resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 31652
    görev süresi olan son 4 yılda 2 kez şampiyonluk yaşatan, bir önceki sezonda ise 84 puanla ve tek golle şampiyonluğu kaçıran hoca. üstelik bunu ffp belası başında olduğu için toplama kiralık topçularla, yama yapa yapa, basiretsiz bir yönetimle gerçekleştirdi. bu süreçte tff'nin galatasaray'a ve hocaya ''özel'' tutumu da şehir efsanesi değil. bu adam her transfer sezonunda bize çizdiği transfer profilini nihayet 5. sezonunda yeni yönetim sayesinde yapabildi. yani 4. gelişinde sabır göstermemiz gereken, ekstra kredi vermemiz gereken bir sezon varsa o sezon bu sezondur.
  • 31653
    uzun süredir performansının oldukça düşük olduğunu düşünmeme rağmen 29 ağustos 2021 kasımpaşa galatasaray maçı özelinde kendisini suçlu bulmuyorum. ne yazık ki hazırlık maçı oynayacak vaktimiz olmadı. futbolcuların yarısı uefa'da oynuyor yarısı ligde, ne olduğu belli olmayan bir süreç. 7 yeni futbolcu ilk 11'e monte olmuş. yani bu aslında 7 değil birbirini tanımayan 11 yeni oyuncu demek. aklındaki denemeleri hoca biraz da rehavete kapılarak bu maçta yaptı ve puan kaybının sorumlusu oldu. eğer ki bundan bir ders çıkarılırsa ben ligin 3. haftasında kaybedilen puanı kayıp olarak görmem.
  • 31654
    tek golle kaçırdığı için başarılı sayıldığı 20-21 sezonundaki 84 puanı 42 hafta gibi absürt bir lig oluşumun da almış olandır. sanırsın 34 hafta kıyasıya rekabet ettik de beşiktaş burun farkıyla bitirdi. hayır, bjk uzun süre önde götürdüğü ligi yine kendi acemiliği ile son maçta averaja bıraktı. biz ise küme düşen denizli'ye 2 penaltı ile güç bela 4 atıp, şampiyonluk maçında yine emre akbaba 11 ile çıkıp, ilk yarısında şampiyonluğu "gerek yok" deyip geri verdik. 20-21 sezonu için başarılı denecek bir yanı yok.
  • 31655
    oyuncu değişikliklerini "kağıt üstünde" yaptığını düşündüğüm hocamız.
    peki nedir bu kağıt üstünde değişiklik?

    şöyle izah edeyim, diyelim ki takım çok fazla gömülmeye başladı ve rakip bizi baskı altına aldı. hocanın kafasında basit bir denklem var: yarı sahamızdan çıkamıyoruz o zaman ilerde top tutan oyuncu alayım. ve babel oyuna girer...

    ancak sorun burda başlıyor, senin çıkamama sebebin orta saha göbeğinin oyundan düşmesi, oraya direnç artıracak oyuncu almalısın... babel girdiğinde olmayan direnciyle hepten gömülüyoruz ve rakibin kaç gole ihtiyacı varsa o kadar gol yiyerek maçı tamamlıyoruz.

    hatırlarsanız; selçuk inan da 70ine gelip emekli olmayı düşünmeyen edebiyat öğretmenleri kıvamında bir futbolcuydu 30 yaşından emekli olana kadar... hoca da ne zaman gömülsek selçuk iyi "pas" yapar top bizde kalır düşüncesiyle bu mıymıntı arkadaşı alırdı oyuna. ve tarifemiz değişmezdi. o zaman da hoca anlamıyordu ki topun bizde kalmaması, pas yapamadığımız için değil "top kapamadığımız" içindi...
  • 31656
    (bkz: süper lig 2020-2021 sezonu)

    çoğunlukla rakip takım taraftarları tarafından yapılan algı çalışmasının aksine takımı geçtiğimiz sezon şampiyon olan beşiktaş’tan çok daha iyi top oynamıştır. bunu hem defaatle paylaşılan istatistikler hem de hakem standartları arasındaki 180 derecelik farka rağmen 2 takımın aynı puanı toplamış olması gösteriyor. fanatizmden veya düşmanlıktan gözü kör olmamış ve azıcık futbol bilgisi olan herkes biliyor ki geçtiğimiz sezon hakem yönetimleri adil olsa beşiktaş’a minimum 10 puan fark atmıştık. işte bu yüzdendir ki bizim 2.liğimizi beşiktaş’ın nasıl alındığı belli olan şampiyonluğuna 50 kere tercih ederim.
  • 31657
    hala 2019-2020 ve 2020-2021 sezonlarındaki başarısızlığına kılıf bulunan hoca. gören de bu senelerde eline toplama takım verdiler zanneder. bir kere 2019-20 sezonunda kurulan kadro türkiye ligi’nde fb,bjk,ts dahil kurulmuş en iyi kadrolardan biridir. 2020-21’de ise bir ara takım kaybetmeyecekmiş gibi oynarken hoca tuttu çomak sokup alaşağı etti takımı.

    türkiye’de hiçbir takım eksiksiz, tam kadro sezona başlamaz başlasa bile nadirdir. her şartta hocayı canhıraş savunanlara göre geçtiğimiz senelerde suçu ffp, yönetim ve federasyona attık bu senede 6 numara alınmazsa 6 numarasızlık ve mohamed’in “formsuzluğuna” bağlarız.
  • 31658
    fatih hoca özelinde söylediğimin arkasındayım. adam göreve geldiğinden beri genç oyuncu transfer edeceğiz, transfer edeceğimiz oyuncular 25 yaş altı olacak dedikçe ffp gerçeklerine ve basiretsiz bir yönetime çarpmış bu hedefler. e şimdi ffp diye bir şey yok, yeni ve dinamik bir yönetim gelmiş tam da hocanın şampiyon olduğumuzda dahi dile getirdiği profile uygun transferler yapılıyor ama ligde 3 hafta geçmişken hocayı gönderelim diye sesler yükseliyor. madem taraftarda hocaya karşı bu kredi yoktu eğer yönetim bir maceraya girerse ben de yönetimden hesap sorarım niye fatih terim'e takım kurdurtup 3-5 haftada yolladınız diye. burası dingonun ahırı mı ki bir hocaya 25-30 milyon euro para harcatıp bir iki kayıptan sonra göndermeye kalkıyorsunuz?

    toparlayacak olursam benim derdim fatih hoca'nın gitmesi veya kalması değil. sözleşmesi bitmiş bir adamla 3 yıllık yeni sözleşme yapıp bu adamın istediği oyuncuları getirip güveniyorsan arkasında duracaksın kardeşim. keşke ligi 6. bitirdiğimiz sezonda gönderilseydi ama şu anda ağır bir durum oluşmadığı sürece bir süre daha sabredeceğiz. sabırdan kastım hocanın talep ettiği gibi 3 yıl falan da değil hani. zaten bu yıl ya başarılı olacak ya da hep birlikte göndereceğiz bu noktada eminim en fanatik terimciler bile hem fikirdir.

    dipnot: 2020-2021 sezonunda bizden ''5 gömlek üstün'' oyun oynayan beşiktaş'a karşı şampiyonluğu bir golle kaybettik buna ister beşiktaş'ın acemiliği deyin ister galatasaray'ın ligin son haftalarındaki atağı deyin. bu arada aynı ''5 gömlek üstün'' oynayan beşiktaş'ı seyircisiz oynanan hedef maçta 3-1 yendiğimizi de unutmayalım. madem lig özelinde 1 gol farkla şampiyonluğu kaçırdığımız için en başarılı takım kadar başarılı sayılmayacağız aynı mantıkla, geriden gelip şampiyon olduğumuz ''8'de kapanır 18'de'' sezonunda da ligde başarısız sayılır mıyız?
  • 31659
    fanatiklerinin ısrarla anlamaktan kaçındığı bir husus var. istatistiklerle, puan hesabıyla savunulmaya çalışıyorlar sürekli. öncelikle aynı puanda bitirdiğimiz bjk bizden kadro kalitesi olarak gerideydi. hadi bu göreceli bir durum, ligin son haftalarında fatih terim evlatçılık yapmasaydı, emre akbaba vs tutturmasaydı şampiyon olur muyduk? olurduk. bunu da evlatlarla çıkılan ilk yarılardaki rezil futbolun ardından 2. yarı değişiklikleriyle şahlanan takımdan anlayabiliriz. sadece malatya ve denizli maçlarında evlatçılık yerine şampiyonluğa odaklansaydı şampiyonduk. şampiyonluğu kaybedebilirsin ama kaybetme sebebin evlatçılık ise eleştirilmesi de gayet normal. geçen sezon arda, babel'in aldığı sürelerin bir kısmını kerem almış olsa, son haftalarda emre akbaba yerine kılınç oynasa, kaç puan geriden gelip kaç puan önde bitirdiğimizi konuşuyor olacaktık.
    bu sene yapılanma dedi, genç transfer dedi, yönetim de arkasında durdu, her istediğini aldı ama biz hala ilk fırsatta sahaya sürülen öz evlatları görüyoruz, rezil oynadığımız maçlardan sonra çok pozisyon bulduk ama diye başlayan envai çeşit bahane masalları dinliyoruz.
    ben kendi adıma, evlatçılığı bıraksın, pas oyunu takıntısından kurtulup gençlerle bir sistem kurmaya çalışan fatih terim'e sonuna kadar destek veririm. ligi kaçıncı sırada bitirdiğimizin de önemi yok. yeter ki önce galatasaray sonra evlatlar desin. yeter ki defanstan pasla çıkma konusu gibi obsesif tutumlardan vazgeçsin.
  • 31660
    kendisine kızdığım bir konu var. kadrodaki bütün eksiklikleri, transfer ile kapatmaya çalışıyor.önceki yıllarda ffp yüzünden içimizden çözdüğü oldu altyapıdaki futbolcuları unutmuş bi davranıyor. mesela arda, babel gireceğine yunus akgün girmez mi maça? mesela 6 numara istiyor kendisi, altyapıda hiç mi 6 numara yok? abdussamed ne zaman oynayacak?
  • 31661
    biraz zamana ihtiyaci olan ve dogru yola donmus teknik direktor. turkiyenin en kariyerli futbol adami. birkac yildir saha disinda daha aktif. kendisini yavas yavas futbola verecek ve ozledigimiz galatasaray i bize izletecek. bundan eminim. yepyeni yildizlari da hediye edecek turk futboluna. tabi sezon basinda akbaba, turan ve bayram gibi oyuncularin takimda kalmasi, ya da kotu futbol beni de hayalkirikligina ugratti ama en azindan bir sezon duzenleme yapmayi hakediyor. bize dusen desteklemek takimimizi.
  • 31662
    bugün hakkında yazılan girdileri okudum. yüzde 95'i olumsuz. hocanın ayrılmasını istiyorlar. hoca ayrılınca kim gelecek . okan buruk mu? sözlükte ki yazarların yüzde ellisi istiyor, yüzde ellisi geçmiş dönemlerde yaşanılandan dolayı istemiyor. nur topu gibi taraftar arasında yeni bir kutuplaşma. hadi yabancı hoca geldi. ıgor tudor'a medya az yüklenmedi. buna paralı trolleri de ekle. hayal bile edemiyorum. yönetiminin bu konu üzerinde yıpratılmasına girmiyorum. tff ve diğer kurumları eklemedim. en azından devre arasına kadar beklememiz gerekiyor. bakalım yolun sonu nereye gidecek. yönetimden beklentim ise, hocanın oyununu sorgulayacak bir yardımcının olması. kendi hissiyatım ise taşların yerine oturacağı.
  • 31663
    bu kadar transfer yapıldıktan sonra işin sonunu görmeden hiçbir yere gitmemesi gereken hocamız. transfer sezonu kapandığında muhtemelen elinde çok iyi bir kadro olacak. yani şu eksik bu eksik mazaretlerini duymamamız gerekiyor.
    ayrıca bu sezon ligde tepede oluruz bence. ama benim için önemli olan avrupa.
    lazio, marsilya gibi takımlara karşı nasıl bir oyun ortaya koyacağız merak ediyorum. bu takımlarla denk bir mücadele ortaya koyan bir takım yaratirsa mutlu olurum. yoksa lig umrumda bile değil.
  • 31664
    her yazdığımda hocayı ne kadar sevdiğimi fakat yorulduğunu düşündüğümü veya garip ısrarlarının olduğunu belirtmeye çalışıyorum ama son 2-3 maçtır takım daha istekli oynuyor daha da iyi olur inşallah gel gelelim tek sorun teknik ve taktik değil, sanırım hoca her ne kadar hep futbol içinde kalmış olsa da kuşak farkı sıkıntı oluyor. o zamanlar 23-24 yaşındaki tugay, okan, suat, şükür, şu andaki 30 yaşındaki bir futbolcudan olgundular. duygusal forvet diye adı çıkan hakan bile hoca bağırıp çağırdığında işine bakardı şimdi ise mental kırılganlığı had safhada bir oyuncu grubu ile uğraşıyor hoca.
  • 31665
    daha önce yaptığım bir eleştiriyi bir daha yazmayı sevmiyorum. hele hele üzerinden 7 gün geçmeden hayatta aynı şeyi yazmam. (u: buna sebebine dair çemkirmem gerek, eğer unutmazsam yazının sonun yazıyla bağımsız bir kısım ekleyeceğim) o yazıyı buraya koyacağım çünkü bir yerde orada yazdığımı tekrarlamam gerek. ancak asıl yazmak istediğim husus başka. o da 6 numara mevzusu. bunu bu başlığa yazma sebebim de hocanın son toplantıdaki sözleri. kalbim kırık, bir cephe daha kaybetmiş gibi hissediyorum. (u: :()

    (bkz: #3227973)

    bugün mehmet demirkol'u izliyordum. bence neden sonuç ilişkisinde bir yerde kırılım yaşadığı için benim kafamdakinden daha karamsar bir tablo çizdi. bunun sebebi 6 numara mevzusu. öncelikle şurada bir anlaşalım. burada 6 numara diye konuşulan hadise savunmayla alakalı bir şey değil. burada mehmet demirkol'un eksik bırakıldığı dediği ve taylan özelinde (hatta berkan da dahil) konuşulan konu sırtı rakip kaleye dönük top alma hadisesi. zaten savunmayla alakalı istatistiklerine baktığınızda taylan'ın joseph'ten istatistik kağıdında eksik olmadığını görürsünüz. hadi göz testimizle joseph'i daha öne koyalım ama bu yine de çok bir fark yaratmaz. mehmet demirkol'un bunun üzerine söylediği ilginç bir şey daha var. o bölgede oynayan oyuncunun soğukkanlı ve sade oynaması gerek. yanındakine, kalecine topu ver ve açığa çıkıp geri al üzerinden tanımladı. eleştirisi de taylan ve berkan'ın her seferinde özel bir şey deneme çabasıydı. bu da kafa açan bir eleştiri, burada dursun istiyorum.

    gelelim yukarıda referans olarak verdiğim entryme ve mehmet demirkol'la (ve buradaki çoğu insanla uyuşmadığım noktaya) gelelim. burada analizde bir eksik görüyorum. mehmet demirkol da analizindeki geri 4'lünün (marcao'yu dışarıda bırakıyorum) oyun kurma meziyeti olmadığı hususunda hem fikirim. evet taylan da berkan da yüzlerini rakip kaleye döndüklerinde tehlikeliler. (yukarıdaki paragrafa eklediğim eleştirisi üzerine düşününce o konuda da hem fikir oluyorum açıkçası.) temelde geriden oyun kurmakta zorlanınca (ki marcao'nun yediği halt burada daha çok göze batıyor) 6 numaranızın yukarıda özetlediğim gibi bir oyuncu olması daha önemli hale geliyor. ama burada taylan ve berkan'ın işini zorlaştıran bir tercihimiz var. o yukarıda verdiğim entryde anlatmaya çalıştığım şey buydu. pva 2. bölgede iç gibi konumlanıp ceza sahasının asist zone denen yerine çok giriyor. bunun planlı olduğu çok belli. ancak bir mariano gibi geriden oyun kurulumuna katılmıyor. sacha'dan böyle bir şey beklemiyoruz zaten. nelson daha bunu göstermedi ve luyindama'nın devamlılık problemleri çok bariz zaten. bu setupta ben beklerin erken gönderilmesine karşıyım. zira rakip oradaki adamlarını da merkez baskısına yardımcı eleman olarak konumlayabiliyor. evet 1. bölgede topun beklerden çıkmasını istemiyoruz ancak en azından bir tanesi gecikmeli olarak öne çıkarsa orta sahalarımızın yüzünü dönecek zaman ve alana ulaşabileceğini düşünüyorum. bir de bunun üzerine taylan berkan ikilisini selçuk melo ikilisi gibi (tandem) kullanırsak klasik bir sırtı rakip kaleye dönük top oynayabilen 6 numaraya gerek kalmadan çözüm olabileceğini düşünüyorum. hatta bunun üzerine çalışıldığına da neredeyse eminim. takımın dağılmadığı anlarda berkan taylan ikilisinden birinin bir çizgiye öne doğru kırık kalıp (özellikle sacha'nın koridorunun arkasına) merkezde top alan diğer orta saha için pozisyon aldığını çok gördüm. buradaki mantık basit. stoperden top alan oyuncu için rakip eşleşmelerin tersine bir şekilde pas alış-verişi için koyuyorsunuz. topu kaptırırsanız da hemen müdahale etmesi için de 4 kişi bulunmuş oluyor. zaten gedson'un bu kadar istenmesinin sebebini de bu olarak görüyorum. hem 2. pası alıp dönebiliyor hem alış verişi var hem de driblingi var. bundan 10 yıl evvel guardiola morinho'nun baskısını kırmak için 3'lüye dönmüştü. arkada pas alabilecek kişi sayısını bir daha arttırmak için.

    bu iki konsept birleştirildiği zaman ben bu sorunun çözüleceğine inanıyorum. takımın başka problemleri de var. mesela parselasyonla alakalı problemleri var. ancak bahsettiğim sorun çözülürse direkt parselasyon probleminin de pozitif etkileneceğini düşünüyorum. şuan yönlendirme amaçlı baskıyı bence fena yapmıyoruz ancak top bizim ayağımıza geçtiğinde hazır rakip çalkalanmışken bulabileceğimiz fırsatları zorlamıyoruz. örneğin bunun da zamanla belli bir seviyeye kadar düzeleceğini düşünüyorum. vuruş kalitemiz düşük. bunun da düzeleceğini pek inanmıyorum. bu liste uzayabilir. özetle burada kurguda bir iki değişiklik ve alışkanlıkla sorunların önemli kısmının (zamanla, bu çok önemli) gelişeceğine baya inanıyorum. bu gelişimin sonunda oluşan şey yeterli olur mu, bilmem ama bir alan gördüğümü söyleyeyim.

    şimdi bu kadar yazının sonunda neden ben bu yazıyı yazdığım sorusuna gelelim. ben klasik 6'lardan çok sıkıldım arkadaşlar, çok. bir de bunlar sert vurdu mu kıran cinsten olur, üff. hah işte ben bu tarz düşük mpbilitesi olan, sert, stoperlerin arasına konuşlanan ve bunda uzmanlaşan oyunculardan çok sıkıldım (dikkat ederseniz burada kaliteden bahsetmiyorum). 8'lerden oluşmuş, dönüşmeli oynayan sonsuz bir sweeper takımı olalım istiyorum. bu sebepten bu seneki planlamaya ben çok yükseliyorum. ama olay yine bir fernando'ya dönerse (altına basa basa söylüyorum çok kaliteli oyuncu ona lafım yok) benim tadım kaçacak. oysa hocamı da olduğum safta görmek öz güven verici bir şeydi. bu sebepten bu yazıyı buraya yazdım zaten.

    not: yazı burada bitti. sıradaki paragraf yazar hezeyanlarından oluşmakta.

    bu arada 1 paragraf yazacağım diye eşşek gibi yazmışım ya, tuhaf. neyse bir konuda çemkireceğim demiştim onu da yapıp kaçıyorum. ben aynı insanların bir tercihe dair aynı eleştirilerini okumayı hiç sevmiyorum. örnek vereyim bir hoca 3'lü savunma hattıyla oynama kararı aldı. yorum yapan kişiye göre de bu hatalı. bu çok temel karar. hadi buna dair eleştirini yaptın, bitsin artık orada. senin görüşüne göre hocalar en temelde verdikleri kararı değiştirmeyecekler. temele dair verilen kararlar değişmez demeye çalışmıyorum ama eleştiri yapanın kendi cümlesinin duvara nakşedilmiş gibi davranması beni yoruyor. bu arada eleştiri dozu artabilir. aynı eleştiri etrafında da dönebilirsin ancak analizin artık hocanın verdiği karar çevresinde olmalı. örnekten devam edersek, adam 3'lü oynamaya karar verdikten sonra oluşan problemleri sen hala zıttı bir perspektiften önerilerle eleştirirsen buyurun fm orada. bu örnekte 3'lü oynama hala eleştirilebilir bir şey ancak kendi inançlarının tersinde bir hamle yapıldığı için aynı cümlelerin bana okutulmasına sinir oluyorum. bu sebepten bu yazının önemli bir kısmında daha önce yazdıklarımı tekrar etmek beni rahatsız ediyor. evet aslan nihatin çalımları muazzam eleştirin herkesçe onay gördü ve buna rağmen tersinde bir şey uygulanmıyor. nasıl bu kadar sağır ve kör olabilir insanlar. uuuu... zannediyorum rahatsız olduğum kısmı hissetirebilmişimdir.
  • 31666
    tudor'un gönderilmesini istemedim. tudor'la yollar ayrılınca fatih terim'in de gelmesini istemedim. çünkü film hep başa sarıyordu. fatih terim geldi, bu son gelişi.

    bu gözler neler gördü. mustafa denizli, prandelli, riekerink, tudor, hamzaoglu, rijkaard, skibbe, bülent korkmaz... galatasaray yakın tarihte ne zaman doğru düzgün futbol oynadı ya da arzu edilen başarıları elde etti? gelen gideni arattı, giden badem gözlü oldu.

    bugün oynanan oyun yakın tarih galatasaray standartları üzerinde bence. vaat edilen de görmek istediğimiz standart.

    genel sorunumuzun sabır olduğunu düşünüyorum. fatih terim'e sabretmedik anlamı çıkmasın. tudor'un gitmesini istemezken sabır gösterilmesi gerektiğini, sezonu tamamlaması gerektiğini düşünüyordum. radikal kararlar almıştı, bir takım kurulmuştu.

    durum felaket değilse son görülmeli. aslında yeni bir sayfadayız. bence heyecan verici bir takım kuruldu. bugün bu takımı kuran terim. radikal kararlar alınmaya başlandı. yeni başkan, yeni dönem. öyle ya da böyle bir proje ortaya kondu.

    maalesef genç guardiola'lar, genç klopp'lar futbolun beşiği türkiye'ye gelmek için can atmıyor. terim bugün gitse yerine gelecek olanın 1 senelik canı var. he gelecek olan da felaket değilse arkasında dururum. çünkü ihtiyacımız olan ne şampiyonluklar ne de başka başarılar. ihtiyacımız olan şey sabır kültürü. ben çok sıkıldım o gitsin bu gelsin, o da olmadı bu olsunlardan.
  • 31667
    her şeyi geçtim 29 ağustos 2021 kasımpaşa galatasaray maçında morutan neden oyundan çıktı? yorgun desen yorgun değil; uefa maçlarına çıkmadı. maç eksiği var desen o da değil; bu sezon steaua bükreş ile altısı ilk on bir olmak üzere yedi resmi maça çıkmış ve konferans ligi maçı uzatmaya gidince 120 dakika sahada kalmış. formsuz desen formsuz değil; maç içinde bir asist yapmış, diagne'nin attığı kötü pasta presle topu kaptıktan sonra şut çekip ikinci golün oluşumuna katkı sağlamış. bir oyuncunun doksan dakika sahada kalması için daha ne yapması gerekiyor?

    beş oyuncu değişikliği hakkı yaramadı hocaya. üç değişiklik hakkı olsa 2-1 öndeyken 46. dakikada iki oyuncu değiştirip takımın ahengini bozmazdı.
  • 31668
    oynattığı futbolu eleştirelim, cesareti azaldı diyelim. ancak 68 yasinda para için çalışmadığından emin olduğumuz* adamın hala 20'lik topcular toplayıp onları bir arada yükseltmeyi dert edinmiş adama saygı duyalım.

    zamaninda eğittikleri çalıştırdiklari her neyse su an rakip hoca olarak karşısında.

    hoca kolayı da secebilirdi. çıkar tv'ye sabah aksam ahkam da kesebilirdi. su an bir şeyler yapmaya çalışıyor bakin bazi şeyleri yapamıyor ben de farkındayım. hatta bazı inatları yüzünden kendi bacağına sıkıyor. ama adam uğraşıyor didiniyor, bir hayalin ortak olan hayalimizin sorumluluğunu alıp uğraşıyor deniyor yanılıyor tekrar deniyor.

    eleştirelim kizalim ama saygi duyalım. su soruyu soralim kendimize. hocanin hala galatasaray icin çalışıyor olmasının sebebi nedir?
  • 31669
    kendisiyle hicbir zaman bitmeyecek bir bagim var.
    gurur kaynagim da oldu simdilerdeki gibi dinmeyen bir kizginligimin da kaynagi oldu.

    bir yerde bir sekilde basarili olacaktir. arkasinda dag gibi biriken stresli ve kizgin taraftar var. bu genellikle hocayi iyi hissettirmez diye dusunuyorum. ugrasiyor didiniyor ama bence hoca cok yorgun. 68 yasinda bir insanin, les gibi bir medyasi olan ulkede sadece 2 hafta tatil yaparak rejenere olabilecegini dusunmuyorum.

    cok yogun bir fiksture girecegiz. milli takim arasinin cogu transfer hengamesiyle gececek. yine dinlenemeyecek. mental olarak yorgunlugunu hissediyorum.

    allah sana yardimci olsun hocam. bir taraftar olarak yanindayim. duygular tamam. kafayi toparlamak lazim. 60 yasinda babam bugun bakkala cikip alacagi seyleri eksik alip eve dondugunde kuplere biniyor. bu haleti ruhiyeler bu yaslarda kaldirilacak seyler degil. akil sagligi bastadir.

    umarim akil ile karar koordinasyonlarini diri tutar. ıyi sinyaller vermiyor.
  • 31670
    (bkz: 21 nisan 2018 alanyaspor galatasaray maçı)
    (bkz: 2 kasım 2018 galatasaray fenerbahçe maçı)
    (bkz: 8 aralık 2018 galatasaray çaykur rizespor maçı)
    (bkz: 27 şubat 2019 hatayspor galatasaray maçı)
    (bkz: 24 mayıs 2019 sivasspor galatasaray maçı)
    (bkz: 14 aralık 2019 galatasaray ankaragücü maçı)
    21 haziran 2020 galatasaray gaziantep fk maçı
    (bkz: 29 ağustos 2021 kasımpaşa galatasaray maçı)

    2 farkla öne geçtikten sonra, rakibin skoru eşitlediği toplam 8 maç var. bu 8 maçın sadece 1'inde gol atıp galip gelmişiz.
    -----------------------------------------------------------------------------------
    (bkz: 1 şubat 2018 konyaspor galatasaray maçı)
    (bkz: 9 nisan 2018 gençlerbirliği galatasaray maçı)
    (bkz: 25 ağustos 2019 galatasaray konyaspor maçı)
    (bkz: 26 kasım 2019 galatasaray club brugge maçı)
    (bkz: 21 haziran 2020 galatasaray gaziantep fk maçı) (bu maçta da 3-1 öne geçmiş ama 90+'da yediğimiz golle 3-3 bitmişti. yani hem 2 farkla öne geçmiş, hem de 90+'da gol yemişiz. o yüzden bu maçı her iki kısma da ekledim.)
    (bkz: 24 temmuz 2020 antalyaspor galatasaray maçı)
    (bkz: 19 ekim 2020 galatasaray alanyaspor maçı)
    (bkz: 19 mart 2021 galatasaray çaykur rizespor maçı)
    (bkz: 18 aralık 2020 fatih karagümrük galatasaray maçı)

    90+'larda gol yiyip puan kaybettiğimiz toplam 9 maç var.

    -----------------------------------------------------------------------------------------
    (bkz: 29 ağustos 2021 kasımpaşa galatasaray maçı)
    (bkz: 5 ağustos 2021 galatasaray st johnstone maçı)
    (bkz: 21 temmuz 2021 psv eindhoven galatasaray maçı)
    (bkz: 21 nisan 2021 galatasaray trabzonspor maçı)
    (bkz: 19 mart 2021 galatasaray çaykur rizespor maçı)
    (bkz: 7 mart 2021 galatasaray sivasspor maçı)
    (bkz: 17 ocak 2021 beşiktaş galatasaray maçı)

    son 7 ayda bireysel hatalardan dolayı puan kaybettiğimiz toplam 7 maç var.

    bakın kırmızı kart gördükten sonra dağılmamız veya rakibin öne geçtikten sonra çeviremememiz gibi konularda var. hatta 1-0 öndeyken bile tırnaklarımızı yiye yiye maçın bitmesini beklediğimiz onlarca maç var. herhangi bir puan kaybında fatih terim'i o kadar çok savunuyorsunuz ki, artık argüman kalmadı. allah aşkınıza bana söyleyin 90+'da bir maç olur gol yersin, iki maç olur gol yersin ama kalkıp da tam 9 kere de maç vermezsin be kardeşim. 2-0 öne geçtikten sonra, bir kere hata yaparsın, iki kere yaparsın ama 8 kere yapmak ne? sırf bundan dolayı şampiyonluk verecektik haberiniz var mı? ya da bir kere bireysel hata olur, iki kere olur ama 7 ay içerisinde 7 kere olmaz. olmaz kardeşim olmaaaz. bunlar tesadüf falan değil, bildiğin plansız ve disiplinsiz bir şekilde hareket etmektir. avrupa'da elek olduk ama hesap soramadık. sormaya kalktığımızda "şşşş bir bildiği vardır" dediler. yahu tamam imparatordur, bizde en az sizin kadar seviyoruz ama mağlubiyet için hesapta mı sormayalım? gerçi avrupa'da mağlubiyet bile bizim için lükstü, çünkü bildiğin hezimete uğruyorduk. bizim kadromuzun 10'da 1'i kadar değeri olan randers takımına bile diş geçiremedik. o kadar kötü durumdayız ki, 26 ağustos 2021 galatasaray randers fc maçında iyi oynadık diye sevindik. rakipte randers ha.

    bu takımda birçok şey eksik arkadaşlar. sırtınızı yaslayıp, ayaklarınızı uzatarak böyle gerine gerine maç seyrettiğiniz oldu mu hiç? şahsen ben hatırlamıyorum. her dakikamız, her saniyemiz stres altında geçiyor. nedeni nedir diye soruyoruz ama "şşş imparatordur o" diyorlar. yahu bende biliyorum imparatordur, efsanedir ama soruyorum işte takımın bu başıboşluk halini? gelip burada derdimizi anlatıyoruz ama hemen fatih terim düşmanı oluveriyoruz. ben galatasaray'ı düşünüyorum diyorum ama gelip "sırf fatih terim'i eleştirmek için bahane arıyorsun" diyorlar.

    şimdi son maçımız olan 29 ağustos 2021 kasımpaşa galatasaray maçının kadrosuna bakalım çünkü çok önemli bir şey göstereceğim.

    muslera
    nelsson
    luyindama
    boey
    van aanholt
    berkan
    cicaldau
    morutan
    kerem
    barış
    diagne

    evet arkadaşlar, bu kadroda ne görüyorsunuz? ben söyleyeyim, hepsi fatih terim'in istediği transferler. diagne'yi istememişti falan demeyin çünkü basın toplantılarında sık sık adını verip transferini istediği mohamed'i gönül rahatlığıyla yedek oturttu. taylan, mohamed, babel, feghouli, ömer bayram ise sonradan oyuna girdi. feghouli hariç hepsi hocanın istediği transferlerdi. aytaç kara, emre akbaba, arda turan, emre kılınç, oğulcan çağlayan, alpaslan öztürk gibi transferlerde hocanın transferleri. ee sonuç ne oldu? hocanın bütün istedikleri yapılmasına karşın halen daha 2-0'dan maç veriyoruz arkadaşlar. hoca 4 yıldır bu takımda ama neyi doğru yaptık? 4 yıldır bu takımın teknik direktörlüğü yapan birisi, kalkıp da rahat rahat "sizden 3 yıl daha istiyorum" diyebiliyor. nedeni basit çünkü hemen hemen herkes "vardır hocanın bir bildiği" diyor. bende soruyorum, diyorum ki hocam 4 yıldır bu takımdasın, neden o zaman yapılandırma başlatmadın da şimdi 3 yıl istiyorsun? aaaa ama olur mu hemen karşı çıkıyorlar bana "sen fatih terim'den iyi mi bileceksin?" diye.

    seri, nzonzi, lemina, andone, falcao, mitroglou, onyekuru, nagatomo gibi bir sürü transferlerde yapıldı ama yine de oyun anlamında hiçbir şey yapamadığımız gibi ligi 6. sırada bitirdik*. sorun transferlerde değil, sorun oyun anlayışımızda diyoruz ama yine derinden şşşttt sesleri geliyor ve bizi susturuyor. fatih terim'de bunu o kadar güzel kullanıyordu ki, her basın toplantısında camia içerisindekilere posta koyuyordu. hocam seni çok seviyoruz diyoruz ama bir bakıyoruz 2 hafta sonra "taraftara söz verdim, sözümü de tuttum ama bu yıl sözleşmem bitiyor" lafları ederek yalvarmamızı istiyordu. aman hocam yapma etme diyorduk ama yine camia içerisindekilerle kavga edip sonra twitter'dan güzelce "verilmiş bir sözüm var" cümlelerini kullanıyordu. hani söz vermesem giderim diyor, fedakarlığını falan gösteriyor. sanki kendisinin galatasaray'a hiç ihtiyacı yokmuş gibi davranıyordu. ki, davranmaya da devam ediyor.

    fatih terim'i fatih terim yapan hırsıdır, kenarda stresten sırılsıklam olmuş gömleğidir, sıktığı dişleridir... peki gördüğümüz ne? sadece bahane. dördüncü-beşinci döneminde şu ana kadar 160'a yakın maçta 1.9 puan ortalaması yakalamış. bugün herhangi bir teknik direktör bile galatasaray'ın başındayken bunu yapabilir. hal böyleyken eski fatih terim nerede diye sormak suç mu oldu? gerçi evet suç oldu çünkü konuşmazsak her şeyin güllük gülistanlık olduğunu sanan birçok kitle var. aman ali rıza bey tadımız kaçmasın...

    edit:kupa beyi (kullanıcı) uyarısıyla eksik maçlar eklendi.
  • 31671
    takımın başında uzun yıllar kalması gereken hocamız.

    evet; özellikle psv maçlarında kızgınlıktan, maç sonu sinirden gerek burada olsun gerek ekşisözlük gerek twitter'dan fatih hocayı çok eleştirdim, istifa etsin dedim, yerine yabancı hocalar gelsin dedim. ama sakin düşününce yukarıda bir arkadaşımızın bahsettiği gibi kulüp için önemli olan teknik direktör istikrarıdır. bu sanılandan çok daha önemlidir. kurum hafızası çok önemlidir bizim hafızamız da fatih terim'dir. fatih terim'le devam etmeliyiz. bu; senemizi heba etmek olmayacaktır. kötü oynayan futbolcular; başka teknik direktör altında azlıkla düzelirler, sıklıkla kötü oyunlarına devam ederler.

    ikincisi; fatih terim'in bahsettiği 3 yıllık yapılanmanın sonucunu görmek istiyorum. bazı arkadaşlarımız babel'le, arda ile 3 yıllık yapılanma olur mu demişler? futbolcu kadromuzun çoğunluğu genç babel veya arda'nın girmesi maçı çevirme amaçlı hamleler. hiçbir teknik direktör maçı çevirmemek adına hamle yapmaz. demek babel'in uzaktan şutlarına veya arda'nın paslarına ihtiyaç duyuyoruz ki onlar oyuna alınıyor. burada bu hamleleri övdüğüm anlaşılmasın. babel oyuna girince bende de "bu maçta puan kaybederiz" düşüncesi oluşuyor ama işin mantığını bu şekilde anladığımı ifade ediyorum.

    ingiltere'de ki kulüplerde uzun seneler hocalar kalmasını savunan arkadaşlarımız söz konusu türkiye olunca hemen hoca yollanmasını savunuyorlar. arsen wenger örneği üzerinden gidersek arsenal'in başında yaklaşık 20 sene kaldı. her senesinde kulüp kar elde etti. futbol olarak tatmin ettiği yıllar oldu ama geçen yılların çoğunluğun da futbol olarak tatmin etmedi. yani demek istediğim futbol olarak iyi oynanmasa bile ingiltere'de hocalar uzun seneler kulüplerinin başında kaldılar ve bizim türk taraftarlar bu düzenle çok övündüler.

    elbette arsenal ile galatasaray konum olarak aynı kefede değiller. galatasaray şampiyon olma kültüründen gelen bir kulüp. şampiyon olamayınca yoğun eleştiri ve istifa dürtüsü öne çıkıyor taraftar üzerinde. kelle aranıyor. çoğunlukla başkanın isteniyor bazen de hocanın. fakat bunun değişmesi gerektiğini düşünüyorum. fatih terim ilk defa 5 senedir bizimle bir 3 sene daha sözleşmesinin sonuna kadar kalmalı. keza başkanımızda görev süresinin sonuna kadar kalmalı. kurumsal hafızamız gelişmeli. başarıya döşenen yollar esas böyle durumlarda ortaya çıkar.

    medya ve tff kurulları galatasaray'a düşman bir kitle tarafından yönetiliyor. bunlar arkasına siyasi destek aldıkları için birşey yapamıyoruz. o zaman bırakalım fatih hocaya ve başkanımıza. görev süreleri boyunca bu klikle mücadele edecekler birde üstlerine biz yük olmayalım. onların yanlarında duralım. başkan ve hoca değişimleri karşımızda ki bu kliğe yarıyor ve yeni gelenleri daha kolay alt ediyorlar.

    güzel futbol, özlediğimiz futbol fatih hoca döneminde gelir mi? gelir, nasıl uefa kupası aldığımız dönemde geldiyse, nasıl drogbalı dönemde geldiyse bu dönemde gelir. eksik olan şeyler belli aslında. orta sahamız eksik. forvetimiz eksik. gedson ve halil olsa şu an oynadığımız sitem büyük ihtimal çok daha işler hale gelecek. fatih terim futbolcuya göre sistem hocası değil. kendi sistemini futbolcuya dayatan bir hoca. bu onun özelliği. kendi sistemine uyan futbolcular olursa her takıma sahayı dar ediyoruz. şu an genç bir kadro var ve geleceği de açık. sabretmemiz gerekiyor. bazen kendimde sabredemiyorum maç sonunda. ama gerçek bu. genç kadron varsa sabredeceksin. başarının sırrı bu.
  • 31672
    29 ağustos 2021 kasımpaşa galatasaray maçından sonra melo ve fernando adını durup dururken zikretmeyen hoca. herkeste öyle bir yanılgı var.
    basın toplantısında kendisine ''daha önceden o bölgede melo ve fernando oynuyordu. bu tarz bir oyuncu eksikliği hissediyor musunuz'' gibi bir soru sorulmuştur. oda o bölgenin öneminden bu iki isim gibi oyuncunun kolay olmadığından bahsetmiştir.

    sosyal medyada sorulan sorulara hiç girilmeden verilen cevapları da kes, yapıştır şeklinde verdikleri için insanlar çok yanılgıya düşebiliyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın