• 401
    neden iki takım ile katıldığımızı anlayamadığım organizasyondur. ispanya ve rusya bölgesinden 4'er takım organizasyona katılırken, türkiye, yunanistan ve basketbolun beşiği almanya'dan 2'şer takım turnuvada yer alıyor. kalan dört takım ise italya, israil, sırbistan ve fransa'dan turnuvaya iştirak ediyor.

    sponsor olarak turnuvanın adında da yer alan thy'nin yanı sıra efes, nesine.com, denizbank, tadım ve frutti extra ile yer alıyoruz. bu kadar büyük destek verdiğimiz ve yıllardır yer aldığımız turnuvaya sadece iki a lisanslı takım ile katılmamız sorgulanmalı. önümüzdeki yıl bu tablo değişmelidir.

    ekleme: ocgunsson konu ile ilgili sağolsun görüşlerini mesaj yolu ile paylaştı. "tamamen teminatla ilgili, maalesef. efes ve fb dışında "minimum 5-6 milyon euro'luk toplam takım bütçesi ve istikrarlı maaş ödemesi" garantisi verebilen takımımız yok. euroleague bunu şart koşuyor b ve c lisansları için. en düşük bütçeli takım olan alba berlin sanırım sınırda ve maaş ödemelerinde sıkıntı yaşatmıyor oyuncularına. yoksa almanya 2 takımla katılırken bizim de 2 takımla katılıyor oluşumuz mantıksız cidden. bundan ibaret ne yazık ki."

    bu durumda ocgunsson'ın belirttiği şekilde ne yazık ki yapabilecek birşey yok.
  • 402
    biliyorsunuz euroleague 2010-2020 yılları arasında 50 basketbolcu arasından en iyi 10 basketbolcuyu oylamalar ile seçti.

    bende bir süredir düşünüyordum, kendimce bir beş yaptım, ilk beşim şu şekilde;

    milos teodosic, vassilis spanoulis, rudy fernandez, kyle hines (viktor khryapa) , andrei kirilenko. :)

    koç tercihimi svetislav pesic'ten yana kullanıyorum.

    o kadar kaliteli, değerli oyuncular var ki; çok zorlandım, hatta gördüğünüz üzere bir isim fazla yazdım. :)

    ikinci beş konusunda da sanırım tercihlerimi yaptım. :) onu da bir süre sonra paylaşacağım.
  • 406
    galatasaray ve ergin ataman ile başa çıkamamış bir acayip organizasyondur. kızılyıldız taraftarının ölümünü galatasaray kulübüne fatura eden, eminevim gibi bir organizasyona sahiptir. ama galatasaray mesnetsizce dışarıda bırakılma cezasını takip eden yıl eurocup’ı alarak halep oradaysa arşın buradadır demiş, euroleague kapısını kibarca çalmak yerine kapıyı kırarak içeri girmiştir.
  • 408
    2000-2010 yılları içinde ilk beşim şu şekilde;

    vassilis spanoulis, dimitris diamantidis( marcus brown) , sarunas jasikevicius, ( theodoros papalukas) , juan carlos navarro ve ben :) yani dejan bodiroga...

    ilk beş dediğime de bakmayın, yine dayanamadım 6-7 isim yazdım.

    bakmayın öyle. :) bunların hepsi bir arada oynar, pivot falan olmasa da olur yani. ;)

    koç tercihimi de imparator ergin ataman'dan yana kullanıyorum.
  • 409
    yılların avrupa sepettopusu takipçisiyim, faal sezon* kadar rekabetçi sezon ne duydum ne de gördüm.

    an itibarıyla lig ikincisi çeska ile çeyrek final potasının dışında gözüken zalgiris arasında yalnızca 3 galibiyet fark var. hatta efes ile zalgiris'in ertelenen 1'er maçlarından (ikisi de maccabi'ye karşı) galibiyet çıkarmaları halinde çeska'yla fark 2 maça, lider barça'yla fark 3 maça inecek. öte yandan şu son 2 günde* oynanan müsabakalarda alınan bazı sonuçlar:

    valencia 105-103 çeska (iki uzatma sonunda; 10. vs 2.)
    asvel 78-69 milano (14. vs 3.)
    real madrid 64-84 baskonia (4. vs 11.)

    böylesine sapık bi' normal sezon olmamıştı daha önce.

    takımların son durumlarına bakarsak da; barça kesinlikle koç ve kadro kalitesine yakışır bir oyun ortaya koymuyor, koyamıyor. ligin savunma verimi en yüksek takımı istatistikler ölçüsünde fakat mevcut çekirdek tıpkı geçen sezonki* efes gibi domine etmeliydi ligi. öte yandan çeska da pek bi' karışık şu sıralar; takımın lideri mike james ile kulüp arasında ipler kopmuş durumda. ha hoş bu durum valencia maçında oyununa yansımadı (37 sayı attı her ne kadar düşük yüzdeyle olsa da) ama ben uzun vadede problem yaşayacağını ve yaşatacağını düşünüyorum. zaten nikola milutinov da omuz sakatlığı sebebiyle sezonu kapattı, ek olarak will clyburn de kronikleşmeye başlayan bir aşil+diz kombosuyla cebelleşiyor. bir diğer ispanyol real'in de eski halinden eser yok; facundo campazzo'nun nba'e gidişi ve üstüne anthony randolph'un sezonu kapatması sonrası devasa iki boşluk oluştu kralın cephesinde.

    beklentilerin üstüne çıkan üç takım var; bayern, fb beko ve zenit. fb beko 9 maçtır kazanıyor ve epey iyi top oynuyorlar. bayern ve zenit sezona anormal iyi giren iki takımdı fakat son haftalarda hafif bir tempo düşüklüğü görülüyor her ikisi özelinde de. diğer taraftan sezon başından beri bir türlü ritmini bulamayan efes'imiz nihayet o bildiğimiz efes'e dönüşmeye başladı. efes yerel ligde 19'da 19'la yola devam ediyor bir yandan da.

    öyle bir gidişat var ki, final four'da efes-fb beko-milano-zenit dörtlüsü olur da barça-çeska-real üçlüsü dışarda kalırsa zerre şaşırmam.
  • 410
    2 wild card'lı takım haricinde 2021-22 sezonunun katılımcıları:

    11 a lisans sahibi takım (barça, baskonia, çeska, efes, fb, maccabi, milano, oly, pao, real, zalgiris)
    a lisans sahibi olacak ama henüz a lisanslandırılmamış 2 uzun süreli lisans sahibi takım (asvel, bayern)
    salon ve yatırım sebebiyle özel davetiyeyle 2 seneliğine lige dahil edilen 1 takım (alba)
    eurocup finalisti 2 takım (monaco, kazan): (bkz: eurocup/#3143576)
    2 wild card'lı takım

    wild card sahipleri birçok kişinin ortak tahminine göre kızılyıldız ile zenit olacak. normal şartlar altında vtb kontenjanı söz konusuydu fakat kazan eurocup aracılığıyla kendisini euroleague'e atınca bu kısım devreden çıktı gibi oldu. sanıyorum resmi olarak vtb hakkı kaybolmadı ama bu sezon euroleague'de çeyrek final yapan, yatırım garantisi ortaya koyan bir zenit söz konusuyken 3. bir rus takımına wild card vermez euroleague. diğer olağan şüpheli kızılyıldız ise salon, yatırım gibi detaylara ilave olarak adriyatik ligi* kontenjanını da bünyesinde bulunduruyor. liga aba'nın iyilerinden olan buducnost voli eurocup'ta, partizan ise fiba şampiyonlar ligi semalarında olduğundan dolayı kızılyıldız bu biletin en büyük adayı konumunda.

    euroleague'de sezonun iyi takımlarından olan valencia (wild card alabilir ama 4. ispanyol takımı ihtimali epey zor) ile virtus bologna'nın euroleague'e dahil olamayacak oluşu bir nebze üzdü. her iki ekip de geçmiş, salon, yatırım gibi konularda avrupa basketbolunun en üst seviyesinde olmayı hak ediyordu ama durum bu, yapacak bir şey yok.

    son olarak, türkiye'den bir takıma wild card verilebilir mi? başta türk hava yolları olmak üzere euroleague'i ayakta tutan türk sponsorlar masaya yumruklarını vursalar verilir ama hiçbir sponsor böyle bir aksiyon içerisinde olmadığından ötürü maalesef diyorum. zaten 1-2 gün önce bu konuya noktayı koymuştu euroleague ceo'su jordi bartomeu:

    "almanya, fransa, ispanya, italya, türkiye ve yunanistan takımları için euroleague'e katılım yolu eurocup'a katılımdan ve burada elde edilecek başarıdan geçiyor."

    ki ülke basketbolunda efes ve fb dışında euroleague seviyesinde yatırım yapabilecek yegâne takım türk telekom an itibarıyla ancak tt de fşl organizasyonunu seçmişti sezon başında. neyse, en azından khimki yok seneye euroleague'de, yani umarım olmaz...
  • 411
    bir zamanlar bunun gibi heyecanlarımız vardı. şimdilerde anadolu efes'in başarılarıyla övünecek duruma geldik.

    futbolda başarısız olduğumuz sezonlarda camiayı bir araya getirebilecek bir branş olabilirdi. ama ne yazıktır ki küme düşmeme mücadelesi verecek konuma gelmişiz. basketbol namına her hangi bir vizyona da sahip değiliz.

    sıkıntı şurada ki basketbolun giderek daha da popülerleşmeye başladığı bu yıllarda ne yazık ki bu süreci galatasaray çok kötü yönetiyor. yarın-öbür gün, kim daha çok şampiyon olmuş, hangi takım daha başarılı gibi tartışmalarda camiamızın da yer alması için bu günlerde basketbol şubesine yatırım yapılması gerekiyor. diğer branşlarda zaten üst sıralara oynayamıyoruz.

    büyük olarak adlandırılan spor kulüpleri sporun her branşında rekabet edebilecek seviyede olmalıdır. büyük camia olmak da bunu gerektirir. hele ki basketbol gibi popüler bir branşta.

    basketbolda başarılı olabilmek; iyi bütçe ayırmayı, iyi bütçe ayırabilmek iyi sponsor bulmayı, iyi sponsor bulabilmek de becerikli ve iyi bir yönetici kadrosuna sahip olmayı gerektiriyor. biz bu diagramın ilk basamağında hüsrana uğruyoruz maalesef...
  • 413
    sosyal medyada avrupa süper ligi ile bağdaştırılan lig. halbuki şeklen benzerlik haricinde hiçbir alaka yok.

    euroleague'in esas düşüncesi avrupa basketboluna üst seviye rekabet sunabilecek takımları küçük ya da büyük pazar fark etmeksizin aynı potada bir araya getirmektir. küçük pazardan kasıt israil, karadağ, litvanya, sırbistan gibi ülkeler. oysaki görüldüğü üzere avrupa süper ligi tamamen en kafa liglerdeki mali yönden en kafa takımları bünyesine dahil etmeyi amaçlamış. bir tür kapitalizm ligi, para ligi.

    euroleague mali açıdan katılımcılarına büyük paralar vadeden bir organizasyon olmadı hiçbir zaman, olmayacak da. daha önce bu konuyla alakalı birçok entry klavyeye almıştım. euroleague katılımcılarının temel gayesi prestij elde edip bu prestiji başka mekanizmalar aracılığıyla ekonomik kazanıma dönüştürmek. evet, euroleague mali yönden çok kötü bir organizasyon olmayabilir ama avrupa süper ligi'nin sundukları söz konusuyken... anlatabilmişimdir.

    euroleague'in kuruluş ve ilerleyiş mantığıyla avrupa süper ligi'nin kuruluş ve muhtemel rotası o kadar birbirinden farklı ki. euroleague, zamanında fiba, avrupa'daki basketbol ortamını istikrarlı bir yapıya kavuşturamayınca, doğru şekilde organize edemeyince kuruldu. öte yandan uefa'nın avrupa futboluna sunduğu iki üst düzey turnuva mevcut şu an; uefa şampiyonlar ligi ve uefa avrupa ligi. fiba yapı kurmak noktasında yetersiz kalınca avrupa'nın önde gelen ve rekabet isteyen kulüpleri bir oldular ve euroleague markasını yarattılar. bakmayın şimdi fiba'nın fiba şampiyonlar ligi aracılığıyla bir şeyler yapmak için kolları sıvadığına, 1-2 sezon öncesine kadar fiba'nın böyle bir şey umrunda bile değildi. ne zaman avrupa basketbolunda iyi para dönmeye başladı, işte fiba'nın da ağzı o vakit sulandı. kısacası euroleague ile avrupa süper ligi bu açıdan da apayrı şeyler.

    aynı gibi gözüküyorlar ama çok farklılar.
  • 417
    ekonomik anlamda çok büyük getirileri olmayan organizasyon. söylendiği gibi avrupa süper ligi gibi bir durumu yok. kupayı kazanan birkaç milyon euro kazanıyordu birkaç sene önce. kıyaslanması pek mantıklı değil. organizasyon anlamında kapalı lig olması ile benzerlikleri elbette var. avrupa basketbolunda yerel liglere zararları da olmuştur elbette ama yararı daha fazladır diye düşünüyorum euroleague'in. basketbola türkiye'de bile en fenerbahçe haricinde galatasaray ve beşiktaş gibi büyük kulüpler yatırım yapmıyor, gitsen ne olacak oraya? şu an gayet rekabetçi bir organizasyon euroleague.
  • 419
    fenerbahçe'nin kazandığı euroleauge finalinden sonra ismail şenol bu şampiyonluğu takım sporlarındaki basketbol ve futboldaki en büyük başarımız olarak ulusal kanaldan anons etmişti.

    hakikaten bir tane adam da çıkıp ne saçmalıyorsun demedi muhtemelen kendisine, hala maç anlatmakta çünkü. euroleague'in son oynanan 5 finalinde de bir türk takımı var en az. bu kadar zor bir başarı olsa her sene her sene yaşamayız herhalde.

    uefa kupasını ise galatasaray'ın 2000'de kazanmasının ardından en yakın başarı yarı final gören fenerbahçe oldu 2013'te. 2021'e geldiğimizde bizim kupayı kazanmamızdan sonraki en büyük başarı hala bu kupanın yarı finali.

    euroleauge avrupa'nın en prestijli basketbol kupasıdır doğru, ancak basketbolun en popüler olduğu coğrafya avrupa değil amerika'dır. illa bir futbol eş düşümü kupa olacaksa asya şampiyonlar ligi kupası olabilir ancak o bile daha prestijli kalacaktır, asya şampiyonlar liginin de bir altı olarak düşünülebilir.
  • 421
    gayet güzel turnuva, bok atmaya gerek yok bence.

    avrupa basketbolu bir ekol. nba her ne kadar maddi olarak ve reyting olarak euroleague’e kıyasla devasa derecede büyük de olsa bu ekolün izleyicisi her zaman var. ki ben de şahsen euroleague izlemekten daha çok keyif alıyorum.

    galatasaray yönetimine düşen ne yapıp edip basketbol şubesini buraya sokmaktır. aksi her senaryoda başarısızlar. yani gidip fethiye belediyeyi sokun da demiyorum bu arada, galatasaray markası daha önce eurocup kazanmış bir marka ve taraftar gücü olarak çoğularına göre bir numara. şu takımı euroleague’de oynatamayan yönetici basiretsizdir.

    edit: eğer tartışma bir türk takımı olarak 2000 yılında uefa kupası kazanmak mı daha zor yoksa euroleague kaldırmak mı ise, cevap vermeye dahi tenezzül etmem. 2000 uefa kupası everest’e tırmanmaksa, euroleague çamlıca’ya çıkmak falandır. ama benim konum o değil.
  • 422
    haftalar sonra doğan boşluk sebebiyle basketbol yazma imkanım oldu. sabahın köründe hazırladım kahvemi, uzattım bacaklarımı ve başladım klavyeyi tıkırdatmaya, hayırlısı bakalım.

    biriniz de demiyor ki "basketbolun cennetinde neler oluyor" diye. :(

    öncelikle şunu belirtmem lazım ki bu yaz döneminde korktuğum başa gelmedi; hatta avrupa basketbolunu sevenlerin komple korktuğu olarak revize edebilirim ifadeyi. her sezonun sonunda birçoklarının tecrübe ettiği üzere avrupa'daki kaliteli oyuncuların nba'e göçü olur ve bunun sonucunda da euroleague öyle ya da böyle güç kaybeder(di). sonra her şey sil baştan vesaire. bu yaz ise geçtiğimiz sezonun her alanda mvp'si olan vasilije micic kardeşimiz anadolu efes'te kaldı, ilaveten bir sürpriz olmaz ise shane larkin de efes'te kalacak. açıkçası ben bu ikiliden birinin nba yapmasına kesin gözle bakıyor idim lakin şu an için görünen shane + vasa duosunun bozulmayacağı (larkin'in yüksek ihtimalle efes'te kalacağının kaynağı litvanyalı basketbol medyacısı donatas urbonas, podcast'inde söylemiş idi).

    boğazın karşı tarafındaki ezeli rakibimiz ne yazık ki epey iyi bi' kadro kurdu. elde avuçta ne kadar faydasız varsa yolları ayırdılar, üstüne yabancı ve yerli, sezonun iyilerini teker teker topladılar. kadro mühendisliği yalnızca iyi isimleri seçmek değildir, aynı zamanda o armoniyi de sağlayabilmektir. maurizio gherardini'yle igor kokoskov'un bu noktada son derece başarılı bir süreç geçirdiğini düşünüyorum. güncel kadro için:

    https://www.euroleague.net/...amp;seasoncode=E2021

    kokoskov demişken; adam her an fb beko'yu satıp dallas mavericks teknik kadrosuna dahil olabilir:

    https://twitter.com/.../1416584001666441216

    kokoskov'un geçtiğimiz sezon özelinde oldukça başarılı olduğunu düşünüyorum. o kadroya euroleague playoff'u oynatmak listeye atılmış bir tiktir. kendisinin mavs'e gidişi fb beko için büyük kayıp olur. yeri ancak andrea trinchieri gibi bir isimle dolabilir lakin o da şu noktada bayern münih'i bırakmayacaktır zira bayern de tüm sezon yapılanmasını trinchieri'nin kararları doğrultusunda planladı. şahsi fikrim aleksandar djordjevic zu fb beko olacağı yönünde.

    beni asıl heyecanlandıran takımların* başında real madrid baloncesto geliyor esasen. geçtiğimiz sezon onca sakata ve sıkıntıya rağmen pablo laso'nun nefis coaching'iyle beraber playoff'larda şampiyon efes'i neredeyse eliyorlardı bilindiği üzere. real madrid denince akla hep şatafatlı bütçeler gelir, bir yerde doğrudur da bu düşünce; ancak paranın yanında real madrid basketbolda bir ekol ve bunu aşağıdan oyuncu çıkararak ve/veya başarılı scouting hamleleriyle sağlıyor. carlos alocen ve usman garuba bu fikrin iki bariz kere bariz kanıtı zaten. laso özellikle garuba'dan ilk 5 oyuncusu yarattı geçtiğimiz sezon ve garuba sadece 19 yaşında. alperen şengün'ün de nba yapmadan önce en azından 1 sezon euroleague basketbolunu tatmasını isterdim açıkçası, garuba'nın yaşadığı tecrübeyle yoğrulması daha doğru olurdu sanki ama kendi tercihidir elbette, saygı duyuyorum. real madrid'e dönersem, "ne var yani bu kadar abartacak" mı dediniz? bence demediniz ama dediğinizi varsaydım; 25'lik fransız milli pivot guerschon yabusele, geçtiğimiz sezon lokomotiv kuban'da şahane bir dönem geçiren 26'lık guard nigel williams-goss (ki larkin'in olası ayrılığı sonrası için efes'e yakıştırdığım iki adamdan biriydi wade baldwin ile birlikte), bir diğer fransız milli pivot vincent poirier (27'sinde, nba patentli, sezon bitmeden imzalar atılmıştı) ve son olarak goss-sergio llull ikilisini rotasyonda rahatlatacak olan bir başka fransız thomas heurtel (o artık bir veteran, 32'sinde, yıllaaar yıllar); real madrid'in ana oyuncu rotasyonu kağıt üstünde son derece dominant duruyor, laso'nun bunu pratiğe dökeceğinden de kuşkum yok. yalnız paragrafı klaveyeye alırken dikkatimi çekti de, takımda 4 fransız var, neredeyse ispanyol oyuncu sayısı kadar. işte avrupa birliği'nin birleştirici gücü, ne alakaysa. :(

    efes'imizin geçtiğimiz sezon normal sezonda iki ve finalde bir kez olmak üzere toplamda üç maçta da patates ettiği fc barcelona lassa'ya da kenarından değineyim sertaç şanlı için, biliyorum ki kendisi bu entry'i okuyor* - muazzam bir kadro şişkinliği vardı barça'da, önüne geleni topladıklarından yıllarca kadro şişmişti de şişmişti lakin bu sezon amiyane tabirle tüm safralardan kurtuldular ve yalnızca 1 üst düzey eklemeyle işi bitirdiler, şu an için. sertaç dışında herhangi bir transfer yaptırmadı sarunas jasikevicius, gerek de yok zaten. oyuncu grubu kafadan final four'a yazılacak bir ekip. küçücük bir ihtimal size'lı bir forvete gitme durumları olabilir fakat mevcut piyasada böyle bir isim var mı bilemedim. zalgiris kaunas'ın genç yeteneği rokas jokubaitis yazılıyor şu sıralar barça için ama ne derece katkı sunar mevcut barça yapısında soru işareti. nba falan deniyor jokubaitis için de, daha çok erken yahu. öte yandan bir nebze forvet açığı olan barça'nın adam hanga'yla yolları neden ayırdığını, saras'ın hanga'dan neden bu kadar çabuk vazgeçtiğini anlamadım (yukarıdaki real madrid paragrafında atladığımı fark ettim şu an, hanga zu real madrid). sertaç özelinde ise barça için büyük kazanım. bence avrupa basketbolundaki en iyi birkaç pivottan birine dönüştü sertaç son 1,5 yıl içinde. şutu bu kadar temiz olan başka bir 5 numara olarak aklıma sadece cska moskova'nın alman uzunu johannes voigtmann geliyor, gerçi çeska kendisini daha çok 4 olarak kullanıyor lakin yine de bir uzun voigtmann. sertaç'a dönersem, efes adına ciddi bir kayıp oldu. hem bu kadar iyi hem de türk statüde olan bir ismin yokluğu birtakım rotasyon tercihlerinin değişmesine sebep olacaktır efes'te.

    entry'nin sonlarına doğru kenarından çeska'ya da sarkıntılık yapayım.

    aleksey şved eklemesi, marius grigonis transferi, nikola milutinov'un iyileşmesi derken bayağı bayağı toparladılar kadroyu. mike james'in ayrılışı sonrası will clyburn fazla yalnız kalıyordu bazı maç içi sekanslarında, bu açıdan özellikle grigonis + şved ikilisi bilhassa clutch anlarda dimitris itoudis'in işini kolaylaştıracaktır.

    işbu entry'i bu noktaya kadar okuduysanız 2022 euroleague f4'unda (berlin'de düzenlenecek) yer alabilecek 5 takım hakkında bilgi sahibi oldunuz. açıkçası bu 5 ekip dışındaki ekiplere pek şans vermiyorum kendi perspektifimde, buna olimpia milano ve zenit st. petersburg* da dahil. geçtiğimiz sezonun beklentileri aşırı miktarda aşan takımı bayern çok güç kaybetti, baskonia da hakeza önemli parçalarını yitirdi falan fişman. yine de büyük konuşmamak lazım tabii, neler oldu/oluyor/olacak şu organizasyonda daha neler...

    şu ana kadar tıkırdattıklarım tamamen güncel durumla alakalıydı. portreyi değiştirebilecek bazı isimler var ve bu isimler an itibarıyla boşta. listeler şu şekilde (bazıları -misal şved- listelerden çıktı):

    https://www.eurohoops.net/...-en-iyi-10-oyuncu/3/
    https://www.eurohoops.net/...0-avrupali-oyuncu/2/

    özellikle avrupa tandanslı takımsızlar bir ikisi haricinde gittikleri takımlara ciddi seviye atlatabilir, atlatır. bu açıdan tercihleri epey belirleyici olacak. diğer taraftan larkin gibi birçok oyuncunun 15 ağustos'a kadar nba çıkış hakkına sahip olduklarını belirtmem lazım, henüz yüzde yüz netliklerden bahsedemiyoruz.

    son olarak, yeni euroleague sezonunda as monaco basket ile unics kazan'ın yerinde partizan ile virtus bologna'nın yer almasını çok isterdim. her iki takım da yaptıkları yatırımlarla, kurdukları kadrolarla, mazileriyle euroleague'i çok hak ediyorlar. keşke oraya bir de benetton treviso'yu ekleyebilsek ama o iş yaş maalesef. :(
  • 423
    5 aylık bir aradan sonra yeni sezon artık bugün oynananacak maçlarla başlayacak...

    kısaca değerlendirmemize temsilcimiz efes pilsen * ile başlayalım; biliyorsunuz özellikle euroleaguede şampiyonluğun gelmesinden sonra vasilije micic ve shane larkin ikilisinin ayrılmasına nerdeyse kesin gözüyle bakılıyordu, tüm haberlere konuşulanlara rağmen iki isim de takımda kaldı, efes'in özellikle bu iki ismi kadrosunda tekrar tutabilmesi büyük başarı olarak addedebiliriz.

    bunun dışında genel anlamda kadrosunu koruyan temsilcimizde takımdan sadece sertaç şanlı ayrıldı, efes tek takviyesini bir uzunla sırp basketbolcu filip petrusev ile yaptı. nerdeyse 2-2,5 yıldır avrupa'nın en iyi basketbolunu oynayan temsilcimiz 2021-2022 sezonunda da bence turnuvanın en önemli iki favorisinden biri konumunda. *

    real madrid baloncesto ile devam edelim; ispanyol madrid temsilcisi takıma 3-4 takviye yaptı, bunlardan ilki bir dönem efes forması da giyen thomas heurtel diğeri ise geçen yıl katalonya da oynayan adam hanga; açık açık önden peşin peşin konuşalım bu iki isim sizi euroleague de şampiyon filan yapmaz. ben bu iki ismin real madrid'e transferine pek bir anlam veremedim, iki isim de bence üst düzey basketbolcu değil... bu isimler yerine tristan vukcevic gibi slav kökenli 1-2 genç isim kadroya katılsa idi bence çok daha güzel olurdu.

    real madrid baloncesto takımının kadrosuna kattığı diğer iki isim den biri gard nigel williams-goss diğeri forvet guerschon yabusele oldu. yabusele asvel'in özellikle bazı iç saha maçlarında çok iyi maçlar çıkardı, kısa vadede real madrid'e iyi katkı sağlayacağını düşünüyorum. nigel ise iyi bir gard, geçen yıl rus lokomotiv kuban takımında iyi maçlar çıkarıp 17.6 gibi iyi bir sayı ortalaması yakaladı.

    genel olarak baktığımızda bence eurolig'in en iyi 2-3 takımından biri olan real madrid baloncesto temsilcimiz efes ile birlikte bu sezon da turnuvanın iki favorisinden biri konumunda. sezonun ilk maçlarından birinin real madrid baloncesto ve efes pilsen arasında oynanması da bu anlamda güzel oldu, umarım basketbolseverler için güzel bir akşam olur... :)

    gelelim avrupa basketbolunun ve turnuvanın en başarılı takımlarından olan cska moskova basketbol takımı'na; çeska'da bazı isimler aldı ben tek isme değineceğim;bence avrupa'nın en iyi isimlerinden olan 2-3 yıldır khimki forması giyen aleksey şved, şved'i burda anlatmaya gerek yok, avrupa basketbolunun cska'nın basketbola hediye ettiği isimlerden bir tanesi, nba dönüşü khimki yerine ben tekrar cska'da olmasını çok isterdim ki, o birliktelik bir süre sonra da olsa şimdi gerçekleşti.

    son olarak bitirmeden iki kelam da virtus bologna için edelim; ortada basketbolcuyum diye gezinen isimler eurocup'da milos teodosic'e biraz yardımcı olabilselerdi, bu yıl teo'yu euroleague çatısı altında tekrar izleme şansına sahip olacaktık, kötü şeyler söylemek istemiyorum, darısı seneye diyelim artık...

    euroleague'de 2021-2022 sezonunda final four yine almanya da bu kez farklı şehir başkent berlin'de 27-29 mayıs 2022 tarihlerinde düzenlenecek.

    temsilcimiz efes pilsen'e gönülden başarılar dileyerek entrymize noktayı koyalım. :)
  • 424
    tüm zamanların oyuncu rekorları şu şekildedir:

    bir maçtaki en yüksek performans verimlilik puanı:
    63 – tanoka beard ( zalgiris kaunas), skipper bologna karşısında 22 ocak 2004

    bir maçtaki en fazla sayı:
    49 – shane larkin (anadolu efes), bayern münih karşısında 29 kasım 2019

    bir maçtaki en fazla ribaund:
    24 – andonis foçis (dinamo moskova), benetton basket karşısında 21 mart 2007

    bir maçtaki en fazla hücum ribaundu:
    11 – quadre-michael lollis (ülker), olimpija karşısında 1 kasım 2001

    11 – gregor fučka (barcelona), makkabi tel aviv karşısında 10 şubat 2005

    11 - travis watson (climamio bologna), olimpija karşısında 1 şubat 2006

    bir maçtaki en fazla savunma ribaundu:
    18 – donatas motiejūnas (asseco prokom), olimpija karşısında 7 aralık 2011

    bir maçtaki en fazla asist:
    19 – stefan jović (crvena zvezda), bayern münih karşısında 12 kasım 2015

    bir maçtaki en fazla top çalma:
    11 – jeff trepagnier (ülker), kk partizan karşısında 26 ocak 2006

    bir maçtaki en fazla blok:
    10 – stojko vranković (paf bologna), cibona karşısında 8 şubat 2001

    bir maçtaki en fazla top kaybı:
    11 – sergei bazarevich (st. petersburg lions), aek atina karşısında 13 aralık 2000

    bir maçtaki en fazla serbest atış sayısı:
    18 – nikola mirotić (real madrid), zalgiris kaunas karşısında 17 mart 2013 (18/18)

    bir maçtaki en fazla hiç kaçırmadan atılan serbest atış sayısı:
    18 – nikola mirotić (real madrid), zalgiris kaunas karşısında 17 mart 2013

    bir maçtaki en fazla serbest atış kulanan:
    21 – bobby brown (montepaschi siena), fenerbahçe karşısında 2 kasım 2012 (16/21)

    bir maçtaki en fazla başarılı 2 sayılık atış:
    18 – kaspars kambala (efes pilsen), barcelona karşısında 30 ekim 2002 (18/28)

    bir maçtaki en fazla hiç kaçırmadan atılan 2 sayılık atış
    11 – gustavo ayón (real madrid), fenerbahçe karşısında 19 mayıs 2019

    bir maçtaki en fazla 2 sayılık atış denemesi:
    28 – kaspars kambala (efes pilsen), barcelona karşısında 30 ekim 2002 (18/28)

    bir maçtaki en fazla başarılı 3 sayılık atış:
    10 – andrew goudelock (fenerbahçe), bayern münih karşısında 13 kasım 2014 (10/13)

    10 – shane larkin (anadolu efes), bayern münih karşısında 29 kasım 2019 (10/12)

    10 – shane larkin (anadolu efes), olimpiakos karşısında 6 mart 2020 (10/15)

    bir maçtaki en fazla hiç kaçırmadan atılan 3 sayılık atış:
    9 – saulius štombergas (tau ceramica), aek atina karşısında 4 nisan 2001

    bir maçtaki en fazla 3 sayılık atış denemesi:
    19 – thomas kelati(unicaja), lottomatica romakarşısında 4 mart 2009 (9/19)
  • 425
    ispanyol takımları ve cska'nın senelerdir aleni bir biçimde kollandığı rezil organizasyon.

    2021-22 sezonu için şampiyonluk adına seçtikleri takım barcelona olmuştur. bu sezon barça'nın sadece efes'e karşı değil diğer tüm maçlarını izleyenler yaşanan rezilliğin ne boyutta olduğunu bilirler. zamanında ezeli rakibimiz de olsa hakkını savunmak gerekir ki fenerbahçe'nin cska ve real madrid'e karşı yaşadığı hakem skandalları da bu organizasyonda kimin nasıl lobilere sahip olduğunun açık örneğidir.

    ergin ataman 2021-22 sezonunda oynanan iki barcelona maçında da saçma sapan şekilde oyundan atıldı. koç tek başına bu rezil organizasyona baş kaldırmış durumda. artık bir şeyler değişmeli ve bu değişimde tüm basketbol severler isyan bayrağını çeken ergin ataman'ın yanında olmalı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın