• 2451
    içinde geçen sene 4-3-3 sistemiyle nasıl sıçtığımızı, kaleye gidemediğimizi; 4-4-2 sistemiyle rakipleri nasıl ezdiğimizi, tekrar bir iki maçta 4-3-3 oynayınca tekrardan sıçtığımızı, 4 maçta 7 puan kaybettiğimizi görmeyenlerin olduğunu düşünüyorum. hala kadro yaparken takımı 4-3-3 şeklinde dizenleri yapanları gördükçe geçen seneki maçlar benim rüyamda oynandı diye düşünüyorum.
  • 2453
    *****

    kimse kusura bakmasın ama yetersizdir.
    bi forma için 120 lirayı çok bulanları var. öğrencilik falan filan diyip geçiştirenler oluyo ama 120 lira bulunmayacak bi para değil. biz de olduk la öğrenci. hem çalışıp hem okuduk. ne cebimizden para eksik oldu ne kalan dersimiz.
    sen akşama kadar yatıp sabaha kadar oturursan, evden para yollasınlar diye beklersen tabii olmaz cebinde forma parası amk.
    işte bu yüzden 2000 sonrası sendeledi bu kulüp. inanın fenerbahçe taraftarı olsaydı bizim yerimizde şimdiye her yıl şampiyonlar liginde çeyrek final oynayan bi takımları olurdu.
  • 2455
    ozellikle forma ile ilgili elestirisini fazla abartanlari vardir. surasi acik ki herkesi mutlu etmek, hem de her sene oyle yada boyle degisiklikler yapilmasi gereken bir ortamda olasi degil. e formalar da cikmis, lansmani yapilmis. hala yerden yere vurmak, sacma sapan negatif elestiriler yapmak hangi galatasaray taraftarina birsey kazandiracak cok merak ediyorum. 3 tane forma cikiyor. begendigine methiyeler duzersin, gider alirsin, begenmedigin hakkinda da bir zahmet konusmayi ver. cunku hali hazirda degisecek birsey yok ve onu begenen insani da bu urunu almaktan men etme, aklini celme bari. lafa gelince urun alalim cart curt, urun cikar birak kendi almasini, baskalarinin da alacagi varsa keyfini kacirir. ha bu sadece galatasaray taraftarinin sorunu degil tabi ama beni burasi bagladigi icin galatasaray taraftari ozelinde yaziyorum. illa icine kurt dustuyse formayla ilgili, kendini duvardan duvara atiyorsan, artik yetkililere ulalsmak kolay. nurettin kantarelli sozluk yazari yahu, daha ne istiyosun. atarsin mesaj, tepkini falan dile getirirsin. ortalik yere galatasaray formasini begenmedim demek de ne oluyor. yavas derler adama! kimsenin keyfinin kahyasi degiliz ama bu formalar cikti ortaya, hepsi de aslanlar gibi sarisiyla kirmizisiyla boy gostermis. yok yakasi x mis, cizgisi y mis. takim elbise mi aliyosun arkadasim? begenmedim deyip cekilmek varken, yerden yere vurmalar falan, hayal kirikliklarini dile getirmek de ne oluyor? umarim kulubun transferlerle yuzumuzu guldurdugu bu donemde, galatasaray taraftari da sorumlulugunu daha fazla bilir.
  • 2457
    hamit-burak-melo meselesine kadarki transfer eleştirilerine yüzde yüz katılıyordum. çünkü ihtiyaç vardı, geç kalınıyordu.

    ama şu anki şuursuzluğa da kesinlikle katılamıyorum. nedir yani çilek de çilek? bu kadro tamam artık doldu, 30'a yakın futbolcu var, iyi paralar harcandı. bu noktada oyuncu göndermeden getirmek sadece zarar olur. ayrıca elde 11 tane yabancı var şu anda ve iki sene sonra yabancı sınırlaması 5'e iniyor. bu şartlarda hala neyin transfer isteği bu anlayabilmiş değilim.

    en akil adamların dahi geçen seneki şampiyon kadroya eklenen ve eklenecek dany-umut-hamit-burak-amrabat-melo-culio parçalarıyla dahi yetinememesini nasıl açıklayabiliriz bilemiyorum...

    acilen birinin ayakları yere basan açıklamalar yapması lazım, zira taraftar gazı aldıkça havalanıyor, uçtukça uçuyor, şampiyonlar ligi'nde final, pato bizde falan diyen garipler türüyor her gün. işin garibi bu tipler normal taraftar arasında olduğu kadar galatasaraylı spor yazarları ve hatta yöneticiler arasında bile çıkıyor.

    galatasaray'a bu imaj yakışmıyor bence. galatasaray her zaman hedefini yüksek koyar evet, ama o yolların hiç de kolay katedilmediğini 4 sene dayak yerken sonunda kupayı aldığımızda anladık biz. bunu unutmuşçasına davranmamız çok garip, ve üzücü.
  • 2461
    oyuncuların, oynanan futbolun, başarının ve başarısızlığın sebeplerini sonuçlarını ve genel değerlendirmesini yaparken ciddi problemler yaşayan bir güruh olmuş çoğunluğu. arda dedikoduları çıktı çıkalı bunu yeniden kanıtlamakla meşgul olanlarını gördükçe cidden üzülüyorum.

    galatasaray 3 başarısız sezon geçirdi. önce skibbe, sonra rijkaard, sonra hagi ve bülent önder'le.
    yönetim futbol'da tamamen bir fiyaskoydu. yanlış transferler yapıldı, yanlış hocalar geldi. daha kötüsü hocalar için de yanlış transferler yapıldı.
    sürekli geçici çözümler arandı. uefa'da hedefi olan takımın stoperi yok yere satıldı, takım yarım sezon santrforsuz oynadı.
    başarısızlığın üstü 22 yaşındaki genç bir çocuğa kaptanlık ve 10 numara verilerek kapatılmaya çalışıldı.

    bunlarda hem fikiriz sanırım.

    bugün ne oldu da arda turan'a bu dönemin gerçek sorumlusu gibi davranılıyor?
    çünkü arda varken başarısızdık. arda yok başarılıyız.
    arda'yı bu denli suçlu gören kesimin bakış açısı bir çok kişide bu denli sığ malesef.
    "gelmesin" diyenleri anlıyorum, onlara lafım yok, makul bir şekilde fikrini açıklayanla ne alıp veremedeğim olabilir?
    ama "aziz babasına gitsin o", "emre abisiyle fener'e gider", "galatasaray'ın laneti", "gelirse galatasaray'ın tüm uyumunu bozar" filan gibi laflar okuyorum.
    delirmiş olmalısınız.

    tamamen tespitin yetersizliği. galatasaray'da o üç sezonda elle tutulur tek şeydi arda turan. tek bir oyuncu sayın o süreçte takıma arda'nın yarısı kadar yararlı olan, rica ediyorum.
    keita? evet iyi futbolcu. ama arda milli maçlardan üç hafta geç dönmüyordu sanırım. ya da en önemli derbide yumruğu koyup kırmızı görmüyordu.
    kewell? müzmin sakattı, ve mücadelesi yetersizdi. götünü yırtan arda turan'a bok atıp da kewell'a beste yapanların kafasında neler dönüyor ben asla anlayamayacağım.
    baros? evet çok mücadele etti zaman zaman, ama sakatlıkları çok etkiledi takımı. onun da sokağa işerken görüntüleri çıktı, gitti başka yerlerde ameliyat oldu. ama nedense batmadı taraftara hiç.
    bu adamlar hani 2010'un son maçında ülkeyi terkeden adamlar, nasılsa lig bitti diye. kadroda kimsenin olmadığı gençlerbirliği maçı hani.

    arda mıydı herşeyin sorumlusu?
    takım ruhunu da arda mı oturtacaktı?
    baros'u kewell'ı arda mı iyileştirecekti?
    keita'yı kamptan arda mı getirtecekti?
    adnan polat'ın aziz yıldırımla kolkola gezdiği yerde aziz yıldırım'a ayarı 22 yaşındaki arda mı verecekti?
    sırf galatasaray taraftarı nefret ediyor diye, ne olursa olsun milli takımın kaptanı olan adama terbiyesizlik mi yapacaktı?
    bunları yapmadı diye eleştirdiniz bu adamı.

    bir lafım da ultraslan'a... hiç lafımı sakınmayacağım, kusura bakmasınlar.
    gerçek anlamda paralarını, vakitlerini ve enerjilerini harcayan çok içten gençler var ama onların tek misyonunun "reisleri"nin görüşlerini yansıtmak olduğunu bilmek için alim olmaya gerek yok.

    bu reisler 2010'da,
    yönetimin transferde ve takıma sahip çıkmada tamamen sınıfta kaldığı, adnan polat'ın ne olduğunu daha yakından gördüğümüz aziz yıldırım'la kanka baba modunda takıldığı dönemde,
    takımda servet gibi, jo gibi, topal gibi, ayhan, sarp gibi çok kötü oynayan oyuncular varken,
    o sezon sakat sakat oynayarak, yeri geldiğinde santrfor'da dayak yiyerek mücadele eden, 60 maça çıkıp 20 gol 20 asist'in üzerinde yapan arda'ya,
    kız arkadaşıyla sinemaya gittiği için,
    "paranın peşine düşmüş" diye tezahürat yaptılar, yaptırdılar.

    "hayatta en büyük korkum galatasaray taraftarının beni yuhalaması" diyen bir adama, hiç ama hiç haketmiyorken yaptılar.
    nasıl yaptılar bunu?
    2010/2011'i yönetim istifa diye tek bir kez bağırmadan, bağıran herkesi sustururarak nasıl sonlandırdılarsa, o şekilde yaptılar.
    polat tower'ın önünde nasıl sabırla bekledilerse, aynen öyle sabrederek.
    hiç de utanmadılar. utanmazlar, utanmayacaklar da zaten. önüne gelene bildiri yayınlayacak kadar şuur kaybı yaşadıklarını zaten görüyoruz.
    kusura bakmayın ama, bugünün "arda turan kafatasçısı taraftarı" olarak, siz de bunu yediniz.
    o gün bugündür arda tu kaka oldu, arda'ya sallamak da "iyi taraftarlık".

    sonra ne oldu? arda 24 saat televizyonlarda konuşuldu, çünkü ne yönetim ne taraftar arkasındaydı.
    akbaba gibi galatasaray'ın ölüsünün üzerindeydi basın, medya. istedikleri de galatasaray'ın ölmüş organları değildi tabi, hala atan kalbiydi, arda turan'dı.
    hani bugün şikeci, mafyöz, tehditkar, tutarsız ve saygısız aziz yıldırım'a destek çıkan fenerbahçe taraftarı var ya, eleştiriyoruz hani akıllarını yitirmişler diye.
    bizimki de farklı olmadı yani. günahsız çocuğu günah keçisi ilan edip hem vurduk, hem vurulmasına göz yumduk. tamamen bilinç kaybıyla.
    hem de saha içiyle değil, tamamen saha dışıyla. şike yapan adamı koruyan manyaklar bir yanda, günahsız çocuğu baş düşman eden manyaklar diğer tarafta.
    "çok seks yapıyor", "renkli pantolon giyiyor" filan diye eleştirdiler. hani sana bana biri yapsa s.ktiri çekeceğin lafları, hayatta bir lafını kaale almayacağın adamlar ettiler ve kimse tek bir laf demedi.
    çünkü arda kız arkadaşına jest yapmıştı. ama galatasaray baştan aşağıya çökmüştü, ve tek sorumlusu arda'ydı.
    servet çetin maçı alenen satarken, sonrasında "bana güvenmediler ne oynıcam banane" tripleri yaparken, "barca'da oynasam maradona olurdum" derken ağzını açmayan tribün, arda'ya sallarken çok keyifliydi.
    2 sene önce pazubandı verenler, verilirken "galatasaray'ın çocuğu arda" diye delirenler o günlerde yoktular tabi etrafta, arda'nın arkasına saklanmışlardı.
    basın ona vururken yönetim stadın spornsorluk anlaşmalarını yapıyordu, hani o milyonlarca zararın yapıldığı anlaşmaları... polat enerji ileriye yatırım yaparken hani.
    galatasaray'ın kendi televizyonundan görüntüler sızdırdılar, gerçekten rezil rüsva formalar yapanlara tepki gösterirken. basın zaten düzeni kurmuş. arda formaya hakaret etmişmiş, gitsinmiş.
    hadi ya? sen 100 yıllık galatasaray için, renkleri sarı kırmızı galatasaray için her sene saçmasapan mor turuncu pembe formalar yapıcaksın, ve çocuk arkadaşlarıyla kendi aralarında bile tepki göstermeyecek mi?

    o kadar üstüne gidildi ki tv ropörtajında gözleri dolacak kıvama geldi arda. taraftar hala merhamet göstermedi.
    fatih terim istifa diye bağıran, hagi'ye hırsız diye bağıran, bülent korkmaz'a, hasan şaş'a yüzü kıpkırmızı olana kadar küfür eden bu "müthiş" taraftar işlemediği suç yüzünden arda'yı affetmedi.

    ve geçen yıl bu ortamda kaçarcasına gitti. ben de kızdım. ama iyi ki de gitti.
    kendini kurtardı. futbola döndü. vizyonu açıldı.
    kendisi kullanılarak galatasaray'a zarar verilmesinin de önüne geçmiş oldu.
    galatasaray'a tarihinin en yüksek bonservisini kazandırdı.
    sene sonunda da uefa kupasını kazandı, bence çok da başarılı oldu.

    şimdi gözü dönmüş bir kesim taraftar yine ahlak naraları atıyor, zira onlar ahlak timsali, ultraslan'ı zaten biliyoruz herkese "gerçek galatasaraylılığı" öğretiyorlar sürekli bildiriler yayınlayarak, onlar da galatasaray'ın üstün ahlaklı koruyucuları.
    bir arda ahlaksız. bir arda kötü. geriye kalan her şey müthiş.
    iki senedir fit olamayan baros müthiş yaaaa, king ya king. kral demek ingilizce'de.
    galatasaray'da koşmadan maç bitiren kewell harika ya.
    ama arda çok kötü, takımı böldü, parçaladı arda, çok konuştu, formaya küfür etti arda.

    ***

    adam gibi eleştirenleri tenzih ederim, zira futbol bu herkes eleştirilir. dersiniz ki sakatlıktan sonra for tutamadı. oyun temposunu düzenleyemedi. tamam, saha içini konuşmalıyız da zaten.
    ama geri kalanlarınız... saha içi dışında her şeyi konuşanlarınız...

    hepinize koca bir yuh.

    ya insanlığınızı, anlayışınızı, merhametinizi kaybetmişsiniz; ya da düşünme yetinizi yitirmişsiniz ve tv'de gördüğünüz şeyleri harmanlayıp "bence" diyerek burada geri kusuyorsunuz.
    kendine çeki düzen vermesi gereken bir kişi varsa bu arda turan değil,
    sizsiniz.
  • 2462
    arda konusunda azizin medya gazına gelmiş taraftardır. arda aziz'i reddedince medya tarafından yavaşça kıyıldı. ancak en büyük vebal ultraslandadır. azizin milyonlarını reddeden arda'ya düşmüş paranın peşine demek... onu bu derece tüketmeyi sadece ultraslan becerebilirdi. tebrikler aziz yıldırım. bu arada arda fener'de olsaydı heykeli dikilmişti.
  • 2465
    sırtını dönüp gitmiş, giderken de geride bıraktıklarını hiç düşünmeden gitmiş, bir de üstüne ''yemek verilmiyordu'' gibi milyonlarca saçma sapan açıklama yapmış, kendi öz evladını iten taraftar. fenerbahçe taraftarı'ndan farkı kendisine yapılan iyilik ve kötülükleri ayırt edebilmesidir.

    ayrıca, öz evladımız, galatasaray için, gerçekten galatasaray'ı sevdiği için dönmek istemiyor. kendisi evlenecek de kısmetse, cicim aylarında ayrı-gayrı düşmek istemiyor.
  • 2467
    çok düşünüp az yazması gereken içinde bulunduğum topluluktur. özellikle uefa ve fenerbahçe konusundaki iddialı açıklamaların kaynağını merak etmekteyim. zira sanki herkesin dayısı, eniştesi uefada fink atıyor da jurnalcilik yapıyor. ondan olacaklara bu kadar hakim, olacaklardan bu kadar emindirler. bir ben garip kalmışım gibi. infantino beyfendiye evvelden ziyadesiyle methiyeler düzmek neyimizedir? adamı soruşturma öncesi duyduk mu gördük mü? bakın dediniz dediniz ne oldu? hı?

    buna benzer olarak alınacak (alındı hepiciği) topçular konusunda medyanın oruzpuluğu nedeniyle çıkan spekülasyonlardan dolayı o kadar giydirildi ki bu topçulara ben okusam yazılanlara ve gelmesi muhtemel bir topçu olsam iki defa düşünürdüm. bu adamlar beni kaynağı belirsiz haberlerden bu şekilde itin götüne sokuyorsa yarın bir maç kötü oynadığımda neler olur diye. allahtan galatasaray beni transfer etmeyi düşünmüyor. hamit konusundaki entryleri kronolojik olarak okursanız adam hakkındaki ibrenin nasıl değiştiğini gayet açık görebilirsiniz. ((gbkz: süper topçu->iyi topçu->paracı->karaktersizin teki->süper transfer gel yiğidim gel.)

    öyle sıçar gibi entry girmeyin (bkz: timsaha yatmayın). timsaha yatmanın patenti suyun karşı tarafındaki embesillerce alındı. yazdıklarımız konusunda tutarlı olmak, olaylar konusunda soğukkanlı olmak yakışır bize vesselam.

    edit: şair burada kendini uefa veya infantino yerine koymamak gerektiğini anlatıyor, bu entryde hala olacaklar konusunda bir fikir telakki etmemektedir.
  • 2468
    --- alıntı ---

    gelinlikçiye yolunuzu düşürecek sebepler bellidir. ya siz ya da bir yakınınız evlilik hazırlığı içindedir. ancak bizim aslı gelinlik ve moda evi'ni ziyaret gerekçemiz biraz farklı. şöyle ki; bir dolmuş yolculuğunda kulak misafiri olduğumuz iki genç kadının söyledikleri hayli meraklandırıyor: "bak soldaki geçen gün bahsettiğim gelinlikçi. çalışanları yaz kış galatasaray forması giyiyor. sahibi koyu galatasaraylıymış." bir akşamüzeri çat kapı gittiğimiz mağazada görüyoruz ki duyduklarımız harfi harfine doğru. hatta fazlası var, eksiği yok. üzerini aslan biblolarının süslediği masa sarı kırmızı renklerde boyanmış, koltuklar, gelinlik kılıfları hatta ıslak mendil paketi bile aynı renklerde tasarlanmış. "bir sarı-kırmızı gelinlik eksik!" diyoruz. onu değil de nişanlık yapıldığını öğreniyoruz...

    ...

    bahçelievler mahmutbey caddesi üzerinde iki mağazası var erol çiçek'in. 15 çalışanın sabah ilk işleri formalarını giymek oluyor. on yıldır devam eden uygulamanın fikri çalışanlardan çıkmış. biri patronlarından özenip forma giyince diğerleri de istemiş. erol bey ilgiyi görür de durur mu? "madem herkes istiyor biz hazırlatalım, iş kıyafeti olsun." demiş. futbolla ilgilenenler bilir, 10 numarayı takımın beyni olarak nitelenen oyuncu giyer. erol bey bütün çalışanlarının performansından memnun olacak ki hepsine 10 numaralı forma hazırlatmış!

    ...

    ticari bir işletmede fanatikliğin bu kadar belli edilmesi elbet biraz cesaret işi. erkeklere yönelik çalışsa belki fanatizmini bu kadar yansıtamayacağını kabul ediyor erol çiçek: "kadınlar başka takım tutsa bile modelleri beğendiyse takılmıyor. ama erkekler öyle değil." en çok tepkiyi fenerbahçeli damatlardan alıyorlar. hatta kimileri sarı-kırmızı koltuklara oturmuyor, sarı-kırmızı merdivenlerden çıkmamak için direniyormuş. tabii tam tersi örnekler de var. galatasaraylı damatlar için mekân sanki evleri! böyle durumlarda kabak gelinlerin başına patlıyor. en son yaşadığı bir örneği şöyle anlatıyor çiçek: "geçenlerde ultraslan grubundan bir genç geldi. fiyat bile konuşmadan hemen sipariş verdi." durum bu olunca gelin hanıma da başka seçenek kalmamış...

    aslı-erol çiçek çiftinin okan (19) ve erolcan (15) adında iki oğlu var. eski gs'li futbolcu okan buruk'un trabzon maçında ayağını kırdığı sene doğan oğluna onun ismini vermiş erol bey. çocuklarının odasını, galatasaray'ın eski çubuklu forması şeklinde boyatacak; ailecek gittikleri restoranlarda, otellerde sarı kırmızı formayla dolaşacak kadar fanatik erol çiçek. önemli maçlarda ya da şampiyonluk kutlamalarında da kimseye çalışmak yok! dükkan kapatılıyor, hep beraber kutlamalara gidiliyor.

    --- alıntı ---

    http://zaman.com.tr/...n-fanatik-gelinlikci

    http://img1.zaman.com.tr/2012/07/21/fanatik.jpg
    http://img1.zaman.com.tr/2012/07/21/fanatik01.jpg
    http://img1.zaman.com.tr/2012/07/21/fanatik02.jpg
  • 2469
    olumlu ve olumsuz yönlerini incelemeli öz eleştiri yapmalıdır.
    2012 - 2013 sezonunda eski ve özellikle yeni tüm oyuncularımıza her koşulda destek olmalıdır.
    türk telekom arena güney tribünü taraftarları kenetlenmeli, kale arkası destansı tribün özellikleri güney tribünde ortaya çıkmalıdır. güney mutlaka sahaya etkisini %90 göstermelidir. galatasaray yönetimi güney tribünün önüne akıllı bir amigo ve taraftar oluşumunu desteklemelidir.
  • 2471
    bir kesimine ciddi tepkili olduğum, benim de içinde bulunduğum topluluk.

    tepkili olduğum konu şu, kişiler üzerinden "asolan galatasaray'dır" diyerek diğer renktaşının düşüncelerini değersizleştirme yoluna başvurulması... bunu oktay mahmuti'de yaşadık, ardından hamit altıntop ve son olarak felipe melo'da yaşıyoruz. oktay mahmuti gönderildiğinde benim de aralarında bulunduğum bir kesim tepki gösterdi gönderilmesine, galatasaray basketbol takımını aldığı ve getirdiği yer, başarıları, felsefesi, hepimiz kalmasını istiyorduk. sonra gönderildi ama gönderildiği haberi duyulur duyulmaz hemen birileri çıktı ve "asolan galatasaray'dır oktay mahmutisporlu musunuz" demeye başladı. asolanın galatasaray olduğunu bildiğimiz için tepki gösterdik zaten. oktay mahmuti babamızın oğlu değil sonuçta. veya hamit fenere imza attı atacak durumuna geldiğinde birtakım taraftar buna üzüldü. rakip güçleniyor ve elimizdeki oyuncuyu kaçırıyoruz diye. buna da tepki gösterildi. ama hamit transferi açıklandığında hamit'in gitmesine üzülen taraftar kadar sevindiler. sevinmesinler demiyorum yanlış anlaşılmasın, sadece hamit üzerinden "asolan galatasaray'dır" diyerek üzülen taraftara sitem edilmesini mantıklı bulmuyorum.

    şimdi de felipe melo haberi duyuldu, gelmeyeceği söyleniyor. çoğumuz üzülüyoruz ama yine o kesim daha ilk dakikadan itibaren "asolan galatasaray'dır" demeye başladı... e be kardeşim emin ol bizim için de asolan galatasaray'dır ve asolanın galatasaray olduğunu bildiğimiz içindir bu üzüntümüz, sitemimiz. geçen sene melo'nun oynadığı topu hepimiz gördük değil mi? haliyle gitmesine üzülüyoruz, çünkü galatasaray'ımız gücünden kaybedecek. galatasaray'ımızın gücünden kaybetmesini hangi galatasaraylı ister? kimse istemez. bu yüzdendir ki alınmamasına ya da alınamamasına tepkidir bu. şu ayrımı da yapmak lazım, "melo gelmiyor forma yok, kombine iade edecez" diyenlerden bahsetmiyorum. melo gelmeyebilir, sezon başlayınca biz yine tribündeki yerimizi alır "saldır galatasaray oooleeeey" diye tezahüratımızı yapar, formamızı alır, maçımıza gideriz. ama sen daha haber tazeyken renktaşının sitemini, düşüncelerine değersizleştirme yoluna giderek hata yapıyorsun. o da senin taraftarın o da düşüncelerini söyleyebilir. "asolan galatasaray" argümanını emin ol o da biliyor. bildiği içindir bu sitemi, tepkisi...
  • 2472
    bir kesimini artık tanımakta zorlandığım topluluk.

    sen geçen sezon tüm maçları izleyip melo'nun şampiyonluktaki rolünü gördün de biz görmedik mi? yönetim görmedi mi? terim görmedi mi?

    "aslolan galatasaray" ise aslolan her zaman galatasaray'dır.

    kişileri yücelterek hatta abartılı yücelterek galatasaray'a zarar vermekten başka bir şey yaptığınız yok. karşılıklı bir müzakere var; bir tarafta bir futbolcu diğer tarafta galatasaray ve sen gidip o futbolcunun tarafını tutuyorsan "aslolan galatasaray" olmuyor senin için. kavramları birbirine karıştırma. transfer taraftarısın deyince de hiç kızma.

    hamit altıntop, selçuk inan, fernando muslera, burak yılmaz, johan elmander, emmanuel eboue aynı takımda buluşmuş sen hala: "ama şu gelmezse kombinemi iptal ediyorum ben" diyorsan zaten en başta yanlış yerden kombine almışsın taraftar kardeşim.
  • 2473
    tıpkı hoşumuza giden her oyuncu ile "yeni metin oktay'ımız" romantizmi yaşadığı gibi, galatasaray'ın iyiliği adına istenen hamleler olmadığında tepki gösterilince "aslolan galatasaray'dır" romantizmini öne sürenlerin de var olduğu topluluk.

    nasıl ki herkesi metin oktay yapmaya çalışmak yanlışsa, her eleştiriye karşı "aslolan kişiler değil galatasaray'dır" demek de yanlış. ha söylenen cümle yanlış mı, hayır fakat kullanacağın yeri bilmek önemli.

    konu malum, felipe melo. bu adamın galatasaray için bir ihtiyaç olduğu aşikar. elimizde alternatifinin de olmadığı yüksek yüzde, malum 2 aydır aynı futbolcu ile uğraşıyorsan ya transferi bilmiyorsun ya da alternatifin yoktur ya da hoca çok istiyordur almaya çalışıyorsundur.

    bu seçeneklerden özellikle bu hafta terim'in medyaya çıkan "ilk melo'yu almalıydık" demeci düşnüldüğünde; melo'yu hocanın istediği fikri ön plana çıkıyor. şimdi hoca'nın istediği adamın alınmamasına taraftar tepki gösterince "aslolan galatasaray'dır" goygoyunu yapmak-k.bakmyına bu lafı şu koşulda kullanınca goygoya kaçıyor biraz-gereksizdir. her hamlede vardır bi hayır mantığı yerine olan biteni biraz sorgularsak o zaman galatasaray'a iyilik yapmış oluruz. zamansız yere "aslolan galatasaray'dır diyerek değil.

    felipe melo galatasaray'ın otra sahası için yıllardır aranan adamdır. yok bu adam sorunlu diyorsan keşke alternatifi olsa da ona yönelsek der, alkışlarım seni. ama hoca bu adamı istiyor, taraftar istiyor, melo istiyor-bugüne kadar aksini duymadık- ve bu adam 2 aydır alınmıyorsa bırakın da taraftar tepkisini koysun. unutulmasın ki bu taraftar melo-hamit-amrabat vs. yokken kombineye de hücum etmiş, taraftarlık gereğini yerine getirmiştir, getirmeye de devam etmektedir. ama ha geldi ha gelecek denen adam için birileri "melo 4m euro istiyor" gibi gerçeklikten uzak bir sebep öne sürülüyorsa bu itibarsızlaştırma kampanyasıdır, taraftar dolduruşa gelmemeldir.

    ola ki geliyor denen melo böyle istekte bulunduysa, oldu olacak denen adam neden şimdi 4-5 m euro istiyor; bunun sebebi sorgulanmalıdır. bu yüzden de yönetime gösterilen tepkiyi çok görmeyin bu insanlara.

    bir de, melo gelmeyecek diye kulübe desteği kesecek olan adamlar varsa onlara sesleneyim, kendilerine allah akıl fikir versin diyorum. hatta eğer takımı izlemeyi bırakırım diyen varsa bu kararını mutlulukla karşılarım. bu güzel takımı izlemekten uzak kalarak layığını bulmuş olur.
  • 2475
    bizim hem maddi hem manevi olarak kulübe 2012-2013 sezonunda maksimum destek vermemiz lazım. yönetim büyük bir risk aldı ve pahalı transferler yaptı. mali açıdan göçmemek için zaten 40 bine yakın kombine satıldı ama günlük biletlere de abanmamız lazım. store'u parayla yağmalamak lazım ve özellikle anadolu takımlarıyla oynanan maçları +45 bin kişiye oynamak lazım. geçen sene 35 bin ortalama yakalamıştık. 45 bine çekmemiz lazım. al sana dört dörtlük bir takım işte. gel izle desteğini ver. bağırmıyorsan bile o koltuğu doldur. futbolcu boş koltuktan korkar. doludan değil. zaten derbilerde ve şampiyonlar liginde kapalı gişe oynayacağız. anadolu maçlarında da büyük destek vermek lazım. unutmayın bahsettiğim şey şampiyonluğun 14/34'ünü oluşturuyor. neyse bolusporlu abinin de dediği gibi herkes elinönne koycakla,? burda en azından üj übürüb inna eburub ivişüle eşurubidisap nızırıyla burda rızgını tıkıp şaapacak. yönetim gerekeni yaptı. bundan sonra görev futbolcular ve taraftarlarda.
App Store'dan indirin Google Play'den alın