• 17474
    2017-2018 sezonuna hem oyun hem skor olarak oldukça tatmin edici başlamış takım.

    ama rakibin de yenilenmiş bir takım olduğunu unutmamak lazım. ayaklarımız yere basmalı, henüz yolun çok başındayız.

    sezona giriş, oyun iştahı ve yapısı geleceğe dair umutlarımızı arttırıyor. bir sol bek ve bir tane de genç bir forvet transferi gerçekleşirse daha da iyi olacaktır.
  • 31230
    kim ne derse desin, ben sadece lig mücadelesi veren bir takımın bu kadar fazla transfer yapmasını doğru bulmuyorum. bu benim fikrim tabii.

    fenerbahçe ile dalga geçiyorduk toplama kampı diye, transferin son günü 5 oyuncu indiriyoruz ülkeye. öyle isimler var ki kadroda, yedek kalmaları imkansız. nasıl bir rotasyon olacak soru işareti.

    bu kadar transfer yapıp sol bek almamak da ayrı komedi. yani her yere adam al ama pva ile yola devam et. komedi resmen.
  • 20998
    2018-2019 sezonunda da deplasman sorunu devam eden takım.

    neymiş, nasıl bir sorunmuş bu kardeşim yıllardır çözülemedi gitti, bak takım kötü olur anlarım ama evinde bu kadar baskın oynayabilen bir takım deplasmanda resmen facia bir oyun oynuyor.

    şanssızlık olur yenilirisin berabere kalırsın ancak düzenli olarak 2011-2012 2012-2013 sezonundan sonra hep deplasman sorunu yaşıyoruz. oyuncular değişiyor, hocalar değişiyor ama bu sorun asla değişmiyor.

    top seviyede ki bütün liglerde, ligin lideri takımlarda asla böyle bir sorun yok. ingiltere’de liverpool, italya’da juventus, fransa’da psg, portekiz’de porto, almanya’da dortmund deplasmanlar da sıkıntı çekmiyorlar.

    tamam bu takımlarda belki evinde oynadığı baskın oyunu oynayamıyor olabilir ama bu takımlar o deplasmanlar da hep kazanacak oyunu oynuyorlar.

    bizim takım ise her deplasmanda ister küme düşme potasında olsun ister spor toto 1.lig takımları olsun gittiği her deplasmanda silik bir oyun oynuyor. izlediğimiz her deplasman maçında rakip takımın baskılı oyunu bizim takımın ise kontra atak futbolunu izliyoruz arada şansımız da tutarsa yeniyoruz işte.

    genelde de tutmuyor işte 1 kazanıyoruz 4 kaybediyoruz.

    türk telekom stadyumunda oynadığımız oyunu ne zaman deplasmanlarda oynayacağız ? ne zaman deplasmanda rahat bir maç izleyeceğiz ?

    bu sorun ne zaman çözülür hiçbir fikrim yok ama bu düzelmediği sürece 1 kazanacağız 4 kaybedeceğiz.
  • 22246
    oyunu geçen seneye nazaran geriye giden canımızın içi, sebep aslında belli, ölümcül sağ taraf 3'lümüz bir arada oynayamıyor. belhanda-soso-mariano, hem form hem de sakatlık durumları düzelince durum değişebilir. diğer yandan aynı sistemde kurulmaya çalışılan sol kanat da son maç hariç aynı anda sahada olamadılar, seri-babel-nagatomo. hatta bu maçta seri sola yakın bile oynayamadı, biraz dağınık bir kurgudaydık. bu 6 oyuncu ve zaman zaman kurguya dahil edecekleri forvet ile birlikte 7 li bir atak oyunumuz olacak. hangi taraftan atak yapıyorsak, diğer tarafın beki mutlaka arka direk koşusu yapıyor ve yine ters taraf 3lüsünün diğer 2 oyuncusu da biri ceza sahası içi diğeri ceza sahası çizgisi koşusu yapıyor. bu sistemi 2. maçta anlar gibi oldum. iş bana kalsaydı replika kanatlardansa, daha önceki senelerdeki gibi kanatlardan birini roket-adam kapasitesinde birine bırakırdım ve ona ters top attırırdım lakin hem bana kalmadı hem de oyuncu profili öyle kurgulanmadı. burada nzonzi'nin yaklaşımı önemli olacak, eminim fatih terim kendisinden ileri çıkmasını talep edecek ancak o ne kadar yapacak ya da yapabilecek zaman gösterecek. burada ilginç ama bu maçta da 2-3 sefer denk geldi, bu hamleleri nzonzi stoperde kalıp luyindama'yı süpriz koşu yaparken de deneyeceğiz gibi görünüyor.

    geçen seneden farklı bir takım olacağız, iyi mi olacak kötü mü olacak ben kestiremiyorum. herhalde iyi olacak ki zilyorlarca lira alan teknik heyet bu yönde bir değişim kararı vermiş.
  • 29963
    hazır artık küme stresi bitmişken, 5 maçtır yenilmiyor ve iki maçtır kazanıyorken futbolcularımızın psikolojilerini biraz toparlamaları lazım.

    bugünkü maçta mesela emre kılınç ve kerem aktürkoğlu’nun aşırı gergin ve stresli olmaları normalde çok rahat yapabilecekleri birçok şeyi yapmalarına engel oldu. *

    tabii ki herkes nelsson gibi kumandan, gomis gibi lider, feg-babel gibi gamsız olamaz. ama futbolda fiziksel ve teknik özellikler kadar mental yönler de çok ön plana çıkıyor.

    bu gerginlik bize hatay ve trabzonspor maçlarında kötü bir şekilde ve hatalarla geri döndü. şimdi de konya-beşiktaş-antep + barca dönemecine girmişken özgüveni geri kazanıp karakter ortaya koyma zamanı geldi.
  • 35272
    bizimkiler, tıpkı fenerbahçe gibi "kim şimdi rakibi eleyip, extra iki derbi daha oynayacak" kafasıyla ruhsuz ruhsuz takıldılar bu akşam sahada.

    (bkz: 29 şubat 2024 galatasaray fatih karagümrük maçı)

    avrupada s.prag'a elenince bu kadro yapısıyla zaten ileriye gidemezdik yazmıştım. türkiye kupasını tek hedef bellemiş trabzon'da muhtemelen bizi yarı finalde yıpratarak elerdi.

    sebebi gören gözler için çok basit "kadromuz kötü kuruldu." geçmişte ismi olan ama şu an hiç katkı veremeyen, fizik kalitesi bitik; ndombele, zaha, ziyech, tete hatta sergio gibi arkadaşlarla*, ya tutarsa transferi yaparsan, okan buruk yırtınsa da, 3 kulvarda ilerleyemezsin. buraya kadar iyi bile geldik.

    şimdi haftada bir oynanıp, süper ligi bir de süper kupayı alırsak, okan hoca'yı omuzlarda taşımak lazım. geçen seneki kadroyu korusaydık, şu anki isimli(!) kadrodan çok daha başarılı olurduk.
  • 35305
    biz valla böyle kendini yıldız sanan ama bir şey olmayan adamlarsız mücadele eden, top oynayan gassaraya aşığız ya. bugün sahada olanlardan allah razı olsun hepsi işini yaptı bir tane bile kötü yoktu. allah aşkına şu takımı kamburlardan temizleyip mertens gibi karakterli köhn gibi faydalı oyuncular alın.

    (bkz: 3 mart 2024 beşiktaş galatasaray maçı)
  • 14494
    çok zor di mi iki kelam edip taraftarın gönlünü almak; "biz de memnun değiliz, her şeyin farkındayız. daha iyi olmaya çalışacağız" demek? cahil herifler!

    stresten bahsediyorsunuz. destek de destek diye tekrarlayıp duruyorsunuz. taraftarın psikolojisi yok mu?! asgari ücretin 1300 tl olduğu ülke de milyonlar kazanıyorsunuz. milletin maddi manevi anasının bellendiği bir ülkede barut fıçısına dönmüş insanlara laf yetiştiriyorsunuz hatta laf çakıyorsunuz. anlayışsız herifler!

    kazandığınız şampiyonluklardan bahsediyorsunuz. onların hatırına destek istemeye devam ediyorsunuz. peki o başarılar kazanılırken "bu kadar sevgi göstermeyin, yarın öbür gün işler ters gidebilir" diyor musunuz?! hayır! sonuna kadar tadını çıkarıyorsunuz. o zaman bugün de eleştiriye / yuhlamaya ses çıkarmayacaksınız. şımarık herifler!

    taraftar içinde yok mu çürük yumurtalar?! var, hem de binlerce... ama milyonlarca taraftarım var diyorsan o binlerce adamı da hesaba katacaksın. riyakar herifler!
  • 1612
    bu sabah yaptığı antrenmanla sezonu açmış olan takımımız.

    her taraftarın adetidir; sezonun ilk çalışmasını heyecanla bekler, fotoğraflarına bakar, kendi kafasına göre transfer isteklerinde bulunur, kendi ideal 11ini kurar. transfer ve ideal 11 istekleri farklıdır taraftarların; ama herkeste ortak bir his vardır takım sezonu açarken:

    umut. takım önceki sezonu ne kadar kötü veya iyi bir şekilde bitirmiş olursa olsun, taraftarlar hep aynı umudu taşır. bu sezon daha iyi olacağız hissi taraftarlığın bir gerekliliği değil midir zaten?

    bugün yine bir sezon başlangıcı. içimiz umut dolu. evet belki takımın çok eksiği var. belki haldun üstünel daha yeni istifa etmiş. belki adnan sezgin doğru dürüst transfer yapamayacak bir türlü. belki taraftarın en çok sevdiği futbolculardan biriyle sözleşme yenilememiş. belki altyapı son yıllarda bataklık olmuş, düzgün futbolcu çıkaramamış bir türlü.

    ama bunlar umudumuzu azaltmıyor ki bizim. karamsar değiliz biz. rijkaard var. neeskens var. transfer elbet gelecek, ümidimiz zaten takıma oturacak adamların gelmesi. hem daha yeni gelecek vaat eden genç türkler almadık mı? mehmet batdal'ı hangimiz biliyor veya musa çağıran'ı? belki de ilk sezonlarında ilk 11'e yerleşecekler, efsane olacaklar ileride. bunun olmayacağının garantisini verebilir mi bir taraftar? emre çolak var çiçek açmasını beklediğimiz bir ağaç gibi. belki o çiçek açacak, meyve verecek bu sezon. belki kaptan eski kaptan olacak. belki adnan sezgin yeni bir efsane yabancı getirecek. bunlar hep ümidimiz...

    taraftarız biz. ümitliyiz. umutluyuz. ve ne olursa olsun takımımızı destekler, arkasında dururuz. unutmayalım, galatasaray'ın adının olduğu her yerde umut vardır.

    ben inanıyorum ki yeni sezon geçen sezondan çok daha güzel olacak. yeter ki gerekli sabır gösterilsin ve olaylara pozitif yaklaşılsın. yıkıcı değil yapıcı eleştiriler yapılsın.

    2010-2011 sezonu galatasaray'ımıza hayırlı uğurlu olsun.
  • 17894
    futbol maçları maksimum 14 kişiyle oynanıyor, dünya yansa 15. adamı alamıyorsunuz oyuna.

    karabükspor maçında sahaya çıkan 11 oyuncu, linnes, denayer, tolga, eren mevcut rotasyonumuzu oluşturuyor aslında. bu bağlamda kağıt üzerinde baktığımızda defans ve forvet rotasyonumuzun dar olmadığını söyleyebiliriz.

    tolga’nın kanatta anlamsız şekilde iyi performans göstermesi ile birlikte pozisyon kaydırmaları ile bir nebze dar olan orta saha rotasyonumuzun da teoride genişleyebileceği bir gerçek.

    1) maçlara karabük maçındaki 11 ile çıkılabilir.
    2) belhanda sola badu öne tolga ortaya çekilebilir.
    3) belhanda olmazsa (2) numarada belhanda yerine rodriboy oynar
    4) maçlara sezon başındaki 11 ile de çıkılabilir
    5) kart sıkıntısını en çok yaşayacağını düşündüğüm badu yerine tolga oynayabilir.

    burada en büyük sıkıntı özellikle büyük maçlarda yerini dolduramayacağımız fernando. kendisinin özelliklerine sahip bir oyuncumuz yok rotasyonumuzda. türk medyasına sorsak alternatifi selçuk var diyecekler ama bence kendisinin yaptığı işi yapmaya en müsait adamımız (sezon öncesi hazırlık dönemi performansına bakıldığında) koray günter. bu nedenle devre arasına kadar kupa maçları olur, kopan maçların son yarım saati olur koray’dan bu bölgede faydalanmaya çalışmamız gerektiğini düşünüyorum. elbette kendisi fernando ikamesi olmayacaktır ancak dürüst olmak gerekirse bırakın takımı, ligimizde fernando’yu tamamen ikame edecek bir adam da yoktur.

    bu bağlamda artık verim alamayacağımız konusunda herkesin mutabık olduğunu düşündüğüm selçuk-yasin ikilisi yokmuş gibi düşünerek devre arasına kadar eldeki malzemeyi kullanarak çeşitlilik yaratıp yaratamadığımıxı görmemiz lazım. zaten bu ikili dışında hepsi genç oyuncular; birini bile kazansak ikinci devre için 1 hamle adamı kazanır ve bir transfer eksik yapabiliriz.

    devre arasında selçuk’u bir şekilde trabzon’a iteleyip (gerekirse yasin ile birlikte) okay yokuşlu / yusuf yazıcı ikilisinden biri ile juventus’tan asamoah transferini sonlandırabilirsek o zaman ne dar rotasyon kalır ne bir şey.
  • 11367
    bursa-karabük-gaziantep gibi zor deplasmanlardan galibiyetle döndük.bir de k.erciyes'e karşı deplasman galibiyetimiz var.çok kötü oynadığımız bu dönemde bu deplasmanlardan 3 puan almamızın bir değeri olması için maç ayırt etmeksizin her iç saha maçını kazanmak.bu iç saha maçlarını kazanırsak balıkesir-başakşehir gibi faciaları başka deplasman maçlarıyla telafi edebiliriz.
    tabii geçen seneki gibi iç sahada fark atıp her deplasmanda berabere kalarak da şampiyon olunmaz.
    ligimiz iç saha takımlarının sürekli favori olduğu bir lig.biz ise şimdiden içeride 5 puan bıraktık.neyse ki rakiplerimiz de bizle saçmalama yarışına girdiği için şu an lideriz.
  • 15698
    şu gitsin bu kalsın, aslında o kadar kötü değil, şuna kıyasla bu daha iyi gibi üstünde sonu gelmez kısır muhabbetlerin döndüğü futbol takımı. riekerink kötü mü altyapıya döner, futbolcu kötü mü ya kesilir ya gönderilir. oynamıyorsa, oynayamıyorsa takım hocasından, oyuncusuna, yönetimine kadar herkese gereken muamele çekilir. selçuk kötüyse sneijder´de kötü, hamza kötüyse riekerink´te kötü. kötüyü kötüyle mukayese edip, ortaya istatistik koyarak haklı çıkılmıyor ve bunun hiçbir faydası olmuyor.

    ne riekerink ne terim, sneijder romantikliğini midem kaldırmıyor. avrupa´da çatır çatır oynayacak takım seyretmek istiyorum. galatasaray içinde şucu, bucu olarak ayrı bir galatasaray tutacak değilim. kim top oynatacaksa, kim kepaze, ruhsuz topçuları hizaya getirecekse o gelsin takımın başına. melo, elmander gibi futbolcular neyi, nasıl seçeceğimizin örneği. başarıya doymuş, şımarmış topçuların işi yok.
  • 20215
    altyapısında gerçekten mevcut kadrodaki birçok kişiden daha iyi yetenekleri barındıran takım.
    örneğin
    süleyman luş>> ömer bayram
    atalay babacan>> younes belhanda
    recep gül>> sinan gümüş
    ali yavuz kol>> eren derdiyok & muğdat çelik

    eminim ki bu genç oyuncuları belirttiğim şahıslar yerine oynatsak şu oynadığımızdan daha kötüsünü oynamayız.
    bugünkü 24 ekim 2018 galatasaray schalke 04 u19 maçını izleyenler bana hak vereceklerdir.
  • 33712
    transfer dönemine girerken eksik bölgesi ortasaha olan takımımız (ki geçen yıl eksik orta saha ile 88 puan toplayan) transfer dönemi biterken bu eksikliğin giderilmemesinden kaynaklı küme düşmüş muamelesi görüyor. geçen sene 13. lükten şmpiyonluğa çıkmış bu takım için haksızlık yapılmıyor mu?

    zaha gelince dedikki kerem varken ne gerek var? şimdi bakıyoruz zaha ne zaman kerem yerine oynayacak diye bekliyoruz. sacha boey kalmış, nelsson kalmış, icardi kalmış, zaniolo gitmiş ama iki tane çok iyi kanat gelmiş. nerede plansızlık? ne çabuk unuttuk forvetsizlikten sonra 13 milyon basılıp kap’ın sitesini çökerttiğimizi?

    maç oynanırken taraftarından yorumcusuna berkan’a yuhlamalar, berkan gidince yerli oyuncu niye gidiyor? bende istiyorum her şeyim olsun ama hayatın gerçekleri, insanların tercih ve kariyer planlamaları var. velhasıl kelam şu iğrenç transfer döneminin bitmesine az kaldı bir an önce bitse de lige, takıma konsantre olsak.
App Store'dan indirin Google Play'den alın