31763
gerçek anlamda başarılı olduğu tek dönem 96-00 olan hocamız (öznel yani bana göre öyle). başarıdan kastım oynattığı futbol ve avrupada yaptıkları. yoksa şampiyonluk hesabı yapacaksak tabiki çok başarılı ama ben sahada oynanan futbola özellikle de avrupa maçlarında oynanan futbola önem veriyorum. o yüzden bana göre bu böyle.
o dönem elinin altındaki takımın bazı özellikleri malesef hala hocayı kovalamakta. koşan pres yapan, top şişirildiğinde toplayan, dağıtan santrafor, rakibin kilidini açacak bir on numara, yorulmayan bir orta saha, top oynama becerisi yüksek defans ve ayağına hakim kaleci. elinde bu malzeme varken de bugün özellikle kloppun takımlarında gıpta ile seyrettiğimiz sistemi 20 küsur sene önce çatır çatır oynayan bir takımımız vardı.
hoca fiorentinaya gitti, oradan kendisini milana taşıyacak başarılar elde etti fiorentinanın başında. orada da benzer sistemi uygulayacağı toldodan başlayıp, amarallı, di liviolu, özellikle rui costalı, chiesalı, nuno gomesli bir takım vardı.
sonraki galatasaray maceralarında ise en iyi dönemi, drogba-sneijderli galatasaraydı.
hocaya lazım olan santrafor malesef mustafa veya diagne değil. yorulmayan orta saha, oyun kurma özellikleri itibari ile berkan-taylan değil. 10 numara morutan veya cicaldau değil, oyun kuracak defans oyuncusu luyindama değil. ayağına hakim kaleci muslera hiç değil.
daha da acısı bu takımı dört senede ilmek ilmek kendisi kurdu ve bir türlü kafasındaki sisteme uyduramıyor. uyduramaz da çünkü futbol değişti. belhandadan hagi de, rui costa da, sneijder de çıkmayacağı için 2 senemiz gitti. aradığı santraforu bulamadı. orta sahayı kuramadı. suçlu hep yönetimler oldu ama malesef öyle de değil. hocaya sihirli değneği ile lukakuyu türk yapıp, olmayan para ve prestijle transfer edecek bir yönetim lazım. yoksa yönetim suçlu olacak ocak ayında. bence bu gece halil alınacak ama halil hocaya ilaç olmaz, olamaz. ayrıca yetmez. gedson alınamazsa yine kabak yönetime patlar. dediğim gibi futbol değişti. hoca ise buna ayak uyduramıyor. uydurabilse elindeki kadro ile şampiyonluğu 13,5 adamlı sergene kaptırmazdı.
efsanelerimizden biridir, futbol direktörü olsun, olmuyorsa yanına ileride takımı emanet edeceğimiz birisini mesela tugayı alsın. 3 sene bekleyelim, gençleşelim, yardımcıları ile birlikte modern futbola ayak uydurmaya başlasın. ama bunlar da olmuyor. ego izin vermiyor.
elindeki harç, istediği yemeği yapmaya müsait değil, kendisi de başka yemek tarifi bilmiyor, bilse de uygulama derdinde değil. neticede de hepimiz aç kalıyoruz. istediği tipte oyunculara sahip olamayınca sistemi saçma bir pas oyununa dönüşüyor ve pas konusunda onun istediği becerilere sahip olmayan muslera, stoperler ve savunma yönü iyi orta sahalarımız her maç gol yediriyorlar. forvetlerde de yediğinden fazlasını atacak enerji kalmıyor ve kanat oyuncuları gol açığını kapayabilecek özellikte değiller.
ya hoca kafasını değiştirecek ki bunu tek başına ya da selçuk ve necati ile yapması mümkün değil, ya da bu birliktelik malesef efsaneliğinden ve galatasaraydan çok şey götürerek bitecek.
o dönem elinin altındaki takımın bazı özellikleri malesef hala hocayı kovalamakta. koşan pres yapan, top şişirildiğinde toplayan, dağıtan santrafor, rakibin kilidini açacak bir on numara, yorulmayan bir orta saha, top oynama becerisi yüksek defans ve ayağına hakim kaleci. elinde bu malzeme varken de bugün özellikle kloppun takımlarında gıpta ile seyrettiğimiz sistemi 20 küsur sene önce çatır çatır oynayan bir takımımız vardı.
hoca fiorentinaya gitti, oradan kendisini milana taşıyacak başarılar elde etti fiorentinanın başında. orada da benzer sistemi uygulayacağı toldodan başlayıp, amarallı, di liviolu, özellikle rui costalı, chiesalı, nuno gomesli bir takım vardı.
sonraki galatasaray maceralarında ise en iyi dönemi, drogba-sneijderli galatasaraydı.
hocaya lazım olan santrafor malesef mustafa veya diagne değil. yorulmayan orta saha, oyun kurma özellikleri itibari ile berkan-taylan değil. 10 numara morutan veya cicaldau değil, oyun kuracak defans oyuncusu luyindama değil. ayağına hakim kaleci muslera hiç değil.
daha da acısı bu takımı dört senede ilmek ilmek kendisi kurdu ve bir türlü kafasındaki sisteme uyduramıyor. uyduramaz da çünkü futbol değişti. belhandadan hagi de, rui costa da, sneijder de çıkmayacağı için 2 senemiz gitti. aradığı santraforu bulamadı. orta sahayı kuramadı. suçlu hep yönetimler oldu ama malesef öyle de değil. hocaya sihirli değneği ile lukakuyu türk yapıp, olmayan para ve prestijle transfer edecek bir yönetim lazım. yoksa yönetim suçlu olacak ocak ayında. bence bu gece halil alınacak ama halil hocaya ilaç olmaz, olamaz. ayrıca yetmez. gedson alınamazsa yine kabak yönetime patlar. dediğim gibi futbol değişti. hoca ise buna ayak uyduramıyor. uydurabilse elindeki kadro ile şampiyonluğu 13,5 adamlı sergene kaptırmazdı.
efsanelerimizden biridir, futbol direktörü olsun, olmuyorsa yanına ileride takımı emanet edeceğimiz birisini mesela tugayı alsın. 3 sene bekleyelim, gençleşelim, yardımcıları ile birlikte modern futbola ayak uydurmaya başlasın. ama bunlar da olmuyor. ego izin vermiyor.
elindeki harç, istediği yemeği yapmaya müsait değil, kendisi de başka yemek tarifi bilmiyor, bilse de uygulama derdinde değil. neticede de hepimiz aç kalıyoruz. istediği tipte oyunculara sahip olamayınca sistemi saçma bir pas oyununa dönüşüyor ve pas konusunda onun istediği becerilere sahip olmayan muslera, stoperler ve savunma yönü iyi orta sahalarımız her maç gol yediriyorlar. forvetlerde de yediğinden fazlasını atacak enerji kalmıyor ve kanat oyuncuları gol açığını kapayabilecek özellikte değiller.
ya hoca kafasını değiştirecek ki bunu tek başına ya da selçuk ve necati ile yapması mümkün değil, ya da bu birliktelik malesef efsaneliğinden ve galatasaraydan çok şey götürerek bitecek.
