçe o kombineyi de o formayı da alacağım. bunu galatsaraya sahip çıkmak adına yapacağım. kulübü küçülterek değil bu kulübe sahip çıkarak, oy verme hakkım olmasa da ses verme hakkımı sonuna kadar kullanarak yapacağım. elimden geldiğince sesim çıktığınca bundan geri adım atmayı da düşünmüyorum.
  • 45
    batı tribün (batı tribün. tekrar vurgulayayım) 403 blok'ta izlediğim 19 ağustos 2013 galatasaray gaziantepspor maçında üç sıra arkamda bulunup 34. dakika civarında yaptığı tezahürat yüzünden dört-beş kişi tarafından dövülen, yerde tekmelenen taraftarın da hakkında yorumlarını beklediğim tespit. o da diğer arkadaş gibi "her yer taksim her yer direnişi ultraslanın olduğu tribünden bangır bangır bağırdık biz, hiçbir şey de olmadı, susturamadılar. o yüzden stadda ultraslan'ın hoşuna gitmeyen tezahüratları özgürce yapabilirsiniz, stada gidip istifa diye bağırırsak baya işe yarar" diye yazarsa inanırım.

    ben de o maç için 500 kilometre öteden otobüsle gelmiştim, galatasaray sevgisini mezurayla ölçüyoruz ya anlaşılan, yazayım dedim.
  • 47
    gücünün farkında olmadığından gerçekleşiyor herhalde. 2 yıldır telegram gruplarıda para ile örgütlenen insanların fetö ve gs lobisi yalanlarına karş koyamadık. bunlar mainstream yalanlar haline geldi. şimdi de göz göre göre fenerbahçe'nin düşmesi engelleniyor, cekirgeyi 4.ye sıçrattılar. ama yine izliyoruz. ne yapılsın bilemiyorum, ama haksızlıga hukuksuzluğa maruz kalıp izlememiz sadece kanıma dokunuyor. sadece 4 günde ligin kaderini değiştiren hatalar oldu hepsi de bir takımın lehine. tek zevkimizi de alıyorlar bizden..
App Store'dan indirin Google Play'den alın