• 256
    21 aralik 2017 tarihinde ''nerede kalmistik'' tweetiyle baslayan donem...

    2021-22 kis transfer sezonu oncesinde...

    odenen bonservis anlaminda...

    2017-18 sezonu ikinci yarisi : 15 milyon euro kar.
    2018-19 sezonu: 2.8 milyon euro kar.
    2019-20 sezonu: 3.2 milyon euro zarar.
    2020-21 sezonu: 800 bin euro zarar.
    2021-22 sezonu ilk yarisi: 24.8 milyon euro zarar.

    dolayisiyla an itibariyle toplamda 11 milyon euro ekside bulunuyoruz. *

    ---

    bu donem baslarkenki ilk 11'e odenen bonservis miktari...
    muslera(6.75m)
    mariano(4m) - maicon(7m) - serdar aziz(4.5m) - latovlevici(550bin)
    feghouli(4.25m) - belhanda(8m) - fernando(5.25m) - ndiaye(7.5m) - tolga cigerci(3m)
    gomis(2.5m)

    olmak uzere toplam 53.300.000 milyon euro iken... (ortalama 4.84m euro)

    gunumuzdeki ilk 11 olmasi planlanan:
    muslera(6.75m)
    boey(1.15m) - nelsson(7m) - marcao(4m) - aanholt(0)
    morutan(3.5m) - berkan(4m) - taylan(620bin) - cicaldau(6.5m) - kerem(0)
    mostafa(1.76m)

    olmak uzere toplam 35.280.000 milyon euro'dur. (ortalama 3.20m euro)

    ---

    bu donem baslarkenki kadronun yillik toplam maas butcesi %15 olan vergi dahil 67 milyon euro iken...

    bugun %40'a cikartilan vergi dahil 47 milyon euro'ya cekilmistir.

    ---

    bu donem baslarkenki kadronun * yas ortalamasi 27.60 iken...

    an itibariyla kadronun yas ortalamasi 26.90'dir.

    ---

    bu donem baslarkenki ilk 11 olan:
    muslera(31)
    mariano(31) - maicon(28) - serdar aziz(26) - latovlevici(31)
    feghouli(27) - belhanda(27) - fernando(29) - ndiaye(26) - tolga cigerci(25)
    gomis(31)

    kadrosunun yas ortalamasi 28.36 iken... (kaleci haric 28.10)

    gunumuzdeki ilk 11 olmasi planlanan:
    muslera(35)
    boey(21) - nelsson(23) - marcao(24) - aanholt(31)
    morutan(22) - berkan(23) - taylan(26) - cicaldau(24) - kerem(23)
    mostafa(24)

    kadrosunun yas ortalamasi 25.18 'dir. (kaleci haric 24.10)

    ---

    bu donem baslarkenki ilk 11'in maaslari:
    muslera(3.6m)
    mariano(2.3m) - maicon(2.2m) - serdar aziz(2m) - latovlevici(750k)
    feghouli(3.85m) - belhanda(3.35m) - fernando(3.3m) - ndiaye(2.75m) - tolga cigerci(2m)
    gomis(3.35m)

    olmak uzere vergisiz toplam 29.450.000 euro iken, (ortalama 2.67m euro)

    gunumuzdeki ilk 11 olmasi planlanan:
    muslera(2.5)
    boey(480bin) - nelsson(800bin) - marcao(1.3m) - aanholt(1.9m)
    morutan(630bin) - berkan(700bin)* - taylan(540bin)* - cicaldau(900bin) - kerem(460bin)*
    mostafa(650bin)

    olmak uzere vergisiz toplam 11.670.000 euro olmustur. (ortalama 1.06m euro)

    ---

    not: yerli futbolcularin maaslari ve tl uzerinden odenen ucretler imza atilan gunku euro kuru baz alinarak euroya cevrilmistir.

    bu donemin isim isim giden transfer bilancosu icin (bkz: #3301285)
  • 257
    yavaş yavaş sona geliyoruz. ama maalesef fatih terim'le olan hikâye mutlu sonla bitmeyecek gibi gözüküyor.

    2017 sonunda geldiğinde elinde tecrübeli ve kaliteli bir kadro, liderlikten çoğunlukla idari ve mental sorunlar nedeniyle taze düşmüş bir puan durumu, belli bir seviyenin üstünde bir kondisyon ve taktik durumda bir takım vardı. algıyı ve psikolojiyi toparlayarak şampiyon oldu.

    ertesi sene gidenler ve gelenler olsa da kadro kalitesi ve mantalite büyük ölçüde korundu ama şampiyonlar ligi'nde nispeten kolay bir grupta varlık gösteremeden elendik. ligde en güçlü rakibimiz başakşehir'di ve psikolojik faktörlerle gelen bir şampiyonluk daha yaşadık. ancak kadro kalitemiz ah biraz daha iyi olsa bu sefer şampiyonlar ligi'nde estirebilirdik. yalnız ffp vardı ama hocamız istiyorsa bir şekilde takımı güçlendirmeliydik.

    o lanetli 2019 yazındaki bir kamyon dolusu genç-yaşlı kiralık ve bonservissiz yıldız transferi de tutmadı. tutmadığı gibi azalan ama hâlâ var olan takım içi ayarları da epey bozdu. yüksek maaşlar kulübün mali yapısını, bitmeyen istekler, ısrarlar ise başkan-yönetim ve hoca arasındaki dengeyi bozdu. bir öncekinden daha kötü bir şampiyonlar ligi geçirdiğimiz gibi ligde de sallanmaya başladık. sonra pandemi...

    denemeler yanılmalar ve kadro tıraşlaması sonrasında nihayet 6 ay sonra bir oyun oturtmuşken pandemi başladı. verilen ara sonrası dönüş yine kötü olunca "pandemi olmasa böyle olmazdı," dendi. halbuki pandemi herkese vardı ve covid bazında galatasaray'ın ciddi kadro kayıpları ve eksikleri olmadı. muslera'nın sakatlığı bahane hanesine yazılsın hadi. ama genel algı, "çok iyiydik ama pandemi en çok bizi bozdu, yoksa uçuyorduk" şeklindeydi. pandemi, hoca'nın kurtarıcısı oldu.

    20-21'de devam eden ffp yüzünden yine bir başka kiralık paketi, avrupa'ya erken veda derken ne oynandığının yine anlaşılamadığı bir sürecin içinde bulduk kendimizi. arda ve belhanda mevzuları başkan-hoca arasındaki mevzuya iyice tüy dikti. son düzlükte yaptığımız atak, 13-14 kişilik yaşlı bjk'yi geçmeye yetmedi. onca lüzumsuz gerginlik ve oyunsuzluk unutuldu, averajla kaybedilmiş oldu şampiyonluk: "1 gol abi ya, 1 gol." fakat sezon içinde teknik direktör değiştiren, camiası bizden 5 kat daha fazla çalkalanan fb'nin bile son maçın son dakikasına kadar şampiyonluk iddiası içinde olduğu dikkate değer bulunmadı.

    geldik 21-22 sezonuna. başkan değişti, hoca imza bile atmadan antrenmana çıktı. ffp bitmişti, sponsorluklar yenilenecekti. 25 milyon bonservis harcandı. gençlik dendi, yatırım dendi, 3 yıllık proje dendi. bunlar biraz da önceki yıllardaki kötü tecrübelerin eseriydi. sütten ağzımız yandı, o zaman buzağı alalım tarzında bir transfer ve kadro yapılanmasına gidildi. hafızalarımız taze olduğu için detay vermeye gerek yok. ilk yarı sonu itibariyle 19 maçta 27 puan ve +1 averajla 10. sıradayız. kupada alt ligin kötü bir takımına elendik.

    iyi futbol oynamıyoruz, hiçbir maça favori çıkamıyoruz, oyuncuların psikolojisi bitik. kerem haricinde herkes düşüşte, geldiğinde gösterdiğinden daha kötü durumda. hoca'nın çözüleceğini söylediği sorunlar (bitiricilik, maç koparma, oyun kalitesi) her geçen gün daha da derinleşiyor. her geçen gün kerem gibi bireysel becerilere daha da mahkum hale geliyoruz. hatta önceki yıllarda her şey kötüyken bile belli bir seviyenin altına düşmeyen savunmamız bile dağılmış durumda. (denizlispor'dan 18 şut ve 3 gol yedik) hoca'nın maç sonlarındaki açıklamaları tutarsız, çelişik, sorunlara değinmekten ve çözüm bulmaktan uzak gözüküyor. mesela önceki yıllarda ekibine eleştiri getirildiğinde toz kondurmazdı ama sene başında bir baktık ki hepsi pilot olmuş. bugünkü vaziyete bakınca sorunun yardımcı antrenörler olmadığı artık iyice anlaşılmıştır umarım.

    işin çok fazla detayına girmeye gerek yok. geleceğe yönelik ciddi bir yatırım yapıldı. yazın bonservis ödeyip aldığımız futbolcuların hiçbirini aynı fiyata satamayız. teknik direktör ve oyuncular arasında teknik-taktik, psikolojik-mental olarak bir uyumsuzluk söz konusu. bireysel parlamalar olsa da takımın toplamı geleceğe yönelik ışık vermiyor. bu durumda yapılacak şey belli.

    tutunacak tek dal olan avrupa ligi'ni gerekçe göstererek hoca'nın ayrılığını erken bulacaklar için diyecek bir şey yok. uluslararası sahne faktörü, pragmatik savunma oyunu, şans faktörü, rakiplerin de bizim gibi yapılanma sürecinde olması ve daha bir sürü unsur bir araya gelip bu tabloyu ortaya çıkardı. izlediğimiz 32 resmi maçta takımın kadro kalitesi, oyunu, yönetimi hakkında yeterince bilgi sahibiyiz artık. hayal aleminde yaşamaya gerek yok. bu oyunla en fazla 1 tur geçebiliriz. 2 ay sonra oynanacak 2 maç için hoca'yı yormaya, takımı daha fazla yıpratmaya gerek yok. "en azından avrupa ligi'nde grup lideri bir takım bıraktı" diyelim. bu takımı doğru antrene edecek, iyi iletişim kuracak yeni bir teknik direktör denemenin zamanı geldi.
  • 258
    gereğinden fazla uzamış, misyonunu ve ömrünü tamamlamış olan dönem. hoca yönetime rest çekip taraftara da giderim şantajını yaparak arda turan transferini yaptırdığı gün aslında bittiği gündü.

    başkanın hastalığı sonrası yaşanan idari boşluk, sonrasında hocaya biat ettiği için vasıfsız bir başkanın seçilmesi derken artık boğazımıza kadar batmış bir noktaya geldik.

    projeydi, gençleşmeydi carttı curttu derken geldiğimiz noktada futbolun en temel ilkelerini bile uygulayamayan bir futbolcu grubunun 90 dakikalık maceralarını izleyip duruyoruz...

    artık yeter...
  • 266
    çok hatalı bir şekilde mayıs ayında sezon bitiminde değil sezon ortasında sonlanmış dönem.

    bu sezon zaten kaybedilmiş. şimdi terim'in yerine gelecek teknik direktör bahse girerim gelecek sezon en geç aralık ayında kovulacak. biz bu filmi bülent korkmaz, gheorge hagi, hamza hamzaoğlu, jan olde riekerink ve igor tudor örneklerinde defalarca gördük. hepsi de yeniden yapılanma yalanlarıyla göreve getirilip abuk subuk zamanlarda kovuldular.

    şimdi terim en azından mayıs ayına kadar kalsa avrupa çöpe gitmez, yeni gelen hoca sezonu kafasında bitirmiş hedefsiz kalmış, kötü sonuçlar almış bir takımda kaçınılmaz şekilde kalan yarım sezon boyunca alınacak kötü sonuçlarla kendini yıpratmazdı. yeni sezona yeni umutlarla taze bir başlangıç yapabilirdi.

    burak elmas'ı çok destekledim ama galatasaray tarihinin en kötü kararlarını veren adnan polat ve dursun özbek ile benzer düştü bu hamlesi. rahmetli mustafa cengiz asla sezon ortası hoca kovmazdı. terim'i bile göndereceğim dediğinde sezon bitimi olmuştu. profesyonel biriymiş.
  • 268
    takım kadro bakımından güçlü olsa da büyük maçlarda hallice asansör takım skorları alırken, bi aralık akşamı başladı serüven.
    topunuzu tüfeğinizi alın gelin dedi, ilk sene ezeli rakiplerine ikinci sezon akp'nin futbol charı başakşehire karşı 2 ekstra şampiyonluk çıkardı.
    3. sezon pandemi ile rüzgarı kesildi takımın, bilmem kaç yıllık kadıköy şanssızlığını döve döve kırmasına rağmen.
    4. sezonda da hakemler, billonglar, brezilya'daki isa heykeli gibi kollarını her maç açan teknik direktörlü, milletvekili dokunulmazlığı olan rosierli beşiktaşa averajla kaybetti.

    5. sezon yeniden yapılanalım dedi. kariyerini kenara koydu. maaş yüküyle başladı. avrupa'da tekrar eseceğiz dedi. balkanlardan gelen soğuk hava rüzgarına galatasaray kasırgası ile cevap verdik.

    ligde ise işler istediğimiz gibi gitmedi. %30 performansa %70 hakemlere bağladığım şanssız sonuçlar aldık. ne zaman takım ivme kazanacak, maç içinde olsun haftaiçinde olsun hakemler hiç eksik olmadı ensemizden.

    belki de çekmediği "evet" videosundan, belki de tff'nin vermemek için direndiği ama bir şekilde alıp bağışladığı tazminatından.

    rakipler hegemonyasından kurtulmak isterken, kendi fatih terimlerini yaratmak isterken, biz elimizdekini nihat özdemir'e çekemediği resti koltuğunu borçlu olduğu fatih terim'e çeken burak elmas vasıtası ile kaybettik.

    çok isterdim hocam.
    sezonu bir şekilde bitirelim, müzemizdeki uefa kupasının hocası olarak ikincisini zorla.
    sezon sonu yönetim itibarına yakışır veda hazırlasın. 50 bin kişi stadı dolduralım.
    kazandırdığın kupalar sıralansın.
    kupaların arasında meşaleler yansın.
    tezahüratlar eşliğinde sen orada yürürken biz avuçlarımız patlayana kadar alkışlayalım.
    en sonunda mikrofonu eline alıp, hakkınızı helal edin, galatasaraylılar ölür galatasaraylılık ölmez deseydin, biz de alkolün verdiği yetkiye dayanarak gözlerimiz dolu dolu "imparator fatih terim, ölene kadar hep seninleyiz" diye bağıralım.

    neyse,
    kim hakkıyla veda edebildi ki bu kulübe zaten diyeceğim de senin kadar hakkı olan var mıdır? bilmiyorum.
    bizden yana herşey helal olsun hocam.

    ayağını kessen de florya'dan, gölgeni çekme üstümüzden.
    4. fatih terim dönemi son hocalık dönemin olabilir ama 5. dönemine, başkanlığına hazırız.

    siz o gün bayramı kutlamayı görün.
  • 269
    efsanemizi, teknik direktörlük bazında başarılı ama futbol aklı anlamında* başarısız bulduğum dönem. igor tudor'un bıraktığı kadrodan maksimum verim alabilen fatih hocanın, kendi transferlerinden aynı derecede verim alamaması bazı olumsuzlukları gösteriyor bana kalırsa.

    2021 yılında yapılan başkanlık seçimlerinde burak elmas kazandıktan sonra, 2021-2022 sezonunda milli takımdaki futbol direktörlüğüne benzer şekilde galatasaray'da futbolun tek yetkilisi ve futbol aklı oldu. genelde de bu şekilde çalışmayı daha çok tercih ettiği için, muhteşem kariyerine baktığımızda böyle bir talepte bulunmak fatih hocanın hakkıdır ve yeni seçilmiş bir yönetim tarafından bu yetkinin verilmesi de doğrudur bana göre.

    ancak, böyle bir talepte bulunduğu ve tüm yetkiyi üzerine aldığı için, ortada bir başarısızlık varsa doğal olarak ilk eleştirilecek kişi de kendisi oluyor ki, 2020-2021 sezonunda okan kocuk varken, fatih öztürk'ü transfer eden ve 4 milyon tl maaşını onaylayan ama daha sonra kaleyi okan kocuk'a veren; 2021-2022 sezonunda ise fatih öztürk'e bir dakika bile forma vermeyip, okan kocuk'u kiralık gönderip, kaleyi muslera olmayınca ismail çipe'ye emanet eden, yedlin ve mostafa mohamed'i de 2020-2021 sezonunda bonservisiyle transfer edip, 2021-2022 sezonunda göndermek isteyen bir futbol aklının sorgulanması ve eleştirilmesi kadar normal bir şey yok diye düşünüyorum.

    doğru bir futbol aklının içinde doğru bir oyun planında fatih hocanın türkiye liginde başarısız olması neredeyse imkansız gibiydi. nitekim, rakip taraftarlar tarafından "bizi fatih terim hegemonyasından kurtarın", "kaçacak" , "pirlo'nun sözleri" ve en ufak kötü sonuçta "fatih terim istifa" algısı oluşturulması çalışılan bir ortamdan, rakip taraftarlar tarafından aynı galatasaraylıların zamanında aykut kocaman'ın fenerbahçe'nin başında kalmasını istediği gibi görevinde kalması istenilen bir ortama geçmesi bile fatih hocanın bir yerlerde hata yaptığını gösteriyordu.

    fatih hocanın en sevdiğim özelliklerinden biri ortada bir yanlış varsa, doğruyu bulana kadar denerdi ve bulduktan sonra ısrarcı davranırdı. bu şekilde çok fazla olumsuz havayı tersine çevirmişliği vardır ki, 2011-2012 sezonunda 4-4-2 denemesi ve sonrasında tüm sezonu domine etmesi güzel bir örnektir bana göre. bu dönemde ise, ortada bir yanlış olduğunu kabul etmeyip, hatalarda ısrar etmesi ve farklı sonuçlar beklemesi de son dönemdeki başarısızlığınnın bir özeti gibi oldu.
  • 270
    pandemiden önce oynanan 5-6 haftanın maalesef hocayı bitirdiği dönemdir. o 5-6 hafta gerçekten harika oynadı takım ama hoca da orada takıldı kaldı. o oyundan başka bir şey denemedi. aslında 2020-2021 sezonunun ilk yarısında farklı ve güzel bir oyun bulmuştu ama yine sonrasında o kafasına taktığı oyuna dönmeye çalışırken takımı tamemen bozdu.
  • 271
    hocanın yanı sıra hocayla alakalı kim var kim yok florya'dan ayağının kesilerek sonlandırılmasıyla burak elmas döneminin nadir olumlu icraatlarından olan dönem. 2022-2023 sezonu başı itibarı ile hocanın yancılarından necati ateş "galatasaray yorumcusu" sıfatıyla çıktığı televizyonda mevcut teknik direktör okan buruk'un altını oymak için uğraşıp duruyor. eray sözen yeni youtube kanalı açmış ve kanalı parlatmak için yaptığı prodüksiyon arda turan'ın demagoji dolu veda videosu olmuş. hoca desen netflix'te belgeseli bu hafta yayına giriyor ama daha bir dakikası ancak kamuya açılmış olan bu belgeselle ilgili ortalık yıkılıp duruyor.

    ve ne tesadüf ki, bunların hepsi camianın az biraz bir sinerji yakalayıp havaya girdiği bugünlerde oluyor...

    fatih hocanın teknik direktörlük dönemi, galatasaray tarihinin önemli bir kısmını oluşturuyor artık. 25-30 senede 15 şampiyonluk gördüğümüz, arada avrupa kupasına uzandığımız bir dönem yaşanmadığı sürece hocanın yerini kimsenin alması goygoy konusu bile olamaz. ama küçük hesaplar içindeki "yancı"larının, hocanın zerre ihtiyacı olmayan bu hesaplardan bir an önce vazgeçmesi gerekiyor.

    yoksa 3-5 senelerini kurtaracaklar diye galatasaray tarihinin yarısını oluşturmuş adamın ömrünün son günleri böyle itibar suikastları ve saçma sapan kavgalarla geçip gidecek...
  • 272
    son yılında barış alper yılmaz, berkan kutlu ve dönem dönem sacha boey’e çöp muamelesi yapılan dönem. ve tabi ki yeni transferimiz halil dervişoğlu da çöp damgasını yiyenler arasında yerini almıştı.

    öncelikle halil transferine karşı olanlardan olsam da o dönemki performansıyla değerlendirme yapmak pek sağlıklı olmayabilir. barış’ın da berkan’ın da boey’in de o döneme göre ne denli gelişim gösterdiği malum. diyebilirsiniz ki yanlarında yedlinler, taylanlar, cicaldaular oynarken şimdi mertensler, torreiralar falan oynuyor, doğru. ama bu, planlamayı yapanları hatasız kılmaz. aralarında 2-3 tane iyi, tecrübeli adamlar serpiştirilseydi o dönem bu denli kötü hatırlanmazdı.

    yani şimdiki düzende gelişimleri devam eden berkan, barış, boey ve hatta kıpırdanan morutan’ı görünce, halil dervişoğlu’na şimdiden yaftalama yapılmaması gerektiğini düşünüyorum. bir bakarsınız rotasyondan ciddi katkı veren bir oyuncuya dönüşmüş. bu işler belli olmaz. önümüzde örnekleri mevcut.
  • 273
    çok farklı bir dönemdi. galatasaray tarihi özellikle son sezonu gibi bir dönem yaşayamayacak. kadro düşünüldüğü gibi çöp değildi ama mental olarak çökünce bambaşka yerlere gitti. ağır çöp kadro lokomotif, lazio, marsilya ve barcelona deplasmanlarından gol yemeden dönmez. baya baya oyunu istediğimiz zaman kitleyebiliyorduk. muslera, kerem, boey, nelsson, marcao, morutan, cicaldau, berkan, taylan, emre, aanholt, halil ve mohamed. şöyle bakınca yaklaşık yüzde 80’inden verim aldık.
App Store'dan indirin Google Play'den alın