• 5530
    sneijder konusunda temkinli olmasında fayda var. sneijder'in açıklamasından olayın çözüldüğü anlamını çıkarmadım ben maalesef.

    gelecek sezon için antremana florya'da başla demişler sneijder de bunu açıklamış. 2 gün önce yönetim, basın 4 yandan kuduz gibi sneijder'e saldırırken bir günde bu kıvama gelmez gibi geliyor bana. sen antremanlara başla durumu sonra değerlendiririz gibi bir anlam çıkardım ben, bilmiyorum.

    kısaca, bu daha başlangıç mücadeleye devam. gelecek sezon için 10 numarayı sneijder'e teslim edene kadar baskı kurmamız gerekiyor.
  • 5531
    dursun özbek ve onu seçen, ibra eden bir genel kurul tarafından sabrı sınanmakta olan kitle. yazık bize yemin ediyorum. bu çapsızlar yüzünden galatasarayı tutmak elinde ateş tutmak gibi birşey oldu. allah'ım bizim de yüzümüzü güldür artık. kurtulalım bu kamburlardan ve galatasaray ile gerçek sahipleri arasındaki tüm setler kalksın.
  • 5533
    ülkede 30 milyona yakın varlar. 1 milyonu futbolla çok ilgili desek (ki daha fazlası ilgilidir) yine birçok avrupa ülkesinin toplam nüfusundan fazla adam galatasaray'ı takip ediyor demektir.

    iki gün önce yapılan geri zekalılığın sonucunda taraftarın bir kısmının belhanda'yı suçlayacağı, 1 milyon insandan bazısının ise hoş olmayan mesajlar atacağı, küfredeceği falan gayet ön görülebilirdi. böyle bir saçmalık yaşanmaması için gereken belhanda'nın sneijder durumuyla ilgili doğru bilgilendirilmesi ve şu aşamada 10 numarayla ilgili bir beklenti içine sokulmamasıydı. hele hele maçta 10 numarayı vermek gibi bir aptallık asla yapılmamalıydı.

    aptal aptal hamleler yapıp çıkan krizden dolayı en az 1 milyonluk aktif taraftar kitlesini suçlamak ahmaklık. taraftar, içinde her türlü tipi barındıran heterojen bir kitle. bu insanların herhangi bir davranışında kitle psikolojisinin işleyeceği bariz. burada akıllı olması gereken güya oraya profesyonel olduğu için seçilen yönetim. attığınız her twitter postunun altında sneijder protestosu varken belhanda'nın vole çekerken fotoğrafını paylaşmak bildiğin gerginliğe davetiye çıkarmak. 10 numara hadisesi zaten kriz davetiyesi.

    sneijder'i göndermek için kurnazlık denerken durduk yere belhanda antipatisi yaratıldı.
  • 5536
    mensubu olmaktan gurur duyduğum kitle.
    bir baba düşünün; tuttuğu takımın 14 yıl şampiyon olamadığı dönemde doğmuş olan oğlu sırf kendi gibi çok üzülmesin diye içi kan ağlayarak başka takımları tutması için oğluna forma alıyor ama oğlu yine ne büyük şans ki galatasaray'ı tutuyor.ve akabinde bir türk taraftarın yaşayabileceği en büyük mutlulukları yaşıyor.belki böyle belki buna benzer yollarla oluşmuş taraftar grubu.
    büyük mutluluklar görmüş ama büyük üzüntüler büyük kahırlar da yaşamış taraftar grubu.
    çok büyük üzüntüler hüsranlar.
    fakat hiçbir zaman aynı anda hem başkanına, hem teknik direktörüne, hem kaptanına aynı anda bu kadar lanet okumamış,bu kadar uzak hissetmemiş kendini.
    ta ki dursun özbek isimli zat kulübe bir şekilde başkan oluncaya kadar.
    arka arkaya sayılamayacak kadar çok hata yapan bu zat sayesinde ben ve benim gibiler galatasaray başkanından , teknik direktöründen, kaptanından aynı anda nefret eder hale geldik.
    en son zaman bir avrupa kupası maçında sevinçten havalara zıpladığımı hatırlayamıyorum.
    geçtim avrupa kupasını en son ne zaman önemli bir lig maçı kazandığımızı hatırlamıyorum.
    8 yaşında oğlum var en son ne zaman oğluma akşam maç var dediğimi hatırlamıyorum.
    eskiden bayraklarla arabalara atlayıp bazen bir galibiyeti, bir turu, bir kupayı kutlardık samimiyetle, hesapsızca. en son ne zaman tura çıktım hatırlamıyorum.
    beni, dahil olduğum bu taraftar grubunu kimsenin böylesine üzmeye, küstürmeye hakkı yok.
    bir vasıfsız başkan, bir çapsız teknik direktör, bir ruhsuz kaptan bizleri bu kadar üzmemeli.
    samimi bir insan en başta kendi anlar bir işi layıkıyla yapamadığını.sağdan soldan gelen tepkiler değildir aslında dürüst insana yol gösteren.bakar görür olmuyor yapamıyorum der ve onuruyla gider.
    bu kadar basit.
    çok üzülüyor bu taraftar grubu.
    koskoca bir topluluğu, bir makama, bir pozisyona, bir role bu kadar nefret eder hale getirmeye ne dursun özbek'in ne igor tudorun ne de selçuk inan'ın hakkı var.
  • 5537
    türkiye'de en fazla kupa kazanan futbol takımını tutan taraftardır, taraftarız. kötü sezonlar, feci mağluyetler oldu tabii ama öyle kahırlar falan da çekmedik yani. sevinmek için sevmemiştir çoğunluk ama pratikte son 30 sene içinde sevinmek için bir takımı sev deseler herkes galatasaraylı olurdu.

    gün gelir, dursun mursun kalmaz gider. hiçbir başkan bozuntusu ilelebet kalmaz. kötüler de, kifayetsizler de, zorbalar da gider. biz de yine seviniriz.
  • 5541
    bir mağlubiyetle kombineden vazgeçmiyorlar. ellerinde olan tek güç o. etki yaratabildikleri, dokunabildikleri yegane alan orası. mağlubiyet olsa olsa bardağı taşıran damladır. galatasaray taraftarının artık ayağa kalkıp mümkün tüm mecralardan dursun aydın özbek ve yanındakilere gücünü göstermesi gerekmektedir ve bu gereklilik ivedidir.
  • 5544
    başkanı dursun aydın özbek, hocası igor tudor, kaptanı selçuk inan olan taraftardır.

    bundan daha kötüsünü ne zaman yaşamıştık?

    mevzu sportif başarı da değil. benim değerlerimi ayaklar altına alan, kulübün ağırlığının altında ezilen yalancı bir başkan. kompleksli, korkak ve kötü bir teknik adam. sahada hiçbir fark yaratamayan ve pazubandın ağırlığını kaldıramayan sinsi bir kaptan.

    suçumuz neydi ki?
  • 5545
    "sezon ortasında hoca değişikliğinin olumsuz sonuçları" konusunu bence biraz abartmaya başladık.

    evet don değiştirir gibi hoca değiştirmek fenerbahçe işleri, evet istikrar olmayınca başarı gelmiyor fakat yönetim hüseyin kalpar, mesut bakkal, ziya doğan, samet aybaba kalibresinde hocalar getiriyor ise biz ne yapalım? istikrar önemli hüseyin kalpar ile devam etmeliyiz mi diyelim? ziya hoca da giderse iyice fenerbahçeye mi benzeriz diyelim?

    galatasaray'ın yanından geçmemesi gereken adamlar (başta dursun tabi, yatacak yeri yok, burada özne tudor hali ile) takımın başına geliyor ise, kimse kusura bakmasın ben de gitmelerini isterim.

    mesela kendi bakış açımı yansıtmak için örnek verecek olursam, bu yazdığımı aynı durumda mancini olsa yazmazdım, kendisi benim için son gidişinden sonra yok hükmünde olsa da terim için yazmazdım. ama bu tudor'a yazarım, riekerink'e yazarım, orhan atik'e ya.. bu adamla bile maça çıktık ya inanılır gibi değil, bak aklıma geldi, ankara'da gençler maçı , tribündeydik.
  • 5547
    öncelikle leş gibi bir kadro ve leş gibi bir yönetime sahip oldukları için allah'ın bol bol sabır vermesi gereken topluluktur. bunda hemfikiriz.

    ancak birçok futbolcu ile örneklendirilecek bir sabırsızlığımız var.. futbolculara hiç tahammülümüz yok ve bu özelliğimizden dolayı genç, yetenekli ve bel bağlamamız gereken bütün oyuncuları eleştire eleştire yetenek fukarası gibi gösteriyoruz. sonra da bütün taraftarları galeyana getirip oyuncunun galatasaray'daki geleceğini bitiriyoruz. hiç yoktan o oyuncudan galatasaray'ın iyi bir kazanç elde etmesini zorlaştırıyoruz.
    hiç unutmuyorum bu taraftar felipe melo**, fernando muslera gibi oyuncuları bile çok abartılı bir şekilde eleştirdi.

    mesela dünkü rezillikte* üstüne gitmemiz gereken linnes, carole, selçuk, tolga, yasin, sinan, rodrigues gibi bu takımı diğer futbolculara göre az çok tanıyan oyuncular varken durduk yere belhanda'ya*, maicon'a* sallıyoruz.

    sinirlenelim, kızalım, küfür edelim, istifaya çağıralım ama elimizde olan iki üç yetenekli topçuyu da kirli basının önüne atmayalım diyorum ben. tabii ki bu naçizane benim görüşüm.
    ha birde dünden sonra daha da net görüleceği gibi wesley sneijder'e sahip çıkalım beyler.
  • 5548
    galatasaray sözlük dışında takip ettiğim bir galatasaray platformu yok. burada yazılanlar dışında sosyal medyada arkadaş listemde yer alan galatasaray taraftarlarının paylaşımlarını görüyorum bazen, ya da ekşi sözlük gibi platformlarda yazılanları okuyorum.
    şahit olduğum yazılanlar ışığında söylemek istiyorum ki bugünlerde geldikleri nokta beni ciddi anlamda üzmektedir. çoğunun genç olduğunu varsayarak galatasaray taraftarı özelinde gençlerimin bu hale gelmesi gerçekten üzücü.
    hangi hal derseniz;

    1- dursun özbek ve yönetim konusu : bu adam medyada yer alan bir çok yorumcuya göre iyi niyetli ama beceriksiz. bana göre ise hem iyi niyetli değil hem de cidden beceriksiz. hiç bir süreci doğru idare edemediği gibi kardeşini, yeğenini vs. kulüpte çeşitli görevlere getirmesi, medyaya yalan haber servis etmesi gibi bir çok skandal olayın arkasında bu adam var. daha düne kadar hemen herkes kombine almam, store'dan alışveriş yapmam vs. derken bugün 3-4 transfere tav olup demirören dönemindeki bjk taraftarı gibi kombine yenilemeye, alacakları formaları seçmeye başladılar. başkalarından duruş beklerken hani nerede senin duruşun? bir asırdan fazla bir geçmişi olan bir kulübün dursun ve şürekası tarafından rezil edilmesine karşı tepki gösteremeyen, bir duruş ortaya koyamayan galatasaray taraftarı için üzülüyorum...

    2- igor tudor meselesi : bana göre kesinlikle kötü bir teknik direktör. galatasaray'ın başında bulunduğu süreçte taktik bilgisinin eksik olduğunu hissettirdi bana. tahminimce kriz yönetimi konusunda da belki fevri yapısı belki de tecrübe eksikliği nedeniyle yetersizmiş gibi geliyor. bu nedenle eleştirilmesi bence normal. eleştirilmesi kadar savunulması da normal başkalarınca. belki bir başkası benim görmediğimi görüyor olabilir olumlu anlamda. ama benim üzüldüğüm nokta ne eleştirilmesi ne de savunulması. tudor'a ciddi haksızlık yapılıyor. bir insanın kötü teknik direktör olması ona haksızlık yapabileceğin anlamına gelmiyor. önce komisyoncu denildi. kendi vatandaşlarını transfer edecek denildi. öyle bir şey olmadı. önce semih tudor'un prensi denildi. gönderilince takımdaki çöpleri temizlemek onun zaten görevi, bunun için onu mu öveceğiz dendi. medyada güvenilir isimler sneijder'i gönderen yönetim, tudor değil derken tudor sevilmediği için ali naci gibilerin sözüne bakılıp tudor istemiyor sakız oldu milletin ağzına. tam da dursun'un istediği gibi yönleniyor galatasaray taraftarı. dursun taraftarla resmen istediği oynuyor, taraftarı istediği gibi şekillendiriyor. hedefte hep teknik direktör var.. takım kötü gittiğinde hocaya tepki % 80 ise başkana tepki % 20 oluyor.. "fikri hür" galatasaray taraftarı dursun gibi bir çapsız tarafından bu şekilde yönlendirildiği için, eleştirmekle haksızlık yapmak arasındaki çizgiyi koruyamadığı için üzülüyorum...

    3- sneijder meselesi : beni en çok üzen mesele... sneijder benim kafamdaki takımda muslera'dan sonra ilk 11'e yazılacak ikinci adam. hakkındaki eski gücünde olmadığı yönündeki eleştirilere katılmakla birlikte bizim takımda ciddi bir futbol aklı eksikliği olduğu için sneijder bizim için çok gerekli bir oyuncu. o olmadığı zaman takım belki yeteneklerinden çok şey kaybetmiyor ama aklını kaybediyor. bu yüzden gitmesini kesinlikle istemiyorum. üstelik galatasaray kültürüne yakışmayacak şekilde mobbing yapılarak, ali cengiz oyunları ile gönderilmek istemesine de öfkeliyim. taraftarın bunu engellemek için organize ve ses getirecek tepkiler vermesini de istiyorum. ancak burada yazılanları verilen tepkileri okudukça şaşırıyor ve üzülüyorum. adeta öfkeden düşünme yetisini kaybetmiş bir grup her şeye herkese saldırıyor, daha dün gelen belhanda'ya bile.. sneijder giderse galatasaraydan vazgeçecek, taraftarlığını askıya alacak adamlar var. çok yazık. söz konusu galatasaray ise sneijder kim yahu? kaldı ki sneijder bir cevad prekazi, bülent korkmaz, hakan şükür, hagi gibi bayrak adam olmadı hiç. takımın ilk resmi maçından 1 hafta öncesine kadar tatil yapan bir ikinci kaptandan bahsediyoruz. birinci kaptanın daha ruhsuz olması, daha kötü olması vs. sneijder'i haklı yapmıyor. sneijder bugün galatasarayda oynuyorsa bu aldığı maaşın yüksekliği (bizim takımdaki çöplerin aldığı maaşlarla kıyaslayınca yüksek değil ama piyasa şartlarında çok yüksek), eşinin istanbulda mutlu olması vs. galatasaray'ı sahiplenmesi falan değil. hiç bir futbolcu için galatasaray'dan vazgeçilmez ama sneijder gibi sadece çok iyi oyuncu olan bunun dışında galatasaray'la manevi bağı olmayan bir futbolcu için asla vazgeçilmez. sneijder gidecek diye gönül verdiği takıma küsecek olan taraftarı gördükçe daha çok üzülüyorum....
  • 5549
    gerçekçi olmak için çıktığı yolda ağlak beşiktaşlı tinerciliği ve korkak fenerbahçeli kibrini birbirine harmanlayıp üstüne yapıştırmış olan topluluk. ağlayacaksanız oynamayalım beyler kapatalım kulübü. gerçekçi olacağız diye uefa avrupa ligi 2. ön eleme turunda östersunds takımı karşısında şansımızın yüzde 10 olduğunu içeren yorumlar görüyorum. yapmayın allah aşkına ya. iyice eziklediniz amk 112 yıllık çınarı. gerçekçilik kabullenmeyi gerektirir. kabul edelim işte, galatasaray çok kötü bir dönemden geçiyor. bu süreçte rezillik olarak adlandırabileceğimiz şeyler yaşanabilir. biz sinirlenip üzülecek miyiz? evet. evet ama aynı zamanda biraz mağrur olacağız, güçlü olacağız. köy takımı karşısında şansımız da yüzde 10 olmasın bir zahmet amk, bokunu çıkarmayın. valla kahvehane taraftarını özledim ya. içimi kararttınız aga hepiniz saraylarda mı büyüdünüz, hiç zorluk görmediniz mi ne bu kibir? ne bileyim bu kadar ağlanma kibirden gelir bence. yıpratmayın kendinizi bu kadar. hayır, hem dursun özbek'in hiçbir olumlu hareketi olamayacağını düşünüyorsunuz hem de çözüm önerisi sunacağım diye kendinizi paralıyorsunuz. üzülerek görüyorum ki içinizde bunu sırf egosunu tatmin etmek için yapanlar var. kulüp toparlanır da bu taraftarı ne yapacağız bilmiyorum. umarım düze çıktığımızda tinerci bir taraftar topluluğu önünde sahaya çıkmayız. daha da yazmak istiyorum ama kırıcı olmamak için yazamıyorum. o yüzden akıcılığı ve devamlılığı olmayan bir entry oldu bu. yine de derdimi anlatabildiğimi sanıyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın