• 36391
    herkesin bir takım tutma şekli var, bazı insan maç izlerken kalp krizi geçircek kadar tutuyo bir diğeri sadece maç sonucuna bakacak kadar. 34 yaşındayım rüya sezonlarda gördüm kabus sezonlarda, benim takım tutma anlayışım çocuğummuş gibi tutarım galatasarayı, her koşulda desteklerim 'sen bunu yapamazsın, senden olmaz' demek yerine 'denemekten korkma 3 kez yapamazsın 5 kez yapamazsın ama sonra yaparsın' derim. bana göre taraftarda bir babadır futbolcu ve teknik direktör için. sen oğluna her kalkıştığı iş için, her başarısız olduğu konu için 'senden olmaz' dersen o çocuktan olmaz beyler. günün sonunda 'ben olmaz dedim olmadı' diyip kendini haklı çıkartırsın ama sen olmaz dediğin için olmadı birazda, sen 'olur' demeyi denemedin 'sen arkandayım her konuda, tek başına olduramazsan birlikte oldururuz' demedin güven veren baba olmadın abi sen güven kıran baba oldun. bu iklimdem başarı çıkmaz, avrupada istikrar çıkmaz 10 senede bir yaşadığın çeyrek finallere iç geçirme çıkar bu iklimden yalnızca. bugün okan gider yarın mehmet isimler önemli değil ama asla kimlik gelmez. çok merak ediyorum okanı gönderip kimi alacağız yerine. size bir şirkettem teklif geliyo 'gel kardeşim beni 5 yılda bu çıtaya çek ben arkamdayım hedef için gerekeni yapacağım' diyor ama bakıyosunuz şirketin 20 yıllık geçmişinde hiç istikrar yok. sizin yerinize 2 yıl yerelde çok iyi markalaşmış adamı 3 ayda yemişler şirkette bir güven ve huzur ortamı yok. soruyorum size siz o şirkete gider misiniz. gittiniz huzurla kafanız rahat çalışır mısınız. biz hocamızın arkasında 3 ay durmadık. bu taraftar seninle diyemedik biz, samimi olamadık. başarı 1-2 yılda gelen bir şey olsaydı eğer, avrupada istikrar hemen sağlansaydı eğer city yıllarca beklemezdi şampiyonlar ligi kazanmak için. ben bugünde yarın derbilerde ezilse bile, lige erken havlu atsa bile hocamın yanındayım çünkü benim nazarımda desteklenmeyi ve bu krediyi hak ediyor şu an. ben hep başarı demiyorum bu hayal çünkü. takımda bir doymuşluk bir geriye gitme var ama toplayanda hocam bozanda hocam ben toplayacağına inanmak istiyorum ve güveniyorum hocama bu takım için şu an en ideal hoca okan buruk benim için. umarım hocam kendi ve takım performansını yükseltir ve benim yüzümü kara çıkartmaz aksi olursada canı sağ olsun yaşattığı güzel iki sezon için minnettarım. şampiyonlar liginde gurur duyulacak oyunları için minnetarım.
  • 36393
    izlemeye bir süre ara vereceğim takım. bunu başarısız olduğu için değil, izlerken sinir krizi geçirttiği için yapacağım. şu oyunla eskaza young boys'u geçsen ne olacak?

    sorumluluk alan hiç kimse yok takimda. oyun kurmak eziyet gibi. topu alan elini açıp nerdesiniz aq dercesine serzenişte bulunuyor. üst üste dikine paslaşma yok. bir plan yok.

    müthiş yorucu bir sezon bizi bekliyor. izleyecek arkadaşlara sabır diliyorum.

    okan hocamın kendi kendini bu noktaya getirmesini de hayretle karşılıyorum.

    transferler fiyasko, takım boyu kısacık, tempo yerlerde, savunma zayıf, hücum sıfır.

    yönetim kötü, teknik ekip "formsuz".

    bir takimda hiçbir şey mi iyi olmaz?

    dönem dönem olmuyor işte. o dönemdeyiz.

    hakkımızda hayırlısı.
  • 36394
    2025 mayısında şampiyon olmak için önünde hiç bir engel olmayan takım. ancak bunun için hocasının inadını bırakması lazım. sahanın en büyük bölgesi olan ortasahayı her maç 2 kişiyle tutamazsınız. bir süre işlemiş olabilir planınız ancak siz kazandıkça rakipler size çözüm üretmeye başlıyor. oyunumuz da çözülmüş durumda.

    okan hocanın, artan eleştiriler sonrasında inadı bırakacağını düşünüyorum. ancak o koltukta, kişilerin inatlarını sergileyebilecekleri bir koltuk değil, olmamalı.

    bu sebeple de 2025 yazıyla birlikte yeni bir hocayla yola devam etmemiz gerektiğini düşünüyorum. avrupa fâtihi değiliz evet ama bu bütçeye sahip bir takım avrupa’da olmalı, şampiyonlar liginde olmalı ve orada bir karakter sergilemeli.

    sözün özü okan buruk’la birlikte 2022 yazında başlayan yükseliş dönemi ağustos 2024 itibariyle sona ermiştir.
  • 36395
    en başta okan buruk olmak üzere takımın kangren olan yerlerine neşter vurulmadığı sürece bu rezil oyun ve skorlar gelmeye devam edecek. sırasıyla tek tek tüm takımı kaybedeceğiz ama hala vakit kaybediyoruz.

    bjkden 5 yiyoruz, young boys'a eleniyoruz, tesisi olmayan takımları güç bela son dakika şans golüyle yeniyoruz ama keyfimiz paşada yok. bu gevşeklik transfer dönemini kaçırmamıza neden oluyor. adam kafayı yakmış zaten başka dünyada yaşıyor adana maçından sonra okan'ı göndersen ne gidecek oyuncuya, ne de teknik direktöre zaman kalıyor. ne bekleniyor anlamış değilim. 3 hafta sonra bir 5 de fenerden yiyelim diye herkes ölü taklidi yapıyor.
  • 36396
    bu sezon şampiyonlukta favori olmayan takımdır.
    iki sezondur içerideki maçlarda deplasman maçlarına oranla çok daha fazla zorlanıyoruz çünkü set oyunu oynayamıyoruz daha doğrusu okan buruk bunu beceremiyor. iki sezondur içeride 1-2 tane patlama yaptığımız maç haricinde ıkına ıkına maç kazanıyoruz, 23 sezonunda şampiyonluk maçında ümraniye’ye yeniliyorduk penaltı ve icardi ile çevirdik. geçen sezon ligden düşüceği ikinci yarı belli olan istanbulspor’a benzer şekilde kaza bela yendik. maçların yüzde sekseni bu şekilde heyecan yaratarak geçmekte. bizden daha düşük seviyeli ama kompakt avrupa’lı takımlara daha beterini yaşıyoruz. bu sefer pozisyon dahi zor buluyoruz. geçen sene zalgiris, olimpia, molde,copenhagen,prag bu sene young boys. şu 6 maçın çoğunu kazanmamıza rağmen bir tane rahat rahat izlediğimiz maç yok. en sonunda çekirge zıplamadı işte o yüzden bu sezon ligde de benzer bir durumu yaşayacağız. içeride saçma sapan puan kayıpları yapacağız çünkü takımlar iyice şerbetlendiler bize karşı.
  • 36397
    futbol koşmayan mücadele etmeyen oyuncularla oynanmaz. futbol fiziksiz oyuncularla oynanmaz eğer prime barcelona değilsen. ki onlar bile şampiyonlar liginde chelsea gibi fizikli takımlara karşı baya zorlanmıştı. futbol orta sahasız oynanmaz. futbol günümüzde en fazla 1 tane icardi, mertens, ziyech kaldırır, fazlasında rezil olursun iyi bir takıma karşı.

    okan hoca ve yönetim akıl tutulması içerisindeler. abi herkesin gördüğünü nasıl göremiyorsunuz? nasıl?

    nasıl transferler bunlar? ya fiziksiz ya koşmayan adamlara milyonlarca euro veriyorsunuz ve rezil oluyoruz. gidin fizikli koşan güçlü oyuncular alın. zaten yetenekli ayaklarımız yeterince var. çok mu zor abi fransa liginden bir sert orta saha ve bek bulmak? eminim 5-6 milyon euroya bulurdunuz.

    güzel takımı mahvettiniz. en başta buna izin veren okan hoca, sonra yönetim.

    sisteme hiç girmiyorum bile. takımı orta sahasız oynatan okan hocaya ne söylesek az kalıyor.
  • 36398
    mühendis kimdir? mühendis, sorunun ne olduğundan çok çözümün ne olduğunu bilmesi gereken insandır.

    galatasaray futbol takımının bir mühendislik sorunu var evet ama bugünkü sorunumuz biraz da doktorluk gerektiriyor. hem teşhisi hem de tedaviyi, hem sebebi hem de sonucu doğru anlamak gerekiyor.

    okan buruk bu platformda da pek çok kez yönetime kalkan olmakla şuçlandı. ben standart, “yönetimimiz çalışıyor” ya da “takımıma güveniyorum” vs açıklamaların kalkan olma ile ilişkisini de tam çözemiyorum. bunlar beylik cümleler ve biraz da takım yönetimiyle, kamuoyu yönetimiyle ilgili hususlar.
    dursun özbek ve yönetimine yönelik tepki haklı, doğru ama bütün meseleyi orada görmek de bizi doğru teşhisten uzaklaştırıyor. dursun özbek’e yönelik her açıdan, her an, kimi zaman hakarete varan eleştiriler ve tepkiler de aslında okan buruk’a kalkan olmuyor mu bazen.

    geçen sezon kasımpaşa deplasmanını hatırlayın. adanademirspor ve alanyaspor maçlarının ilk yarılarını, karagümrük maçını düşünün. normalde 2-0, 3-0 geriye düşeceğimiz maçlar, rakiplerin bireysel yeteneksizliğiyle, galatasaray’ın bireysel kalitesinin buluşma noktasında çözüldü.

    galatasaray yönetim yapısı ile ilgili başkan ile ilgili saatlerce konuşabiliriz. bu yönetilememe halinin takıma yansımaları, motivasyon ve iletişim problemlerinin etkileri hakkında düşünebiliriz. bu konulardaki haklılık, ısrarla aynı hatayı yaparak farklı sonuç bekleyen bir takım yönetimini ak-la-maz.
  • 36399
    bana göre bir değil, birden fazla problemleri olandır.

    1. takımda mental bir yorgunluk var. 2 senedir ittirilen bir fenerbahçeyle mücadele etmek zorundalar ve artık bıktılar, çok fazla yoruldular. kaçan yorulur, kovalayan ise devamlı diri kalır. kaldı ki, ittirilmeler kaldığı yerden bu sezon da devam ediyor.
    2. maaşlarda dengesizlik var, zaha denen adam yattığı yerden yıllık 4.3 milyon para kazanıyor. antremanlarda terlemeyen oliveira 2.7 milyon. kerem aktürkoğlu 1 milyon bile kazanmıyor. kerem bunu sorun yapıyor demiyorum ama bunlar insan. bu konular kesinlikle konuşuluyordur.
    3. yeni yönetimle, yani timur erdensiz yönetimle okan buruk anlaşmazlığı, buna transferler de dahil

    bunlar diğer etkenler.

    sportif açıdan değerlendirecek olursak:

    1. 30 yaş civarı ve üstü çok futbolcusu var
    2. takımın boyu kısa
    3. orta sahada fizikli adam yok, her maç eziliyor

    bu etkenler birleştiğinde sahada ne yaptığını bilmeyen ruhsuz ve hedefsiz futbolcuların oluşan bir takım izliyorsun.
  • 36401
    orta sahası uzay boşluğu gibi ve teknik adamı orayı problem olarak görmüyor. bu alanı telafi etmek için beklerinin defansif meziyetleri, kademe becerileri yüksek ve orta saha özellikli ve defans hattının da sürekli oyun içine giren, üst düzeyde isimlerden kurulu olması gerekir. şimdi bize bakalım, kader maçımız olan young boys mücadelesinde sağ bekte sağ bek olmayan barış, solda sol bek olduğu tartışmalı olan köhn, geride topla ilişkisi kötü ve ağır bir nelsson yanında yine orijin bölgesi defans olmayan ve ağır bir oyuncu olan kaan var. bu tür dizilimle ve oyuncu profillerinde istersen ön tarafa mbappe'yi at, sonuç değişmez. ha biz bu noktalara bugün gelmedik. onu da koca yaz "takım çok iyi" diye gezinen yönetim ve teknik ekip düşünsün. buyursunlar buradan toparlasınlar takımı. gerçi bu kafayla zor zira hala "takım geç ritim tutuyor", "geçen sene bu oyuncular manchester'ı yendi" masalı söyleniyor.
  • 36402
    ikili mücadele kazanabilen futbolcu sayısını arttırmazsa kayıp bir sezon yaşayacak olan takımdır. ziyech gibi çelimsiz, kuvvetsiz bir adamın ancak son 15 dakika süre bulması, köhn'ün ancak yedek olabilmesi gerekir. kalan günlerde yeni transfer yapılmadığı bir denklemde orta sahada kaan veya berkan'ın aldığı süreler arttırılmalı. kanatları barış ve kerem olmalıdır.
  • 36403
    okan hocayı takımı yeterince eleştirdik. hepimiz eleştirilerimizde haklıyız. ama bu saatten sonra artık takımı da hocayı da desteklemeliyiz. okan hocayla 3. senemiz ilk geldiği sene ekim ayında 2. senemizde manchester maçlarıyla ritmimiz bulmuştuk. yine aynısının olacağını düşünüyorum. o yüzden sürekli negatif basmakta çok mantıklı değil. ligin başında ve avrupa ligindeyiz ve hedeflerimizden kopmadık. ayrıca alınan 3 transferi de şuan oynatabilmemiz herhalde galatasaray tarihi için çok önemli bir olay. son olarak yönetim konusuna hiç girmek istemiyorum çünkü onlar seçildikleri günden beri ne iletişimi, ne takımın haklarını korumayı ne de süreci yönetmeyi becerebildiler. bugün istifa etselerde birşey farketmez çünkü yok hükmündeler.
  • 36404
    sezon bittiğinde inşallah zaniolo geri döner.
    bir tane fizikle sağ bek ve 6 numara alırız demiştim.
    zani geri dönmedi, üstüne sağ bek ve orta saha da fizikli değil.
    bir hoca oynatmak istediği oyunun zıttı oyuncular alır mı?
    davinson ve barış’ın yanına en az 3-4 tane daha fizikli adam koymamız gerekiyordu.
    bu kadar akıl tutulmasını ben anlamıyorum.
  • 36406
    mayıs-ağustos ayları arasında taraftarına iki büyük travma yaşatmış takımdır.

    bunlardan birincisi (bkz: 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı), bir diğeri ise (bkz: 27 ağustos 2024 galatasaray young boys maçı). bu maçlar hem prestij, hem manevi hem de maddi olarak zarar verici nitelikteydi. tüm bunların ötesinde ise galatasaray'ın inşa etmeye çalıştığı ''winner'' kültürüne zarar verici sonuçları da oldu.

    galatasaray tarihinde bu denli yıkıcı ve aradan yıllar geçse de unutulmayan maçlar olmuştur. bu sonuçları kimi zaman güçlü teknik direktörler zamanında almıış, kimi zamansa bir türlü istikrar sağlayamadığımız kadrolarla yaşamıştık. güçlü teknik direktörler döneminde alınan bu hasar verici sonuçlar bir şekilde telafi edildiği için ilk başlarda duyulan acı zaman içerisinde yerini ''başarıya giden yolda çekilen çileye'' bıraktı. örnek (bkz: 12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı) alınan sonuçla hepimizi sevinçten havaya uçururken, (bkz: 22 nisan 2012 galatasaray fenerbahçe maçı) bizleri derin üzüntülerin içerisine sevk etmişti. diyorum ya; bir ay bile olmadan bu maç telafi edilmişti çünkü hatalarımızdan ders çıkarmıştık ve oynadığımız bir final maçıydı, bu minvalde herkes üzerine düşeni yapmıştı.

    tekrar dönelim ilk kırılma maçımıza. bütün bir sezon kafa kafaya yarıştığın rakibinle, ligin bitimine bir hafta kala kendi sahanda maça çıkıyor, beraberliğin seni şampiyon yaptığı ortamda güç ve gövde gösterisi yapman gereken yerde istediğini alamıyor ve tüm kutlama planlarını boşa çıkartıyorsan bu durum müthiş bir itibar kaybını da beraberinde getirir. belki bu sonuç sezonun ortasında alınsa ve sezon sonu şampiyon olunsa üzerinde durulmayan, yalnızca üzüntü veren bir mağlubiyet olarak anılacaktı lakin durum pek de öyle olmadı ve kazanma kültürleri, başardıkları ve ''yıldız'' olmaları ön plana çıkartılarak kurulan bu takım gerekli reaksiyonu veremediği için; belki de yalnızca bir hafta kutlayıp sonrasında yeni sezon planlamasına odaklanılacak yerde tüm yazı paraşütlerde şampiyonluk kupasını gezdirerek bu mağlubiyetten daha çok şampiyonluğa önem verdiğimizi kanıtlama ihtiyacıyla geçirdik.

    bunlar tüm sezon saha içinde güçlü bir oyuna sahip olamamanın, sezon içerisindeki tatminkar maç sayısının az olmasının ve kuvvetli bir reaksiyon verememenin sonucuydu. ''galatasaray final niteliğinde maça çıkıyorsa mutlaka kazanır'' düşüncesine vurulan müthiş bir darbe olarak görmek lazım bunu. zaten rakibin ve rakip taraftarların bu beklenmeyen galibiyetin büyüsüne girmesi de biraz bundandı. kendi emeğimiz ve çabamızla inşa ettiğimiz bir kazanımı bu şekilde, basit bir biçimde zayıflatmak bize hiç yakışmadı. aslında gereken dersler çıkarılıp doğru bir kadro planlamasıyla ''sadeleşmeye'' gidilseydi yukarıda örnekleri verilen karşılaşmalardan sonra yola devam eden galatasaray'ı tekrar görebilirdik lakin biz bununla yetinmedik ve hata üstüne hata yapmaya devam ettik. süper kupa finali, yerini şampiyonlar ligi'nden elenmeye bıraktı ve bu da az önce söylemiş olduğum ''kazanan'' kimliğine vurulan müthiş bir darbe oldu. kendi sahamızda, bizden çok net daha zayıf bir rakibe karşı o veya bu nedenle reaksiyon veremeden alınan sonuç geçmişten günümüze getirmek için uğraştığımız, bugünden geleceğe de aktarmak istediğimiz bu manifestoya zarar veriyor.

    kadrolar güçlendirilir, teknik direktörler gider, başkanlar değişir ancak asıl önemli olan şey kurumsal bazda oluşturulan kültürü devam ettirebilmek ve kuşaktan kuşağa aktarabilmektir. en kötü dönemlerden birinde, teknik direktörlük tecrübesi sınırlı bir yabancı antrenörle ezeli rakibini kupa finalinde yenmeyi sağlayan yegane şey bu düsturdur (bkz: 26 mayıs 2016 galatasaray fenerbahçe maçı). korkum ve kaygım o dur ki; yapılan yanlış hamleler ve her şeyi sıradanlaştırma, normalleştirme çabalarıyla bu kimliğimize hasar vermeyelim. zira her şeyi toparlarız, her şeyin üstesinden geliriz ancak bunu kaybedersek bizi güçlü kılan en önemli hazinemizi kaybetmiş oluruz.
  • 36407
    hiç futboldan anlamayan biri olarak haftasonu oturup rastgele 3 tane 90 dakika maç izleseniz, toplam 270 dakika sonunda şu an dünyada oynanan futbola dair kafanıza oluşan ilk fikir şu olacaktır; fiziksel mücadele. sağ bekinden, forvetine kadar fiziksel olarak mücadele edemeyecek oyuncularla başarı gelmez. bu takımın da en büyük sorunu fiziksel olarak zayıf oyunculardan kurulu olmasıdır. bu oyuncular zaman zaman motivasyonla, zaman zaman ekstra efor sarfederek başarılı olmuştur. geçen sene yapmış olmaları bu sene de yapacakları anlamına gelmiyor. öyle olsa zaten şampiyon olan takımlar kadrosunu bozmaz her sene şampiyon olur. yok mu öyle her sene şampiyon olanlar? var 1-2 tane, onlar da zaten bizim gibi değil, hali hazırda fiziksel olarak güçlü oyunculardan kurulduğu için o şekilde de devam ediyorlar. 1-2 ekleme yapıp yollarına bakıyorlar.

    şimdi okan buruk istifa etmeli mi? yüzde yüz. edecek de. ama bugün ama bu hafta ama 1 ay sonra. bu takımla ilerleme şansı yok çünkü. okan buruk gidince her şey düzelecek mi? yüzde yüz hayır çünkü kurduğu kadro yetersiz. düzelmeyecek ama en azından günümüz futbolunda neyin başarı getirdiğini bilen birini getirme şansımız olacak. ona göre transfer yapmasını umacağız ve önümüzdeki seneye bakacağız. gelen de yapamıyorsa onu yollayacağız. bu sene bitti zaten artık, bu takımın artık başarılı olma şansı yok. fiziksel olarak zaten bitik durumdaydık, mental olarak da 27 ağustos 2024 galatasaray young boys maçıyla bittik.

    bugün ülkede korkunç bir ekonomik darboğaz var. herkes şikayetçi. iktidar partisine oy veren de şikayetçi. adama soruyorsun e oy verme o zaman niye veriyorsun diyorsun; bunlar gitse sanki her şey düzelecek mi diyor. okan buruk mevzusu da böyle bir şey. evet mevcut iktidar bugün bıraksa, her şey güllük gülistanlık olacak mı? hayır ama yeniden güçlenmenin yolu açılacak. belki 1 sene sürecek belki 5 sene sürecek. belki bunların yerine gelenler de yapamayacak, başkaları gelsin denilecek. bu iş böyledir, böyle olmalıdır. yapamayan gitmelidir, yapanı bulana kadar da denemeye devam edilmelidir.
  • 36408
    mevcut taktik anlayıșı ile kadıköy deplasmanında da rezil olacak takımdır. bize bunları yașatanlar ise hata benim diyip gezecek. kimse önlem almayacak. biz de hala tartıșırız oyuncu grubu kötü diye.

    bakın buraya yazıyorum adana demir maçından sonra 3-4 gün izin verecekler yine takıma. aklım almıyor. bir anda teknik adamın anlayıșı büyük maçlarda 180 derece nasıl değișir anlamıyorum.
  • 36409
    sir ancelotti: kompakt bir takıma sahip olmamız gerekiyor ve bunun için forvet ve defans oyuncularının çalışması önemli. forvet baskı yapar ve savunma çıkmazsa kompakt bir takım olmaz. aynı şey savunmanın düşmesi ve forvetin düşmemesi durumunda da olur. bu bireysel bir sorun değil, takımın genel sorunu.
    bu kadar basit işte. galatasaray'ın futbol takımının takım boyu çok uzadı maalesef. ayrıca önde oynayan ziyech ve kerem aktürkoğlu'nun baskısı sahte. hele aktürkoğlu bazı sekanslarda takımdan çok kopuk. defans hattımızdaki merkez oyuncularımızın da atletizmi düşük olunca kendilerine güvenemiyor, orta saha çizgisine kadar çıkamıyorlar. bu kopukluk topu kazanma süremizi uzattığı gibi, zaten az temaslı oyunumuzu daha da zorlaştırıyor. bu açıklık fiziken yetersiz olan torreira ve sara'ya daha çok yük bindiriyor. bunlar sadece savunmadaki sorunlarımız. hücumdaki sorunlarımız çok daha büyük tabi. ama ilk çözülmesi gereken takım savunması.
  • 36410
    hayvan gibi kadrosu olan takım.

    hiç transfer mransfer demeyin. kadro korundu, üstüne takıma 3 tane transfer yapıldı. geçen yılki seviyenin üstüne çıkmayı geçtim, geçen yılki seviye dahi korunamadı.

    bireysel olarak değerlendirirsek her bir oyuncu önceki sezonundan daha kötü. yaz kampı bomboş geçirildi. teknik taktik olarak oyununda zerre iyileştirme yapılmadı. ezbere ilk 11 ve 4-2-3-1'le devam ediyoruz.

    galatasaray'ın önemli yatırımlar yaptığı oyuncuların üzeri tek kalemde çiziliyor. zaha, oliveira, yusuf demir, köhn. bu kervana muhtemelen bir kaç ay içinde jelert ve sara da katılır.

    takımın ne transfere, ne oyuncu göndermeye ihtiyacı var. takımın tek ihtiyacı var o da yaz kampını çöpe atacak, şampiyonlar ligi elemelerine hazırlanmak yerine partilemeyecek adam gibi teknik ekip. okan hocayı başından beri çok savundum ama artık hoca güç ve ego zehirlenmesi yaşıyor. takıma katacak bir şeyi yok.

    yönetimin ise değinmeye dahi layık olmadığını düşünüyorum.
  • 36411
    29 ağustos itibariyle jaouen hadjam dedikoduları çıkan takımım.

    rakipte bir oyuncuyu beğenmek, etkilenmek çok doğal. ki bu da bir nevi scoutingdir, her sene 40 maça çıksanız, 20 farklı takımla oynadınız diyelim, 220 oyuncu izliyorsunuz. iki kere oynadığınız takımlardaki futbolcular karşınıza iki kere çıkıyor. yedekleri v.s. derken bir sürü futbolcu izleyebiliyorsunuz.

    mesela dönelim geçtiğimiz seneye, ladislav krejci bence etkileyici bir futbolcuydu, girona ile beş büyük lige giriş yaptı. girona da geçtiğimiz sezonun flaş ekibiydi. krejci'yi tabii ki profesyonel seviyede bilmek için size karşı oynamasına gerek yok da krejci'yi görüp etkilenmek normal. hadjam'ı görüp etkilenmek normal. zalgiris maçında bize karşı fena oynamayan mathias oyewusi vardı misal. etkilenirsin, okey. ama bakıyoruz saçma sapan bir örüntü var, ya bize rakip olan oyuncuların ismi çıkıyor ya da bir menajerlik şirketinin/menajerin önerilerini alıyoruz.

    gabriel sara'nın bile menajeri talisca'nın menajeriyle aynı. ben sara'nın izlenip beğenildiği ihtimalindense, talisca'nın tanıdık menajerine veya onu tanıyan samimi olduğumuz içli dışlı bir menajere alo dendiğine daha çok inanıyorum. dahası, bizim çok gerçeklikten kopuk bir oyunumuz var. biz 50 metre eni, yetmiş metre boyu olan kocaman bir bölgeyi iki adama emanet etmek istiyoruz. yok, olmaz. süper lig'de hıttırıspor'a karşı evet boey'in insanüstü çabasıyla, torreira ile v.s. yaparsın bunu ama orada da sayısız geçiş yersin, rakip atamaz. avrupa'da maaşı düşük, parlamak isteyen, ısıran, becerikli adamlar seni paramparça eder, gönderir.

    hadjam'mış. ne yapacak hadjam? hoca beki içeri kırmıyor. hoca bekine geride dur demiyor toplu çıkışta 3. oyuncu ol demiyor. hadjam gitti ileri 10 tane orta kesti, hadi oldu ya onu da isabetli oldu, üçünden de gol çıkarttık. sen yine sürüyle geçiş yiyip rezil olacaksın. becerikli takım atıp gönderecek.

    ileride pres istiyormuşuz. ileride presi üç tane basan, iki tane pas arasını bekleyen ve top geçerse basacak, iki tane de alan tutan adamla öyle güzel yaparsın ki aklın şaşar. hayır bir de presi ziyech ile yapacağına seni ikna eden şeyi çok merak ediyorum. tutmuyor, istenenler, söylenenler, yapılanlar tutmuyor.

    yönetime kızıyorum, çünkü beceriksizler.
    hocaya kızıyorum, elinde sürüyle üçlü orta saha oyuncusu var eyüp aydın'dan kerem demirbay'a kadar. kusura bakmayın eyüp aydın sandro lauper kadar hazırlanabilirdi bu maça. hocaya yine kızıyorum, iki şampiyonluğu varken beceriksizleri yakmıyor. hocaya bir de saha içi için kızıyorum çünkü kocaman alanı iki kişiyle tutabileceğine inanıyor. bayern münih'e sahayı dar etmişiz. kim çıktı gruptan? bayern mi, galatasaray mı? kopenhag kimin üzerinde bitirdi grubu?

    hadjam'ı geçin, 45 dakika gvardiol ile oynamamız gerekiyordu dün bizim o geçişleri yemememiz için. bakın theo hernandez ile çıksaydık da o geçişleri yiyip koskoca merkezi iki kişiyle savunduğumuz için perişan olacaktık.

    şu futbolu oynamak istiyorsak, jelert'in kariyerini bitirip yatırımı çöp etmek istemiyorsak öncelikle o sol beke bir tane gvardiol, lucas hernandez, kiwior profili bulunacak. hermoso deniyor, 3 milyona ikna edilip birkaç tane yüksek maaşlı adam gönderiliyorsa avrupa liginde de işimizi görür. o top iki kişinin önünde tek merkezle veya 1.5 merkezle çık-ma-ya-cak. çıkamaz. sağ beki gönderip, sol beki tutacaksın. sağ bekin tutulacak nitelikte değil, o ileri gidecek. bir de elinde sara gibi koşturan adamın varsa kaan-torreira-sara, berkan-torreira-sara, eyüp-torreira-sara, kerem-torreira-sara, taylan-torreira-sara bir tanesini seçip maça çıkacaksın.

    ben dahi değilim, ben sadece 15 senedir maç izliyorum, düzenli olarak top oynuyorum. aşağıdaki 11'e ben mertens yazmazdım ancak hadi hocanın 4-2-3-1 tutkusunu gözeterek bir kadro yazıyorum. ben çok iyi bir teknik direktör olamayabilirim çünkü futbolcuların saygı duyacağı bir arkaplanım yok, iletişim becerilerimi ve ego yönetimimi hiç test etmedim. bilmiyorum. ama futbolu bildiğimi düşünüyorum. hocayı da anlamaya çalışarak mertens'i yazıyorum. hermoso profili bir sol bek bulamadık diyelim, oraya apo yazıp merkeze nelsson yazabilirsiniz.

    https://gss.gs/YDK.png
    şu on birin avrupa'da kafa kafaya dövüşemeyeceği az takım olacağına inanıyorum. profillere bakalım. savunmada atlet var, ayağı düzgün geçiş savunmacısı var, sigortam diyebileceğiniz cesur savunmacı var. merkezde presçi var, alan kapatan var, pas arası yapabilecek çabuk adam var, ileride presi başlatacak forvet var, ona yardımcı olacak iki presçi var. iki kenardan bir kanatla, bir bekle oyun genişletebiliyorsunuz. demiyorum ki bu on bir mükemmel ve kusursuz. ancak allah aşkına soruyorum, futbolun doğrularına bu on bir mi daha çok yanıt veriyor, 27 ağustos 2024 galatasaray young boys maçına çıkan takımımız mı?

    bakın eldekilerle o maça muslera - berkan - metehan - nelsson - jelert - torreira - kaan - sara - barış - mertens - icardi ile çıkmak bile futbolun doğrularına daha çok yanıt verirdi. eldekilerle iyi kötü bir şey oynamaya çalışırdık. anlam veremiyorum olanlara.

    ziyech çözsün bu maçı. pres yapmayacak. yapmayacak yani. olmayacak.
    icardi istediği kadar derine gelip faydalı olsun. tüm maç bunu yaparsa hangi güçle ileride iş bitirecek?
    iki hücumcu bekle nereye gidip, nereye döneceksin?
  • 36412
    young boys maçından önce de, hazırlık maçlarından beri de gördüğüm eksikleri ve gelişim noktalarını yazdığımdan dolayı içim rahat. maçtan sonra da sinir ve hışımla pişman olabileceğim şeyler yazmamak adına keskin entryler girmemeye çalıştım. bu sayede açıkçası sinirim azaldı ve tekrar takımla ilgili bir şeyler karalamaya hazır duruma geldim.

    öncelikle taraftarda oyuna dair heyecan kalmadı. transfer döneminde yönetimin berbat iletişimi ve kimsenin takım adına yararlı işler yapılacağına dair inancının ve güveninin olmaması bu olumsuz durumu oluşturdu. taraftarı tekrar heyecanlandıracak oyuncu illa süperstar olmalıymış gibi bir hava esmesine de gerek yok. ama artık genç oyunculara süre verilmesi gerekiyor. takımda dinamizm yok. altyapıdaki yetenekli oyuncuları söndürüp süründürmekten vazgeçmek lazım. şampiyonlar ligi zaten gitti. artık mevkisi olmasa bile garanti ve tecrübeli oyuncu oynatma hevesinden vazgeçilmesi gerekiyor.

    -metehan, ali turap bülbül, efe akman, eyüp aydın, yusuf demir şans verilmesi gereken oyuncular.
    -takımdaki bütün orta sahalar gençler dahil 4-3-3 orta sahası. kesinlikle üçlü orta sahaya dönülmeli.
    -fizik olarak illa uzun boya ve kalıba gerek yok ancak dayanıklı, yere sağlam basan, ikili mücadelede rakiple mücadeleden vazgeçmeyen, dinamik adamlar oynamalı.
    -son yaptığı utanç verici hareketi düşünmeden söylüyorum, şu anki futbol oyun kuralları kalecinin kaptan olmasına izin vermemekte. takımın hakkını yedirmeyecek, ağırlığı olan bir kaptan lazım takıma. muslera her çıktığında hakem sarıyı verip gönderiyor. zorlamanın manası yok.

    bana kalsa şu anki form durumlarını düşünerek ve puan kaybını da göze alarak adana demir maçına şu 11'le çıkarım. yedekten sokacağım oyuncular da oyunun durumuna göre parantezdekiler olur.

    ---------------------------muslera---------------------------
    ali turap---------nelsson--------metehan------jelert(köhn)
    -------------------(c)kaan ayhan (efe akman)--------------
    ------g.sara(kerem demirbay)-----torreira(berkan)-------
    b.alper(yusuf demir)----------------kerem a. (batshuayi)
    --------------------------icardi-------------------------------

    ben açıkçası böyle bir kadroyla heyecanlanıyorum. şöyle hareketli bir kadroda herkesten verim alınır. izlemesi zevkli olur. ziyech, zaha, abdülkerim, davinson, mertens, eyüp aydın, gökdeniz hatta kalırsa oliveira ve bence kalması gereken taylan gibi oyuncular da sakatlık ve form durumlarına göre zamanla takıma girer çıkarlar.

    biraz cesaret, biraz heyecan, biraz kaos hepimizi tekrar harekete geçirecek, takımla bağımızı güçlendirecektir.
  • 36413
    sol stoper için çalışmalar var. belli ki sol bek de değişiyor. bunların hepsini anlarım. doğru karar.

    lâkin şu takıma bir tane fizikli orta saha alınmıyorsa vay hâlimize. böyle bir sorunu sadece taraftarlar mı görüyor.

    sara’yı ortada yalnız bırakıp sağa sola lucas’ı koşturmayı ne zaman bırakacağız? bunun sağlıklı olmadığını ne zaman anlayacağız.

    on numara oynatmak istesek bile mertens nasıl her maçı çıkaracak? böyle bir şey mümkün olabilir mi?

    çözüm belli. ya lucas’ı ortada bırakıp sağında sara solunda fizikli bir 8 numara olacak ya da sara - lucas ikilisinin arkasına sağlam bir altı numara alacağız. bunun dışında yapılacak her transfer eksik bırakacaktır takımı.
  • 36414
    mevcut oyun planında iki kenar bekinin genetik olarak anormal olması gerekiyor.

    savunmanın kendi arasında yaptığı 5-10 saniyelik hazırlık pası sırasında olur da top kanat oyuncularına ulaşırsa diye, hücum genişliği sağlama açısından bekin konumlandığı yerden 20-30m ileriye çıkması gerekir, bu süre içerisinde genelde top genelde kaybedildiğinden bek oynayacak arkadaşların tam hızda geri dönüp(üç aşağı beş yukarı en iyi ihtimalle 50-60m depar) , sakin kalıp, rakibe yetişip, hatta fiziksel olarak ayakta kalması ve düello kazanması beklenmekte. üstüne hücumda top ayaklarına gelirse adam geçmesi bekleniyor. üstelik bir kere iki kere değil, 90dk boyunca.

    scout ekibine şimdiden geçmiş olsun, umarım sağlık ekibinden de yardım alırlar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın