• 19226
    çok dar kadrosu olup takviye alması gereken takım.

    kalede cedric carrasso ve eray işcan'ın sözleşmeleri bitiyor. açık konuşmak gerekirse yedek kaleci kavramını oldum olası çok önemsemedim ki önemsesem de eray'dan iyi yedek bile olmaz. carrasso da yabancı kontenjanından yiyor. ikisiyle de yollar ayrılsın ve altyapıdan 1, 2 kişi yedeğe alınsın; olsun bitsin. fernando muslera sakatlanmasın diye dua eder dururuz sonra tabii ama şu anda da o durumdayız zaten. belki süper lig tecrübesi olan yerli bir kaleci alınabilir ucuza bulunursa; 3. kaleci de altyapıdan işte.

    out: eray işcan ve cedric carrasso.
    in: ismail çipe * ve biraz süper lig tecrübesi olan bir kalecinin transferi ya da bir alt yapı kalecisi daha

    defansın sağında sıkıntımız yok. tarık çamdal'ın bile 1 yıllık sözleşmesi kalmış, kurtuluyoruz. parası neyse sözleşmeyi feshetmek lazım aslında; boşa sinirlerimizi bozmaz en azından. kimse de almaz onu. luis pedro cavanda'yı belki satabiliriz, ondan da kurtulmalıyız; kiralıktan dönüyormuş. sol bekte yuto nagatomo'nun bonservisi alınmalı. kwadwo asamoah'dan beklentimi kestim. lionel carole de geri dönüyor ama son dönem performansı gerçekten felaketti. para ediyorsa satılıp bir yerli yedek sol bek bulunabilirse alınabilir. yoksa artık carole de yedeği götürür. stoperde ise bolluğumuz var yine. koray günter ve hakan balta'nın sözleşmeleri bitiyor. hakan'a artık teşekkür edilip yollanmalı. koray'dan da pek bir şey olmaz büyük ihtimalle. ahmet yılmaz çalık ve ozan muhammed kabak yedeklerimiz olurken serdar aziz de as oyuncumuz olur. fatih terim'in oyun yapısında maicon pereira roque'nin iyi oynayabileceğini düşünmediğimden muhtemelen satılacağını hissediyorum. jason denayer de bir yıl daha kiralanır veya satın alınabilir.

    out: koray günter *, hakan balta, luis pedro cavanda, tarık çamdal, lionel carole *, maicon, iasmin latovlevici *
    in: yerli sol bek yedeği *, j. denayer, yuto nagatomo

    buraya kadar maicon anca para eder, o da ederse. haliyle bu kadar değişiklik olmaz da yapılabildiği kadar. eldeki gereksiz oyunculardan kurtularak aslında ciddi bir maaş yükünden kurtulacağız, artımız o olacak. ffp yüzünden maaş sınırı gelirse buradan kazandığımız maaş kotası eksik olan orta saha ve ileri uç için harcanabilir.

    orta alanda ryan donk ile sözleşme yenilenmeli, yedek olarak son derece iyi bir oyuncu olabilir. fernando francisco reges de ilk 11 oyuncumuz olarak kalır. hoca selçuk inan'ı bırakmayacağından takımda kalacaktır ki kadroda tecrübeli bir yerli oyuncunu olması da artıdır bana kalırsa. ancak mümkün mertebe yedeğin yedeği olmalıdır ve maaşı düşürülmelidir * tolga ciğerci satılmalıdır ve yerine iyi bir 8 numara alınmalıdır. yedek olarak da ayrıca bir 8 numara alınmalıdır ki bu musa çağıran olabilir mesela. muhtemelen younes belhanda da satılacak. satma şansı bulunursa açıkçası terim'in kal diyeceğini sanmıyorum.

    out: tolga ciğerci, belhanda *
    in: iyi bir 8 numara, bir 8 numara yedeği, iyi bir 10 numara *, bir 10 numara yedeği.

    ileri uçta ise sofiane feghouli ve sinan gümüş aslı yedekli bir kanadı doldururlar. eren derdiyok satılabilir ve yerine daha hareketli bir forvet alınabilir ki bafetimbi gomis adam gibi yedeklensin, gerektiğinde çift forvete döndüğümüzde de takım sırıtmasın. yasin öztekin ile sözleşme yenilenmemeli dememe gerek yok herhalde. gelelim sol kanada, garry mendese rodrigues...

    out: yasin öztekin, garry mendes rodrigues *, eren derdiyok *
    in: yedek forvet, iyi bir sol kanat *, yedek sol kanat.

    görüldüğü üzere orta alan ve ofans hattında elde para edecek bir garry var ki o satılmazsa orta alandaki boşluğu nasıl doldururuz bilmiyorum. o satılırsa da onun kadar iyi oynayan bir oyuncu bulabilir miyiz o da muamma. tam bir ikilem. ffp'nin cezaları net belli oldu mu bilmiyorum ama şu sattığın kadar al maddesi gerçek olursa istenilen seviyede bir kadro kurulamayabilir.

    ütopik istekler oldu, çok fazla giden gelen var. muhtemelen isteklerimin yarısı gerçekleşmez * bakalım nasıl bir kadro kuracağız ben de çok merak ediyorum.
  • 19227
    2017-2018 sezonunu şampiyon tamamlayarak oyuncuları ile beraber topluca level atlayan takımımız.

    oyuncu profili martin linnes gibi genç-orta yaş başarıya aç ve gomis-feghouli gibi kariyerli fakat kupası olmayan oyuncularla dolu olan takımdı ve 21. şampiyonlukla beraber her oyuncu kendisine çok şey kattı ve büyük takım oyuncusu oldu artık birçoğu.

    2018-2019 sezonunda bazı takviyelerle bize yine unutulmaz anılar yaşatması muhtemel takımdır ayrıca. bu sene yine nice zaferlere.
  • 19228
    17-18 futbol sezonunda çok iyi bir deplasman karnesi olmamasına rağmen, hatta iki farklı öne geçtiği maçlarda ya skor avantajını kaybedip, ya da sonunda kazansa bile maç içinde çok zorlanarak şampiyon olduğu gerçeği unutulmaması gereken takımdır. hedefi önce avrupada istikar olup, bu hedef doğrultusunda doğru adımlar atarken de ligi domine edebilecek potansiyeli genlerinde vardır. 17-18 sezonunda bence abartılmayacak bir on bir ve saha kenarından oyuncu müdahalesi imkansızlığı da bu yaşanan zorlukların ana faktörü olsa da, 18-19 sezonunda maç kazandıracak iki oyuncu transferine ihtiyacı vardır.
  • 19230
    en az iki tane sağlam takviye yapılması gereken futbol takımımız. özellikle bir 8 numara ve bir forvet takviyesi şart, tabi bunları denayer ve nagatomunun önümüzdeki sezon bizimle beraber olacağını düşünerek yazıyorum aksi takdirde bir stoper ve çok iyi bir sol bek ihtiyacımız doğacak. fatih hoca olmasaydı ligin ikinci yarısındaki ndiayenin satışından kaynaklanan orta saha eksikliğini öyle bir hissedecektik ki muhtemelen ligi 4.bitirecektik ve şu maddi durumda bizim için yıkım olurdu, şimdi elimiz kuvvetli bir şekilde transfer sezonuna giriyoruz inşallah uefadan büyük bir ceza gelmez seneye çok daha iyi bir kadroyla layık olduğumuz şampiyonlar liginin tozunu attırırız.
  • 19231
    17-18 sezonunda iç sahada rakibi boğan takım.

    peki arenada oynadığımız ve deplasmanda oynadığımız futbol arasında ki farka sebep olan şeyler neydi ?
    bana kalırsa kadromuzda ki çirkef oyuncu (bkz: felipe melo) eksikliği bunda en büyük etken. türkiye'de hele ki böyle bir sezonda yani tüpçüsü, tinercisi, siyasisi hepsi bizimle tersken, tetikçi hakemlerle uğraşırken sahada olması gereken tepkiyi hiç bir deplasmanda veremedik. arenada taraftar baskısı yeterli oldu ancak deplasmanlarda dediğim gibi psikolojik baskı kurabilecek oyuncu grubumuz yok bırakın grubu öyle bir oyuncumuz dahi yok. oyuncularımızın çoğu gayet efendi, pisliğe bulaşmadan toplarını oynadılar sezon boyu tabi ki bu durumdan memnunum ama türkiye liginde bu tarz psikolojik baskıyla hakemi rakibi ve rakip taraftarı etki altına alabilecek oyuncu şart.

    ikinci sebebe gelirsek dar rotasyon
    zaten ilk 9 haftada 1 deplasman beraberliğimiz var o da yazın sıcakta insan üstü şartlarda oynanan antalya maçı. ama daha sonrasında hem rotasyon yapamadığımızdan oyuncularımız yorgundu hem de o yorgunlukları bertaraf edecek ve itici güç olacak taraftarımız yoktu deplasmanlarda.
  • 19232
    2018-2019 sezonu için şu şekilde bir kadro planlamasına sahip olması gereken takım: (kadrolarda yıldızlı olanlar yeni transferler, x'ler transfer gereken yerler, (y)'ler yabancı futbolcular)

    kadro 1:

    --------------------- gomis ----------------------

    garry---------------x (y)-----------------feghouli

    ---------------x (y)------fernando---------------

    nagatomo *------serdar-----x (y)--------mariano

    ---------------------muslera----------------------

    kadro 2:

    ----------------------- x --------------------------

    mor *-------------emre akbaba *------------sinan

    ----------- nuri şahin * ----------donk-------------

    carole------ahmet ç.------denayer*---------linnes

    ---------------------- x (t) ------------------------

    satılacaklar: belhanda, maicon, eren, ciğerci

    # ideal bir kadro yapısına sahip olmak istiyorsak bir şekilde bu isimleri yollamamız gerekiyor. hem maaş açığı hem de bonservis gelirleriyle bir bütçe açılacak öncelikle. bir taraftan da sözleşmesi biten oyuncuların açacağı maaş bütçesi var.

    # bence takımımızın en ihtiyaç duyduğu ve en önemli hamle belhanda'nın gidip, yerine ilk 11'e alacağımız 8 ve 10 numaralar (çift forvet düşünülüyorsa 10 yerine forvet). çünkü bu kısım bizim futbolumuzu oynatacak bölge. belhanda'nın futbol anlamında bizi kısıtladığını düşünüyorum. takımın yapıtaşlarından olacak bu iki isimden en az biri çok kaliteli ve tartışılmaz olmalı. şayet olursa, müthiş futbol bizi bekler. . diğeri de makul bir ücret karşılığı yine onbir oynayabilecek kalitede genç bir isim olabilir. (misal adı geçen adrien thomasson gibi)

    # stoper önem sırasında 2 yi alıyor. maicon satılabiliyorsa ne ala, fakat satılamıyor ise rotasyonda kullanmak zorundayız diye düşünüyorum. aynen bu sezon gibi.

    # yedek sol bek için şu şartlarda, yabancı sınırı açısından carole lüks duruyor. 14. yabancı "ideal" evrende carole olmamalı. fakat yedek sol bek almak önem olarak en sonda bence. carole'ün gidip kimsenin gelmemesi de bir seçenek. linnes solu da yedekliyor. bir şekilde yer yer denayer de oynayabilir. burası en son düşünülecek kısım gibi...

    # nuri şahin: yedek 8 numaranız nuri ise siz kaliteli bir takımsınız demektir. yedek olma sebebi ise sakatlık geçmişi. beni düşündüren kısım nuri'nin dortmund'tan 3 mn euro kazanması... nuri olmazsa bir şekilde yine selçuk diyip akbaba'yı 8 rotasyonunda kullanmalıyız.

    # akbaba-mor: mutlak alınıp rotasyona katılmalı. serdar gürler, muğdat falan hikaye. rotasyon'da emre mor ve emre akbaba'nız varsa siz kaliteli bir takımsınızdır.

    # yedek forvet: hayaller yabancı genç topla arası iyi bir scout transferi. carole yollanıp böyle bir transfer yapılabilir. fakat, gerçekten katkı yapabilecek gomis'i zorlayabilecek bir isim olmalı. yoksa yine tüm sezon gomis'in ayağına bakarız. hayal genç olsa da, bonservissiz gözümüz kapalı forveti teslim edebileceğimiz bir isim de olabilir.

    # bütçe sıkıntısı yaşanacak olursa garry satılabilir. yeri en az onun kalitesinde bir isim ile doldurulabilir.

    # kalan 6 kişiyi de fatih hocam istediği gibi doldursun :) altyapı, bonservissiz, selçuk,... yardırabilir.

    # fm kafası ile yazılmış gibi olsa da olması gereken budur. seneye şampiyonlar ligine gidiyoruz, şampiyonlar ligi geliri yanında yine arzu edilen kulüp kategorisine girdiğimizi düşünüyorum. bunda fatih terim etkisi de çok önemli. birçok yerli yabancı futbolcu fatih terim ile şampiyonlar ligine gitmek ister. zamanında sneijder'i transfer ettiğimizde elimizdeki en büyük koz "proje" idi. şimdiki "hayal"den farklı değil yani. her sene takım mı yenileyelim diye de sorulabilir fakat geçen sene takımın yenilenmiş hali ile takımda eli yüzü düzgün 14-15 kişi vardı yoktu. ne yazık ki o enkazı bu senede mümkün olduğunca yenilemek durumundayız. yazdığımın çok ütopik olduğunu da düşünmüyorum açıkçası. olması gereken bu.

    # geçen sezon* öncesi kendimce bir "ütopik onbir" yapmışım. ona denk geldim: (bkz: #2220020)
    şaka maka hayalimdeki onbir bir şekilde kurulmuş. * bu sene de neden olmasın?
  • 19233
    donk, denayer ve nagatomo'nun kaldığını varsayarak, 1 adet 8 numara alındığı takdirde ligin en iyi 11'ine sahip olduğumuzu belirtmek isterim. yeni kurulmuş bir kadroya göre gayet iyi sezon geçirip şampiyon olduk. takım daha tecrübeli ve özgüveni yüksek hale geldi. yapmamız gereken as kadroyu koruyup, rotasyon için transfer yapmak.(bkz: 2017-2018 sezonu)
    (bkz: 2018-2019 transfer sezonu)
  • 19234
    geçen sezon 40 milyon euro'luk transfer yapmış ve şampiyon olmuş olan takım. bu sezona da muhtemelen ''sattığın kadar al'' cezası ile başlayacak.

    yine de taraftarımız 2018-2019 transfer sezonunda football manager tarzında kadro revizyonları kurguluyor. bir gün bakıyorum 7 milyon euro'ya okay yokuşlu'yu alıyorlar, öbür gün 8 milyon euro'ya emre akbaba'yı. herkesin kendince haklı argümanları olsa da bu istekler ütopik. gomis + rodrigues satıp emre + okay alarak anca güçsüzleşirsin. başka satacak oyuncun da yok kadroda. eren derdiyok, luis pedro cavanda, tolga ciğerci gibi adamları pazarlamak zorundasın.

    dolayısıyla öncelikle kiralık transferler, bonservissiz transferler ve kadromuzdaki para kazandırabilecek oyuncular odaklı konuşsak daha yerinde olur sanki. bonservisle transfer yapmak tamamen ütopya şu an için.
  • 19236
    öncelikle göndererek başlamak lazım. kadroyu ferahlatmak gerek.
    rodriges, belanda gibi oyunculara ciddi talip varsa satabiliyorsak satmak lazım
    sonra kiralık, bonservissiz oyunculara odaklanmak lazım
    son yaşı fazla olmayan ama büyük liglerde yedek kalan bize geldiğinde etki edebilecek düşük bonservisli oyunculara bakmak lazım.
    türkiye liginden bonservisle oyuncu almak bence imkansız. akbaba, okay, deniz türü hepsine en az 5'den başlar. bizim öyle bir bütçemiz yok.
  • 19237
    18/19 kadro planlaması oldukça önemli olan takımdır. uefa'nın regülasyonu ne olacak, bilemiyoruz? ancak sanırım "sattığın kadar al" yaptırımı olmayacak. en azından bu sezon için. mustafa cengiz bunu ima etmişti. maaş sınırı gibi bir durum olabilir. 55 milyon € konuşuluyordu bir ara maaş sınırı olarak. 4 yıllık regülasyonun 2. yılından itibaren kar etme zorunluluğu gelecek gibi.

    bu bağlamda önümüzdeki sezon için kuracağımız kadronun bizi 4-5 yıl götürmesi lazım. her sene 1-2 ufak takviye ile devam edebilmeliyiz.

    şimdi kadromuzdaki yabancılara bakalım öncelikle:

    muslera - bir aksilik olmazsa 5 sene daha oynar
    maicon - 5 sene götürmesi zor. ama 3 sene rahat oynar.
    mariano - 2-3 sene rahat oynar.
    linnes - 5 sene oynar
    fernando - 5 sene zor ama 3 sene oynar.
    donk - 2 sene belki
    belhanda - 3 sene oynar.
    garry - 3 sene oynar
    feghouli - 3 sene oynar
    gomis - 2 sene maksimum oynar

    bunun yanı sıra seneye de kadromuzda olması muhtemel oyuncularımıza bakalım:

    nagatomo - 3 sene oynar. adam makine gibi.
    denayer - 5 sene rahat oynar.

    12 tane yabancı oyuncumuz var bu bağlamda. dönecekleri saymıyorum. cavanda ve carole gider yine kiralık filan. carasso ve latovlevici de gidecek zaten.

    yani hiçbir oyuncumuz gitmese 2 tane daha yabancı oyuncu transferi hakkımız var.

    şimdi de yerli oyuncularımıza bakalım:

    eray - duracak, belli.
    serdar - 5 sene oynar.
    ahmet - bu sene bile zor.
    tarık - yorum yapmayacağım.
    tolga - bu sene gider bence.
    selçuk - gitmez. kalsa da işe yaramaz.
    yasin - yolcudur abbas.
    sinan - 5 sene oynar.
    eren - 2 sene daha oynar.

    işte sıkıntı burada. 2 yıl daha kadromuzda düşünebileceğimiz 2-3 yerli oyuncumuz var. buraya uzun vadeli takviyeler şart. en azından 3 sene oynatabileceğimiz oyuncular almalıyız.

    sonuçta bu sezon 6-7 tane transfer yapmalıyız. garry, belhanda ve maicon benim gözümde gidebilecek oyuncular. bunlar giderse bunların yerine de adam alınması gerekecek. belki de sadece garry gider. bilemiyorum. ama sadece garry'nin gitmesi durumunda transfer politikamız şu şekilde ilerleyebilir:

    shaqiri (kiralık)- jonathan bamba
    adrien thomasson - asamoah
    emre mor (kiralık)
    emre akbaba
    nuri şahin
    umut bozok - abel hernandez
    yerli kaleci

    böylece şu şekilde bir kadroya sahip olabiliriz.

    muslera
    yerli kaleci
    eray

    maicon
    serdar
    denayer
    ahmet

    mariano
    nagatomo
    linnes

    fernando
    thomasson - asamoah
    donk
    nuri
    emre akbaba
    selçuk

    feghouli
    shaqiri - bamba
    emre mor
    sinan

    gomis
    umut - abel hernandez
    eren

    bu kadrodan belhanda ve eren feda edilebilir. maicon giderse onun yerine de 1 tane stoper almak gerekir.

    ------------------------------------muslera---------------------------------------

    ----mariano--------------maicon---------------serdar-----------------japon----

    ------------------------------------fernando--------------------------------------

    ------------------------thomasson------------nuri--------------------------------

    ----shaqiri---------------------------gomis---------------------------feghouli----

    yerli kaleci
    denayer
    linnes
    emre akbaba
    selçuk
    emre mor
    sinan
    hernandez - umut
  • 19241
    şu aşamada, hangi oyuncunun gelip gideceğinden çok fatih terim hocamızın 2018/19 sezonu nezdinde nasıl bir oyun kurguladığı üzerine konuşmak daha cazip gibi geliyor bana. gelen oyuncularla birlikte tahminler güçlenir veya zayıflar, giden oyuncularla ise yerine alınabilecek oyuncular konuşulmaya başlanabilir. falan filan.

    fatih terim’in belirli bir oyun felsefesi vardır. geçmişinden ve tecrübelerinden güç alır. hücumu ön planda tutan, topun olduğu yerin pozisyon olduğu, beklerin oyuna etkin ve efektif olarak (bu oyun kurmaya katılım, orta sahayı destekleme, gol veya asist olarak düşünülebilir) katıldığı, presin sahanın hemen her yerinde uygulandığı (gegen pressing diyorlar ya, fatih terim'in bam-bam-bam'ı işte) bir oyun anlayışı. bu oyun anlayışı, hocanın ta teknik direktörlüğe başladığı zamandan beridir süregelir. onun oyununda orta sahalar neredeyse hiç statik olmamıştır. bekler sürekli oyundadır. stoperler orta sahaya yakınlaşır, defans hattı ileride kurulur, bu yüzden stoperin hızlı, çevik ve yıpratıcı olanlarını sever. vesaire vesaire.

    içimizdeki ukte bam bam bam 4-4-2’si olsa da, fatih terim’in gelinen şu aşamada hem gözlem hem söylem olarak 4-3-3 dizilişinin bir varyasyonunu kullanacağını düşünüyorum. bazı yorumcular 2 forvetli sisteme dönebileceğinden veya forvet arkasıyla oynayabileceğinden bahsediyor ama ben pek ihtimal vermiyorum. bunu da şuna bağlıyorlar. 2017/18 sezonunda, elinde ikinci bir forvet yoktu o yüzden ikili forvet oynatamadı, diyenler oluyor. ya da belhanda’dan yeterince verim alamadığında feghouli’yi forvet arkasında oynattı, eğer elinde malzeme olursa (hagi, wesley vs) 10 numaralı bir sisteme dönebilir, diyenler de oluyor.

    benim gözlemim 4-3-3 olarak sahaya simetrik yayıldığımız bir oyun düzeni üzerine oluyor. günümüz futbolunda, özellikle kendine eş güçte veya bir tık üst seviye takımlara karşı orta sahayı bırakamazsınız. eski nizam 10 numaralar veya daha 9,5 denilen 10 numaralarla bunu başaramazsınız. eğer elinizde, hagi veya wesley varsa durum değişebilir. şimdinin takımları, bu oyuncuları ileri üçlüde değerlendirme taraftarı. elinde ne kadar yetenekli oyuncu olursa olsun, orta sahayı rakibe kaptırdığınızda bir anlamı kalmıyor çünkü.

    başarılı olan neredeyse her avrupa takımı -istisnalar dışında- bir şekilde 4-3-3 diziliminin bir varyasyonunu oynuyor.

    (bkz: manchester city)
    (bkz: bayern munich)
    (bkz: liverpool)
    (bkz: real madrid)
    (bkz: barcelona)

    bu takımların oyuncu tercihleri dolayısıyla farklı farklı oyun kurgularını tercih ettikleri pekala söylenebilir.

    4-2-3-1 diziliminin de aslında, 4-3-3’ün 6, 8, 10 numara tabir edilen oyuncularla oynanan bir varyasyonu olduğunu düşünebiliriz. ya da 4-4-2’nin günümüz futbolunda 6, 8 ve 9,5 numaralarla oynanan başka bir varyasyon olduğunu da söyleyebiliriz. fakat her iki durumda da orta sahayı rakibe vermeniz oldukça muhtemel. bu yüzden, eski nizam 10 numaraları ve 9,5 numaraları orta saha üçlüsünün bir parçası değil de, hücum üçlüsünün bir parçası yapmak daha makbul görülebilir. en azından benim görüşüm bu yönde. elinizde üst düzey oyuncular olacaksa durum değişebilir tabii.

    bence fatih terim, orta sahayı kesinlikle savaşmadan vermeyecek isimlerden kuracaktır. bunu da orta üçlüde bir 6 numara ve iki 8 numara kullanarak yapmak isteyecektir. sekiz numaralardan biri merkezileşmiş bir eski nizam 10 numara olursa ne âlâ. efektif işleri ise ileri üçlüye bırakacak gibi geliyor bana. dediğim gibi üst düzey orta sahalar varsa elinizde işler değişiyor.

    biraz merkezileşmeden bahsedeyim burada.

    gelişen futbol, modern futbol, endüstileşme ve küreselleşme yolundaki futbolda, futbolcuların evrilme ve evrim evresinden de bahsedilebilir.

    günümüz futbolunun merkezinde, orta saha oyuncuları var. belki futbol sahasının en geniş kısmını oluşturduklarından, belki de sahanın tam ortasında birleştirici köprü vaziyetinde olduklarından.

    önceden, orta saha oyuncuları üç kisveden oluşuyordu: ön liberolar, merkez orta sahalar ve 10 numaralar. sanırım hepimiz bu oyuncu gruplarından futbol severlerin hangi meziyetlere sahip olması gerektiğini biliyordur. kısaca üzerinden geçelim:
    ön liberolar, daha mücadeleci, daha defansif meziyetlere sahip oyunculardan oluşur.
    10 numaralar, daha efetif, daha skorer, daha kreatif meziyetleri olan oyunculardan oluşur.
    merkez orta sahalar da, her ikisinden biraz biraz yapan oyunculardan oluşur.

    bu aslında, siyasi görüşlere benzer. sözgelimi, önliberolara sağ görüşü atfedersek, 10 numaralar sol görüş, merkez orta sahalar da merkez görüşe atfedilebilir. aynı şekilde, merkez orta sahalar da kendi içinde savunma tarafları baskın olanlar için merkez sağ ya da hücum olarak bakarsak merkez sol olarak görülebilir.

    peki ne oluyor? günümüz bilgi, küreselleşme ve iletişim çağının dünyasında, görüşler merkezileşmeye başlıyor. “ben aslında sağcıyım ama solun şu görüşüne karşı değilim,” söylemine sahip kimseler daha fazla ortaya çıkıyor. yani, gün geçtikçe fikirler merkezileşiyor.

    aynı şey, futbol için de geçerli. “ben aslında 10 numarayım ama biraz savunma da yapabilirim,” gibi. mesela, eski nizam 10 numaralar artık neredeyse yoklar. bir evrilme ve evrim sürecindeler. futbol gelişiyor ya, futbolcular da artık gelişmeye mecbur. buna en güzel örnekden biri, james rodriguez... bayern munih’e transfer olmadan önce, neredeyse tanımı ve meziyetleri gereği eski nizam 10 numaralara güzel bir örnekti ve real madrid’de pek şans bulamıyordu. bayern münih’e transfer olduktan sonra özellike jupp heynckes ile birlikte bir evrilme ve gelişme söz konusu oldu. aynı şekilde, kevin de bruyne’ü, luca modric’i, toni kroos’u, isco’yu falan filan örnek gösterebiliriz. bu futbolcular oyunlarını az ya da çok merkezileştirmeyi başardı.

    peki ya, önliberolar? onlar da artık merkezileşiyor. eski nizam önliberolar yavaş yavaş piyasadan çekiliyor. özellikle gelişmiş, yani başarılı olan/olmuş kulüplerde bu çoktan gerçekleşti diyebiliriz. gelişmekte olan yani, parası olup oldukça başarılı olan büyük kulüplere kafa tutan kulüplere baktığımızda bu trendin yayılmaya başladığını görebiliriz. gelgelim, önliberoların seyri hızla sürerken, bu takımlarda halihazırda 10 numaralar konusunda yavaş bir seyir söz konusu.

    neden? doğrusu, iyi bir merkez orta saha oyuncusu ellerinde tutmaları çok güç. 10 numaradan evrilen bir merkez orta saha oyuncusu ile önliberodan evrilen merkez orta saha oyuncuları arasında bariz bir yetenek farkı var. hepimiz meşhur sözü biliriz: “savunma oyuncusuna hücumu öğretmek zordur, hücum oyuncusuna savunma yapmayı öğretmek görece daha kolaydır.”

    biraz daha ileriye gidelim. aşırı sağcı olarak gösterebileceğimiz stoperler de önliberolaşmaya başlıyorlar. forvetler 10 numaralaşmaya, kanatlar forvetleşmeye veya orta sahalaşmaya, bek oyuncuları kanatlaşmaya veya orta sahalaşmaya, kaleciler liberolaşmaya başlıyor. otoriteleşme atıl kalmaya başlıyor. işte dananın kuyruğu da burada kopuyor. bu türden oyuncuların sayısı çok az. ve büyük takımlar, bu tür oyuncuları kaçırmıyor. dolayısıyla, gelişmekte olan takımların gelişimleri yavaşlamaya başlıyor. gelişiyor ama gelişiminde azalma söz konusu.

    işte tam burada dünya gündeminden bahsedelim. özellikle avrupa ve amerika’da, genel itibariyle dünyanın diğer gelişmekte olan ülkelerinde milliyetçi söylemdeki artış trendi malum. seçimlerde, milliyetçi, muhafazakar veya sağ görüşlü partilerin daha alıcısı var. biri ardına diğeri seçimlerden galip ayrılıyor. bunun nedenlerini şimdi tartışmayacağım. yeri de değil.

    ama futbolla benzerliğine değineceğim. futbolda durum şu: mesela kaleciler... ayağı düzgün bir kaleci arıyorsunuz ve buluyorsunuz ama kaleci asli görevinde yani kalesini savunmakta aynı derecede iyi değil. oyuna katılan stoperler buluyorsunuz ama atakları savuşturma da ehil değil. diğer bölgeler için de aynı şey geçerli. işte trendin değişim gösterdiği yer de burası. önce asli görevini çok iyi yapsın. stoper ise önce top bizde kalsın demesin, atağı bertaraf etsin sonra bir şekilde topu geri kazanırız, düsturu önem kazanıyor.

    büyük kulüplerin merkezileşme raconu devam edecek ya da eski nizama geri dönüş oldukça sınırlı kalacak gibi duruyor. merkezileşmenin tamamen durması mümkün değil. diğer kulüpler içinse aynı şey geçerli değil. bazı takımlarda keskin bir eski nizama geri dönüş görebiliriz. bu şuna bağlanabilir. büyük kulüplerle onların çöplüğünde yarışmak pek mümkün değil. o zaman, başka bir şey denenmesi gerekiyor. bu da şimdilik, bir işi çok iyi yapan oyunculara yönelmekle bir çözüme ulaştırılabilir gibi. yani otoriteleşme yolu... bir konuda master yapan oyunculara yönelim...

    şunu yapar, bunu yapar, onu da yapar denilen oyunculara değil de, “peki neyi çok iyi yapar?” sorusunun cevabı aranıyor. şöyle düşünün bir forvet oyuncusu alacaksınız. çok iyi bitirsin, gerisi önemli değil. buna müteakip, kanat oyuncularınızı, forvetime çok iyi top getirsin gerisine karışmasın. 10 numara, gol yapsın, asist yapsın, oyunu kursun, gerisine karışmasın, bir şekilde idare ederiz. stoper, top geçsin adam geçmesin, oyunu kurmasına gerek yok, orta sahaya versin yeter. vesaire vesaire.

    neyse, uzun oldu. konuyu da dağıttık. geçiyorum.

    2017/18 yaz transfer sezonunda aslında, bu yönde bir transfer harekatı yapmıştık ve açıkçası meyvelerini yedik. fernando – badou – belhanda üçlüsü modern kere modern bir orta saha üçlüsü. ne kadar verim verdiklerinden bağımsız, oyuncu profillerinden bahsediyorum. mesela badou’nun gittiği fernando’nun sakat olduğu dönemde, kullandığımız donk – selçuk – belhanda üçlüsü değildi. yine verimden bahsetmiyorum. verimsiz olduğu da söylenebilir. çünkü, belhanda’nın yerine birçok maçta feghouli’yi bile gördük. sonrasında gelen donk – fernando – belhanda üçlüsü ise verim aldığımız ama yine modern olmayan bir üçlüydü. anlayış moderndi gerçi. fernando’yu kesin hatlarla belirlenmiş bir 6 numara olarak izlemedik de, daha bir 8 numara olarak izledik. hemen değinelim. belhanda nasıl 10 numaradan merkezileşmiş bir orta saha oyuncusu gibi oynadıysa, fernando da ön liberodan merkezileşmiş bir orta saha oyuncusu gibi oynamaya çalıştı.

    ha burada söyleyeyim bence belhanda modern bir orta saha oyuncusudur. meziyetlerini ve verimliliğini tartışabilirsiniz. ama eski nizam bir 10 numara olmadığı açık. zaten, belhanda’nın gol ve asist sayılarını katlamış, belirli bir düzen oturtmuş ve daha az top kaybıyla oynayan halini bulabilsek, bulursun da alabilsek, bu transfer sezonundan başka bir transfer istemem. talisca ile belhanda’nın gattai ile voltranı oluşturduğu bir oyuncu çünkü o. yapılmışı da var: (bkz: kevin de bruyne)

    burada modern modern diye tutturdum. ama aslında modern yerine trend kelimesini de kullanabilirsiniz. avrupa’nın başarılı kulüplerinin şimdilik kanıksadığı bir şeyden bahsediyorum.

    kadro üzerinden gidersem, bu oyun yapısında feghouli’nin de ayrı bir önemi var. çünkü, 10 numaradan beklediğimizi aslında ileri üçlüde ondan bekliyoruz. profili bu yönde bir çizgi çiziyor. yine ne kadar verimli olduğunu tartışabilirsiniz tabii.

    ben açıkçası oldukça umutluyum. ilk 11’imiz geliştirilebilecek yöneleri olmasına rağmen bence ideal yani trende uygun. sadece 1 orta saha ve 1 forvet takviyesi yapsak bile, gruplardan çıkmamız için herhangi bir sıkıntı görünmüyor. bakın gruptan çıkmaktan bahsediyorum. aynı anda hem ligi hem ligi hem kupayı götürmekten bahsetmiyorum.

    peki şu anki sıkıntılarımız neler?
    1. her ne kadar uefa’dan transfer kısıtı gelmeyeceğini düşünecek kadar romantik bir taraftar da olsam, transfer kısıtı gelebilir. bu yüzden elimizden oyuncu çıkarmamız icap eder. elden kimi veya kimleri çıkaracağız ve yerlerine kimi veya kimleri alacağız?
    2. kadro derinliğini nasıl sağlayacağız?
    3. stoperdeki hem nicelik hem nitelik olarak yetersizliği nasıl gidereceğiz? giderecek miyiz, yoksa bu sene idare ederiz kafasında takılacak mıyız?

    falan filan.

    kendimi çokça tekrar etmiş olabilirim. uzun yazmayı planlamıyordum. affola.
  • 19243
    öncelikli olarak nagatomonun ve denayerin bonservisini alarak orta sahada belhandadan daha etkili bize sneijderi aratmayan bir oyuncu bulmalıyız. şu sıralar sneijder dönüyor haberleri sıkça karşımıza çıkıyor. 1 sene gelip oynasın. şampiyonlar liginde mücadele edeceğiz ve hala daha şl seviyesinde bir 8 numaramız yok.

    gomise gelince, kendisi bu sene şampiyonluğu getiren en önemli isimlerdendir. 29 gol 5 asistle oynamak her baba yiğidin harcı olmadığı gibi, yerine tıpkı gomis gibi bir forvet bulmamız da zor. zaten seneye 3 kulvarda oynayacak olması ve 33 yaşına girecek olması yanına bir forvet takviyesi gerektiriyor. gomis kadar olmasa da erenden daha iyi bir forvet şart.

    kanatlarda eksiğimiz yok diye düşünüyorum. malum feghouli bir yıl boyunca sakat oynamış. uzun bir kamp süreci ona iyi gelecektir. seneye rodrigues ve feghouli ikilisi çok can yakacaktır. bir de trezeguet alınırsa tadından yenmez.

    savunmanın göbeğinde serdar maicon denayer üçlüsü bana pek güven vermiyor. bu takım seneye daha formda ve dinamik olacak. maicon bu konuda biraz ağır kalıyor. ayrıca şl de bu savunmanın içinden geçerler. uygun bulunduğunda bir stoper takviyesi gerekir.
  • 19245
    kesinlikle seneye artık takımda olmaması gerekenler*:
    tarık çamdal
    yasin öztekin
    selçuk inan
    hakan balta
    cédric carrasso
    iasmin latovlevici
    eray işcan

    imkan varsa zarar etmeden gitmesi gerekenler:
    younès belhanda
    sofiane feghouli

    kalsa iyi olurlar:
    jason denayer
    yuto nagatomo
    ryan donk

    ayriyeten süper lig havuzundan galatasaray'a transfer edilebilecek, hem üst düzey hem de ekonomik bir futbolcu yok. bir iki tane var, onlara da vereceğin para ile yurt dışından çok daha iyisini alırsın.
  • 19247
    başında fatih terim varken kimin gelip kimin gideceğini konuşmanın kimseye faydasının olmayacağı, benim içinse kim sahaya çıkıp oynayarsa oynasın sonuna kadar destekleyeceğim takım. burada x ismi kesin gitmeli y isminden sıkıldık artık demenin, bahsedilen futbolcunun takımda kalması durumunda taraftarın kendisine bakış açısının çöp niteliğinde olmasını sağlayabilir. evet belki oyuncu gerçekten vasıfsız da olabilir. ama takımda kalması ile kendisinden en iyi şekilde faydalanmak, kendisini desteklemek gerekecektir. bence bırakalım teknik ekip işini yapsın, biz tavsiye vermek yerine destek olalım. tabiki de bu takımın daha iyi olması için kendimizce fikirlerimiz var fakat taraftar olarak görevimiz fikir vermek değil öncelikli olarak takımı sahiplenip desteklemek bence.
  • 19248
    18-19 sezonu kadro planlamasında en çok zorlanacağımız mesele 7/10'luk adamların takımda fazlaca olması. aklımdan geçenlerin, altta da yazacaklarımın özetini en başta yazayım.

    benim kriterim şampiyonlar ligi. kısa vadede büyük başarılar değil ama önce istikrar. dört sene üst üste gruplardan çıkmaya bile tav olabilirim, keza bunu da kolay gördüğüm anlaşılmasın. fakat bu başarı, idare edecek kadrolar ile olmaz. oyun içinde saman alevi gibi parlamalarla hiç olmaz. deplasmanda kazandığımız kayseri, alanya, akhisar maçlarını hatırlayınca insanı endişeye gark ediyor. deplasmanı geçelim, içeride çok başarılı bir performans sergilesek de büyük maçları alacak bir oyuncuya sene boyunca sahip olmadığımızı düşündüm. başakşehir maçını alan mariano'nun sezonda bir kez atılacak golü ve beşiktaş maçında skor avantajı elde ettiren yine sezonda bir kez kendisinden gördüğümüz fernando'nun golü. asla bu galibiyetleri de, kişisel performansları da küçük görmek, gölgelemek gibi bir niyetim yok. çıkacağımız arenayı hepimiz biliyoruz. haklı bir temkinli duruş...

    hücum hattında maç kazandıracak iki adama ihtiyacımız var. biri belhanda'nın yerine, diğeri kalırsa garry, feghouli'den daha skorer bir kanat oyuncusu. yeri gelmişken belhanda için ayrı bir parantez açalım.

    sene boyunca on numara değil de sekiz numara giyse eleştirilmeyecek gibi saçma sapan bir argümanla savunulup durdu bu arkadaş. yaşadığına elano sendromu diyebiliriz. nereye koysan olmuyor. kendisinin oynayabileceği tek sistem vardır: 4-3-3. skor yükünü çeken üçlü varsa önde, belhanda da arkayı hem süpürür, hem de sıradan bir orta sahadan fazlası olarak katkı verir. ama ikinci bir sistem söyleyemezsin başarılı olabileceği. belhanda galatasaray'a avrupada tek maç kazandıramaz. şampiyon olduğumuz günlerde çıkan transfer haberlerine göre aldığımız bonservis bedeli civarı taliplisi varsa aynı gün gönderilmelidir. kendi tarzında iyi bir futbolcu olduğunu düşünebilirsiniz. ama galatasaray'ın ihtiyacı belhanda tarzı oyuncu değildir.

    aynı şekilde beni hayal kırıklığına uğratan feghouli'nin de gönderilmesi taraftarıydım ama dünya kupasını önemsemeyerek ameliyatını ertelemesi bence değerli bir hadise. sezon başı hazırlık kampını da iyi geçirirse kendisi galatasaray için çok iyi bir yedek de olabilir. o kadar yıllık ücret alıp yedekten girmesi çok cazip gelmeyebilir ama bir taraftar olarak bir sene daha kredisi olduğu kanaatindeyim. belhanda olmaz, feghouli olmaz ise kim olur sorusunun cevabı olarak da ihtiyacımız olan iki isim belli: kagawa ve shaqiri. bu iki ismin yeteneği ve tecrübesi, ekonomik şartlar, maliyet-verim oranı, üstüne bir de yaşlarını kattık mı alabileceğimiz en ideal isimler olduğu kanaatindeyim. bu iki isim olmaz, bu tarzda başka isimler olur; olmak da zorunda.

    bunun yanında asamoah gündemin neresinde bilmiyorum ama nagatomo transferinden bağımsız kendisi mümkünse kadroya katılabilirse, kendi içinde alternatifli güzel bir kadroya sahip oluruz. bu veya bu tarzda üç kritik ismin transferi çok önemli. fatih terim etkisiyle gelen başarı kimseyi aldatmasın. ilk on biri ortalamanın biraz üzerinde bir kadro vardı geride bıraktığımız sezon. gerekli takviyeler yapılmazsa aynı başarıyı tekrarlaması mümkün olmaz.
  • 19249
    skora etki eden oyuncular şu şekildedir;
    bafetimbi gomis(29 gol 5 asist)
    garry rodrigues(9 gol, 10 asist)
    sofiane feghouli(6 gol, 9 asist)
    tolga ciğerci(6 gol)
    maicon(5 gol)
    eren derdiyok(3 gol, 2 asist)
    sinan gümüş(3 gol, 1 asist)
    younes belhanda(3 gol, 8 asist)
    fernando(2 gol)
    mariano(2 gol 6 asist)
    yasin öztekin(3 gol, 2 asist)
    serdar aziz(1 gol, 1 asist)
    iasmin lotevlevici(1 asist)
    martin linnes(2 asist)
    selçuk inan(1 asist)
    ryan donk(1 asist)
    yuto nagotomo(3 asist)
    badou ndiaye(1 gol, 3 asist)
  • 19250
    bu yıl* gerek içinde bulunduğu kaosa(u: östersunds maçları, tudor döneminde yaşanan sıkıntılar, ndiaye'nin gidişi ve o süreçte fernando'nun sakat oluşu, dursun desen başlı başına kaos zaten.. ilk etapta aklıma gelenler) gerekse de türlü ayak oyunlarına rağmen rakiplerine de kıyasla oldukça dar bir kadroyla şampiyon olarak 21. şampiyonluğuna ulaşmış olan takımdır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın