• 8702
    bir zamanlar futboldan en fazla anlayan taraftar tipiydi, ki bana kalırsa hâlâ öyle. fakat taraftar sayısı arttıkça, başarılar geciktikçe sabırsız bir hale bürünmüş, her şeyi çabuk tüketen bir ruh haline girmiş, bulduğu en küçük bir umut kırıntısına fazlaca bağlanıp en ufak sendelemede yıkıcı ve agresif olmuştur. galatasaray taraftarı aklıselimi temsil etmeli, futbolun doğrularını bilerek hareket etmeli, futbolcusundan teknik heyetine her zaman desteğe devam etmeli ve yapıcı eleştirilerle onları daha ileriye itmelidir.
  • 8704
    yine bir yerlerde rakip takımları şişirip göklere çıkarıp kendi takımıyla kıyaslayıp kendi takımını komple çöp ilan eden topluluk.
    futbolun sistem oyunu olduğunu, sistem işlemiyorsa hiçbir dişlinin çalışmayacağını, birkaç ana dişlinin tüm sistemi döndüremeyeceğini, özellikle takımın yenildiği haftalarda unutuveren topluluktur aynı zamanda.
    galatasaray'ı biliyoruz, form tuttuğumuzda ligin birinci favorisi ve momentumun sahibi olduğumuzu biliyoruz, 2. haftadan enseyi karartmaya gerek yok.
  • 8708
    kötü sonuçlardan sonra sürekli tribündekilerin ya da kulübedekilerin çözüm olacağını, iki hafta sonra bu defa onlar sahaya girince dışarıdakilerin çözüm olacağını sanan, vasat bir sarmala girmiş taraftar grubu.

    bir de bu hakem ağlaması ne zaman bitecek bilmiyorum. sadece galatasaray özelinde değil, tüm dört büyük takım taraftarı aynı düşünce yapısına sahip. sorarsan hepsi birbirinden güçlü ama mağduriyetleri daha ilk haftadan başlıyor. hem bu kadar güçlü görünüp hem de sürekli mağdur olan bir topluluk aklıma geliyor sadece. ülkedeki spor kültürü de bunların yansıması zaten.
  • 8709
    bir kısmı maalesef galatasaray’ı top tier kulüp zannetmekte. ona çöp, buna galatasaray seviyesinde değil gibi enteresan yakıştırmalar yapan bir güruh ortaya çıktı.

    ciddi anlamda söylüyorum, uefa kupası aldığımız dönemde internet olsa ne fatih hoca kalırdı ne bülent korkmaz. eminim hagi’ye bile, barça’da real’de tutunamamış adamı alıyoruz. romario’yu almamız lazım diyenler filan çıkardı.

    galatasaray’ın iyi oyuncular almakla beraber yetiştireceği ve para kazanacağı futbolculara yönelmesi gerekli. senin manchester united gibi 100’lerce milyon euro harcayabilecek kapasiten yok. sevilla bile 20 milyon euro’ya senin oyuncunu ayartabiliyor.

    ona buna çöp dememiz için gereken önce bu takımların finansal gücüne yaklaşmak ki ben imkansız olarak görüyorum hele ki bu döviz kurlarında ya da doğru yatırımlar yapıp, oyuncu geliştirip, iyi paralara satarak mali gücümüzü iyileştirmek.

    gerçi boşa konuşuyorum ama bu mantalite ile bu takımın sadece belli dönemlerde kısa süreli başarıları gelebilir o da gelebilirse. gerçi uefa grubundan yenilgisiz çıkan takımın yarısı çöptü.
  • 8710
    sosyal medyanın, ülke dinamiklerinin etkisiyle git gide daha da kırılgan bir yapı aldığımızı düşündüğüm ve içinde bulunmaktan gurur duyduğum oluşum. ama bu gurur, saf bir romantizmin ötesinde galatasaray ailesini gerçekten farklı yapan değerlerin getirdiği bir his. ancak üzülerek, rakip takım taraftarlarının bile özeneceği bir seviyede onları yanımıza beklemek yerine (seviye olarak) biz onların yanına yaklaşıyoruz git gide.

    rakip takımın bizi hiç ilgilendirmeyen bir avrupa kupası eleme maçında aldığı galibiyet bile yetiyor modumuzu düşürmeye. ya da rakip takımın başka bir anadolu kulübü karşısında aldığı bir galibiyeti bile direkt "havaya girdiler, eyvah! kaybettik momentumu" şeklinde yorumlamaya başlıyoruz.

    arkadaşlar, bu adamlar da maç yapacak, kazanacak. senelerdir kazandılar; onları bizim rakibimiz yapan şey zaten onların da kazanma alışkanlığı olan bir takım ya da takımlar olmaları. ama biz neden kendi modumuzu düşürmeye bahane arıyoruz? "galatasaray havaya girdin mi çakar sana!" dedirten bir topluluktan ne ara rakiplerle bu kadar ilgilenen bir topluluk haline geldik!? takım kendisine çeki düzen vermeli, evet! ama biz de boş durmamalıyız; bir maç kaybettik diye karalar bağlamaya da rakip takım bir maç kazandı diye şampiyonluğu kaybetmiş noktasına gelmeye de gerek yok.

    galatasaray bu ülkede yeni tarihler yazacak ve edirne'nin ötesinde adından tekrar söz ettirecekse; bunun yolu sahadan önce taraftar yapısından geçiyor. manu 93'te ali sami yen'e gelirken galatasaray'ın oynadığı toptan değil, taraftardan çekiniyordu! şu an galatasaray taraftarından rakiplerden çok bizim kendi oyuncularımız çekiniyor! sahada ne olursa olsun, bir süre, hatta belki uzun bir süre aralıksız desteğe devam etmeli, şu ölü toprağını üzerimizden atmalıyız artık.
  • 8711
    mutluluğu takımının güzel oynayarak kazandığı bir maçtan edinmeyi unutalı çook olmuştur.
    onun yerini adı kulübümüzle anılan bir iki bilindik oyuncunun kulübümüze transfer söylentilerinin ortalıkta dolaşması, ki transfer sezonu kapanınca o da kalmayacak, bir de hasbelkader alınan, o da genelde tek farklı olan galibiyetler almıştır.
    hadi sevinelim, hafta sonumuzun daha cuma akşamından zehir olmasına ramak kalmıştı...
    (bkz: 19 ağustos 2022 ümraniyespor galatasaray maçı)
  • 8712
    galatasaray takımının ruhen çökmesini sağlamak için seferber olduğunu her hafta üstüne ekleyerek ispatlamaya çalışan topluluk. td + yönetici + futbolcu tüketmek konusunda obez seviyesinin doruklarında dolaşıyorlar. davranış ve yorumlarıyla eğer mümkün olsa iki haftada bir td. ayda bir yönetim, her hafta asgari altı futbolcu değiştirme/transfer etme arzusunda oldukları gibi, bunun yapılabilirliğinin çok kolay olduğuna gerçekten inanıyorlar. (bkz: okan buruk)
  • 8713
    üzgünüm ama türkiye'deki en kalitesiz taraftar grubu olmaya doğru ilerleyen güruh. kimlerden bahsettiğimi biliyorsunuz. her hafta teknik direktör değiştirmek isteyenlerden bahsediyorum. hadi torrent döneminde yangıncıların hepsi haklıydı. adı sanı olmayan birine neden sabredelim? ama daha sezon yeni başlamışken, kendini kanıtlamış bir hoca yeni gelmişken bunu görmek bana internet kablomu kesip attırma isteği doğduruyor.

    takımın en kilit iki oyuncusu takımla beraber 5 antrenman anca gördü. sacha boey ile yunus akgün kanadı aynı anda yeni yeni oynamaya başladı. stoper ikilisi yeni. orta saha tamamen yeni. üç maç, iki deplasman, 6 puan. iki yarısı arasında dağlar kadar fark olan bir maç. hatalarından ders alan bir hoca. bak önüne kardeşim işte.

    (bkz: 19 ağustos 2022 ümraniyespor galatasaray maçı)
  • 8714
    sözlük özelinde konuşuyorum, mantıklı bir zemine oturan yorumlar eleştirilerden ziyade sanıyorum ki önplana çıkma kaygısıyla yahut gündelik hayatı meşgalesiyle tıka basa dolan öfkelerini kanalzie edebilecekleri bir yer bulma motivasyonuyla hareket ediyormuş izlenimi veren güzide topluluğumuz. güzide çünkü bu/bi' şekilde ifade edebiliyoruz söylemek istediklerimizi. tarsftar olarak sadece kelle alma motivasyonlu hareket edersek sonumuzun suyun karşı tarafı gibi olması kaçınılmaz.

    hak vermiyor değilim, gün içinde öfkeli olduğumuz pek çok şeye içimizden geldiği gibi tepki veremiyor, neyse diyip bir ah çekiyoruz. sonra olmadık yerde olağanın dışında tepki veriyoruz.

    evet... bu taşın altında da o var.
  • 8716
    daha 3.haftada teknik direktörünün istifa etmesini isteyenlerin olduğu topluluk üstelik 2 deplasman galibiyetine rağmen.
    takım daha yeni ve gelenleri oynatmaya yavaş yavaş başlamış.
    sistem ve zaman ihtiyacı varken bu yapılan artık şımarıklıktır.
    bu kafa değişmedikçe işimiz zor. dünya’da hangi iş bu kadar kısa zamanda yapılabilir.
    benim fikrim ise bu arkadaşların taraftarlıktan istifa etmeleri.
    yeter biraz huzur verin herkese.
  • 8718
    bugün maç saatlerinde dışardaydım, maçı izlemek için kahvehanelerden birine girdim. daha maç başlamadan okan buruk'u eleştirmeler (daha üç hafta olmuş), abdülkerim'e küfür etmeler başladı. "işimiz var" dedim. arkamda da elemanın teki var, tam bir yürüyen twitter. doğruluğuna inandığı, aslında asılsız olan twitleri tek tek sayıyor. hemen arkada bir "aslında bu takımın başına kimi getireceksin biliyor musun? nuri şahin'i getireceksin abiiii" geyiği de döndü. "tam oldu" dedim. "ona pas atma, buna pas atma" zaten gırla. maalesef bizim taraftar profilinin çoğunluğu bu. hakem ince ince bizi doğruyor ama bizimkiler kendi oyuncusuna küfür ediyor. haftadan haftaya sadece galatasaray maçları izlendiği için de futbol bilgisi kıt. ama futbolu bildiğini düşünüyor. bu adamların eline sosyal medya da geçince bilip bilmeden her şeyi etkiliyorlar. sonuç olarak çoğunluğu gereksiz baş ağrıtan topluluktur efendim.
  • 8719
    övgüde, yergide, sahaya çıkmamış genç oyuncudan yıldız performansı beklemede kantarının topuzu olmayan taraftırımız. iyi ki diyorum 96-2000 dönemi sosyal medya yokmuş. aynı ekibi sosyal medyadan eleştiren bugünkü "tuhaf" taraftarlar olsaydı, eminim o şampiyonlar ligi grubunda 4.olup anamızın ligine döner uefa'ya giremezdik. terim de 4 sene çalıştıramazdı zaten o takımı, max. 1.5 senede göndertirlerdi.

    geçen yıl burada bas bas bağırıyordum taylan bu takımın onbir oyuncusu olamaz diye. en ofsayt entrylerimde taylan ve emre akbaba dolu. emre akbaba alanya'ya gitti şöyle iyi böyle iyi diyenler vardı. belhanda'yı en bitik zamanlarında kesememiş kendini kanıtlayamamış bir adam emre akbaba. kerem de bir senelik yıldızdı, bu sene daha çok kulağını çınlatacağız hep birlikte. taylan'dan forma numarası benziyor diye gerard, kerem'den messi çıkaran bir güruh var buralarda. emre akbaba fiziğinin zayıflığından rüzgarda uçacak, kurtarıcı olarak gören var. gülünç ve acı geliyor, "neden?" diyorum.

    hoca konusuna gelirsek, kendisini kanıtlamış ve galatasaray camiasının içinden genç bir teknik direktörümüz var. 3 hafta olmuş, gitsin diyenler var. umarım çoluk çocuktur bunlar. çünkü yetişkinlerse +18 olarak bu mecrada dilediğim gibi hitap edememekten üzülürüm. kafayı yemiş bazıları, 3.ligde bile 3.hafta hoca gönderilmez.

    takım birbirine alışmamış, oyuncular boş zamanlarında birbirleriyle şakalaşmayı bile beceremiyorlardır daha eminim, tavla bile oynamamışlardır. mizaçlarını öğrenecekler önce birbirlerinin, sonra futbollarını. bugün ilk devre 4-5 oyuncunun 2'şer 3'er bireysel hatası vardı mesela. hem de muslera nelsson gibi güvendiğimiz oyuncular. bu durumu düzeltecek olan elbet okan değildir. form durumu yetersiz oyuncularımız var, zamanla oturacak. okan'ı 3 haftadır 1 kere yadırgadım, o da pva gönderilsin diyor diye görsüğüm haberlerden sonra. o bile mazur bir talep. ilk başta dedim ki, "bu adamı geçen sene izlemiştin, şimdi mi gördün?", sonra "huyunu tüyünü anca tanımıştır, haklılık payı vardır." dedim. üç maçta da geçen hafta gomisle ikinci yarı çift santrafor başlaması dışında teknik bir hata görmedim.

    okan ikinci yarıya takımı iyi ateşleyerek çıkarttı. yaz ve kış gibi iki devre oynadık. takımın potansiyeli belli. geçen sene ile kıyas edilir durumda değiliz, o kadar gömülecek bir şey yok ortada. ikinci devredeki oyunu biraz daha derli toplu halde sezona yayıp bireysel hataları azaltırsak at başı gideriz. oyuncu değiştirmek için 75.dk'yı beklemiyor, hakikaten 4. döneminde fatih terim'den göremediğimiz ateşleyici devre aralarından birini geçirdi teknik ekibi. beklentimiz bu, takım kötüyse anında müdahale.

    taraftarımızın sabırlı olması lazım. özellikle arena'daki maçlar çok önemli, çünkü zayıf karnımız arena bana göre. taraftarın önünde oynamak her zaman doping olmuyor. üç büyükler içinde en kötü iç saha taraftarı bizde. koparacağımız farka gideceğimiz bir atmosfer olmasını beklesiğimiz tek farklı üstün durumlarımızda iç sahada taraftar mıy mıy bir hale dönüyor, son çeyrek dilime eşitlikle girilse homurdanmalar başlıyor. bugün* taraftar stadda gayet iyiydi.

    okan doğru dk.larda oyuncu değiştirdi, seçebileceği isimler belli. neden cica diyorlar mesela, bence cica da takım oyununu oturtmuş bir takımda gayet oynar. 40'a yakın maç oynanacak; her maç oliveira, midtsjö olamayabilir. gomis doğru dk.da girdi işini yaptı. ekstra bir de gol attı. atmamış olsa bile, ikinci devredeki oyun iyiydi, ışık verdi. emre kılınc gecen yıl bazı dönemler gayet iyiydi, verim alınabilir, neden silelim? para gömdük, kazanmak lazım. ayrıca kerem ve emre akbaba'nın emre kılınç'tan bariz bir üstünlüğü yok. geçen yıl ekstrem koşullarda kerem yıldızlaştı, ama daimi bir yıldız değil, çok eksikleri var. emre kılınc da oynayan ve oturmuş takımlarda iş görebilebilecek bir oyuncu.

    maçtan önce şöyle rahat maç, böyle rahat maç, erken gol atar fark yaparız yazanlar vardı. gerçekten anlamıyorum, nasıl bu kadar gerçeklerden kopuk olabildiğinizi. ümraniye 2 hafta önce kadıköy'de fener'e 3 tane salladı, elinden kaçırdı. bu ligin şu anda hazır takımlarından ve böyle devam ederlerse orta sırada bitirirler. kolay bir lig değil, hele yeni oyuncular için gerçekten yıpratıcı ve sinir harbi şeklinde geçen maçlar oluyor. bu şartlarda taraftar olarak takımda baskı yaratmamamız lazım.

    bugün oliveira'nın gole sevinmesini gördüm aklıma stefan kuntz'un milli takımda ilk galibiyeti sonrası ağladığı maç geldi. bu kadar baskı altına almamalıyız oyuncuları.
  • 8720
    https://twitter.com/...At3UyTr1OX37CWMoJWAg

    https://twitter.com/...At3UyTr1OX37CWMoJWAg

    artık sürekli oyuncu gömmeyi, hocayı istifaya davet etmeyi, doymazmışcasına yeni transfer istemeyi bırakması gereken taraftardır. bu kadar olumsuzluklara odaklanıp kendinizi yıpratmanın anlamı yok. yukarıdaki iki an bizim neden şampiyon olacağımızın veya olamasak bile o mücadelenin içinde olacağımızın kanıtıdır. yeni kurulan bir takım olduğumuzu, daha haziran ayında başkanlık seçimi yapıp ardından hoca açıkladığımızı unutmamamız gerekiyor.

    süre vermek zorundayız arkadaşlar. hiçbir şey bir anda güzel olmaz ki olmamalı da. hatalar da yapıcaz puanlar da kaybedicez ki ders çıkarıp kritik virajlarda bunun ekmeğini yiyelim. eğer yapacaksak hata ilk 10 haftada yapalım. son 10 haftada değil. lütfen ama lütfen takımınıza destek olun artık. şu tüketim toplumunun olumsuz etkisinden çıkın artık.

    aşağıya da sevgili extensor ve bülent kalafat'ın yayınını bırakıyorum. ilk 12 dakikayı mutlaka dinleyin. o zaman biraz daha ayağınız yere basacaktır.

    https://www.youtube.com/watch?v=-XX4d-A6h6E
  • 8722
    `galatasaray seyircisi sabırsız bir seyirci profiline evriliyor. bir nevi fenerbahçe’yi senelerce yok eden kanser bize de sirayet ediyor. sürekli homurdanan, kendi futbolcusunu acımasızca yok eden bir profil. bizi bugune kadar başarılı yapan şey sadece sabır, ısrar ve inançtır.`

    https://twitter.com/.../1560890631823687680

    ilgili twite %100 oranında katılıyorum. bakıyorum her maç 3-4 futbolcumuz çöp ilan ediliyor. geçen hafta abdülkerim, oliviera, bu hafta kerem, yunus, seferovic, nelsson çöp oldu, önümüzdeki hafta boey, torreira, gomis çöp olur.
    muhteşem galatasaray taraftarı da oyuncularına çöp demenin verdiği haz ile hayatına devam eder. sonraki hafta yine çöp diye yerdiği futbolcuların ayağına bakmayacakmış gibi. çöp diye nitelendirilen futbolcularla uzun yıllar sürecek sözleşmelerimiz var.
    bu oyuncuları daha 2-3 maça çıkıp çöp diye niteleyecekseniz futbol izlemeyi bırakmanızı tavsiye ederim.
    biz hayatımızdaki negatiflerden kurtulmak için futbol izliyoruz, sizler de hayatınızdaki negatiflikleri futbola akıtmak için izliyorsunuz.
  • 8725
    fener ve beşiktaş'ı kıskananlarını anlamadığım grup.

    hanımlar beyler, gaza onların ihtiyacı var. bizim değil. biz zaten en büyüğüz ve bizim gaza ihtiyacımız yok. beşiktaş 60. dakikadan sonra mabadından soluyor, fener anadolu takımı gibi uzun toplarla kontra arıyor. trabzon zaten uyuşuk futbolun kitabını yazıyor.

    içlerinde yine de en derli toplu oynayan bizim takımımız. az gol atıyormuşuz, antalya maçını bir kenara bırak, giresun maçında da ümraniye maçında da en az 4-5'er net pozisyonumuz var. ilk 20 dakikada sıkıştırabilsek birine 5 diğerine 6 atardık. gol gecikince oyun sıkıştı.

    sanki hiç pozisyona girmiyormuşuz gibi davranmayın, yahu ümraniyespor maçında sefer 4.dakikada golü atsa minimum 5 olurdu o maç. o yüzde sakın olun, kuş tayfasına bakıp iç geçirmeyin.
App Store'dan indirin Google Play'den alın