• 6029
    stada sürekli gelip giden ve oyuncu isliklayarak kulübe hayrinin dokundugunu düsünenlerin hicbir katkisi yoktur.

    onlarin ufku en fazla o sezonu sampiyon olaraak bitirmeye kadar erisebilir. genelde tesis basan, sözlük karistiran yanginci tayfa da kendileri arasindan cikar zaten.

    sabir diliyorum.

    tanrim liseyi basimizdan eksik etmesin. beni bu noktaya getirdiler sonunda.
  • 6030
    seçim sürecinde başkan adaylarının ya da bu adayları destekleyenlerin kendi ağzından açıklamalar duymadıkça çok fazla gaza gelmemesi gereken topluluktur. o aday olmuş, o bunu desteklemiş deniyor, ondan sonra tam tersi haberler çıkıyor. kimin neyi ne için yalan ya da doğru servis ettiği şu an çok belli değil. tam bir kargaşa var kulüpte seçim odaklı olarak. kişilerin kendi sosyal medya hesapları ya da katılacakları muhtemel tv ve/veya radyo programları beklenmeli. ondan sonra sağlıklı değerlendirmeler yapabiliriz.
  • 6031
    en elit teknik direktörlerden başlayalım;
    ancelotti gelmesin italyan balonu;
    mourinho gelmesin defans yapar;
    conte gelmesin üçlü oynatır;
    guardiola gelmesin falancayı ninem de şampiyon yapar.
    falancası 4-4-2 oynatmaz, falancası dinozordur, falancası loserdir, hollandalılar balondur, ispanyol bize uymaz hacı, bu pres yaptırmıyor ulan, alman köylüsü işte, aha bu da hırvat... türlü türlü önyargılar ve etiketlemeler. beyim haklı çıktım diyecek ya, baştan vetosunu da koyar, hiç affetmez.

    kısacası beğenme eşiği çok yüksek, hep genellemeler ve benzetmeler yapan, egosu jupiterlerde olan bir tür taraftar çeşididir galatasaray taraftarı. sorun şu ki zaten bu adamlar da size bayılmıyor. hadi yine iyisiniz.

    neyi beğenir bu taraftar peki? sadece fatih terim. iddiam da odur ki fatih terim galatasaray için artık bir takıntıdır. boştaysa yani kaçtığı milli takımdan kovulmuşsa artık galatasaray için tek bir seçenek kalmıştır. o da fatih terim. galatasaray taraftarı bu konuda artık o kadar çaresizdir.

    temsili galatasaray taraftarı- terim ilişkisi: https://www.youtube.com/watch?v=kHlP2XU-b2I
  • 6033
    elbette diğer görüşlere saygılıyım. fatih terim hakkında da herkes fikri hür yazacak ki okuyacağız. benim naçizane tavsiyem, sev, sevme, kırgın ol, olma sadece şunu düşün sevgili galatasaray taraftarı. bugün terim gelmemiş olsa, tudor gönderilmiş, hafta sonu göztepe maçı var. yönetim basiretsiz. nasıl bir moddaydın? terim açıklandığından beri nasıl bir moddasın. 24 aralık 2017 galatasaray göztepe maçına kaç bilet satılmıştı, dün geceden beri kaç bilet kaldı? terim'i sevmesen de bir öz güven gelmedi mi? için kıpır kıpır etmedi mi? şikecisinden tinercisine tüm unsurların kabuğuna çekildiğinin ve tedirginlikle izlediğinin farkında değil misin? ben de kırgındım, benim de beklediğim ve unutamadığım şeyler var amma velakin hocanın dediği gibi, ayrılıklardan çok bağlılıklar ağır basmalı. galatasaray için kenetlenmek zor mu? lütfen bırakalım artık ahımız var diyenler şimdi şöyle diyor, demeyenler böyle yapıyor gibi saplantıları. ben de ahımız var dedim. ben de çok üzüldüm. o zaman onu söyleyip şimdi terim gelince mutlu olmak ve hocayı sahiplenmek omurgasızlık değildir. kaldı ki bilmediğimiz ve gizli kalan pek çok detay var ayrılık döneminde. ben o zaman öyle düşündüm. şimdi ise hoca geldiği için mutluyum. galatasaray'ımı ve hocayı sonuna kadar destekleyeceğim.
  • 6034
    fatih terim'e kırılanlarının da, galatasaray'ın kaostan çıkması için onu affedenlerinin de haklı olduğu yönler var.

    kırılan neden kırıldı kahvehane ağzıyla anlatalım, şöyledir.

    - zamansız gitti,
    - gitmemek için direnmedi,
    - galatasaray'ı tüpçü ile aldattı, falan filan.

    affedenler neden affetti?

    - itibarımız yerlerdeydi,
    - gittiğinden beri doğru düzgün bir sezon geçiremedik,
    - kulüp sadece sportif olarak değil, maddi olarak da çöküşte ve acil başarı lazım.
    - prandelli, hamzaoğlu ve tudor bu kulübün ağırlığını kaldıramadı ve yeni gelecek yerli yabancı hoca kim olursa olsun kısa vadeli çözüm olmayacaktı.

    iki tarafın maddeleri de çoğaltılabilir.

    kızgınlar cephesinden bakalım; uzun vadeli huzur verir mi? vermez çünkü egosu ne yönetici tanır ne de başkan. yani ilerleyen zamanda her türlü huzursuzluk garanti. bu huzursuzluk fay hattı gibi bazen "eleman krizi" olarak, bazen sevdiği birinin görevden alınması olarak içindeki enerjiyi boşaltacak. doğal olarak arsene wenger falan gibi 21 yıl değil iki üç yıl bile hayal gibi.

    affedenler cephesinden durum şu şekilde özetlenebilir. işletme iflas etmek üzere, elinizde iki yaprak çek var, onunla ne yaparsanız işletme düzlüğe çıkabilir? nakite çabuk çevireceğiniz mallar alarak. fatih terim işte tam da budur.

    fatih terim'in gelmesi tam olarak ehven-i şer.
  • 6035
    kendi üzerimden örnek vermem gerekirse youtube'da bir saatlik imza töreni videosunda dursun özbek kısımlarını ileriye saran, yalnızca fatih terim'in açıklamalarını ve basın mensuplarının sorularını izleyen taraftardır. bu kadar istenmeyen, umursanmayan bir başkan ve onun liderlik ettiği yönetim ile taraftarın son umudu olan bir teknik direktör ilişkisini merak etmektedir.

    sezonun geri kalanı gerçekten ilginç olacak.
  • 6036
    tartışmasız dünyanın en büyük taraftarıdır... ancak; çok üzülerek birkaç önemli nokta belirtmek istiyorum. işim gereği sadece sami yen'e değil kuşların ve 8taşların stadlarına da gidiyorum ve atmosferleri karşılaştırma fırsatı buluyorum. ben bizim taraftarı artık m.und, barcelona, madrid vb gibi dünya çapındaki takımların taraftarına benzetiyorum. bizim taraftarımız doymuş artık. bağıran, sesini duyurmaya çalışan, kareografileriyle kendineden söz ettiren bir grup ki bu ultraslan. bu grubun dışındaki taraftarlarımız takıma 12. adam olma amacıyla değil futbolcu ve atmosfer görmeye geliyor. bu durum tabi bir taraftan iyi bir taraftan kötü sonuçlar veriyor. en başta taraftarlar arasında bağlantı yok. bir taraf 'a' derken diğer tafar 'b' diye tezahüret yapıyor. önce bunun önüne geçilmeli. o kadar güzel bestemiz var ama sadece ultraaslan bu besteleri biliyor ve söylüyor. ikincisi ve bence en önemlisi takım kötü giderken rakip takım taraftar baskısını hissetmiyor. yani en son gittiğim fb maçından örnek vereyim. ikinci yarı olmuş. işler istediğimiz gibi gitmiyor. tribünlerde 50 bin insan var ya. hepsi ıslık çalsa havadaki kuşlar bile korkudan göç edecek. ama bizim taraftar maçı izliyor ve en küçük reaksiyon yok. inanamıyorum gerçekten. yani evimizde oynadığımız takımlara karşı taraftar baskısı böyle olmamalı. bunun önleminin alınması gerek ve bir an önce toparlanmamız gerek. sen galatasaray taraftarısın kardeşim hiç bir takım senin evinde kolay kolay top oynayamaz...
  • 6037
    https://twitter.com/...s/946741437579845633

    altunterim'in paylaştığı tweetteki şahıslar ve onların yancıları tarafından manuple edilen, gaza gelip köpürünce de papermoon'daki masalarından geyikleri döndürülen "galatasaray sevdalılarına" galatasaray taraftarı denir.

    bırakın elini taşın altına koymayı, başkan adayı olmayı, herhangi bir yönetim listesinde bile isimleri yoktur. tek yaptıkları ekranlardan ve medyadaki yancıları vasıtasıyla taraftarı manuple etmektir.
  • 6041
    biraz daha bilinçli olarak çok güzel işler yapabileceğimiz taraftar grubu. malum, dursun özbek gerektiğinden fazla dinliyor sosyal medyadaki yada staddaki galatasaray taraftarını. biraz daha fevri olmasak, biraz daha futbolda bilgili ve gerektiği yerde konuşan bir grup olsak, galatasaray'ın yararına çok iş yapabiliriz. bakalım fatih terim geldikten sonra taraftarımız yine fevri olarak her isteğini haykıran her isteği dile getiren bir grup mu olacak yoksa daha sakin daha bilinçli bir kimliğie mi bürüneceğiz.
  • 6042
    açıkçası ozan tufan’ı takımımda görmek isterim. hala gelişebilecek yaşta ve fatih terim’le birlikte adından söz ettirebilir diye düşünüyorum. üstelik yabancı sınırı tekrar gelecek ve ndiaye’yi yüksek bir bedelle sezon sonu satabilirsek ozan tufan o bölgede iş görür. ama bunlar hayal tabii. aziz’in ozan’ı bize göndereceğini hiç sanmam.
  • 6043
    eleştirilecek milyar tane özelliği olsa da arda turan'ı kulübünün kapısından içeri sokmayarak gücünü bir kez daha ispatlamış olan taraftar grubudur. hem de kendilerini yıldırmak için "biz ne yaparsak yapalım akp isterse arda'yı galatasaray'a getirir, bütün her şey tek adamın ağzına bakıyor" diye zırvalayan sünepe muhalif(!) galatasaraylılar'a karşı mücadele vererek.

    var olsun gerçek galatasaraylılar.
  • 6046
    her zaman galatasraaylı duruşu şöyle böyle diyip o duruşu sergilemeyen, sadece lafta taraftar olan, gaz ile yönetilen gruptur. öncelikle duruş ile ilgili bir halt yoktur. duruş olsaydı, şike yapanları gizleyenlerle el ele gezenler klübe geri gelemezdi. duruş olsaydı dursun hala başta olmazdı. duruş olsaydı baskın seçim yapılamazdı.

    duruş olmadığı gibi taraftarda olan en büyük özellik egodur. kendini büyük takım görme egosu en başta gelir. oyuncuları takıma yakıştırmama tabi vardır. sonuçta o kadar başarısı var dimi klübün. en son 4 yıl önce gruptan çıkmıştı üff ne başarı. avrupa'nın en uç noktasında oynayan küçük bir takım galatasaray. keza bizim 4 büyük dediklerimizde böyle. ama nedense bizim taraftarda ego zehirlenmesi var. he tabi bjk ayrı nokta o tiner.

    neyse sonuç olarak, ne taraftarlık duruşu, ne olaylara tepki olmayan sucukla avutulan bir taraftardır.
  • 6047
    (bkz: #2324083)

    iğneyi kendimize batıralım.

    daha geriye hiç gitmeden sadece aşağıdaki maddeler yeterli kanımca.

    aysal - terim restleşmesinde suçlu biz taraftarlar olduğumuz için,
    yarsuvat denilen suya sabuna dokunmayan ve "fenerbahçe'ye kumpas kuruldu" denilen sözde duayeni biz kurtarıcı yaptığımız için,
    özbek'i seçtiğimiz için,
    riva ihalesinin ardından yaşanan kayıp bizim yüzümüzden olduğu için ve takip etmemize rağmen genellemelere kurban giderek takip etmiyoruz şeklinde görüldüğümüz için, (ali güvenç kiraz gayrimenkul hukuku uzmanıdır, kendisi de takip ediyordu sahi, ne yaptı acaba engel olabildi mi yaşananlara?)
    yüzlerce çalışanı, fabrikaları, yöneticileri, yüksek ciroları yönetiyor ve hedefleri tutturuyorken; galatasaray'ın borçları, gayrimenkulleri üzerine kafa yorup, gs yeniden hareketini destekleyip, toplantılarına gitmeye zaman bulamasak da fikir atölyesine 10 yıl yetecek kadar proje gönderip, beceriksiz ve sonuçsuz hareketler yüzünden sonunda fayda veren proje yerine 3'ün 1'ini aldığımız için,
    sonuç vermeyen tuhaf hareketlerinin peşinden koştuğumuz genel kurul üyelerini eleştirdiğimiz için,
    #yönetimistifa başlığını her daim canlı tutanlarla, iyi gün taraftarları karıştırıldığı için,
    taraftar kibirli gözlerle süzülüp hep müptezel, transfer ve sonuca odaklı görüldüğü için,
    hep cebimizden harcayıp ailemize ayıracağımız zamandan feragat edip sürekli tribünde olduğumuz için,
    galatasaray üniversitesi yandığında yakın çevremizden para toplayıp koşa koşa bankadan üniversite hesabına yatırdığımız için,
    melo retweet ile ceza aldığında florya'ya yürüdüğümüz için,
    tff adi kararlar alırken maslak itü'den tff'ye kadar yürüdüğümüz için,
    israrla ve yılmadan uefa'ya yabancı dil kullanarak şikeyi anlattığımız için,
    dünyanın bir ucundan işi bırakıp maç için istanbul'a gelip, maç bittikten sonra ailemizi görmeden hava limanından tekrar toplantı için dünyanın öbür ucuna gittiğimiz için,

    tüm taraftarlarımızın affına sığınarak ve kendim dışındaki herkesi tenzih ederek kendi adıma yazıyorum: ben omurgasızım, transfer ve skor taraftarıyım, hesaptan kitaptan anlamam ve iğneyi kendime sağlamca batırıyorum.

    meşhur oldu mali durumu takip etmemek üzerinden taraftara vurmak. genelleyerek işin içinden sıyrılıyorlar. mali tabloların kitaplarını yazanlar var aramızda uyanın beyler, bayanlar. genellemeyin. nereden biliyorsunuz kimin neyi, ne kadar takip ettiğini? sonuç nerede? kimin elinden ne geliyor? bazen aklınız erer, gücünüz yetmez. oradakiler ise genel kurulda bizi temsil etmekle mükellef ve sonuç odaklı olmak zorundalar. kürsüde şov yapıp reklamını yaptıktan sonra seçim zamanı susmakla olmaz!

    meşhur oldu terim-aysal üzerinden omurgasız damgası vurmak. bazı durumlarda, bazı şeyler için, bazı şeyleri üzüle üzüle kabullenirsiniz. terim'e önce ahımız var yazıp sonra arkasında durmanız gerekebilir. ben bunu yaptım. galatasaray'ın menfaati için bazen bunu yapmanız gerekir. sonra bir bakarsınız gerçek zaten farklıymış. bugün bu perspektiften gördüğünüz, yarın farklı görünebilir. bu omurgasızlık değil, hakikati aramaktır. ergen ağzıyla omurgasız aşağı, omurgasız yukarı yazılıyor. tıpkı ardagillerin sürekli adam kelimesini ağzına doladığı gibi. yettiniz artık! perdeler arkasındaki oyunun detaylarını göremeyebilirsiniz. bu durumda durmanız gereken yeri hemen kestiremeyebilirsiniz. kararlar zamanla değişebilir. komutanlar savaşlarda taktik değiştirmeyip, "dur bir dakika. askerlere ilk böyle söylemiştim. şimdi kararı değiştirirsem omurgasız derler" diye mi düşünür acaba. yazarken bile komik ve acı geliyor.

    fayda getirecek ve sizi saplantılı olduğunuz omurgasız sıfatından kurtaracaksa terim'e vurun. agk gibi sonuçsuz hamle oyuncularını şakşaklayın. aysal ve genel kurul hakkında fikirleriniz sabit kalsın. geriye dönüp soluklandığınızda da iğneyi kendinize batırın. korkmayın bu sizi omurgasız yapmaz.
  • 6048
    hepinizin farkinda oldugu ancak inkar ettigi bir profil tasimaktadir.

    oncelikle her kulupte boyle oldugunu soylemek gerekiyor, yani galatasaray'a ozel bir durum yok. fakat durum gercekten garip ve bunu inkar etmek gercekten bazen bizi yanilgilara dusuruyor, turkiye'nin politik yapisiyla benzesen bir durum.

    burada herkesin bir seviyede entellektuel bir futbol anlayisi var. yani gercekten "bam bam bam" diyen yazar sayisi oldukca az. burada biz kendi kendimize cesitli yorumlar yapiyoruz, ornegin "arda turan gelmemeli" uzerine duzinelerce entry giriyoruz ancak bir diger yandan bir cesit galatasaray taraftari gidip arda'nin instagramina "kaptan geri don <3" tarzi mesajlar yaziyor.

    tribun cogunlugu da maalesef yukaridaki kitleyle benzesiyor. o yuzden biz saskina donup duruyoruz bazi olaylar karsisinda. tribunde, entellektuel seviyede futbol konusup dusunen ve galatasaraya olan sevgisini kalben hissederken, mantik konularini belirli bir kurallar icerisinde yorumlayan insan sayisi cok az. bu sayi sozlukte oldukca yuksek, oyle guzel entryler okuyorum ki alt alta, yazarlarin kendi dusunceleri o kadar kaliteli aktariliyor ki 3 yazarin entrysi alt alta geliyor, hepsi birbirine zit olan farkli bir seyi savunuyor ve ben inanir misiniz hepsini hakli buluyorum bazen. bu gercekten cok degerli.

    bundan dolayi, zaman zaman benim de dustugum birbirimizi kirma olayini sonlandirabilirsek ben gercekten hep birlikte harika bir mecra ve ornek bir kitle olusturdugumuzu dusunuyorum. ara sira "koyun psikolojisi"nde hareket ediyoruz evet, ancak bu istisna kaideyi bozmuyor.

    sevgiler.
App Store'dan indirin Google Play'den alın