8735
düşünmeden,anlamadan entry giren kahraman yazarlar yüzünden artık kabak tadı vermeye başlayan. aslında birazcık ya, çok değil, azıcık düşünse anlayacak. ama yok. sadece onun bildiği doğru. hayatını futbola adamış. başkası haklı olabilir mi? ne ala!
beyin var ya beyin. onu kullanın. inanın çok farklı hissedeceksiniz.
1- bir oyuncuyu eleştirmek için ondan nefret etmek gerekmez. misal, x yazarı burak yılmaz'ı eleştirir. fakat aynı zamanda onu çok sevebilir. x yazarına göre burak yılmaz'ın eksikleri vardır. ve bunu paylaşır. ama gol atınca ilk o ayağa kalkar. sonra buraya bir bakarsın entariler havada uçuyor "zaaaa bu gol burak'ı eleştirenlere girsin" "hobaaa burak reyiz ona sallayanlara salladı" "oleey demiştim size siz salaksınız burak'ı eleştirdiğiniz için"
işte azıcık kullansa, bunları yazmayacak. ama yazıyor. neden? çünkü kullanmıyor. kullanmayınca ne oluyor? burak yılmaz'ı eleştirenler burak oynayınca topa vuramasın , galatasaray gol atamasın istiyor sanıyor.
2- bir oyuncuyu eleştirmek için elinde ondan daha iyisi olmak zorunda değildir. misal, x yazarı sabri sarıoğlu'nu eleştirir. fakat sabri'yi eleştirmek için elinde dani alves olması gerekmez. x yazarı, sabri'yi galatasaray kalibresinde görmüyordur. bak sen görüyor olabilirsin. ama o görmüyordur. görmek zorunda mı? görmüyor işte. x yazarı bunun üstüne düşüncesini yazıp, sabri'yi beğenmediğini söylüyor. sonra bir bakıyorsun entariler akıyor "elimizde dani alves'mi var" "eboue oynarken hep yatıyordu" "tarık mı oynasın" "veysel'i de gördük"
işte azıcık kullansa, bunları yazmayacak. ama yazıyor. neden? çünkü kullanmıyor. kullanmayınca ne oluyor? sanıyor ki sabri'yi eleştirmek için yasak çünkü elimizdeki en iyisi o. sanıyor ki, herkes kendisi gibi sabri'yi sevmek zorunda. sanıyor ki sabri'yi sevmeyen galatasarayı sevmiyor.
3- bir teknik direktörü eleştirmek, onun başarısızlığını istemek demek değildir. misal, x yazarı hamza hamzaoğlu'nu eleştirir. fakat hamza'yı eleştirmek, onun başarızlığını istemek değildir. takımını seven her taraftar gibi takımının başarılı olması için ne gerektiğine inanıyorsa onu paylaşır. misal, "hamza hoca galatasaray kalibresinde değil" veya "hamza'nın yaptığı değişikliklerle 4. yıldız hayal" yazan bir x yazarı, eğer hamza hoca ile 4. yıldız alınırsa veya ne bileyim haftaya hamza hocanın değişiklikleri ile bir maç dönerse senin kadar sevinecektir. hatta onu haksız çıkardığı için bir de helal olsun çekecektir. ama ne oluyor, galatasaray maçı çevirince "bu gol hamza hocayı eleştirenlere girsin" "siz atıp tutmaya devam edin hamza hepinize sokacak o yıldızı" gibi salak salak entariler yağıyor.
işte azıcık kullansa, bunları yazmayacak. ama yazıyor. neden? çünkü kullanmıyor. kullanmayınca ne oluyor? sanıyor ki hamza'yı eleştirenler onun kötülüğünü istiyor. sanıyor ki galatasaray yenilince hamza'yı eleştirenlere gün doğacak, onu eleştirenler bayram edecek.
işin sonu hep o beyni kullanmaya gidiyor. azıcık kullanalım. birbirimizi kırmayalım. ne demiş ünlü bir abimiz;
beyin bedava.
eyyorlamam bu kadar.
beyin var ya beyin. onu kullanın. inanın çok farklı hissedeceksiniz.
1- bir oyuncuyu eleştirmek için ondan nefret etmek gerekmez. misal, x yazarı burak yılmaz'ı eleştirir. fakat aynı zamanda onu çok sevebilir. x yazarına göre burak yılmaz'ın eksikleri vardır. ve bunu paylaşır. ama gol atınca ilk o ayağa kalkar. sonra buraya bir bakarsın entariler havada uçuyor "zaaaa bu gol burak'ı eleştirenlere girsin" "hobaaa burak reyiz ona sallayanlara salladı" "oleey demiştim size siz salaksınız burak'ı eleştirdiğiniz için"
işte azıcık kullansa, bunları yazmayacak. ama yazıyor. neden? çünkü kullanmıyor. kullanmayınca ne oluyor? burak yılmaz'ı eleştirenler burak oynayınca topa vuramasın , galatasaray gol atamasın istiyor sanıyor.
2- bir oyuncuyu eleştirmek için elinde ondan daha iyisi olmak zorunda değildir. misal, x yazarı sabri sarıoğlu'nu eleştirir. fakat sabri'yi eleştirmek için elinde dani alves olması gerekmez. x yazarı, sabri'yi galatasaray kalibresinde görmüyordur. bak sen görüyor olabilirsin. ama o görmüyordur. görmek zorunda mı? görmüyor işte. x yazarı bunun üstüne düşüncesini yazıp, sabri'yi beğenmediğini söylüyor. sonra bir bakıyorsun entariler akıyor "elimizde dani alves'mi var" "eboue oynarken hep yatıyordu" "tarık mı oynasın" "veysel'i de gördük"
işte azıcık kullansa, bunları yazmayacak. ama yazıyor. neden? çünkü kullanmıyor. kullanmayınca ne oluyor? sanıyor ki sabri'yi eleştirmek için yasak çünkü elimizdeki en iyisi o. sanıyor ki, herkes kendisi gibi sabri'yi sevmek zorunda. sanıyor ki sabri'yi sevmeyen galatasarayı sevmiyor.
3- bir teknik direktörü eleştirmek, onun başarısızlığını istemek demek değildir. misal, x yazarı hamza hamzaoğlu'nu eleştirir. fakat hamza'yı eleştirmek, onun başarızlığını istemek değildir. takımını seven her taraftar gibi takımının başarılı olması için ne gerektiğine inanıyorsa onu paylaşır. misal, "hamza hoca galatasaray kalibresinde değil" veya "hamza'nın yaptığı değişikliklerle 4. yıldız hayal" yazan bir x yazarı, eğer hamza hoca ile 4. yıldız alınırsa veya ne bileyim haftaya hamza hocanın değişiklikleri ile bir maç dönerse senin kadar sevinecektir. hatta onu haksız çıkardığı için bir de helal olsun çekecektir. ama ne oluyor, galatasaray maçı çevirince "bu gol hamza hocayı eleştirenlere girsin" "siz atıp tutmaya devam edin hamza hepinize sokacak o yıldızı" gibi salak salak entariler yağıyor.
işte azıcık kullansa, bunları yazmayacak. ama yazıyor. neden? çünkü kullanmıyor. kullanmayınca ne oluyor? sanıyor ki hamza'yı eleştirenler onun kötülüğünü istiyor. sanıyor ki galatasaray yenilince hamza'yı eleştirenlere gün doğacak, onu eleştirenler bayram edecek.
işin sonu hep o beyni kullanmaya gidiyor. azıcık kullanalım. birbirimizi kırmayalım. ne demiş ünlü bir abimiz;
beyin bedava.
eyyorlamam bu kadar.