• 8727
    sosyal medyadaki genel sorunlardan nasibini alan sozluk. simdi internet oyle bir mecra ki, ozellikle twitter gibi sosyal paylasim siteleri ile beraber insanlar az lafla carpici seyler yazmak istiyorlar. bu da ister istemez muthis bir zeka ornegi yazilarla beraber, bir uçlarda fikir beyani halini de veriyor. bir film izliyor adam, "dunya'nin en iyi filmi, tartismam :(" yaziyor. carpici cunku. akilda kalici. futbolda bu daha da boyle. "veysel sari = dunya'nin en kotu futbolcusu", "tarik camdal = dunya'nin en kotu futbolcusu", "burak yilmaz = yeteneksizin onde gideni", "selçuk inan = futbolu coktan birakti", "sabri sarioglu = futbola tepki", "muslera = boyle gol mu yenir", "chedjou = en kotu defans", "semih kaya = altyapi cocugu olmasa istanbul sinirina sokmazsin", "koray = alamanci rapci" vs vs... bunlar oyle abartili seyler ki, bunu goren bir kisi de ister istemez akilda kalmak icin bu neviden uçlarda seyler yaziyor ve bu biz taraftarlara yapilan "musteri" muamelesiyle de birlesince kartopu gibi artan bir etkiyle buyuyor. cidden burak'in golcu olmadigi savunulabiliyor mesela. gol kacirdigi degil, formsuzlugu degil, adamin dogrudan varligi, bir baska dille hakikatin kendisi yerle bir ediliyor. o yuzden bir galibiyetle sampiyon, bir maglubiyetle havlu atmis, bir rakibinin kaybiyla yeniden sampiyon olunuyor. sozluk de maalesef bunlardan azade degil. olsa keske.
  • 8729
    seviyenin git gide düştüğünü gördüğüm ve üzüldüğüm sözlük. yazarların bazılarının, kendi içindeki kötülügün herkesin de icinde oldugunu düsünüp, buna göre kafasında kurup, insanlara nefret besledigini ve bu nefreti kusmak icin bu platformu tercih ettiklerini görmek daha da üzücü.

    bir insan , bir teknik direktör, bir aktör, bir film ,bir futbolcu farketmez eleştiri ile hakaret arasındaki çizgiyi kaçırdığın anda o insanı, o filmi, aktörü seven ve ya en basitinden senin içindeki nefrete sahip olmayan insanlar tarafından doğal bir tepki göreceğin sözlük aynı zamanda.
  • 8731
    merak ettiğim tek soru var. hamza olayına bu kadar takan sevgili renktaşlar, çıkın delikanlı gibi açıklayın. aranızdan herhangi biri, takımımızın değerli kaleci antrenörü taffarel'e taffarel hoca, andre taffarel vb. şekilde bir kere hitap etmiş mi? taffarel hocanın hamza hocadan farkı nedir? o sizin deyiminizle "saygı" yı hak etmiyor mu? o bu klübün gerçek manada efsanesi değil mi? siz hangi hakla taffarel'e ismiyle hitap edip, hamza'ya hoca demiyorlar diye insanları "ibne!" "fenerbahçeli" "karaktersiz" "medya gazına gelen" "insanları kötüleme amacında" vb. terbiyesiz laflarla itham edebiliyorsunuz? eğer taffarel'e hoca diyenler, hamza denmesine tepki gösteriyorsa, bak onların sonuna kadar arkasındayım. ama aranızdaki iki yüzlülerin tek derdi "iki satır hamza hoca koruyayım da belki popi olurum" dan başka hiç bir şey değil.
  • 8732
    fikrini beyan edip tartışacak kadar cesareti olmayan yazarlara sahip platform. bu kişilerin en iyi bildiği iş, gerçekler karşısında haksızlığı ortaya çıkınca karşı tarafın diğer tüm entry'lerini istisnasız eksilemek. bu akşam sanırım çok sevdikleri roberto mancini hakkında konuştuğum için adam 1 sene önceki entryimi eksilemiş. entry de şu: (bkz: #1449814). şunu eksilemek için korkak ve art niyetli olmak lazım. ya da fenerbahçeli. hoş ikisi de aynı kapıya çıkıyor neyse.

    daha öncede aynı durumla karşılaştım ve yine söylüyorum eksileyen kardeşim. istersen yazmış olduğum 800 küsür mesajı da eksile sikimde değil. ben burada düşüncelerimi ve naçizane bilgilerimi paylaşmak için bulunuyorum. siz ise millete sevimli görünmek, entrylerim on'lansın diye bulunuyorsunuz. ve de böyle güzel bir platform sayenizde boka sarıyor.
  • 8733
    teknik direktörümüz hamza hamzaoğlu hakkında yazılanları okuyup hayret ediyorum. takımı nerden alıp nereye getirdiğine bakın. rezalet top oynuyorduk onun öncesinde. yerlilerimizin yarısı ıslıklanıyordu arena'da. kendisi geldi ve sadece 1 maç kaybetti. herkes hata yapar. kendisi de yapacak elbette. kaldı ki yaptığı her hatadan sonra içtenlikle özür dileyen, bu takımın çocuğu olan galatasaray'lı bir teknik direktörden bahsediyoruz. onu alıp bağrımıza basacağımıza, hatalarını sineye çekeceğimize yeni teknik direktör adaylarına bakmaya başlamışsınız bile.

    son not olarak da şunu vereyim. bahis şirketlerine göre şampiyon olma ihtimali en yüksek olan takım biziz. büyük bi avantajı kaybetmiş olabiliriz elbette ama bizi o avantajlı konuma getiren de kendisidir. iyi niyetli ve çalışkan insanları üzmeyin. yabancı hayranı olmayın. hadi eyvallah.
  • 8735
    toplulukların kutsal kabul ettiği bazı değerler vardır. milletimiz için gazi mustafa kemal atatürk, galatasaray taraftarları için ali sami yen, metin oktay bunun güzel örnekleridir.

    bu değerler gülüp eğlendiğimiz capslere nasıl konu edilebilir? hadi bu onursuzluğu yapan haysiyetsizler var, bu heriflerin yaptıklarını şu sözlüğün yazarları nasıl paylaşırlar? daha geçen hafta hamza hamzaoğlu'na sadece adıyla hitap etmenin tartışıldığı * böyle bir yerde metin oktay'la ilgili capsler nasıl herhangi bir yaptırım görmez? ki mevzu bahis capste galatasaray'ı kalbinde taşıdığını anlatan bir efsane için! yazık.

    (bkz: #1675614) çok komikmiş olm, öldüm gülmekten. aferin.

    peşin edit: gerçi bir süre ismet paşa için neler yapıldığını gördükten sonra pek de şaşırmıyorum bu olanlara.
  • 8736
    icinde bulundurdugu yazarlarin bazilarinin bi standardının olmadigi sozluk.

    ozellikle bugunku macta * yaptığımız comebackten sonra cok ilginc goruntuler olustu sozlukte. bazi yazarlara gore bi oyuncu ya da teknik direktor hata yaptigi an dunyanin en kötüsü, guzel bir hareket yaptiginda ise dunyanin en iyilerindendir. eger bir oyuncu ya da teknik direktor iyiyse hatasiz olmalidir aksi halde leş ilan edilebilir, eski oyuncularla karsilastirilip yerin dibine sokulabilir. eger isler kötü gidiyorsa sırayla herkes gömülür nadiren birileri atlanir.

    futbolcu bazında konusursak; onceden iyi ya da kötü olmasinin bir onemi kalmayabilir, eger o an bir hata yaparsa her sey silinir. bunlari yazmak bir suredir aklimdaydi çünkü cok fazla abartili, artniyetli ve anlayissiz entry gördüğümü düşünüyorum. birini elestirirken illa yerin dibine sokmak zorunda degiliz arkadaslar. mac sirasinda da cok fazla ilginc yorumlar yapiliyor ama onlarda heyecanin ve stresin de payi yuksek oldugundan az da olsa disarida tutabiliriz. sampiyonluk yarisinin cok kritik olduğu bu zamanlarda destegimizi daha da arttirmak, abartili yorum ve eleştiri yapmaktan daha yararlı olacaktir bence.
  • 8737
    futbol romantikleri ile dolu sözlük.

    misal, 21 mart 2015 kasımpaşa galatasaray maçını ele alalım.

    burak yılmaz gol attı, bizim romantikler başladı sıvacılığa. ulan açın 4-5 ay önceki entryleri okuyun, hepiniz sövmüşsünüz adama.
    niye? zira bok gibi oynuyordu.
    hamza hocayla birlikte formu biraz yükseldi, güzel goller de attı ama hala aynı çalım atamayan, top süremeyen, sürekli faul yapan, yeteneksiz burak bu. yarın şampiyonlar liginde oynasak gene söversiniz. şimdi kral diyorsunuz.

    hamit altıntop
    evet, melo sakatlandı ve hamit birkaç maçtır iyi oynuyor.
    açın 4 ay önceki entrylere bakıp hafızanızı tazeleyin. avrupa maçlarındaki formunu hatırlayın. o sürekli çizgiye sıkışıp, sırtını rakibe dayayıp, kağnı gibi yavaş hamit'i aklınıza getirin. şimdi ülkedeki en iyi ön libero oyuncusu yaptınız.

    emre çolak, sabri sarıoğlu vs vs...
    lan yazarken içim kalktı valla.
    ben demiyorum ki bu adamları atın, yani umut bulut varken elbette burak'ı tercih ederim ama bunların hiçbiri galatasaray oyuncusu değil amk.

    bir maç iyi oynayan adamı görünce başlıyorsunuz sıvacılığa, sonraki hafta kötü oynuyor hemen itin götüne sokuyorsunuz.
    (bkz: olcan adın)

    o yüzden gereksiz romantizmden uzak durun. herkes neyse onu yazın, eleştirinin de övgünün de bokunu çıkarmayın.

    wesley sneijder, felipe melo, fernando muslera, aurelien chedjou ve belki selçuk inan
    diğer hepsi boş. bunlarla avrupada başarılı olmak imkansız.
  • 8739
    yazar olduktan sonra daha çok zaman geçirdiğim, yazmaktan ve okumaktan keyif aldığım, hiçbir sosyal medya platformunu kullanmayan benim için tek sosyal paylaşım platformu olan güzel bir yer. ne var ki çok sık olmasa da kendi düşüncesinde olmayan insanlara doğrudan veya dolaylı olarak aptal, küçücük beyinli, akıl yoksunu, vb. aşağılayıcı kelimeleri sarf eden yazarlar da var ve eminim bundan rahatsız olan sadece ben değilim. bir kişiye benden farklı düşünüyor diye (safi trollük yapmıyor ise) hemen hiç ofsayt basmamışken; benimle aynı düşünceleri savunan ama içerisinde az önce listelediklerime benzer aşağılayıcı sözler barındıran entrylere ofsayt basmayı görev edinmiş bulunmaktayım. bu tarz kelimeleri kullanan yazar arkadaşlar lütfen yazmadan önce tekrar düşünün; herkes sizinle aynı şekilde düşünmeyebilir, düşünemeyebilir ve bu tarz aşağılama sözcükleri sizin düşüncelerinizi daha değerli, daha vurucu hale getirmiyor. toplumun büyük kesimine göre daha saygılı, daha çok sesli bir paylaşım ortamımız olsa da daha iyisini yapabiliriz diye düşünüyorum.
  • 8740
    düşünmeden,anlamadan entry giren kahraman yazarlar yüzünden artık kabak tadı vermeye başlayan. aslında birazcık ya, çok değil, azıcık düşünse anlayacak. ama yok. sadece onun bildiği doğru. hayatını futbola adamış. başkası haklı olabilir mi? ne ala!
    beyin var ya beyin. onu kullanın. inanın çok farklı hissedeceksiniz.

    1- bir oyuncuyu eleştirmek için ondan nefret etmek gerekmez. misal, x yazarı burak yılmaz'ı eleştirir. fakat aynı zamanda onu çok sevebilir. x yazarına göre burak yılmaz'ın eksikleri vardır. ve bunu paylaşır. ama gol atınca ilk o ayağa kalkar. sonra buraya bir bakarsın entariler havada uçuyor "zaaaa bu gol burak'ı eleştirenlere girsin" "hobaaa burak reyiz ona sallayanlara salladı" "oleey demiştim size siz salaksınız burak'ı eleştirdiğiniz için"

    işte azıcık kullansa, bunları yazmayacak. ama yazıyor. neden? çünkü kullanmıyor. kullanmayınca ne oluyor? burak yılmaz'ı eleştirenler burak oynayınca topa vuramasın , galatasaray gol atamasın istiyor sanıyor.

    2- bir oyuncuyu eleştirmek için elinde ondan daha iyisi olmak zorunda değildir. misal, x yazarı sabri sarıoğlu'nu eleştirir. fakat sabri'yi eleştirmek için elinde dani alves olması gerekmez. x yazarı, sabri'yi galatasaray kalibresinde görmüyordur. bak sen görüyor olabilirsin. ama o görmüyordur. görmek zorunda mı? görmüyor işte. x yazarı bunun üstüne düşüncesini yazıp, sabri'yi beğenmediğini söylüyor. sonra bir bakıyorsun entariler akıyor "elimizde dani alves'mi var" "eboue oynarken hep yatıyordu" "tarık mı oynasın" "veysel'i de gördük"

    işte azıcık kullansa, bunları yazmayacak. ama yazıyor. neden? çünkü kullanmıyor. kullanmayınca ne oluyor? sanıyor ki sabri'yi eleştirmek için yasak çünkü elimizdeki en iyisi o. sanıyor ki, herkes kendisi gibi sabri'yi sevmek zorunda. sanıyor ki sabri'yi sevmeyen galatasarayı sevmiyor.

    3- bir teknik direktörü eleştirmek, onun başarısızlığını istemek demek değildir. misal, x yazarı hamza hamzaoğlu'nu eleştirir. fakat hamza'yı eleştirmek, onun başarızlığını istemek değildir. takımını seven her taraftar gibi takımının başarılı olması için ne gerektiğine inanıyorsa onu paylaşır. misal, "hamza hoca galatasaray kalibresinde değil" veya "hamza'nın yaptığı değişikliklerle 4. yıldız hayal" yazan bir x yazarı, eğer hamza hoca ile 4. yıldız alınırsa veya ne bileyim haftaya hamza hocanın değişiklikleri ile bir maç dönerse senin kadar sevinecektir. hatta onu haksız çıkardığı için bir de helal olsun çekecektir. ama ne oluyor, galatasaray maçı çevirince "bu gol hamza hocayı eleştirenlere girsin" "siz atıp tutmaya devam edin hamza hepinize sokacak o yıldızı" gibi salak salak entariler yağıyor.

    işte azıcık kullansa, bunları yazmayacak. ama yazıyor. neden? çünkü kullanmıyor. kullanmayınca ne oluyor? sanıyor ki hamza'yı eleştirenler onun kötülüğünü istiyor. sanıyor ki galatasaray yenilince hamza'yı eleştirenlere gün doğacak, onu eleştirenler bayram edecek.

    işin sonu hep o beyni kullanmaya gidiyor. azıcık kullanalım. birbirimizi kırmayalım. ne demiş ünlü bir abimiz;
    beyin bedava.
    eyyorlamam bu kadar.
  • 8742
    bu aralar dardayım sözlük. mutsuz gibi, huzursuz gibi böyle şerefsiz gibi birşey oldum bu aralar. yapmam gereken işler var, çevremi biraz budamam lazım o da fazla sıkıntı veriyor. galatasarayla üzülüp sevindiğimiz için sözlüğe girip ferahlayayım diyorum. ama 2 gündür sol tarafta gördüklerimle içim karardı. yok burası istanbul, yok emre belözoğlu ilker yağcı beşiktaş onu demiş fener köy takımı fiko azize girişmiş.
    hislerim aynen şu kıvama geldi.
    http://www.youtube.com/watch?v=BnexAvrISLY
    nereye gitti kardeşim güzellikler? :)
  • 8747
    iğrenç zihniyetli bazı yazarlara sahip sözlüktür. fatih terim'e sövmek istiyorsanız, ünal aysal'a sövmek istiyorsanız, hatta bu adamların üzerinden yaptığınız siyasi tartışmaların gerçek kimliklerine** sövmek istiyorsanız sövün. * zaten bu şekilde dönüyor yorumlar, rahatsız değilim zaten bu durumdan. fakat ''fatih'in piçleri'' nedir ? hadi oradaki galatasaraylı futbolcuları ayrı tutuyorsunuz* da diğerlerini hiç mi düşünmüyorsunuz ? bu nasıl bir nefret aq ? tamam siyaset anlayışınız bu kadar basit bir düzlemde olabilir de nefretinizi herkese, her şeye bulaştırmak nedir ?

    güya galatasaray'ı sevdiğinden semih'in gözünden olmasını isteyen zihniyetten, güya beşiktaş'ı sevdiğinden tolga'nın ölmüş annesine söven zihniyetten ne farkınız var ? hoş bunlar bile sevmeyi bilmemekten yapılan iğrençlikler, siz nefret etmeyi bilmemekten yapıyorsunuz. nefretinizi dahi bir temele dayandırın beyler. ayıp lan.

    eleştirinin de bir sınırı olur. bkz : https://www.youtube.com/watch?v=MkWi18n_gNI

    edit: söz konusu entry moderasyon tarafından silinmiştir, fakat içimizde 'barınma imkanı bulan' bu zihniyeti sadece moderasyon ile temizleyemeyiz. bu uyarı olarak burada dursun.
App Store'dan indirin Google Play'den alın