• 8701
    ey modlar görün bunu.

    oyuncularımızı ve hocalarımızı eleştirmek gayet makul bir durum ama son zamanlarda, özellikle derbiden sonra, neredeyse her başlığın altında hamza hamzaoğlu'na sanki babasının oğluymuş gibi hitap eden, hadi bunu geçtim "sen hoca mısın?" veya "defol git!" gibi hakaretler eden yazarlar türedi. tamam eleştir, sev ya da sevme zerre sikimde değil ama sezarın hakkını sezara ver. bir de terbiyesizlik yapma. prandelli olsa tamam diyeceğim ama hamza hamzaoğlu bizim içimizden bir adam. adam. ne gibi kötü bir niyet seziyorsun da iyi işler yapmasına rağmen bir mağlubiyette hemen hortlayıp hakaretler saydırıyorsun. bu arkadaşların en azından bir uyarı alması lazım.

    son olarak;

    hamza değil. hamza hamzaoğlu veya hamza hoca.
  • 8702
    yazarları 13 mart 2015 itibariyle uçmakta olan sözlük. van persie'lerin adı geçiyor, 5-6 transfer önerisi var bu mali sıkıntıda. 2013 başlarında olsak hep bir ağızdan alabiliriz derdik, uçuk gelmezdi. ama pesimist olmayalım, umarım temmuz'a kadar kulüp yeterli parasal gücü bulabilir. bir de eğer amatör branş sporcularımızın paraları ödenmicekse ben istemem futbola oyuncu, huzurlu olsun tüm sporcularımız.

    bir de bu tür transfer önerileri okumak çok keyifli, iyi ki var sözlük, hayal kurmamıza yardımcı oluyor, bazen de o hayaller gerçeğe dönüşüyor.

    (bkz:wesley sneijder )
    (bkz:didier drogba )
  • 8703
    bazı yazarların her şeyi çok ciddiye aldığı sözlük. entry yazarken arada küçük espiriler, göndermeler, taşlamalar yapmanın kimseye zararı olmaz. bakın sözlüğümüzün sevgili foşik* modu hkwoo zamanında ne demiş:

    --- alıntı ---

    sonuçta burada tez yazmıyoruz, verdiğimiz örneklerde biraz abartı, dikkat çekmek için benzetmeler olacaktır.

    --- alıntı ---

    ben de aynen böyle düşünüyorum. biraz daha relax, esnek olmakta fayda var. entrylerde mizah yapmak güzel şeydir. yok ergin ataman için "göbekli, yağları löpür löpür" dedim diye hoop anında ofsayt basılıyor. yalan mı bu? göbekli değil mi yani? yok "coach pide yedi, üstüne ağırlık çöktü ondan mola almıyor" diyorum, hooop yine ofsayt. tamam hobi olarak yine ofsaytlayın canınız sağolsun ama nickaltına gelip abuk subuk şeyler yazarak ortamı gereksiz yere germeyin. (bkz: #1670160) şöyle bir entry girdim diye uçurulmamı isteyen sözlük yazarları var. her şey bu kadar basit ve ucuz mu yani? nerde sense of humour? mümkün oldukça sözlükte aktif ve katılımcı olmaya çalışıyorum. kendi çapımda düşündüklerimi ve hissettiklerimi yazıyorum. emek ve zaman harcayarak entryler yazıyorum. (bkz: kütle halinde entry girmek)

    sonra ergin ataman'ı mola almıyor diye eleştirdim diye nickaltımda abuk subuk enrtylerle karşılaşıyorum. vay efendim sen misin bunu diyen. basketbol ortamını bozuyormuşum. hangi ortamdan bahsediyoruz acaba? eurolig'de sonuncuyuz. ligde playofflar tehlikede. kızılyıldız gibi bir takımdan 23 sayı fark yemek kimseye koymuyor mu yahu? maç sonrası baktım sözlükte herkes takma dişini suya koyup yatma moduna geçmiş. r.madrid terlemeden 107 sayı attı bize. her maç ortalama 80-90 sayı yiyoruz. bu mu güzel basketbol ortamı? bu "güzel tabloyu" ben mi bozuyorum şimdi? arkadaş beni mantıklı sebeplerle eleştirin, gömün ama mantıksızca laf olsun diye sallamayın. kendi görüşünüzü savunurken bel altına çalışmayın. ad hominem yapmayın. daha anlayışlı, daha hoşgörülü olun. biraz empati yapın. hepinize saygı ve sevgilerimi yolluyorum.
  • 8709
    hakaret eden edene... kan davasına dönüştü iyice. bir de bu hakaretler savunulmaya başlandı ya, tüyü de diktik, bravo. mesela birisine aptal diyorsun. hakareti savunan da, "sen de aptallık yapma" diyor. kendisine göre aptallık olarak nitelendirdiği bir durumun bana göre hakaret olmasını akıl edemiyor tabi böyle tipler. a şahsı, b şahsı bunu demiş de misilleme yapılıyormuş. beni ilgilendirmez kardeşim. neden bana durduk yerde hakaret etme hakkını kendinde görüyorsun? şu ortamdan memnun olanlar bir cevap versin bana.
  • 8711
    puan kaybedilen maç sonraları çöplüğe dönüşür. sol frame'deki başlıklardaki entry sayısı ne kadar fazlaysa o kadar az okuyasım geliyorum. biliyorum ki millet yine it dalaşına girmiştir, sürü psikolojisi ile birileri linç ediliyordur. prandelli ile avrupa kupalarına gitsek başarı sayılır diyen adamlar hamza hocaya şampiyonluğu verdi diye kovuyor. hamza hoca geldiğinde yabancı düşmanı diye yerin dibine soktunuz, sneijder'i satacak dediniz. oysa sneijder en verimli zamanını geçiriyor. bruma en fazla şans bulduğu zamanı yaşıyor. bitti denilen hamit herkesi utandırıyor. verdiğimiz 1 milyon euro'ya yazık dediğimiz(ben de dahil) yasin öztekin ciddi katkılar veriyor. hatta oyundan çıkınca taraftar yasin'i değil, onu çıkaran hocayı ıslıklıyor. burak sezon başından beri formsuz iken şimdi dört gözle yolunu gözlüyoruz.

    hamza hoca mı yabancı düşmanı? hamza hoca mı çapsız? şu takımı diriltti lan. bırakın hata yapsın. o kadar mütevazi bir adam ki sorumluluğu kendisi alıyor her defasında. rijkaard gibi şu sırada aldığım takımı şu sırada bitirdim; öyleyse başarılıyım dese seversiniz. kendisi takımı aldığında zaten ikinciydik falan goygoyu yapmayın plz. 2 golden fazla gol atamayan bir galatasaray mı olur? üstelik 3, 4 gol yiyorken. hiçbir masraf çıkarmadan bu takım ile şampiyonluğa koşuyor. benim kendisine inancım tam.

    kahrolsun bağzı holiganlar. lets kick hooliganism out of football.
  • 8713
    hamza hamzaoğlu'na bir daha adıyla hitap eden veya desteksiz eleştiren birisini daha gördüğümde bir daha girmeyeceğim sözlük. çok da sikimdeydi şakasıyla gelcek olanlar aynen geri vites yapsınlar. kendimi sinir etmemek için girmeyeceğim.

    olay sevmek sevmemek, başarılı bulmak başarısız bulmak değil. bu adam sizin babanızın oğlu mu? askerlik arkadaşınız mı? sokakta top oynadığınız çocuk mu? bak tekrar söylüyorum sev veya sevme önemli değil, gerçekten zerre alakası yok ama nedir bu saygısızlık? hoca demek bu kadar mı zor? mantıklı eleştirmek bu kadar mı zor?

    eleştir arkadaşım. ben de eleştiriyorum. çünkü eleştirmek ve eleştirilmek haktır. saygı duyulması gereken bir şeydir. yeri gelir eleştiriden kendine bir şey katarsın. ama mantıklı ve saygılı eleştir.

    kız bilader. 2 puanı* neredeyse eliyle verdiği için kız. ama kızarken saygısızlık etme. bu adam galatasaray'ın başında. biliç'ten mi kötü, ismail kartal'dan mı kötü hoca? ne yaptı bu adam yanlış tercihler dışında? tüpçünün safına mı geçti? takımın ruhunu mu emdi? taraftara saygısızlık mı etti? şurada kaç hafta kalmış. rakiplerin derbileri var puan kaybedecekler. biz yine lider olacağız. kızarken, eleştirirken destek de ver. ölmezsin.

    lider beşiktaş zaten vizyonsuz bir takım. arena'da ezip geçeceğiz ibneleri. haftaya birbirlerini yesinler fenerle, biz liderlik koltuğumuza oturur keyfimize bakarız. niye kendi ayağımıza sıkıyoruz anlamıyorum. sen taraftarsın. herşeye hakkın var belirli sınırlar içinde ama en asıl görevin destek olmak arkadaşım.
  • 8718
    şimdi öncelikle ben hayatı sarı-kırmızı yaşayan bir insanım. o yüzden allah da hep bu konuda yüzüme gülmüştür çok şükür. ilginç şekilde hep çevremdeki insanların isimleri takımımızdaki oyuncuların başkanların teknik adamların isimleri falan olmuştur. o yüzden peşinen söylüyorum buradaki isimlerle takımımızdaki kişilerin isimlerinin denk gelmesi tamamiyle tesadüftür. gelelim olaya sevgili sözlük.

    benim şirket uluslararası çalışıyor. iyi günlerimiz de oldu, kötü günlerimizde. bundan bir süre önce bizi başarıdan başarıya koşturan uğruna öl deseler öleceğimiz sevgili müdürümüz fatih, para ve güç çok tatlı gelince bizi bıraktı gitti. ondan sonra dikiş tutturamadık uzun bir süre. şirket sahibimiz ise, fatihten sonra yabancı arkadaşlarla çalışalım istedi. o yüzden bizim sektörde ünlü bir isim olan italyan robertoyu işin başına getirdi. allah var robertoyu sevdik hepimiz. ama yıl sonunda bizim patronla anlaşamadılar, ollmadı yani. neyse müdür robertoyu gönderip yerine başka bir italyan, cesareyi getirdi. getirdi getirmesine de, bu cesareyi müdür diye aldık, adam sezar salata çıktı. ağzımıza sıçtı resmen. uluslararası anlaşmalarımızı falan mahvetti. he bu sırada patronda şirketi devretti. yerine böyle yaşlı tonton bi dede geldi. bu işten pek anladığını zannetmiyorum ya o da başka konu. ne diyoduk. he sezar salata diyoduk. salata bizim şirketi harbiden salata gibi karıştırdı gitti. bunun üstüne, müdür olarak bu kaosta en iyi işi yapacağını düşünerek, bizim eski çalışanlardan hamza var onu işe aldılar. allah biliyor ya, hamza bu yıl boku yedi denen şirketi öyle ya da böyle ayağa kaldırdı. hamza gerçekten çok efendi , iyi niyetli bir insan. elinden geleni yapıyor. kayıp denen yılı kurtardı ve şu an rakip firmalara başabaş hale getirdi bizi. fakat hamza açıkçası bazen öyle hatalar yapıyor ki, biz çalışanlar olarak tepki gösteriyoruz. işte sıkıntı burada başlıyor. bir grup çalışan ısrarla gereksiz bir şekilde hamza yı ilahlaştırmaya çalışıyor. biz de seviyoruz hamza yı. biz de başarılı olsun istiyoruz. hele ki en son bi olay patlak verdi inanamazsınız. neymiş efendim, hamza bizim askerlik arkadaşımız değilmiş o yüzden adıyla hitap edemezmişiz. e iyide adama demezler mi "kardeşim ben roberto derken cesare derken neredeydin" diye. hamza burada önceden çalıştığı için onu eskiden beri tanırım. hamza benim için o iyi niyetli satış temsilcisi tatlı insandır. benim ona dost sohbeti sırasında hamza demem ne onu küçültür, ne de benim ona saygısızlık yapmak için yaptığım bir şeydir. biz bunları tartışırken bir de yönetim kurulundan açıklama gelmez mi " hamzaya hamza diyenlere idari yaptırım uygulayacağız" diye. arkadaş kraldan çok kralcı adamlar var. eminim ki hamza duysa sadece gülümser, uğraşmayın çalışanlarımla der. bu da böyle ilginç bir anımdır.

    bak konu nerelere geldi arkadaş ya. neyse başlığa yazma nedenim şudur. benim gibi insanların, benim gibi sarı kırmızı renklere gönül verenlerin bir arada olduğu güzel bir yer galatasaray sözlük. kişisel egolarımıza alet etmeyelim lütfen.

    eyyorlamam bu kadar.
  • 8722
    hamza hamzaoğlu'na dileyenin hamza diye hitap edebileceği yer.
    beğenmeyen verir eksisini, çok isterse atar mesajını.
    burda klavye delikanlılığı yapıp "anlamayana anlatırım" şekline girmek, kafasına uymayan yazarları fenerli ibneler diye tanımlamak, birileri rahatsız oluyor diye "hamza demeyi yasakladım" diyerek gerginliğe yol açmak kimsenin haddine değildir.
    saygıdan bahsedenlerin hepsinin ağzında hakaret, hepsinde bi "anlamadıysan anlatalım" tadında bir kurtlar vadisi havası, hepsinde bir "saygı duyacaksınız ulan akıllı olacaksınız yoksa linç ederiz, moderasyonu da arkamıza alır yazılarınızı sildiririz" havası.
    günlerdir sessiz sedasız okuyorum.
    haftalardır ortamı germemek için yazıp yazıp siliyorum yazdıklarımı ama yeter da!
    şunu aklınıza sokun (veya sokmayın bana ne amk); hakaret içermediği takdirde, iftira içermediği takdirde kim be isterse yazar.
    ben hâlâ hamza'ya inanan ekipten birisi olarak bundan sonra sadece hamza diye yazacağım.
    gelin anlatın madem amk.
    çok isterseniz yerim yurdumu da atarım özel mesajdan.
    tankınız tüfeğinizle gelin, moderatörünüzle gelin anlatın.

    huzur verin lan şu sözlüğe artık!
    moderatörler siz de bilader!
    ortamı yumuşatacağınıza açıkça kendi görüşlerinizi korumak için görevinizi kötüye kullanıyor; kendinize yakın adamları kayırıp, karşıt görüştekilerin organize olarak sindirilmesine göz yumuyorsunuz.
    ondan sonra "ortam gergin etmeyin:("

    gerginlikse gerginlik.
    bu mi istediğiniz gerçekten?
    öyleyse öyle olsun...
  • 8724
    çapsız jose, koçum jürgen, aslanım arsene ifadeleri kullanılan entryler girilirse muhtemelen onlar da silinecektir. kimsenin entrysi hamzaoğlu dediği için silinmiyor ki mourinho, wenger, klopp, aysal, ferguson denildiği zaman silinsin. gerçi bu farkı işaret eden tarzda entry giren arkadaşlarımız zaten mevcut sözlükte. fakat halen bunu anlamamakta ısrar eden varsa da kötü niyetlidir. dolayısıyla sözü fazla uzatmaya gerek yok.
App Store'dan indirin Google Play'den alın