3419
gönlümden geçen budur,bizim aşkımız kara sevdadır.
bu sezon futbol takımında yaşanan 3.örneği ele alalım, rijkaard yetersiz gördüğü servet yerine stoper ister, yönetim yeni bir futbolcu almaz, servet “bana güvenmeyenler benden performans beklemesin açıklamasını” yapıyor ve rijkaard’ın sözleşmemsine son veriliyor.yönetim kadroyu yenilemek yerine en baştaki teknik direktörü değiştirmeyi işin kolay yolunu seçiyor,diye fikir yürüterek en azından aklınızda bazı konuları kafanızda oturtmaya çalışıyorsunuz.
sonra galatasaray’ın efsane ismi george hagi 2.kez teknik direktör olarak takımın başına getiriliyor, bütün sezon büyük ümitlerle beklediğiniz transfer misimoviç 9 maç oynadıktan sonra sırf çiklet çiğnediğinden dolayı a2 takımına gönderiliyor. hagi’nin kaprisi, zaten kötü oynuyordu, kim bilir takım otobüsünde ne yapmıştır ? gibi çeşitli nedenlere her ne kadar inanmasak bile sineye çekip sezona devam ediyoruz. aklımızın bir köşesinde “tamam ya bundan daha saçma sapan daha garip bir şey daha olamaz” diyoruz.
daha sonra hagi,fenerbahçe maçı sonunda gönderiliyor, yerine bülent ünder geliyor.bülent ünder’in kaybedilen maç sonrası ilk icraatı, son pozisyonda pas vermediği ve o topun dönüp gol olması nedeniyle pino’yu a2 takımına göndermesi oldu.bu futbolcu sezon yarısında tek forvet olarak oynamış ve hemen hemen bütün pozisyonları bu şekilde harcamışken tek bir pozisyonda futbolcuyu a2’ye gönderilmesi tam anlamı ile akıllara durgunluk verici…bunu her hangi sağlıklı bir zihniyetin anlaması mümkün değil.belki de çiklet çiğnese ve bu şekilde gönderse daha kabullenebilirdi.
galatasaray’ın bu tutarsız davranışlarına artık spor kamuoyuna şaşırtıcı gelmiyor.bu sezon galatasaray bizi şaşırtmaya o kadar alıştı ki …
akıl sağlığı yerinde olan bir galatasaray taraftarının bu son gelişmeler dahilinde kendine “ 1 dakika ben neyi,kimi takip ediyorum,bunlar ne yapıyor” deyip bu yaşananları akıl fitlersinden geçirmesi ve mantık çerçevesine oturmaması pek mümkün gözükmüyor.seyrettiklerimizin bu yaşananların tek bir sezonda olduğuna ve hepsinin nedenlerin olduğuna kimse inanmıyor inanamıyor…
bu sezon yaşananlardan sonra “hala bundan daha şaşırtıcı daha kötü ne yaşabilirim ki” sorusunu aklıma getiriyor. açık söyleyeyim futbol zevkimi,futbola olan ilgime 2010-2011 sezonu büyük bir darbe vurmuştur o ayrı…
ama,bütün bu gittiğimiz maçlar,ayakta maç seyretmeler,kavgalar,küfürler,deplasmanlar,pankartlar,meşaleler,sigaralar,tutkular,ızdıraplar.. hiç biri akıllı insan işi değil ki o yüzden en güzeli futbolu uzaktan takip eden bir arkadaşımın sorduğu gibi “bu işler çok kötü gidiyor ama seneye her şey siliniyor her şey en baştan başlıyor değil mi ?”
bu sezon futbol takımında yaşanan 3.örneği ele alalım, rijkaard yetersiz gördüğü servet yerine stoper ister, yönetim yeni bir futbolcu almaz, servet “bana güvenmeyenler benden performans beklemesin açıklamasını” yapıyor ve rijkaard’ın sözleşmemsine son veriliyor.yönetim kadroyu yenilemek yerine en baştaki teknik direktörü değiştirmeyi işin kolay yolunu seçiyor,diye fikir yürüterek en azından aklınızda bazı konuları kafanızda oturtmaya çalışıyorsunuz.
sonra galatasaray’ın efsane ismi george hagi 2.kez teknik direktör olarak takımın başına getiriliyor, bütün sezon büyük ümitlerle beklediğiniz transfer misimoviç 9 maç oynadıktan sonra sırf çiklet çiğnediğinden dolayı a2 takımına gönderiliyor. hagi’nin kaprisi, zaten kötü oynuyordu, kim bilir takım otobüsünde ne yapmıştır ? gibi çeşitli nedenlere her ne kadar inanmasak bile sineye çekip sezona devam ediyoruz. aklımızın bir köşesinde “tamam ya bundan daha saçma sapan daha garip bir şey daha olamaz” diyoruz.
daha sonra hagi,fenerbahçe maçı sonunda gönderiliyor, yerine bülent ünder geliyor.bülent ünder’in kaybedilen maç sonrası ilk icraatı, son pozisyonda pas vermediği ve o topun dönüp gol olması nedeniyle pino’yu a2 takımına göndermesi oldu.bu futbolcu sezon yarısında tek forvet olarak oynamış ve hemen hemen bütün pozisyonları bu şekilde harcamışken tek bir pozisyonda futbolcuyu a2’ye gönderilmesi tam anlamı ile akıllara durgunluk verici…bunu her hangi sağlıklı bir zihniyetin anlaması mümkün değil.belki de çiklet çiğnese ve bu şekilde gönderse daha kabullenebilirdi.
galatasaray’ın bu tutarsız davranışlarına artık spor kamuoyuna şaşırtıcı gelmiyor.bu sezon galatasaray bizi şaşırtmaya o kadar alıştı ki …
akıl sağlığı yerinde olan bir galatasaray taraftarının bu son gelişmeler dahilinde kendine “ 1 dakika ben neyi,kimi takip ediyorum,bunlar ne yapıyor” deyip bu yaşananları akıl fitlersinden geçirmesi ve mantık çerçevesine oturmaması pek mümkün gözükmüyor.seyrettiklerimizin bu yaşananların tek bir sezonda olduğuna ve hepsinin nedenlerin olduğuna kimse inanmıyor inanamıyor…
bu sezon yaşananlardan sonra “hala bundan daha şaşırtıcı daha kötü ne yaşabilirim ki” sorusunu aklıma getiriyor. açık söyleyeyim futbol zevkimi,futbola olan ilgime 2010-2011 sezonu büyük bir darbe vurmuştur o ayrı…
ama,bütün bu gittiğimiz maçlar,ayakta maç seyretmeler,kavgalar,küfürler,deplasmanlar,pankartlar,meşaleler,sigaralar,tutkular,ızdıraplar.. hiç biri akıllı insan işi değil ki o yüzden en güzeli futbolu uzaktan takip eden bir arkadaşımın sorduğu gibi “bu işler çok kötü gidiyor ama seneye her şey siliniyor her şey en baştan başlıyor değil mi ?”