• 6003
    takımları yenilince galatasaray taraftarının yarısı içinden bayram ediyor. niye peki? çünkü sevmediği teknik direktör ve sevmediği futbolcular yüzünden bu yenilgi gerçekleşmiş olabilir. gerçek şu ki tek meselesi haklı çıkmak bu arkadaşların. karpuz seçer gibi önce bir adam hakkında tahminde ya da çıkarımda bulunuyorlar. ondan sonraki süreçte haklı olup olmayacakları ise tek dertleri oluyor. galatasaray'ın yenilmesi ya da yenmesi mühim değil, tek mesele bu adamların haklı çıkıp çıkmaması. tek mesele ego meselesi. yanıldım demek ise döneklik oluyor. galatasaray sözlük de böyle bir yer oldu. sosyal medyaya uzak samimi bir galatasaraylı renktaşınızla bir futbol konuşun bakalım. siz bir şey hakkında ne kadar negatifseniz o da o kadar pozitif. siz her zaman bardağın boş tarafına, o da dolu tarafına bakıyor. gerçi galatasaray için o kadar da fark eden bir şey yok ama bu kadar negatiflik ruh sağlına zararlı. son yıllarda görülen mağlubiyete sevinme konumuna gelmek normal bir durum olarak görülemez.

    galatasaray taraftarına yaptığım bu eleştiri 17 aralık 2017 yeni malatyaspor galatasaray maçından tamamen bağımsız bir eleştiridir. tudor'u ben de beğenmiyorum. ama adamı eleştirmek, hatalarını söylemek ayrı; adamın takımdan kovulması için galatasaray yenilse de olur ruh haline bürünmek ayrı.
  • 6008
    hocaları istifaya çağırdıkları kadar yönetimleri istifaya çağıramamış taraftardır. birlik olamayan, çok çabuk dağılan, yönetimlerin desteğini aldıkları için yönetime karşı gelemeyip maşalık yapan taraftardır.

    hakkımızda söylenecek çok söz var ama sonra burada linç girişimi, galatasaraylı değilsin mesajlarıyla uğraşacak vaktim yok.
  • 6010
    şu sıralarda kafayı sıyırmakta olan taraftar. iddaa ediyorum dursun özbek ve tayfasını yanlışlıkla aramıza salsalar, arkalarına bakmadan edirne sınırını geçinceye kadar topuklarlar. sözlüğe, sosyal medyaya vs. bakıyorum da hepimiz asacak adam arıyoruz. kimi tudor'u yolluyor bende dahil. kimi futbolcuları sorguluyor. kimi yönetimi deşmeye çalışıyor. -sonuna kadar haklılar- işin ilginç yanı yeri geldiğinde birbirimize de sataşıyoruz. kendi görüşlerimizi de kabul ettirmeye çalışıyoruz. hatta kimimiz önceden savunduklarımızın arkasında duruyor. kimimiz düşündüklerinden vazgeçiyor. ama şundan eminim artık gözümüz dönmüş herşeyi istiyoruz.
    birçoğumuz keşke birleşebilsek, her şey bu kadar karmaşık olmasa vs. istiyor olabilir. zarar veriyoruz diye düşünüyor da olabilir. bence tam aksine doğru yoldayız. hepimiz galatasaray'ın iyiliğini istiyoruz. boşverin inceldiği yerden kopacaksa kopsun artık. ok yaydan çıktı; hedefi nereden vuracaksa vursun. bırakalım da onlar düşünsün.
    çünkü; biz taraftarız, galatasaray'dan herhangi bir çıkarımız yok. kaybedecek birşeyimiz de yok.
  • 6015
    bir kısmının hala kavrayamamakta olsa da kulübünde 2 ana sorunu olan taraftardır. birincisi yani büyük sorun yönetimdir doğru, ama ikinci göz ardı edilemez sorun ise mevcut teknik heyettir.

    mevcut teknik heyet her geçen gün takıma zarar vermekte. sezon başı o istekli, azimli takım bir anda köreldi. haşoftman diye dalga geçtiğimiz adamın, haftalar önce söylediği suni puan farkı iddiası gerçekleşti. futbolcular sahada isteksiz, ruhsuz ve belli ki iyi çalıştırılmıyor. kazansa da, kaybetse de başı kesik tavuk gibi oynayan bir takım var. ilk etapta bu sorun çözülmeli ve teknik heyetle yollar ayrılmalı.
  • 6021
    galatasaray'ın şu anki en büyük sorunlarından birisi de galatasaray taraftarının şirazesinin kaymış olmasıdır. hemen hemen hiçbir konuda mantıklı tepki veremiyoruz artık. son 2 sezondaki başarısızlıkların, uefa cezasının, giden teknik direktörlerin falan getirdiği öfke o kadar fazla ki, sağduyumuzu kaybettik.

    yönetim başımızdaki en büyük belalardan biri, bu çok açık. ancak şunu kesinlikle eklemek gerekiyor; bu yönetimin rezilliğinin en önemli nedenlerinden biri de taraftarın her tepkisinde bir şey yapmak zorunda hissetmeleri. iyi yönetici olmak, taraftara yalakalık yapmak demek değildir. yeri geldiğinde onları karşına alabilmektir kulüp menfaatleri için. tabi bunu taraftara düzgünce açıklayabildiği sürece. böyle insanlar yok bizim yönetimde, dolayısıyla taraftarımız da her konuda haklı olduğunu düşünüyor. ama değil.

    ok, tudor'un gitmesi gerekiyordu, gitti. yerine kim gelecek belli değil, bu yönetimle de zor. zaten aklı başında bir yabancı hoca, şu anda asla bizim gibi bir kulübe imza atmaz. yani büyük olasılıkla önümüzde iki opsiyon var: terim ya da başka bir yerli. farklı bir beklentim yok açıkçası. burada garip yabancıların dillendirilmesi de saçma geliyor. umarım yanılırım da düzgün birisi gelir, şampiyon yapar.

    taraftar, her zaman değişimin başarı getireceğini de sanmaktan vazgeçmeli. yazılanları okuyunca şunu görüyoruz: daha 3-4 ay önce transfer edilen adamlardan vazgeçti bile büyük taraftarımız. belhanda adam değil, feghouli maç satıyor, maicon balonu patladı falan yazılıyor. devre arasında belhanda gitsin falan diyen var, böyle bir şey mümkünmüş gibi. yani bizim taraftar için, oyuncuyu ayağa kalkmaya zorlamak söz konusu değil. tekme vurmak tercih ediliyor. linnes oynamayınca, bu adam size ne etti yazanlar, adam oynayınca galatasaray'ın topçusu değil yazıyorlar ilk maçtan sonra. serdar aziz sakatlandı, o yüzden oraya yeni oyuncu alalım, serdar da yedek olsun yazan var. muslera yedeğe çekilmeli yazan var. yani herhangi bir destek yok. zaten sezon başında gomis, avrupa kupası elemelerindeki iki maçtan sonra çöp ilan edilmişti hatırlarsanız.

    devre arasında transfer dönemi var ve çok ciddi iki transfere ihtiyacımız var sadece. sol bek ve sol kanat. baskı yapacaksanız, bu mevkilere adam gibi transfer yapılması için baskı yapın arkadaşlar. yok yedek forvet, yok stoper, yok 10 numara isteyenler oluyor. hangi parayla alınacak acaba bu adamlar? soran yok. bu gereksiz baskılarla alınan adamlar elden çıkarılamıyor sonra. en trajik noktalardan birisi de şu: ani kararlar ile alınan oyuncular elden çıkarılamayınca ya da finansal sıkıntı oluşunca, allah belanızı versin ne biçin transfer yapıyorsunuz diyen de yine aynı taraftar oluyor.

    geçen sene tutturmuşlardı bir maç satma da maç satma diye. bu sene iyi giderken susmuşlardı, yine başladılar. çok emin olduğum bir şey var; dünyanın en ahlaklı futbolcusu da gelse, iki üç yenilgiden ya da kötü performanstan sonra maçı sattı diyecek galatasaray taraftarı. şu an gelinen nokta o.

    taraftarımız gerçekten güçlü, evet. sosyal medyada etkisi büyük, evet. ama bazı konularda öz eleştiri yapıp bakış açısını değiştirmediği sürece daha çok şey kaybedeceğiz. ben şöyle büyük taraftarım, böyle büyük taraftarım demekle olmuyor bu işler.
  • 6025
    galatasaray taraftarı, şu takımın başına geçecek hocada, sahada oynayacak oyuncuda, kulübü yönetecek başkanda, florya'daki aşçıda, malzemecide, kondisyonerde özgüven falan bırakmayan taraftardır.

    istifa etmesi gerekenler aslında bu taraftarlardır. kaç hoca eskittiyseniz havanızı atarsınız gönül rahatlığıyla artık.

    kulübün düştüğü şu hâle üzüldüğüm gibi taraftarın düştüğü şu hâle de götümle gülüyorum artık.

    geçti olm artık 1 sezonluk yapılanmalar. bakmayın siz bu takım yine şampiyon olur da devamı gelmez. gelmesin de zaten. çünkü şımarıyorsunuz.

    buna romantiklik mi diyorsunuz ne sikim diyorsunuz bilmiyorum da 5 sene şampiyon olmamaya gerçekten razıyım. bi yeri temizlerken diğer tarafı kirletmekten yorulmadık. şu 5 senede ne yapılanmalar olur, kimler temizlenir, kimler ayıklanır.

    siz de ayıklanırsınız umarım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın