• 5526
    yönetim ve teknik heyetin yaptığı hatalara gereken tepkiyi gereken düzeyde göstermeyen oluşum.

    mevcut kadroda iki tane sembolik isim var, fernando muslera ve wesley sneijder. bunlardan hollanda'lı olanına şaşırtıcı seviyede, aşağılık bir şekilde mobbing uygulanıyor. bunun içerisinde igor tudor'da var. eğer ki kendisi, kadroda dursun, faydalanabiliriz deseydi eminim ki bu sorunlar çoktan bitmişti. kendisinin 2016-2017 sezon sonunda, politik davrandım diye bir açıklaması var. o açıklamasından belliydi aslında kafasında dönen tilkiler.

    kulübe üstün hizmetleri dokunmuş, efsaneleri arasında girmiş bir dünya yıldızına aşağılıkça saldırılıyorsa tabii ki taraftarın bunu sürekli gündemde tutması son derece doğal ve olması gereken bir durum. az bile yapılıyor. gerekirse florya'ya, gerekirse dursun aydın özbek'in oteline, gerekirse sneijder'in evine toplu bir şekilde gidilip, sneijder'in arkasında olduğumuzu göstermemiz gerekiyor.
  • 5527
    beşiktaş taraftarıyla tinerci diye gereğinden fazla kafa bulduk.

    al işte sonunda bizimkiler tinerciden de beter oldular. sosyal medyada belhanda'ya takan tipleri falan görünce midem bulandı yemin ediyorum. zamanında çok sevdiğim sneijder'den soğuduysam en büyük sebebi de bu lüzumsuz kitledir. zamanında hagi gitsin diyen adamlar bugün sneijder gidecek diye ortalığı yangın yerine çeviriyorlar. üstüne de konuyla alakası olmayan yeni transferi günah keçilerinden biri ilan ediyorlar.

    şimdi gel de bu adamlarla mantık sınırları çerçevesinde konuş. mümkün değil aq.
  • 5533
    sneijder konusunda temkinli olmasında fayda var. sneijder'in açıklamasından olayın çözüldüğü anlamını çıkarmadım ben maalesef.

    gelecek sezon için antremana florya'da başla demişler sneijder de bunu açıklamış. 2 gün önce yönetim, basın 4 yandan kuduz gibi sneijder'e saldırırken bir günde bu kıvama gelmez gibi geliyor bana. sen antremanlara başla durumu sonra değerlendiririz gibi bir anlam çıkardım ben, bilmiyorum.

    kısaca, bu daha başlangıç mücadeleye devam. gelecek sezon için 10 numarayı sneijder'e teslim edene kadar baskı kurmamız gerekiyor.
  • 5534
    dursun özbek ve onu seçen, ibra eden bir genel kurul tarafından sabrı sınanmakta olan kitle. yazık bize yemin ediyorum. bu çapsızlar yüzünden galatasarayı tutmak elinde ateş tutmak gibi birşey oldu. allah'ım bizim de yüzümüzü güldür artık. kurtulalım bu kamburlardan ve galatasaray ile gerçek sahipleri arasındaki tüm setler kalksın.
  • 5536
    ülkede 30 milyona yakın varlar. 1 milyonu futbolla çok ilgili desek (ki daha fazlası ilgilidir) yine birçok avrupa ülkesinin toplam nüfusundan fazla adam galatasaray'ı takip ediyor demektir.

    iki gün önce yapılan geri zekalılığın sonucunda taraftarın bir kısmının belhanda'yı suçlayacağı, 1 milyon insandan bazısının ise hoş olmayan mesajlar atacağı, küfredeceği falan gayet ön görülebilirdi. böyle bir saçmalık yaşanmaması için gereken belhanda'nın sneijder durumuyla ilgili doğru bilgilendirilmesi ve şu aşamada 10 numarayla ilgili bir beklenti içine sokulmamasıydı. hele hele maçta 10 numarayı vermek gibi bir aptallık asla yapılmamalıydı.

    aptal aptal hamleler yapıp çıkan krizden dolayı en az 1 milyonluk aktif taraftar kitlesini suçlamak ahmaklık. taraftar, içinde her türlü tipi barındıran heterojen bir kitle. bu insanların herhangi bir davranışında kitle psikolojisinin işleyeceği bariz. burada akıllı olması gereken güya oraya profesyonel olduğu için seçilen yönetim. attığınız her twitter postunun altında sneijder protestosu varken belhanda'nın vole çekerken fotoğrafını paylaşmak bildiğin gerginliğe davetiye çıkarmak. 10 numara hadisesi zaten kriz davetiyesi.

    sneijder'i göndermek için kurnazlık denerken durduk yere belhanda antipatisi yaratıldı.
  • 5539
    mensubu olmaktan gurur duyduğum kitle.
    bir baba düşünün; tuttuğu takımın 14 yıl şampiyon olamadığı dönemde doğmuş olan oğlu sırf kendi gibi çok üzülmesin diye içi kan ağlayarak başka takımları tutması için oğluna forma alıyor ama oğlu yine ne büyük şans ki galatasaray'ı tutuyor.ve akabinde bir türk taraftarın yaşayabileceği en büyük mutlulukları yaşıyor.belki böyle belki buna benzer yollarla oluşmuş taraftar grubu.
    büyük mutluluklar görmüş ama büyük üzüntüler büyük kahırlar da yaşamış taraftar grubu.
    çok büyük üzüntüler hüsranlar.
    fakat hiçbir zaman aynı anda hem başkanına, hem teknik direktörüne, hem kaptanına aynı anda bu kadar lanet okumamış,bu kadar uzak hissetmemiş kendini.
    ta ki dursun özbek isimli zat kulübe bir şekilde başkan oluncaya kadar.
    arka arkaya sayılamayacak kadar çok hata yapan bu zat sayesinde ben ve benim gibiler galatasaray başkanından , teknik direktöründen, kaptanından aynı anda nefret eder hale geldik.
    en son zaman bir avrupa kupası maçında sevinçten havalara zıpladığımı hatırlayamıyorum.
    geçtim avrupa kupasını en son ne zaman önemli bir lig maçı kazandığımızı hatırlamıyorum.
    8 yaşında oğlum var en son ne zaman oğluma akşam maç var dediğimi hatırlamıyorum.
    eskiden bayraklarla arabalara atlayıp bazen bir galibiyeti, bir turu, bir kupayı kutlardık samimiyetle, hesapsızca. en son ne zaman tura çıktım hatırlamıyorum.
    beni, dahil olduğum bu taraftar grubunu kimsenin böylesine üzmeye, küstürmeye hakkı yok.
    bir vasıfsız başkan, bir çapsız teknik direktör, bir ruhsuz kaptan bizleri bu kadar üzmemeli.
    samimi bir insan en başta kendi anlar bir işi layıkıyla yapamadığını.sağdan soldan gelen tepkiler değildir aslında dürüst insana yol gösteren.bakar görür olmuyor yapamıyorum der ve onuruyla gider.
    bu kadar basit.
    çok üzülüyor bu taraftar grubu.
    koskoca bir topluluğu, bir makama, bir pozisyona, bir role bu kadar nefret eder hale getirmeye ne dursun özbek'in ne igor tudorun ne de selçuk inan'ın hakkı var.
  • 5540
    türkiye'de en fazla kupa kazanan futbol takımını tutan taraftardır, taraftarız. kötü sezonlar, feci mağluyetler oldu tabii ama öyle kahırlar falan da çekmedik yani. sevinmek için sevmemiştir çoğunluk ama pratikte son 30 sene içinde sevinmek için bir takımı sev deseler herkes galatasaraylı olurdu.

    gün gelir, dursun mursun kalmaz gider. hiçbir başkan bozuntusu ilelebet kalmaz. kötüler de, kifayetsizler de, zorbalar da gider. biz de yine seviniriz.
  • 5544
    bir mağlubiyetle kombineden vazgeçmiyorlar. ellerinde olan tek güç o. etki yaratabildikleri, dokunabildikleri yegane alan orası. mağlubiyet olsa olsa bardağı taşıran damladır. galatasaray taraftarının artık ayağa kalkıp mümkün tüm mecralardan dursun aydın özbek ve yanındakilere gücünü göstermesi gerekmektedir ve bu gereklilik ivedidir.
  • 5547
    başkanı dursun aydın özbek, hocası igor tudor, kaptanı selçuk inan olan taraftardır.

    bundan daha kötüsünü ne zaman yaşamıştık?

    mevzu sportif başarı da değil. benim değerlerimi ayaklar altına alan, kulübün ağırlığının altında ezilen yalancı bir başkan. kompleksli, korkak ve kötü bir teknik adam. sahada hiçbir fark yaratamayan ve pazubandın ağırlığını kaldıramayan sinsi bir kaptan.

    suçumuz neydi ki?
  • 5548
    "sezon ortasında hoca değişikliğinin olumsuz sonuçları" konusunu bence biraz abartmaya başladık.

    evet don değiştirir gibi hoca değiştirmek fenerbahçe işleri, evet istikrar olmayınca başarı gelmiyor fakat yönetim hüseyin kalpar, mesut bakkal, ziya doğan, samet aybaba kalibresinde hocalar getiriyor ise biz ne yapalım? istikrar önemli hüseyin kalpar ile devam etmeliyiz mi diyelim? ziya hoca da giderse iyice fenerbahçeye mi benzeriz diyelim?

    galatasaray'ın yanından geçmemesi gereken adamlar (başta dursun tabi, yatacak yeri yok, burada özne tudor hali ile) takımın başına geliyor ise, kimse kusura bakmasın ben de gitmelerini isterim.

    mesela kendi bakış açımı yansıtmak için örnek verecek olursam, bu yazdığımı aynı durumda mancini olsa yazmazdım, kendisi benim için son gidişinden sonra yok hükmünde olsa da terim için yazmazdım. ama bu tudor'a yazarım, riekerink'e yazarım, orhan atik'e ya.. bu adamla bile maça çıktık ya inanılır gibi değil, bak aklıma geldi, ankara'da gençler maçı , tribündeydik.
  • 5550
    öncelikle leş gibi bir kadro ve leş gibi bir yönetime sahip oldukları için allah'ın bol bol sabır vermesi gereken topluluktur. bunda hemfikiriz.

    ancak birçok futbolcu ile örneklendirilecek bir sabırsızlığımız var.. futbolculara hiç tahammülümüz yok ve bu özelliğimizden dolayı genç, yetenekli ve bel bağlamamız gereken bütün oyuncuları eleştire eleştire yetenek fukarası gibi gösteriyoruz. sonra da bütün taraftarları galeyana getirip oyuncunun galatasaray'daki geleceğini bitiriyoruz. hiç yoktan o oyuncudan galatasaray'ın iyi bir kazanç elde etmesini zorlaştırıyoruz.
    hiç unutmuyorum bu taraftar felipe melo**, fernando muslera gibi oyuncuları bile çok abartılı bir şekilde eleştirdi.

    mesela dünkü rezillikte* üstüne gitmemiz gereken linnes, carole, selçuk, tolga, yasin, sinan, rodrigues gibi bu takımı diğer futbolculara göre az çok tanıyan oyuncular varken durduk yere belhanda'ya*, maicon'a* sallıyoruz.

    sinirlenelim, kızalım, küfür edelim, istifaya çağıralım ama elimizde olan iki üç yetenekli topçuyu da kirli basının önüne atmayalım diyorum ben. tabii ki bu naçizane benim görüşüm.
    ha birde dünden sonra daha da net görüleceği gibi wesley sneijder'e sahip çıkalım beyler.
App Store'dan indirin Google Play'den alın