• 24083
    23 şubat 2020 fenerbahçe galatasaray maçı öncesi zorlu center'da kamp yapacak takım.

    --- alıntı ---

    galatasaray teknik direktörü fatih terim, süper lig'in 23. haftasında oynanacak fenerbahçe derbisi için kamp yerini belirledi. terim, derbi için zorlu center'ın içindeki bir oteli tercih etti.

    hürriyet'in haberine göre, 2019'da devre arasında "anlaşıldı ikinci yarı çok zorlu geçecek" diye tweet atan teknik direktör fatih terim, 23 şubat pazar günü oynanacak fenerbahçe-galatasaray derbisi için takımını zorlu center'ın içindeki bir otelde kampa almaya karar verdi.

    https://twitter.com/.../1209530441444790273

    ​cumartesi öğleden sonra florya'da toplanacak sarı-kırmızılılar, tesiste fenerbahçe maçına yönelik son taktik çalışmasını gerçekleştirecek ve akşam zorlu'ya geçip kampa girecek. derbi günü florya-kadıköy arası ulaşım zorluğunu dikkate alan terim, zincirlikuyu'dan trafiğe takılmadan takımı ülker stadı'na götürecek.

    ne olmuştu?

    zorlu center'de türkiye futbol federasyonu (tff) başkanı nihat özdemir, fenerbahçe başkanı ali koç'la yaptığı görüşme, spor yazarı erman toroğlu'nun yazısıyla* ortaya çıkmıştı. galatasaray teknik direktörü fatih terim de, "anlaşıldı; ikinci yarı çok zorlu geçecek" paylaşımıyla, söz konusu görüşmeye göndermede bulunmuştu.

    --- sputnik ---
  • 29776
    hakkında, hatalı bulduğum, bazen 'saçma' olarak nitelendirdiğim, bazen makul olmaktan fersah fersah uzak oluşuyla bana hayatı sorgulatan yorumlar yapılan bu mecradaki herkesin takımı, takımım.

    şimdi yakın geçmişimizin en tartışmalı konusu fatih hoca ve onun üzerinden birçok alt başlıkla ilgili tartışmalar söz konusu. önceden mesela belhanda vardı bugün bu var ve söz konusu böyle büyük bir figür olunca tabii ki bölünme de çok yıkıcı sonuçlara yol açabiliyor. bu girişi yaptım ama yazının devamında girişin vadettiği şekilde bu sorunun temeline yönelik bir şeyler yazma niyetim yok. şimdilik alt başlıklardan birine, hatta onun da belki tek bir hecesine değineceğim. ilerde belki kitabın ismine yani asıl başlığa da değinmeyi denerim ama şimdilik hedefi daha ufak tutup tartışma konusunu daraltma niyetindeyim.

    evet, alt başlığımız bu sene yapılan transferlerin doğruluğu, takımın çöp olup olmaması ; hecemiz ise yaşı ve tecrübesizliğiyle de minnak bir intiba bırakan morutan.

    şimdi mesele morutan'a verilen yaklaşık 4.5 milyon euro. 1 milyona alınsa kimsenin laf etmeyeceğini bildiğimiz gibi 9 milyon verilse herkesin homurdanacağı da aşikar. ama 4.5 net bir hükme ulaşılabilecek bir rakam değil diğerlerine kıyasla. zaten durum böyle olduğu için bu maliyet hakkındaki yorumlar 'becaliye kazık attık' ile 'birileri komisyon yedi' arasında bu kadar esnek bir şekilde gidip gelebiliyor.

    peki bu meseleyi ele alış biçimindeki hata nerde ? ya da hata var mı? hatayı nerde aramak gerekir ? yorumlardaki bu beyazdan siyaha dramatik değişimi makul bir değişim olarak kabul edebilir miyiz ? mesela 'sene başında çok izleme fırsatımız olmadığı için yetenekleri pozitif hissettirdi' diyerek yeterli açıklama yapmış olur muyuz ? neyse cevaplara geçelim.

    bence daha ilk geldiğinde biz nasıl bir oyuncu aldık, neler beklemeliyiz ve ne olduğunda 'tamam artık bu çocuktan olmaz' diyip ne olduğunda sabretmemiz gerektiğinin ayırdında olmamız, süreci sağlıklı bir şekilde ele almamız için elzemdi. bundan sonra da elzem olmaya devam edecek. olayı kavrayışımızda ne kadar büyük kusurlar olursa tepkiler o kadar isabetsiz ve zarar verici olur.

    örnek verelim. mesela yunus. kendisi çöptü, şimdi değil. diagne çöp de oldu kral da. tamam hiçbir zaman gomis gibi kral olmadı ama kendisi hakkındaki fikirler fazlasıyla değişti. bakın gedson bile çöp oldu tabii sonra durumlar değişti. benim düşüncem bu uç fikirlere sahip olan kişilerin yorumlarında hemen hemen istisnasız yanılıyor oldukları yönünde. söyledikleri bazen doğru olabilir ama o doğrular sınavda yanlış işlemler yapıp doğru sonuca ulaşan çocuğun doğruları gibi doğrular. o sebeple doğru kategorisine sokmuyorum.

    peki mesela neden yunus bir gün çöp iken bir gün yollarını gözlediğimiz bir oyuncu olabiliyor. ya da neden morutan bir gün 15 milyon olup diğerinde onu aldıran hocaya hakareti haklı gösterecek kadar kötü bir transfer olarak değerlendirilebiliyor. soru bu. cevap ise gördüğümüz şeyi bütünlüklü olarak değerlendirme yetisindeki eksiklik.

    morutan ilk geldiğinde de, o güzel çalımları attığında, antep maçını o güzel golle aldığında da toyluğunu belli eden bir oyuncuydu. yani o güne dönüp şöyle bir soru soralım ve cevap verelim:

    soru: bu fişek kardeşimiz yarın öbür gün uzunca bir dönem top kayıplarının, hatalı tercihlerinin pozitif aksiyonlarına baskın olduğu maçlar oynayabilir mı ?

    cevap: oynamasa şaşarım.

    bak cevap bu kadar net. çünkü o gün de bu adam toyluğunu belli eden bir sürü hareket yapıyordu ama yanında pozitif işler de vardı (çalımlar, gol ve asistler). peki bunlardan hangisi daha değişken, hangisi daha labil ? evet, pozitif işler. çünkü olgunlaşma zaman ister ve ancak o zaman sonunda eğer eşik gecilirse sonuçları görülür. yani bugün toy olan yarın 30luk topçu gibi oynayamaz. ama o pozitif işler bu maç olur, diğerinde olmaz. bak en iyi golcüyü getir o bile bu pozitif işler olarak tabir ettiğim şeyleri bir dönem yapamayabilir. olmaz bazen, biraz şans biraz o dönemki psikolojik durum, biraz belki takımın gidişatı sebepli oyuncu üstündeki baskı. neyse yani o goller atılmayabilir, belki asistlik paslar gole dönüşmeyebilir. ama oyun olgunluğu çok daha stabil bir görüntü verir size o sebeple bazı oyuncuların sırf sahada oluşları bile hemen hemen istisnasız her maçta çok şey değiştirir formsuz bir dönemde olsalar bile.

    şimdi morutan'da bu olgunluğun zerresi yok. ama o pozitif işleri arada bize gösterecek yetenek fazlasıyla var. yunus'ta yine morutan'da olduğu kadar olmasa da o yetenek var iken bu seneye kadar oyun olgunluğu yine düşüktü. şimdi söz konusu oyuncu bu profilde bir oyuncu ise sorulması gereken iki soru var:

    bu oyuncu o olgunluğa erişebilecek zihinsel becerilere sahip mi ?

    oyuncu bizden ya da kiralık gittiği takımdan ihtiyaç duyduğu eğitimi alabilecek mi ?

    bu iki soruya da evet cevabını verebiliyorsak eğer atılan golden, yapılan asistten bağımsız olarak oturup beklemeliyiz. ne bir iki güzel golle havalara uçmalı ne de birkaç kötü performanstan sonra oyuncuyu yerin dibine sokmalıyız. çünkü bu kadar toy oyuncularda negatif ve pozitif anlamda çok uç performanslar görmek olağan bir şeydir. bu ilk gün de böyleydi bugün de böyle. yani morutan şu son dönemdeki performansı verdiğinde 'bu çöpe de 4.5 milyonu fatih hoca verdirtti' demek eğer ilk günlerde bunu demediysen pek akıllıca değil çünkü o günlerde vadetmediği hiçbir şeyi yapmıyor bu çocuk şu an. henüz eşik atlamış değil. keremde gördük mesela o atlayışı, marcao'da gördük, yunus'ta görüyoruz ve bu adı üstünde 'atlayış' yani lineer bir şey olmak zorunda değil. o sebeple '6 aydır gelişme görmediysek bundan bir şey olmaz' yorumu da doğru bir yorum değil, olabilir çünkü. o eşiği bir atlarsa çok farklı bir performans izletebilir. mesela bu sebeple beni en tedirgin eden şey top kayıpları, pas hataları falan değil, hakkındaki 'utangaç' yorumu. çünkü bu gelişimin önünü kapayabilecek bir şey ve mesela kerem için de beni en çok umutlandıran şey hırslı ve pes etmez yapisiydi. ikisinin de yetenekli oyuncular olduğu belli, mühim olan gelişime yatkınlık. tabii morutanın karakterinin detayları önemli, utangaç yapısına rağmen içten içe hırslı ve mücadeleci bir yapısı varsa yine eşiği atlayabilir ama demek istediğim meselenin dönemlik performanslardan bağımsız olduğu. yoksa yunus bizdeyken gösterdiği performansla gerçekten hiçbir şey vadetmiyor gibiydi, tabii yüzeysel bir değerlendirme söz konusu olduğunda.

    şimdi başta alt başlığın hecesi falan diyince yazı kısa olacak gibi durmuş olabilir ama hiç öyle bir niyetim olmadı. bitirişi ise morutanla ilgili kendi görüşümü açıklayarak yapayım. bence ilk gün olduğu gibi bugün de eşik atlama sürecinde olan bir oyuncu. henüz bir şey başarmış değil. bizim avrupa futbolundaki yerimiz sebebiyle bu tarz oyuncuları alıp o eşiği atlatma misyonunu sahiplenmemiz, en azından her dönem takımımızda en azından birkaç tane böyle oyuncuyu bulundurmamız gerekli. bana kalırsa yatırımlarımızın karşılığını alabilmemiz için keremvari karaktere sahip yetenekli oyuncuları öncelememiz daha iyi olur. ama morutan gibisi de zinhar olmaz diyemiyorum, sadece biraz daha riskli. morutan'a 4.5 verilir mi ? verilir. bizim koşullarımızda verilmeli miydi ? şimdiden bakınca o yatırım 6 numaraya yapılsa daha iyi olabilirdi belki denebilse de gedsonu kovalamamız, yabancı sınırı sebebiyle 6 numarayı taylan/berkan rotasyonu ile kapatma isteği, hücum hattında ghezzal vari bir kreatif oyuncu olsun isteği düşünülünce net bir şekilde yanlış yapıldı denmesi zor. sadece dediğim gibi mental yönü daha kuvvetli bir oyuncu denenebilirdi ama tabii bu paralara bu yetenekte ve mentali de güçlü oyuncu bulunamamış da olabilir, yine net bir negatif yorum için sebep söz konusu değil.

    valla belki kafa açtım, belki başınızı ağrıttım ama buraya kadar okuduysanız her türlü tebrikler ve teşekkürler. yaninin yanisi morutan transferi şu sıralar dillendirildigi gibi akıl tutulması boyutunda yanlış bir karar değildir, bir nebze yanlış yönü varsa da muhtemelen kadro planlaması ile ilgilidir ve bence o konuda da sert bir eleştiriyi hakeder sebeplere sahip değiliz. bu yaz yapılan transferlerin çoğu için de pozitif düşüncelere sahibim ve 25 milyonun çöpe atıldığını falan düşünmüyorum.

    morutan'ı 15e satan haindir diyeceğimiz günlerin gelmesi dileğiyle, görüşmek üzere ...
  • 33881
    bellerinde havai fişekle, davulla zurnayla ucl’ye gönderdiğimiz ama ülke gerçeğini, her alanda vasatın altında olduğumuz hakikatini yüzümüze yeniden çarparak geri dönen oluşum.

    biz süper hem de o biçim süper lig’den devam. bari şampiyon olalım ligi de salıp fenerli kerkenezlerin ağzına laf vermeyelim. teşekkürler.

    (bkz: 20 eylül 2023 galatasaray kopenhag maçı)
  • 33362
    türkiye ‘de şampiyon olan takımların ertesi sene yaptığı hataya düşmek üzere olan takımdır. transfer sezonunun başlamasıyla çok başarılı transferler ve isimler üzerinde yoğunlaşmıştık. ancak sonra gelen zaha transferi, takımda oynaması kesin olan kerem ‘in mevkisine yapılan bence anlamsız bir transferdi. bu transferden sonra kerem ortada oynar, zaha sağda oynar gibi, futbolcunun başarılı olduğu mevkiyi değiştiren ve başarı oranı çok düşük yöntemler düşünüldü. kerem aktürkoğlu zahadan iyidir kötüdür tartışılır. neticede kerem bu takımda tutmuş bir isimdir. yabancı sınırı olmasa da bir çoğumuz kerem ‘i zaha ‘ya tercih eder. zira ben zaha ‘nın skor katkısının ve oyuna etkisinin keremden fazla olacağını düşünmüyorum.

    bunun üzerine konuşulan tete ismi ise tamamen fiyaskodur. ben açıkçası bu transferin yapılmayacağını düşünüyorum. tetenin transferi zaha, kerem, tete üçlüsünden birinini kesinlikle yedek kalacağı anlamına gelir. türk kontenjanı düşünüldüğünde bu oklar zaha ‘ya doğru dönecektir. aksi formasyonlar tamamen fantazi ürünüdür. formasyonun değişmesi veya kerem ‘in yedek kalması icardi ‘yi bile paralize edebilir. tabi zaniolu ‘num satıldığını, rachica ‘nın gelmediğini var sayıyorum. bunlar olmazsa zaten tam panayır olur.

    bu yıl okan buruk için de bence karar yılı. ilk yılında yıldızları yöneterek, harika bir puanla şampiyon oldu. hepimizin beklediğinden daha iyi bir sezon geçirdik. benzer durumlar bizim ya da rakiplerimizin bazı şampiyonluklarında da yaşandı. bakınız ki şampiyonluktan sonraki sezon, sadece alabildiği için transfer yapanlar, bakın bunu da alabildik diye formasyonun içinden geçenler, ertesi sene ağır hüsrana uğradılar. bir teknik direktörün bir yöntemi olur. bu yöntemdeki oyuncuların daha iyilerini, daha verimlilerini alarak oynunu büyütür. en fazla maça ve rakibe göre oyununu be formasyonunu değiştirir.

    beşiktaş sergen yalçın ‘la bir şampiyonluk aldı. rosier ile hücum geliştirdi. orta sahada ise ghezall ‘a öyle yada böyle harika bir koridor açtı. o da hem gol üretti, hem de aboubakar ve larin ‘i besledi. teknik detaylarına çok girmeden operasyon buydu. ertesi yıl ise pjanic, batshuai, ve alex teixeira isimleri geldi. formasyon değişti, taktik değişti, ghezzal paralize oldu, takım çöktü. keza bizim seri ‘li, falcao ‘lu sezonumuzda da benzer şeyleri yaşamıştık.

    okan buruk ‘un böyle bir hoca olmadığını hayal etmek istiyorum. umarım transferlerimizi çalım atmak, ya da alabiliyor olduğumuz için yapmayız. okan buruk geçen seneki taktiğini geliştirecek bir stratejiyi transfer politikamıza yansıtabilir.
  • 28072
    top kapma süresini ve alternatiflerini arttırması gereken canım takımım. adına ister zone pres deyin ister gegeng pres deyin isterseniz de man to man deyin ne derseniz deyin ama zamanını azaltın. çünkü atakları olumlu olumsuz sonuçlandıramadığımız zaman rakip takımlar 2 topla kalemize tehlikeli gelmiş oluyorlar. zaten anadolu takımlarının amacı bu. bu bakımdan yakın ve çabuk olmamızda fayda var.
  • 334
    16 temmuz 2009 tobol kustanai galatasaray maci ile yeni formatıyla ilk defa çıkacağı "avrupa ligi" macerasına, "orta asya" dan bir ekiple başlayacak biricik takımım.

    avrupa'yı fethetmiştik, sıra asya'da demek! bu yolun sonunda moğolistan, çin, japonya, kanada, meksika, şili filan da olur. demedi demeyin!

    (bkz: gerçekleri tarih yazar tarihi de galatasaray)

    (bkz: ilklerin ve teklerin takımı)
  • 25170
    uzun süredir merkez orta saha transferi konuşuluyor ancak takımın esas eksiği kanatlarda...
    galatasaray'ın elinde hızlı, delici, rakip savunmanın arkasına sarkacak kanat yok.
    sekidika bu özelliklerde diye biliyoruz ancak, o da hiç süre almıyor ve alacak gibi de durmuyor.
    ne arda, ne feghouli kanat oynayacak özelliklere sahip değil.
    onları artık merkezde ve iç pozisyonlarda düşünmek lazım.
    galatasaray'ın net bir şekilde atletik, sprinter kanat oyuncularına ihtiyacı var.
  • 14979
    kadro mühendisliği olarak bu sene hedefe çok yaklaşmış takımdır.

    muslera (cenk)
    linnes (sabri) - serdar (semih) - denayer (balta) - carole (altyapı?)
    selçuk (altyapı?) - leiva (hamit)
    sinan (emrah) - sneijder (djemaili) - bruma (yasin)
    eren (podolski)

    soru1) linnes çok formsuz = e baktık olmuyo yine belalımız sabri'ye döneriz, ya da semih sağ bek oynar ne bileyim.
    soru2) denayer ne ayak? = ah keşke gelse.
    soru3) chedjou nerede? = kadroyu ben yapsam 5 dakika tutmam kendisini, ki ben yaptım ve tutmadım evet.
    soru4) yok artık podolski yedek mi? = yedek değil, illa ki sakatlıklar, cezalar birşeyler olacak ve podolski ilerideki 4 pozisyonu da götürebilir. diğerlerinden daha fazla oynayacağını düşünüyorum.
    soru5) transfer gerekli mi? = alyapı yazdığım yedeklere, altyapıdan eleman yoksa belki çok ucuz ve genç yedek transferleri yapılabilir, başka transfere gerek yok.
    soru6) bu kadro şampiyon olur mu? = bence olur. olsun lütfen çünkü.
  • 26082
    uzun zamandır görmek istediğimiz kaybettiğinde bile ellerinden geleni yaptılar diyebileceğimiz bir takım var. işte şanssızlık ki sürekli bir tam kadro ile gidemiyoruz. as kadro ile belki açamayacağımız defans hattı yok ancak yok korona, yok cezalı derken bir türlü ilk 11 oturtamıyoruz.

    inşallah erzurum*, ankaragücü* gibi maçlar olsa dahi puan kaybı olmadan şu dönemi geçirelim. psikolojik olarak güzel bir hava yakalanmışken böyle şanssızlıklara dağılması uzun vadede kötü olur bizim adımıza.
  • 32483
    hayrettin kozakçılık yapmak gibi olacak ama transfer dönemlerini bana kalırsa zannedildiği kadar iyi geçirmeyen takımımız. mertens oynamayınca, muadili olacak iki transferden de neredeyse sıfır verim alıyoruz. varlığıyla yokluğu bir olan seferovic gitti, yerine idare edecek kadar bile biri alınmadı. artık emeklilik yaşı gelen gomis ve icardi'den başka forvet yok. orta sahadaki yabancılarımızın neredeyse hiçbirinin tam bir ikamesi yok. başarılı olduğumuz nokta ilk 11 için yapılan transferler fakat onlar olmadığında veya verim alınamadığında yerini dolduracak nitelik ve nicelikte oyuncumuz yok. keşke yedek bir forvet kiralasaydık diye kasımpaşa maçından beri iç geçiriyorum. şu seneyi şampiyon kapatalım. önümüzdeki sene daha derli toplu bir takım oluruz.
  • 20269
    fernando muslera, ozan kabak, serdar aziz, martin linnes, yuto nagatomo, ryan donk, fernando reges, badou ndiaye, emre akbaba, garry rodrigues ve henry onyekuru harici oyuncuları şampiyonluk kovalayacak seviyede değil. bunlardan 5 tanesi şuan sakat, 2 tanesi formsuz. ahmet çalık, ömer bayram, selçuk inan, sinan gümüş, eren derdiyok ve muğdat çelik anadolu topçusu. maicon roque, younes belhanda ve sofiane feghouli safi zarar ziyan. ismail çipe, celil yüksel ve yunus akgün alt yapı oyuncuları ve yeterince göremedik. bir tek mariano filho'yu kategorilendiremedim. 25 kişilik rotasyonu bu şekilde olan takım. şampiyon olursak fatih terim sayesinde oluruz. bu kadrounun oluru üçüncülük çünkü.
  • 18617
    ndiaye'nin gidişinin ardından sinan, rodrigues ve yasin 3'lüsünden yalnızca 1 tanesinin 11'de oynaması gerekiyor artık. fernando dönse de bu durum geçerli bence. orta ikilimiz herkesin malumu üzere zayıf kalıyor. kanatlardan merkeze yardım gelmedikçe bu sıkıntı sürecek. bu yüzden, fernando dönene kadar selçuk-tolga, döndükten sonra fernando-tolga ikililerinin önünde rodrigues, feghouli, belhanda 3'lüsü görev yapmalı.

    ister belhanda solda, feghouli 10 numarada, rodrigues sağda oynar, ister feghouli sağda, belhanda 10 numarada, rodrigues solda oynar. orası hocaya kalmış. sinan veya yasin'den birini rodrigues, feghouli ve gomis* varken kullanmak mevcut orta saha direnci için yanlış bir tercih olacaktır. o belhanda 11'e girecek. mecbur.
  • 24724
    ligi kaçıncı sırada bitireceği bu akşam oynanacak olan 25 temmuz 2020 konyaspor alanyaspor maçı'ndan sonra belli olacak, belli bir seviyesi olan takım.

    bundan sonra yazacaklarım şahsi kanaat, duygu ve düşüncelerimdir. doğruluğu yanlışlığı sadece şahsım'ı ilgilendirir. tartışmaya kapalıdır.

    bugün sabahtan akşama kadar işteydim. bu sürede ne olmuş ne bitmiş pek ilgilenemedim. akşam haberlere baktığımda, arda-caner-semih üçlüsüyle anlaştığımız haberini gördüm. eğer bu üçlüden herhangi biri galatasaraya imza atarsa bu saatten sonra kulübe bir kuruş faydam olmaz. ne digitürk ne forma...

    içinizden 'sen kimsin' diyenler olacaktır. ben taraftarım. ben henüz doğacak olan çocuğuna puset alamamışken bu sezon nasıl forma alırım diye düşünen taraftarım. çocuğumun rızkından kesip, taraftara rağmen transfer edilmeye çalışılan işe yaramazlara yeni araba almaları için katkıda bulunamam.

    yine bu üçlüden herhangi biri imzayı atarsa, o andan itibaren benim için fatih hocanın bir bildiği de yoktur. fatih terim de herkes gibi olur.

    (bkz: bence artık sen de herkes gibisin)
  • 33831
    şampiyonlar ligi eleme:6 maç
    şampiyonlar ligi grup :6 maç
    süper lig. :36 maç
    türkiye kupası. :7 maç (final)
    2022-2023 süper kupa :1 maç

    olmak üzere şampiyonlar ligi grubundan çıkamasa bile (en kötü 3. oluruz) minimum 56 maç ile sezonu kapatacak takımdır. 2 tane 11 oluşturup maçları tamamen paylaştırsak bile 11 başına 28 maç yapar (2520dk). malum site verilerine göre 2022-2023 sezonunda ideal 11 oyuncumuz kerem aktürkoğlu lig ve kupada toplam 2718dk oynama süresine ulaşmış (2 maç fazla). her maç yapabileceğimiz 5 değişiklik hakkını, sakatını, cezalısını, herkesin eşit sayıda oynayamayacağı gerçeğini hesaba katmasak bile tüm futbolcularımızın tatmin olacağı kadar maç sayısına ulaşacağını düşünüyorum.

    herkesin rekabete girip formunu arttıracağı, girenin çıkanı aratmayacağı keyifli bir sezon bizi bekliyor. bırakalım zorluğu teknik ekip çeksin düşünmekten helak olduk.
App Store'dan indirin Google Play'den alın