• 4802
    mersin maçında protesto sesleriyle stadın inlemesini beklerken sevgili taraftarımız bizim evde bağırdığımız kadar bile bağırmayıp qıralın saçmalamalarını izlemeyi tecih etti. bravo size. umarım dursun özbek yanına adnan sezgini de alır duble yapar muslera ile sneijderi de satıp ikinci ligden takıma çıkarma yapar da hep beraber nimetlenirsiniz.

    3 hafta sonra yönetim istifa diye bağırmayın sakın çünkü bunu siz istediniz.
  • 4803
    bir zamanlar şampiyonlar ligi maçları için bir hafta öncesinden heyecanlanan, aşığını görmeye saatler öncesinden giden, sarı kırmızıyı gördüğü anda tüm dünyaya meydan okuyan benim gibi bir çok taraftar; eminim ki geçen seneki kırdığımız en çok gol yeme rekorunu geliştirmemeyi umuyor.

    uluslar arası bir markayı her koşulda karşılıksız seven bir kitleyi bu hale getirmek sanırım biz türklere özgü bir şey. insanların umudunu kırmakta ve onları aptal yerine koymada üstümüze yok.

    (bkz: dursun aydın özbek)

    (bkz: hamza hamzaoğlu)

    (bkz: fatih terim)
  • 4804
    hepsi kardeşimdir.

    stada gidipde mevcut yönetimi eleştirmeyen kardeşlerime ıslak hortumla girişesim geliyor o ayrı. gerçi protesto etmeye çalışanları ua bir güzel susturuyor o da ayrı. ama ua tüm galatasaray taraftarını temsil etmiyor diyoruz da onlar neden bizi temsil ediyor gibi davranıyor hadi onlar davrandı bizler neden kabulleniyoruz. ua geçmişte çok güzel işler yapmıştır, görsel şovlar, besteler, deplasman organizasyonları vs. ama şu anda yönetimin evcil hayvanı olmuştur, düşün şu takımın yakasından.
  • 4806
    hamza hoca'ya bayılmadığımı öncelikle belirterek şunu söylemeliyimki; eğer ersun yanal'ı takımın başına isteyenler bu topluluğun içindelerse benim içimde olmadığım topluluktur.

    çünkü kendileri nemetin oktay ne ali sami yen ne de baba gündüz'den hiç bir şey öğrenememişlerdir.

    klübun geleneklerini bağlılığı geçtim insan zerre futboldan anlar ya hu! hakan şükür sistemime uymuyor deyip, ersen martin'i milli takıma çağıran adamdan bahsediyorsunuz.
    geçen yıl oynanan ilk napoli maçında stoper medjani'yi göbeğe koyup, josé bosingwa'yı higuain'in karşısına alarak müthiş taktiksel dehasını göstermiştir. (taktiksel dehasının sonucu maçkolik'te yazıyor)
  • 4807
    çoğunluğu özellikle tribüncü kesim açgözlü ve egoisttir. ulan lig'de podolski sayesinde 3-5 puan almışın oyundan çıkarken ıslıklıyosun, oyuna adapte olamadı, bir kaç basit hata yaptı diye kendi bünyenden yetişmiş adamı ılsıklıyorsun, futboldan kendinizden soğutuyosunuz futbolcuları. zamanında 11-12,12-13 sezonu şampiyonluklarının mimarlarından selçuk'u bile ıslıkladınız, yarın öbürgün ''boynuma dola'' dediğiniz sneijder'ı bile ıslıklarsınız lan siz. 1, bilemedin 2 kere daha hatalı gol yese o bayılıp öldüğünüz muslera'yı bile ıslıklarsınız siz lan eminim. gözünüz doysun be gözünüz... bu takım son 4 sezonda 3 şampiyonluk elde etti, çeyrek final yaşattı avrupa'da, ilk 4. yıldızı taktı. bu mu lan karşılığı? ıslıklanacak biri varsa futbolcularımız değil, sizlersiniz sizler!..
  • 4808
    kabul edelim ki galatasaray taraftarı genel olarak ben de dahil şımarıktır, özellikle 80 ve sonrası doğumlu olanları. fakat bu beğenmeme durumu, hep daha iyisini isteme durumundan kaynaklanmaktadır. dünkü maçta * emre'nin ıslıklanması bence de gereksizdi. ve maçın son dakikasında başlayan " yönetim istifa " tezahüratı da. eğer yönetime tepki gösterilecekse, maçın başinda yap ki anlamlı olsun. 0-2 yenik durumdayken yaparsan bazı insanlar skordan dolayı olduğunu sanarlar ve "maalesef her maç galibiyet bekliyoruz" gibi saçmasapan bir açıklama yaparlar.

    bazı renkdaşlar taraftara kızıyor, diyor ki " 3 kupalı takımız, bu adamlar son 5 senede 4 kere şampiyon oldu gözünüz doysun"
    bu söyleyeceklerim sadece bir spor kulübü için geçerli değil, aynı zamanda şirketler hatta ülke yönetimleri için bile geçerli; siz sahip olduklarınızla yetinmeye çalışırsanız, elinizdekilere razı olursanız ve muhafazakar davranırsanız en fazla yapabileceğiniz şey sahip olduklarınızı elinizde tutmak olur. hiçbir zaman daha iyisine ulaşamazsınız. 3 kupa 5 kupa galatasaray taraftarını tam da bu sebeplerden mutlu etmeye yetmez ki yetmemelidir. cl de çeyrek final oynadı bu takım diye övüyorsan ya da 2 senedir gruptan üstüste çıkabilmeye başarı diyorsan senin yerin hep burası olarak kalır. biraz uzadı, özür dilerim. anlatmak, paylaşmak istediğim çok fazla şey daha var aslında ama şimdilik bitirmek istiyorum.
    hala okuyanlara teşekkür ederim.

    son olarak; lütfen protesto ediyor diye renkdaşlarınıza kızmayın. saygısızlık yapılmadığı sürece hiçbir protestoya kızmayın. çünkü protestolar her zaman ama her zaman daha iyisi istendiği için yapılır, her alanda.
  • 4809
    konu "taraftarın kulübe davranışı" olduğunda bi anda herkes romantik, herşey romantizm üzerine kuluyken, konu "kulübün taraftara davranışı" olduğunda bir anda o romantizm ortadan kalkıveriyor. ve işte bu "kalkıverme" de nedense hep taraftara patlıyor.

    "iyi gün dostu taraftar" oluyorsun takım iyi oynasın istediğin için, selçuk'u beğenmediğin için cefa çekmeyen taraftar oluyorsun bi anda.
    ama benden cefakar olmamı bekleyen futbolcu, senede kazandığı 10 trilyonu hakedip haketmediğini düşünmüyor hiç.
    o hiç romantik değil...

    70'lerde 80'lerde futbolcular da kulüplere sevdalıydı taraftar gibi.

    ama şimdi, bana müşteri gözüyle bakan bir futbol anlayışı var ama hala benim romantik olmamı bekliyorlar.

    "en büyük taraftar, futbolcular sahtekar" sloganı boşa peydah olmadı bu topraklarda.

    stada gelip 90 dakika ayakta bekleyen, o kadar para vermiş, yol çekmiş, belki de hayatında ilk kez maça o hevesle gelmiş insanlara saygın yoksa senin, çıkıp adam gibi top oynamayacaksan, ihtiyacın olduğu halde burak küsmesin diye burak'tan iyi forvet almazsan, maxi pereira için "sabri ondan daha iyi" diyeceksen benden de romantizm bekleme (ki ben yine şu anda kulübü idare eden zihniyetin hakettiğinden daha romantiğim).

    şöyle düşünün, bi kadın var, deli gibi aşıksınız, ama size zerre saygısı yok, ağzınıza sıçıyor, adam yerine koymuyor sizi... ne kadar peşinde koşabilirsiniz, ne kadar daha romantik kalabilirsiniz?

    iyi güzel biz seviyoruz da, adam bizimle dalga geçiyor.
  • 4810
    şu sıralar en azından kulübe olan ilgisizliğine kızamıyorum.

    hiç bir galatasaray taraftarı bilal için, jem karacan için forma almak zorunda değil. hiç bir taraftar bu adamlar için stada gitmek zorunda değil.
    kulübü taraftar yönetmez. ancak kulübü yönetenler o kulübü var eden taraftarı belli mantık sınırları içerisinde kaale alır.
    mesela bakarsın, taraftar ibrahimovic'i istiyor. dersin ki bütçem yetmiyor. transferi mantıksız. ayağımı yorganıma göre uzatmalıyım. o yüzden de alamıyorum. buna okey.
    ama taraftar sana diyor ki; kadronun büyük kısmı çöp. artık çöp futbolcuya gerek yok. bilal'i alma. jem karacan'ı alma. ben kulübe, bu transferleri yaparak parayı çarçur edesin diye dişimden tırnağımdan arttırıp kazandırmıyorum. işte bu noktada taraftarın sesine kulağını tıkayıp o iki adamı alırsan maddi olarak sağa sola para saçacak kadar rahatsın demektir. ibrahimovic'i almıyorum diyemezsin.

    dolayısıyla galatasaray taraftarı maça gitmiyor mu?
    yönetim istifa diye mi bağırıyor... teknik adama mı kızıyor...
    genelde türk toplum refleksleri cahilce olduğundan taraftarı çoğu zaman haksız bulan ben, bu defa haklı buluyorum arkadaş. en azından bu yönetim gidene kadar kimse o konularda taraftara kızamaz, laf söyleyemez.
    biz ne olursa olsun galatasaray'ın yönetimini kardeşine devreden adamlara alışık değiliz. bu kulüp galatasaray lisesi kültürüyle yoğurulmuştur. bu aristokrasi ve onun getirdiği yarı hiyerarşik yarı demokratik ve bürokratik yapı sevsek de sevmesek de camiayı diğerlerinden farklı kılan şeydir. zararı da olmuştur ancak çoğu zaman faydası da olmuştur. fakat kendi kurduğu yönetim kurulunu devreden çıkarıp kardeşiyle kulüp yöneten dursun özbek tarzı galatasaray'a çok yabancıdır, bünyesinin kabul etmesi mümkün değildir. o nedenle taraftar göstereceği her tepkide haklıdır.

    ben ürün almayan, maça gitmeyen her taraftara bu yönetim görevde kaldığı sürece maça gidenden, ürün alandan daha çok hak veriyorum.
  • 4813
    dün* staddaki taraftar yanlış şeyler de yapsa, mesela emre çolak'ı ıslıklamak gibi, 90. dakikaya kadar öyle ya da böyle destek vermiş, uzatmalara girildiği andan itibaren de geri kalan milyonlarca taraftarın duygularına tercüman olmuştur.

    bunun dışında yine insanı televizyon başında bayan "başarılar gelir geçer" de söylenmiştir. birilerinin staddakileri uyarması lazım. bu şarkının en uygun olduğu durumlar çeyrek finalde evinde real madrid'i yenmene rağmen kupaya veda ettiğin gibi durumlardır. daha şampiyonlar liginin ilk maçında, kaybedilen maçta başarılar gelir geçer denmesi benim kanıma dokundu.

    geçmesin kardeşim, bu kadar çabuk geçmesin.
  • 4814
    her top kaybından sonra, yada geriye oynana pasdan sonra tribünün verdiği "auuuuuuwwwwww" tepkisi çok gereksiz.
    hele kendi oyuncunuzu ıslıklamak maç içinde yapılacak en son şeydir. her ne olursa olsun

    dünyada sadece türkiyede var bu.
    yapmayın böyle şeyleri oyuncuların konsantrasyonunu motivasyonunu bozuyorsunuz. protesto edeceksenizde maç içinde değil maçtan sonra yapın.
    dün gece en az 20-30 kere oldu bu
  • 4816
    hahaha şımarık taraftarmış da metin oktay'dan birşeyler öğrenenememiş de hadi be kardeşim.

    benim metin oktay'dan öğrendiğim birşey varsa, o öğrendiğim şey efendi olmakdır ve hak aramaktır.

    takımda bulunan sözde galatasaray evlatları gibi 2 yaz sezonu boyunca taraftara sallamak, beni yolda görseniz kekelersiniz demek, napalım rızkımız 3 milyon euro demek, gol atamadığında taraftara el kol yapmak, daha 1 ay önce final maçında oyuna 70 küsür dakikada girip 80 küsür dakikada kırmızı kart görüp hocaya triplenmek ve bu hareketlerine rağmen cl maçında oynayıp* çıkarken taraftara garip garip şeyler yapmak, duygusal forvet olup takıma başka forvet getirmemek, paşalarla karalarla koca 2 sezon geçirip sürekli zam alıp medyanın gazına gelip iyi oynadığını sanmak, cl maç sonundan podolski istediğimiz düzeyde değil diyip oyuncunun moralini yerin dibine sokup 19 maçta 1 gol atan ve 30. dk oyuna aldığı oyuncuyu eleştiremeyen adamı savunmak, takımın ön liberosunun sezon sonu gitmek istiyorum diyip hocanın ve başkanın ister gider ister gitmez deyip berbat bir politika izleyen ve başkanın çıkıp oyuncunun satılması transfer başarı öyküsüdür demek, para yok para yok diye ağlayıp bir tane sponsor bulamamak, futbol şubesi hariç özellikle engelli,kadın ve erkek basketbola verilen daha doğrusu verilmeyen önem ve umursamamak benim spor anlayışımda,

    benim metin oktay'dan öğrendiklerim arasında yoktur.

    yukarıda yazıklarımın arasında hiç sportif başarı, oyuncu ve hoca başarısı dile getirmedim bile. onlar düzelir, onlar gelip geçici tıpkı sizin gibi.

    benim bu takımın efsanelerinden de bu takımdan da bu renklerden de öğrendiğim şeyler bunlardır. hak aramak ve efendilik.
  • 4817
    futbolcuların özgüvenini sikip atan taraftar.

    bunların içinde ben de olabilirim. uzun zamandır maça gitmiyorum ancak aşağıda yazacaklarıma beni de ekleyebilirsiniz. gaza gelip yapıyorum çünkü.

    hangi maç olursa olsun her tercihe oooooouuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuv diye tepki veren bir tribün kitlemiz var.
    bu adamlar her maç değişse de tepkiler değişmiyor. nasıl ali sami yen'e rakip takımın üstüne çeken bir profili vardı; tt arena'nın da her tercihe oooouuuvv diyen bir tribün profili var.
    rakibi baskı altına aldığımız maç sayısı ise bir elin parmağını geçmiyorken yukarıda bahsettiğim durum rakiplerin ekmeğine yağ, bal, kaymak sürüyor.
  • 4819
    galatasaray taraftarı özel bir taraftardır.başarısız olanlarla yada başarıları bulunmayanlarla sırf eğlence olsun diye dalga geçmez. ama diğer takımlarda bunları hep görürüz. onlar için galatasaray yenilsinde kim olduğu önemli değil , kızdıralım diye malzeme çıkmasını beklerler. takım olarak mottomuz olan yabancı takımları yenmek fikrini bütün türk takımlarında görmek istediğimden hepsini avrupa maçlarında desteklerim. bu zamana kadar öğrendiğim galatasraylı olmanın verdiği gururdur ve bunun yanında futboldan anlamayan türk düşmanlarındanda uzakdurmak olduğudur.
  • 4823
    arena'da bir tepki yaratamayacak taraftar grubu. bende onlar arasındayım. statta işler maalesef farklı. ultraslan beleş bilete veya aldıkları ekstra para sebebiyle azıcık ağzını açmıyor. ünal aysal'ı istifaya davet eden bu varlıklar bu yönetime tek laf etmekten kaçınıyorlar. tanıdıklarımda var aralarında. para için gözlerine ve ağızlarına perde inmiş adamların. içeride çok ekstra bir maç olması lazım ki, 0-3 lük trabzon veya 2-5 lik kocaeli, stat tepki versin. yoksa herkes küfrü basıp eve dönüyor.
  • 4825
    üç beş çapulcu'ya meydanı boş bırakmaması gereken gerçek galatasaray taraftarıdır. kendi menfaati için bütün bu olan bitene sesi çıkmayan taraftar galatasaray sevdalısı değildir olsa olsa satılmış ruha sahip ezik bünyelerdir.

    tt arenada oynanacak 17 ekim 2015 galatasaray gençlerbirliği maçında sonuç ne olursa olsun tepki göstermeyen taraftar ben taraftarım demesin tepki göstersin ki en azından bu yılımızı kurtaralım aksi halde en az üç beş yıl yokları oynar bu takım çok net!
App Store'dan indirin Google Play'den alın