sadece kötü mağlubiyet ya da "sezonun uçup gitmesi" sonrası gündeme gelmekten çok daha fazlasını hak eden galatasaray. üstelik bunun bir "terimci-anti terimci" kavgası gömleği giydirilmeden, gerçekçi şekilde tartışılıp üzerine düşünülmesi gerekiyor. bu galatasaray'a geçişin de "hocanın gönderilmesi" ya da "hocadan kurtulunması" gibi sevimsiz şekillerden çok bir devir teslim töreni şeklinde yaşanması tabi en iyisi olurdu.
bunu sağlamak için de hocanın yeni bir sisteme hazırlayıcı adımlar atması ya da var olup iyi çalışan bir sistem kurması gerekiyor. birinci fatih terim döneminde çok başarılı bir takım vardı. 1992-93 sezonunda temelleri atılmaya başlanan bir iskeletin üzerine doğru takviyelerle büyüyen bir takım vardı. 1980-1981 jenerasyonundan a takıma aktaracağı bir oyuncu grubundan bahsediliyordu hocanın. önündeki kadronun çok iyi olması sebebiyle forma almaları kolay olmadı. o efsane kadronun dağıldığı 2001 yazında hala hocayla devam ediliyor olsaydı, belki de 2001-2002 sezonuna bu oyuncu grubunu kadroya monte ederek devam edilecekti. oysa onlar 2000 yılında hocanın italya'ya gidişi sonrası takımdan ayrılmak durumunda kaldılar...
ikinci fatih terim dönemi başlarken hocanın elinde ilk dönemindeki a takım oyuncu grubundan birkaç isim ve arada göreve gelen lucescu döneminde takıma girmiş birkaç futbolcu vardı. o oyuncu grubunu tekrardan birinci dönemdeki teknik-taktik mentaliteye döndürmeye çalıştı. ancak yaşların ilerlemesi, o dönemi yaşayanlardaki pratiğin kaybolması ve yeni gelenlerin de uyum sağlayamaması sebebiyle aynı derece bir hakimiyet kuramadı. beşiktaş'ın 100. yılı sebebiyle yaşanan hatalar da eklenince şampiyonluk kazanılamadı.
hoca o sezon sonlarında sabri sarıoğlu'nu ilk defa a takıma monte etmeye çalıştı. ertesi sezon başında sabri a takım oyuncusu olmuştu. ancak o sezon yapılan transferlere rağmen takımın genel yapısında bir zayıflama oldu. hem olimpiyat stadı faktörü hem de eldeki kadronun fatih terim sistemini karşılamayı bırak iyi bir takım olmaktan uzak olması sebebiyle modern tarihin en kötü galatasaray sezonu oldu. hoca da zaten sezon içinde seçim öncesi görevi bıraktı.
üçüncü fatih terim dönemine kadar çeşitli arayışlar oldu. paf takımla 3 sezon şampiyonluk kazanan, u-17'de meşhur 4-3'lük brezilya maçında foma giyen 1987-1988 jenerasyonunun galatasaray'da "2000 ruhu" tarzı bir etki yaratacağından bahsedildi. ancak arda turan hariç üst düzey bir patlama yapabilen olmadı. uğur uçar 2008'de karlı bir konya gününde dizi kırılana kadar gayet iyi bir grafik sergiledi. ferhat öztorun ise ikinci sezon şanssız 1-2 maç arka arkaya gelince takımdan gitmek durumunda kaldı. bu üçlüyü de a takıma monte eden erik gerets oldu...
üçüncü fatih terim döneminden önceki sezon galatasaray'ın bu sefer de stad değişikliğiyle birlikte modern tarihindeki en kötü ikinci sezonu oldu. üçüncü fatih terim dönemi aslında ünal aysal dönemi ile birlikte başladı. iskeleti tamamen yenilenmiş bir kadro ve galatasaray'ın idari anlamda tarihinde kimilerine göre zirveyi gördüğü bir yönetim vardı. bu ortamda iki şampiyonluk, bir şampiyonlar ligi çeyrek finali ve bugün hala anılan bir oyun çıkarmayı başardı hoca. kalede muslera, önünde ujfalusi, daha önde melo ve en önde de elmander ile oluşan sağlam bir defansif iskelet vardı. selçuk inan gibi bir yetenek, eboue ve riera gibi kaliteli kanat oyuncularıyla hücumda da fark yaratan bir takım vardı. ek olarak semih kaya'yı bu takımın içine monte etmeyi başardı, aydın yılmaz'a yıllar sonra parlatacak bir sezon geçirtmeyi bildi. ancak transferle kurulmuş bir kadro olduğu için devam ettirilecek bir sistemden bahsetmek mümkün değildi...
dördüncü fatih terim dönemine kadar yine geçişler oldu. üçüncü dönemin olaylı şekilde bittiği sezonda şampiyonluğu fenerbahçe aldı. ertesi sezon galatasaray hamza hamzaoğlu yönetiminde şampiyon oldu. sonraki iki sezonda galatasaray yavaş yavaş erirken beşiktaş üst üste iki sezonu şampiyon tamamladı. 2017 yazında özellikle östersunds faciası sonrası yapılan takviyelerle yeni bir iskelet kuruldu. o sezonun ortasında da
nerede kalmıştık tweeti ile dördüncü fatih terim dönemi başladı.
bu dönem de genel olarak 2017 yazında kadroya katılan oyuncular ve kalede üçüncü dönemden beridir var olan muslera demirbaş oldu. forvet hattında ve kale önünde sürekli değişiklikler oldu. kanatta onyekuru ve babel dışında bir istikrar sağlanamadı. oynanan oyun ise belli dönemler hariç sonuca gidemeyen bir pas futbolu seviyesinde kaldı.
terimball olarak da anılıyor bazı mecralarda. gerek ligin gerek avrupadaki futbolun evrimine bakıldığında trend olduğu da söylenebilir. ancak bunun ne kadar ihtiyaca yönelik olabildiği, oyuncudan bağımsız ne kadar sürdürülebilir olduğu, özetle bir sistem ya da miras olarak bırakılabilirliği soru işareti...
dört fatih terim dönemi arasında sırasıyla lucescu, hagi, gerets, feldkamp, cevat güler, skibbe, bülent korkmaz, rijkaard, hagi, bülent ünder, mancini, prandelli, hamza hamzoğlu, mustafa denizli, riekerink ve tudor dönemleri oldu. 25 yılda 11 yıl fatih terim teknik direktörlüğünde geçildi. kalan 14 yılda 16 teknik direktör dönemi yaşanmış. iki fatih terim dönemi arasındaki iki yıllık lucescu dönemini, ikinci fatih terim döneminden 2004-2005 sezon sonuna kadarki hagi ve 2005-2007 arasındaki iki tam sezonluk gerets dönemlerini de çıkarırsak 8-8.5 yıl uzunluğunda bir süreye 14 teknik direktör dönemi gibi korkunç bir tablo çıkıyor ortaya...
25 yılda 8'i fatih terim'le olmak üzere 12 şampiyonluk elde etti galatasaray. lucescu ve gerets dönemlerindeki birer şampiyonluğu düşersek geriye 10 sezonda 2 şampiyonluk kalıyor. biri feldkamp ile başlayıp cevat güler ile biten sezon. diğeri de prandelli ile başlayıp hamza hamzaoğlu ile biten sezon.
tüm bu isimler haricinde takıma doğru düzgün top oynatabilmiş, bir mentalite aşılayabilmiş ya da en kötü "bu x takımı" dedirtebilmiş dört isim saymak mümkün. ikinci fatih terim dönemi sonrası sezonu tamamlayan ve 100. yılda 76. puanla üçüncü olan hagi, 4-3-3'ü en popi zamanlarında deneyen rijkaard, üçüncü fatih terim dönemi sonrası sezonu tamamlayan mancini ve dördüncü fatih terim dönemindeki iskeleti kuran igor tudor...
geri kalan 6 isim ya sezonu tamamlama hamleleri olmuş, ya da pek bir şey katamadan ya da gerçeğe döndüremeden ayrılmış. tüm bu secerenin sonunda 25 yılda 15 farklı teknik direktör ve 20 farklı dönem yaşandığı görülüyor. fatih hoca entry tarihi itibarı ile 67 yaşında. "kaç sene daha" diye sorulabilecek yaşlara geldi artık. ulusal lig tarihinde 1959-2021 arası 22 şampiyonluğu var galatasaray'ın. 1959-1996 arasındaki 37 yılda 10 şampiyonluğa karşı son 25 yılda 12, hatta son 10 yılda 5 şampiyonluk yaşandı.
galatasaray'ın fatih terim sonrasını planlarken bu ivmeyi ya da şampiyonluk frekansını en azından koruyabilecek bir yapı üzerine kafa yorulması gerekiyor. yaş itibarı ile bugün yarın olmasa bile iki, üç belki beş sene içinde fatih terim de emekli olacak. fatih terim sonrası ligdeki tüm dengelerin, şampiyonluğa ulaşma matematiğinin değişeceği aşikar. bu geçiş döneminde çuvallamamak için en azından o dönemde ayakta kalabilecek bir oyuncu grubu oluşturulması ya da o tarz bir oyuncu grubunu ihtiyaç halinde toparlayabilecek durumda olması lazım galatasaray'ın.
aksi bir durumda hocanın teknik direktörlüğü bırakmasının ardından yaşanacak geçiş döneminde bu tarz denemelerle güç ve para kaybederken olası bir rakip takım dominasyonunu yakalamak için ikinci bir fatih terim ortaya çıksın diye yalvarır durur ya da allah ömür verirse hoca'yı emekli sandalyesinden kaldırıp florya'ya geri getirmek zorunda kalırız...